Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 22/2005 Dava No 26/2010 Karar Tarihi 01.10.2010
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 22/2005 Dava No 26/2010 Karar Tarihi 01.10.2010
Numara: 22/2005
Dava No: 26/2010
Taraflar: Metin Menteş ve diğeri ile Tilmo Bank c/o KKTC Merkez Bankası arasında
Konu: Davalı Bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesi - Davacıların Davalı bankada bulunan mevduatlarının faizleriyle birlikte ödenmesi talebi - Davalıların Davacıların bankada mevduat hesapları bulunmadığını iddia etmesi - İstinafın reddi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 01.10.2010

- - - - - - - - - - - - D. 2-6/2010 Yargıtay/Hukuk 22/2005
(Lefkoşa Dava No:2074/2002)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Mustafa H.Özkök,Gönül Erönen, Seyit A.Bensen.

İstinaf eden : 1. Metin Menteş, K.Çiftli-k - Lefkoşa
2. Mertcan Özmerter, Lefkoşa
(Davacılar)


ile -


Aleyhine istinaf edilen: Tilmo Bank c/o KKTC Merkez Bankası, Lefkoşa
- (Davalı)

A r a s ı n d a.

İstinaf edenler namına: Avukat Menteş Aziz
Aleyhine İstinaf edilen namına: Avukat Ali Fevzi Yeşilada.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Narin F.Şefik ve Yargıç Türkây Saadetoğlu'nun 20-74/2002 sayılı davada 30.4.2004 tarihinde verdikleri karara karşı Davacılar tarafından yapılan istinaftır.

---------------------------

H Ü K Ü M


Mustafa H. Özkök: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Seyit A. Bensen -okuyacaktır.

Seyit A. Bensen : Davalı KKTC'de bankacılıkla iştigal eden bir şirkettir. Davalı Banka mali yönden acze düştüğü cihetle denetim ve yönetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmiştir. Davacılar Lefkoşa Kaza Mahkemesinde Davalı Banka al-eyhine dosyaladıkları 2074/2002 sayılı davada özetle Davalı Banka nezdinde 211,616 ABD Dolarlık ve %9 faiz nisbetli, bir ay vadeli, 00470 numaralı bir mevduat hesapları bulunduğunu, hesabın vadesinin 19.4.2001 tarihinde başlayıp 19.5.2001 tarihinde sona er-diğini, yürürlükteki mevzuata göre ve/veya taraflar arasındaki zımni anlaşmaya göre vadeli mevduat hesaplarına vadenin hitamında yapılacak işlem konusunda Mudinin herhangi bir talimatı yoksa, bu hesaplara aynı vade ile yürürlükteki faizin uygulandığını il-eri sürdü.

Davacılar, Davalı banka nezdindeki vadeli hesaplarında bulunan parayı almak istediklerinde Davalı bankanın söz konusu 00470 sayılı, vadeli mevduat hesabında bulunan parayı ödemediğini iddia ederek, hesapta mevcut 211,616 ABD Doları ve bu mebl-ağ üzerinden 19.4.2001 tarihinden itibaren her ay hesaplanıp ana paraya eklenecek şekilde senede %9 nisbetinde faiz ve dava masraflarını talep ettiler.

Davalı banka dosyaladığı Müdafaa Takririnde, Davacı No.1'in Davalı nezdinde bir hesabı bulunmadığını,- Davacı No.2'nin ise herhangi bir mevduat hesabı ve/veya başka herhangi bir hesabının bulunmadığını ve/veya böyle bir hesap açılmadığını ve/veya Banka kayıtlarında herhangi bir kayda rastlanmadığını, keza Davacılar adına müştereken ve/veya münferiden 211,6-16 ABD Dolarlık ve/veya başka herhangi bir rakamlı bir ay vadeli bir hesap ve/veya 00470 numaralı bir mevduat hesabı açılmadığını ve/veya bankaya herhangi bir para yatırılmadığını, dolayısıyle Davacılara herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek davan-ın masraflarla ret ve iptal edilmesini talep etti.

Davanın duruşması yapılmıştır. Davacılar, davanın duruşmasında şahadet vermediler ancak Davalı aleyhindeki davalarını ispat etmek için iki tanık dinletmişler ve dava maksatları bakımından 2 adet belgeyi- emare olarak Mahkemeye ibraz etmişlerdir.

Davalı ise müdafaa maksatları bakımından 3 tanık dinletmiş ve 6 adet belgeyi emare olarak Mahkemeye ibraz etmiştir.

Sunulan şahadeti ve ibraz olunan emareleri tetkik ettikten sonra tam kadrolu Lefkoşa Kaza M-ahkemesi, Davacı tanıklarına inanmadığını, Davalı tanıklarının şahadetlerini güvenilir bulup itibar ettiğini, Mahkeme huzurundaki şahadeti değerlendirdiğinde Emare 1 hesap cüzdanının mevcudiyetinin ilk nazarda Davacıların Davalı banka nezdinde açılmış bir -hesaplarının olduğu hususunda karine teşkil etmekte olduğunu ancak Davalı banka nezdinde 00470 nolu ve/veya herhangi bir hesabın açıldığı konusunda ikna olmadıklarını, talep takririnde bahsi geçen hesabın Davacılar adına Davalı bankada açılmadığını ve böyl-e bir paranın Davalı bankaya yatırılmadığını kabul ederek Davacıların Davalı banka aleyhindeki davalarını isbat edemediklerinden masraflarla ret ve iptal etti. Bu ret kararı üzerine Davacılar 21.5.2004 tarihinde Yargıtay/Hukuk 35/2004 sayılı istinafı dosya-ladılar. Yüksek Mahkeme 10.11.2004 tarihinde konu istinafı inceledikten sonra Emare 1 banka cüzdanı üzerinde Banka müdürüne ait imzanın bulunmasının imzanın Davalı bankayı bağlayıp bağlamadığı sorusunun gündeme geldiğini, İlk Mahkemenin imzanın bankayı bağ-layıp bağlamadığı konusunu gereksiz bulup incelemediğini, bu nedenle Emare 1 üzerinde Davalı banka Müdürünün imzasının bulunmasının Davalı bankayı bağlayıp bağlamadığının karara bağlanması için dava yeniden İlk Mahkemeye iade edildi.

