Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 190/2017 Dava No 9/2021 Karar Tarihi 02.04.2021
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 190/2017 Dava No 9/2021 Karar Tarihi 02.04.2021
Numara: 190/2017
Dava No: 9/2021
Taraflar: Paul Gerard Murphy ile Kanime Uykur ve diğerleri arasında
Konu: Sözleşmenin ifasının imkansızlığı (frustration) prensibi - ifanın sözleşmenin başlangıcından itibaren imkansız olması durumu - ifanın imkansız olması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olması - geçersiz bir sözleşmenin feshedilmesine gerek olmadığı - geçersiz bir sözleşmede tarafların aldıklarını karşılıklı olarak iade etmeleri gerektiği
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 02.04.2021

-D. 9/2021 Yargıtay/Hukuk No: 190/2017
(Gazimağusa Dava No: 799/2012)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Ahmet Kalkan, Bertan Özerdağ, Peri Hakkı

İstinaf eden: Paul Gerard Murphy, 38 Endfield Road, Old S-wan, Liverpool 13, England
(Davacı)
ile

Aleyhine istinaf edilen: No.1- Kanime Uykur, Tatlısu, Gazimağusa
No.2- Özbek Uykur, Müteveffa Selim Uykur Terekesi Tereke İdare Memuru sıfatıyla, Önem Köşk K-ozak Sokak 14/4 Levent Apartmanı, Ortaköy, Lefkoşa
No.3- Nurcan Uykur, Müteveffa Selim Uykur Terekesi Tereke İdare Memuru sıfatıyla, Atakan Plaza, No. 44, Küçük Kaymaklı, Lefkoşa
(Davalılar)

- A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: AvukatSelçuk Gürkan ve Avukat Ayşe Gürkan Yücel adına Avukat Deniz Avkıran
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Hasan Yücelen

Gazimağusa Kaza Mahkemesi Başkanı Bahar Saner'in, 799/2012 sayılı davada, 17.10-.2017 tarihinde verdiği karara karşı, Davacı tarafından yapılan istinaftır.

------------

K A R A R

Ahmet Kalkan: Bu istinafta, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Bertan Özerdağ okuyacaktır.

Bertan Özerdağ: Bu istinafta, İstinaf Eden/Davacı kararda -bundan böyle sadece Davacı ve Aleyhine İstinaf Edilen/Davalılar ise, sadece Davalılar olarak anılacaktır.

OLGULAR

Mesele ile ilgili olguları aşağıdaki şekilde özetledik;

Davacı ingiliz vatandaşı bir kişidir. Davalı No.1 dava konusu Mağusa Tatlısu'da -kain taşınmazın yarı hissesinin kayıtlı mal sahibi, Davalı No.2 ve No.3 ise mezkûr taşınmazın diğer yarı hissesinin sahibi Mütevveffa Selim Uykur Terekesinin tereke idare memurlarıdır.

Davalı No.1 ve Mütevveffa Selim Uykur yarı yarıya hisse sahibi olduk-ları taşınmazın satışı konusunda Ersan Kaşif ile aralarında 3.5.2007 tarihinde yazılı bir satış sözleşmesi akdettiler. Bu satış sözleşmesi uyarınca, Ersan Kaşif arazi üzerinde inşa edilecek binanın % 20'sine denk gelen kısmını Davalı No.1 ve Mütevveffa Sel-im Uykur'a devredecekti. Yine mezkûr sözleşme uyarınca Davalı No.1 ve Mütevveffa Selim Uykur, arazi üzerine inşa edilecek ve kendilerine kat karşılığı verilecek dairelerden Ersan Kaşif tarafından seçilecek 2 daireyi 100,000 Sterling karşılığında Ersan Kaşi-f'e devretmeyi kabul ettiler. Buna mukabil, Ersan Kaşif Davalılara 100.000 Stg. ödemede bulundu.

Ersan Kaşif sözleşmedeki tüm haklarını takriben 4.5.2007 tarihli temlik sözleşmesi ile 50,000 Stg mukabilinde Davacıya devretti.

