Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 32/2005 Dava No 10/2010 Karar Tarihi 18.06.2010
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 32/2005 Dava No 10/2010 Karar Tarihi 18.06.2010
Numara: 32/2005
Dava No: 10/2010
Taraflar: Taner Talat ve diğerleri ile Okan Töre ve Tanyol Güner, Mustafa Talat Terekesi, Tereke İdare Memuru arasında
Konu: Fasıl 195 Vasiyet ve Tevarüs Yasası madde 51 - Müteveffanın hayatta iken sağlığında evladına taşınır veya taşınmaz mal vermesi - Taşınır veya taşınmaz mallar "by way of advancement" verilmişse, bu malalrın hesaplamaya katılacağı - Sağlığında bir evlada bağışlanan malların terekede hesaplamaya katılmayacağının vasiyetnamede belirtilmesi gereği. "by way of advancement"in kapsamının ne olduğu tartışması. "hotchpot kuralı" - Müteveffanıns ağlığında "advancement" olarak bir evlada verdiği para veya malın, müteveffanın terekesinin bölüşümünde hesaba katılması.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 18.06.2010

-D. 10/10Yargıtay/Hukuk : 32/05
(Lefkoşa Genel İstida: 78/03)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti : Mustafa H. Özkök, Seyit A. Bensen, Necmettin Bostancı.

İstinaf eden : 1. Taner Talat, England
2. İnci Balcı, England-
3. Fatma Berker, England
(Müstediler)

- ile -

Aleyhine istinaf edilen: 1. Oktan Töre, Lefkoşa.
2. Tanyol Güner, Mustafa Talat Terekesi, Tereke İdare Memuru,
Girne
(Mü-stedaaleyhler)

A r a s ı n d a.


İstinaf edenler namına Avukat Orhan Zihni Bilgehan
Aleyhine istinaf edilen No.1 namına Avukat Göksel Şefik
Aleyhine istinaf edilen No.2 namına Avukat Özkul Özyiğit.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Narin F.Şefik -ve Yargıç Tanju Öncül'ün 78/2003 sayılı Genel İstidada 9.5.2005 tarihinde verdikleri karara karşı Müstediler tarafından yapılan istinaftır.

----------------------------


H Ü K Ü M


Mustafa H. Özkök: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın -Yargıç Seyit A. Bensen okuyacaktır.

Seyit A. Bensen : Aleyhine istinaf edilen Müstedaaleyh No.1, İstinaf eden Müstedi No.1, 2 ve 3 aleyhine Lefkoşa Kaza Mahkemesinde dosyalamış olduğu 2002/95 sayılı davada müteveffa Mustafa Talat'ın sağlığında, istinaf e-den Müstedi No.1, 2 ve 3'e bağış yolu ile verdiği arsaları, avans olarak (by way of advancement) verdiğini iddia etti ve tereke idare memurunun, Müstedi No.1, 2 ve 3'ün terekeden alacakları payı hesaplarken onlara bağış yolu ile verilen bu arsaları dikkate- alıp hesaba katmasını talep etti.
Davayı dinleyen Kaza Mahkemesi Müstedaaleyh No.1'in talebini reddetti. Bu ret kararına karşı Müstedaaleyh No.1 Yüksek Mahkemeye istinaf etti. Yüksek Mahkeme 26.6.2003 tarihinde Yargıtay/Hukuk 88/99 (D.9/2003) sayılı hükü-mde;

" Müteveffa Mustafa Talât terekesi İdare memuru Davalı No.4'ün müteveffanın
terekesini mirasçılara bölüştürürken, müteveffanın evlatları olan Davalı No.1, 2 ve 3'ün sağlığında müteveffadan "by way of advancement" aldıkları arsaları, Davalı No.1, 2- ve 3'ün terekeden alacakları paylar hesaplanırken dikkate alıp hesaba katmasına hüküm ve emir verilir."


Bu karar ışığında Müstedi No.1, 2 ve 3, Müstedaaleyh No.1 ve 2 aleyhine Lefkoşa Kaza Mahkemesinde dosyaladıkları işbu Genel İstida ile Yüksek Mahkem-enin Yargıtay/Hukuk 88/99 (D. 9/2003) sayılı davada 18/93 sayılı terekenin tasfiyesinde Müstedilere 15.1.1991, 21.1.1992 ve 7.9.1992 tarihlerinde hibe edilen 24 adet arsanın tereke idare memuru tarafından hotchpot prensibi çerçevesinde değerlendirilmesine -ve müstedilere hibe edilen arsaların da varislerin haklarının tesbitinde kaale alınmasına direktif verdiğini ancak ilgili kararda hibe edilen arsaların değerinin hangi tarih itibarı ile değerlendirileceği hususunda görüş belirtmediğinden Kaza Mahkemesinin -Tereke İdare Memuruna aşağıdaki gibi emir ve/veya direktif vermesini talep ettiler. Şöyle ki:

"a) Muhterem Mahkemenin Müstedilerin babaları tarafından sağlığında kendilerine
hibe edilen arsaların değerlerinin hibe tarihindeki değerlere göre hesaplanma-sına ve söz konusu değerlendirme, saptama ve hesaplama işlemlerinin Lefkoşa Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlüğü tarafından bir ay zarfında yapılmasına ve değerlendirme raporunun birer suretinin Mahkemeye dosyalanmasına ve ilgili taraflara birer suret verilm-esi hususunda emir vermesine;
b) Müstedilere babaları tarafından hibe edilen arsaların fiyatları tespit edildikten
sonra söz konusu toplam değer miktarının ¼'ünün Müstedaaleyh No.1'e ait
olduğu ve terekenin taksiminde Müsted-ialeyh 1 lehine hesaplanmasına direktif
verilmesine;
c) Müstedaaleyh No.2'nin tereke idare memuru tayin edildiği günden bugüne değin
yapmış olduğu işlemler hakkında bir ay zarfında Mahkemeye rapor vermesi
husus-unda bir emir vermesine."