İlk Mahkeme taraflar-ın yazılı hitaplarını aldı ve iletilen konuyu yeniden tezekkür ettikten sonra, hesap cüzdanının bankada hesap açtıranlara verilen ve bankadaki hesap durumunu gösteren defter olduğunu, ilk etapta elinde bir banka cüzdanı veya Emare 1'deki gibi "vadeli hesap- cüzdanı" bulunduran bir kişinin, bankada, orada belirtilen meblağın, belirtilen hesapta, adında bulunduğu kabul edildiğini, Emare 1 cüzdan üzerindeki imzaların bir tanesinin genel müdüre ait olduğunu, Emare 1'de genel müdürün imzasına ilaveten bir imzanın- daha mevcut olduğunu ancak bu imzanın kime ait olduğunun tesbit edilemediğini, herhalükârda banka ile iş yapan bir kişi açısından Davalı bankanın verdiği usulünce hazırlanmış bir cüzdanda 2 imzanın bulunması ve bu imzaların bir tanesinin bankanın genel mü-dürüne ait olmasının Davalı banka açısından cüzdanın esas kabul edilmesi için yeterli olduğunu, hatta ikinci imzanın da yetkili bir kişi tarafından atıldığının da kabul edilmesi gerektiğini ve böyle bir kişinin yetkili olduğunun görüldüğünü ve bunun da Dav-alı şirketi bağlamak için yeterli olduğunu, bu durumda Davalı bankanın müdürünün para alıp, bunun karşılığında parayı verene hesap açması şirketin yetkileri ve müdürün yetkileri dahilinde bulunduğunu, bunlar ışığında Emare 1 vadeli mevduat cüzdanı usulünce- hazırlanmış ise bu cüzdanın muhteviyatının Davalı bankayı bağladığı kabul edilmesi gerektiğini belirttikten sonra banka tarafından verilen cüzdanın "usulünce" hazırlanmış olup olmadığını inceledi ve bir hesap cüzdanının geçerli ve usule uygun kabul edileb-ilmesi için bu cüzdanın bir hesaba ait olması gerektiğini, Emare 1'de bu cüzdanın hangi hesaba ait olduğuna dair herhangi bir ibarenin olmadığını, bilgisayar ekranında da böyle bir hesabın bulunmadığını Emare 1 cüzdana bakıldığında 19.2.2001 tarihinde hesa-ba nakit olarak yatırım yapıldığı veya başka bir hesaptan bakiye devredildiğine dair bir ibarenin olmadığını, Emare 1'de 200,000 $ "kalan" hanesine yazıldığını, bunun da Davacı tarafından iddia edildiği gibi 200,000 $ Doların bu hesaba yatırılmadığını göst-erdiğini, dolayısıyle Emare 1 cüzdanın "usulünce" düzenlendiğini söylemeye olanak olmadığını, bu durumda usule uygun bir şekilde düzenlenmeyen bir evrağın üzerinde bankanın yetkili imzaları bulunsa dahi o evrak iddia edilen türde bir evrak olarak telakki e-dilemeyeceğinden bankayı bağladığını kabul etmeye olanak olmadığını, mevduat kabulü bankanın yetkileri dahilinde olmakla beraber, bir bankaya para yatırılmadan kişilere mevduat cüzdanı verilmesinin, yetkilinin yetkisizce hareket ettiğini gösterdiğini Emare- 1 Vadeli Hesap Cüzdanı üzerinde Davalı bankanın genel müdürünün imzasının bulunmasının, usulsuz bir işlemi Davalı bankayı bağlayıcı bir işlem haline getirmeye yeterli olmadığına ilişkin bulgu yaptı ve sonuç olarak 30.4.2004 tarihli kararında Davacının dav-alı bankaya 200,000 Dolar yatırmadığı doğrultusundaki bulguları ışığında Emare 1 cüzdan üzerinde Davalı bankanın genel müdürünün imzasının bulunmasının dahi, Emare 1 cüzdanı usulünce hazırlanmış olmadığından, Emare 1'de belirtilen meblağın Davalının hesabı-nda var olduğunu göstermeye yeterli olmadığını, Davalının genel müdürünün imzasının Emare 1'de yer almasının Emare 1 cüzdanı geçerli bir cüzdan durumuna getirmediğine ilişkin karar verdi ve Davacıların davasını ret ve iptal etti.

Davacılar İlk Mahkemeni-n bu hükmünden istinaf ettiler. Dosyalanan istinaf ihbarnamesi 8 sebep içermektedir. İstinafın duruşmasında üzerinde durulan istinaf sebepleri aşağıda görüldüğü gibidir.