Taraflar arasındaki sözleşm-enin 6. Maddesi uyarınca, sözleşmenin ifasının, sözleşme konusu taşınmazlar üzerine 6.850 metre kare kapalı alana sahip inşaat yapılması ve/veya imar için Devletin ilgili mercilerinden ve/veya Kaymakamlıktan ve/veya Karayolları Dairesi ve/veya Şehir Planla-ma Dairesinden gerekli izinlerin tedarik edilebilmesi şartına bağlı idi. İşbu izinlerin tedarik edilmemesi halinde, bu durum mücbir sebep teşkil edecek ve sözleşme Davacı tarafından verilecek ihbar ile geçersiz addolunabilecekti.

Böyle bir durumda Davacı-nın Davalılara yapmış olduğu ödeme iade edilecek ve iade esnasında taşınmazın dönümü 20,00O Sterlinden, hesaplanarak yapılan ödeme miktarına tuta taşınmaz Davacı adına devrolunacaktı.

Sözleşme konusu 6.850 metre kare kapalı alana konut inşası için yetkil-i mercilerden izin tedarik edilemediği ve/veya mevcut yolla ve/veya yol bağlantısıyla bu kapsamda bir inşaata izin verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile Davacının Davalıların Avukatına göndermiş olduğu 3.6.2009 tarihli bir ihbar ile sözleşmenin geçers-iz addolunduğu ihbar edildi. Davacı işbu ihbara rağmen Davalıların yapılan ödemeyi geri vermekten imtina ettiklerini ve/ veya sözleşmenin 6. Maddesi tahtında ödemeye tuta taşınmazın kendisi adına devrini kabul etmediklerini ve bu şekilde sözleşmeyi ihlal e-ttiklerini iddia ederek, Davalılardan müştereken ve münferiden talepte bulundu.

Davaya Davalılar tarafından Müdafaa ve Mukabil Talep Takriri dosyalandı. Müdafaa ve Mukabil Talep Takririnde Davalılar tarafından ön itiraz olarak; Davacının, sözleşmeyi, usu-lüne uygun olarak feshetmediği ve/veya ortada Davalılara gönderilmiş bir fesih ihbarı olmadığı cihetle, dava ikame etme hakkı olmadığı ileri sürüldü. Müdafaada davanın, Davacının Ersan Kaşife yaptığı ödemeyi Davalılardan, talep edemeyeceği iddia edildi. Da-valılar Mukabil dava yolu ile; Sözleşmenin 16. Maddesi uyarınca yapılacak konutların bedeli olan uzlaşılmış 900,000 Sterling meblağın zarar - ziyan olarak taraflarına ödenmesi gerektiğini ileri sürdü keza Davacıdan; 60,000 Stg; ve Kasım 2012 tarihinden dav-a sonuna kadar her geçen ay için 2.000 Stg. talep etti.

Davacı Müdafaaya Cevap ve Mukabil Davaya Müdafaa Takriri dosyaladı.

Layiha teatisi tamamlandıktan sonra tarafların uzlaşı sağlayamaması üzerine duruşmaya geçildi. Alt Mahkeme kararında aşağıdaki h-ususları ihtilafsız olgu olarak belirledi:

Davacının Birleşik Krallık vatandaşı olup, işbu davaya esas teşkil eden zamanlarda, davanın unvanında yer alan adreste ikamet ettiği;

Davalı No.l'in Mağusa Tatlısu'da Koçan No. 1250, 1249, 1405, 34922, 1406, 1-407, 347711, 34916, 34919, 1251, Pafta/Harita VI/46 Parsel No. 48, 47, 170, 179/2, 171, 172, 182/2, 51/2, 169/1, 49 ve Koçan No. 1252, 34918, 34914, 1418, Pafta/Harita No: VI/46,. Parsel No. 50, 168/2 162/2, 180'de kain taşınmazların yarım hissesinin kayı-tlı mal sahibi olduğu; diğer yarım hissenin ise Selim Uykur adına kayıtlı olup Selim Uykur vefat ettiğinden işbu hisselerin Müteveffa Selim Uykur Terekesine ait olduğu;

Davalı No.2 ve No.3'ün Müteveffa Selim Uykur Terekesinin Tereke İdare Memuru oldukları-;

Takriben 3.5.2007 tarihinde Ersan Kaşif ile Davalı No.l ve Müteveffa Selim Uykur arasında akdedilen satış sözleşmesi tahtında yukarıda 2. Paragrafta tafsilatı verilmiş olan taşınmazların yine bu sözleşme tahtında belirlenmiş olan hisselerinin inşaat ka-rşılığında satışı hususunda anlaşma yapıldığı; Mezkûr sözleşme uyarınca, Davalı No.l ve Selim Uykur (Satıcılar) Ersan Kaşif (Alıcı) tarafından seçilecek olan 2 daireyi 100,000 Sterling karşılığında Ersan Kaşif'e devretmeyi ve/ veya iki daireden Ersan Kaşif- lehine feragat etmeyi kabul ettikleri.