Genel istidaya ekli yemin varakası Müstedilerin dayısı Zihni Halilhan tarafından yapıldı. Zihni Halilhan yemin varakasında, sair şeyler yanında özetle, Müstedilerin İngiltere'de ikamet ettiklerini, işbu yemin varakasını kendi ad-larına yapılması için yetki verdiklerini, daha önce müteveffa Mustafa Talat Terekesinin tereke idare memurluğunu yaptığını, bu nedenle bütün olgulara vakıf olduğunu, Müstedaaaleyh No.1'in terekedeki varislerden biri olduğunu, Müstedaaleyh No.2'nin ise tere-kenin idare memuru olduğunu belirterek Bidayet Mahkemesinin 2002/95 sayılı davada Müstedaaleyh 1'in açtığı davayı iptal ettiğini, ancak Yüksek Mahkemenin 26.6.2003 tarihinde vermiş olduğu bir kararla Bidayet Mahkemesinin kararını bozarak müteveffa Mustafa -Talat tarafından Müstedi evlatlarına hibe ettiği arsaların Müstedilere avans olarak verildiğinin karara bağlandığını, bu durumda terekenin tasfiye edilebilmesi için Müstedilere verilen arsaların da bir pota içerisine konarak değerlendirilmesi gerektiğini, -Müstedilere müteveffa babaları tarafından hibe edilen arsaların, müteveffa 2.11.1992 tarihinde vefat etmeden farklı tarihlerde hibe edildiklerini ve bunların bir kısmının Müstediler tarafından satıldığını, arsaların değerinin 1991-1992 veriliş tarihlerinde-n 1997 yılına kadar yükseldiklerini, bu durumda en adil uygulamanın bu hibe edilen arsaların hibe edildikleri tarihteki değerlerinin esas alınması gerektiğini, bu değerlendirmenin ise bitaraf bir müessese olan Lefkoşa Kaza Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlü-ğü tarafından yapılmasını, çıkacak değerlendirmenin ¼'ünün Müstedaaleyh No.1'e alacak olarak hesaplanması gerektiğini ileri sürdü ve tereke idare memurunun terekenin son durumunu içeren faaliyetleri hakkında Mahkemeye rapor sunmadığından, rapor sunması hus-usunda ve diğer hususlar hakkında emir ve/veya direktif vermesini talep etmiştir.

Müstedaaleyh 1 ve 2 Genel İstidaya ayrı ayrı itirazname dosyaladılar. Müstedaaleyh No.1, itiraznameye ekli yemin varakasında müteveffanın Müstedi No.1'e 9 adet arsanın tü-münü 21.1.1992'de, Müstedi No.2'ye 9 adet arsayı 15.1.1991'de ve Müstedi No.3'e de 6 adet arsayı 7.9.1992 tarihinde hibe ettikten sonra 2.11.1992 tarihinde vefat ettiğini, Tereke İdare Memurunun, taşınmazların, Müteveffanın ölüm tarihindeki değerlerini baz- alması gerektiğine karar verilmesini talep etti ve Müstedi No.3'ün bazı malları elden çıkarmasının bunu değiştiremeyeceğini ileri sürdü.

Tereke İdare Memuru olan Müstedaaleyh No.2 de itiraznameye ekli yemin varakasında sair şeyler yanında, özetle, tere-keye ait mallar değerlendirilirken terekenin mal varlığı değerinin, müteveffanın ölüm tarihi olması gerektiğini ve Mahkemenin vereceği emir ve/veya karar doğrultusunda hareket etmeye hazır olduğunu beyan etmiştir.

İstidanın duruşması yapılmıştır. İstida-nın duruşmasında taraflar tanık dinletmeyerek istida ve itiraza ekli yemin varakalarındaki olgular ile yetinip, Mahkemeye hitap ettiler.

İstidayı dinleyen Kaza Mahkemesi, terekeye ait tüm mal varlığının, Müstedilere istidada belirtilen ve hibe edilen mal-lar dahil, dağıtımının yapılacağı tarih esas alınarak Lefkoşa Tapu ve Kadastro Dairesi tarafından değerlendirilmesine, bu değerlendirme sonucunda, Müstedi No. 1, 2 ve 3'e daha önce "by way of advancement" olarak verilen arsaların değerlerinin, terekedeki h-isselerine mahsup edilmesine, Tereke İdare Memuru olan Müstedaaleyh No.2'nin Lefkoşa Kaza Tapu ve Kadastro Dairesinden değerlendirmenin temin edilmesinden 1 ay içerisinde Mahkemeye yaptığı işlemler ile ilgili rapor vermesine emir verdi. Müstediler bu karar-a karşı istinaf dosyaladılar.

