Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 35/2015 Dava No 16/2017 Karar Tarihi 21.04.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 35/2015 Dava No 16/2017 Karar Tarihi 21.04.2017
Numara: 35/2015
Dava No: 16/2017
Taraflar: Aysın Gözütok ve Tomay Gözütok, Müteveffa Mustafa Kemal Sakallızadenin Tereke İdare Memuru ve Müteveffaya muhtaç kimseleri temsilen ve diğerler ile Ektam Kıbrıs Ltd. arasıda
Konu: Anayasaya havale - Fasıl 148 Haksız Filler Yasasının 58(1)(d) maddesi ile 68 maddesinin şart bendinin Anayasanın 8. ve 17 maddelerine aykırı oldukları ve mezkur maddelerin meselenin karara bağlanmasında etken oldukları ileri sürülerek Anayayasa havale talebi - Anayasaya havale şartları.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 21.04.2017

-D.16/2017 Yargıtay/Hukuk No: 35/2015
(Gazimağusa Dava No: 352/2013)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ.

İstinaf eden: No. 1- Aysın Gözütok ve Tomay Gözütok, Müteveffa
- Mustafa Kemal Sakallızade'nin Tereke
İdare Memuru sıfatıyla ve Müteveffaya
muhtaç kimseleri temsilen, Çayönü,
Gazimağusa
No. 2- Tülen Sakallızade, Çayönü, Gazimağusa
- No. 3- İbrahim Sakallızade (küçük) en yakın
arkadaşı ve/veya en yakın akrabası
ve/veya tabi vasisi ve/veya annesi Tülen
Sakallızade vasıtasıyla, Çayönü,
Gazi-mağusa.
(Davacılar)

-ile-

Aleyhine istinaf edilen: Ektam Kıbrıs Ltd., Köprülü,
Gazimağusa.
(Davalı)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden hazır değil namına: Avukat İzzet Erkanlılar hazır.
Aleyh-ine istinaf edilen hazır değil namına: Avukat Hüseyin Malyalı hazır.
Gazimağusa Kaza Mahkemesi Başkanı Talat Usar'ın, 352/2013 sayılı davada, 09.01.2015 tarihinde verdiği karara karşı Davacılar tarafından yapılan istinaftır.

--------------

K A R A R-

Ahmet Kalkan: Bu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Gülden Çiftçioğlu okuyacaktır.
Gülden Çiftçioğlu: Huzurumuzdaki istinaf, Davacı No.1,2 ve 3'ün (İstinaf Edenler), Gazimağusa Kaza Mahkemesinde, Davalı (Aleyhine İstinaf Edilen) aleyhine ikâme e-tmiş oldukları 352/2013 sayılı davada, Mahkemenin 9.1.2015 tarihinde verdiği hükümden dolayı Davacı No.1,2 ve 3 tarafından yapılmıştır.
İSTİNAFA İLİŞKİN OLGULAR:

Davacı No.1,2 ve 3, Davalı aleyhine ikame ettikleri istinafa konu bu davadaki Tafsilatlı Tal-ep Takririnde, 21.7.2008 tarihinde ve/veya o tarihlerde saat 11.20 raddelerinde Köprülü'de faaliyet gösteren Davalı Şirkete ait meşrubat fabrikasında, arızalı bulunan şuruplama odası içerisinde bulunan 4 No.lu depo üzerindeki elektrikli su motorunun ses ya-pması nedeniyle, tamiri önce fabrika çalışanlarından Yahya Amasyalı tarafından yapıldıktan sonra, makineden yine ses gelmesi nedeniyle şuruplama odasına gelen fabrika çalışanlarından Müteveffa Mustafa Kemal Sakallızade'nin depo üzerindeki motorun elektrik -kutusunu tamir etmek amacı ile sol eliyle tutması neticesinde, elektrik


şalterinin açık bırakılması ve/veya kapatılmaması veya ahar nedenlerden dolayı elektrik akımına kapılmasıyla birlikte,
Davalının dikkatsizliği ve/veya ihmalkarlığı ve/veya yasal v-ecibelerin ihlali ve/veya kusur kabahatları nedeniyle vuku bulan iş kazası nedeniyle ölümüne sebebiyet verdiğinden Davalı Şirket aleyhine özel ve genel zarar-ziyan talep etmişlerdir.

