Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 2010/61 - 69 Dava No 1/2014 Karar Tarihi 15.01.2014
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 2010/61 - 69 Dava No 1/2014 Karar Tarihi 15.01.2014
Numara: 2010/61 - 69
Dava No: 1/2014
Taraflar: Medsun Properties Ltd ve diğerleri ile Kıbrıs Vakıflar Bankası Ltd. arasında
Konu: Kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle dava açılması - İspat - Davanın ispatı -Talimat için istida dosyalanması - H.M.U.T. Emir 30 - Hükmü iptal etmenin yolları - Mahkemelerin yetkisi - Belge ibrazı - Pullanmamış veya eksik pullanmış belgenin ibraz sdilip edilemeyeceği tartışması - Dosyanın Alt Mahkemeye ibrazı.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 15.01.2014

-D. 1/2014 Birleştirilmiş
Yargıtay/Hukuk 61/2010-60-62-63-64
65-66-67-68-69/2010
(Lefkoşa Dava No: 172/2008-171-173 -
- 174-175-184-185-186-187-188/2008)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Şafak Öneri, Narin F. Şefik, Mehmet Türker.

Yargıtay/Hukuk 61/2010
(Lefkoşa Dava No: 172/2008)

İstinaf eden: 1- Medsun Properties L-td., Lefkoşa
2- Süleyman Özerman, Lefkoşa
3- Ahmet Özerman, Lefkoşa
4- Hüseyin Gökşan, Lefkoşa
(Davalılar)
ile -
Aleyhine istinaf edilen: Kıbrıs Vakıflar Bankası Ltd., Lefkoşa
- (Davacı)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden No. 1,2,3 namına: Avukat Dilem Derya
İstinaf eden No. 4 namına: Avukat Boysan Boyra
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Ergin Ulunay.


Yargı-tay/Hukuk 60/2010
(Lefkoşa Dava No: 171/2008)

İstinaf eden: 1- Medsun Properties Ltd., Lefkoşa
2- Süleyman Özerman, Lefkoşa
(Davalılar)
ile -
Aleyhine istinaf edilen: Kıb-rıs Vakıflar Bankası Ltd., Lefkoşa
(Davacı)


A r a s ı n d a.

İstinaf edenler namına: Avukat Dilem Derya
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Ergin Ulunay.

Yargıtay/Hukuk 62/2010
- (Lefkoşa Dava No: 173/2008)

İstinaf eden: 1- Medsun Properties Ltd., Lefkoşa
2- Süleyman Özerman, Lefkoşa
3- Ahmet Özerman, Lefkoşa
4- Hüseyin Gökşan, Lefkoşa
(Daval-ılar)

ile -

Aleyhine istinaf edilen: Kıbrıs Vakıflar Bankası Ltd., Lefkoşa
(Davacı)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden No. 1,2,3 namına: Avukat Dilem Derya
İstinaf eden No.4 namına: Avukat Boysa-n Boyra
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Ergin Ulunay.


Yargıtay/Hukuk 63/2010
(Lefkoşa Dava No: 174/2008)

İstinaf eden: 1- Medsun Properties Ltd., Lefkoşa
2- Süleyman Özerman, Lefkoşa
- 3- Ahmet Özerman, Lefkoşa
4- Hüseyin Gökşan, Lefkoşa
(Davalılar)
- ile -

Aleyhine istinaf edilen: Kıbrıs Vakıflar Bankası Ltd., Lefkoşa
- (Davacı)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden No. 1,2,3 namına: Avukat Dilem Derya
İstinaf eden No.4 namına: Avukat Boysan Boyra
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Ergin Ulunay.


Yargıtay/Hukuk 64/2010
- (Lefkoşa Dava No: 175/2008)

İstinaf eden: 1- Medsun Properties Ltd., Lefkoşa
2- Süleyman Özerman, Lefkoşa
3- Ahmet Özerman, Lefkoşa
4- Hüseyin Gökşan, Lefkoşa
- (Davalılar)
- ile -

Aleyhine istinaf edilen: Kıbrıs Vakıflar Bankası Ltd., Lefkoşa
(Davacı)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden No. 1,2,3 namına: Avukat Dil-em Derya
İstinaf eden No.4 namına: Avukat Boysan Boyra
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Ergin Ulunay.


Yargıtay/Hukuk 65/2010
(Lefkoşa Dava No: 184/2008)

İstinaf eden: 1- Medsun Properties Ltd., Lefkoşa
- 2- Süleyman Özerman, Lefkoşa
3- Ahmet Özerman, Lefkoşa
4- Hüseyin Gökşan, Lefkoşa
(Davalılar)
- ile -

Aleyhine istinaf edilen: Kıbrıs Vakıflar B-ankası Ltd., Lefkoşa
(Davacı)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden No. 1,2,3 namına: Avukat Dilem Derya
İstinaf eden No.4 namına: Avukat Boysan Boyra
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Ergin Ulun-ay.


Yargıtay/Hukuk 66/2010
(Lefkoşa Dava No: 185/2008)


İstinaf eden: 1- Medsun Properties Ltd., Lefkoşa
2- Süleyman Özerman, Lefkoşa
3- Ahmet Özerman, Lefkoşa
4- Hüseyin Gö-kşan, Lefkoşa
(Davalılar)
- ile -

Aleyhine istinaf edilen: Kıbrıs Vakıflar Bankası Ltd., Lefkoşa
(Davacı)

A r a s ı n d a.-


İstinaf eden No. 1,2,3 namına: Avukat Dilem Derya
İstinaf eden No.4 namına: Avukat Boysan Boyra
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Ergin Ulunay.


Yargıtay/Hukuk 67/2010
(Lefkoşa Dava No: 186/2008)


İsti-naf eden: 1- Medsun Properties Ltd., Lefkoşa
2- Süleyman Özerman, Lefkoşa
3- Ahmet Özerman, Lefkoşa
4- Hüseyin Gökşan, Lefkoşa
(Davalılar)
- il-e -

Aleyhine istinaf edilen: Kıbrıs Vakıflar Bankası Ltd., Lefkoşa
(Davacı)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden No. 1,2,3 namına: Avukat Dilem Derya
İstinaf eden No.4 namına: Avukat Boysan Boyra
Al-eyhine istinaf edilen namına: Avukat Ergin Ulunay.