Dosyalanan istinaf ihbarnamesi 5 istinaf sebebi içermekle birlikte bunları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür. Şöyle ki:

Bidayet Mahkemesi kararında Müstedilere (İstinaf Edenlere) müteveffa babaları tarafından 1991 ve 1-992 yıllarında hibe ettiği arsaların terekenin nihai paylaşımında ilgili arsaların değerlendirilmesini paylaşım zamanındaki değerlerine göre hesaplanarak "hotchpot" prensiplerine göre paylaştırılması hususundaki kararının tümüyle ilgili mevzuata aykırı old-uğundan hatalıdır.
Bidayet Mahkemesi kararını verirken ilgili mevzuatı hatalı yorumladı ve değerlendirmede sanki Müstedilere babaları tarafından yapılan hibelerin terekenin mallarıymış gibi addetmiş bulundu, oysa bu yorum mevzuata aykırıdır. Çünkü hibe ed-ilen arsalar terekeye ait arsalar olmayıp müstedilere aittir ve yalnız "hotchpot" prensibi bakımından evlatlar arasında bölüşüm olacağında "hotchpot" içerisine getirilmesi gerekir.
Bidayet Mahkemesi hotchpot prensibini ve terekenin mal varlığını değerlend-irirken değerlendirmeyi arsa bazında ele alarak para bazında ele almayarak hatalı davranmıştır.
Bidayet Mahkemesi Yargıtay Hukuk Mahkemesinin Yargıtay/Hukuk 88/99 sayılı kararındaki hukuksal yorumu kaale alarak ayni çizgide hareket etmiş ve The Administra-tion of Estates Act 1925'in 1996'da iptal edildiğini söylemekte, oysa bu yasanın hala daha KKTC'de geçerli bir kanun olduğunu gözden kaçırmış ve İngiliz hukukunda verilen hibelerin Müteveffanın ölüm zamanındaki değerine göre hesaplanması gerekir şekilde bi-r değerlendirme yaparken diğer taraftan bundan ayrılarak Fasıl 195 madde 51 altında bir karar vermiştir.
Bidayet Mahkemesi; Müstedilerin babaları tarafından kendilerine hibe edilen arsaların hibe tarihindeki değerine göre değerlendirilmesini talep ederken- layiha dışı değerlendirmelere girerek kendi başına müteveffanın üçüncü eşine verilecek olan payın Müstedilere babaları tarafından hibe edilen arsaların paylaşım zamanındaki değeri ile geriye kalan tereke malının değerinin tümünü birlikte hesaplayarak müte-veffanın üçüncü eşinin hissesini de bu bütün mal varlığının altıda biri almaya hakkı olduğu hususunda karar vermekle hata etmiştir.

Aleyhine istinaf edilen Müstedaaleyh No.1 de mukabil istinaf dosyaladı. Mukabil istinaf ve gerekçeleri şöyledir.

1. Muht-erem Bidayet Mahkemesi varis ile füruğ arasında herhangi bir tefrik
yapmamakla hataya düşmüştür. Şöyle ki, Muhterem Bidayet Mahkemesi Varisler arasında eşitlikten bahsetmekte, halbuki Equity doktrininin bir parçası olan Hotchpot prensibine göre varisler -değil de füruğlar arasında eşitlik kastedilmektedir. Ayrıca eş varis olmakla füruğ değildir ve kanunlar çerçevesinde miras paylaşımında ayrı ve farklı muameleye tabi tutulmaktadır.
2. Muhterem Bidayet Mahkemesi, Müteveffanın terekesinin varisler arasında -
Yargıtay/Hukuk 88/99 ışığında bölüştürülürken, Müteveffanın terekesindeki mallar ile Müteveffanın sağlığında hibe yolu ile füruğlarına verdiği malların değerlerini, Müteveffanın ölüm tarihi değil de, Terekesinin varisleri arasında bölüştürüleceği tarih o-larak belirlenmesi yönünde verdiği Emirle hataya düşmüştür.
3. Muhterem Bidayet Mahkemesi Müteveffanın eşinin miras hakkını hesap ederken
Kıbrıs Kanunları Fasıl 195 Madde 44(a), Kıbrıs Kanunları Fasıl 195 Madde 51 ve Hotchpot prensiplerinin vaz ettiği k-uralı yanlış yorumlamakla hataya düşmüştür. Şöyle ki, Kıbrıs Kanunları Fasıl 195 Madde 44(a) Dul eşin miras yolu ile terekeden almağa hakkı olan oranı tesbit etmekte; Dul eşin miras hakkı hesap edilirken Müteveffanın hayatta iken hibe yolu ile 3 evladına v-erdiği arsaların değerlerini de Müteveffanın Terekesinin (vefat ettiği vakit ismine kayıtlı malların) bir parçası kabul edip bu malları (Hibe edilen mallar) ile Müteveffanın terekesindeki (vefat ettiği vakit ismine kayıtlı malların) malların toplam değeri -üzerinden eşine 1/6 hisse vermekle hataya düşmüştür. Halbuki Fasıl 195 Madde 44(a) vasiyetname bırakmadan vefat eden kişinin dul eşinin Müteveffanın ölüm anında sahibi bulunduğu emvalden (1/6) hisse almağa hakkı olduğunu öngörmektedir.
4. Muhterem Bidayet- Mahkemesi istida masraflarının terekeden karşılanması
hususunda emir vermekle hataya düşmüştür. Şöyle ki; İstinaf Edenler İstidalarındaki hiçbir taleplerinde başarılı olmamış olmalarına rağmen masrafların terekeden ödenmesi, Aleyhine İstinaf Edilen No.1-'in terekeden almağa istihkakı olan meblağdan karşılanacağına göre Aleyhine İstinaf Edilen No.1 cezalandırılmış olacaktır.

