Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 20/2003 Dava No 20/2004 Karar Tarihi 12.03.2004
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 20/2003 Dava No 20/2004 Karar Tarihi 12.03.2004
Numara: 20/2003
Dava No: 20/2004
Taraflar: Erdoğan Mirata vd ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu vd Arasında
Konu: Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Kapsamı
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 12.03.2004

-D.20/2004 Yargıtay/Hukuk 20/2003
(Lefkoşa Dava No: 6149/01)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Mustafa H. Özkök, Şafak Öneri.
İstinaf eden: 1. Erdoğan Mirat-a, Lefkoşa
2. Gözen Mirata, Lefkoşa
(Davacılar)
ile -
Aleyhine istinaf edilen: 1. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu,
KKTC Merkez Bankası, Lefkoşa
2. KKTC -Başsavcısı Hukuk Dairesi,
Lefkoşa
(Davalı No.1)


A r a s ı n d a.


İstinaf edenler namına: Avukat Kıvanç M. Riza
Aleyhine istinaf edilen Dava-lı No.1 namına: Avukat Ali Fevzi Yeşilada.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Taşkent M. Akif'in 6149/2001 sayılı davada 30.12.2002 tarihinde verdiği karara karşı Davacılar tarafından yapılan istinaftır.


--------------


H Ü K Ü M


Metin A. Hakkı:- Bu istinafın kökeninde yatan olguları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

Davacılar, 28.11.2001 tarihinde Lefkoşa Kaza Mahkemesinde, Davalılar aleyhine dosyaladıkları yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen dava ile özetle, dava ile ilgili zamanlard-a Kıbrıs Hür Bank Ltd'in Lefkoşa Merkez Şubesinde 432-01-320 numaralı Sterlin türünde tasarruf mevduatları olduğunu, Davalı 1'in 74/91 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasası gereğince oluşturulan bir Fon olduğunu, Davacıların mezkûr banka nezdindeki -sözü edilen hesaplarının 7000 Sterlin'e kadar olan mevduat miktarlarının 74/91 sayılı Yasa kuralları gereğince Davalı 1 tarafından sigortalı olduğunu, Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in 1999 yılının sonlarına doğru veya 2000 yılının başlarında ve herhalükârda 10.3.2-000 tarihinden önce 74/91 sayılı Yasa kuralları anlamında 'acze' düştüğünü, bilâhare Devletçe sözü edilen bankanın yönetimine el konulup sonra da tasfiyesine karar verildiğini, ancak Davalı 1 veya Davalıların, Davacıların sözü edilen mevduatlarının 7000 St-erlin'e kadar olan miktarının sigorta kapsamı dışında olduğunu iddia ederek ödemekten imtina ettiklerini öne sürüp Talep Takriri mucibince Davalıların sözü edilen mevduatlarının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kapsamında olduğuna dair bir Mahkeme kararı tal-ep etmişlerdir.

Davalı 1, 14.3.2002 tarihinde mezkûr davaya bir Müdafaa Takriri dosyalayarak Davacıların talebini reddetmiş ve Müdafaa Takrirlerinde öne sürdükleri iptidâi itirazla Davalı 1'in Yasa ile kurulmuş ve kamu tüzel kişiliğe haiz bir kurul-uş olduğunu, yürütsel veya yönetsel işlemler yaptığını, bu işlemlerin Özel Hukuk alanında değil de Kamu Hukuku alanına girdiğini, dolayısıyla Lefkoşa Kaza Mahkemesinin bu davayı görmeye yetkisi olmadığını, yetkili Mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğunu- iddia edip Davacıların davasının iptal edilmesini talep etmişlerdir. Davalı 1 müdafaasına devamla, Davacı 1'in ilgili zamanlarda Kıbrıs Hür Bank Ltd'in Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu, Davacı 2'nin onun karısı olduğunu, Davacıların her ikisinin de fon ka-psamı dışında olduklarını iddia edip Davacıların davasının masrafla redddedilmesini talep etmişlerdir. Davacılar 18.3.2002 tarihinde, Davalı 1'in müdafaasına bir Müdafaa Takririne Cevap layihası dosyalayıp davalarında ısrar etmişlerdir. Davacılar 2.5.200-2 tarihinde Lefkoşa Kaza Mahkemesine bir istida dosyalayarak Talep Takrirlerindeki iddialarında Mahkemenin izni ile bir değişiklik yapmış ve dava konusu hesabın 11.1.2000 tarihinde 27.044.66 ABD Doları olarak açılmış olduğunu, bu dava ile ilgili zamanlarda- ise matlup bakiyesinin 9442.03 ABD Doları olduğu iddiasını Talep Takrirlerine koymuşlardır.