Davalı ise dosyaladığı Müdafaa Takririnde, iptidai itiraz olarak, Davac-ıların Müteveffa Mustafa Sakallızade'nin ölümünden itibaren, yasal süre olan 1 yıl içerisinde iş bu davayı ikame etmediklerinden dolayı davanın zaman aşımına uğradığı cihetle davanın daha ileriye gitmeden, bu safhada ret ve iptalini talep etmiştir.

Daval-ı, yine iptidai itiraz olarak, Davalının kayıtlı adresinin "Organize Sanayi Bölgesi, Lefkoşa" olduğundan, iş bu davanın Lefkoşa kazasına bağlı Lefkoşa Kaza Mahkemesinde açılması gerektiğini ve 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'na göre Gazimağusa Kaza Mahkeme-sinin iş bu davayı görmeye yetkisi olmadığını iddia ederek, iş bu davanın Davalı aleyhinde daha ileriye gitmeden, bu safhada ret ve iptalini talep etmiştir.

Davanın dinlenmesine başlanmadan önce, tarafların ön itiraz ile ilgili olarak Mahkemeye hitap et-melerini takiben, Mahkeme kararı okunmadan hemen önce, Davacılar Avukatı, Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 58. maddesinin 1(d) fıkrası ile aynı Yasanın 68. maddesinin şart bendinin Anayasa'nın 8. ve 17. maddelerine aykırı olduklarını ve mezkur maddeleri-n meselenin karara bağlanmasında etken olduklarını ileri sürerek, meselenin Anayasa Mahkemesine havalesini talep etmiştir.


Alt Mahkeme, yapılan havale talebini irdeleyerek, Anayasa Mahkemesine havaleye ilişkin talebi reddetmiştir. Bunun ardından Alt Ma-hkeme, Davalının zaman aşımı ile ilgili birinci iptidai itirazını karara bağlayarak, talebin zaman aşımına uğradığı hususunda bulgu yapmış ve Davacıların Davalı aleyhindeki davasını reddetmiştir.

İstinaf Eden/Davacı No.1,2 ve 3'ün, Aleyhine İstinaf Edilen-/ Davalı aleyhindeki istinafı aşağıdaki iki başlık altında ele alınabilir:

Alt Mahkeme, Davacıların,Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 58. maddesinin 1(d) fıkrası ile aynı Yasanın 68. maddesinin şart bendinin Anayasa Mahkemesine havale talebini reddetmek-le hata etmiştir.

Alt Mahkeme, Fasıl 148 Haksız Fiiler Yasası'nın yukarıda sözü edilen maddeleri ile ilgili Anayasa Mahkemesine havale talebini reddetmekle hatalı olmasa dahi, Davacıların haklarını Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası madde 58(1)(d) kapsamı da-hilinde değerlendirmeye tabi tutarak ve
Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 68. maddesi
kapsamında değerlendirmeyerek hata etmiştir.



TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI



İstinaf Eden/Davacı Avukatı istinaftaki hitabında, Davacıların -benzeri bir davayı önce 22 Haziran 2010 tarihinde ikâme ettiklerini, ancak Davacı No.2'nin, Davacı No.3 küçükle Türkiye'ye gidişi ve davanın takip edilmemesi nedeniyle davanın iptal edildiğini, akabinde Alt Mahkeme huzurundaki

