Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 25/2008 Dava No 21/2010 Karar Tarihi 24.09.2010
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 25/2008 Dava No 21/2010 Karar Tarihi 24.09.2010
Numara: 25/2008
Dava No: 21/2010
Taraflar: Haza İthalat ve İhracat Ltd. ile Maliye Bakanlığı, Devlet, Emlak ve Malzeme Dairesi Müdürlüğü arasında
Konu: Hurda mal satış sözleşmesi - Sözleşmenin ihlali nedeniyle zarar ziyan talebi - istinafın kabulü.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 24.09.2010

-D. 21/2010 Yargıtay/Hukuk : 52/2008
(Lefkoşa Dava No: 1676/2004)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Mustafa H.Özkök, Gönül Erönen, Seyit A. Bensen.

İstinaf eden : Haza İthalat ve İhracat Ltd., K.Kaymaklı - Lefkoşa
- (Davacı)
- ile -
Aleyhine istinaf edilen : KKTC Maliye Bakanlığı, Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi
Müdürlüğü, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa
(Davalı)
- A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına:Avukat Ergin Ulunay
Aleyhine istinaf edilen namına: Başsavcı Yardımcı Muavini Ersoy Ölçter.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Narin F.Şefik ve Yargıç Talât Usar'ın 1676/2004 sayılı- davada 28.4.2008 tarihinde verdikleri karara karşı Davacı tarafından yapılan istinaftır.

----------------------------

H Ü K Ü M

Mustafa H.Özkök: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Seyit A. Bensen okuyacaktır.

Seyit A.Be-nsen: Hurda ticareti yapan Davacı şirket ile Davalı Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi Müdürlüğü arasında yapılan 18.4.2003 tarihli satış antlaşması ile, Gemikonağı'ndaki Kıbrıs Maden Şirketi (CMC) bölgesi ve yükleme limanı içerisinde bulunan KKTC'ye ait 200 -ton civarında hurda metal ve 500 ton civarında hurda saç malzemesi, hurda metal malzemesinin kilosu 141,000 TL'den ve hurda saç malzemenin kilosu 32,000 TL'den olmak üzere Davacı şirkete satıldı.

Davacı 16.4.2004 tarihinde Lefkoşa Kaza Mahkemesinde ikam-e ettiği 1676/2004 sayılı dava ile, 18.4.2003 tarihli satış sözleşmesi hükümlerine uygun olarak ilgili yerde hurda kesim ve yığım işlerine başladığını, bilahare davaya konu hurdaların bulunduğu Gemikonağı Serbest Liman ve Bölgenin 26.5.2003 tarihli bir işl-etme sözleşmesi tahtında 49 yıllığına Doba Investment Ltd.'e kiralandığını, Doba Investment Ltd.'in Ağustos 2003'de Lefke'de oturum yapan Güzelyurt Kaza Mahkemesinde dosyaladığı 249/03 sayılı davada, bu davada Davacı olan şirket aleyhine 4.8.2003 tarihind-e bir ara emri temin ederek Davacıyı Gemikonağı Serbest Liman ve Bölgesinde, Kıbrıs Maden Şirketi yani (CMC)'nin bıraktığı bölgeye ve tesislere herhangi bir şekilde girmekten ve/veya müdahale etmekten ve/veya dava konusu hurdaları almaktan men ettiğini, me-zkûr ara emrinin Davacıya tebliğ edildiği tarih olan 11.8.2003 tarihine kadar Davacının 1,000 ton civarında hurda demiri işleyerek preslemeye hazır bir halde 10 yığın halinde istiflediğini ve pazarlamaya veya ihraç etmeye hazır bir hale getirdiğini, bahse- konu ara emrinin 22.10.2003 tarihinde kesinleştiğini, Doba Investment Ltd.'in dava konusu hurdalara el koyup bunları sattığını, dolayısıyle Davacının satış sözleşmesinin hükümlerini yerine getirmediğini ve Davalının da ayni sözleşmeden neşet eden yükümlül-üklerini ifa etmeyerek taraflar arasındaki satış sözleşmesini ihlâl ettiğini, Davalının satış sözleşmesini ihlâl etmesi neticesinde Davacının zarar ziyanının tazmin edilmesi gerektiğini iddia ile layıhasında tafsilatını verdiği 266,500,000,000 TL özel tazm-inat, dava konusu hurdaları alıp pazarlayamadığı için 100,000 USD genel tazminat ve dava masrafları için lehine hüküm talep etmiştir.