Muhterem Mahkeme, Banka Müdürünün Davacılara ve/veya Menteş Aziz'e hesap defteri ver-mesinin ve/veya açılan hesaba faiz ödemesinin uygulanmasının Davalı Bankayı ne şekilde bağladığını incelemeyi dahi gereksiz görmekle hata etmiştir. Çünkü Banka müdürünün ve/veya Banka yetkililerinin mudilere verdikleri hesap cüzdanlarının mahiyeti Banka ba-kımından daha bağlayıcıdır ve Bankalar ısdar edip mudilere vermiş oldukları hesap cüzdanlarının muhteviyatını inkâr etmekten estopped'durlar.
Muhterem Mahkeme, Davacı tanıklarının ilgili şahadetlerinde tenakuz bulunmasını, Davacı şahitlerine inanmamak içi-n yeterli bulmakla hata etmiştir. Bu meselede mühim olan Davacı tanıklarının söyledikleri değil Davalının vermiş olduğu ve ihtilâf konusu olmayan Emare 1'dir.
Muhterem Mahkeme, Davalı şahitlerine inanmış olmasını Davacıların davasını reddetmek için yeterl-i bulmakla hata etmiştir.
Muhterem Mahkeme, Davalı Banka nezdinde 00470 numaralı veya başka herhangi bir hesap açıldığı konusunda ikna olmamakla ve/veya Talep Takririnde bahsi geçen hesabın Davacılar adına Davalı Bankada açılmadığı ve böyle bir paranın Da-valı Bankaya yatmadığı hususunda bulgu yapmakla hata etmiştir. Çünkü, Bankanın yetkilileri tarafından verildiği kabul edilen veya ihtilâf konusu dahi olmayan Emare 1'deki Banka cüzdanı Davalı Bankayı bağlamaktadır ve Davalı Banka söz konusu Banka cüzdanını-n muhteviyatını inkâr etmekten veya ihtilâf konusu yapmaktan estopped'dur.
Muhterem Mahkeme, davayı reddetmekle ve/veya davayı kabul edip Talep Takriri mucibince emir ve/veya hüküm vermemekle hata etmiştir.
Muhterem Mahkeme, dava masraflarının Davacılar -tarafından ödenmesi hususunda emir vermekle hata etmiştir.
Muhterem Mahkeme, Emare 1'de Banka müdürünün imzasının ve keza onun yanında Muhterem Mahkemece yetkili olduğu kabul edilen ikinci bir kişinin imzasının bulunduğu ve bu şekilde imzalanmış olan Emar-e 1'in ve/veya onun üzerindeki imzaların Davalı şirketi bağlamak için yeterli olduğu hususlarında bulgu yaptıktan ve/veya bu kanaata vardıktan sonra söz konusu Emare 1 durumunda olan vadeli mevduat cüzdanının usulünce hazırlanmadığı, dolayısıyle Davalı dur-umundaki bankayı bağlamayacağı sonucuna varmakla hata etmiştir.
Yargıtay/Hukuk 35/04'de 10 Kasım 2004 tarihinde verilen emir ile Tilmo Bank Müdürünün imzasının bulunmasının bankayı bağlayıp bağlamadığı konusunda bulgu yapması için dosya Alt Mahkemeye iade- edildiği zaman Davacı tarafından Mahkemeye sunulan ve bir sureti de, bu istinafın bir parçası ve/veya gerekçesi olarak ekte bulunan hitabede belirtilen nedenlerden dolayı Emare 1 durumunda bulunan hesap cüzdanı Davalı durumundaki bankayı bağlamaktadır ve -Muhterem Mahkeme bu doğrultuda bulgu yapmamakla hata etmiştir.

İstinafın duruşmasında İstinaf Eden Davacı Avukatı Mahkemeye yaptığı beyanda bu istinafın daha önce Yüksek Mahkemeye Yargıtay/Hukuk 35/2004 sayılı istinaf numarası altında geldiğini ve Yükse-k Mahkemenin 10.11.2004 tarihli emri ile Davalı banka müdürünün olduğu kabul olunan ve ihtilâf konusu olmayan Emare 1 vadeli mevduat cüzdanı üzerindeki imzanın Davalı Bankayı ne derecede bağladığı sorusunun gündeme geldiğini, imzanın bankayı bağlayıp bağla-madığı konusunda İlk Mahkemenin bulgu yapmadığını, bunun kararda büyük bir eksiklik olduğunu belirterek bu konuda bulgu yapması için dosyayı İlk Mahkemeye iade ettiğini, Emare 1'de Banka Müdürünün ve ikinci bir kişinin imzasının bulunduğunu, İlk Mahkemenin- Davalı bankanın verdiği usulünce hazırlanmış bir cüzdanda iki imzanın bulunması ve bu imzalardan bir tanesinin bankanın Genel Müdürüne ait olmasının Davalı banka açısından cüzdanın esas kabul edilmesi için yeterli olduğunu ve bunun da Davalı şirketi bağla-mak için yeterli olduğunu Davalı bankanın müdafaasında cüzdanın usulüne uygun olmadığı hususunda bir iddialarının olmadığını, iddialarının sadece paranın yatırılmadığı ve hesabın da açılmadığı yönünde olduğunu, Emare 1 vadeli mevduat cüzdanı usulünce hazır-lanmış değilse, Müdafaa Takririnde iddia edilmesi gerektiğini, bunların müdafaa takririnde olmadıklarını, İlk Mahkemenin Emare 1 hesap defterindeki mevcut imzalardan birinin ilgili dönemde banka Genel Müdürü olan Ayhan Özarslan'a ait olduğu hususunda bulgu- yaptığını, bu bulgunun lehlerine olduğunu ve lehlerine hüküm vermemekle hata yaptığını ileri sürdü.

Aleyhine İstinaf Edilen Davalı Avukatı ise İlk Mahkemenin hükmünün doğru olduğunu savunarak istinafın reddini talep etti. Davalı Avukatı, İlk Mahkemenin -şahadeti değerlendirdiğinde, Davacıların tanıkları arasında çelişki olduğuna karar verdiğini; Davalı tanıklarının Davalı bankanın kayıtlarında herhangi bir hesaba veya işleme rastlanmadığını söylediğini, Davacının ise bunu tekzip etmediğini, Davacılar ile -ilgili kayıt olmuş olsaydı bunun bilgisayarda görülebileceğini, görülmediğine göre Davacılar ile ilgili herhangi bir kaydın olmadığını, Emare 1 cüzdan üzerindeki ikinci imzanın gerçek olmadığı konusundaki İlk Mahkemenin şüphesine katıldığını, Emare 1'de gö-rülen numaranın bir hesap numarası olmadığını, cüzdan numarası olduğunu, Bankaya ait hesap defterlerinin printerden çıktığını, ama Emare 1 hesap defterinin daktilo edildiğini, bilgisayarın printerinden çıkmadığını, dolayısıyla İlk Mahkemenin hükmünün doğru- olduğunu savunarak istinafın reddini talep etti.

İlk önce 2 ve 3. istinaf sebeplerini ele almayı uygun gördük.

İlk Mahkemede Davacıların babası Menteş Aziz ve Habert Schaefer yeminli şahadet vermiştir. Davalı da 3 tanık dinletmiştir. İlk Mahkeme hük-münde faiz ödenmesi ve faiz oranları ile ilgili olarak Davacıların tanıkları Menteş Aziz ve H. Schaefer arasında bir çelişki olduğunu belirtti. İlk Mahkeme kararında (Mavi 50'de) şöyle demiştir:

"Tanık H. Schaefer şahadetinde Menteş Aziz'in kendisinden b-u parayı kendi anlatımı
ile faiz yapmak amacı ile borçlandığını söylemektedir. Faiz ödenmesi ve faiz oranları
ile ilgili Mahkeme huzurunda çelişkili şahadet mevcuttur. Menteş Aziz'in şahadeti
ile H. Schaefer'in şahadetleri de bu konuda büyü-k çelişki içerisindedir."