davanın açıldığını, Alt Mah-kemenin Anayasa Mahkemesinin 7/2008 D.2/2009 sayılı Anayasa Mahkemesi kararını yanlış ve hatalı yorumladığını, Anayasa Mahkemesinin 7/2008 D.2/2009 sayılı
kararı ile bu meselenin bire bir örtüşmediğini, Alt Mahkeme huzurundaki meselede Davacı No.3'ün 18 y-aşından küçük olduğunu, Anayasa Mahkemesinin 7/2008 D.2/2009 sayılı kararında meselenin 18 yaşından küçükler açısından ele alınmadığını, 18 yaşından küçük Davacının ebeveyinin 1 yıl içinde dava açmadığı nedeniyle dava açma hakkının heba olduğunu, Anayasa M-ahkemesinin 7/2008 D.2/2009 sayılı kararı ile Davacı No.1'in haklarının kısıtlanmış olduğu kabul edilse dahi, Alt Mahkemenin her halükarda Davacı No.2 ve 3 için havale talebini kabul etmemekle hata ettiğini iddia etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen / Daval-ı Avukatı ise istinaftaki hitabında, Alt Mahkemenin Anayasa Mahkemesinin 7/2008 D.2/2009 sayılı kararını doğru yorumladığını, bu karara konu meselede Fasıl 148 Haksız Fiiller 58 (1)(d) maddesinin KKTC Anayasası'nın 1,8 ve 17. maddelerine aykırı olduğunun i-ddia edildiğini, Alt Mahkeme huzurundaki davada da, aynı Yasanın aynı maddesinin KKTC Anayasası'nın 8. ve 17. maddelerine aykırı olduğunun iddia edildiğini, Anayasa Mahkemesinin 7/2008 D.2/2009 sayılı kararında, Fasıl 148 Haksız Fiiller 58 (1)(d) maddesini-n Anayasa'nın 8. ve 17. maddelerine aykırı olmadığını daha önce karara bağladığının açıkça görüldüğünü belirtmiştir.
İlâveten, Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 68. maddesinin, meselenin karara bağlanmasına etken olmadığı nedeni ile, Anayasa Mahkemesine- havalesine gerek kalmadığını ileri sürerek, istinafın reddini talep etmiştir.





İNCELEME

İstinaf Eden/Davacının 1. istinaf sebebi şöyledir:
"Alt Mahkeme, Davacıların Fasıl 148 Haksız Fiiler Yasası'nın 58. maddesinin 1(d) fıkrası ile aynı Yasanın 68. m-addesinin şart bendinin Anayasa Mahkemesine havale talebini reddetmekle hata etmiştir.

Alt Mahkeme huzurundaki davada, Davacılar Avukatı Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 58. maddesinin 1(d) fıkrası ile aynı Yasanın 68. maddesinin şart bendinin Anayasa-'nın 148. maddesi tahtında, Anayasa Mahkemesine havalesini talep etmiştir.

Alt Mahkeme, Anayasa Mahkemesine havale ile ilgili talebi reddederken, Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 68. maddesinin meselenin karara bağlanmasında etken olmadığı nedeniyle, -Anayasa Mahkemesine havaleye gerek olmadığı kanaatine varmıştır.

Alt Mahkeme, Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 58 (1)(d) maddesinin ise, taraflar arasındaki uyuşmazlığın karara bağlanmasında etken olabileceğine dair bulgusunu müteakiben, Fasıl 148 Hak-sız Fiiller Yasası'nın 58 (1)(d) maddesinin Anayasa'ya aykırı olmadığının daha önce Anayasa Mahkemesinin 7/2008 (D.2/2009) sayılı içtihadı ile karara bağlanmış olduğu ve mesele ile bire bir örtüştüğü nedeniyle konu maddenin Anayasa Mahkemesine havalesine g-erek olmadığı kanaatine vararak, Davacıların bu husustaki taleplerini reddetmiştir.

KKTC Anayasası'nın 148.maddesi uyarınca, herhangi bir mahkeme işlemindeki bir taraf, bu işlemin herhangi bir safhasında, bu işlemdeki uyuşmazlık konularından herhangi
-
birinin karara bağlanmasında etkisi olabilen herhangi bir yasanın veya kararın veya söz konusu yasa veya kararların herhangi bir kuralının Anayasa'ya aykırılığını ileri sürerek, anayasal açıdan incelenmek üzere, Anayasa Mahkemesine havale edilmesini t-alep edebilir.
Anayasa'nın 148. maddesi tahtında, bir yasa maddesinin veya kararın Anayasa Mahkemesine sunulabilmesi için, havale konusu yasa maddesinin veya kararın uyuşmazlık konusunun karara bağlanmasında etken olması (Bkz: Anayasa Mahkemesi 29/2014 D-.4/2017; Anayasa Mahkemesi 2/1982 D.9/1982), diğer bir anlatımla, o davada veya ihtilafın hallinde uygulanacak kural olması gerekmektedir (Bkz: Yargıtay/Hukuk 111/2014 D.7/2015 ).