Doba Investment Ltd. Ek Davalı olarak davaya ithal edilmiş ancak, duruşmanın bitmesini müteakip hitaplara geçilmeden ön-ce Ek Davalı aleyhindeki talepler geri çekilmiştir.

Davalı dosyaladığı Müdafaa Takririnde, talep takririnde belirtilen satış anlaşmasının yapıldığını ve dava konusu hurdaların bulunduğu Gemikonağı Serbest Liman ve Bölgesinin, Serbest Liman ve Bölgeler Y-önetim Kurulu tarafından 26.5.2003 tarihli bir işletme sözleşmesiyle 49 yıllığına Ek Davalı Doba Investment Ltd.'e kiralandığını kabul etti.

Davalı müdafaasına devamla, Davacının Gemikonağı, Kıbrıs Maden Şirketi (CMC) Bölgesi ve Yükleme Limanı içerisine- girmesine engel olmadığını, Davacının bu bölgeye girmesine ve/veya hurda almasına Ek Davalının Lefke'de oturan Güzelyurt Kaza Mahkemesinde Davacı aleyhine açtığı 249/03 sayılı davada almış olduğu 4.8.2003 tarihli ara emri ile Ek Davalının engel olduğunu v-e Davalının hiçbir şekilde dava konusu satış anlaşmasını ihlâl etmediğini, ara emri ile satış anlaşmasının ifasının imkânsız hale gelmesinden ve/veya anlaşmanın geçersiz ve/veya batıl duruma düşmesinden kendilerinin sorumlu olmadığını, bundan dolayı Davacı-nın herhangi bir zararının olmuş olsa bile, bundan Davalının değil Ek Davalının sorumlu olduğunu, Davacının tesiste bulunduğu süre zarfında 53,295 kg tutarında hurda metal ve saçları dava konusu yerden alıp sattığını ve bu şekilde hurdaların taşınabilir ha-le gelmesi için yaptığı masrafları hurdaları alıp gitmekle karşılamış olduğunu ve herhangi bir zararın söz konusu olmadığını ileri sürmüştür.

Davayı dinleyen Lefkoşa Kaza Mahkemesi, Davacı ile Davalı arasında akdedilen 18.4.2003 tarihli satış anlaşmasın-dan sonra Serbest Liman ve Bölgelerin kontrolünü elinde bulunduran Serbest Liman ve Bölgeler Yönetim Kurulu ile Ek Davalı Doba Investment Ltd. arasında dava konusu yerle ilgili 26.5.2003 tarihinde bir işletme sözleşmesi akdedildiğini, Devlet Emlak ve Malze-me Dairesinin aynı yer için Davacıyla 18.4.2003 tarihinde Emare 2 satış anlaşmasını imzalarken bu tarihten takriben 38 gün sonra Serbest Liman ve Bölgeler Yönetim Kurulunun yine aynı yer için Bakanlar Kurulunun E.978-2003 sayılı kararı tahtında Ek Davalı i-le işletme sözleşmesini imzaladığını, bu durumda Emare 2 sözleşmenin yetkisiz makam tarafından yapılmış olduğu ve sözleşmenin akit taraflarından KKTC Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesinin Emare 2 sözleşmeyi yapmasının veya imzalamasının yasal olmadığını bu ne-denle Emare 2 sözleşmenin geçersiz olduğunu resen hükme bağlamıştır. Bu husus İlk Mahkemede tartışılmamış olsa bile, Mahkemenin bu hususu dikkate alması gerektiği belirtilmiş ve sözleşmenin geçersiz olduğuna karar vermiştir.

İlk Mahkeme Emare 2 sözleşme-nin geçersiz olduğuna ilişkin yapmış olduğu bulguların değiştirilmesi ve sözleşmenin geçerli olduğuna hükmedilmesi halinde, sözleşmenin Davalı tarafından ihlâl edilmiş olup olmadığını da incelemiştir. Davacının dava konusu yerdeki faaliyetlerinin Lefke'de -oturum yapan Güzelyurt Kaza Mahkemesinin 249/2003 sayılı davada verdiği 4.8.2003 tarihli ara emri ile durdurulduğunu ve bu emrin 11.8.2003 tarihinde Davacıya tebliğ edilmesi üzerine, Davacının CMC tesislerindeki faaliyetlerine Emare 2 satış anlaşmasının sü-resi dolmadan son vermek zorunda kaldığını, mezkûr ara emrinin, Ek Davalının sözleşmeden doğan haklarını temin etmek maksadıyle aldığını, Davalının Emare 2 sözleşme mucibince üzerine düşen yükümlülükleri tam olarak ifa etmeyerek mezkûr sözleşmeyi ihlâl ett-iğine ilişkin bulgu yapmıştır.

