Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 34/2015 Dava No 47/2016 Karar Tarihi 15.12.2016
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 34/2015 Dava No 47/2016 Karar Tarihi 15.12.2016
Numara: 34/2015
Dava No: 47/2016
Taraflar: Medresidence Magazine Ltd. ve diğerleri ile İsmail Güney Garaj Ltd. arasında
Konu: İspat külfetinin yer değitirmesi (shifting of proof) - Mitigation of loss - Zararı azaltmak için makul adımlar atma yükümlülüğü.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 15.12.2016

-D. 47/2016 Yargıtay/Hukuk No: 34/2015
(Girne Dava No: 2262/2011)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ

İstinaf eden: No.1- Medresidence Magazine Ltd. Eser Apt. -Jasmine Court yani Girne
No.2- Star (Kıbrıs) Televizyon Yayıncılık Ltd. 1. Efeler Sokak, Girne
No.3- Star (Kıbrıs) Gazete Ltd. 1. Efeler Sokak, Girne
(Davacılar)

ile

Aleyhine istinaf -edilen: İsmail Güney Garaj Ltd. Çiftlikler Sokak, No.17, Karaoğlanoğlu, Sanayi Bölgesi
(Davalı)

A r a s ı n d a.

İstinaf edenler namına: Avukat Doğu Abidin
Aleyhine i-stinaf edilen namına: Avukat Ayşe Güney

Girne Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Melek Esendağlı'nın, 2262/2011 sayılı davada, 16.6.2014 tarihinde verdiği karara karşı, Davacılar tarafından yapılan istinaftır.

------------

K A R A R

Ahmet Kalkan: Bu is-tinafta, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Bertan Özerdağ okuyacaktır.

Bertan Özerdağ: İstinaf Eden/Davacılar, Girne Kaza Mahkemesinin 16.6.2014 tarihinde verdiği karara karşı bu istinafı dosyaladı. Kararın devamında, bundan böyle İstinaf Eden/Davacılar -sadece Davacılar ve Aleyhine İstinaf Edilen/Davalı ise sadece Davalı olarak anılacaktır.

İSTİNAFA İLİŞKİN OLGULAR

İstinaf ile ilgili olgular aşağıda özetlenmiştir:

Davacılar, Davalı aleyhine, kusur ve ihmal iddiası içeren bir dava dosyaladılar ve JJ 5-36 plakalı araçlarını servis ve arıza için verdikleri Davalının gerekli tamiri yapmadığı ve/veya yapamadığı için, Davacıların aracının motorunun yandığını ve zarara uğradıklarını iddia ettiler.

Davacılar, Davalıdan uğradıkları zarar-ziyanın tazmini için -aracın yanan motorundan dolayı gerekli tamirat ve yedek parça ücretlerini ve araç kiralama ücretlerini talep ettiler.

Davalı Davacıların davasına müdafaa dosyaladı ve Talep Takririndeki iddiaları ret ve inkar etti.

Davalı, söz konusu hasarın şoförün h-atasından meydana geldiğini, şoförün dikkatsizliği ve ihmalkarlığı nedeniyle, conta yakması ile nihayetlenebilecek bir hasarın yerine böyle bir hasarın oluştuğunu iddia etmiştir.

Davayı dinleyen Alt Mahkeme, Emare No.5 Belgenin faks belgesi olduğuna ve k-imin tarafından hazırlandığının belli olmadığına bulgu yaptı ve bu Belgeye herhangi bir değer vermedi. Alt Mahkeme Emare No.4 Defter ile Emare 5 Faks Belgesinin çeliştiğine de bulgu yaptı ve bu Belgenin içeriğinin ihtimaller dengesi prensipleri ışığında is-pat edilemediğine bulgu yaptı.

Alt Mahkeme, Davacıların JJ 536 plakalı aracın hasar anında kimin tarafından kullanılmakta olduğunu Mahkemeye açıklamadıklarını, bu kişiyi Mahkemede dinletmediklerini ve neden dinletmediklerinin izahatını da vermediklerini -tespit ederek, oluşan bu durumu Davacıların aleyhine aldı ve davalarını ispat edemediklerine bulgu yaptı.

Alt Mahkeme meselenin istinafa gitme ihtimaline binaen Davacıların davasını ispat etselerdi almaları gereken tazminat miktarını 4806 TL olarak belir-ledi.

