Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 3/2006 Dava No 9/2009 Karar Tarihi 29.04.2009
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 3/2006 Dava No 9/2009 Karar Tarihi 29.04.2009
Numara: 3/2006
Dava No: 9/2009
Taraflar: Hasan Hastürer ile Fatih Öztürk ve diğeri arasında
Konu: Zem ve kadih nedeniyle tazminat talebi
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 29.04.2009

-D.9/2009 Yargıtay/Hukuk: 3/2006
(Dava No: 5002/03;Lefkoşa)


YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Mustafa H. Özkök, Gönül Erönen, Seyit A. Bensen.


İstinaf eden: Hasan Hastürer, K/Kaymak-lı - Lefkoşa
(Davacı)


- ile -


Aleyhine istinaf edilen: 1. Fatih Öztürk, Köşklüçiftlik -
Lefkoşa
2. Hüseyin Macit Yusuf, Lefkoşa
- 5. Hulusi Özyay, Lefkoşa
(Davalılar)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Tahir Seroydaş ve Avukat Yağmur
Seroydaş
Aleyh-ine istinaf edilenler namına: Avukat Fuat Veziroğlu
Aleyhine istinaf edilen (Davalı No.5) hazır değil


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Talât D. Refiker ve Yargıç Tanju
Öncül'ün 5002/03 sayılı davada 28.12.2005 tarihinde verdiği karara karşı Davacı tarafı-ndan yapılan istinaftır.


------------------


H Ü K Ü M
-

Mustafa H. Özkök: Davacı, Lefkoşa Kaza Mahkemesinde dosyalamış
olduğu 5002/2003 sayılı davasında sunduğu tafsilâtlı Talep
Takririnde özetle; 1951 doğumlu olup öğretmen olarak ve kamu
görevlisi olarak değişik görevlerde bulunduktan sonra 1999
yılında em-ekli olduğunu, halen gazetecilik yaptığını, sürekli
basın kartı sahibi olduğunu ve çok sayıda ödülü bulunduğunu, Davalı No.1, 2, 4 ve 5'in Davalı No.3 gazetede 9.5.2002 tarihli nüshasında "Bir Memeli Hayvan Fok (Fogg) ve Ailesi" başlıklı
müştereken ve/vey-a münferiden yazdıkları ve yayınlanan yazının kendisi için zem ve kadih teşkil ettiğini ileri sürerek Davalılardan müştereken ve münferiden aşağıdeki taleplerde bulunmuştur:


"11. Davacı muhterem Mahkemeden, yukarıda izah
edilen vakıa- ve gerçekler muvacehesinde
Davalılar aleyhine müştereken ve/veya
münferiden aşağıdakileri talep eder:

Genel zarar ziyan ve/veya çoğaltılmış
genel zarar ziyan ve/veya tazminat.
Yasal faiz.
Mahkemece uygun ve adil gör-ülecek
herhangi bir çare.
D) İşbu dava masrafları."



Davalılar ise dosyalamış oldukları müdafaalarında Davacının Talep Takririnde genel olarak ileri sürdüğü iddiaları reddet-mişler ve dava konusu yazının zem ve kadih içermediğini, eleşt-iren mahiyette bir yazı olduğunu ve içeriğinde Davacıyı eleştiren kısımlarının doğru olduğunu ileri sürerek Davacının ileri sürdüğü talepte bulunma hakkı olmadığını belirterek davasının reddini talep etmişlerdir.

Davayı dinleyen İlk Mahkeme Davacıyı -haklı bulmuş ve
9.2.2000 tarihli Davalı No.3 Volkan Gazetesinde yayınlanan ve
Davacıyı eleştiren kısımların Davacı için zem ve kadih teşkil ettiği bulgusuna varmış ve netice itibarıyle Davalıların
müştereken ve münferiden Davacıya 1000 YTL tazminat ödenmes-i
için hüküm vermiş, masraflarla ilgili herhangi bir emir
vermemiştir.


Davacı, verilen tazminat miktarının az olduğunu ve
davayı kazandığı halde lehine masraf emri vermemekle İlk
Mahkemenin hata ettiğini ileri sürerek işbu istinafı dosyalamış
bu-lunmaktadır.