İstinafın duruşmasında istinaf edenlerin Avukatı Mahkemeye hitabında, Yargıtay/Hukuk 88/99 (D.9/2003) sayılı istinafta Mahkemenin -istinaf edenlere babaları tarafından hibe edilen arsaların avans olduğunu karara bağladıktan sonra; avans olarak verilen arsaların değerlerinin hangi tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği hususunda karar verilmediğinden değerlendirme tarihi hususunda kar-ar verilmesini talep etmiştir. İstinaf edenlere göre, hibe edilen arsaların verildikleri tarihe göre değerlendirme yapılmasını ve çıkan toplamın 4'e yani istinaf eden 3 kardeş ile aleyhine istinaf edilen No.1 arasında eşit şekilde bölünmesi gerektiği ve ge-riye kalan terekenin mal varlığının ayrı olarak bügünkü değerine göre hesaplanıp aleyhine istinaf edilen No.1'in hakkı olan miktarın öncelikle terekenin mal varlığından temin edilmesi gerektiğini ve hibeyi alanların aldıkları mallardaki fazlalık oranında, -söz konusu terekenin adında kayıtlı bulunan mal varlığının bugünkü değeri Tapu Genel Müdürü tarafından paraca tesbit edilip yasaya uygun olarak bölüştürülmesi gerektiğini, dolayısıyle avans olarak verilen malların ayrı, terekenin geriye kalan mal varlığını-n ise bugünkü değerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, terekenin taksiminde hotchpot kuralının müteveffanın 3. eşini ilgilendirmediğini, kendisinin ancak geriye kalan mal üzerinde hak sahibi olabileceğini, Fasıl 195'de residuary estate'in mal bölüşümün-de hangi tarihe göre paraca değerlendirileceği hakkında hüküm olmadığını ancak, doğal olarak ve mantıken residuary estate'i bölüşüm tarihindeki değerine göre değerlendirilmesinin doğru bir karar olduğunu, Fasıl 195'de avans olarak verilen bir hibenin hangi- tarihe göre hesaplanacağı hususunda herhangi bir hüküm olmadığını, ancak yapılan uygulamada, örneğin Sevim davasında ve Meryem davasında Kıbrıs'ın mahalli şartları da dikkate alınarak arsaların verildikleri tarihteki değerleri esas alınarak hesaplanmasını-n öngörüldüğünü, Bidayet Mahkemesinin mavi 34 ve 35'te İngiliz hukukundan alıntı yaparak, avans olarak verilen malların müteveffanın ölüm tarihine göre değil de, paylaşım tarihine göre yapılacağına karar vermekle hata yaptığını, çünkü bu madde İngiliz hu-kukunda yer bulmasına rağmen bizim hukukumuzda yeri olmadığını ve Bidayet Mahkemesinin bu alıntısının vasiyetnamenin yapılmış olduğu bir durumdan bahsettiğini, bu davanın konusunun ise vasiyetname bırakmadan ölen bir şahsın malının evlatları arasındaki böl-üşüm meselesi olduğunu ve Bidayet Mahkemesinin bu hukuki noktayı iyi analiz etmeden hatalı bir uygulama içine girdiğini, bu bakımdan avans olarak verilen taşınmazın verildikleri tarihe göre değerlendirilip hesaplanmasını ve söz konusu hibeleri alanların, a-ldıkları arsaların değerini hesaplama bakımından paraca potaya getirmelerini, hala daha tereke adında kayıtlı bulunan taşınmazların bugünkü değerlerine göre Lefkoşa Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü tarafından değerlendirilmesine ve terekenin borçları ödendi-kten sonra mevzuatımıza göre varislere taksim edilmesine Mahkemenin emir ve direktif vermesini talep etti.

Aleyhine istinaf edilen Müstedaaleyh No.1 avukatı ise Mahkemeye yaptığı hitabında, arsaların verildikleri tarihe göre değil de, müteveffanın ölüm- tarihindeki değerlerine göre hesaplanmasını talep etmekte ve bu iddiasını KKTC'de halen yürürlükte olan, İngiltere'nin The Administration of Estates Act. 1925 madde 47(1)(iii)'e dayandırmıştır. Aynı şekilde terekenin değerinin de ölüm tarihi itibarı ile y-apılmasının adalet gereği olduğunu savundu.

Aleyhine istinaf edilen Müstedaaleyh No.2 avukatı ise Mahkemenin vereceği karara uyacaklarını belirtmekle yetindi.

Yukarıdaki beyanlardan görüleceği üzere istinaf eden Müstediler, müteveffadan "by way of ad-vancement" olarak aldıkları arsaların müteveffa tarafından istinaf eden Müstedilere hibe edildikleri tarihteki değerlerinin esas alınmasını talep ederken, aleyhine istinaf edilen Müstedaaleyh No.1 ise müteveffanın ölüm tarihindeki değerlerinin esas alınmas-ı gerektiğini ileri sürmektedirler.