Davanın duruşması Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 14.6.2002 tarihinde ele alınmış 24.6.2002 ve 28.6.2002 tarihlerinde de devam edip kararı alt Mahkemece -30.12.2002 tarihinde verilmiştir. Duruşma esnasında Mahkemeye şifahi herhangi bir şahadet ibraz edilmemiş, ancak karşılıklı muvafakat çerçevesinde taraflar beyanlar yaparak davanın olguları ile ilgili dosyada duran 4 adet emareyi de Mahkemeye ibraz ederek- hitabelerini yapmışlardır. Davalı 2 duruşma esnasında Savcı tarafından Mahkemede temsil edilmiş ancak davaya herhangi bir Müdafaa Takriri dosyalamamıştır. Davalı 2'nin iddiasına göre onların dava ile direkt ilgileri yoktur ve aleyhlerine hüküm de verile-mez.

Davanın olguları ile ilgili alt Mahkeme önündeki tarafların beyanları aynen şöyledir:

"14.6.2000:
Avukat Kıvanç M. Riza: ......................
Talep Takririnde ileri sürdüğümüz olgular ile
ilgili iddiaları doğru olarak k-abul ederler; ancak
yasal durum ile ilgili olarak aramızda ihtilâf
vardır ve bu hususta da sırası geldiğinde yasal
argümanlarda bulunacağız. Yani özetle, Davacıların
birer gerçek kişi olduğu ve söz konusu bankada
mevduatları- bulunduğu ve diğer hususlar taraflarca
müşterek olgu olarak kabul edilmektedir. Ayrıca
Davacı 1'in davada sözü edilen Kıbrıs Hür Bank Ltd'in
Yönetim Kurulu Başkanı olduğu, bu dava ile ilgili
zamanlarda, bizim tarafımızdan kabul e-dilmektedir.
..................................................

Avukat Ali F. Yeşilada: Gerçeklerin böyle olduğunu
ben de kabul ederim, ortadadır. Dolayısıyla bu
beyana katılırım."


"24.6.2002 Ali F. Yeşilada:
Bu davan-ın hitabına hazırlanırken daha önce
Mahkemeye yazdırdığımız olguların meselenin
karara bağlanmasında yeterli olmadığı hususunda
tereddüte düştüm. Bana kısa bir tehir verildiği
takdirde söz konusu bankaya hangi tarihte ve
ha-ngi gerekçe ile yönetici tayin edildiği, hangi
tarihte Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna aktarıl-
dığını ve onun gerekçeleri hususunda kesin bilgi
edinmek, gerekirse belgesini Mahkemeye sunmak için
tehire ihtiyacım vardır.

Kıv-anç. M. Riza: İtirazım yoktur.

Süleyman Candar: İtirazım yoktur.

Mahkeme: Dava 28.6.2002 tarihine ertelenir."


28.6.2002 tarihinde Mahkeme yine tüm tarafların
hazır olduğu bir celsede oturmuş ve 4 adet emare
karşılılı muva-fakat çerçevesinde Mahkemeye ibraz
edilmiştir. Emare 1'in tarihi 28.1.2000 olup Ekonomi ve Maliye Bakanlığı tarafından Kıbrıs Hür Bank Ltd'in Yönetim Kurulu Başkanlığına hitap eden bir yazıdır ve "......... 31.1.2000 tarihinden geçerli olmak üzere- bankanız Yönetim Kurulunun tüm yetkileri ile bankanızı imzaları ile mükellefiyet altına sokmaya yetkili tüm personelin imza yetkileri 2'nci bir bildirime kadar kaldırılmıştır" demektedir.


Emare 2, 21.3.2000 tarihli ve E-504-2000 sayılı Bakanlar Kur-ulu kararıdır ve "............... Kıbrıs Hür Bank Ltd'in yönetim ve denetimleri ile bu bankanın hisselerinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine karar verildi" demektedir.

Emare 3 ise, E-1666-2000 sayılı ve 9.10.2000 tarihli yine bir Baka-nlar Kurulu kararı olup ilgili bankanın "bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin" kaldırıldığı kararının alındığını göstermektedir. Emare 4 ise, 9.1.2001 tarihli Kıbrıs Hür Bank Ltd'in Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından Fasıl 113 Şirketler- Yasasının 21(d) maddesi tahtında şirketin tek hissedarı kaldığı gerekçesi ile tasfiyesine emir verildiğini göstermektedir.

Tablonun tamamlanması amacı ile Davalı 1'in kabul ettiği Talep Takririndeki 5'nci iddianın da aynen karara dahil edilmesinde- fayda vardır. Sözü edilen Talep Takririnin 5. paragrafı da aynen şöyledir:

"Kıbrıs Hür Bank Ltd., 1999 yılının sonlarına doğru
ve/veya 2000 yılının ilk aylarında ve herhalûkarda
10.3.2000 tarihinden önce ve/veya bu dava ile ilgili
- tüm zamanlarda, 74/91 sayılı Yasa kuralları
anlamında acze düştü, bilâhare, Devletce yönetimine
el kondu, sonra da tasfiyesine karar verildi; ancak,
hal böyle olmasına rağmen, Davalı no.1 ve/veya
Davalılar, Davacıların sigorta k-apsamında bulunan
dava konusu mevduatlarının sigorta kapsamı dışında
olduklarını iddia etmekte ve söz konusu mevduatları
ödemekten imtina etmektedirler".


