Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 21/2019 Dava No 3/2019 Karar Tarihi 28.02.2019
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 21/2019 Dava No 3/2019 Karar Tarihi 28.02.2019
Numara: 21/2019
Dava No: 3/2019
Taraflar: Serhat Akpınar ile Aybike Alev Yanar arasında
Konu: Özel rahatsızlık (private nuisance)- ara emri istidası - ara emri istidalarındaki taleplerin istidanın dayandırıldığı yasa maddeleri kapsamında olması gerektiği
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 28.02.2019

-D. 3/2019 Yargıtay/Hukuk No: 21/2019
(Lefkoşa Dava No: 606/2019)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Yargıç Bertan Özerdağ huzurunda

İstinaf eden: Serhat Akpınar, Girne Amerikan Üniversitesi, Girne - (Davacı)
ile

Aleyhine istinaf edilen: Aybike Alev Yanar, Maltepe, İstanbul, Türkiye
(Davalı) A r a s ı n d a



İstinaf eden namına: Avukat Mustafa Bülent Asena
Aleyhine istinaf edilen haz-ır değil

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Yargıcı Vedia Berkut Barkın'ın, 606/2019 sayılı davada, 5.2.2019 tarihinde verdiği karara karşı Davacı tarafından yapılan istinaftır.


(26.2.2019 tarihli ara emri istidası hakkında)


------------


K A R A R

Müstedi i-stidasını dosyalayarak aşağıdaki taleplerde bulundu:

"a) Davalının, Davacı ve karısı Tomur Akpınar'ı telefoniyen ve/veya mesaj ve/veya e-posta ve/veya herhangi bir iletişim aracıyla ve/veya herhangi bir şekilde rahatsız etmekten men edilmesi;
b) Davalını-n, Davacı ve karısı Tomur Akpınar'a karşı şiddet ve/veya saldırı tehdidinde bulunması ve bu saldırı ve/veya şiddet tehdidi nedeniyle Davacı ve karısı Tomur Akpınar'a, fiziki ve/veya bedeni zarar vermesinin önlenmesi amacıyla, Davalının, Davacı ve karısı To-mur Akpınar'ın konutuna ve/veya işyerine 100 metreden daha yakınına yaklaşmaktan men edilmesi;
c) Verilen emrin bir suretinin KKTC sınır kapılarına bildirilmesinin sağlanması, mezkur emrin Davalıya tebliğine kadar Davacı ve karısı Tomur Akpınar'ın korunma-sı için tedbir alınması ve gerekli olacak yardımda bulunması için Polis Genel Müdürlüğü'ne tebliğine emir verilmesi;
d) Muhterem Mahkemenin uygun göreceği bir emir; ve
e) Bu istida masrafları için gerekli emrin ısdarını talep eder."

Müstedi, yemin va-rakasında, Müstedialeyhle önceleri iş ilişkisi ile başlayıp daha sonra yakın bir ilişkiye dönüşen arkadaşlıkları olduğunu, Müstedinin bu ilişkiyi sonlandırması üzerine Müstedialeyhin kendisini tehdit ve şantaja başladığını, bu durumu eşi, çocukları ve tüm -ailesine anlattığını, Müstedialeyhin kendisine, eşine ve ailesine yönelik özel rahatsızlık teşkil edecek hareketlerde bulunduğunu, bunun engellenmemesi halinde ciddi mağduriyet yaşayacağını ileri sürdü.

Müstedi, Mahkemede sunduğu şahadetinde, Müstedialeyh-le yaşamış olduğu gönül ilişkisinin sona ermesinden sonra, Müstedialeyhin kendisini şantaj ve tehditle rahatsız ettiğini beyan etti. Müstedi, Mahkemeye, Müstedialeyhin kendisine gönderdiği mesaj ve görüntüleri emare olarak ibraz etti. Müstedi Müstedialeyhi-n evine geldiğini, kendisine ve ailesine rahatsızlık verdiğini, evine geleceği ve rezalet çıkaracağı yönünde mesajlar attığını,buna engel olunmaması halinde kendisinin ve ailesinin zarar göreceğini, yaşadıkları psikolojik rahatsızlığın artacağını ileri sür-dü.

Müstedi Avukatı, Haksız Fiiller Yasası'nın 46.maddesi altında istidada talep edilen emirlerin verilebileceğini, sadece bir kişinin taşınmazının kullanımına müdahale ile kısıtlı bir yasal düzenleme olmadığını ileri sürdü ve talep edilen emirlerin v-erilmesini talep etti.

Bu istida, 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın mahkemelere men edici geçici emirler verme yetkisini düzenleyen 41.maddeye dayanmaktadır. Bu yasal düzenleme uyarınca bir emir, davacının davasında haklı olduğunda dair belirtiler bulu-nduğu, ciddi bir davasının olduğu ve talep edildiği şekilde emir verilmemesi halinde ileride telafisi imkansız zarar-ziyana düçar kalma ihtimalinin olduğu durumlarda verilebilmektedir.

Müstedi Avukatı, Mahkemenin Müstediye hukuki bir çare üretmesi taleb-iyle başvuruda bulunduklarını ileri sürdü. Mahkemeler Yasası'nda, meni müdahale talepleri konusunda hukuki çare üretmekle ilgili mahkemelere verilen geniş takdir yetkisi bulunmakla birlikte, bu yetki mezkur Yasanın unsurları dahilinde kullanılabilir. Mahke-meler men-i müdahale emri verilmesi talebini irdelerken, karara bağlanması gereken konunun ciddi olması ve telafisi imkansız zarar ziyana düçar kalma ihtimalinin mevcut olması kriterlerine ilaveten, davacının talebini dayandırdığı iddialarında haklı olduğu-na dair belirtiler olduğuna da bulgu yapması gerekmektedir.