Yine İlk Mahkeme hükmünde (Mavi 51'de) şöyle demektedir:

"Şahadet verirken tüm tanıkları gözlem altında bulundurduk. Davacı tanıklarının
faizle ilgili şahadetleri büyük tenakkuz içerisindedir ve birbirini teyit etmemektedir-. Bu nedenle bu şahadete itibar etmeyiz. Davacı tanığı Menteş Aziz'in şahadeti Davalı tanıklarının şahadeti ile de yukarıda sözünü ettiğimiz hususlardan dolayı büyük çelişki arz etmektedir. Bu konularda da güvenilir bulup itibar ettiğimiz şahadet Davalı- tanıklarının şahadetidir. Davalı tanıklarının sunmuş oldukları şahadet istintaka tabi tutulmuş, ancak hiç sarsılmamıştır."


Davayı dinleyen bir yargıcın, tanıkları görüp, şahadet verirken tavır ve hareketlerini gözlem altında bulundurma olanağı vardır.- Bunlara dayanarak da şahadetlerini inceleyerek, kime inanıp kime inanmayacağına karar verir. Bunun içindir ki Yüksek Mahkeme, Yargıtay olarak, bir çok davada belirttiği gibi davayı dinleyen yargıcın bulgularına genellikle müdahale etmez. Bu bulgulara m-üdahale edebilmek için yargıcın şahadeti değerlendirirken yanlış ilke ve ölçüler kullanmış olduğuna ve yanılıp hataya düştüğüne kesinlikle tatmin edilmemiz gerekir. Bu davada Mahkemenin bu şekilde yanılgıya düştüğüne ikna ya da tatmin edilmedik. İlk Mah-keme, önündeki inandığı şahadet uyarınca varmış olduğu kanaata varabilirdi. Bu nedenle İlk Mahkemenin şahadete ilişkin bulgularına müdahale etmemiz için herhangi bir neden yoktur. Bu nedenle 2 ve 3 . istinaf sebepleri reddolunur.

Şimdi de geriye kalan -1,4,5,7 ve 8. istinaf sebepleri iç içe oldukları cihetle tümünü birlikte incelemeyi uygun gördük.

Davacılar Talep Takririnde, Davalının Lefkoşa Merkez Şubesi nezdinde 211,616 ABD Dolarlık ve %9 faiz nisbetli, 1 ay vadeli, 00470 numaralı bir mevduat hesap-ları bulunduğunu ileri sürdüler. Davalı ise müdafaa takririnde, Davalının Merkez Şubesinde ve/veya başka herhangi bir şubesinde Davacılar adına müştereken ve/veya münferiden 211,616 ABD Dolarlık ve/veya başka herhangi bir rakamlı, 1 ay vadeli bir hesap ve/-veya 00470 numaralı bir mevduat hesabı bulunmadığını ve/veya açılmadığını ve/veya bankaya herhangi bir para yatırılmadığını ve/veya bu konuda Banka kayıtlarında herhangi bir kayda rastlanmadığını savundu.

Bu istinafta karar verilmesi gereken husus, Daval-ı Bankanın kayıtlarında Davacılar adında 1 ay vadeli, 00470 numaralı bir mevduat hesabının mevcut olup olmadığıdır.

Davalı Banka nezdinde 211,616 ABD Dolarlık, 1 ay vadeli, 00470 numaralı bir mevduat hesabının bulunduğunu iddia eden Davacılar olduğuna gö-re bunun isbatı da onlara düşmektedir.

Dava zabıtları incelendiğinde, bu davada taraflarca Mahkemeye sunulan şahadet özetle aşağıdaki gibidir:

Davacıların babaları, ve ayni zamanda meslekten avukat olan Menteş Aziz şahadetinde özetle 19.2.2001 tarihin-de, Davalı Bankada, Banka Müdürü Ayhan Beyin odasına gittiğini ve orada Davacılar adına 200,000 Dolarlık bir mevduat hesabı açtırdığını, mevduatının 19.2.2001 tarihli, bir ay vadeli, % 9 faiz taşıyan bir mevduat olduğunu, 200,000 Doları nakit olarak yatır-dığını, bu parayı yakın bir dostu olan Alman bir şahıstan borçlandığını, yatırımı yaptığına dair bankadan herhangi bir fiş veya dekont almadığını, para yatmışsa dekontun çıkarılması gerektiğini, müdürün aşağıdan bir hanımı çağırdığını ve 00470 numaralı def-teri getirdiğini, dekont verilmediğini, dekontun da herşeyin de bu defter olduğunu, kendine verilen defterde iki imzanın olduğunu, bir imzanın müdür Ayhan beye ait olduğunu, diğerinin kime ait olduğunu bilmediğini, bankada imzaladığı bir talimatla aksine o-lmadıkça bu hesabın ay be ay yenileneceğini, 19.4.2001 tarihine kadar olan devrede ve her ay tahakkuk eden faizleri tahsil ettiğini, ödeme güçlüğüne giren bankanın o tarihten sonra herhangi bir faiz ödemesi yapmadığını, ve 19.11.2001 tarihinde defteri kend-ine ibraz ettiğini, faizlerin yekünü olan 11,616 dolarla birlikte o tarih itibarıyla yekün miktarın 211,616 dolar olduğunu, bu miktarı deftere geçirdiklerini belirterek defteri emare 1 olarak ibraz etti. Tanık şahadetine devamla banka kayıtlarında 00470 nu-maralı bir hesaba rastlanmadığının kendisine söylenmediğini, 200,000 dolar yatırıldığına dair kayıt olup olmadığını bilmediğini, ama 200.000 doların yatırıldığını, emare 1 defterdeki kayıtların daktilo veya bilgisayar kaydı olup olmadığını bilmediğini, Ayh-an Beyin düzenlediği gerçekte var olmayan bir defter olup olmadığını bilmediğini, hesabın Ayhan Beyin usulsüz açtığı bir hesap olduğunu kabul etmediğini, istintakında 19.3.2001 tarihinde 1452 dolar faiz ödemesi yapıldığını ve bununla ilgili Ayhan Beyin oda-sında ödeme fişi imzaladığını ve imza karşılığında parayı çağrılan memurdan aldığını belirtmiştir.