Alt Mahkeme, önünde ibraz olunan davanın olguları ile ilgili beyanla-rı ve emareleri değerlendirerek Davacı 1'in dava ile ilgili zamanlarda Kıbrıs Hür Bank Ltd'in Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu, Davacı 2'nin ise Davacı 1'in karısı olduğunu, davayla ilgisi olabilecek mevzuatın 43/1997 sayılı Yasa ile tadil edilen 74/1991 sa-yılı Yasa, 21/2000, 40/2001 sayılı Yasalar olduğunu; kararında belirttikten sonra şayet davaya 43/97 sayılı Yasa ile değiştirilen 74/91 sayılı Yasa hükümleri uygulanacak olur ise, Davacıların 7000 Sterlin'e kadar olan mevduatlarının Davalı 1'in ihdas ettiğ-i sigorta kapsamında olduğunu, dolayısıyla talep ettikleri ilâmı Mahkemeden almaya hakları olduğunu, ancak 21/2000 sayılı ve bilahare geçirilen 40/2001 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerekir ise, davalarının reddedilmesi gerekeceği kararına varmıştır-, çünkü 21/2000 sayılı Yasanın 9(4) maddesi aynen şöyle bir hüküm içermektedir:


"Bir bankanın sermayesinin %10 ve daha fazlasına
sahip ortakları ile Yönetim Kurulu Başkan ve
Üyelerine, Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcı-
larına, -denetçilerine ve bunların ana, baba,
eş ve çocuklarına ait o bankadaki tasarruf
mevduatı, Fonun sigortası kapsamında değildir."


Alt Mahkeme bu konu ile ilgili olarak kararında (7. sayfada) aynen şöyle demiştir:

"Davacılara hangi ya-sal mevzuat şamildir. Başka
bir deyişle Davaya hangi yasal mevzuat uygulanma-
lıdır? Şayed bu soruya Davacılara ve/veya 43/1997
sayılı Yasa ile tadil olunan 74/1991 sayılı yasa
uygulanmalıdır şeklinde bir yanıt verilecek olursa
- hiç kuşkusuz Davacıların yukarıda izah olunan
mevduatlarının da 7.000 Sterline kadar fonun
sigortası altında olduğu sonucuna varılması
gerekecektir yoksa eğer Davacılar ve/veya
davaya 21/2000 sayılı Yasa ve/veya 40/2001
-sayılı Yasa hükümleri uygulanacaktır denir ve bu
takdirde Davacı no.1'i Kıbrıs Hür Bank Ltd'in
ilgili zamanlarda Yönetim Kurulu Başkanı ve/veya
üyesi olduğu ve Davacı no.2'nin de Davalı no.1'in
eşi olduğu gerçeği karşısında yukarıd-aki mevduat-
ların fonun sigortasının kapsamı dışında olduğu
sonucuna varılması gerekecektir. O halde hangi
yasa uygulanacaktır ve/veya uygulanmalıdır sorusu
huzurumdaki davayı karara bağlamak açısından çok
büyük bir öneme -haizdir."


Alt Mahkeme kararına devamla hangi Yasa hükmünün uygulanması gerektiğini karara bağlamaya çalışırken inter alia bankanın hangi tarihte acze düştüğünü Davacı 1'in hangi tarihte bankanın İdare Meclisi Başkanı sıffatını yitirdiğini veya yetki-lerinin alındığını da araştırıp bunun Davacıların emare 1'e istinaden iddia ettikleri gibi 28.1.2000 tarihinde olmadığını, o tarihte bankanın likitide sorunları olduğunu, bankanın emare 2'nin tarihi olan 21.3.2000 tarihinde yönetimi ve denetiminin ve hisse- senetlerinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiğini, çünkü bu tarihte bankanın yönetim ve denetimi ile bankanın hisselerinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna Bakanlar Kurulunca devredilmesine karar verildiğini, o tarihte de 74/91 sayılı Yasanın y-ürürlükte olmadığını, 10.3.2000 tarihinde yürürlüğe giren ve 74/91 sayılı Yasayı ilga eden 21/2000 sayılı Yasanın yürürlükte olduğunu, kabul ettikten sonra davaya yeni, yani 21/2000 sayılı Yasayı uygulayarak yeni Yasanın 9(4) maddesi mucibince Davacıların -mevduatlarının sigorta kapsamında olmadığı sonucuna vararak Davacıların davasını reddetmiştir. Alt Mahkeme keza, Davacıların davasının Özel Hukuk alanında değil de Kamu Hukuku alanında olduğu görüşünü de benimsemiş ve bu durumda Kaza Mahkemesinin bu davay-ı görmeye yetkisi olmadığı kararına da vararak Davacıların davasını reddetmiştir.