İlk Mahkeme bu bulgudan sonra, Davacının sözleşmenin ihlâli nedeniyle uğramış olduğu zarar ziyan konusunu da inceledikten sonra, Davacının zarar ziyanını isbat edemediğine dair bulgu yaparak Davacının davasını ret ve iptal- etmiştir. Ek Davalı aleyhindeki dava ise geri çekildiğinden ret ve iptal edilmiştir. Davacı ret kararına karşı bu istinafı dosyalamıştır.

Dosyalanan istinaf ihbarnamesi 9 istinaf sebebi içermekle birlikte bunları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür. -Şöyle ki;

Alt Mahkeme taraflar arasındaki 18.4.2003 tarihli sözleşmenin geçersiz ve/veya yasadışı olduğu bulgusunu yapmakla ve yasal olduğu bulgusunu yapmamakla hata etmiştir.
Alt Mahkeme, huzurundaki emareler ve şahadet ışığında Davalının Emare 2 Sözle-şmeyi ihlâl ettiği bulgusunu yapmamakla ve sözkonusu ihlâlden Davacının uğradığı zarar ziyanı ispatladığı bulgularını yapmamakla ve sözkonusu ihlâlden Davacının uğradığı zarar ziyanı ispatlayamadığı bulgularını yapmakla hata etmiştir.
Alt Mahkeme huzurund-aki Emareler ve şahadet ışığında Emare 2 Sözleşmeyi geçerli kabul ederek, Davacı lehine talep edilen tazminata hükmetmemekle ve Davalının Emare 2 Sözleşmeyi ihlâl ettiği nedeniyle Davacı lehine tazminata hükmetmemekle hata etmiştir.
Alt Mahkeme Ek Davalı-nın bir personeli olan ve Ek Davalıyı korumak için tarafsız şahadet vermeyen Mehmet Galatyalı'nın şahadetini doğru kabul etmekle, uzman olan ve tarafsız şahadet veren Davacının tanıklarına özellikle tarafsız ve hurdacılıkta uzman bir tanık olan Nil Yücel'i-n sarsılmayan ve Davalı tarafından istintaka dahi tutulmayan şahadetin, özellikle hurdanın tonunun piyasa bedelinin 320 US Dolar olduğu bulgularını yapmamakla hata etmiştir.
Alt Mahkeme huzurundaki emareler ve şahadet ile Davacının takriben 630 ton hurdan-ın sadece 53,295 kilogramı iç piyasaya pazarladığı, geriye kalan 578 ton hurdanın ise dış piyasaya pazarlanmak için toplatıldığı, her ton hurdanın piyasa değerinin 320 US Dolar olduğu, dolayısıyle Davacı topladığı hurdaları satmamakla 184,960 US Dolar zara-r ziyana uğradığı ve/veya Davacının 250,000 TL zarar ziyana uğradığı bulgularını yapmamakla hata etmiştir.

İstinafın duruşması yapılmıştır. İstinaf Eden Davacı Avukatı yaptığı hitabında özetle, Emare 2 Satış Sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olduğunu ve- Mahkemenin bu sözleşmenin geçersiz olduğuna hükmetmekle hata ettiğini, Sözleşme gereği Davacının hurdanın yüzde doksanını topladığını ve en azından 580 ton hurdayı satışa hazır hale getirdiğini, Alt Mahkemenin, huzurundaki tartışmasız ve sarsılmaz şahade-te rağmen Davalının tanıklarının asılsız şahadetine itibar ederek, 28.4.2003 ile 16.7.2003 tarihleri arasında 53,295 kilogram hurdanın toplanıp istiflendiği ve satıldığı, bu nedenle 16.7.2003 tarihinden 11.8.2003 tarihine kadar geriye kalan 578 ton hurdan-ın istiflenmesinin mümkün olmadığı bulgularını yaparak Davacının davasını ispatlayamadığı sonucuna varmakla hata ettiğini, halbuki 3.4.2003 ile 11.8.2003 tarihleri arasında 630 ton hurdanın istiflendiğini, Mahkeme huzurundaki şahadete göre söz konusu zaman-larda bir ton hurdanın satış fiyatının 320 US Dolar olduğunu, hurda piyasasında çalışan Nil Yücel'in şahadetine inanmayıp Ek Davalı şahidi Mehmet Galatyalı'nın şahadetine inanmakla Mahkemenin hata ettiğini dolayısıyle istinafın kabul edilerek, talep edilen- 578x320 US dolar =184,960 US Dolar için Davacı lehine hüküm verilmesini talep etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen Savcı ise yaptığı hitabında özetle; İlk Mahkemenin 18.4.2003 tarihli sözleşmenin imzalandığı tarihte CMC tesislerinin Serbest Liman Bölgeler -Yasası tahtında Serbest Liman ve Bölgeler Müdürlüğünün kontrolünde olduğu nedeniyle Davalının sözleşme tarihinde yetkisiz olarak sözleşmeyi imzaladığını ve bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğunu resen hükme bağladığını, İlk Mahkemenin sözleşmenin ihlâli -nedeniyle Davacının uğramış olduğu zarar ziyanı da incelediğini ve Davacının talep takririnde özel ve genel tazminat başlığı altındaki iddialarının hiçbirini isbat edemediğini hükme bağladığını, bu nedenle İlk Mahkemenin kararının doğru olduğunu ileri süre-rek istinafın reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Tarafların hitapları ve sunulan şahadet ile emareler incelendiği zaman davanın olgularının kısaca şöyle olduğu anlaşılmaktadır.