Yapılan hitaplar ile istida ve itiraznameye ekli yemin varakaları incelendiği zaman istida ile ilgili olgular, istinafı ilgilendirdiği oranda aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Sağlığında üç evlilik yapan Mustafa Talat,- 2.11.1992 tarihinde vasiyetname bırakmadan Londra'da vefat etti. Müstedi No.1, 2 ve 3, müteveffanın ikinci eşinden olan evlatları, Müstedaaleyh No.1, müteveffa Mustafa Talat'ın ilk eşinden olan ve 1975 yılında vefat eden kızı Tanur Türe'nin oğlu, Müstedaa-leyh No.2 ise müteveffanın terekesinin idare memurudur. Bu istidada taraf olmayan Nahide Talat müteveffanın üçüncü ve son eşidir.

Müteveffa Mustafa Talat sağlığında, Müstedi No.1, 2 ve 3 olan evlatlarına bağış yolu ile Lefkoşa'da taşınmaz mallar verer-ek Tapu Dairesinde adlarına devretti. Müteveffa Müstedi No.1'e 21.1.1992 tarihinde 9 arsa, Müstedi No.2'ye 15.1.1991 tarihinde 9 arsa ve Müstedi No.3'e 7.9.1992 tarihinde 6 arsa hibe etti. Müstedi evlatları yanında üçüncü eşi Nahide Talat'a da 4 arsa ver-di. Müteveffa, ilk eşinden olan kızı Tanur Türe'ye veya oğlu Müstedaaleyh No.1'e ise herhangi bir şey vermedi. Halen müteveffanın adında 25 arsa vardır.

Yüksek Mahkeme Yargıtay/Hukuk 88/99 (D.9/2003) sayılı hükümde bu meseledeki Müstedi No.1, 2 ve 3'e s-ağlığında müteveffa babaları tarafından verilen arsaların 'advancement' olarak verildikleri bulgusuna vardıktan sonra müteveffa Mustafa Talat Terekesi İdare Memuru'nun müteveffanın terekesini mirasçılara bölüştürürken, müteveffanın evlatları olan Müstedi N-o.1, 2 ve 3'ün sağlığında müteveffadan 'by way of advancement' olarak aldıkları arsaları, Müstedi No.1, 2 ve 3'ün terekeden alacakları paylar hesaplanırken dikkate alıp hesaba katmasına hüküm ve emir verdi.

Dosyalanan istida ile Müstediler, Yüksek Mahke-menin Yargıtay/Hukuk 88/99 (D.9/2003) sayılı hükmünde, Müstedi No.1, 2 ve 3'e sağlığında müteveffa babaları tarafından hibe edilen arsaların tereke idare memuru tarafından hotchpot prensibi çerçevesinde değerlendirme yapılmasının gerektiğini ve de varisler-in haklarının tesbitinde Müstedilere hibe edilen arsaların da kaale alınması hususunda emir ve hüküm verdiğini, ancak ilgili kararda hibe edilen arsaların değerinin de hangi tarih itibarı ile hesaplanması gerektiği hususunda görüş belirtmediğinden, sair ta-lepler yanında, istidalarının (a) paragrafında "Mahkemenin Müstedilerin babaları tarafından sağlığında kendilerine hibe edilen arsaların değerlerinin hibe tarihindeki değerlere göre hesaplanmasına ......... emir verilmesini" talep etmektedirler.

Müstedaa-leyh No.1 ve 2 ise itiraznamelerinde Müstedilere babaları tarafından sağlığında kendilerine hibe edilen arsaların değerlerinin müteveffanın ölümü tarihindeki değerlerinin esas alınması gerektiğini ileri sürmektedirler.

Konu ile ilgili yasal mevzuata bak-tığımız zaman Fasıl 195 Vasiyet ve Tevarüs Yasası madde 51'de müteveffanın ölümünden önce varislerine 'by way of advancement' olarak verdiklerinin, o kişilerin terekeden alacakları hissenin belirlenmesinde hesaba katılacağı belirtilmektedir.

Fasıl 195, m-adde 51 aynen şöyledir:

"51. Any child or other descendant of the deceased who becomes entitled to succeed to
the statutory portion and to the undisposed portion if any, shall in reckoning his share bring into account all movable property and immovable- property that he has at any time received from the deceased:
by way of advancement; or
under a marriage contract; or
as dower; or
by way of gift made in contemplation of death:
Provided that no such movable property or immovable property shall be- brought into account if the deceased has left a will and has made therein specific provision that such movable property or immovable property shall not be brought into account."