İstinafın duruşması yapılmıştır. İstinaf Eden Avukatı
yaptığı hitabında dava konusu yazının çok ağır bir yazı oldu-
ğunu, yazının içeriğinin tamamen uyduruk olduğunu, gazetecilik yapan Davacıya hakaret içerdiğini ve gazetecilik yapan- Davacının
bu yazıdan dolayı şeref ve haysiyetinin zedelendiğini ve Davacıya ödenmesi öngörülen 1000 YTL'nin alenen az olduğunu, keza davasını kazanan Davacıya masraf emri vermemekle de Mahkemenin hatalı davrandığını ileri sürerek istinafın kabul edilerek -tazminat miktarının artırılmasını ve lehine İlk Mahkeme ve istinaf masraflarının ödenmesi için hüküm verilmesini talep etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen Davalı No.5 kendisine tebligat
yapılmış olmasına rağmen hazır bulunmamıştır. Aleyhine
İstinaf Ed-ilen No.3 ve 4 aleyhindeki istinaflar geri çekildiği
cihetle sadece Aleyhine İstinaf Edilen Davalı No.1 ve 2
Avukatları vasıtasıyle temsil edilmişler ve Avukatları
vasıtasıyle yapılan hitapta özetle; Davacıya ödenmesi
öngörülen tazminat miktarının makûl o-lduğunu ve daha fazla
artırılmaması gerektiğini, dava konusu gazetenin tirajı ile
ilgili Mahkeme huzurunda herhangi bir şahadet bulunmadığı
gibi Davacının ünlü bir gazeteci olduğu yönünde de Mahkeme
huzurunda herhangi bir şahadetin bulunmadığını belirterek-
Davacıya kesilen tazminatın normal olduğunu tekrarlayarak
istinafın reddini talep etmiştir. Masraflarla ilgili
hitabında da herhangi birşey söylememiştir.

İstinaf Eden Davacının yukarıya aktarıldığı gibi 2 istinaf sebebi bulunmaktadır. Birinci -istinaf sebebi tazminatın az olduğu ile ilgili, 2. istinaf sebebi ise masrafla ilgilidir. Öncelikle 2. istinaf sebebini ele aldığımız zaman İstinaf Eden Davacının 2. istinaf sebebinde ileri sürdüğü gibi Mahkemede davayı kazanmış olmasına rağmen lehine mas-raf emri verilmemiştir. İlk Mahkemeler hüküm verirken masraf emri verip vermemekte takdir hakları bulunmaktadır. Ancak bu takdir haklarını kullanırken niye masraf emri vermediklerini izah etmeleri gerekmektedir.
Bu prensip ışığında dava konusu hüküm in-celendiği zaman masrafla ilgili "Davanın tüm olguları gözönünde bulundurularak masraf emri verilmez" denmektedir. Ancak yeterli bir gerekçe içermemektedir. İlk Mahkeme takdirini kullanırken masraf vermeyecek ise niye masraf vermediği hususunda gerekçe gös-termesi gerekmektedir. Bu prensip ışığında karar incelendiğinde masraf emri vermemekle ilgili yeterli gerekçeyi içermediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle Davacı lehine verilen tazminat miktarı üzerinden masraf emri de verilmesi gerekir kanaatindeyiz. Söyle-nenler ışığında Davacının masraflarla ilgili yapmış olduğu istinafın kabul edilmesi gerekir kanaatindeyiz ve bu hususta bulgu yaparız. Varılan bu bulgu
ışığında 2. istinaf sebebi kabul edilir.

Birinci istinaf sebebi incelendiği zaman ise Davacıya
-verilen tazminat miktarının az olup olmadığının incelenmesi
gerekir. Bu soruya cevap ararken Davacıya ödenmesi öngörülen
tazminatın manevi tazminat olduğu diğer bir deyişle Davacının
uğradığı bir zarar ziyanın tazmini için ödenmediğini, sadece Davacının, -Davalıların dava konusu yazısından dolayı incinen gururunun ve/veya zedelenen şerefinin tatmini için ödenmesi
gereken bir rakamdır. Manevi tazminat hiçbir zaman bir telâfi aracı değildir.

Amme İdaresi Dergisi cilt 22 sayı 2 sayfa 97'de yayınlanan
20-.4.1989 tarih ve esas sayısı 1988/1042 ve karar sayısı
1989/857 olan başvuruda, Danıştay 10. Dairesi sayfa 101'de
şöyle denmektedir:

"Ancak bilindiği gibi manevi tazminat hiçbir
zaman tam bir telâfi aracı değildir. Onun
asıl iş-levi kusurlu tarafa uygulanacak
yaptırımın, zarar görende uyandıracağı huzuru
ve adalete güven duygusunun elde edilmesidir."