Alt Mahkeme yaptığı duruşma neticesinde, Davacının dinletmiş olduğu tanığın yetkili vekil olduğunu ispat edemediğine ve verdiği şahadetin geçersiz olduğuna, Davacının ifa imkânsızlığı bulunduğunu ispat edemediğine v-e sözleşmenin feshedildiğini ispat edemediğine bulgu yapıp davayı reddetmekle birlikte, eğer dava ispat edilebilmiş olsa idi Davacının 100.000 Stg. tazminat almaya hakkı olacağına bulgu yaptı. Alt Mahkeme sözleşmenin feshedildiği ispat edilemediğinden Dava-lının tazminata dayalı mukabil davasını da reddetti.

İSTİNAF SEBEPLERİ

Davacı tarafından dosyalanan istinaf ihbarnamesinde 12 istinaf gerekçesi yer almakla birlikte bu istinaf gerekçelerini aşağıdaki 6 başlık altında toplamak mümkündür;

Muhterem Alt M-ahkeme, Davacı tanığı Behiye Özkayım'ın Davacının yetkili vekili olmadığına bulgu yapmakla hata etti.

Muhterem Alt Mahkeme, Davacı tarafından sözleşmenin feshedilmediğine bulgu yapmakla hata etti.

Muhterem Alt Mahkeme, ifa imkânsızlığının ispat edileme-diğine bulgu yapmakla hata etti.

Muhterem Alt Mahkeme, sözleşmenin 6.maddesini hatalı yorumlayarak meseledeki olgularla ilgili hatalı bulgulara varmakla ve sözleşmenin 6.maddesine istinaden inşaat yapılamayacağı ve ifanın imkânsızlığı nedeniyle geçersiz -kılınan bir sözleşme olduğuna bulgu yapmamakla hata etti.

Muhterem Alt Mahkeme sözleşmenin, ifası imkânsızlaş-tığından geçersiz sözleşme addedilemeyeceğine bulgu yaparak sözleşmenin geçerli ve bağlayıcı olduğuna bulgu yapmakla hata etti.

Muhterem Alt- Mahkeme, Davacının davasını ispat ettiğin- den, 100.000 Stg. tazminata hükmetmemekle hata etti.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

Davacı Avukatı istinaf duruşmasındaki hitabında aşağıdaki argümanları ileri sürdü;

Davacı tanığı Behiye Özkayım'ın Davac-ının yetkili vekili olmadığı bulgusu hatalıdır. Davalı dahi bu hususun aksini iddia etmiş veya itiraz etmiş değildir. Davacı vekil olduğuna dair belgeyi itirazsız sunmuştur. Davacının pasaport numaraları konusundaki farklılığı Alt Mahkemeye izah etmesine -rağmen buna istinaden yapılan bulgu hatalıdır.

Alt Mahkemenin mücbir sebebin sözleşmeye eklenemeyeceği bulgusu hatalıdır. Taraflar kendi iradeleri ile bu şartları ve bunların ihlali halinde neler olacağını sözleşmeye eklemiş olup bu hususlar sözleşmenin- esaslı unsurudur.

Alt Mahkeme, tarafların mücbir sebep hususundan, bunu sözleşmeye eklerken haberdar oldukları veya bilgileri olduğu yönündeki bulgusuna resen inceleme sonucu varmış olup bu konudaki bulgusu hatalıdır. Ayrıca Alt Mahkeme, sözleşmenin -6.maddesinin sözleşmenin esaslı unsuru olduğunu dikkate almamakla ve bu konuda herhangi bir iddia olmamasına rağmen tarafların iradeleri ile ilgili resen bulgu yapmakla hata yaptı.