Davacı şirket ile Davalı Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi Müdürlüğü aras-ında 18.4.2003 tarihli bir satış sözleşmesi yapıldı. Bu satış sözleşmesine göre Gemikonağı'ndaki Kıbrıs Maden Şirketi (CMC) bölgesi ve yükleme limanı içerisinde bulunan KKTC'ye ait 200 ton civarında hurda metal ve 500 ton civarında hurda saç malzemesi, hu-rda metal malzemesinin kilosu 141,000 TL'den ve hurda saç malzemesinin kilosu 32,000 TL'den olmak üzere Davacı şirkete satılmıştır.

Emare 2 olarak ibraz edilen satış anlaşmasının diğer şartlar yanında, 5 ve 9. maddeleri şöyledir.

"5. Kabul edilebilir -olumsuzluklar dışında "alıcı" satın alacağı hurda metal ve hurda
saç malzemeleri satış anlaşmasının imza tarihinden sonraki 120 iş günü içerisinde bulundukları yerden teslim alarak başka bir yere taşımayı kabul eder.
9. Hurda saç ve hurda metal malzem-enin bulundukları yerde parçalanması, araçlara
yüklenip taşınması, ihraç edilmesi ve bu konuda gerekebilecek tüm araç gereç ile
her türlü masraf alıcıya ait olacaktır."


Davacı 18.4.2003 tarihli satış sözleşmesi hükümlerine uygun olarak -CMC tesislerinde hurda kesim ve yığma işlerine başladı. Davacı Talep Takririnde 11.8.2003 tarihine kadar 1000 ton civarında hurdanın % 90'ını sökerek ve preslemeye hazır 10 tane büyük yığın halinde topladığını ve pazarlamaya veya ihraç etmeye hazır bir hal-e getirdiğini iddia etmiştir.

37/02 sayılı Serbest Liman ve Bölgeler (Değişiklik) Yasası 28.5.2002 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu Yasa ile CMC bölgesi ve yükleme limanı, Serbest Liman ve Bölgeler Müdürlüğünün kontrol ve tasar-rufuna verilmiştir. 18.4.2003 tarihli Emare 2 hurda satış sözleşmesinden sonra 26.5.2003 tarihinde Serbest Liman ve Bölgeler Yönetim Kurulu, Bakanlar Kurulunun E-978-2003 sayılı kararına uygun olarak CMC Bölgesini Emare 7 işletme sözleşmesi ile 49 yıllığın-a Doba Investment Ltd.'e kiralamıştır.

Doba Investment Ltd. Lefke'de oturum yapan Güzelyurt Kaza Mahkemesinde açtığı 249/03 sayılı davada elde ettiği Emare 5 ara emri ile Davacının dava konusu CMC tesislerine girmesini ve/veya hurda almasını 11.8.2003 ta-rihinde engellemiştir. Bahse konu ara emri ile Davacı CMC tesislerindeki faaliyetlerine Emare 2 satış sözleşmesinde tesbit edilen 120 iş günü süresi dolmadan son vermek zorunda kalmıştır. Bunun üzerine Davacı Davalı aleyhine işbu davayı ikame etmiş ve yuka-rıda belirtilen taleplerde bulunmuştur. Bahse konu ara emri 22.10.2003 tarihinde kesinleşmiştir.