Yukarıdaki maddeden görüleceği üzere vasiyet edilemeyen kısma (statutory -portion) veya varsa, vasiyet edilmemiş kısmına tevarüs etme hakkı kazanan müteveffanın herhangi bir çocuğu veya başka füruu mirastaki payının hesaplanmasında, müteveffadan herhangi bir zaman (a) 'by way of advancement' veya (b) evlenme sözleşmesi altında v-eya (c) çeyiz olarak veya (d) ölüm düşüncesi içerisinde hediye olarak almış olduğu tüm taşınır malları ve taşınmaz malları, hissesinin hesaplanmasında hesaba katılması veya ortaya konması gerekir. Ancak müteveffa vasiyetname yapmış ve vasiyetnamesinde bu m-alların ortaya konup hesaplamaya dahil edilmeyeceğini açıkça ifade etmişse, bu mallar hesaplamaya dahil edilmezler. Ortaya konup hesaba dahil edilmesi gereken, 51. maddenin (a),(b),(c),(d) paragraflarından biri altında verildiği kabul edilen taşınır veya -taşınmaz maldır. Alıntısı yapılan 51. maddenin (a) paragrafından açıkca görüleceği gibi müteveffa, sağlığında çocuğuna verdiği taşınır malı veya taşınmaz malı 'by way of advancement' olarak hibe etmişse, bu malın, o çocuğun terekedeki hissesinin hesaplanma-sında ortaya konması gerekir. Ancak bu maddede hesaplamada dikkate alınacak malların hangi tarihteki değerlerinin esas alınacağı belirtilmemiştir. Bu durumda bu istinaf maksatları için KKTC'de halen yürürlükte olan mevzuat ışığında yasal durumu değerlendi-rmek gerekmektedir.

İstida ve itiraznameden görüleceği gibi taraflar arasında olgular hususunda herhangi bir ihtilaf yoktur. Taraflar arasındaki ihtilaf, müteveffa tarafından istinaf edenlere avans olarak hibe edilen taşınmazların hangi tarihe göre değe-rlendirilmesi gerektiğinden kaynaklanan görüş ayrılıklarıdır. Bu nedenle bu istinafı bir sonuca bağlayabilmek için istinafın sonuçlandırılmasında etken olan Fasıl 195 Vasiyet ve Tevarüs Yasası'nın 51. maddesinin incelenip yorumlanması gerekir.

Yukarıda -alıntısı yapılan Fasıl 195'in 51. maddesinden anlaşılacağı üzere Müteveffanın terekesinde hak sahibi olan bir çocuğun mirastaki payının hesaplanmasında, müteveffadan herhangi bir zaman (a) 'by way of advancement' veya (b) evlenme sözleşmesi altında veya (c-) çeyiz olarak veya (d) ölüm düşüncesi içerisinde hediye olarak aldığı tüm taşınır ve taşınmaz malların ortaya konması gerekir; ancak müteveffa vasiyetname yapmış ve vasiyetnamesinde bu malların ortaya konup hesaplaşmaya dahil edilmeyeceğini açıkça ifade e-tmişse, bu mallar hesaplaşmaya dahil edilmezler.

Fasıl 195'in 51. maddesinin (a) paragrafından açıkça görüleceği üzere, müteveffa, sağlığında çocuğuna verdiği taşınır ve taşınmaz malı 'by way of advancement' vermişse, bu malın, o evlâdın terekedeki pay-ının hesaplanmasında ortaya konması gerekir. 51. maddede hesaplamada dikkate alınacak malların hangi tarihteki değerlerinin esas alınacağı belirtilmemiştir. 51. madde dikkatlice incelendiğinde müteveffanın herhangi bir çocuğu, müteveffadan herhangi bir zam-an almış olduğu tüm taşınır ve taşınmaz malların hissesinin hesaplanmasında malların kıymetleri değil de, bağışlanan malların ortaya konup hesaba katılacağını belirtmektedir.

Önümüzdeki meselede Yüksek Mahkeme Yargıtay/Hukuk 88/99 (D.9/2003) sayılı hük-ümde bu meseledeki Müstedi No.1, 2 ve 3'e sağlığında müteveffa babaları tarafından verilen arsaların 'advancement' olarak verildikleri bulgusuna vardıktan sonra müteveffa Mustafa Talat terekesi İdare Memuru'nun, müteveffanın terekesini mirasçılara bölüştür-ürken, müteveffanın evlatları olan Müstedi No.1, 2 ve 3'ün sağlığında müteveffadan 'by way of advancement' aldıkları arsaları, Müstedi No.1, 2 ve 3'ün terekeden alacakları paylar hesaplanırken dikkate alıp hesaba katmasına hüküm ve emir verdi.

Herhangi- bir yoruma gerek olmaksızın hükmün başında altıntısı yapılan 88/99 (D.9/2003) sayılı Yargıtay/Hukuk kararından görüleceği gibi müteveffa Mustafa Talat terekesi İdare Memurunun, müteveffanın terekesini mirasçılara bölüştürürken, Müstedilerin sağlığında müt-eveffadan 'advancement' olarak aldıkları arsaları, müstedilerin terekeden alacakları paylar hesaplanırken ortaya koyup hesaba katılması gerekir. Başka bir deyişle müteveffanın çocukları, miras payına mahsuben müteveffanın sağlığında almış oldukları bütün b-ağışlamaların aynen ortaya konup hesaba katılması gerekmektedir. Hesaba tabi bağışlamalar çocukların miras hisselerine mahsuben, müteveffadan sağlığında almış oldukları bağışlamalardır. Mirasta aynen ortaya koymak ile mükellef mirasçı, 51. madde uyarınca,- almış olduğu bağışlamayı terekeye aynen ilave eder. Buna göre yapılan ilave ile birlikte tereke ve miras hisseleri hesap olunur ve ortaya koyan mirasçı diğer mirasçılarla eşit olarak mirasın taksimine katılır.