Alt Mahkeme Davacıların araç kiralama bedelleri ile ilgili taleplerine de itibar etmeyerek bu iddiaların da ispat edile-mediğine bulgu yaptı ve bu iddialar bağlamındaki talepleri reddetti.

Neticede davayı reddeden Alt Mahkeme, Davacıların Davalı-ya 5000 TL dava masrafı ödemelerini emretti. İstinafın konusu, bu ret ve iptal kararıdır.

İSTİNAF SEBEPLERİ

Davacılar istinaflarında 18 istinaf sebebi ileri sürmekle birlikte, bu istinaf sebeplerini 4 başlık altında özetlemiş-lerdir. İstinafta yapılan -hitap uyarınca, istinaf 3 başlık altında toplanmıştır:

Muhterem Alt Mahkeme, Davacıların davalarını ispat edemediklerine bulgu yapmak ve/veya Davalının kusur ve ihmallerini tespit etmemekle ve neticede davayı ret ve iptal etmekle hata yaptı.

Muhterem Al-t Mahkeme, Davacıların talep ettiği tazminat-ları takdir etmemekle hata yaptı.

Muhterem Alt Mahkeme, Davacılar aleyhine ve Davalı lehine masraf takdir etmekle hata yaptı.


TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

Davacıların Avukatı hitabında, özetle aşağıdaki- iddialarda bulundu:

Davacılar, aynı gruba bağlı tüzel kişiliklerdir. JJ 536 plakalı araç, Davacıların işlerinin ifası esnasında kullanıl-makta idi. Davacıların yetkilisi Emre Safa tarafından tüm araçların tamir ve servis kayıtları tutulmakta idi. Emare -No.5 Belge de aynı tanık tarafından tutulan bir belgeydi ve Alt Mahkeme bu Belgenin kimin tarafından tutulduğunun belli olmadığına bulgu yapmakla hata etti.

Davacıların sunduğu emareler, JJ 536 plakalı aracın tamir ve servisinin Davalı tarafından yapılm-akta olduğunu ve arıza-nın giderilmesi için verilen araçta Davalının ihmal ve kusurda bulunması neticesinde bu hasarın meydana geldiğini göstermek-tedir. JJ 536 plakalı araçta meydana gelen tüm hasar, Davalı-nın kusur ve ihmalinden veya hatasından kaynakla-nmış olup Davacıların doğan hasarda hiçbir kusurları bulunmamaktadır. Bu nedenle, Davalı aleyhine hüküm ve karar vermeyen Alt Mahkeme hata yapmıştır.

Alt Mahkemenin tazminat miktarı ile ilgili yaptığı tespit de hatalı olup, talep edildiği miktarda tazmi-nata emir veril-mesi gerekirdi.

Bu nedenlerle, Davacıların istinafının kabul edilmesi ve Davacılar lehine ve Davalı aleyhine, Talep Takririnde olduğu şekilde hüküm ve emri verilmesi gerekir.

Davalı Avukatı hitabında ise özet olarak:

JJ 536 plakalı- araca olan hasar Davacıların veya yetkililerinin kusur ve hatalarından vuku bulmuş olup, Davalının herhangi bir kusur ve ihmali bulunmamaktadır.

Talep edildiği şekilde emir ve hüküm vermeyen Alt Mahkemenin kararı doğrudur ve istinafın ret ve iptal edil-mesi gerekir.

İNCELEME

1. ve 2.sıradaki istinaf sebepleri birbiri ile ilgili olduğu cihetle birlikte inceleneceklerdir.

Muhterem Alt Mahkeme, Davacıların davalarını ispat edemediklerine bulgu yapmak ve/veya Davalının kusur ve ihmallerini tespit etmeme-kle ve neticede davayı ret ve iptal etmekle hata yaptı.

Muhterem Alt Mahkeme, Davacıların talep ettiği tazminat-ları takdir etmemekle hata yaptı.

Davacılar, davalarının ispatında, istinaflarını büyük önem arz eden ve Alt Mahkemenin itibar etmeyip değer -vermediği Emare No.5 Belgenin üzerinde inşa etmeye çalıştılar. Emare No.5 Belge, Davacı No.1'e ait araca yapılan tamiratları gösteren bilgisayardan çıkarılmış olan Şahadet Yasası'nın 4.maddesi kapsamında bir belgedir.