İlk önce 1. istinaf sebebini ele alalım.

İlk Mahkeme, 18.4.2003 tarihli sözleşmenin yasal olmadığı gerekçesiyle geçersiz olduğu hususunda, hükmünde (mavi- 136 ve 137'de) şöyle demektedir:

"Huzurumdaki ihtilâfsız olgulara göre Davacı ile Davalı arasında akteylenen
18.4.2003 tarihli satış anlaşmasından sonra Serbest Liman ve Bölgeler Yönetim Kurulu ile Ek Davalı arasında dava konusu yerle il-gili 26.5.2003 tarihinde Emare 7 İşletme Sözleşmesi akteylenmiştir. Bu sözleşmenin aktedilmesinden önce veya sonrasında Davacıya herhangi bir bildirimde bulunulduğuna ve Emare 2 satış anlaşmasının feshedildiğine dair bir ihbar verildiğine dair ise herhangi- bir iddia veya şahadet huzurumuzda mevcut değildir. 26/83 sayılı Serbest Liman ve Bölge Yasası'nda 28.5.2002 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan 37/02 sayılı yasa ile değişiklik yapılarak Serbest Liman ve Bölgelerin kontrolü, Serbest Liman ve Bölgeler Mü-dürlüğüne verilmiştir. İzah edilenlerden de anlaşılacağı üzere Davacının, Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi Müdürlüğü ile akteylediği Emare 2 satış anlaşması, 37/02 sayılı değişiklik yasasından sonra imza edilmiştir. Bu noktada Devlet organları arasındaki ir-tibatsızlığın oldukça dikkat çekici olduğunu da belirtmek isteriz. Öyle ki; Maliye Bakanlığına bağlı Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi ayni yer için Davalıyla 18.4.2003 tarihinde Emare 2 satış anlaşmasını imzalarken bu tarihten takriben 38 gün sonra Serbest -Liman ve Bölgeler Yönetim Kurulu yine ayni yer için Bakanlar Kurulu'nun E-978-2003 sayılı kararı tahtında Ek Davalı ile Emare 7 İşletme Sözleşmesini imzalamıştır. Bu durumda Emare 2 sözleşmenin yetkisiz makam tarafından akteylenmiş olduğu kanaatindeyiz ve -sözleşmenin akit taraflarından KKTC Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesinin Emare 2 sözleşmeyi akteylemesinin yasal olmadığı dolayısı ile de Emare 2 sözleşmenin geçersiz olduğuna dair bulguya varırız. Bu husus huzurumuzda tartışma konusu yapılmamakla birlikte k-anaatimizce Mahkemenin resen dikkate alması gereken bir noktadır."

Yukarıdaki pasajdan görüleceği üzere 37/02 sayılı Serbest Liman ve Bölgeler (Değişiklik) Yasası ile Serbest Liman ve Bölgelerin kontrolü, Serbest Liman ve Bölgeler Müdürlüğüne verilmiştir-. Dava konusu bölge Serbest Liman ve Bölgeler Müdürlüğüne ait iken Davalı Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi dava konusu bölgeyi yetkisiz olarak Davacıya kiralamıştır. İlk Mahkeme de Emare 2 satış sözleşmesinin geçersiz olduğuna hükmetmiştir. Bu husus İlk Mah-keme huzurunda tartışılmamakla birlikte, İlk Mahkeme Emare 2 satış sözleşmesinin geçersiz olduğuna hükmederken sözleşmenin akit taraflarından Davalı Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesinin yetkisiz makam olduğunu gerekçe olarak göstermiştir.

Davalının Emare -2 sözleşmeyi akdetmeye yetkili olmadığı ve sözleşmenin geçersiz olduğu şeklindeki iddiaların bulunduğu hallerde, yetkisizlik ve geçersizlik iddiasının layihalarda yer alması gerekir. Mahkemeler genellikle böyle bir iddiayı layihalarda ileri sürülmedikçe el-e alıp incelemezler.

Davalı tarafından dosyalanan Müdafaa Takririnde Davalının Emare 2 sözleşmeyi akdetmeye yetkili olmadığı ve sözleşmenin geçersiz olduğu hususunda herhangi bir iddia ileri sürülmemiştir. Hatta davanın duruşmasında dahi, İlk Mahkemenin- de kabul ettiği gibi, tartışma konusu bile yapılmamıştır. Müdafaa takririnde ileri sürülmeyen bir iddia hakkında İlk Mahkeme Davalının Emare 2 sözleşmeyi akdetmeye yetkili olmadığı bulgusuna varmakla ve sözleşmenin yasal olduğu bulgusunu yapmamakla hata e-tmiştir. Bu nedenle 1. istinaf sebebi kabul olunur.