Davacının Alt Mahkemede dinlettiği Tanık No.4 mimar, Tanık No.5 ise Şehi-r Planlama Dairesinde görevli bir kişidir. Her iki tanık da şahadetinde, sözleşme konusu inşaatın ilgili bölgeye yapılamayacağını ifade etmişlerdir. Bu şahadet, sözleşmenin ifa edilemeyeceğini ortaya koymuştur. İlgili bölgeye toplu konut izinleri verilmedi-ği ve bu projenin gerçekleşme ihtimalinin bulunmadığı, bunun aksine hiçbir şahadet sunulmadığı şahadette mevcuttur.

Alt Mahkemenin, ifanın imkânsızlığından faydalanılabilmesi için imkânsızlığa neden olan etkinin sözleşmeden sonra gerçekleşmesi gerektiği- hususunu belirtmesine rağmen bunun sözleşme akdolunurken tarafların bilgisinde olup olmadığını incelememesi hatalı olup tarafların bunu sözleşme yapılmadan önce veya sözleşme esnasında bilip bilmediği hususunda bulgu yapılması mümkün değildi. Zaten Davalı-ların bu yönde bir müdafaaları veya iddiaları da olmamıştır.

Alt Mahkemenin sözleşme geçersiz kılınmadığından canlı olduğuna dair yaptığı bulgu da hatalıdır. Davacı Davalıların yazışma adresi olan Avukat Ali Ertuğrul'un yazıhanesine fesih ihbarını tebli-ğ ederek geçerli bir fesih yapmıştır. Avukat Ali Ertuğrul da Davalılar adına Davacıya ihbar göndermiştir. Bu durum fesih ihbarının avukata yapılması gerektiğini göstermektedir. Kaldı ki Avukat Ali Ertuğrul mahkemede tanık olarak dinletilmemiştir.

Dolayı-sıyla, sözleşme usulune uygun olarak feshedilmiş olup Davacının 100.000 Stg. tazminat alma hakkı doğmuştur. Alt Mahkeme, Davacının tazminata hakkı olmasına rağmen önceki bulgularına istinaden tazminat ödenmesine emir vermemekle hata etmiştir.

Belirtilen-lerle istinafın kabul edilmesi ve tazminata hükmedilmesi gerekir.

Davalı Avukatının hitabındaki argümanları ise şunlardır;

Davacı tanığı yetkili vekil olduğunu ispat edemediğinden, Alt Mahkemenin bu husustaki bulgusunda hata yoktur.

Davacı sözleşm-eyi feshettiğini de ispat edemediğinden, Alt Mahkemenin sözleşmenin geçerli olduğu bulgusunda da hata bulunmamaktadır.

Davacı tanığı Fevzi Özersay'ın Mavi 96'daki ifadesinden de görülebileceği üzere, sözleşmenin 6.maddesi uyarınca herhangi bir proje çiz-mediği veya onaylatmaya sunmadığı veya yetkili makamlara resmi bir başvuru yapmadığı ve olumsuz bir cevap almadığı açıktır. Davacının bu maddeye dayanabilmesi, yetkili makamlardan izinlerin tedarik edilmesi şartına bağlıydı. Dolayısıyla Davacı, 6.maddeye d-ayanarak sözleşmenin ifasının imkânsızlaştığına dayanamazdı. Mezkûr Tanık ayrıca, kamulaştırma ile projenin onaylanabileceğini ifade etmiştir.

Ayrıca gerekli çalışma yapılsaydı ifa imkânsızlığı olduğu iddia edilen engel aşılarak gerekli izinler alınabil-irdi. Davacının diğer tanığı Şehir Planlama Dairesinde görevli memur da herhangi bir başvuru yapılmadığını ve o bölgede konut izni verildiğini, bu konuda herhangi bir engel olmadığını ifade etmiştir. Sonuçta Davacı sözleşme ile ilgili sorumluluklarını yeri-ne getirmemiştir.

Dolayısıyla, Davacının ifa imkânsızlığı iddiaları tamamen farazi olup Davacı bu iddialarını ispat edebilmeyi başaramamıştır.

Özetle; dinletilen tanık Davacının yetkili vekili olduğunu ispat edemedi. Davacı sözleşmeyi feshettiğini de -ispat edemedi. Ayrıca Davacı ifa imkânsızlığını ispat edemediğinden sözleşmeyi feshetme hakkı da bulunmamaktaydı.

Netice olarak Alt Mahkemenin kararında hata bulunmamak-tadır ve istinafın reddi gerekir.

İNCELEME

Tarafların iddia ve argümanlarını, dos-yadaki olgu ve şahadeti, istinaf sebeplerini hukuki durum ışığında inceleyip değerlendirdik.