Alt Mahkeme, Davacılar tarafından e-mare yapılan Emare No.5 Belgenin kimin tarafından düzenlendiği belli olmaması nedeniyle söz konusu Belgeye itibar etmedi. Alt Mahkemeye Tanık No.1 Emre Zeren Safa tarafından Emare No.4 ile birlikte sunulan Emare No.5 Belge, JJ 536 plakalı araca yapılan tam-iratın tafsilatını gösteren bir belgedir. Tanık No.1 Emre Safa şahadetinde, Mavi 23'de, bu Belgenin kendisi tarafından hazırlandığını ifade etmiştir. Bu Belge, itiraz yapılmaksızın Mahkeme tarafından emare yapılmıştır. Bu Belgenin emare yapılmasından sonra-, onun kimin tarafından hazırlandığı belgenin sunulabilirliğine bir etkisi olamaz. Mahkemenin, emare sunulduktan sonra, sunulan belgenin içeriğinin ispat edilip edilemediğini veya itibar edilir olup olmadığını incelemesi gerekmektedir.

Tanık Emre Safa, ş-ahadeti esnasında, Emare No.5 Belgeyi kendisinin hazırladığını beyan ederek Belgeyi Mahkemeye sunmuştur. Bu nedenle, Belgenin kimin tarafından hazırlandığının ispat edilemediği gibi bir durumun söz konusu olabilmesi için, Alt Mahkemenin Tanık Emre Safa'nın- verdiği şahadete veya Belgeyi emare yapan tanığın Belgeyi kendisinin hazırladığı iddiasına itibar edilemediği gibi bir gerekçe ile bu yönde bir sonuca ulaşması gerekirdi. Tanık Emre Safa şahadetinde Emare No.5'i kendisinin hazırladığını ifade etmiş ve bu -Tanığın ifadesine karşı bir iddia ileri sürülmemiştir. Tanık, bu Belgeyi kendi bilgisayarından çıkardığını söylemiş-tir. Tanığın Şirkette bu kayıtları tutma, denetleme yetkisi de olduğunu ifade etmesine istinaden, bu Belgenin bu Tanık tarafından hazırlanma-dığını ortaya koyacak herhangi bir olgu bulunmamaktadır. Buna rağmen, Alt Mahkeme bu yönde herhangi bir inceleme yapmadan ve bu hususta şahadeti incelemeden veya Emare No.5 Belgeyi Tanık Emre Safa'nın hazırladığına itibar etmediği bulgusuna varmadan böyle -bir sonuca varmış olduğundan, Emare No.5'in kimin tarafından hazırlandığı belli olmadığı bulgusu hatalıdır.

Alt Mahkemenin kararında belirttiği Emare No.4 ve Emare No.5 arasında çelişki olduğu iddiası ve Tanık Emre Safa'nın hazırladığı Belgenin doğrulu-ğu ise, istinaf konusu olan Alt Mahkemenin vardığı davanın ispat edilemediği bulgusu incelenirken değinilecektir.

Davacıların tümü tüzel kişiliklerdir. Davacı No.1'e ait olan araç, Davacıların işlerinin ifa edilmesi amacıyla kullanılırken motorunun yan-dığı ve hasara uğradığı ihtilaflı değildir. Hasar anında aracın kimin tarafından kullanıldığı hususunda Mahkemeye herhangi bir şahadet sunulmuş değildir. Alt Mahkeme, bu hususu Davacılar aleyhine dikkate almış; Davacıların bu hususta şahadet getirmemesine -rağmen Davalının, motorun şoför hatasına istinaden yandığı iddiasını değerlen-dirirken "motorun şoför hatası nedeniyle yandığı sonucuna varmak kaçınılmazdır" bulgusunu yaparak, Davacıların davalarını ispat edemediklerine karar vermiştir.