Müdafaa tanığı Erdinç İlkerli ise şahadetinde özetle, Merkez Bankası fon yöneticisi
olduğunu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kontrol ve yönetiminde b-ulunan davalı bankanın işlemleriyle ilgilendiğini, davalı bankanın tüm mudilerinin alacaklarının devletçe ödendiğini, davalı banka kayıtlarında yaptığı araştırmada davacı adına herhangi bir kayıt veya isme rastlamadığını, böyle bir mevduat hesabının bulunm-adığını, emare 1 hesap defterinde 19.4.01 tarihine kadar faiz işlendiğini, vade belirtilmediğini, emare 1 hesap defteri ile davalı bankanın ilgili dönemlerde kullandığı hesap defterleri arasında farklılık bulunduğunu, emare 1 defterdeki işlemlerin tümünün -daktilo ile yapılmış olmasına karşın, ilgili dönemde işlemlerin tümünün bilgisayar sistemiyle muameleye tabi tutulduğunu, tüm kayıtların bilgisayarda görüldüğünü, emare 1 hesap defterinin mahkemeye emare olarak sunduğu diğer hesap defterlerinden bu yönü il-e farklılık arzettiğini, emare 1 hesap defterinde mevcut iki imzadan birinin davalı bankanın fon yönetimine devredileceği tarihe kadar görev yapan genel müdür Ayhan Özarslan'a ait olduğunu, diğer imzanın kime ait olduğunun tesbit edilemediğini, bunu tesbi-tte banka içinde kullanılan bütün imza örneklerine, Merkez Bankasına gönderilen tüm imza örneklerine bakıldığını, ikinci imzanın banka çalışanı Ayşe Bedevi'nin imzasına benzediği yönünde gerek ilgili şahıstan, gerekse arkadaşlardan yaptığı soruşturmada bu -imzanın bu şahsa ait olmadığını tesbit ettiğini, ilgili dönemde dolar cinsi mevduata uygulanan aylık faiz oranının %11 olduğunu, tüm bunlara karşın davacılar adında mevcut herhangi bir para bulunmadığını tesbit ettiğini şahadetinde söylemiştir.

Müdafaanın- ikinci tanığı Ayşe Ertay namı diğerle Ayşe Bedevi ise şahadetinde
özetle; 2000-2001 Haziran ayları içerisinde, bir yıl davalı bankada muhasebe bölümünde çalıştığını, servisler dışındaki işlemlerde imza yetkisinin bulunduğunu, emare 1 hesap cüzdanında ke-ndi imzasının bulunmadığını, hesap cüzdanında mevcut imzalardan birinin müdür Ayhan Beye ait olmakla birlikte, diğer imzanın kime ait olduğunu bilmediğini şahadetinde söylemektedir.

Müdafaanın 3. tanığı Ajda Bozkurt ise şahadetinde, Kasım 2000-Nisan 2002- dönemlerinde davalı bankanın Lefkoşa Merkez Şubesinde "B" imza yetkilisi olarak çalıştığını, bankada herhangi bir hesap açılırken ilk önce müşterinin kimliğinin alındığını, imza numune kartlarına kimlik ve adresle ilgili kayıtların yazıldığını, müşterini-n imzasının alınmak suretiyle kartın doldurulduğunu, bilgisayar ekranına hesap numarası kaydedilmek suretiyle ekranda hesap açıldığını, buraya da gerekli bilgilerin girildiğini, yatırım miktarı alındıktan sonra ise muhasebe maksatları için dekont çıkarıldı-ğını ve neticede müşteriye hesap cüzdanı verildiğini, dekontun da printerden çıkarıldığını, daktilo ile yazılmadığını söylemiştir. Keza bu tanık emare 1 hesabın açılış işlemlerini görmediğini, ancak 19.4.2001 tarihinde yapılan faiz işleminde muameleyi kend-isinin yapıp, bu muamelenin karşısına imzasını attığını, ilgili günde faiz işleminin yapılması ile ilgili olarak müdür Ayhan beyin kendisine telefoniyen talimat verdiğini, ekranda böyle bir hesabı bulamadığı için bunu Ayhan beye bildirdiğini, onun da kendi-sine "bu gördüğün faiz oranları ve tarihleri çıkararak bu faiz oranlarını işle" dediğini, buna bağlı olarak işlem yaptığını, Emare 1 hesap cüzdanında müşteri hesap numarasının bulunmadığını, hesap numarasının ve işlemlerin bilgisayar sistemine bağlı olarak- printerden çıkması gerektiğini, ancak emare 1'deki işlemlerin daktiloda yazıldığını, faizle ilgili çekiliş yapılacağında da bilgisayara girilmek suretiyle işlem yapılması ve printerden çıkan dekontun müşteriye imzalatılması gerektiğini, banka işlemlerinde- günlük yapılan muamelelerle ilgili olarak ayrı ayrı torbaların bulunduğunu ve günlük evrakların bu torbalara konduğunu, 19.4.01 tarihinde kendinin yaptığı faiz işleminde aldığı talimata göre net faiz işlediğini, halbuki bu faiz alacağından %5 oranında sto-paj düşülmesi gerektiğini, ancak bunun yapılmadığını, emare 1 defterdeki imzalardan birinin müdür Ayhan beye ait olduğunu, ancak diğer imzanın kime ait olduğunu bilmediğini, keza emare 1 üzerinde görülen 00470 numarasının bir hesap numarası değil, cüzdan -numarası olduğunu, bu numaranın defter matbaada basılırken vurulduğunu söylemiştir.

Yukarıdaki şahadetten görüleceği üzere İlk Mahkemeye emare 1 olarak sunulan ve Davacıların Davalı Bankada 19.2.2001 tarihinden 19.3.2001 tarihine kadar 1 ay vadeli, % 9 f-aiz ile 200,000 ABD Dolarlık bir hesabı olduğunu belirten 00470 numaralı bir cüzdan, Davalı Bankanın Genel Müdürü olan Ayhan Özarslan tarafından Davacıların Babası Menteş Aziz'e verilmiştir. Emare 1 cüzdanın Davacıların babasına veya Davacılara verilmiş o-lması ilk nazarda Davacıların Davalı bankada bir hesaplarının mevcudiyetini gösterir. Davacılar tanığı Menteş Aziz, 19.2.2001 tarihinde Emare 1 hesap defterinin banka Müdürü Ayhan Beyin odasında açıldığını ve 200,000 doları nakit olarak yatırdığını, işleml-erin müdür Ayhan Beyin odasında yapıldığını, emare 1 hesap defterinde mevcut imzalardan birinin müdür Ayhan Beye ait olduğunu, diğer imzanın ise kime ait olduğunu bilmediğini söylemektedir.