Yargıtay/Hukuk 68/2010
(Lefkoşa Dava No. 187/2008)


İstinaf eden: 1- Medsun Properties Ltd., Lefkoşa
2- Süleyman Özerman, Lefkoşa
3-- Ahmet Özerman, Lefkoşa
4- Hüseyin Gökşan, Lefkoşa
(Davalılar)
- ile -

Aleyhine istinaf edilen: Kıbrıs Vakıflar Bankası Ltd., Lefkoşa
- (Davacı)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden No. 1,2,3 namına: Avukat Dilem Derya
İstinaf eden No.4 namına: Avukat Boysan Boyra
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Ergin Ulunay.



Yargıtay/Hukuk 69/2010
- (Lefkoşa Dava No: 188/2008)

İstinaf eden: 1- Medsun Properties Ltd., Lefkoşa
2- Süleyman Özerman, Lefkoşa
3- Ahmet Özerman, Lefkoşa
4- Hüseyin Gökşan, Lefkoşa
- (Davalılar)
- ile -

Aleyhine istinaf edilen: Kıbrıs Vakıflar Bankası Ltd., Lefkoşa
(Davacı)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden No. 1,2,3 namına: Avukat Dilem Derya
İst-inaf eden No.4 namına: Avukat Boysan Boyra
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Ergin Ulunay.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Hüseyin Besimoğlu'nun 172/2008 sayılı davada 29.4.2010 tarihinde verdiği karara karşı, Davalılar tarafından yapılan istinaftır.-


---------


H Ü K Ü M


Şafak Öneri: Bu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Narin F. Şefik okuyacaktır.

Narin F. Şefik: Huzurumuzdaki istinaf, Bidayet Mahkemesinin 29.4.2010 tarihinde, Davacı lehine ve Davalılar aleyhine verdiği 172/2008 No.lu -dava altında konsolide edilen 171/2008, 173/2008, 174/2008, 175/2008, 184/2008, 185/2008, 186/2008, 187/2008 ve 188/2008 sayılı davalardaki hükümlerden kaynaklanmaktadır.

Davacı, aynı Davalılar aleyhine ikame ettiği 10 ayrı dava ile Davacı Banka nezdinde- Davalı No.1'in esas borçlu, Davalı No.2, 3 ve 4'ün de, kefiller sıfatı ile imzaladıkları kredi sözleşmeleri ve/veya borç senetleri ve/veya kefalet senetleri ve/veya ipotek senetleri tahtında herhangi bir ödeme yapmadıklarını ileri sürerek, sözleşme veya -senetlere konu meblağların faizleri ile ödenmelerini ve ayrıca borçlara karşı ipotek verildiğini iddia ettiği Girne'de Alsancak'ta 7794, 7793, 3316, 3314, 3312 koçan No.lu malların satılarak, elde edilecek meblağ ile dava konusu borçların ödenmesini talep -etmiştir. Layihaların tamamlanmasından sonra, davalar konsolide edilerek birlikte ele alınmışlardır.

21.12.2009 tarihinde taraflar uzlaşarak, her dava için, Davacı tarafından duruşma maksatları bakımından ibraz edilecek belgeleri emare olarak kaydetmişl-erdir.


Emarelerin kaydından sonra, Davalıların Avukatları, emarelerin birer suretlerini talep ettikten sonra, bunların kontrolünü müteakip, kendilerinin hangi evrakları emare olarak ibraz edeceklerine karar vereceklerini ifade ederek, kısa bir süre veri-lmesini talep etmişlerdir.

Bidayet Mahkemesi, evrakların emare kaydını tamamladıktan sonra, dosyayı, 11.1.2010 daha sonra 29.1.2010, 19.2.2010 18.3.2010 ve en son olarak da 29.4.2010 tarihine ertelemiştir. Bu süreçte Davalılar, evrak dosyalamak için ve D-avacı Bankaya yapılandırma talebinde bulundukları ve görüşmeler sürdüğü nedeniyle tehir talep etmişlerdir. Tüm bu tehirler, duruşma öncesi, inceleme başlığı altında yapılmıştır.

29.4.2010 tarihinde, tüm tarafların Avukatları Bidayet Mahkemesi huzurunda -iken, Mahkeme, Mavi 51'de taraflara şu şekilde direktif vermiştir:

"Bu dava ile ilgili gerekli olan talimatlar yapılmış
ve bu dava konusu ile ilgili 95 adet evrak emare
olarak kayda geçirilmiştir. İlgili emareler,
dosyadaki tüm kayıtla-r tarafımdan tezekkür edilmiş
bulunmaktadır.
2008 Hukuk Muhakemeleri Usûlü Değişiklik Tüzüğü
gereğince taraflara söz hakkı vermeyi uygun buluyorum.
Ergin Bey, bu konuda söylemek istediğiniz var
mıdır?"


Bu direkti-f üzerine söz alan Davacı Avukatı, Davalı No. 1,2 ve 3'ün Müdafaa Takrirlerinin tamamıyle ret ve inkardan ibaret olduğunu, Davalı No.4'ün müdafaasının ise Davalı No.1 şirketin iç işlerini ilgilendirdiğini ve Davacı Bankayı ilgilendirmediğini, bu nedenle, D-avalıların savunmalarının bulunmadığını, dolayısıyla Davacının Talep Takrirlerinde talep ettikleri şekilde hüküm verilmesi gerektiğini iddia ederek, bu doğrultuda direktif verilmesini talep etmiştir (Mavi 52).

Davalı No.1, 2 ve 3 Avukatı, Davacı lehine h-üküm verme niyetinde olduklarını ancak bunun koşullarının henüz belli olmadığını ifade ederek, süre verilmesini talep etmiştir. Davalı No.4 Avukatı ise, ibraz edilen evrakların bu safhada emare olamayacağını, emare olmak üzere Mahkemeye verildiğini ve du-ruşma sonrasında tekrar tezekkür edileceğini; Davalı No.4'ün, Davacının davasına, bilhassa 172/2008 sayılı davaya müdafaasının bulunduğunu, Davalılardan Davalı No.1 ve 4 aleyhine duruşma yapılmadan hüküm verilemeyeceğini, Davalı No.1 ile ilgili hüküm veril-mesi halinde, Davalı No.4'ün itirazına konu yaptığı hususların anlamsız kalacağını; ipotek senetlerinde ve vekaletnamelerde imzaların sahte olduğunu Müdafaa Takrirlerinde iddia ettiklerini; Davalı No.1 aleyhine hüküm çıkması halinde, direkt olarak Davalı N-o.4'ün ipotekli mallarının satışına gidileceğini, bu nedenle, Davacının, Davalı No.1 ve 4 ile ilgili direktif talebinin reddedilmesini talep etmiştir.

