Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 184/2012 Dava No 53/2015 Karar Tarihi 16.12.2015
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 184/2012 Dava No 53/2015 Karar Tarihi 16.12.2015
Numara: 184/2012
Dava No: 53/2015
Taraflar: Dr. Münür Hüdaverdi ve diğerleri ile Dr. Akçiçek Hastahanesini temsilen KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Vasiyetname - Kişi (person) kelimesinn tefsiri - Dava masrafları - mahkemelerin geniş takdir hakkı olması - Mahkemelerin takdir yetkilerini adil olarak kullanması.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 16.12.2015

-D. 53/2015 Yargıtay/Hukuk No: 184/2012
(Girne Dava No: 3130/2008)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ

İstinaf eden: No. 1- Dr. Münür Hüdaverdi, Girne
No. 2-- Sultan Hüdaverdi, Girne
No. 3- Gülderen Hürdeniz, Girne
No. 4- Nazine Zebek, Girne
(Davacılar)

İle

Aleyhine istinaf edilen: Dr. Akçiçek Hastanesini temsilen KK-TC Başsavcısı Lefkoşa
(Davalı No. 2)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Ergin Ulunay adına
Avukat Keziban İnce
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Emine- Tayfunsel

Girne Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Beril Çağdal'ın 3130/2008 sayılı davada, 14/11/2012 tarihinde verdiği karara karşı, Davacılar tarafından yapılan istinaftır.

------------

K A R A R

Ahmet Kalkan: Bu istinafta, Mahkemenin kararını, Say-ın Yargıç Bertan Özerdağ okuyacaktır.



Bertan Özerdağ:

Huzurumuzdaki istinaf, Girne Kaza Mahkemesinin, 14.11.2012 tarihinde vermiş olduğu emre karşı dosyalanmıştır.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR

Alt Mahkemenin bulgularına göre istinafa konu davanın ol-guları özetle şöyledir:

Bundan böyle İstinaf Edenler sadece Davacılar, Aleyhine İstinaf Edilen ise Davalı olarak anılacaktır.

Merhum Cemali Hüdaverdi 25.11.2005 tarihinde bir vasiyetname yaparak Girne Zeytinlik'te kain 2651 koçan numaralı taşınmazını -Natasha Karina Humphreys'e, bankalarda bulunan mevduatlarını ise Girne Dr. Akçiçek Hastanesine vasiyet etmiştir.

Merhum Cemali Hüdaverdi 5.6.2008 tarihinde vefat etmiştir. Merhumun vefat ettiğinde yasal mirasçısı olarak eşi veya herhangi bir çocuğu bulu-nmamaktaydı.

Merhum Cemali Hüdaverdi'nin vasiyetname ile lehine gayrimenkul vasiyet ettiği Natasha Karina Humphreys Girne Kaza Mahkemesinde Tereke İstida No.121/2008 sayılı istidayı dosyalayarak, vasiyetin icrası amacı ile Tereke İdare Memuru olarak ata-nmayı talep etmiştir.

Davacı No.1, Merhumun erkek kardeşi ve Davacı No.2, 3 ve 4 ise Merhumun kız kardeşleri ve yasal mirasçıları sıfatı ile, Girne Kaza Mahkemesinde vasiyetnamenin geçersiz olduğu iddiası ile 3130/2008 sayılı davayı (caveat) dosyalamışl-ardır.
Davacılar, Alt Mahkeme huzurunda vasiyetnamenin şekil şartlarının mevcut olmadığını ve gerçek kişi dışında bir kişiye vasiyet edilemeyeceğini iddia ederek, vasiyetnamenin geçersiz olduğunun tespit edilmesini, vasiyetname ile vasiyet edilenlerin ve -terekenin iptal edilmelerini talep etmişlerdir.

Davalı No.1 ve No.2 ise vasiyetnamenin geçerli olduğunu, şeklen yasaya uygun olduğunu, Dr. Girne Akçiçek Hastanesi lehine vasiyet edilebileceğini, yapılan vasiyetin yasal olarak geçerli olduğunu iddia eder-ek, davanın ret ve iptalini talep etmişlerdir.

Alt Mahkeme davayı dinleyerek vasiyetnamenin geçerlilik şartlarının varlığını tespit etmiş ve Davalı No.1'in mukabil davası altında vasiyetnamenin yasal olarak geçerli olduğuna bulgu yaptıktan sonra, aşağıd-aki şekilde emir ve hüküm vermiştir:

"1) Davacının davası ret ve iptal edilir.