Davacının arac-ının hasara uğramış olduğu sunulan şahadetten sabittir. Bu hasar JJ 536 plakalı aracın motorunun yanmış olmasıdır. Bu hasarın meblağı ve tazminat miktarı açısından, davada talep edilenle, Alt Mahkemenin bulgusu arasında bir fark vardır. Bu tazminat miktarı-nı incelemeden önce, hasarın oluşumunda Davalının kusur ve ihmalinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekir.
Davacılar araçlarını Davalıya tamir maksadıyla verdik-lerini, Davalının gerekli tamiri yapmadığını, eksik ve hatalı yaptığı cihetle zarar--ziyanın doğduğunu iddia etmektedirler.

Davacıya ait JJ 536 plakalı araç, radyatöründe su bulun-maması sonucu oluşan ısıdan dolayı motorun yanmasıyla hasara uğramıştır. Davacılar bu hasarın oluşumunda, Davalının su borularını yanlış ve/veya hatalı ve/v-eya kötü yerleştirmesi veya kötü malzeme kullanması sonucu kopması nedeniyle motora su gitmediğini ve motorun yandığını iddia etmişlerdir.

Davalı ise, JJ 536 plakalı aracın Davacıların müstahdemi tarafından radyatöründe su olmaksızın sürülmesi nedeniyle -motorunun yandığını, şoför dikkatsizlik ve ihmalkarlık göstermemiş olsa idi oluşacak hasarın sadece conta yanığı olacağını ve bu nedenle hasarın sorumluluğunun Davacılarda ve/veya müstahdemlerinde olduğunu iddia etmektedir.

Bu iddialara göre, Davacıları-n davalarını ispat edebilmeleri için, araçta oluşan hasarın Davalının kusur ve ihmalinden oluştuğunu ihtimaller dengesi prensipleri ışığında ispat etmeleri gerekir.

Bu ispat külfetinde Davacıların, aracın kendi kusur ve ihmallerinden kaynaklanmadığını v-e münhasıran Davalının kusur ve ihmalinden kaynaklandığını da ispat etmeleri yer almaktadır.

Hukuk davalarında, ispat külfeti bağlamında ihtimaller dengesinin olduğu (balance of probabilities) bilinen bir kuraldır. Olumlu (affirmative) bir iddia ileri sü-ren taraf bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. İspat külfetindeki hedef, mahkemenin ikna edilmesidir. Mahkeme, iddia edilen olgunun ihtimaller dengesi prensibine uygun olarak ortaya konduğuna ikna olduğunda, o tarafın iddiasını ispat etmiş olduğu sonucun-a varmalıdır (Phipson on Evidence 13.Edition sayfa 43 paragraf 4-03).

Hukuk davalarında ispat külfeti, yasaya, olgulara bağlı olarak yer değiştirebilir. İleri sürülen bir iddia ile ilgili iddianın içerisinde farklı iddia ve olgular bulunabilir. Bu iddial-ardan, kendi üzerine düşen iddiayı ve ispatlaması gereken olguyu ispat eden tarafın, iddiasını ve davasını ilk nazarda ortaya koymuş olduğu kabul edilir. Böyle bir durumda, o iddiaya bağlı olarak diğer bir iddiayı ise karşı tarafın ispat etmesi gerekir ve -ispat külfeti yer değiştirebilir (shifting burden of proof). İspat külfeti yer değiştirip karşı tarafın üzerine geçmesi durumunda (onus probandi), o tarafın takip edebileceği iki seçeneği vardır: Ya kendi iddiasını ve/veya üzerine düşen ispat külfetini yer-ine getirmek için şahadet sunar ya da herhangi bir şahadet sunmaz ve/veya ispat külfetini yerine getirmek için adım atmaz. Sonraki durumda, davacının sunmuş olduğu şahadet davanın ispatı için yeterli ise mahkeme, davacı lehine hüküm verebilir veya şahadet -yeterli değilse, tam aksine davanın ispat edilemediği sonucuna varabilir. İlk belirtilen halde ise, sunulan şahadet ışığında hangi tarafın iddiasının ihtimaller dengesi prensiplerine göre makul ve inanılır ise ve/veya mahkeme ikna olursa, o tarafın lehine -bir karar verir (Phipson on Evidence 13. Edition sayfa 47).