Bidayet Mahkemesi, bu beyanlar neticesinde, Davalıların layihalarını iptal ederek, Davacıyı davasını is-pat etmeye davet etmiştir. Mahkemenin 29.4.2010 tarihli kararı aynen şöyledir:

"Yapılan beyanlar sonucunda dava ile ilgili tüm
layihaları gerektiği şekilde inceleme fırsatı
buldum. Yapmış olduğum inceleme neticesinde ve
özelllikle Davalı 1,2, ve 3'ün- Müdafaasını
incelediğimde, Davalı 1,2, ve 3'ün Müdafaasının
müdafaa yapmak için makul bir sebepler ortaya
koymadığı, genel bir inkardan ibaret olduğu ve
tutarlı bir olgusal beyanlar içermediği kanaatine
varmaktayım. Yine Davalı 4'ün Müdafaa ve Mukabil -
Talebini tezekkür ettiğimde ise, Davalı 4'ün
taleplerinin Davalı 1 şirketle ilgili olduğu
anlaşılmaktadır. Şirket ile ilgili hukuksal
argümanları söz konusudur. Bu argümanların da
bu davada Davacı bakımından herhangi bir şekilde
müdafaa ortaya koymad-ığı kanaatine varmış bulun-
maktayım. Yapılan izahatın makul olmadığı
görüşündeyim. Hukuksal ve olgusal yönden gerçekçi
bir başarı elde edemeyeceği görüşüne varmış
bulunmaktayım. Dolayısı ile, tüm bu gerçekleri
dikkate aldığım zam-an, 2008 Hukuk Muhakemeleri
Usûlü Değişiklik Tüzüğünün 1(B), 3,(2) a ve(3),
7(i), (ii) ve (iii) maddeleri gereğince Davalıların
Müdafaa ve Mukabil Taleplerinin iptal edilmesini
uygun bulur, bu doğrultuda bulgu yaparım. Bu
-bulgum ışığında tüm Müdafaa ve Mukabil Talepleri
iptal ederim.

Davanın Davacı tarafından ispat edilmesine
olanak tanımak için davaya 10 dakika ara veririm."


Saat 12.04'de ise, Davacı Avukatı tanık çağırarak davasını ispat etmiş -ve Bidayet Mahkemesi de, 10 davada da istinafa konu edilen ve Davacı lehine ve Davalılar aleyhine olan hükümler vermiştir.
10 dosyada ayrı ayrı istinaflar dosyalanmış, dinlenmek üzere tayinli oldukları tarihte de istinaflar, 61/2010 sayılı dosya altında -birleştirilip, birlikte dinlenmişlerdir.

İstinaf Eden, 9 istinaf sebebi ile istinaf etmekte olup, İstinafın dinlenmesi esnasında, istinaf sebeplerini 3 başlık altında toplamıştır.

Bu istinaf sebepleri şunlardır:
Bidayet Mahkemesi, 2008 Hukuk Muhakemele-ri Usulü (Değişiklik) Tüzüğü'nü yanlış uygulayarak, Davalı No.1, 2 ve 3'ün Müdafaa Takriri ile Davalı No.4'ün Müdafaa ve Mukabil Talep Takririni iptal etmekle hata yaptı. (1,4,5,7,8 ve 9)
Bidayet Mahkemesi, emare yapılmayan belgeleri emare kabul ederek, es-as ve pullanmış evraklar Mahkemeye ibraz edilmeden, Davacının davasını ispat etmesini kabul
etmekle hata yaptı. (2)
Bidayet Mahkemesi, Davacının davasını ispat ettiği süreçte, Davalı No.4 Avukatının, Davacının Tanığını istintak etmesine izin vermemekle -ve/veya Davalılara müdafaa hakkı tanımadan Davacı lehine hüküm vermekle hata yaptı. (3 ve 6.)

İstinafın dinlenmesine başlamadan önce, Aleyhine İstinaf Edilen, Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 1B nizam 5 altında, İstinaf Edenin istinaf dosy-alanmadan önce, Bidayet Mahkemesi tarafından verilen emrin iptali için Alt Mahkemeye müracaatta bulunması gerektiği halde müracaat etmediğini, bu durumda, İstinaf Edenin o çareyi tüketmeden istinafını mevsimsiz dosyaladığını ve istinafın iptal edilmesi ger-ektiğini ileri sürdü. Aleyhine İstinaf Edilen tarafından yapılan bu itirazın, istinaf ile birlikte istinafın sonunda değerlendirilmesine karar verildi.
1.İstinaf Sebebi:

Bidayet Mahkemesi, 2008 Hukuk Muhakemeleri Usulü (Değişiklik) Tüzüğü'nü yanlış u-ygulayarak Davalı No.1, 2 ve 3'ün Müdafaa Takriri ile Davalı No.4'ün Müdafaa ve Mukabil Talep Takririni iptal etmekle hata yaptı.

Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü'ne 2008 yılında yapılan tadilatta getirilen (case management) dava yönetiminin temel gayesi,- Emir 1A nizam 1'de belirtildiği gibi, bir davanın gecikme olmadan, hakkaniyete uygun olarak, masraflar çoğalmadan neticelendirilmesidir. Bunun yapılmasına olanak sağlamak üzere, Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü'nde mevcut olan yetkilere ek yetkiler getirilm-iştir. Yeni yetkilerden bir tanesi, Emir 1B nizam 3'de yer alan, bir layihanın iptal edilme yetkisidir. Emir 1(B) nizam 3 aynen şöyledir:

"3. Bir layihayı iptal etme yetkisi:
Bu nizamda ve 4. nizamda bir layihaya
yapılan gönderme, o layihanın bir kı-smına
yapılan göndermeyi de kapsar.