Sayfa 105-106'da şöyle denmektedir:


"Manevi tazminat, patrimuanda meydana gelen bir
eksilmey-i karşılamaya yönelik bir tazmin aracı
olmayıp, manevi tatmin aracıdır. Başka türlü
giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz
kalışı, manevi tazminatın parasal olarak
belirlenmesini zorunlu hale getirmektedir.
- Olayın gelişimi ve sonucu, ilgilinin durumu
itibarıyle manevi zarara karşılık mahkemece
takdir edilecek manevi tazminatın, manevi
tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye
yol açmayacak miktarda, fakat yazının nite-liğini
ve ağırlığını ve kişide yaptığı etkiyi ifade
edecek ölçüde saptanması zorunlu bulunmaktadır."


Prof. Dr. Hamza Eroğlu'nun İdare Hukuku adlı eserinin
5. baskı sayfa 507'de Yüksel Esin'in Danıştay'da açılacak
tazminat davaları -adlı eserine atıfta bulunarak şöyle denmek-
tedir:

"e) Manevi tazminatta patrianın azalması veya
ölçüsü dikkate alınmaz. Manevi tazminat,
gerçekte bir tazmin aracı değil, tatmin
aracıdır."


Yukarıda söy-lenenler ışığında İlk Mahkemenin tazminat
takdir ederken dikkate aldığı hususlar incelendiği zaman
Mavi 98 ve 99'da şöyle demektedir:

"Davacı talep takririnde (para.4) dava
konusu yazının yayınlandığı 'Volkan' isimli
gazetenin b-u dava ile ilgili zamanlarda
KKTC, Türkiye, İngiltere ve Kıbrıslı Türk
Mültecilerin bulunduğu sair ülkelerde
okunan ve okunması için KKTC'nde bedava
olarak dağıtılmakta olan bir gazete olduğunu,
dava konusu yazının -aday olduğu Aralık 2003
seçiminde Milletvekili seçilmemesinde de
etken olduğunu iddia etmekle beraber bu
iddialarını isbat etme cihetine gitmemiştir.
Dava konusu yazı nedeniyle parasal bir kayba
uğradığı şeklinde ise- bir iddiası ve talebi
bulunmamakta ve davacının şahadeti sırasındaki
anlatımı ile dava konusu yazının aile huzurunu
bozmakla ve toplumda katılım derecesi ne olursa
olsun şahsı hakkında olumsuz bir iz bırakmakla
sın-ırlı kaldığını;..."


Yukarıdaki alıntıdan da görüleceği gibi İlk Mahkeme Davacı-nın Talep Takririnde ileri sürdüğü hususları ispat etme cihetine
gitmediğini bu nedenle yazının sadece aile huzurunu bozma ve
toplumda katılım derecesinin ne olursa olsun- olumsuz iz
bırakmakla sınırlı kaldığını belirterek ödenmesi gereken
tazminatı 1000 YTL olarak saptamıştır. Davacının şahadeti
incelendiği zaman Mavi 17 ve 18'de özetle şöyledir:

"C. Özetliyeyim; 2.12.1951'de Küçük Kaymaklı'da
doğdum-. İlk-orta ve lise öğrenimimi Lefkoşa'da
tamamladım. Yüksek öğrenim olarak öğretmen
kollejini 1974 yılında tamamladım. Çalışma
yaşamıma devlette öğretmen olarak başladım.
Ancak 1971 yılından beri gaze-teciyim.
Ülkemizin özgün koşulları nedeniyle kamudaki
görevime paralel kesintisiz olarak bugüne
kadar gazetecilik yapmaktayım. 1998 yılında
emekli çıktıktan sonra tek uğraşım gazeteci-
liktir. - Kıbrıs Gazetesinde günlük köşe
yazarıyım. 1998'den beri sadece gazetecilik
yapmaktayım. Kıbrıs Gazetesinde 1991
yılından beri varım.
.............................................
............-.................................
S. Nasıl etkiledi sizi bu yazılar?
C. Tabii ki bu yazılar bizim evde aile huzurumuzu
bozdu. Ciddi anlamda ailemizde psikolojik
diyebileceğim rahatsızlığa neden oldu ve
- özellikle bu yayınlar üzerine kızımın ağlaması
çok ciddi anlamda rahatsız etmiştir. Ben
bundan rahatsız oldum. Tabii ki bunun yanında
toplumda katılım derecesi ne olursa olsun,
bunun gündemde bir iz -bıraktığını, bir yer
bıraktığını, bu ülkenin dönemin Cumhurbaşkanı
Sn. Rauf Denktaş'ın bile bu yayınları kaynak
göstererek, Volkan Gazetesinin şahsımla ilgili
yazdıklarını doğru kabul ederek, bunu daha
- geniş kesimlere taşıdığını üzülerek gördüm.
Bu ciddi anlamda bu ülkenin Cumhurbaşkanına
kadar böyle bir etki yapabilmişse, bundan
ciddi olarak rahatsız olduğum için zaten
burdayım veya davacıyım."