İstinafa konu davada, Müstedi, Müstedialeyhin kendisini ve eşini rahatsız ettiği, tehdit ve şantajda bulunduğu nedeniyle zarar-ziyan ve Müstedialeyhin 100 metre yakınına gelmesinden ve mesaj gön-derilmesinden men edilmesi yönünde emirler talep etti. Müstedinin davasındaki taleplerle istidasındaki talepler çok benzer veya aynı kapsamlı taleplerdir. Ezcümle, tüm talepler Haksız Fiiller Yasası'nın 46.maddesine istinat etmektedir. Özetlediğim dava se-bebinden anlaşıldığı üzere, dava sebebi özel rahatsızlığa dayanmaktadır.
Bu meselede Müstedinin yemin varakasından ve şahadetteki beyanlarından, karara bağlanması gereken davasının ciddi olduğuna ve telafisi imkansız zarar-ziyana düçar kalma ihtimalinin b-ulunduğuna ikna oldum.

Fasıl 148 madde 46'daki özel rahatsızlık düzenlemesinin temel koşulu, bir kişinin taşınmaz malını, makul biçimde ve makul ölçüde huzur içinde kullanmasına mutat olarak müdahale teşkil edecek şekilde davranılmış olmasıdır. Bu müdaha-lenin kişinin taşınmazına, iş yerine veya ikametgâhına yönelik olması özel rahatsızlık oluşturur.

Nitekim Yargıtay/Hukuk 33/2010 D.15/2012 sayılı kararda, özel rahatsızlığa dair haksız fiilin unsurları bu yönde belirlenmiştir. Şöyle ki:

Yasa maddesinin i-çeriğinden açıklıkla görülebileceği gibi, özel rahatsızlığın meydana gelebilmesi için bir kişinin:


Devamlı olarak;
Başka bir kişinin taşınmaz malını (konum ve niteliği) göz önüne alınarak;
Makûl bir şekilde kullanılmasına veya ondan yararlanmasına müdah-ale teşkil edecek şekilde davranması veya işini yürütmesi gerekmektedir.

Keza Halsbury's Laws of England, 3. baskı Vol.28, sayfa 128, para 158'de, özel rahatsızlığın kişilerin taşınmazlarını veya taşınmazlarına bağlı haklarını kullanmalarına müdahale yar-atacak eylemler olduğu görüşü belirtilmiştir:

"158. Private Nuisance. A private nuisance is one which
does not cause damage or inconvenience to the public at large, but which does interfere with a person's use or enjoyment of land or of some right conn-ected with land."

Bu hukuki durum ışığında Müstedinin özel rahatsızlık talebinin bu kapsamla sınırlandırılması gerekir.
Bu sonuçtan hareketle, Müstedinin istidasının "a" paragrafında talep ettiklerinin, davasında belirttiği talepleri kapsamında olmadığı -nedeniyle, özel rahatsızlık dava sebebi altında emir verilmesi söz konusu değildir.

Müstedinin "b" paragrafındaki talebi ise, Davalının kendi ve eşine rahatsızlık vermesini engellemek amacıyla konutuna ve iş yerine 100 metreden daha yakın yaklaşmaktan me-n edilmesidir. Davacı şahadetinde, Davalının daha önce konutuna gelerek rahatsızlık verdiğini, yakın zamanda ise konutuna geleceğine yönelik mesajlar attığını ileri sürdü. Müstedi, bu rahatsızlığın mutat (habitually) olması nedeniyle, bunun engellenmesi iç-in talep edilen yönde emir verilmesini istedi.

Müstedinin bu talebinin yukarıda zikredilen taşınmazın "Müstedi tarafından makûl bir şekilde kullanılmasına veya ondan yararlanmasına müdahale teşkil edecek şekilde davranması veya işini yürütmesinin" müda-hale oluşturulduğuna dair bir iddiaya dayanmadığı görülmektedir. Kaldı ki, Müstedi Avukatının talebi de bu yönde olmadığı, özel rahatsızlık yan başlıklı 46.maddenin bir kişiye karşı yapılmış şantaj veya tehdit içerikli eylemlere dair rahatsızlığı da kapsam-adığı şeklinde yorumlanması gerektiği açıktır.

Bu esasa göre, Müstedinin özel rahatsızlık iddiasıyla yaptığı taleple, istidada "b" paragrafında talep edildiği gibi bir emir verilmesini haklı kılacak bir durumun var olduğu konusunda mahkemeyi ikna edebi-lmiş değildir. Bu sonuçla, istidanın "c" paragrafı altındaki taleplerinin de özel rahatsızlık iddiasına binaen kabul edilerek, bu yönde emir verilmesine yasal durum ışığında olanak yoktur.


Bu durumdan hareketle, Müstedinin özel rahatsızlık hususunda i-ddialarında haklı olduğu sonucuna varılabilmesine ve bu konuda bulgu yapılabilmesine imkan yoktur. Bu nedenle istidanın reddi gerekir. Keza Müstedinin talepleri özel rahatsızlığa dayandığından, meselenin başka hukuki çareler açısından incelenmesine ise ola-nak yoktur.

Belirtilenlerle istida ret ve iptal edilir.




Bertan Özerdağ
Yargıç
28 Şubat 2019








5






Full & Egal Universal Law Academy