Bir mahkeme havaleyi yaparken, havale konusunun önündeki uyuşmazlık konu v-eya konularından herhangi birisinin karara bağlanmasında etkisi olduğunu açıkça saptamalıdır ( Anayasa Mahkemesi 2/82 D.9/82). Bu bağlamda, Yargıtay/Hukuk 111/2014 D.7/2015'de vurgulandığı üzere, bir mahkemenin havalesi istenen maddelerin uyuşmazlığın çözü-münde uygulanıp uygulanmayacağını belirlemesi gerekmektedir.

Mahkeme, Anayasa'nın 148(1) maddesi tahtında hareket ederken, havaleyi yapıp yapmama konusunda takdir yetkisini Anayasa Mahkemesi 8/1999 D.5/1999 sayılı içtihadında belirtilen aşağıdaki kriterle-ri dikkate alarak kullanacaktır:
a)İstemin yargısal işlemleri yozlaştırmaya yönelik olup olmadığı;
b)Daha önce verilen karardan sonra karara ilişkin sosyal ve ekonomik koşullarda değişiklik olup olmadığı;

c)Anayasa Mahkemesinin aynı veya benzeri konu v-eya konularda birden fazla karar verip vermediği;
d)Mahkemenin, duruma göre, uygun göreceği sair faktörler.

Mahkeme kendisine yapılan havale istemini kabul edebileceği gibi, Anayasa'nın 148. maddesinin 1. fıkrasında belirtildiği şekilde "aynı veya ben-zeri bir konuda daha önce karar verilmişse", konunun Anayasa Mahkemesine iletilmesinin reddine karar verebilir.
Anayasa Mahkemesinin 8/99 sayılı D.5/99 sayılı içtihadında, Anayasa'nın 148. maddesinin 1.fıkrasındaki şart bendindeki "aynı veya benzeri bir k-onuda daha önce karar verilmişse" söz dizisinden, verilen kararın "Anayasa'ya uygundur" veya "Anayasa'ya aykırı değildir" şeklinde yorumlanmasının gerektiği ifade edilmiştir.
Her şeyden önce, Anayasa'nın 148. maddesinin 1.fıkrasının şart bendi, Anayasa Ma-hkemesinin kendisine yapılan havalede konu edilen mevzuatın Anayasa'ya uygun olduğu doğrultusunda karar vermesi halinde uygulanabilecektir. Diğer bir anlatımla; kendisinden havale yapılmasını isteyen mahkeme, istenilen havale konusu daha önce Anayasa Mahke-mesi tarafından Anayasa'ya uygun bulunduğu takdirde, takdir hakkını kullanıp, ikinci kez veya daha fazla istemde bulunulması halinde havale istemini reddedebilir. Bu durumda şart bendinin mahkemeye bir takdir hakkı verdiği sonucuna varılabilir (Bkz: Anayas-a Mahkemesi 8/99 D.5/99).
Mesele ile ilgili hukuki durumu yukarıdaki şekilde izah ettikten sonra, bu aşamada Alt Mahkemenin bulgularını değerlendirelim. Şöyle ki:

Alt Mahkeme kararında öncelikle, havale konusu kuralın ihtilafın hallinde etken olup olma-dığını, diğer bir anlatımla havaleye konu edilen kuralın ihtilafın hallinde uygulanıp uygulanamayacağının saptanmasının gerekli olduğunu
belirttikten sonra, Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 68. maddesinin uyuşmazlığın karara bağlanmasında etken olmadığ-ına, Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 58 (1)(d) maddesinin ise, taraflar arasındaki uyuşmazlığın karara bağlanmasında etken olduğuna dair bulgu yapmıştır.

Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 68. maddesi, haksız fiil davalarıyla ilgili zaman aşımını ort-aya koyan madde olup, bu madde uyarınca bir haksız fiil ile ilgili olarak dava açılabilmesi için, davanın; şikayet konusu eylem, ihmal veya kusurun meydana geldiği tarihi izleyen 5 yıl içinde açılması gerekmektedir.
Ancak, dava sebebinin ilk doğduğu zaman -davacı on sekiz yaşını doldurmamış ise, veya akıl hastası ise veya davalı ülke içinde bulunmuyorsa, söz konusu beş yıllık süreler, davacı on sekiz yaşını dolduruncaya kadar veya davacının akli dengesi düzelinceye kadar veya davalı tekrar yurda dönünceye ka-dar işlemeye başlamaz.

Bununla birlikte, yine Yasanın 68. maddesinin şart bendi uyarınca, bu madde kurallarının hiç biri, bu Yasanın 58. maddesi kurallarını etkiler şekilde yorumlanmaz.

Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 58(1) maddesi ise, herha-ngi bir kişinin haksız fiil sonucu hayatını kaybetmesi sonucunda ölüme neden olan eylemle ilgili olarak, bazı kişilerin dava açma hakkını düzenlemektedir.


Bu hükme göre, bir haksız fiil bir kişinin ölümüne sebep olduğunda eğer kişi ölmemiş olsaydı haksı-z fiilin neden olduğu bedensel yaralanmaları için tazminat hakkı olacaksaydı, ölen kişinin kocası, karısı, anne-babası (ebeveyni), çocuğu o haksız fiilden sorumlu kişiden dava yolu ile tazminat
alabilir. Ancak aynı Yasanın 58 (1)(d) maddesine göre, böyle -bir davanın ölüm tarihinden itibaren 12 ay içinde açılmış olması gerekmektedir. Özetle, Haksız Fiiller Yasası'nın 58 (1)(d) maddesi ölümle sonuçlanan haksız fiillere karşı dava açma süresini, ölüm tarihinden itibaren 1 yıl ile sınırlandırmıştır.

Alt Mahk-eme huzurundaki mesele ile ilgili olgulara göre, Müteveffanın ölümüne neden olan haksız fiilin ika tarihinde Davacı No.2 ve 3 KKTC'deyken, daha sonra KKTC'den ayrılmışlardı. Bununla birlikte, Müteveffanın ölümüne neden olan haksız fiilin ika tarihinde Dava-cı No.3, 18 yaşından küçük idi.

Alt Mahkeme huzurundaki davanın ölümle sonuçlanan bir haksız fiil davası olmasının doğal sonucu olarak, Davacı No.3 küçük açısından meselenin hallinde uygulanacak 2 kural söz konusudur.
Meselenin hallinde uygulanacak 1. kur-al, Haksız Fiiller Yasası'nın 58 (1)(d) maddesidir. 2. kural ise Haksız Filler Yasası'nın 68. maddesinin şart bendi uyarınca, 68. madde kurallarının hiç birinin 58. madde kurallarını etkiler şekilde yorumlanmamasıdır.

Öte yandan, Davacı No.2'nin, Haksız -Fiiller Yasası'nın 68. maddesi veya şart bendi bağlamında haksız fiilin ika edildiği tarihte ada haricinde olduğu olgusu yokluğunda, Davacı No.2
açısından meselenin hallinde uygulanacak tek kuralın, Yasanın 58(1)(d) maddesi olduğu görülmektedir. Haksız Fi-iller Yasası 68. maddesi veya şart bendi, meselenin hallinde uygulanacak kural değildir.

Davacı No.1 Tereke veya Tereke İdare Memurları açısından meselenin hallinde uygulanacak tek kural, Yasanın 58(1)(d) maddesidir.

Böylesi bir olgusal ve hukuki durum- çerçevesinde, Alt Mahkemenin, Davacı No.3 açısından ihtilafın hallinde Yasanın 58 (1)(d) maddesinin etken olduğu bulgusu doğru olmakla birlikte, Yasanın 68. maddesinin etken olmadığı bulgusu hatalıdır.

Davacı No.1 ve 2 açısından ihtilafın hallinde Yasanı-n 58 (1)(d) maddesi etken olmakla birlikte, 68. maddesinin etken olmadığı bulgusunda ise hata yoktur.

Öte yandan Alt Mahkeme, Fasıl 148 Haksız Fii-ller Yasası'nın 58 (1)(d) maddesinin taraflar arasındaki uyuşmazlığın karara bağlanmasında etken olabileceğine dair bulgu yaptıktan sonra, Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 58 (1)(d) maddesinin Anayasa'ya aykırı olmadığının daha önce Anayasa Mahkemesinin- 7/2008 (D.2/2009) sayılı içtihadı ile karara bağlanmış olduğu ve mesele ile bire bir örtüştüğü gerekçesi ile, konu maddenin Anayasa Mahkemesine havalesine gerek olmadığı kanaatine vararak, Davacıların bu husustaki taleplerini reddetmiştir.