Davacılar, 4.2.2003 tarihinde alt Mahkeme kararını Yüksek Mahkemeye istinaf etmişlerdir. Davacıların istinaf ihbarnamesi 6 istinaf nedeni içermektedir. Bu istinaf ned-enlerinin bir kısmı alt Mahkemenin Davacıların davasının Özel Hukuk alanında değil de Kamu Hukuku alanında olduğu bulgusuna karşı yapılmış, diğer istinaf sebepleri ise 74/97 sayılı Yasanın davaya şamil olmayıp 21/2000 sayılı Yasanın şamil olduğu kararına k-arşı yapılmıştır. İstinaf, Yüksek Mahkemenin 3.11.2004 tarihli oturumunda ele alınmıştır. Bu oturumda Aleyhine İstinaf Edilen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunu temsil eden avukat istinaf dosyalandıktan sonra Yüksek Mahkemenin Yargıtay/Hukuk 39/2002 (D.7/2-003) sayılı kararının verildiğini, buna göre bu davanın alt Mahkemenin hükmünde belirttiği gibi Kamu Hukuku alanında olmayıp Özel Hukuk alanına girdiğini, dolayısıyla bununla ilgili istinaf sebeplerinin haklı olduğunu teslim etmiştir. Ancak alt Mahkemenin- kararında dediği gibi davaya 74/91 sayılı Yasa hükümlerinin değil de 21/2002 sayılı Yasa hükümlerinin şamil olduğunu, buna göre de Davacı 1'in ve karısı Davacı 2'nin dava konusu mevduatlarının ilgili tarihte Davacı 1'in bankanın Yönetim Kurulu Başkanı olm-ası hasebi ile sigorta kapsamında olmadığı doğrultusundaki alt Mahkeme kararının doğru olduğunu iddia edip istinafın reddedilmesini talep etmiştir.

Alt Mahkemenin kararı doğru mu? "Aciz" sözcüğü Prof. Dr. Kemal Fikret Arık tarafından (Bak: Sözlüklü-İç-tihadi Medeni Kanunun ve Borçlar Kanunu, İlaveli 2'nci baskı, 1964, sayfa 387) bir borçlunun muaccel borçlarını ödeyecek durumda olmaması halidir olarak ifade edilmekte ve bir kimse borcundan çok malı olmuş olmasına rağmen "aciz" içinde olabilir, demektedi-r. 28/1/2000 tarihli Ekonomi ve Maliye Bakanı tarafından dava konusu bankaya gönderilen yazıda da, bankanın likidite sorunu olduğu vurgulandıktan sonra, 31/1/2000 tarihinden geçerli olmak üzere Bankanın Yönetim Kurulunun tüm yetkileri ile bankayı imzaları- ile mükellefiyet altına sokmaya yetkili tüm personelin imza yetkilerinin, ikinci bir bildirime kadar kaldırıldığı ifade edilmektedir. Hiç şüphe yok ki, 'Yönetim Kurulunun imza yetkisi alındı' kavramı Yönetim Kurulu Başkanı yani Davacı 1'i de kapsar. Bu -durumda 31/1/2000 tarihi itibarı ile Davacı 1'in tüm yetkileri alınmış olduğuna göre, o tarihten sonra İdare Meclisi Başkanı diye kabul edilmemeliydi ve bu tarihte bankanın likidite sorunu yüzünden "acze" düşmüş olduğunu da göz önünde bulundurarak 74/91 sa-yılı yasa hükümleri bu davanın olgularına uygulanmalı idi. Alt Mahkeme bu doğrultuda hareket edeydi Davacılar davalarında muvaffak olacaklardı. Alt Mahkeme bunu böyle kabul etmemekle hata etmiştir ve bu hatayı da gidermek bu Mahkemenin görevidir.