"Evidential burden" prensibi ile ispat külfeti (onus probandi) her zaman olumlu iddiayı ileri süren tarafta olmasına karşın, ileri sürülen bir olgu sonrasında bu olgunun doğru olup olmadığı ilgi-li herhangi bir şahadet sunulmaması halinde aleyhine hüküm veya karar verilebilecek tarafa geçmektedir. Bu bağlamda, olumlu iddiayı yapan tarafın şahadet sunulmadan önce ispat külfeti kendi üzerinde olmakla birlikte, sunulan şahadet sonrasında ispat külfet-i ortaya çıkan olgunun doğru olup olmadığı hususunda şahadet sunmakla ve başka her-hangi bir şahadet sunulmaması durumunda, ileri sürdüğü olumlu iddia ile ilgili aleyhine hüküm veya karar verilebilecek tarafa da ispat külfeti geçmektedir.

Belirttiğimiz- şahadet kuralları çerçevesinde tarafların ispat külfetlerini belirlemek gerekmektedir.

Daha önce de belirtildiği gibi Davacıların, Davalının kusur ve ihmalde bulunduğunu ve hasarın da bu kusur ve ihmal neticesinde meydana geldiğini ispat etmesi gerekir-. Taraflar arasında bir sözleşme bulunduğundan, Davacıların, Davalının Davacıya karşı akitsel yükümlülüğü bulunduğunu ispat etmesine gerek olmadığı gibi aksi de iddia edilmemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden, Davalının, Davacıların- aracını tamir ederek, çalışır durumda ve arızası giderilmiş şekilde Davacılara teslim etme yükümlülüğü bulunmaktadır.

Davalının ise, hasarın Davacıların ve/veya müstahdem-lerinin aracı gerekli önlemleri almadan dikkatsiz ve ihmal-karane şekilde ve sus-uz olarak kullanması neticesinde meydana geldiğini ve kendi kusur ve hatasından kaynaklanmadığını ispat etmesi gerekir.

Bu istinafa konu ihtilafın ilgili olduğu Sözleşmeler Yasası'nın 73.maddesinin 1.fıkrasının ilk kısmına göre: Sözleşme ihlal edildiğind-e, ihlalden zarar gören tarafın, sözleşmenin ihlalinden dolayı uğradığı ve olayın olağan seyrinden doğal olarak ortaya çıkan herhangi bir zarar-ziyan için tazminat almaya hakkı bulunmaktadır. Böyle bir tazminatın alınabilmesi için oluşan zarar-ziyanın ihla-lle doğrudan doğru-ya bir illiyet bağının olması gerekir. Yasanın 73.maddesinin (1) fıkrası aynen şöyledir:

Sözleşme
nin ihlalinin sebep olduğu kayıp veya zarar- ziyan için tazminat.73.(1) Bir sözleşme ihlal edildiğinde, böyle bir ihlalden zarar gören t-araf, sözleşmeyi ihlal eden taraftan, sözleşmenin ihlali sonucu uğradığı ve meselenin veya olayın olağan seyrinden doğal olarak ortaya çıkan (which naturally arose in the usual course of things), veya tarafların sözleşmeyi yaptıkları sırada sözleşmenin ihl-ali sonucu muhtemelen doğacağını bildikleri herhangi bir kayıp veya zarar-ziyan için tazminat almaya hak kazanır.
Böyle bir tazminat, ihlal nedeniyle uğranılan ancak ihlalle doğrudan doğruya ve tabii illiyet bağı bulunmayan herhangi bir kayıp veya z-arar-ziyan için ödenmez.
Bu kurala göre, Davacıların davalarında talep ettikleri tazminatı alabilmeleri için, JJ 536 plakalı araçta meydana gelen hasar ile Davalının sözleşmeyi ihlal etmesi arasında bir illiyet bağı olduğunu ve hasarın ihlale konu olayı-n olağan seyrinden doğal olarak ortaya çıkan bir zarar-ziyan olduğunu ispat etmeleri gerekmektedir.

Davalının müdafaasındaki temel iddiası, gerekli önlem alınmadan dikkatsiz ve ihmalkarane şekilde aracın kullanılması nedeniyle hasarın oluştuğu noktasınd-adır. Bu husus, sözleşme-ler hukukunda, zararın azaltılması "mitigation of loss" olarak bilinen kuraldır. Sözleşmenin ihlal edilmesi sonucu zarara uğrayan taraf, uğradığı zararı en aza indirgeme hususunda makul adımları atma görev ve yükümlülüğü bulunmakta-dır. Zarara uğrayan taraf bu görev ve yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde, zararı azaltmak için makul adımlar atma görevini yerine getirmediği sebebiyle oluşacak zararı, ihlale neden olan taraftan talep edemez.