Diğer bir a-nlatımla, Alt Mahkeme, Anayasa'nın 148(1) maddesi uyarınca havaleyi yapıp yapmama konusunda takdir yetkisini kullanırken, Anayasa Mahkemesi 8/99 D.5/99 sayılı içtihatta belirtilen kriterler bağlamında, Anayasa Mahkemesinin aynı veya benzeri konu veya konud-a karar verip vermediğini irdelemiş ve her iki meselenin bire bir örtüştüğü hususunda bulgu yapmıştır.
Davacı No.1, 2 ve 3 Avukatı ise, gerek Alt Mahkemede gerek istinafta yaptığı hitabında, Anayasa Mahkemesinin 7/2008 (D.2/2009)sayılı içtihadına konu mes-ele ile Alt Mahkeme huzurundaki meselenin bire bir örtüşmediğini iddia etmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 7/2008 (D.2/2009)sayılı içtihadı irdelendiğinde, havale konusu Fasıl 148 Haksız Fiiller - Yasası'nın 58(1)(d) maddesindeki 1 yıllık zaman aşımı süresinin Anayasa'nın ilgili maddelerine aykırılığının incelenmiş olduğu görülmekle birlikte, zaman aşımını kesen sebepler bağlamında, bir davacının- 18 yaşından küçük olması durumunda ve ihtilafın çözümünde Fasıl 148 Haksız Filler Yasası'nın 58(1)(d) ve 68. maddesinin şart bendinin birlikte uygulanacağı durumda, Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 68. maddesinin şart bendinin "bu madde kurallarının hi-ç birisinin 58.madde kurallarını etkiler şekilde yorumlanamayacağı" ile ilgili kısmının, Anayasa'nın 8. ve 17. maddelerine aykırı olup olmadığının incelenmiş olmadığı görülmektedir.
Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin 7/2008 (D.2/2009)sayılı içtihadına konu- mesele ile, Alt Mahkeme huzurundaki meselenin 18 yaşından küçük Davacı No.3 açısından bire bir örtüştüğünü veya 18 yaşından küçükler açısından Anayasa Mahkemesinin aynı veya benzeri konuda karar verdiğini söylemek mümkün değildir.

Davalı No.1 ve 2 açısın-dan ise meselenin hallinde uygulanacak tek kural olan Fasıl 148 Haksız Filler Yasası'nın 58(1)(d) maddesinin, Anayasa'nın ilgili maddelerine aykırılığı Anayasa Mahkemesinin 7/2008 (D.2/2009 )sayılı içtihadında incelenmiştir.
Sonuç olarak Alt Mahkeme, huzur-undaki mesele ile, Anayasa Mahkemesinin 7/2008 (D.2/2009) sayılı içtihadına konu meselenin Davacı No.3 açısından bire bir örtüştüğü hususunda bulgu yapmak ve Anayasa Mahkemesinin, aynı veya benzeri bir konuda karar verdiği hususunda karara varmak ve Davacı- No.3'ün Anayasa Mahkemesine havale talebini reddetmekle hata etmiştir.
Alt Mahkeme, Davacı No.1 ve 2 açısından ise havale talebini reddetmekle hatalı hareket etmiş değildir.
Alt Mahkemenin Davacı No.3'ün Anayasa Mahkemesine havale talebini reddetmekle hat-a ettiği sonucuna ulaştıktan sonra, Alt Mahkemenin, Davacı No.3 açısından davanın zaman aşımına uğradığı bulgusuna bağlı olarak, Davacı No.3'ün davasını ret ve iptal eden kararının iptali gereklidir.
Dolayısıyla, İstinaf Eden/ Davacı No.3'ün 1. istinaf seb-ebi kabul edilir. Davacı No.3'ün 1. istinaf sebebi kabul edildikten sonra, 2.istinaf sebebinin incelenmesine gerek görülmez.
Davacı No.1 ve 2'nin 1. istinaf sebebi ise reddedilir.
Davacı No.1 ve 2'nin 1. istinaf sebebi reddedildiği cihetle, Davacı No.1 ve -2'nin 2. istinaf sebebinin irdelenmesi gerekir.


İstinaf Eden/ Davacı No.1 ve 2'nin 2. istinaf sebebi ise şöyledir:
"Alt Mahkeme, Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın yukarıda sözü edilen maddeleri ile ilgili Anayasa Mahkemesine havale talebini reddetmekl-e hatalı olmasa dahi, Davacıların haklarını Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası madde 58(1)(d) kapsamı dahilinde değerlendirmeye tabi tutarak ve Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 68. maddesi kapsamında değerlendirmeyerek hata etmiştir".
Alt Mahkeme, Anayasa- Mahkemesine havaleye ilişkin talebin reddini müteakiben, Davalının zaman aşımı ile ilgili birinci iptidai itirazını karara bağlamıştır.