Net-ice olarak:
1- Alt Mahkemenin, davanın özel hukuk alanına değil de, kamu hukuku alanına girdiği doğrultusundaki bulgusu ve bu hususta verdiği karar, Aleyhine İstinaf Edilenin avukatının teslim ettiği gibi ve Yargıtay Hukuk 39/2002 (D. 7/2003) ışığında hata-lı olduğuna karar verilmesi gerektiğine, ve
2-31/1/2000 tarihi itibarı ile Davacının ilgili Bankanın İdare
Meclisi Başkanı yetkilerinin bu tarihte alınmış olduğu kararına rağmen 21/3/2000 tarihli Emare 2 Bakanlar Kurulu Kararının aldığı tarihte, bu -sıffatı yitirdiği kararının hatalı olduğu ve her 2 kararın da değiştirilmesi (reverse) taraftarıyım. Bir başka deyişle, alt Mahkeme kararının değiştirilerek, Davacıların Kıbrıs Hür Bank Ltd'de bulunan 9,442.03 Amerikan Doları mevduatlarının Tasarruf Mevd-uatı Sigorta Fonu kapsamında olduğuna dair, Davacılara talep ettikleri kararın verilmesi taraftarıyım. İstinaf masrafları ile ilgili olarak herhangi bir emir verilmemesi de kanımca uygun olacaktır.

Mustafa H. Özkök: Sayın meslektaşlarım Metin A. Hakkı v-e
Şafak Öneri'nin kararlarını daha önce okuma fırsatım oldu.
Sayın Şafak Öneri'nin yazdığı karara katılırım.

-Şafak Öneri: -Davacı İstinaf Eden 1 / dava ile ilgili zamanlarda Kıbrıs Hür Bank Ltd'in yönetim kurulu başkanı idi. Davacı istinaf eden 2 / ise, Davalı / istinaf eden 1'in eşidir. Davalı 1 / aleyhine istinaf edilen ise 74/91 sayılı Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu Yasası- gereğince kurulan bir fondur. Fonun esas amacı ve işlevi gerçek kişiler tarafından bankalara yatırılan tasarruf mevduatlarını sigorta etmektir. 2 Temmuz 1991 tarihinde yürürlüğe giren 74/1991 sayılı yasanın 9. maddesi altında herhangi bir ayrım gözetilm-eksizin tüm mevduat sahibi gerçek kişilerin 2,000-Sterling kadar olan mevduatları fonun sigortası altına alındı. Bilahare, 43/1997 sayılı değişiklik yasası ile Fonun Sigortası altında olan mevduat miktarı 14/11/1997 tarihinden geçerli olmak üzere 7,000-St-erling'e çıkarıldı.

Davacılar 11/1/2000 tarihinde Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in, Lefkoşa Merkez Şubesinde müştereken 27,044.66 Amerikan Doları tutarında 432-01-320 nolu bir mevduat hesabı açtılar. Mezkûr hesap, açıldığı tarihte, 43/1997 sayılı yasa ile deği-ştirilen, 74/1991 sayılı yasa kapsamında sigortalı idi.

Kıbrıs Hür Bank Ltd., Davacıların dava konusu mevduat hesabını açtıkları tarihlerde ülkede patlak veren, bankalar krizine paralel olarak, ciddi likidite darlığı yaşamaya başladı. Likidite darlığını- aşamayan banka, 26/1/2000 tarihinde Maliye Bakanlığına başvurarak Devletin müdahalesini ve bankaya geçici bir süre için yönetici atamasını talep etti. Devlet, bankalar krizine çare bulmak için bazı yasal düzenlemeler yapmak suretiyle tedbir alma yoluna g-itti. Bu cümleden olmak üzere Bakanlar Kurulu "likidite sorunu olan bankaların faaliyetlerinin kısıtlanması ve mükellefiyetlerinin ertelenmesi hakkında yasa gücünde kararname"'yi 28/1/2000 tarihinde Resmi Gazetede yayınlayarak yürürlüğe koydu. Ayni tarih-te Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in yönetim kurulu yetkileri mezkûr kararname altında ikinci bir bildirime kadar geçici bir süre için kaldırılarak, bankaya yönetici atandı. Dolayısıyla, Davacı 1'in yönetim kurulu başkanı olarak yetkileri geçici bir süre için kaldı-rılmış oldu.

Alınan tedbirlere paralel olarak, Bakanlar Kurulu 15/2/2004 tarihinde "Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kararnamesi" adı altında yasa gücünde bir kararname yayınladı. Bu kararname ile 74/1991 sayılı yasa uyarınca, Merkez Bankasının bir orga-nı sayılan fon, kamu tüzel kişiliği kazanmaktadır. Bunun gibi kararname sigorta kapsamına, 74/1991 sayılı yasanın 9. maddesi hükümlerinden farklı olarak kısıtlama getirmekte ve "bir bankanın sermayesinin %10 ve daha fazlasına sahip ortakları ile yönetim k-urulu veya başkan ve üyelerine, genel müdür ve genel müdür yardımcılarına ve kredi açmaya yetkili memurlara, denetcilerine ve bunların ana, baba, eş ve çocuklarına ait bankadaki tasarruf mevduatı" sigorta kapsamı dışında bırakılmaktadır.