"Mitigation of loss" prensibi Chitty o-n Contracts 25. Edition para. 1714'de açıklanmaktadır. Bu prensibin ilk kuralı önlenebilir zararlar (avoidable loss) olup, bu kural aynı eserde açıklanmıştır:

"Mitigation. There are three rules often referred to under the comprehensive heading of "mitigat-ion": they will be considered in turn. First, the plaintiff cannot recover for loss consequent upon the defendant's breach of contract where the plaintiff could have avoided the loss by taking reasonable steps. Secondly, if the plaintiffin in fact avoids o-r mitigates his loss consequent upon the defendant's breach, he cannot recover for such avoided loss, even though the steps he took were more than could be reasonably required of him under the first rule. Thirdly, where the plaintiff incurs loss or expense- by taking reasonable steps to mitigate the loss resulting from the defendant's breach, the plaintiff may recover this further loss or expense from the defendant."


"Avoidable loss. The first rule "imposes on a plaintiff the duty of taking all reasonable -steps to mitigate the loss consequent on the breach, and debars him from claiming any part of the damage which is due to his neglect to take such steps."


(İlk kural, davacıya, ihlalin neticesi olarak ortaya çıkan zararı azaltmak için makul adımları atm-a yükümlülüğü vermekte ve bu adımları atmada ihmal göstermesi halinde ise bu ihmalden dolayı ortaya çıkan zararı talep etmekten onu men etmektedir.)

Bu kurala göre, Davacıların pozisyonu, katkısal kusurda tazminatın azaltılmasına benzer bir pozisyondad-ır. Bu iddianın ispatında ispat külfeti ise gerekli adımları atmadığını iddia eden taraftadır (Chitty on Contracts 25. Edition para 1715 sayfa 951).

Davalı araçtaki hasarın kendi kusurundan kaynaklanmadığını iddia ederek, hasar ve kusur arasında bir ill-iyet bağı olmadı-ğını ve oluşan zararın iddia edilen kusurun olağan sonucu olmadığını ileri sürdü.

Davalı, su borusunun kopmuş olmasına rağmen aracın kullanılması sonucu hasarın meydana geldiğini ileri sürmüştür.
Davacılar tarafının Davalının kusur ve i-hmali neticesinde hasarın meydana geldiğini ortaya koymak amacıyla dinletmiş olduğu, JJ 536 plakalı aracın hasara uğradıktan sonra götürüldüğü TEM Garajda makinist olarak çalışan Tanık No.2 Ali Kumlu, aracı kontrol ettiğinde, radyatöre giden su borusunun ç-ıkmış olduğunu, suyun boşaldığını ve bu şekilde aracın kullanılması nedeniyle motorun yandığını ifade etmiştir (Mavi 49 - 50).

Davacılar tarafından dinletilen Tanık No.2 Ali Kumlu, Davalının aracın susuz kullanılmasıyla ilgili iddiasını destekleyici şah-adet sunmuş ve aracın radyatöründe su olmadığı farkedilse idi ve araç o şekilde sürülmeye devam edilmeseydi motorun yanmayacağını ifade etmiştir (Mavi 49 -55- 57). Davacılar tarafından dinletilen Tanık No.2 Ali Kumlu'nun Mavi 57'deki şahadeti ise, taraflar-ın sorumluluk iddialarını belirlemek açısından çok çarpıcıdır:

"C: Ama şöyle bir şey belirteyim yine de sensörler bazen suya temas etmediği zaman doğru harareti göstermez. Doğru harareti göstermediği zaman da uyarı ikazı vermez.
S: Tabii bu istisna bir -durum.
C: İstisnaidir tabii şimdi.
S: Çok istisna bir durum.
C: Şoförün onu hissetmesi gerekirdi.
S: Değil mi?
C: Sürücünün tabii.
S: Yani bir harareti öncelikle şoförün sorumluluk sahibi olduğu bir durumdur. Şoför hararetin göstermiş olduğunu fark etseydi- sizin de demin dediğiniz gibi arabasını ya sağa ya sola çekerdi ve şirket yetkilisine haber verirdi öyle değil mi?
C: Tabi doğrusu odur.
S: Ve bu motor da yanmazdı?
C: En azından bir contayla kurtarırdı. Conta civa dediğimiz şey yanardı ve kurtulurdu.
S: -Kurtulurdu."