Merkez Bankası Fon Yöneticisi, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun- kontrol ve yönetiminde bulunan Davalı bankanın işlemleriyle ilgilenen Müdafaa tanığı Erdinç İlkerli şahadetinde, davalı bankanın tüm mudilerinin alacaklarının Devletçe ödendiğini, Davalı Bankada yaptığı araştırmada banka kayıtlarında Davacıların isimlerin-e rastlanmadığını, iddia edilen mevduat hesabının veya paranın bulunmadığını belirtmiştir.

Müdafaanın 3. tanığı Ajda Bozkurt şahadetinde, Kasım 2000-Nisan 2002 dönemlerinde Davalı Bankanın Lefkoşa Merkez Şubesinde "B" imza yetkilisi olarak çalıştığını, -bilgisayarda emare 1 hesabın açılış işlemlerini görmediğini, ancak 19.4.2001 tarihinde yapılan faiz işleminde muameleyi kendisinin yapıp, bu muamelenin karşısına imzasını attığını, ilgili günde faiz işleminin yapılması ile ilgili olarak müdür Ayhan beyin k-endisine telefoniyen talimat verdiğini ekranda böyle bir hesabın bulunmadığı için bunu Ayhan Beye bildirdiğini, onun da kendisine 'bu gördüğün faiz oranları ve tarihleri çıkararak bu faiz oranlarını işle' dediğini buna bağlı olarak işlem yaptığını belirtmi-ştir. Müdafaa tanıklarının şahadetini tekzip edici şahadet İlk Mahkeme huzurunda mevcut değildir. Bu durumda Davalı Banka kayıtlarında Davacılar adında 200,000 ABD dolarlık, 1 ay vadeli, 00470 numaralı bir mevduat hesabının bulunmadığına veya Davacılar adı-nda mevcut herhangi bir para bulunmadığına ilişkin Davalı tanıklarının şahadetlerini doğru kabul etmek gerekir. (Gör: Yargıtay/Hukuk 72/01 (D.26/09) Bu nedenle İlk Mahkeme Davalı tanıklarının şahadetlerini doğru kabul etmekle ve ona göre değerlendirme yapm-akla herhangi bir hata yapmış değildir.

Huzurundaki şahadet ve emareleri tezekkür ettikten sonra İlk Mahkeme, Davacıların 00470 numaralı, 200,000 ABD Dolarlık bir mevduat hesabının, Davalı bankanın kayıtlarında mevcut olmadığını ve emare 1 hesap cüzdanı-nda belirtilen 200,000 ABD doların Davacılar tarafından veya adlarına, Davalı Bankaya yatırılmadığı hususunda bulguya varmıştır.

İlk Mahkemenin hükmünde mavi 50, 51 ve 52 de yapmış olduğu bulgular şöyledir.

"Huzurumuzdaki şahadete ve emarelere bakıldı-ğında ilgili dönemde Davalı Bankanın
tüm işlemleri bilgisayar aracılığıyle yapılmaktadır. Emare 1 hesap defterindeki işlemler ise daktilo kullanılarak yapılmıştır. Davalı tanığı Erdinç İlkerli şahadetinde emare 1 hesap defteri ile Davalı bankanın ilgili -dönemlerde kullandığı ve Mahkemeye emare olarak ibraz edilen hesap defterleri arasında bu yönden farklılık bulunduğunu söylemektedir.
Davalı tanığı Ajda Bozkurt, Müdür Ayhan Özarslan'dan emare 1 hesap
defterine faiz işlemesi ile ilgili olarak 19.4.2001 t-arihinde işlem yapmaya çalıştığında Davacılar adına böyle bir hesabın ve hesap numarasının bilgisayarda olmadığını tesbit edip bunu Ayhan beye bildirmiş, Ayhan bey ise ona "bu gördüğün faiz oranları ve tarihleri çıkararak bu faiz oranlarını işle" talimatın-ı verdikten sonra buna bağlı olarak işlem yapılmıştır. Müdafaa tanığı Erdinç İlkerli de şahadetinde tüm uğraşlarına rağmen böyle bir hesabın varlığını ve keza emare 1 hesap defterinde mevcut ikinci imzanın kime ait olduğunu tesbit edemediklerini söylemekte-dir.
...........................................................................................................................................................................................................................................................-......................
Talep Takririnde ve Menteş Aziz'in şahadetinde, Davalı bankada 00470
numaralı bir hesabın açıldığı iddia edilmesine karşın tanık Ajda Bozkurt böyle bir hesap numarasının ve hesabın mevcut olmadığını Emare (1) üzerinde görülen 0047-0 numarasının hesap numarası değil, cüzdan numarası olduğunu ve bu numaranın defter matbaada basılırken vurulduğunu söylemektedir. Günlük işlemlerle ilgili belgelerin her güne ait ayrı ayrı torbalarda muhafaza edildiği hususunda şahadet mevcuttur. Erdinç- İlker'li tüm araştırmalarına rağmen davaya konu hesabın mevcudiyetine rastlamadığını söylemiştir.
.............................................................................................................................................................-.....................................................................................................................
Şahadet verirken tüm tanıkları gözlem altında bulundurduk. Davacı
tanıklarının faizle ilgili şahadetleri büyük tenakkuz içerisindedir -ve birbirini teyit etmemektedir. Bu nedenle bu şahadete itibar etmeyiz. Davacı tanığı Menteş Aziz'in şahadeti Davalı tanıklarının şahadeti ile de yukarıda sözünü ettiğimiz hususlardan dolayı büyük çelişki arz etmektedir. Bu konularda da güvenilir bulup -itibar ettiğimiz şahadet Davalı tanıklarının şahadetidir. Davalı tanıklarının sunmuş oldukları şahadet istintaka tabi tutulmuş, ancak hiç sarsılmamıştır.
Huzurumuzdaki şahadeti değerlendirdiğimizde Davalı banka nezdinde 00470
no'lu ve/veya herhangi bi-r hesap açtığı konusunda ikna olmadığımızdan, Talep Takririnde bahsi geçen hesabın davacılar adına Davalı bankada açılmadığını ve böyle bir paranın Davalı bankaya yatmadığını kabul eder ve bulgu yaparız."