(2) Mahkeme:-
(a) Layihanın dava ikame etmek veya
müdafaa yapmak için makûl sebepler
ortaya koymadığı; veya
(b) Layihanın yargılama sürecini kötüye
kullandığı veya yargılamanın adi-l
bir biçimde çözümlenmesine engel
oluşturduğu; veya
(c) Bir nizama veya mahkeme emrine
uyulmadığı kanaatine varırsa,
layihayı iptal edebilir.


Mahkeme bir layihayı iptal ettikten sonra
- uygun addettiği başka herhangi bir emir
verebilir.

Mahkeme davacının layihasını iptal ederek
davacının davalıya masraf ödemesine emir
verdiği takdirde, davacı, bu masrafları
ödemeden önce, aynı davalı aleyhine iptal
edilmiş- layihadaki taleplere ilişkin aynı
veya hemen hemen aynı olgulardan neşet eden
hak talebi için başka bir yargısal işlem
başlattığı zaman, mahkeme, davalının
başvurusu üzerine, yargılamayı, ilk davadaki
masraflar ödenene değin -durdurabilir.
Nizam 3(2) mahkemenin bir layihayı iptal
etmeye ilişkin diğer herhangi bir yetkisine
kısıtlama getirmez.
Rahatsız edici, hakaretamiz ve açıkça
mesnetsiz olan bir layiha, nizam 3 (2)(b)
kapsamında değerlendirilebilir.
Bi-r müdafaa takriri:
(i) Hukuksal veya olgusal yönden gerçekçi
bir başarı olasılığı taşımadığında;
veya
(ii) Genel bir inkârdan ibaret olduğunda
veya tutarlı bir olgusal beyan
içermediğinde; veya
(iii) Ortaya konan olgul-ar, tutarlı ve doğru
olsa dahi hukuken davadaki talebe
müdafaa teşkil etmediğinde;
nizam 3 (2)(a) kapsamında değerlendiri-
lebilir."


Emir 1B nizam 3(2)(a), Müdafaa Takririnin, "müdafaa yapmak için makul s-ebep ortaya koymadığı" takdirde, mahkeme tarafından iptal edilmesine yetki vermektedir. Emir 1(B) nizam 3(7), açıkça, hangi koşullarda bir müdafaa takririnin nizam 3(2)(a) kapsamına gireceğini sıralar. Bidayet Mahkemesi, Davalı No.1, 2, ve 3'ün müdafaasını-n müdafaa yapmak için makul sebep ortaya koymadığını, genel bir inkardan ibaret olduğunu ve tutarlı olgusal beyanlar içermediğini kabul ederek, Davalı No.1, 2 ve 3'ün Müdafaa Takririni iptal etmiştir. Bidayet Mahkemesi, Davalı No.4'ün taleplerinin Davalı N-o.1 Şirketle ilgili olduğunu, şirket ile ilgili hukuksal argümanların söz konusu olduğunu, bu argümanların bu davada Davacı açısından herhangi bir şekilde müdafaa ortaya koymadığını, yapılan izahatın makul olmadığını, hukuksal ve olgusal yönden gerçekçi bi-r başarı elde edemeyeceğine kanaat getirdiğini ifade etmiştir.
Bu bulguları neticesinde, Bidayet Mahkemesi, Davalı No. 1, 2, ve 3'ün Müdafaa Takririni ve Davalı No.4'ün Müdafaa ve Mukabil Talebini iptal ederek, Davacıya davasını ispat etmek için 10 d-akika süre verdikten sonra, davanın ispat edilmesine fırsat vermiştir.

Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü'ne getirilen tadilat ile murat edilen yöntem bu mudur? Dava yönetimi ile davaların erken ve gereksiz masrafa neden olmadan, adil bir şekilde neticelenme-sini sağlamak esastır. Bu maksat için yargıçlara yeni yetkiler verilmiştir. Bir davanın seri bir şekilde neticelenmesi için ilk önce, eğer varsa, dava içerisindeki ihtilafsız hususların tespit edilmesi ve bunların tarafların beyanı ile birlikte kayıt altı-na alınması gerekir. Ondan sonra davadaki ihtilaflı hususların ne oldukları tespit edilmeli ve bu ihtilaflı konuların hangi sıra ile ele alınacağına karar verilmelidir. Davanın sonucunu etkileyecek ön itirazlar veya davayı sonuçlandıracak hususlar öncelik-le dinlenilmeli, bu hususlar ile ilgili karar verilmelidir. İptidai konuların neticelenmesini müteakip, dava devam edecekse, diğer hususlar sıra ile ele alınmalıdır. Bu sıralama ile ilgili, yani davanın duruşması ile ilgili bir takvim hazırlanmalı ve bu ta-kvime taraflar ve mahkeme riayet etmelidir.

Talimat istidası dosyalandıktan sonra, dava yönetimi toplantısı, davadaki ihtilaflı-ihtilafsız hususların belirlenmesi ve duruşma öncesi atılması gerekli adımların belirlenmesi içindir. Sulh yolu ile davan-ın çözümü de bu safhada ele alınır.

Dava öncesi inceleme olarak mahkeme tarafından belirlenen takvim içerisinde, davanın duruşmaya hazır olması için gerekli adımların atılmış veya atılmak üzere olduğunu kontrol etmek için tayin edilir.
Bu konuda Civil- Court Service 2006 sayfa 797'de şu sözler yer alır:

"Case management conference .. or pre-trial review
......The case management conference is intended to provide an opportunity to decide the direction the case is to take, after identifying the i-ssue and after investigating the possibility of early settlement, and to lay down the steps needed to progress in that direction. The pre-trial review is intended to ensure that all practical steps needed to make the case ready for trial have been taken or- will be taken within a timetable established by the court. It is also intended as an opportunity to lay down a timetable for the
trial itself."

-Bir dava dosyası ele alındığı zaman, bu sıralamanın uygulanması halinde, dava ile ilgili gereksiz masraf çıkmasının önüne geçilmiş olacaktır. Tüm bu prosedür takip edilir ve bu yetkiler kullanılırken, gayenin davanın adilane bir şekilde neticelenmesini sağ-lamak olduğu gözden kaçırılmamalı ve güdülen gaye sadece dosyanın bitmesi ve ortadan kalkması olmamalıdır. Dava yönetimi sadece tarafların ibraz edecekleri evrakların dosyaya ibrazını sağlamak veya bu evrakları duruşma öncesi tarafların mutabakatı ile emar-e yapmaktan ibaret değildir.