Yukarıda şahadetten ve ileri sürülen iddiadan sonra, Davacıların, JJ 536 plakalı aracı, motorun yandığı esnada kullanan kişiyi Mahkemede dinletmemeleri sonucunda Alt Mahkeme şahadeti Davacılar aleyhine alarak hasarın şoförün hatası netic-esinde oluştuğu sonucuna varmıştır. Alt Mahkemenin bu bulgusunun doğru olabilmesi için bu hasarın oluşumunda Davalının herhangi bir kusurunun bulunmaması gerekir. Alt Mahkemenin, motorun yanmasıyla oluşan hasarın şoförün kusuru neticesinde meydana geldiği -bulgusu tahtında, hasarın oluşumunda Davalının hiçbir kusuru olmadığı veya illiyet bağının bulunmadığı gerçeğinden hareketle hatalı değildir.

Davalının bu iddiasını şahadet sunarak ispat etmeye çalışması yanında, Davacıların dinletmiş olduğu tanıklar d-a hasarın gerekli önlem alınmadan aracın kullanılması sonrasında doğduğunu ortaya koymaktadır. Davalı kendi iddiasının Davalının iddiası ve sunulan şahadet muvacehesinde zararın kendi kusur ve ihmallerinden olmadığı hususunda doğruluğunu ortaya koyduktan s-onra, ispat külfeti Davacılara geçmiş olmaktadır (evidential burden of proof). Davacılar bu ispat külfetini yerine getirebilmek için araçtaki hasarın hangi nedenden oluştuğunun yanı sıra, Davalının iddiaları çerçevesinde, hasarın kendi kusur ve ihmalleri n-eticesinde oluşmadığını ispat etmeleri gerekmektedir. Bu ispat külfetini yerine getirebilmeleri için, hasarın oluştuğu esnada aracı kullanan kişinin de dinletilmesi ve araçtaki hasarın kendi kusur ve ihmallerinden oluşmadığını ortaya koymaları gerekirdi. B-u hususta sunulan Davalının iddiasını ortaya koyan şahadetten sonra, bu iddianın aksini gösterecek bir şahadet sunulmaması halinde, Davacıların iddia ve talepleri aleyhine karar veya hüküm verilecek olan Davalı tarafın ispat külfeti üzerinde olması "eviden-tial burden" kuralına dayanmaktadır.

Davacılar, hasarın meydana geldiği esnada JJ 536 plakalı aracı kullanan kişiyi Alt Mahkemede dinletmemiştir. Davacılar bu kişiyi neden dinletmediği hususunda bir gerekçe veya açıklama da yapmamışlardır.

Hukuk davala-rında, ileri sürülen bir iddianın teyit edile-bilmesi için, mevcut olan şahadeti sunulabilmesi için fiziki bir engel olmamasına rağmen, söz konusu şahadet bağlamında tanığını mahkemede dinletmeyerek ve neden dinletmediğini makul gerekçelerle mahkemeye açık-lamayarak teyit edici şahadeti sunmayan tarafla ilgili olarak bu durumun aleyhine alınması ve iddiasını ispat edemediği sonucuna varılması bir kuraldır.

Bu nedenle, Alt Mahkemenin motoru yanan aracı kullanan şoförü Mahkemede dinletmeyen ve neden dinletmed-iğinin gerekçesini Mahkemeye açıklamayan Davacılar aleyhine şahadeti değerlendirmesinde ve davalarını ispat edemedikleri sonucuna varmasında hata yoktur.

Davacılar kendi üzerlerindeki ispat yükümlülüklerini yerine getirememelerinin yanı sıra, Alt Mahkem-ede dinletmiş oldukları bağımsız tanık Tanık No.2 Ali Kumlu'nun "aracı kullanan kişi tarafından makul ve gerekli adımlar atılsaydı veya önlemler alınsaydı basit bir hasarla (conta yanığı ile) hasarın atlatılabileceği" şahadeti sonucunda hasarın oluşma-sını- engelleme ile ilgili makul adım attıklarını ve bu husustaki görevlerini yerine getirmiş olduklarını da ortaya koyamamışlardır.