2) Mukabil talep gereğince ise

25.11.2005 tarihli vasiyetnamenin geçerli bir vasiyetname olduğuna dair tespit kararı yapılır.
Davalı No. 1'in mukabil talebinin (C) bendind-eki talebinde ısrarlı olmadığından bu talep reddedilir.
Yukarıda (a) paragrafındaki karar sonrasında mukabil talepte yer alan diğer talepler mucibince emir verilmesi gereksiz olduğundan mukabil talebin 12A ve 12B paragrafının 2651 kayıt no'lu gayrimenkulün- Davalı No. 1 adına tescili doğrultusundaki talepler reddedilir.
Davacıların Davalı No. 1'e 10,000-TL ve Davalı No. 2'ye 10,000-TL dava masrafı ödemesine ayrıca emir verilir."


İSTİNAF SEBEPLERİ

Davacıların istinafında 5 istinaf sebebi ileri sürü-lmüş olmasına karşın, Davacılar Avukatı yapmış olduğu hitabında, istinafını iki başlık altında toplamıştır:

Alt Mahkeme, bir gerçek kişi olmayan Dr. Akçiçek Hastanesi lehine vasiyet edilebileceğine bulgu yapmakla ve vasiyetnamenin para ile ilgili kısmının- geçerli kabul etmekle hata yapmıştır.

Alt Mahkeme, Davacılar aleyhine masraf emri vermekle ve/veya her bir Davalı lehine masraf emri vermekle ve/veya verdiği masraf emrini herhangi bir gerekçeye dayandırmamakla ve/veya gerekçesiz masraf emri vermekle ha-ta yapmıştır.


TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

Taraf Avukatlarının istinaf sebepleri ile ilgili iddia ve argümanlarını şöyle özetleyebiliriz:

Davacılar Avukatı hitabında, özetle: Fasıl 195 Vasiyetnameler ve Veraset Yasası'nın özünde gerçek kişilerin -lehine vasiyet edilebileceğini öngördüğünü, bir vasiyetname ile vasiyet eden kişinin gerçek kişilerin dışında tüzel kişiler yararına vasiyet edemeyeceğini, Yasanın tek istisnasının 33. madde olduğunu, Yasada kullanılan "person" - "kişi" sözcüğü ile gerçek -kişilerin anlatılmakta olduğunun anlaşılabildiğini ve Fasıl 195 Vasiyetnameler ve Veraset Yasası kuralları uyarınca gerçek kişi olmayan kurum ve kuruluşlara veya herhangi bir tüzel kişi yararına vasiyet edilemeyeceğini iddia ve beyan etmiştir.

Davacılar- Avukatı ikinci istinaf sebebi ile ilgili ise; Alt Mahkemenin Davacılar aleyhine ve Davalılar lehine takdir ettiği masrafın gerekçesiz olduğunu, her bir Davalı için ayrı ayrı masraf takdir ettiğini ve bunu bir nedene bağlamadığını, masraf takdirini hatalı -kullandığını iddia etmiştir.

Davalı No.2 tarafından Başsavcılık ise hitabında; vasiyetnamenin şekil şartlarını haiz ve geçerli bir vasiyet olduğunu, Fasıl 1 Yorum Yasası'nın 2.maddesinde yasalarda yer alan "person" tanımının gerçek ve tüzel kişileri de -kapsayacak şekilde belirtildiğini, Fasıl 195`de yer alan kişi (person) sözcüğünün, kullanıldığı her yerde hem gerçek hem tüzel kişileri kapsayacak şekilde yorumlanması gerektiğini ve bu nedenle Fasıl 195 Vasiyetnameler ve Veraset Yasası'nın gerek tefsirind-e tanımlanan "Varis" gerekse Yasanın içerisinde belirtilen "vasiyet edilen" veya "lehine vasiyet edilen kişiler" tanımlamasından "kişi" sözcüğünün gerçek ve tüzel kişiler olarak yorumlanması gerektiğini, Alt Mahkemenin kararında belirttiği gibi Yasada tüze-l kişilerin lehine vasiyet edilmesini men eden herhangi bir hüküm olmadığını belirterek, emare vasiyetnamenin tüzel kişi lehine vasiyet edilen kısmının da geçerli olduğunu beyan etmiştir. Başavcılık, masraflarla ilgili takdir hakkının Alt Mahkemede olduğun-u ve Alt Mahkemenin her iki istinaf sebebi ile ilgili olarak hata yapmadığını iddia ederek, istinafın ret ve iptalini talep etmiştir.