Kararnamenin y-ürürlüğe girmesini müteakip 10/3/2000 tarihinde 21/2000 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasası yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bu Yasanın 16. maddesi ile 74/1991 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasası ile 15/2/2000 tarihli Kararname yürürlükten -kaldırıldı. 21/2000 sayılı Yasanın 9(4) maddesi uyarınca diğer bazı kişiler yanında bir bankanın yönetim kurulu başkanı ve eşine ait o bankadaki tasarruf mevduatı, fonun sigorta kapsamı dışında bırakıldı.

21/3/2000 tarihinde Bakanlar Kurulu, aralarınd-a Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in de bulunduğu bazı bankaların yönetim ve denetimleri ile banka hisselerinin, Tasarruf Mevduat Sigorta Fonuna devir edilmesine karar verdi. Böylelikle, Davacı 1'in yönetim kurulu başkanlığı hukuken son bulmuş oldu. Davacı 1'in yön-etim kurulu başkanlığının bu tarihte son bulduğu taraflar arasında ihtilaf konusu olmayıp, bu hususta alt mahkemenin bulgusuna karşılık herhangi bir istinaf da yapılmamıştır. 9/10/2000 tarihinde ise, Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in bankacılık yapma izni Bakanlar -Kurulu tarafından kaldırıldı. 19/1/2001 tarihinde Kıbrıs Hür Bank Ltd. Fasıl 113 Şirketler Yasası 211(D) maddesi uyarınca, şirketin tek hissedarı kaldığı gerekcesi ile Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından iflasına karar verildi.

23/11/2001 tarihinde bir -kez daha mevzuatta değişiklik yapılarak 21/2000 sayılı yasa yürürlükten kaldırıldı ve yerine, 40/2001 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasası yürürlüğe kondu. Mezkûr yasanın 9(4) maddesi hükümleri ile de bir bankanın yönetim kurulu başkanı ve eşine a-it o bankada bulunan mevduat, sigorta fonunun kapsamı dışında bırakıldı.
Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in yönetim ve denetimi Davalı 1'e devredildikten sonra, Mayıs-Haziran 2000 tarihlerinde Davalı 1 tarafından, davacılara dava konusu muvduat hesabı için muhtelif -ödemeler yapıldı. Davanın açıldığı tarihte, davacıların Kıbrıs Hür Bank Ltd. nezdindeki tasarruf mevduat bakiyesi 9,492.03 Amerikan doları idi.

Davacılar 28/11/2001 tarihinde Lefkoşa Kaza Mahkemesinde davalılar aleyhine yukarıda ünvan ve sayısı göster-ilen davayı dosyalayarak Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in, 74/1991 sayılı yasa yürürlükte olduğu bir sırada ödeme aczine düştüğünü ileri sürdü ve dava konusu mevduatlarının 74/1991 sayılı yasa altında sigorta kapsamında olduğu hususunda bir Mahkeme Kararı talep ett-i.

Davalı 1 mezkûr davaya müdafaa takriri dosyalayarak davacıların talebini reddetmiştir. Müdafaa takririne göre; a- davalı 1 tüzel kişiliğe haiz bir kuruluş olup, yürütsel ve yönetsel işlemler yapmaktadır. Dava konusu işlem de özel hukuk alanında o-lmayıp, kamu hukuku alanındadır. Bu nedenle, Lefkoşa Kaza Mahkemesi bu davayı görmeye yetkili değildir, yetkili mahkeme Yüksek İdare Mahkemesidir. b- Davacı 1, Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in yönetim kurulu başkanı, davacı 2'de onun eşi olması nedeni ile mevzuat -gereğince fon kapsamı dışındadırlar. Yasal durum böyle olmasına rağmen, davacılara, davalı 1 tarafından hataen bazı ödemeler yapılmış olup, bu ödemelerin geri iadesi talep edilmiştir.

Davayı dinleyen Lefkoşa Kaza Mahkemesi, Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in 21/-3/2000 tarihinde acze düştüğünü, bu tarihte 21/2000 sayılı yasanın yürürlükte olduğunu, davacıların dava konusu mevduatlarının bu yasa kapsamında fonun sigortası altında olmadığını, davaya, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 40/2001 sayılı yasanın- uygulanması gerektiğini, mezkûr yasanın 9(4) maddesi uyarınca davacıların mevduatlarının sigorta kapsamında olmadığını bularak davayı reddetmiştir.

Alt mahkeme keza, Davalı 1'in iddiaları doğrultusunda bulgu yaparak, konunun kamu hukuku alanına girdiğ-i ve Lefkoşa Kaza Mahkemesinin davayı görmeye kazai yetkisi olmadığı gerekcesi ile de davayı reddetmiştir.