Emir 30 nizam 1 (a) altında dosyalanacak, talimat verilmesini talep eden bir ihbarlı istida neticesinde, mahkeme, dava dosyasında duruşmaya başlamadan önce dosyada adım atılması gerekli tüm hususlar ile ilgili direktif veri-r.

Case management (dava yönetiminin) gayesinin ne olduğu Ambrose v. Kaye (2002) EWCA Civ 91, (2002) 15 EG 134 CA'davasında Chadwick LJ tarafından şu şekilde izah edilmiştir:


"...Civil litigation is not a game of skill and
chance, and that parties a-re obliged to
identify at an early stage any points on which
they intend to rely, even if that means giving
the opposing party an opportunity to remedy a
technical shortcoming. Ambushing the other side
by keeping quiet about a technical error is no-t
acceptabele (Hertsmere Primary Care Trust v
Estate of Rabindra-Anandh [2005] EWHC 320 (Ch).
(2005) All ER (D) 397 (Apr). ChD. Lightman J)."


(Hukuk davaları bir beceri veya şans oyunu değildir. Taraflar erken bir zamanda üzerinde duracakları noktal-arı, karşı tarafa teknik hatalarını düzeltme şansı verse de, tespit etmelidirler. Teknik bir hata ile ilgili sessiz kalarak karşı tarafa tuzak kurulması kabul edilemez.)


Mahhkemenin davayı yönetme yetkileri ile ilgili olarak ise 2006 yılına ait Civil- Court Service sayfa 361'de, şu görüşe yer verilmiştir:

"Rule 1.4(1) is revolutionary. The court has not
just the power, but the duty to manage cases.
At a stroke, on 26 April 1999, the legal and
practical authority over the conduct of civil
liti-gation passed from litigants and their
lawyers to the Court. The Court of Appeal has
repeteadly emphasised that it will not interfere
with firm and positive case management decisions
by procedural judges. However it remains the
case that practit-ioners must accept some judges
to have a more proactive approach than others."

(Nizam 1.4(1) bir devrimdir. Mahkemenin dava yönetmek için sadece yetkisi olduğu değil, görevi olduğu kabul edilmelidir. 26 Nisan 1999 tarihinde, bir dokunuş ile hukuk davala-rının yönetimindeki hukuki ve uygulamadaki yetki taraf ve avukatlarından mahkemeye geçmiştir. İstinaf Mahkemesi müteaddit kez usul hakimlerinin kararlı ve olumlu dava yönetimi ile ilgili kararlarına müdahale etmeyeceklerini vurgulamıştır. Ancak avukatların- bazı yargıçların daha etkili bir yaklaşım içerisinde olacaklarını kabul etmeleri gerekir.)


2008'de yapılan tadilat ile, mahkemelere, taraflar arasındaki esas ihtilaf noktalarını seri bir şekilde tespit etme ve bu noktaları, belirleyecekleri takvim süre-cinde dinleyip neticelendirme görevi verilmiştir.

Talimat verilme safhasında, Emir 30 nizam 6 dışında bir talep ile ilgili veya taraflar arasında görüş ayrılığı bulunan ve dosyanın içeriğine ilişkin bir konuda talimat istenmesi halinde, mahkeme talep-te bulunan tarafa, talebinde ısrarlı olması halinde, belirleyeceği süre içerisinde bu talebi içeren çift taraflı bir istida dosyalamasına direktif vermelidir. Bu yapılmadan Bidayet Mahkemesi karar vermemelidir (Bak: Yargıtay/Hukuk 45/2009 (D. 8/2011)). Mah-keme resen karar vermeyi düşündüğü zaman ise, Emir 1B nizam 2'de belirtilen usule uymalıdır.

Huzurumuzdaki dosyada, Bidayet Mahkemesi resen emir vermemiştir, çünkü verdiği emir, Davacı Avukatının talebi üzerine verilmiştir. Ancak Bidayet Mahkemes-i, taraflar arasında ihtilaf bulunan ve davanın içeriğine dokunan bir konuda, yazılı bir müraaat yapılmaksızın karar vermiştir. Bidayet Mahkemesinin, Davacı Avukatına, talebinde ısrarlı olması halinde, belirleyeceği süre içerisinde, Emir 1B nizam 3 altınd-a bir istida dosyalaması için direktif vermeliydi. Bunu yapmayan Bidayet Mahkemesi hata yapmıştır.

Bir davanın adilane şekilde sonuçlanmasını sağlamak için, müdafaası olan tarafa söz hakkı verilmelidir. Müdafaası olan bir tarafa söz hakkı vermeden -davanın neticelendirilmesi halinde, davanın adilane bir şekilde çözüldüğünü kabul etmek mümkün değildir. Adilane bir çözüm olması için, söyleyecek geçerli bir sözü olan tarafa söz hakkı verilmesi esastır.

Müdafaası olan bir tarafa söz hakkı verilme-si gerekli olmakla birlikte, nizamatlara uygun bir müdafaası olmayan taraf için bu kural geçerli değildir. Layihası yetersiz olan bir tarafın layihasını iptal etme yetkisi, Emir 1B nizam 3 (2) ve (7)'de yer almaktadır. Bu nizam, İngiltere'de yürürlükte ol-an CPR madde 3.4(2)'nin muadilidir. 3.4(2) altında bir layihanın iptaline emir verilirken, dava yönetiminin esas gayesi göz önünde tutularak, Davalıya usule uygun bir müdafaa takriri dosyalaması için bir süre verilmesi öngörülür; ancak bu yapılmadığı takdi-rde, müdafaa takririnin iptal edilmesinin uygun olacağı kabul edilmektedir.