-Muhterem Alt Mahkeme, Davacı tanığı Behiye Özkayım'ın Davacının yetkili vekili olmadığına bulgu yapmakla hata etti.
-
Alt Mahkeme Emare 3 vekâletnamede vekâlet veren Paul Gerard Murphy'nin pasaport numarası 526579070 olarak gösterilmiş olmasına rağmen Emare 11 bir set şirket onay belgesi içerisinde hissedarlar onay belgesine göre pasaport numarasının 040678626 olduğunu v-e Davacı tarafın bunun izahatını yapamadığını tespit etti.

Alt Mahkeme bu tespiti sonucunda Davacının dinlettiği tanık Behiye Özkayım'ın bu davadaki Davacının yetkili vekili olduğunu ispat edemediğine ve vekil olarak vermiş olduğu şahadetin geçerli olmadı-ğına bulgu yaptı.

Alt Mahkeme huzurundaki Emare 3 vekâletname ve ekindeki pasaport fotokopisinde Paul Gerard Murphy'nin pasaport numarasının 526579070 olduğu açıktır. Bu vekâletname ile Paul Gerard Murphy, Tanık Behiye Özkayım'a kendisini temsil etmesi i-çin vekâlet vermiştir.

Tanık Behiye Özkayım hissedarlar onay belgesindeki farklı pasaport numarasının pasaport değişikliğinden kaynaklana-bileceğini ifade etmiştir. Bu tanığın istintakında vekâlet yetkisi olmadığına dair bir sorgulama yapılmadığı bir yan-a, mavi 79'da Davalılar Avukatı tarafından temlik sözleşmesini imzalayan kişi ile vekalet veren kişinin ayni olduğu iddia edilmiştir. Bu durumda Emare 3 vekâletnamenin ortaya koyduğu ve aksi iddia edilmemiş olgular sonucunda Tanık Behiye Özkayım'ın Davacı-nın vekili olduğu sonucuna varılması gerekirdi. Alt Mahkemenin, Tanık Behiye Özkayım`ın Davacının vekili olmadığı hususunda yapmış olduğu bulgusu hatalı olmuştur.

Davacı birinci istinaf başlığı altındaki iddialarında başarılı olmuştur.

2., 3., 4. ve 5.-istinaf başlıkları birbirleri ile bağlantılı olduğundan bunları birlikte incelemeyi uygun gördük.

-Muhterem Alt Mahkeme,Davacı tarafından sözleşmenin fes- hedilmediğine bulgu yapmakla hata etti.

Muhterem Alt Mahkeme,ifa imkânsızlığının ispat edilemediğine bulgu yapmakla hata etti.

Muhterem Alt Mahkeme, sözleşmenin 6.maddesini hatalı yorumlayarak mes-eledeki olgularla ilgili hatalı bulgulara varmakla ve sözleşmenin 6.maddesine istinaden inşaat yapılamayacağı ve ifanın imkânsızlığı nedeniyle geçersiz kılınan bir sözleşme olduğuna bulgu yapmamakla hata etti.

Muhterem Alt Mahkeme sözleşmenin, ifası i-mknsızlaştı-ğından geçersiz sözleşme addedilemeyeceğine bulgu yaparak sözleşmenin geçerli ve bağlayıcı olduğuna bulgu yapmakla hata etti.

Muhterem Alt Mahkeme, Davacının davasını ispat ettiğinden, 100.000 Stg. tazminata hükmetmemekle hata etti.

-Alt Mahkemenin istinaf sebeplerindeki bulguları karardaki inceleme sırası takip edilerek incelenecektir.

Bu incelemeye geçmeden önce, Alt Mahkemenin kararında ihtilafsız olarak tespit etmiş olduğu olgular ile Alt Mahkemenin kararında yapmış olduğu ve iht-ilaf konusu yapılmayan bulgularını belirlemek tablonun tamamlanması amacıyla gerekli olmaktadır.

Öncelikle Alt Mahkeme, Emare 4 sözleşmenin varlığının ihtilaf konusu olmadığına bulgu yaptı. Alt Mahkeme bilahare Emare 4 sözleşmedeki Alıcı taraf olan Ersan- Kaşif'in tüm hak ve sorumluluklarını Paul Gerard Murphy'e devredip temlik ettiğini belirleyerek temlikin geçerli olduğuna bulgu yaptı. Temlik olgusu Alt Mahkemedeki duruşmada ihtilaf konusu yapılmış olmakla birlikte istinaf aşamasında bu hususta hiçbir is-tinaf yapılmadığından bu bulgu kesinleşmiştir.