Alt Mahkeme, kararında, huzurundaki davanın Müteveffanın ölüm tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılmamış olması nede-niyle zaman aşımına uğradığı hususunda bulgu yaparak, Davalının bu yöndeki iptidai itirazını kabul etmiş ve daha ileri bir incelemeye gerek olmaksızın davanın ret ve iptal edilmesi gerektiği kanaatine vararak, huzurundaki davayı ret ve iptal etmiştir.

İ-stinaf Eden/ Davacı No.1 ve 2 Avukatı istinaftaki hitabında, Alt Mahkemenin Davacı No.1 Tereke veya Tereke İdare Memuru açısından Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 58 (1)(d) maddesinin uygulanması doğru kabul edilse dahi, Davacı No.2 için Fasıl 148 Haks-ız Fiiller Yasası'nın 68. maddesinin uygulanmasının gerektiğini iddia etmiştir.
Davalı Avukatı ise, meselenin ölümle neticelenen elektrik çarpmasından neşet ettiği cihetle, Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 68. maddesi yerine 58. maddenin uygulanması ge-rektiğini ileri sürmüştür. Bu bağlamda, Müteveffanın
eşi ve çocuğunun bu madde kapsamında hak talebinde


bulunabileceklerini, ancak böyle bir davanın Müteveffanın
ölüm tarihinden itibaren 1 yıl, diğer bir deyimle (12) ay içerisinde ikâme edilmesi gerek-tiğini iddia etmiştir.

Alt Mahkeme, kararında, huzurundaki meselede zaman aşımının ne olduğunun öncelikle tespit edilmesi gerektiğini, bu tespit yapılırken Davacı No.1 ile diğer Davacılar arasında, uygulanacak hüküm açısından fark gözetilmesinin gerekip -gerekmediğinin ayrıca incelenmesi gerektiğini belirtmiştir.
Alt Mahkeme, kararında; Tafsilatlı Talep Takririne bakıldığında, zamansız vefat nedeniyle tazminat, cenaze işleri, mezar yapımı, tereke kurulması için yapılan harcamaların tereke yani Davacı No.1- lehine talepler olduğunu, diğer taleplerin ise Müteveffanın bakımına muhtaç kişi sıfatı ile Davacı No.2 karısı ve çocuğu lehine olduğunun görülmekte olduğunu belirtmiştir.
Alt Mahkeme, kararında, Yargıtay/Hukuk 63-64/1983 (D.4/1984)atıfta bulunarak, ölüm-le neticelenen haksız fiil nedeniyle yapılacak tüm taleplerin Fasıl 148 madde 58 tahtında ileri götürülmesi gerektiğini vurguladıktan sonra, huzurundaki meselede Tereke İdare Memurlarının Mustafa Kemal Sakallızade'nin ölüm tarihinden itibaren 6 ay içerisin-de varisler lehine dava açmadıklarının aşikar olduğunu, bu durumda Fasıl 148 madde 58 (1)(a)'ya binaen Müteveffanın karısı ile çocuğunun doğrudan dava açma haklarının doğduğunu belirterek, her halükarda ikâme edilen davanın 1 yıllık süre dahilinde ikâme ed-ilmediği hususlarında bulguda bulunmuştur.
Akabinde Alt Mahkeme, kararında, her halükarda Müteveffanın ölüm tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılmamış olan bu davanın, Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 58 (1)(d) maddesi mucibince zaman aşımına uğradığı -hususunda bulgu
yaparak, Davalının iptidai itirazını kabul etmiş ve sonuç olarak da Davacı No.1 ve 2'nin Davalı aleyhindeki davasını ret ve iptal etmiştir.
Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 58 (1)(a) maddesi uyarınca, ölen kişinin tereke idare ve tenf-iz memuru veya mirasçıları tarafından ölüm tarihinden başlayarak 6 ay içinde dava açılmadığı takdirde, tereke idare ve tenfiz memuru veya mirasçıların yararlarına dava açılabilecek tüm kişiler adına, bu kişilerin tümü veya herhangi biri tarafından dava açı-labilmektedir.
Nitekim Birleştirilmiş Yargıtay/Hukuk 63-64/83 D.4/84'de şöyle denmektedir:
"Yukarıda alıntısı yapılan Fasıl 148 madde 58 (1)(d) haksız bir fiil neticesi ölen bir kişinin yakınlarına (dependants) ilk 6 ay zarfında tereke memurları tarafın-dan dava açılmadığı takdirde doğrudan dava ikame etme hakkı vermektedir. Ancak her halükarda bu başlık altına giren dava sebebinin ölüm tarihinden itibaren 12 ay zarfında dava açılmaması halinde zaman aşımına uğrayacağı da 58 (1)(d) maddesinde açıklıkla gö-rülmektedir".