Müdafaa takririnin yetersiz olması halinde, davanın dinlenmesi esnasında, istenen şahadet sunulamayacak, şahadet sunulsa dahi, karar verilirken, değerlendirilmesi mümkün olma-yacaktır. Müdafaa takririnin düzeltilmesine fırsat verilmediği takdirde, duruşma yapılarak masraflar çoğalacak ve müdafaa takriri yetersizliğinden dava adilane bir şekilde sonuçlanmayacaktır. Müdafaa takririnin yetersizliği erken bir safhada farkedilir ve -düzeltilmesine fırsat tanınırsa, duruşmada verilen şahadet gerektiği şekilde değerlendirilip dava neticelendirilecektir. Dosyalanan müdafaa takririnin talebe hukuken müdafaa teşkil etmediği, tutarlı olgusal beyan içermediği ve sunulan müdafaanın hukuksal v-eya olgusal yönden gerçekçi bir başarı olasılığı taşımadığına karar verilmesi halinde, müdafaa takririnin düzeltilmesine fırsat tanındığı takdirde, düzeltme yapılmasa dahi, müdafaa takririnin iptal edilmesinden sonra, davanın ispatının kabul edilmesi duru-munda, davanın adilane bir şekilde neticelenmediği söylenemez. Verilen süre zarfında müdafaa takririni tadil etmeyen tarafın müdafaa takririnin iptal edilmesiyle davanın ispatının yapılması halinde, Davalıya müdafaa hakkı tanınmadığı söylenemez.
Emir- 1B nizam 3 altındaki yetki, Bidayet Mahkemesi tarafından nizam 2 altında resen veya talep eden tarafın bir istida ile başvurusu üzerine ele alınmalıdır.

Huzurumuzdaki istinafa konu davada, Davalılar tarafından dosyalanan layihalara bakıldığında, Bidayet- Mahkemesinin, Davalı No.1,2 ve 3'ün Müdafaa Takririnin Emir 1(B) nizam 3 (7) (ii) kapsamına girdiği doğrultusunda bulgu yaptığı görülür.

Davacı Banka, Talep Takririnde, Davalılar tarafından imzalanan kredi sözleşmesi/borç senedi/ipotek senedine atıfta b-ulunmakta, borç bakiyesini ifade etmekte, Davalı No. 1, 2 ve 3 ise Müdafaa Takririnde hiçbir olgu koymadan, Davacının iddialarının ispatını talep edip, iddiaları reddetmekle yetinmektedir.

Müdafaa takrirlerinde hangi hususların belirtilmesi gerektiğ-i, Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 21 nizam 4'de şu şekilde ifade edilir:

"İkinci Emrin 6. nizamının (l)(a) paragrafı kapsamına giren davalarda, inkâr yoluyla yapılan savunmada, davalının yükümlülüğüne neden olduğu iddia edilen ve uyuşmazlık konusu ol-an esasa ilişkin olguların inkâr edilmesi gerekir; örneğin, pazarlığı yapılıp satılan veya satılıp teslim edilen eşyalar hakkında açılan davalarla ilgili savunmada, sipariş veya sözleşmenin, eşyaların tesliminin veya talep edilen para miktarının inkâr edil-mesi gerekir. Elde bulundurulan ve başkasından alınan bir paraya ilişkin davalarda, paranın alındığını veya alınan paranın davacı için alınmış para olduğunu gösteren olguların varlığının inkâr edilmesi gerekir; ve mersum senetlere ilişkin davalarda, Fasıl -149 Sözleşmeler Yasası'nın X. KISMI uyarınca savunma olarak ileri sürülebilen nedenlerden bir veya birkaçının savunma tarafından ileri sürülmesi gerekir."


Davalı No.1, 2 ve 3'ün Müdafaa Takririnin, Emir 21 nizam 4 kapsamında olmadığı ve dolayısıyla -Bidayet Mahkemesinin, bu layihanın, müdafaa yapmak için makul sebep ortaya koymadığı, tutarlı olgusal beyanlar içermediği ve genel bir inkardan ibaret olduğu bulgusunda hatası yoktur. Ancak Bidayet Mahkemesi, bu konuyu, Emir 1B nizam 2 altında resen veya D-avacının istida ile müracaatı neticesinde incelemesi gerektiğine ek olarak, dava yönetiminin esas gayesini göz önünde tutarak, Davalı No.1, 2 ve 3'e, Müdafaa Takrirlerini düzeltmeleri için bir süre vermeli, bu süre neticesinde kabul edilir bir Müdafaa Takr-iri dosyalanmadığı takdirde, Davalı No.1, 2 ve 3'ün Müdafaa Takririnin Emir 1B nizam 3(2) altında iptal edileceğine karar vermeliydi. Bidayet Mahkemesi, Davacı Avukatının müracaatını, istida yolu ile, belirleyeceği süre zarfında yapmasına direktif vermemek- ve tarafların beyanları neticesinde, doğrudan doğruya Davalı No.1, 2 ve 3'ün Müdafaa Takririni iptal etmek ve Davalılara Müdafaa Takririni düzeltme fırsatı vermemekle hata yapmıştır.

Davalı No.4'ün Müdafaa Takriri ve Mukabil Talep Layihasına gelince ...- Layihada Davalı No.1 Şirkette yapılan olağanüstü genel kurul ile ilgili iddialar ileri sürülmekte ve Davalı No.2'nin direktörlüğünün geçersiz olduğu iddia edilmektedir. Dava konusu borç ile ilgili evraklarda, Davalı No.4'ün imzası olarak görülen imzaların-, Davalı No.4'e ait olmadığı ve imzasının taklit edilmiş olduğu ileri sürülmekte, ipotek takrirnamesindeki imzayı da, Davalı No.4'ün atmadığı iddia edilmektedir. Kullanılan vekaletnamelerin de sahte olduğu ileri sürülerek, mukabil talep altında ipotek sene-tlerinin iptali ve/veya geçersiz ve/veya batıl olduklarına dair beyan edici hüküm talep edilmektedir.