Ortaya koymaya tabi bağışlamalar kanuni mi-rasçıların miras hisselerine mahsuben, müteveffanın sağlığında almış oldukları bağışlamalardır. Fasıl 195 madde 51'de müteveffa aksine vasiyetnamesinde açık bir beyanda bulunmuş olmadıkça, evlatları lehine yapılan 'advancement' veya evlenme sözleşmesi altı-nda veya çeyiz olarak veya ölüm düşüncesi içerisinde hediye olarak vermiş olduğu bağışlamaların ortaya koymaya tabi olacakları hükmü yer almıştır. Önümüzdeki meselede Müteveffanın aksine vasiyetnamesinde bir beyanı olmadığına göre 'advancement' olarak evla-tlarına verdiği arsalar aynen ortaya koymaya tabidir. Bu nedenle terekeye eklenmeleri gerekir.

Yukarıda belirtilenlerden anlaşılacağı üzere, Müteveffa Mustafa Talat Terekesi İdare Memurunun müteveffanın terekesini mirasçılara bölüştürürken, müteveffanı-n evlatları olan Müstedi No.1, 2 ve 3'ün sağlığında müteveffadan 'by way of advancement' olarak aldıkları arsaları, Müstedi No.1, 2 ve 3'ün terekeden alacakları hisseler hesaplanırken, terekeye aynen ilave eder. Buna göre yapılan ilave ile birlikte tereke -ve miras hisseleri hesap olunur ve ortaya koyan mirasçı diğer mirasçılarla eşit olarak mirasın taksimine katılır. Taksim işlemi, kıymet üzerinden değil de, bölüşüm tarihinde ortaya konup ilave ile birlikte tereke malı üzerinden yapılır.

Kaza Mahkemesi t-erekeye ait tüm mal varlığının, müstedilere istidada belirtilen ve hibe edilen mallar dahil, dağıtımının yapılacağı tarih esas alınarak değerlendirilmesine, müstedilere daha önce 'by way of advancement' verilen arsaların dağıtım tarihindeki değerlerinin, t-erekedeki hisselerine mahsup edilmesine emir verdi. Kaza Mahkemesinin bu bulgu ve kararı, yukarıda belirttiklerimize tabi olarak düzeltilir.

Müstediler istidalarında Mahkemenin Müstedilerin babaları tarafından sağlığında kendilerine hibe edilen arsaların- değerlerinin hibe tarihindeki değerlere göre hesaplanması hususunda emir verilmesini talep ettiler. Müstediler bu talepleri ile bağlıdırlar. Mahkeme, istidada talep edilmeyen bir husus hakkında emir veremez, ancak istidada talep edilen hal çaresi hakkında- karar verebilir. Bu nedenle Müstedilerin taleplerine olumlu cevap vermek, yukarıda belirtilenler ışığında, olanaklı değildir. Bu nedenle Müstedilerin bu taleplerinin Kaza Mahkemesince reddedilmesi gerekirdi.

Yukarıda belirttiklerimiz ışığında 1, 2 ve -3. istinaf sebepleri ile 2. mukabil istinaf sebebi reddolunur.

Müstedilerin 4. istinaf sebebine gelince; İngiltere'de hotchpot kuralını ortaya koyan The Administration of Estates Act 1925, madde 47 (1)(iii)'de 'by way of advancement' olarak verilen mal,- hisse saptanmasında dikkate alınacağı zaman, malın değerinin verildiği tarihteki değeri değil de, müteveffanın ölüm tarihindeki değerinin dikkate alınacağı açık bir şekilde ifade edilmiştir. Fasıl 195, madde 51'de ise böyle bir ifade yer almamaktadır.

D-iğer taraftan bağlayıcı olmamakla beraber, Güney Kıbrıs'taki Kaza Mahkemesi, Meryem Enver v. Ahmet Ramadan Kasım and Others (1976) 7 JSC 1186'da yayımlanan kararda, hotchpot'ta dikkate alınacak malların değerlerinin 1885 yılının yasallaşmayan yasa tasarıs-ında malın verildiği tarihin esas alınması gerektiği hükmünden etkilenerek verildikleri tarihteki değer olması gerektiği kararına varmıştır.

Kıbrıs'tan Privy Council'a istinaf yolu ile giden Zalihe Veli Suing as Next Friend and Natural Guardian of Her M-inor Children, İsmail Nevzat, İsmail Eff. And Another v.Sevim İsmail and Others 1959 -1960 CLR.15 davasında, Privy Council, zamanında meriyette olan Fasıl 220, şimdi Fasıl 195 madde 44,46,49 ve 51'i inceledi ve o kararda The Administration of Estates Act 1-925'in o davaya uygulanmayacağını karara bağladı.

Yukarıda belirtilenlerden de görüleceği gibi KKTC'de halen yürürlükte olan Fasıl 195, madde 51 ile İngiliz mevzuatı farklıdır ve ismi anılan 1925 Yasası KKTC'de geçerli bir yasa değildir ve konu istidaya- uygulanamaz. Bu nedenle 4. istinaf sebebi de reddolunur.

Şimdi de 5. istinaf sebebi ile 1 ve 3. mukabil istinaf sebeplerini inceleyelim.