Bu durumda İlk Mahkemenin Mavi 50, 51 ve 52'deki -bulgusunu yapabilmesi için huzurunda yeterli şahadet olduğu anlaşılmaktadır ve huzurundaki şahadete dayanarak Mavi 50,51 ve 52'de vardığı bulguları yapmakla herhangi bir hata yapmış değildir.

Şimdi de Davalı banka müdürünün Davacılara ve/veya Menteş Aziz-'e verdiği Vadeli Hesap Cüzdanın Davalı Bankayı ne şekilde bağladığını incelemek gerekir. İlk Mahkeme bu hususu 30.4.2004 tarihli kararında incelemeyi gereksiz görmüştü. Ancak Davacılar tarafından yapılan istinafta, Yüksek Mahkeme, 10.11.2004 tarihinde Ya-rgıtay/Hukuk 35/2004 sayılı istinafta dosya, konu üzerinde karar verilmek üzere İlk Mahkemeye iade edildi. İlk Mahkeme tarafların yazılı hitaplarını ve huzurundaki şahadeti de yeniden inceleyip, hükmünde Mavi 72 ve 73'de aşağıdaki bulguyu yapmış ve bu bul-gu ışığında Davacıların davasını reddetmiştir. Şöyle ki:

"Bu alıntıdan da görüleceği gibi banka tarafından verilen cüzdanın "usulünce"
hazırlanmış olması gereklidir. Emare 1 "vadeli mevduat cüzdanı" usulünce hazırlanmış mıdır?
Emare 1 vadeli hesap cüz-danı olarak ibraz edilmiştir. Bir hesap cüzdanının geçerli ve usule uygun kabul edilebilmesi için bu cüzdanın bir hesaba ait olması gereklidir. Emare 1'de bu cüzdanın hangi hesaba ait olduğuna dair herhangi bir ibare yoktur. Müdafaa Tanığı 3 şahadetinde Em-are 1'de hesap numarası olmadığını belirtmiş ve bunun daha bariz bir şekilde görülebilmesi için Mahkemeye Emare 7 olarak başka hesaplara ait cüzdanlar ibraz etmiştir. Emare 1 üzerinde bulunan ve Davacının hesap numarası olarak ifade ettiği sayı ancak basıl-an cüzdanların seri numaralarıdır. Ayrıca müdafaa tanığı 3 şahadetinde Emare 1'de belirtilen faiz işlemindeki muameleyi kendisinin yaptığını söylemesine rağmen müdürün faiz işlemi ile ilgili talimatından sonra müdüre ekranda böyle bir hesap bulunmadığını b-ildirdiği zaman müdürün kendisine ekranda olmasa da söylediğini yapmasını ve söylediği tarih ve faiz oranlarını işlemesine direktif verdiğini söylemiştir. Tüm bu hususlar ışığında Emare 1 cüzdanın usulünce hazırlandığını kabul etmeye olanak yoktur.

Yine -Emare 1 cüzdana bakıldığı zaman 19.2.01'de bu hesaba nakit olarak yatırım yapıldığı veya başka bir hesaptan bakiye devredildiğine dair bir ibare yoktur. Emare 1'de 200,000$ "kalan" hanesine yazılmıştır. Bu da kanaatimizce Davacı tarafından iddia edildiği g-ibi 200,000$'ın bu hesaba yatırılmadığını göstermektedir. Dolayısı ile Emare 1 cüzdanın "usulünce" düzenlendiğini söylememize olanak yoktur.

Bu durumda yukarıda belirtilen alıntılar ışığında usule uygun bir şekilde düzenlenmeyen bir evrağın üzerinde bank-anın yetkili imzaları bulunsa dahi o evrak iddia edilen türde bir evrak olarak telakki edilemeyeceğinden bankayı bağladığını kabul etmeye olanak yoktur.

Bir bankaya para yatırılmadan kişilere mevduat cüzdanı verilmesi, bankanın yetkili bir görevlisi bunu- yapsa dahi, bu işlemin bankayı bağladığını kabul etmeye olanak yoktur. Mevduat kabulü bankanın yetkileri dahilinde olmakla beraber (intra vires the bank) böyle bir hareket yetkilinin yetkisizce hareket ettiğini (ultra vires the director) gösterir.

Sonuç- itibarı ile Emare 1 vadeli mevduat cüzdanı üzerinde Davalı bankanın genel müdürünün imzasının bulunması, usulsüz bir işlemi Davalı bankayı bağlayıcı bir işlem haline getirmeye yeterli olamaz. Dolayısı ile Emare 1 vadeli mevduat cüzdanı üzerinde Davalı ban-kanın genel müdürünün imzasının bulunması Davalı bankayı bu hesabı mevcut ve geçerli bir hesap olarak kabul etmesine neden teşkil etmediğini kabul eder ve bulgu yaparız."


İlk Mahkemenin Mavi 72 ve 73'deki bulgusu ve bu bulgu ışığında vardığı neticenin d-oğru olup olmadığının incelenmesi gerekir. Bu hususta Davacıların ve Davalının sunduğu şahadet yukarıda belirtilmiştir.

Dava konusu Vadeli Hesap Cüzdanı Emare 1 olarak Mahkemeye sunulmuştur. Emare 1 incelendiğinde dış yüzeyindeki yazıların tümünün matba-adan çıktıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Emare 1'in dış yüzeyinde sair yazılar yanında "Vadeli Hesap Cüzdanı" bunun altında da büyük harflerle "TİLMO BANK" yazısını görürüz. Sağ üst köşede ise "No.00470" rakamı görülmektedir.

Emare 1'in iç yüzeyinde- yine büyük harflerle matbaada yazılmış "TİLMO BANK" yazısı, bunun altında daktilo ile yazılmış Davacıların isim ve adresleri görülmektedir. Daha aşağıda "tarih", çekilen (-) yatan (+), kalan ve açıklama sütünları yer almaktadır.

Bu sütünlar aşağıda gös-terildiği gibi 4 kalemden oluşmaktadır. 1, 2 ve 3. kalemler daktilo ile, 4. kalem ise el yazısı ile yazılmıştır. Emare 1 Vadeli Hesap Cüzdanının iç yüzeyi aşağıda gösterildiği gibidir.