Davacılar, hasarın meydana geldiği esnada aracı kullanan kişiyi dinletmemeleri sonucu, hasarın Davalının kusurundan kaynakla-ndığını ispat edemedikleri gibi, hasarın oluşmasını engellemek amacıyla gerekli önlemleri aldıklarını ve "mitigation of loss" kuralı tahtındaki görevlerini yerine getirdiklerini ispat edemedikleri gibi oluşan zararın, zararın önlenmesi için makul adımlar a-ttıktan sonra oluştuğunu da bu nedenle ispat edememişlerdir.

Belirttiğimiz gerekçelerle ve tanıkların şahadeti muvacehesinde, Davacılar hasarın Davalının münhasıran veya münferiden kusurundan olduğunu ispat edemedikleri gibi, hasarın oluşmasında herhang-i bir kusur ve ihmalinin olduğunu da ispat etmeyi başaramadılar. Bu nedenle, davayı davanın ispat edilemediğinden ret ve iptal eden Alt Mahkemenin verdiği karar hatalı olmayıp istinafın reddedilmesi gerekir.

Neticede, Davacılar 1.istinaf sebeplerinde -başarılı olmamışlardır.

Yukarıda varılan netice sonrasında, 2.istinafın incelen-mesine gerek kalmamıştır.

Muhterem Alt Mahkeme, Davacılar aleyhine ve Davalı lehine masraf takdir etmekle hata yaptı.

Davacıların 3.istinaf sebebi, Alt Mahkemenin aleyh-lerine takdir ettiği masraflarla ilgilidir.

Genel prensip olarak Yargıtay alt mahkemelerin masraf takdir yetkilerine müdahale etmemektedir. Meğer ki Yargıtay alt mahkemenin takdir ettiği masraf emrine müdahale edebilmesi için takdir hakkını keyfi veya -hatalı kullandığı konusunda ikna edilmiş olsun (Dr. Münür Hüdaverdi ve diğerleri ile Dr. Akçiçek Hastanesini temsilen KKTC Başsavcısı, Yargıtay/Hukuk 184/2012 Dağıtım 53/2015).

Alt Mahkeme Emir 59'da düzenlenen yetkilerini kullanarak davasını ispat edeme-yen Davacılar aleyhine bir masraf emri takdir etmiştir. Alt Mahkemenin davasını ispat edemeyen taraf aleyhine masraf takdir etmesinde herhangi bir hata yoktur.

Alt Mahkeme, masrafların Mukayyitlik tarafından tespit edilmesi yerine, belirli bir miktar ma-sraf ödenmesine emir vermiştir. HMUT Emir 59 nizam 12 tahtında, Alt Mahkemenin böyle bir takdir hakkı bulunmaktadır.

Alt Mahkeme, ödenmesi gereken masrafları 5000 TL olarak belirlemiştir. Alt mahkemeler tarafından belirlenecek masrafların adil ve yargıs-al işlemlerle uyumlu olması gerektiği Dr. Münür Hüdaverdi ve diğerleri ile Dr. Akçiçek Hastanesini temsilen KKTC Başsavcısı, Yargıtay/Hukuk 184/2012 Dağıtım 53/2015 davasında belirtilmiştir:

"Alt Mahkemenin bir miktar para ödenmesine yönelik vermiş olduğu- emre konu miktarın her halükarda adil olması ve keyfi olmaması için yargısal işlemlerle uyumlu ve orantılı olması gerekmektedir."

Bu meselede, Alt Mahkemenin duruşma ile neticelenen, tanık dinletilen davada takdir ettiği 5000 TL'lik masraf emrinin adil -olmadığı ve keyfi olduğu hususunda tatmin olmadığımız gibi, yargısal işlemlerle uyumlu veya orantısız olmadığına da ikna olmadık.

Bu nedenle bu istinaf sebebinin de reddedilmesi gerek-mektedir.

SONUÇ
Davacılar istinaflarında başarılı olamamışlardır. -İstinaf ret ve iptal edilir. İstinaf masraflarının Davacılar tarafından Davalıya ödenmesine emir verilir.




Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç Yargıç Yargıç


15 Aralık 2016




-





18






Full & Egal Universal Law Academy