Bu bulguların sonucu olarak, Emare 4 sözleşmenin Ersan Kaşif ile bu davadaki Davalılar arasında tesis edildiğinin, akabinde, sözleşmenin Ersan Kaşif tarafından bu davada Davacı olan Paul Gerard Murphy'e tem-lik edilip hak ve sorumluluk-larının devredildiğinin ıspatlanmış olgu olarak kabul edilmesi gerekir.

Alt Mahkeme sözleşmenin 6.maddesindeki düzenlemeye göre, çizilmesi gereken proje için Davacının, mimarı olan Tanık No.4 Fevzi Özersay'a talimat verdiği-ni ve bu tanığın çizmekle talimatlandırıldığı proje ile ilgili olarak izin makamına yazılı müracaatta bulunmadığının ihtilafsız olduğunu tespit ederek bulgu yaptı.

Alt Mahkemenin bu husustaki bulgusunda da ihtilaf yoktur.

Alt Mahkeme, sözleşmenin 6.ma-ddesinde yer alan inşaat izni şartının bir ifa imkânsızlığı olduğunu belirleyerek, hukuken bir tarafın ifa imkânsızlığına dayanılabilmesi için bu imkansızlığın sözleşmenin yapılmasının akabinde ortaya çıkması ve bunun ispat edilmesi gerektiğini, tarafların- sözleşme ile mücbir sebebin ne olacağını anlaşmaya dahil edemeyeceklerini, etseler bile böyle bir şartın kabul görmeyeceğini içeren hukuki tespitlerde bulunmuştur.

Bu meselede ifa imkânsızlığı olup olmadığı veya ispat edilip edilemediğinin tespit edileb-ilmesi için mevcut olgulara ve şahadete bakılması gereklidir.

Emare 4 sözleşmenin davada esas ihtilaf konusu yapılan maddesi, 6.maddesi idi. Bu maddeye önemine istinaden, kararı-mızda aynen yer vermeyi uygun görürüz;

"6.Taraflar işbu mukavelenin arazide -asgari 6,850 m2 (altı bin sekiz yüz elli metre kare) kapalı alana haiz inşaat ve/veya site imar edilebileceği ve bu yönde devletin ilgili mercilerinden ve/veya Kaymakamlık ve/veya Belediye ve/veya Karayolları Dairesi ve/veya Şehir Planlama Dairesi'nden ger-ekli izinlerin tedarik edilebilmesi şartına tabi olduğunu ve işbu izinler elde edilmediği takdirde bunun bir mücbir sebep teşkil edeceği ve işbu mukavelenin Alıcı tarafından ihbar vermek suretiyle geçersiz addedilebileceği, böyle bir durumda yapılan tüm öd-emeleri talep etme hakkına haiz olabileceğini ve işbu maddenin mukavelenin esasını teşkil ettiği hususunda anlaşma beyan ederler. Ancak mal sahibi (satıcı) böyle bir durumda yapılacak geri ödemeyi 1 Dönüm 20,000 İngiliz Sterlininden hesaplanacak şekilde Al-ıcıya arazi vererek yapabilecektir."

Sözleşmenin atıf yaptığımız 6.maddesine göre sözleşmenin, satış konusu olan arazide 6850 metrekare kapalı alana haiz bir inşaat veya site imar izni tedarik edilebilme şartına tabi olduğu görülmektedir.

Alt Mahkeme, -mavi 151 - 152'de bu konuda şu bulguları yapmıştır;

Emare 4 sözleşme 4.5.2007 tarihlidir. Davacı tarafından celbedilen Tanık No.5 Şehir Planlama Dairesi, Mağusa şubesi imar kontrol sorumlusudur. Şahadetinde; 2007 - 2008 yılları arasında ilgili bölgede yap-ılan toplu konut projelerine ilişkin yazılı müracaatlara olumsuz görüşler verildiğini ifade etmiştir.

Yine Tanık No.4 istintakı safhasında sözleşme yapılmadan, arazi satın alınmadan araziye kaç metrekare bina yapılabileceğini araştırdığını ancak Şehircil-iğe müracaat etmediğini ifade etmiştir.