Huzurumuzdaki istinaf, alt mahkemenin bu kararından yapılmıştır. İstinaf ihbarnamesinde 6 istinaf sebebi ileri sürülmektedir. İstinaf sebepler-ini 2 ana başlık altında özetlemek mümkündür.
Alt mahkemenin Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in azce düştüğü tarih hakkındaki bulgusu hatalıdır. Banka, alt mahkemenin bulgu yaptığı 21/3/2000 tarihinde değil, bu tarihten önce ve herhalukarda 2000 yılının ilk aylarınd-a acze düşmüştür. Acze düştüğü tarihte yürürlükte olan mevzuat 74/1991 sayılı yasa olduğu cihetle, davaya bu yasa hükümleri uygulanmalıdır. Alt mahkeme davaya 74/1991 sayılı yasayı uygulamayıp davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 40/2001 sayılı yas-ayı uygulamakla hata etmiştir.
Alt mahkeme'nin, davanın kamu hukuku alanına girdiği bulgusuna vararak, davayı kazai yetki yönünden reddetmesi hatalıdır.

İstinafın yapılan duruşmasında, 1. istinaf sebebi ile ilgili olarak istinaf edenlerin ileri sürdüğü- iddialar şöyledir;

Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in 1999 yılı sonlarına doğru ve/veya 2000 yılının ilk aylarında herhalukarda 10/3/2000 tarihinden önce acze düştüğü talep takririnde iddia edilmektedir. Bu iddialar gerek müdafaa takririnde, gerekse davalı 1'-in avukatının Mahkemeye yaptığı beyanlarda kabul edilmektedir. Alt mahkeme bankanın acze düştüğü tarih ile ilgili bulgu yaparken, davalı 1'in kabul ve beyanlarını dikkate almalıydı. Acze düşme tarihi olarak, taraflarca müştereken kabul edilen tarih tesbi-t edilse idi Fasıl 1 Tefsir Yasasının 10(2)(c) maddesi gereğince davaya 74/1991 sayılı yasa hükümleri tatbik edilecekti.

Davacıların bu iddiaları, davanın sonucunu etkilemekte midir?

Yerleşmiş yargılama usulü ve şahadet hukuku prensiplerine gör-e taraflar layihalarında ileri sürdükleri iddialar ile bağlıdırlar. Layihalarda kabul edilen hususlar ile ilgili olarak, artık diğer tarafın iddiasını kanıtlaması gerekmez. Bunun gibi, mahkemenin diğer taraf tarafından açıkça kabul edilen ihtilafsız olgu-lar ışığında bulgu yapması esastır. Aksi takdirde iddiayı yapan tarafın, iddiasını kanıtlama hakkının elinden alınması gibi gayri adil sonuçlar ortaya çıkar.

İstinaf konusu meselede de, Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in 10/3/2000 tarihinden önce 74/1991 sayılı ya-sa hükümleri yürürlükte iken acze düştüğü hususunda layihalardaki iddialar ve mahkemedeki beyanlar ışığında bir ihtilaf yoktur. Yukarıdaki söylenenlerden anlaşılacağı gibi, alt mahkemenin, acze düşme tarihi olarak, ihtilaf konusu olmayan tarih hilafına, 1-0/3/2000 tarihini saptaması hatalıdır.

Hal böyleyken, alt mahkeme davayı 74/1991 sayılı yasa hükümleri yerine, 40/2001 sayılı yasa hükümlerini uygulamakla istinaf edenlerin iddia ettikleri gibi hatalı mı davranmıştır? Bu meselede cevap aranması gerek-en sorun 21/2000 ve bilahare 40/2001 sayılı yasaların yürürlüğe girmesinden önceki yasal durumun, Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in bu yasaların yürürlüğe girmesinden önce acze düşmesi dolayısıyle devam edip, etmeyeceğidir.

Fasıl 1 Tefsir Yasası madde- 10(2)(c)'nin Türkçe tercümesi şöyledir;

"10. (1)....................
(2) Bir Yasa başka herhangi bir Yasayı kaldırdığı hallerde aksine bir niyet görünmedikçe, kaldırma ile-
(a)...............
(b)...............
(c) bu biçimde kaldı-rılan herhangi bir Yasa uyarınca elde edilmiş tahakkuk etmiş veya girişilmiş herhangi bir hak, imtiyaz, zorunluluk veya yükümlülüğü etkilemez; veya
(d).................
(e)................."

Fasıl 1 Tefsir Yasasının mehazını İngiltere'de The Interpr-etation Act. 1889 teşkil etmektedir. Fasıl 1 madde 10(2)(c)'nin muadili The Interpretation Act. Madde 38(2)(c)'dir. Bu madde aynen şöyledir;

"38. (1) ....................
- (2) Where this Act or any Act passed after the commencement of this Act repeals any other enactment, then, unless the contrary intention appears, the repeal shall not-
-.............
.............
affect any right, privilege, obligation, or liability acquired, accrued, or incurred under any enactment so repealed; or
..............
.............."