2,3,4 ve 5. istinaf sebepleri iç içe oldukları cihetle bu istinaf sebeplerini birlikte ele almayı uygun bulduk. Davacı bu istinaf sebepleri ile Davalının Emare 2 satış sözleşmesini ihlâl ettiğini ve ta-zminata hakkı olduğunu iddia etmektedir. İlk Mahkeme sözleşmenin geçerli olması halinde sözleşmeyi kimin ihlal ettiğini de incelemiş ve kararında Mavi 140'da şöyle demektedir.

"Davacının davaya konu yerdeki faaliyetleri, Güzelyurt Kaza Mahkemesinin 249/0-3
sayılı davada verdiği 4/8/2003 tarihli Emare 5 ara emri ile durdurulmuş ve ihtilâfsız olgulara göre bu emrin 11.8.2003 tarihinde Davacıya tebliği üzerine CMC tesislerindeki faaliyetlerine Emare 2 satış anlaşmasının süresi dolmadan son vermek zorunda ka-lmıştır. Mezkûr ara emrinin Ek Davalının Emare 7 sözleşmeden doğan haklarını temin etmek maksadıyla aldığı anlaşılmaktadır. Tüm bu izah ettiklerimiz ışığında Davalının Emare 2 sözleşme mucibince üzerine düşen yükümlülükleri tam olarak ifa etmeyerek mezkûr -sözleşmeyi ihlâl ettiğine ve bu ihlâle Devletin eylemleri sonucunda sebebiyet verdiğine dair bulguya varırız."

İlk Mahkeme, yukarıdaki alıntıdan görüleceği üzere Davalının Emare 2 sözleşmeyi ihlâl ettiğine dair bulgu yapmıştır. Bu bulgunun hatalı olduğu-na ilişkin herhangi bir istinaf sebebi yoktur. İstinaf yokluğunda biz de bu bulguların doğru olduğuna ve satış sözleşmesinin Davalı tarafından ihlâl edildiğine ilişkin bulgu yaparız.

İlk Mahkeme sözleşmenin Davalı tarafından ihlâl edildiği bulgusuna var-dıktan sonra Davacının sözleşmenin ihlâli nedeniyle uğramış olacağı zarar ziyanın ne olduğunu da incelemiş ve inceleme neticesinde Davacının dava konusu tesisten çalıştığı süre zarfında 53,295 kilo hurda söktüğü ve bu miktar dışındaki 647 ton hurda malzeme-nin ise sökülmemiş olarak durduğuna dair bulgu yaptı. Ancak Davacının uğramış olduğu zarar ziyanı isbat edemediği kanaatine vardı.

Şimdi de Davacının satış sözleşmesinin ihlâlinden dolayı uğradığı zarar ziyanı isbat edip etmediğini inceleyelim.

Davac-ı Talep Takririnde, Ara Emrinin alınıp tebliğ edildiği 11/8/2003 tarihine kadar, Davacı şirketin dava konusu hurdalardan takriben 1000 ton civarında hurda demiri işleyip preslemeye hazır 10 yığın haline getirerek pazarlamaya ve ihracata hazır hale getirdiğ-ini beyan etmiştir. Söz konusu hurdayı hazır hale getirebilmek için Talep Takririnde teferruatını verdiği 266,500,000,000 TL masraf yaptığını ileri sürerek bu masrafları özel tazminat olarak talep etmiştir.

Davacı hurdaları pazarlamak ve ihracata hazır -hale getirmek için yapmış olduğu masrafları Emare 2 satış sözleşmesinin 9. maddesi altında talep edemez. Çünkü bu masraflar Davacı tarafından karşılanacaktı. Emare 2 satış sözleşmesinin 9. maddesi şöyledir:

"Hurda saç ve hurda metal malzemenin bulundukl-arı yerde parçalanması, araçlara
yüklenip taşınması, ihraç edilmesi ve bu konuda gerekebilecek tüm araç gereç ile her
türlü masraf alıcıya ait olacaktır."


Yukarıda alıntısı yapılan 9. madde gereğince hurda için yapılacak hertürlü masraf alıcıya- ait olacaktır. Bu nedenle Davacı davalıdan hurdaları pazarlamak ve ihracaata hazır hale getirmek için yapmış olduğu masrafları talep edemez. Bu durumda Davacının özel tazminat başlığı altındaki talebi reddolunur.