- Davacının Tanığı Cenk Mutluyakalı ile Hüseyin Yalyalı da
yazının içeriği ile ilgili şahadet vermişlerdir.

Tüm şahadet incelendiği zaman Davalı No.4 gazetenin tirajının ne olduğu ile ilgili herhangi bir şahadet olmadığı
gibi Talep Takririnde beli-rtildiği gibi KKTC dışında, Türkiye'de veya İngiltere'de okunduğu yönünde de hiçbir şahadet mevcut değildir. Davacı, İlk Mahkemede bu hususlarla ilgili şahadet sunma yönüne gitmemiştir. Bu nedenle İlk Mahkemenin yukarıya aktarılan bulguları yapması için -huzurunda sadece Davacının yukarıya aktarılan şahadeti mevcuttu.

Cevap verilmesi gereken husus ise Mahkemenin bu bulgular ışığında Davacıya ödenmesi gereken tazminatın 1000 YTL olarak takdir etmekle hata edip etmediğidir. Tazminatı belirlerken önc-elikle dava konusu yazının yayınlandığı basın organının
günlük bir gazete olduğu belirtildiği halde bu gazetenin günlük trajı ile ilgili Mahkeme huzurunda şahadet bulunması lâzım. Diğer bir ifade ile ilgili gazetenin ne kadar bir kitleye hitap ettiğinin M-ahkeme huzurunda şahadetle ortaya konması gerekmek-tedir. Diğer bir husus ise yazının muhatabı olan Davacının normal hayatında ve/veya iş hayatında bu yazı nedeniyle meydana gelen değişikliklerle ilgili; diğer bir deyişle normal hayatında ve/veya iş hayat-ında herhangi bir olumsuz değişiklik meydana gelmiş ise bu hususların da Mahkeme huzurunda şahadetle ortaya konması gerekmektedir.

Bu sorulara cevap ararken sunulan şahadet incelendiği
zaman yukarıda belirtildiği gibi dava konusu Volkan Gazetesinin-
hangi kitleye hitap ettiği ve günlük tirajı ile ilgili herhangi
bir şahadet ibraz edilmemiştir.

Davacının ise verdiği şahadetin Mavi 17'de özetle
yukarıya aktarılan paragrafından da görüleceği gibi 1998'den
beri gazetecilik yaptığını, 1991'den itib-aren ve bu dava sürecinde Kıbrıs Gazetesinde köşe yazarlığı yapmakta olduğunu
ve mesleğini halen sürdürdüğünü belirtmektedir. Dolayısıyle
iş hayatında bir değişiklik olmamıştır. Özel hayatı ile
ilgili ise Davacı Mavi 17'deki şahadetinde "Sizi bu yazı nas-ıl
etkiledi" sorusuna karşılık yine yukarıya aktarıldığı gibi
tamamen aile içindeki huzursuzluğu ile sınırlı tuttuğu
anlaşılmaktadır.

Şunu da belirtmek isteriz ki insanların şeref ve haysiyetini
para ile ölçmek mümkün değildir. Bu nedenle verilec-ek olan
tazminatın sadece manevi bir tatmin aracı olacağı esas alınması
gerekmektedir. Davacının esas tatmin olduğu husus ise Mahkeme
tarafından haklı bulunmasıdır.

Tazminatın 2002'de yayınlanan bir yazıdan kaynaklandığı
ve 2005'te tespit edildiği d-ikkate alındığında İlk Mahkemenin takdir etmiş olduğu tazminat miktarına müdahalemizi gerektirecek bir miktar olmadığı, bu nedenle İlk Mahkemenin tazminatla
ilgili kararının hatalı olmadığı kanaatindeyiz ve bu hususta bulgu yaparız.

Varılan bu bulgu -ışığında İstinaf Edenin 1. istinaf
sebebi reddolunur.

İstinaf Eden Davacının istinafında kısmen başarılı olduğu
dikkate alınarak İlk Mahkeme ve istinaf masraflarının Aleyhine
İstinaf Edilen Davalı No.1, 2 ve 5 tarafından İstinaf Eden
Davacıya ödenmes-ine emir verilir.

Masraf listesi Mukayyitlik tarafından tespit edilecektir.



Mustafa H. Özkök Gönül Erönen Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç


29 Nisan 2009





9






Full & Egal Universal Law Academy