Kural olarak davalar dosyalandıkları tarihteki mevzuata göre karara bağl-anır. Alıntısı yapılanlardan da anlaşılacağı gibi, yasada aksine bir niyet görülmediği sürece, eski yasa altında kazanılmış haklar yeni yasa ile etkilenmez. Bu gibi haklara eski yasa hükümleri uygulanmaya devam eder. 21/2000 ve onu kaldıran 40/2001 sayı-lı yasa yürürlüğe girdiği tarihte davacının 74/1991 sayılı eski yasa altında kazanılmış hakları var mıdır? Buna cevap vermek için öncelikle kazanılmış hak kavramının tanımının yapılması gerekir.

İngiltere'de Privy Council yukarıda iktibas edilen The I-nterpretation Act. 1889 madde 38(2)(c) ile ilgili olarak Abbot v. Minister of Lands (1895) A.C 425 davasında yaptığı yorumda, şunları söyledi;

"A saving of rights in these terms is concerned
not with the mere right"

Bu prensip Anayasa Mahkeme'mizin -birleştirilmiş 20-27/1981 sayılı davasında da aynen benimsenmiştir. Mezkûr davada Anayasa Mahkemesi kazanılmış haklarla ilgili olarak şunlara yer vermiştir;

"Kazanılmış hakkın ne olduğunun tarifinin yapılması
güçtür. Ancak kazanılmış hak kavramı-nın neyi ifade
ettiği ve neyi kastettiği daha önce Yüksek Mahkemenin
Anayasa Mahkemesi olarak verdiği kararlarda açıklıkla
belirtilmiştir. Bir hakkın kazanılmış olabilmesi
için bir yasanın böyle bir hakkı tanıması yeterli
değildi-r. Bu hakkı temin için hakkı elde etmek
isteyen kişinin bir işlem yapması gerekir. Daha
önceki kira kontrol yasası uyarınca tahliye alabilme-
leri için tanınan hakkı temin etmek için 20/81
sayılı havaledeki davacı dava açmakla bir i-şlem
yapmış bulunmaktadır. Bu gibi durumlarda olan
kişiler eski yasa altında davalarının sürdürülmesi
ve eski yasa hükümleri uyarınca karara bağlanma
hakkını kazanırlar."


Yukarıdakilerden anlaşılacağı gibi, yürürlükten kaldırılan b-ir yasanın hükümlerinden yararlanabilmek için sadece eski yasa altında tanınan bir hakkın varlığı yeterli değildir. Bu hakkın elde edilebilmesi için, yasanın yürürlükte olduğu süre içinde ileri bir işlem yapılması gerekir. Bu yapılmadığı takdirde kazanıl-mış bir haktan söz edilemez.

İstinaf konusu meselede 43/1997 sayılı yasa ile değiştirilen 74/1991 sayılı eski yasanın 9. maddesinin davacılara, Kıbrıs Hür Bank Ltd.'in ödeme aczi içine düşmesi halinde, mevduatlarının 7,000-Sterlinge kadar olan bölümünün -fon tarafından ödenmesi hakkını verdiği sabittir. Yukarıda belirtildiği gibi bu hakkın Fasıl 1 Tefsir Yasası madde 10(2)(c) altında kazanılmış hak teşkil edebilmesi için yasanın yürülükte olduğu süre zarfında ileri bir işlem yapılması gerekirdi. Mahkeme h-uzurunda bulunan dava ile ilgili olgularda, davacıların eski yasanın yürürlükte bulunduğu süre içerisinde bu hakkı elde etmek için herhangi bir işlemde bulundukları görülmemektedir. Bu olgular ışığında, davacıların eski yasa hükmünden yararlanmalarına ola-nak verecek kazanılmış bir hak elde ettikleri söylenemez.

Davacıların eski yasanın uygulanmasını gerektirecek kazanılmış hakları mevcut olmadığına göre, alt mahkeme, davanın açıldığı tarihteki yasayı davaya uygulamakla hatalı davranmamıştır.

Lefkoşa -Kaza Mahkemesinin kazai yetkisi ile ilgili ikinci istinaf sebebi ile ilgili olarak daha önce okuma fırsatı bulduğum sayın yargıç arkadaşım Metin A. Hakkı'nın kararında söylediklerine ve bulgusuna aynen katılırım.

Netice olarak, davacıların istinafının- reddedilmesi gerektiği görüşündeyim. Masraflarla ilgili herhangi bir emir vermemeyi uygun bulmaktayım.

Metin A. Hakkı: Sonuç olarak benim karşı oyum ve oyçokluğu ile istinaf reddolunur. Masraflar ile ilgili olarak oybirliği ile herhangi bir emir veri-lmez.




Metin A. Hakkı Mustafa H. Özkök Şafak Öneri
Yargıç Yargıç Yargıç


3 Aralık 2004


-


18



-


Full & Egal Universal Law Academy