TİLMO BANK

İsim: Sn. Metin Menteş ve Mertcan Özmerter
Adres: -c/o Anglomed Ltd.-Lefkoşa.
Tarih Çekilen (-) Yatan (+)Kalan Açıklama
19.2.01
19.3.01
19.3.01
19.4.01
+ 1,452.-
- 1,452.-
+ 11,616US $200,000.-
201.452
200.000.-
211.61619.3.01 %9

19.4.01 %9
19.11.1 %9

Emare 1'den görüleceği üzere 1. kalemde -Çekilen (-) Yatan (+) sütünunda herhangi bir yatırım görülmemektedir. Bu da Davalı Bankaya herhangi bir paranın yatmadığı hususundaki Davalı tanıklarının şahadetini desteklemektedir. Emare 1'in "kalan" sütünunda gösterilen 200,000 Doların hesaba nereden ak-tarıldığına ilişkin herhangi bir açıklayıcı bilgi yoktur.

Davalı Bankaya para yatırıldığını iddia eden Davacılardır. Davacılar bu iddialarını ispat etmekle mükelleftirler. Davacılar bankaya parayı yatırdıklarına ilişkin herhangi bir dekont ibraz etmedil-er. Davacıların babaları Menteş Aziz şahadetinde, Davalı Bankadan 10.3.01 tarihinde 1,452 dolar faiz ödendiğini ve kendisine faiz ödenirken dekont veya ödeme fişi imzaladığını iddia etmiştir. Faiz alındığı iddiası yapılmasına rağmen ilgili dekontu veya öde-me fişini Mahkemeye ibraz etmedi. Bankanın kayıtlarında da faiz ödemesi ile ilgili herhangi bir dekont bulunamadı. Davacıların faiz ödendiği hususundaki dekontu veya ödeme fişini teyit edici şahadet olarak sunma olanakları bulunmasına rağmen, konu dekontu -veya ödeme fişini ibraz etmediler. Hatta konu dekontun veya ödeme fişinin akıbeti hakkında herhangi bir açıklamada da bulunmadılar.

Yukarıda belirtilenlerden anlaşılacağı üzere, Davalı Bankaya, Davacılar adına herhangi bir yatırım yapılmamıştır. Para ya-tırımı yapılmadan, elde mevcut hesap cüzdanı olsa dahi, Davacıların Davalı Bankadan herhangi bir alacakları olamaz. (Gör: Yargıtay/Hukuk 72/01 (D.26/09))

Şimdi de Mahkemeye Emare 1 olarak ibraz edilen Vadeli Hesap Cüzdanının usulüne uygun olarak hazırlan-ıp hazırlanmadığının incelenmesi gerekir, çünkü usulüne uygun olarak hazırlanmadıysa, evrak bankayı bağlamayacaktır.

Yukarıdaki şahadetten görüleceği üzere Emare 1 Vadeli Hesap Cüzdanının, müdafaa tanıkları Erdinç İlker'li ve Ajda Bozkurt'un anlattığı u-sul çerçevesinde Davalı Bankanın bilgisayar sisteminden çıkarılmadığı rahatlıkla görülmektedir. Şöyle ki, Emare 1'de görülen numaranın bir hesap numarası olmadığı, cüzdan numarası olduğu, Emare 1 Vadeli Hesap Cüzdanındaki işlemlerin tümünün daktilo ile (el- yazısı ile yapılan faiz işlemi hariç) yapılmış olmasına karşın, ilgili dönemlerde işlemlerin tümünün bilgisayar sistemiyle muameleye tabi tutulduğu, tüm kayıtların bilgisayarda görüldüğü dolayısıyle Emare 1 hesap cüzdanındaki Davalı Bankanın ilgili döneml-erde kullandığı ve Mahkemeye emare olarak sunulan diğer Vadeli Hesap Cüzdanlarından farklılık arzettiği tesbit edilmiştir. Emare 1 Vadeli Hesap Cüzdanı Davalı Banka Müdürü Ayhan Özarslan tarafından veya talimatıyle hazırlanmış olmakla beraber, Davalı Banka-nın öngördüğü usulde bilgisayar sisteminde hazırlanmış değildir. Ayhan Özarslan kendisine verilen yetki ve görev alanı dışında, usulsüzce Emare 1 Vadeli Hesap Cüzdanını hazırlamıştır. Bunun Ayhan Özarslan'ın yetkisizce ve görev alanı dışında düzenlediği ge-rçekte var olmayan bir defter olduğu kanaatindeyiz. Davalı Bankaya ait bilgisayar sisteminden çıkmayan Emare 1 hesap cüzdanı, Davalı Banka tarafından verilmiş, usulüne uygun bir hesap cüzdanı olarak telakki edilemez.

Yetkisizce ve görev alanı dışında Ba-nka Müdürü Ayhan Özarslan tarafından düzenlenen, gerçekte var olmayan ve Davalı Bankanın yerleşmiş usul kuralları uyarınca bilgisayar sisteminde düzenlenmeyen Emare 1 Vadeli Hesap Cüzdanının Davalı Bankayı bağlamadığına karar verilir. Bu durumda İlk Mahkem-enin mavi 72 ve 73'teki bulgusunu yapabilmesi için huzurunda yeterli şahadet olduğu anlaşılmaktadır. İlk Mahkeme, huzurundaki şahadete dayanarak mavi 72 ve 73'te vardığı bulgu ışığında Davacıların davasını reddetmekle herhangi bir hata yapmış değildir. Bu -nedenle 1,4,5,7. ve 8. istinaf sebepleri reddolunur.

6. istinaf sebebi dava masrafları ile ilgilidir. Dava masrafları genellikle davanın neticesini takip eder, meğer ki özel birtakım geçerli ve makul nedenler ile Mahkeme başka türlü emir vermiş olsun. Bu- meselede de İlk Mahkeme davayı ret ve iptal ederken masrafların Davacılar tarafından ödenmesini emretmişti. Davacılar dava ve istinaflarında başarılı olmadıklarına göre dava masrafları da davanın neticesini takip edecektir. Bu nedenle 6. istinaf sebebi de- reddolunur.

Yukarıda belirtilen nedenler ışığında istinaf reddolunur.

İstinaf masrafları istinaf edenler tarafından ödenecektir.

Masraflar Mukayyit tarafından tesbit edilecektir.





Mustafa H. Özkök Gönül Erönen - Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç



1 Ekim, 2010




16









Full & Egal Universal Law Academy