Bidayet Mahkemesinin sadece huzurundaki bu layihaya bakarak, Davalı No.4'ün Müdafaa Takriri ve Mukabil Talep layihasında ileri sürdüğü bu iddiaları ışığ-ında, Davalı No.4'ün Müdafaa Takririnde, Davacı bakımından herhangi bir şekilde müdafaa ortaya koymadığını kabul etmesi mümkün olamaz. Bidayet Mahkemesinin, Davalı No.4'ün, sunulan evraklarda kendisine atfedilen imzaların sahte olduğu veya esas borçlunun b-orçlanma işleminin kanunsuz olduğunu ileri sürdüğü bir layihada, sırf layihaya bakarak, yapılan izahatın makul olmadığı, veya müdafaanın hukuksal ve olgusal yönden gerçekçi bir başarı elde edemeyeceği görüşüne varması mümkün değildir. Sahtekarlık veya kanu-nsuzluk konularında bulgu yapabilmek için, dava dinlenmeden, Bidayet Mahkemesi görüş sahibi olamaz.

Her halükârda, Davalı No.4'ün mukabil talebi konusunda Bidayet Mahkemesinin, Davalının dava ikame etmek için makul sebep ortaya koyup koymadığını inc-elemesi gerekirken, Mahkeme bu konuda tamamen sessiz kalmıştır. Bidayet Mahkemesi, Davalı No.4'ün Müdafaa ve Mukabil Talep Layihasını, Davacı tarafından istida dosyalanmasına direktif vermeden ele almak ve sırf layihalara bakarak, Davalı No.4'ün taleplerin-i Emir 1(B) nizam 3(2)(a), 3(7) altında iptal etmekle hata yapmıştır.

Aleyhine İstinaf Edilenin istinafın dinlenmesinin başladığı safhada ifade ettiği itirazını değerlendirmek bakımından Aleyhine İstinaf Edilenin, İstinaf Edenin istinafını dosyalamadan ö-nce Emir 1B nizam 5 altında Bidayet Mahkemesine müracaat etmesi gerektiği, bu yapılmadan istinaf dosyalanamayacağı iddiasının da bu safhada incelenmesi gerekir.

Bidayet Mahkemesi, Emir 1B nizam 3(2) altında, bir layihayı iptal edebilir. Bidayet Mahkemes-inin ilgili layihanın düzeltilmesine veya müphem hususların aydınlatılmasına emir verebileceği gibi, yeni bir müdafaa takriri hazırlanması direktifi de verebilir. Bidayet Mahkemesi, vereceği direktifin yerine getirilmesi için bir süre vermeli ve tarafları-n bu süreye uymaması halinde, layihanın iptal edileceğine emir vermelidir.

Layihanın iptal edilmesinden sonra, Emir 1B nizam 4 altında hüküm verilebilir. Emir 1B nizam 5 ise, layihanın iptalinden sonra verilen hükmü iptal etme yöntemini belirlemektedir. -Şöyle ki:

"5. Layihanın iptalinden sonra verilen hükmü iptal
etme:

) Nizam 3 veya nizam 4 altında aleyhine hüküm
verilen taraf, hükmün iptali için mahkemeye
istida dosyalabilir.
(2) Nizam 5 (1) altında dosyalanacak istid-a,
aleyhine hüküm verilen tarafın, hükmün
bilgisine geldiği tarihten itibaren (14)
gün zarfında dosyalanır.
(3) Mahkeme, hükmün verildiği tarihte hüküm
elde etme hakkı doğmamışsa, -hükmü iptal eder.
(4) Hükmün iptali başka bir nedenle talep
edilmekteyse nizam 7'deki yaptırımların
kaldırılması kuralları uygulanmalıdır."

İstinaf Eden, bu doğrultuda istida dosyaladığını ve istidanın redd-edildiğini söylemiştir. İstinafa konu 172/2008 sayılı dosya haricindeki konsolide edilen diğer dosyaları içeren ve tek başlık altında toplanan bir istidanın Emir 1B nizam 5 altında 13.5.2010 tarihinde İstinaf Eden tarafından dosyalandığı, ancak İstinaf Ede-nin, Aleyhine İstinaf Edilen Avukatının da hazır olduğu bir celsede, istidasını, istinafta elde edeceği neticeyi Emir 1B nizam 5 altında elde edemeyeceğini belirtmesinden sonra geri çektiği görülür. Aleyhine İstinaf Edilenin, bu istidanın geri çekilmesine -itirazı olmamış ve Bidayet Mahkemesi de Emir 1B nizam 5 altında yapılan istidayı ret ve iptal etmiştir. Dolayısıyla, İstinaf Edenin, Emir 1B nizam 5 altında bir müracaat yapmadığı kabul edilmelidir.

Emir 1B nizam 3 ve 4'ün uygulanması neticesinde verile-n bir hüküm için, Bidayet Mahkemesine 14 gün içerisinde müracaat edilmesi şarttır. Ancak huzurumuzdaki dosyaya bakıldığı zaman, Bidayet Mahkemesinin, yazılı müracaat olmadan Davacının Emir 1B nizam 3 altındaki sözlü müracaatını değerlendirmekle hata yaptı-ğı, Emir 1B nizam 3(2) altındaki yetkisini hatalı kullandığı ve esasen Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü'nün kendisine verdiği dava yönetimi yetkilerini eksik ve/veya hatalı uyguladığı, yani kısaca Emir 1B nizam 3 ve 4'ü uygulamadığı görülmektedir. Bu koşull-arda, Bidayet Mahkemesinin 29.4.2010 tarihinde uyguladığı yöntemin bir bütün olarak yanlış olduğunu kabul eder ve Bidayet Mahkemesinin 29.4.2010 tarihli kararını tümü ile ret ve iptal ederiz. İstinaf Eden 1. İstinaf başlığı altında 1 ve 9. sebeplerinde baş-arılı olmuştur.

2.İstinaf Sebebi:

Bidayet Mahkemesi, emare yapılmayan belgeleri emare kabul ederek, esas ve pullanmış evraklar Mahkemeye ibraz edilmeden, Davacının davasını ispat etmesini kabul
etmekle hata yaptı.

21.12.2009 tarihinde, tarafla-r Bidayet Mahkemesi huzurunda iken, Davacı, davayı daraltmak için mahkemeye dosyalamış bulunduğu belgelerin emare yapılmasını istemiş, Davalıları temsil eden Avukatların, itirazları olmadığını beyan etmeleri üzerine, Mahkeme 10 davada toplam 95 belgeyi ema-re yapmış ve davayı duruşma öncesi incelemeye devam etmek üzere, 11.1.2010 tarihine ertelemiştir.