Alt Mahkemenin, huzurundaki davada yapılan tüm taleplerin ölümle neticelenen bir haksız fiilden doğduğunu dikkate alarak, Davacı No.1 ve 2 ile ilgili olarak zaman aşımı açısından uygulanacak olan tek hükmün, Fasıl 148 Haksız Filler Yasası'n-ın 58 (d) maddesi olduğu hususundaki tespitinde hata yoktur.
Alt Mahkeme, Davacı No.1 ve 2'nin ikâme ettiği dava ile ilgili zaman aşımı açısından meseleye Fasıl 148 Haksız Filler Yasası'nın 68.maddesini uygulamamak ve Yasanın 58 (d) maddesini uygulamakla- hata etmiş değildir.

Alt Mahkeme, huzurundaki meselede, zaman aşımı açısından uygulanacak olan hükmün, Fasıl 148 Haksız Filler Yasası'nın 58 (d) maddesi olduğu hususunda tespit yaptıktan sonra, huzurundaki davanın Müteveffanın ölüm tarihinden itibaren (-1) yıl içinde açılmamış olduğu nedeni ile zaman aşımına uğradığına dair bulgu yapmıştır.
Alt Mahkeme tutanaklarına göre, Müteveffanın ölüm tarihi 21.7.2008 tarihidir. Davacı No.1 ve 2'nin davalarının ikâme tarihi ise 30.1.2013 tarihidir. Dolayısıyla, Dava-cı No.1 ve 2'nin ikâme ettiği dava, Müteveffanın ölüm tarihinden itibaren, her halükarda (12) ay zarfında açılmış değildir.
Dolayısıyla Alt Mahkeme, Davacı No.1 ve 2'nin ikâme ettiği davanın, Müteveffanın ölüm tarihinden itibaren her halükarda 12 ay zarfı-nda açılmamış olması nedeniyle zaman aşımına uğradığı hususunda bulgu yapmak, Davalının Müdafaa Takririndeki zaman aşımı ile ilgili iptidai itirazını kabul etmek ve Davacı No.1 ve 2'nin Davalı aleyhindeki davasını ret ve iptal etmekle hata etmiş değildir.
-Dolayısıyla Davacı No.1 ve 2'nin, 2. istinaf sebebinin de reddi gereklidir.

Netice itibarıyla:
A-Davacı No.1 ve 2 ile ilgili istinaf reddedilir.
B- Davacı No.3 istinafında başarılı olduğu cihetle, Alt







Mahkemenin Davacı No.3'ün Davalı aleyhindek-i davasını







iptal eden kararı iptal edilerek aşağıdaki







şekilde değiştirilir:
"Anayasa'nın 148 (1) maddesi tahtında, Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası'nın 58. maddesinin 1(d)fıkrası ile 68. maddesinin şart bendinin, "bu madde kurallarının hiç -birisinin 58. madde kurallarını etkiler şekilde yorumlanamayacağı" ile ilgili kısmının Anayasa'nın 8. ve 17. maddelerine aykırı olup olmadığının karara bağlanabilmesi amacı ile Yüksek Mahkemeye Anayasa Mahkemesi olarak sunar.
Anayasa Mahkemesince bir karar- verilinceye kadar Davacı No.3 açısından söz konusu dava ile ilgili işlemler durdurulur".
Meselenin kendine has olguları nedeni ile istinaf masrafları için emir verilmez.



Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç Ya-rgıç Yargıç



21 Nisan 2017








2






Full & Egal Universal Law Academy