Mevcut şahadetten anlaşılabileceği üzere; 'ifa imkansızlığı' olarak ileri sürülen etken sözleşme yapılmadan önce de var olan bir durumdu ve eğer Davacı ve/veya mimar olan Tanık No.4 Fevzi Özersay bu durumu öğrenebi-lmek için gerekli araştırmayı yapmış olsaydı mevcut imar durumunu bilebilecek durumda olacaktı ve bu yönde bulgu yapılır.

İşbu durum muvacehesinde; Davacının ifa imkansızlığından faydalanamayacağına ve Davacının ifa imkansızlığına neden olan olguyu ispat- edemediğine bulgu, yapılır."

Fasıl 149 Sözleşmeler Yasası'nın 56.maddesi ifa imkânsızlığını düzenlemektedir. Bu madde aynen şöyledir;

56.(1) İfası bizatihi olanaksız olan bir işlem veya eylemin
yapılmasına ilişkin bir anlaşma geçersizdir.

(2) Bir sözl-eşme ile bir işlem veya eylemin yapılması öngörüldüğünde, yapılması öngörülen işlem veya eylemin ifası sözleşme yapıldıktan sonra olanaksız olursa veya vaat edenin engel olamayacağı bir olay nedeniyle yasa dışı olursa, sözleşme öngörülen işlem veya eylemin- ifasının olanaksız veya yasa dışı olması üzerine geçersiz olur.

(3)Bir kişi, ifasının olanaksız veya yasa dışı olduğunu bildiği, veya makul özen göstererek bilmiş olabileceği bir işlem veya eylemi yapmayı vaat ederse ve vaatte bulunulan kişi bu işlem vey-a eylemin ifasının olanaksız veya yasa dışı olduğunu bilmezse, vaat eden, vaadin ifa edilmemesi sonucu vaatte bulunulan kişinin uğrayacağı herhangi bir zarar veya ziyanı tazmin etmekle yükümlüdür."

Yasa'nın 56.maddesinden görüleceği üzere (1).fıkradaki if-a imkânsızlığı, sözleşmenin başından (ab initio) itibaren ifanın imkânsız olduğu durumları düzenlemekte ve böyle bir durumda ifası başından itibaren imkânsız olan sözleşmelerin geçersiz olduğunu öngörmektedir.

Maddenin (2).fıkrası ise sözleşmenin imzalan-masından sonra ortaya çıkan ifa imkânsızlığı durumlarını kapsamakta ve sözleşmedeki ifanın imkânsız olması üzerine sözleşme geçersiz olmaktadır.

Maddenin (3).fıkrası ise vaatte bulunanın ifasının olanaksız olduğunu bildiği veya makul özen gösterecek olsa-ydı bilmiş olabileceği bir işlem veya eylemi yapmayı vaat ederse ve vaatte bulunulan kişi bu işlem veya eylemin ifasının olanaksız olduğunu bilmezse, vaat edenin, vaadin ifa edilmemesi sonucu vaatte bulunulan kişinin uğrayacağı herhangi bir zarar veya ziya-nı tazmin etmekle yükümlü olacağını düzenlemektedir.

İfa imkânsızlığı(frusturation) ile ilgili yasal durumu belirledikten sonra kararda varılan sonuca bakıldığında, Alt Mahkemenin ifa imkânsızlığının sözleşmenin yapılmasının akabinde ortaya çıktığının is-pat edilmesi gerektiğine bulgu yaptığı görülmektedir. Bu bulgunun devamında ise Alt Mahkeme ifa imkânsızlığı ile ilgili aşağıdaki bulgulara vardı;

"Mevcut şahadetten anlaşılabileceği üzere; "ifa imkansızlığı" olarak ileri sürülen etken sözleşme yapılmada-n önce de var olan bir durumu ve eğer Davacı ve/veya mimar olan Tanık No.4 Fevzi Özersay bu durumu öğrenebilmek için gerekli araştırmayı yapmış olsaydı mevcut imar durumunu bilebilecek durumda olacaktı ve bu yönde bulgu yapılır.