Fasıl 195 Vasiyet ve Tevarüs Yasası madde 44 şöyledir:

"Bir kişi öldüğünde karı veya koca bırakırsa, o kar-ı veya koca, terekenin borç ve
mükellefiyetleri ödendikten sonra, vasiyetle verilemeyen kısımdan (statutory portion) ve varsa, vasiyetle verilmemiş kısımdan aşağıdaki şekilde hisse alma hakkına sahiptir:-
Ölen kişi, bu gibi bir karı veya kocadan başka : - -
Çocuk veya o çocuğun füruunu bırakmışsa, alma hakkına sahip olacağı hisse vasiyetle verilemeyen kısım ve vasiyetle verilmemiş kısmın altıda biri olur, ancak beşten fazla (yaşayan veya füru ile temsil edilen) çocuk varsa, bu hisse çocukların her birinin- alma hakkına sahip olduğu hisse ile eşit olur;"


Alıntısı yapılan maddeden görüleceği üzere müteveffa, karı veya koca ile birlikte çocuk veya çocuğun füruğunu bırakmışsa, karı veya koca, terekenin borç ve mükellefiyetleri ödendikten sonra, vasiyetle ver-ilemeyen kısmın (statutory portion) ve vasiyetle verilmemiş kısmın altıda birini (1/6) alır. Ancak beşten fazla çocuk varsa çocuklarla birlikte eşit hisse alır. Geriye kalan 5/6 tereke üzerinde çocukların miras payı bulunur.

Huzurumuzdaki olgulardan gör-üleceği üzere müteveffa öldüğünde karı ile birlikte Müstedi No.1, 2, 3 ve çocuğunun füruu olan Müstedaaleyh No.1 olmak üzere 4 çocuk bırakmıştır. Bu durumda müteveffanın karısı, terekenin borç ve mükellefiyetleri ödendikten sonra terekenin altıda birini(1-/6) alır. Geriye kalan 5/6 tereke üzerinde çocukların miras payı bulunur.

Çocuklar, müteveffanın sağlığında ondan 'by way of advancement' olarak almış oldukları bağışlamaları hisselerinin hesaplanmasında hesaba katmakla mükelleftir. Çocuklar dışındaki k-anuni mirasçıların mirasta hisselerinin hesaplanmasında hesaba katılma mükellefiyetleri yoktur. Eşin müteveffanın çocukları ile birlikte mirasçı olması halinde, çocukların mirasta hisselerinin hesaplanmasında hesaba katılma mükellefiyeti bulunduğu halde, e-şin, mirasta hissesinin hesaba katılması yükümü yoktur.

İlk Mahkeme, Müstedilere bağışlanan ve değerlendirmeye tabi tutulacak mallar ile halen müteveffa adında kayıtlı malların 1/6'sının eşine kalması gerektiğine karar verdi.

Yukarıda belirtilenler ı-şığında İlk Mahkeme dul eşin miras hakkı hesap edilirken müteveffanın hayatta iken hibe yolu ile 3 evladına verdiği arsaların değerlerini de müteveffanın terekesinin bir parçası kabul edip, bu mallar ile müteveffanın terekesindeki malların toplam değeri üz-erinden eşine 1/6 hisse vermekle hataya düşmüştür. Mütevefffanın eşinin Fasıl 195 m.44(a)'ya göre sadece tereke mallarının net kıymeti üzerinden 1/6 hisse oranında hakkı vardır. İlk Mahkemenin kararı buna göre düzeltilir. Bu nedenle 5. istinaf sebebi ile 1-. ve 3. mukabil istinaf sebebi kabul olunur.

4. Mukabil istinaf sebepleri istida masrafları ile ilgilidir. Fasıl 189, Tereke İdare Yasası madde 55'e göre ölen bir kişinin terekesine ilişkin yargı işlemlerinde Mahkeme , masrafların tümünün veya bir kısmı-nın terekeden ödenmesini emredebilir. İlk Mahkemenin hükmü incelendiğinde Müstedilerin istidalarında 2 talep dışında, başarılı oldukları görülmektedir ve başarılı oldukları talepler aleyhine Müstedaaleyhlerin herhangi bir istinaf sebepleri yoktur. Müstedil-erin istidalarında büyük ölçüde başarılı oldukları dikkate alındığında masraflarla ilgili olarak İlk Mahkemenin takdir hakkına müdahale etmemiz uygun değildir. Bu nedenle de 4. mukabil istinaf sebebi reddolunur.

Yukarıda belirtilenlerin tümü ışığında, İlk- Mahkemenin, terekeye ait tüm mal varlığının, müstedilere istidada belirtilen ve hibe edilen mallar dahil, dağıtımının yapılacağı tarih esas alınarak değerlendirilmesine; bu değerlendirme sonucunda, müstedi 1, 2 ve 3'e daha önce 'by way of advancement' ol-arak verilen arsaların değerlerinin terekedeki hisselerine mahsup edilmesi hususundaki emrinin iptaline karar verilir.

Sonuç olarak, yukarıda belirtilenlere tabi olarak, Müstediler tarafından dosyalanan istinaf ve Müstedaaleyh No.1 tarafından dosyalanan -mukabil istinaf kısmen kabul edilir.

Masraflar terekeden karşılanacaktır.




Mustafa H. Özkök Seyit A. Bensen Necmettin Bostancı
Yargıç Yargıç - Yargıç


18 Haziran 2010



14






Full & Egal Universal Law Academy