Davacı Talep Takririnin 8. paragrafında- dava konusu hurdaları almaktan men edildiğinden ve pazarlayamadığından 100,000 US Doları kayba ve zarar ziyana uğradığını iddia etmiştir. Davacının bu başlık altında satış sözleşmesinin ihlâlinden dolayı tazminat almaya hakkı vardır. Şimdi de bu başlık al-tındaki tazminat miktarını tesbit etmeğe çalışalım. Davacı Talep Takririnin 6. paragrafında dava konusu yerde ara emrinin tebliğ edildiği tarih olan 11.8.2003 tarihine değin takriben 1000 ton civarında hurda demiri işleyerek preslemeye hazır 10 yığın halin-de topladığını ve bu hurdayı pazarlama ve ihracaata hazır hale getirdiğini iddia etmiştir. Davacı bu iddialarını ispat etmek için şahit dinletmiştir.

İlk Mahkeme Davacı ve Davalı tanıklarını dinledikten sonra Davalının toplam 53,295 kilogram hurda toplay-ıp sattığını, bunun dışında Davacının 578 ton hurdayı toplayıp satışa hazır halde istiflemesinin mümkün olmadığına kanaat getirmiştir. İlk Mahkemenin bu kanaatı aşağıda belirteceğimiz nedenler ışığında hatalıdır. Davacı ile Davalı arasında akdedilen Emare -2 sözleşme bir hurda satış sözleşmesidir. Bu durumda Davacı açısından düşünülmesi gereken zarar ziyan satış sözleşmesine konu hurdayı alamamış olmasından doğan zarardır.

Davacı şirket ile Davalı arasında yapılan 18.4.2003 tarihli Emare 2 satış sözleşmes-i ile Gemikonağı'ndaki CMC Bölgesi ve Yükleme Limanı içerisinde bulunan KKTC'ye ait 200 ton civarında hurda metal ve 500 ton civarında hurda saç malzemeleri, hurda metal malzemesinin kilosu 141,000 TL'den ve hurda saç malzemenin kilosu 32,000 TL'den olmak -üzere Davacı şirkete satıldı.

Davacı verilen şahadete ve Emare 9'a göre 53,295 kilogram hurdayı toplayıp satmıştır. Geriye kalan hurdanın 10 yığın halinde toplandığı iddia edilmişse de bu yığınların toplam kaç kilo tuttuğu ise ispat edilememiştir. Topla-nan hurdanın kaç kilo olduğu ispat edilmemiş olsa bile Davacının yine de tazminat almağa hakkı vardır.

Emare 2 satış sözleşmesinin 9. maddesine göre hurda malzemenin bulundukları yerde parçalanması, taşınması, ihraç edilmesi ve bu konuda gerekebilecek he-rtürlü masraf alıcıya ait olacaktır. Emare 2 satış sözleşmesinin 2. maddesine göre de satış konusu olan 200 ton civarında hurda metal ve 500 ton civarındaki hurda saç malzemeleridir. Emare 2 satış sözleşmesinden görüleceği üzere Davacının dava konusu yerde-n satın alıp çıkaracağı hurdanın toplamı en az 200+500 = 700 tondur. Davacı bu satış konusu 700 ton hurdadan sadece 53,295 kilogram hurda toplayıp satabilmiştir. Geriye kalan 646,705 ton hurdayı ise toplayıp teslim alamamıştır. Bu durumda Davalı 646,705 to-n hurdanın Davacı şirket tarafından toplanmasını Doba Investment Ltd. vasıtasıyle engellemiştir. Davacı tarafından toplanamayan 646,705 ton hurda için Davalının Davacıya zarar ziyan ödemesi gerekmektedir. Bu zarar ziyan alış fiyatı ile satış fiyatı arasınd-aki farktır. Emare 2 satış sözleşmesinin 2. maddesine göre hurda metal malzemenin kilosu 141,000 TL, hurda saç malzemenin kilosu 32,000 TL'den Davacıya satılmıştır. Davacı tanıkları hurda malzemenin satış bedelinin ton başına 320 US Doları olduğunu ileri s-ürerken Ek Davalı tanığı Mehmet Galatyalı hurda malzemenin satış tonunun 80-100 US Doları olduğunu ileri sürdü. İlk Mahkeme ise Mehmet Galatyalı'nın şahadetine inanıp hurda malzemenin tonunun 100 US Doları olduğu hususunda bulgu yapmıştır. Davacı istinafta- hurda malzemenin tonunun 320 US Doları olduğu hususunda ısrar etmiş ve İlk Mahkemenin Davacı tanıklarına inanması gerektiğini ileri sürmüştür.