İşbu durum muvacehesinde;- Davacının ifa imkansızlığından faydalanamayacağına ve Davacının ifa imkansızlığına neden, olan olguyu ispat edemediğine bulgu yapılır." (Mavi 151-152)

Alt Mahkeme meseleyi Fasıl 149 madde 56 altında inceledi ve mevcut şahadetten, sözleşmenin ifasının im-kânsızlığına ilişkin olarak ileri sürülen etkenin en baştan, sözleşme yapılmadan önce de var olan bir durum olduğunu belirledi. Alt Mahkeme keza, Davacı veya mimarı Tanık Fevzi Özersay'ın gerekli araştırmayı yapmış olsaydı mevcut imar durumunu bilebilecek -durumunda olacağına bulgu yaptı.

Alt Mahkemenin, yapmış olduğu ifa imkânsızlığı olarak öne sürülen olgunun sözleşmenin yapılmasından önce de var olduğu bulgusu huzurumuzdaki istinafta ihtilaf konusu yapılmış değildir. Dosyada mevcut şahadet ve işbu bulgun-un ışığında, ifa imkânsızlığı sözleşmenin yapılmasından önce de var olduğundan sözleşmenin geçersiz olduğu sonucu doğmaktadır. Bu bulgu sonucunda Davacının ifa imkânsızlığının sözleşmenin yapılmasından sonra ortaya çıktığını ispat etmesi gerektiği bulgusu -hatalı olup sözleşmenin yapılmasından önce mevcut ifa imkânsızlığının var olduğu bulgusundan sonra, Davacı taraftan ifa imkânsızlığının sonradan ortaya çıktığının ispatını aramanın da anlamı yoktur.
Keza hukuken ifa imkânsızlığı (frustration) doktrini söz-leşmeyi geçersiz kılan başlangıçtaki (ab initio) imkânsızlıkla ilgilenmemektedir(The doctrine is not concerned with initial impossibility which may render a contract void ab initio). Bu durumda sözleşme ab initio en baştan ifası olanaksız olduğundan dolayı- geçersiz olup sonradan ortaya çıkan ifa imkânsızlığının incelenmesine gerek bulunmamaktadır.

Bu esastan hareketle, sözleşmenin başlangıcından itibaren ifa imkânsızlığı bulunduğundan dolayı, Davacı ve Davalılar arasındaki sözleşmenin geçersiz bir sözleşme- olduğu sonucuna varılması gerekir.

Alt Mahkemenin kararında belirttiği üzere geçersiz bir sözleşmenin feshedilmesine de gerek olmadığından istinaf konusu yapılan, sözleşmenin feshedilmesi hususundaki bulgunun bir önemi kalmamış olup incelenmesine gerek -yoktur.

Geçersiz olan bir sözleşmede tarafların elde ettikleri menfaatleri karşı tarafa vermekle yükümlü oldukları bilinen bir hukuk prensibidir.

Alt Mahkeme Davalıların sözleşmeden dolayı 100.000 Stg. aldıklarına ve eğer davalarında başarılı olmuş ol-salardı bu meblağın Davacıya iadesine emir vereceğine bulgu yaptı. Alt Mahkemenin bu bulgusu ve Davacının Davalılara 100.000 Stg. ödemede bulunduğu olguları ihtilaf konusu değildir.

Bu durumda Davalıların, Davacının sözleşme uyarınca ödemiş olduğu 100.00-0 Stg'yi Davacıya ödemekle yükümlü olmaları gerektiği sonucu doğmaktadır.

Belirtilenlerle, Davacı istinafında başarılı olur. Bu durumda, Alt Mahkemenin istinaf konusu karardaki bulguları sonucunda sözleşmenin ifası olanaksız olduğundan ve sözleşme başlan-gıçtan itibaren geçersiz olduğundan dolayı ödenen 100.000 Stg. meblağın Davacıya ödenmesine emir verilmesi gerekmektedir.

NETİCE

İstinaf kabul edilir. Alt Mahkemenin hükmü iptal edilerek aşağıdaki şekilde emir verilir;
Davalıların Davacıya 100.000 Stg.- ödemelerine,
100.000 Stg. üzerinden bugünden itibaren yasal faiz ödemelerine.
İstinaf masraflarının Davalılar tarafından Davacıya ödenmesine emir ve hüküm verilir.




Ahmet Kalkan Bertan ÖzerdağPeri Hakkı
Yargıç Yar-gıç Yargıç


2 Nisan 2021













17






Full & Egal Universal Law Academy