Emir 30 Emir 1(a) altında dosyalanan talimat için istida neticesinde, mahkemelerin yetkileri Emir 30 nizam 2, 6, 7 ve 8'de yer alır. Emir 30, nizam 6(c)'de -yer alan, belgelerin keşfi ve teatisi, Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 28'de yer alan kuralların uygulanmasını içerir. Emir 30 nizam 6(c), keşfi yapılan belgelerin emare yapılmasını içermez.

Emir 30 nizam 6(c) altında esas olan, belgelerin keşif ve -teatisidir. Belgelerin birer suretlerinin mahkeme dosyasına girmesi bunun bir neticesidir. Dosyaya giren belgeler emare değildir. Evrakların duruşma esnasında ibraz edilerek emare yapılması gerekir, meğer ki taraflar mutabakat ile evrakları daha önce emare- yapsınlar. Her halükârda mahkeme, gerek duruşma esnasında gerekse duruşmaya başlamadan, herhangi bir evrağı emare yaparken, Pul Yasası'na göre evrakların pullanmış olmasına dikkat etmelidir. Pul Yasası'na uygun bir şekilde pullanmamış bir evrağın emare k-abul edilmesi mümkün değildir (Yargıtay/Hukuk 50/97 (D.9/98)).

Emare yapılan evrakların fotokopi olarak ibraz edilmesinde, taraflar mutabık kaldıktan ve orijinalleri pullanmış olduktan sonra herhangi bir hata söz konusu değildir. Duruşmaya başlamadan ö-nce, tarafların dosyaya ibraz ettikleri evrakların emare yapılması, tarafların mutabakatı ile olabilir. Tarafların duruşmada ibraz edilecek evrakları önceden bilmeleri ve duruşmanın daha seri bir şekilde devam etmesi için, belgelerin önceden keşif ve teat-isi yapılmaktadır. Her halükârda emare yapılan bir belgenin sadece şahadet olduğunu ve bunun muhteviyatının, mahkeme tarafından, huzurundaki diğer şahadet gibi, değerlendirilmesi gerektiğini birçok kararda vurguladığımız gibi, burada da hatırlatmakta fayda- görürüz.

Huzurumuzdaki istinafa konu dosyada Mavi 55'den-61'e kadar sıralanmış olarak görülen Bidayet Mahkemesinin duruşma notlarından, Davacı Tanığının, Emare 1, 2, 5, 3,4 (172/08); 13, 14, 15, 10, 11 (171/08); 20, 21, 24, 22, 23 (173/08); 30, 31, -34, 32, 33 (174/08); 39, 40, 45, 42, 43 (175/08); 49, 50, 53, 54, 51, 52 (184/08); 58, 59, 63, 60, 61 (185/08); 68, 69, 73, 70, 71 (186/08); 78, 79, 83, 80, 81 (187/08); 87, 88, 91, 89, 90 (188/08)'a atıfta bulunularak şahadet verdiği görülür. Emarelere ba-kıldığı zaman, emarelerin orijinal evrak değil, fotokopi oldukları, ancak orijinallerin üzerinde pul olduğu görülür. Mevcut pulların yeterli olmadığı iddiası yapılmadığından, pul miktarının yeterli olduğu kabul edilir. Bu durumda, huzurumuzdaki istinafa -konu dava dosyasında tarafların orijinalleri pullanmış evrakların fotokopilerini mutabakat halinde emare yaptıkları görülmektedir.

Taraflar mutabık kaldıktan sonra, Mahkemenin orijinali pullanmış fotokopi belgeleri emare kaydetmekle hata yaptığı kabu-l edilemez. İstinaf edenin 2. İstinaf Sebebi ret ve iptal edilir.

3.İstinaf Sebebi
Bidayet Mahkemesi, Davacının davasını ispat ettiği süreçte, Davalı No.4 Avukatının, Davacının Tanığını istintak etmesine izin vermemekle ve/veya Davalılara müdafaa hakkı t-anımadan Davacı lehine hüküm vermekle hata yaptı.

Layihası iptal edilen bir tarafın, artık davanın ispatı
esnasında söz hakkı olup olmadığı, Emir 1B nizam 4'e göre belirlenir. Emir 1B nizam 4(2) dışındaki hallerde, Emir 1B nizam 4(5) altında hüküm alınma-sı için ihbarlı bir istida dosyalanmalıdır. Böyle bir durumda karşı tarafa söz hakkı verilmiş olur. Emir 1B nizam 4(2) kapsamına giren konularda ise, hüküm ex parte bir istida ile elde edilebilir. Bu nizam altında alınacak bir hüküm esnasında davalının s-öz hakkı yoktur.

Huzurumuzdaki istinafa konu dava dosyalarında, Bidayet Mahkemesinin verdiği hükümler iptal edildiği cihetle, İstinaf Edenin 3. başlık altındaki istinafının incelenmesine gerek kalmamıştır.

Sonuç itibarıyla, İstinaf Eden tarafınd-an dosyalanan Yargıtay/Hukuk 60/2010, Yargıtay/Hukuk 61/2010, Yargıtay/Hukuk 62/2010, Yargıtay/Hukuk 63/2010, Yargıtay/Hukuk 64/2010 Yargıtay/Hukuk 65/2010, Yargıtay/Hukuk 66/2010, Yargıtay/Hukuk 67/2010, Yargıtay/Hukuk 68/2010 ve Yargıtay/Hukuk 69/2010 No-.lu, Yargıtay/Hukuk 61/2010 altında konsolide edilen istinaflarda İstinaf Eden 1 ve 9. istinaf sebeplerinde muvaffak olmuştur. Bidayet Mahkemesinin 29.4.2010 tarihli kararı ret ve iptal edilir.

İstinaf masrafları İstinaf Eden lehine verilir. Masraflar
-sadece Yargıtay/Hukuk 61/2010 için hesaplanacaktır. Birleş-tirilerek dinlenen diğer istinaflar için pul parası ve/veya harç masrafları İstinaf Edenler lehine verilir.

Dosya kaldığı yerden devam etmek üzere alt Mahkemeye iade edilir.





Şafak Öneri - Narin F. Şefik Mehmet Türker
Yargıç Yargıç Yargıç


15 Ocak 2014




















25






Full & Egal Universal Law Academy