Sunulan şahadet incelendiği zaman İlk Mahkemenin hurda malzemenin tonunun 100 US Doları olduğu hususundaki bu-lguları yapmasına önündeki şahadetin yeterli olduğu görülmektedir. Birçok içtihat kararında belirtildiği gibi sunulan şahadeti değerlendirme İlk Mahkemelere aittir. İlk Mahkemelerin, şahadet veren şahısları şahadet sırasında izleme fırsatı bulduğu cihetle -Yargıtay'a göre daha avantajlı olduğu her zaman belirtilmektedir. Bu prensip ışığında Mehmet Galatyalı'nın sunduğu şahadet incelendiği zaman Davacının Talep Takriri ile de örtüştüğü görülmektedir. Şöyle ki; Davacı Talep Takririnin 6. ve 8. paragrafında şöy-le iddia etmektedir.

"6. .................................... Dava konusu zamanlarda, yani 4.8.2003 tarihli Ara Emrinin
verilip, tebliğ edildiği 11.8.2002 tarihine kadar Davacı Şirket dava konusu
hurdaların takriben 1000 ton civarında hurda demiri- işlemiş ve preslemeye hazır 10 yığın haline getirerek pazarlamaya ve ihracaata hazır hale getirdi. ......................
8. Keza Davacı yukarıda belirtilenler ışığında dava konusu hurdaları alamadığından
ve/veya pazarlayamadığından 100,00-0 US Dolars kayıba ve zarar ziyana uğradı. Bundan dolayı Davacı Davalıdan ............... 100,000 US Dolars genel tazminat talep eder."


Talep Takririne göre 1000 ton hurdanın toplam değeri 100,000 US Doları ise 1 ton hurdanın satış fiatı da 100 US Dola-rıdır. Bu durumda İlk Mahkemenin Mehmet Galatyalı'nın şahadetine inanarak hurda malzemenin tonunun 100 US Doları olduğuna bulgu yapmakla herhangi bir hata etmediği kanaatindeyiz. Şunu da belirtmek isteriz ki, Emare 2 satış sözleşmesinde ayrı ayrı belirtilm-iş olmakla birlikte Davacı gerek Talep Takririnde gerekse şahadetinde hurda metal malzemenin ve hurda saç malzemenin satış fiyatları hakkında ayrı ayrı bir açıklamada bulunmadı.

Şimdi de Davacı şirketin alacağı tazminatı tesbit edelim. Daha önce belirtti-ğimiz gibi Davalının Davacıya satıp teslim etmesi gereken ve teslimini sağlayamadığı veya engellediği hurdanın miktarı 646,705 tondur. 646,705 ton hurdanın satış fiyatı 100 US Dolardan 64,670.50 US Doları eder.

Emare 2 satış sözleşmesinin 2. maddesine g-öre Davacı 200 ton hurda metali kilosu 141,000 TL, 500 ton hurda saç malzemesini de kilosu 32,000 TL'den satın almayı kabul etti. Bu durumda Davacının Davalıya ödemesi gereken 4,420,000,000 TL'dir. Bu miktarın Davalıya ödendiğine ilişkin herhangi bir iddia- veya şahadet yoktur. Şahadet yokluğunda 4,420,000,000'TL'nin Davacının alacağı olan 64,670.50 US Dolardan tenzil edilmesi gerekir. Bugün itibarı ile 1 US Doları takriben 1.500 TL'dir. 4,420,000,000 TL ÷ 1.500 TL = 2,946.60 US Doları etmektedir. 2,946.60 U-S Doları 64,670.50 US Dolardan tenzil ettiğimizde 61,723.90 US Doları zarar ziyanın Davacıya ödenmesi ve bu meblağ için Davacı lehine hüküm verilmesi gerekir.

Yukarıda belirtilenler ışığında istinaf kabul edilir ve aşağıdaki şekilde hüküm verilir.
Dav-acı lehine ve Davalı aleyhine olmak üzere Davalının Davacıya
61,723.90 US Doları zarar ziyan;
Yasal faiz; ve
Dava masraflarının ödenmesine Emir ve Hüküm verilir.
İstinaf masrafları Davalı aleyhine olacaktır.
Masraflar Mukayyit tarafından te-sbit edilecektir.



Mustafa H. Özkök Gönül Erönen Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç


24 Eylül, 2010


-
-


12



-


Full & Egal Universal Law Academy