İNCELEME

İstinaf sebepleri aşağıda sırasıyla incelenmektedir:

Alt Mahkeme, bir gerçek kişi olmayan Dr. Akçiçek Hasta-nesi lehine vasiyet edilebileceğine bulgu yapmakla ve vasiyetnamenin para ile ilgili kısmının geçerli kabul etmekle hata yapmıştır.

İstinaf konusu vasiyetname davada tartışılmış olmasına ve Alt Mahkeme tarafından şeklen geçerli olduğu hususunda bulgu ya-pılmasına karşın, bu bulgu istinaf edilmemiştir. Davacılar bu konu ile ilgili sadece, Alt Mahkemenin bir tüzel kişi lehine yapılan vasiyeti veya tüzel kişi lehine vasiyet edilebileceği bulgusunu istinaf etmişlerdir.

Alt Mahkeme, Davacıların, Davalı No.2- yararına vasiyet edilemeyeceği iddialarını kabul etmeyerek, tüzel kişi yararına da vasiyet edilebileceği hususunda bulguya varmış ve Davacıların davasını reddetmiştir. Alt Mahkemenin konu ile ilgili bulgusu şöyledir:

"Davacıların bu yöndeki iddiaları -Fasıl 195'in geneline ve özellikle 31. maddesine dayandırılmaktadır. Bu bağlamda Fasıl 195'in geneli ve özellikle de 31. maddesi değerlen-dirildiği zaman yasa koyucunun gerçek kişiler dışında tüzel kişilikler ve/veya kurum ve/veya kuruluşlar lehine yapılan- vasiyetnamelerin geçersiz olacağını murat ettiği neticesine varmamaktayım. Tam tersine, böyle bir niyet olmuş olsa idi bunun Yasada açıkça vurgulanması gerekirdi görüşündeyim. Kanaatimce Fasıl 195'in geneli ve özelde de 31. maddesinin vasiyetnamenin 'kesi-n bir niyet' (ki şüphesiz bu vasiyetnameyi yapanın niyeti olmalıdır) ifade etmesinin elzem olduğunu vurgulamak-tadır." Mavi 70

Alt Mahkeme, yasa koyucunun Fasıl 195 Vasiyetnameler ve Veraset Yasası'nın 31.maddesinin gerçek kişiler dışında tüzel kişiler-in yararına yapılan vasiyetnamelerin veya tüzel kişiler lehine vasiyet edilmesinin geçersiz olacağını murat etmediğine bulgu yapmıştır.

Fasıl 1 Interpretation Law (Yorum Yasası) 2.maddesi; Yasada belirtilen tanımların Yorum Yasası'nda ve Yorum Yasası'nd-an önce veya sonra yürürlüğe konmuş herhangi bir yasada belirtilen tanımlarla veya yorumlarla çelişmedikçe veya yasada açıkça başka türlü öngörülmedikçe, kendilerine verilen anlamı taşıdıklarını düzenlemektedir. Şöyle ki:

Bazı Kelime ve Deyimler
in Yorumu-

2.Bu Yasada ve bu Yasanın yürürlüğe girmesinden önce veya sonra geçirilen, yapılan, ısdar edilen, korunan veya uygulanmakta olan başka herhangi bir yasada ve tüm amme enstrümanlarında yer alan ve aşağıda tanımlanan kelime ve deyimler, söz konusu yasa -ve amme enstrümanlarının konu veya metinlerinde yer alan tanımlama ve yorumlarla çelişmedikçe veya söz konusu yasa ve amme enstrümanlarında açıkça başka türlü öngörülmedikçe, aşağıda kendilerine verilen anlamı taşırlar:
Yorum Yasası'nın 2. maddesinin -genel düzenlemesinden sonra, aynı Yasanın 14(1) maddesi bu genel düzenlemeye bazı istisnalar getirmektedir:

"14. (1) Herhangi bir yasada sözcük ve deyimlerin tanımlanması yapıldığı hallerde, bu gibi sözcük ve deyimler, konu veya metin ile ters düşmedikçe- veya çelişkili olmadıkça, kendilerine tanımlamanın yapıldığı yasada verilen anlamı taşırlar."

"14. (1) Where terms are defined in any Law, such terms shall in the Law in which they are defined, have the meaning assigned to them by that Law, unless there- is anything in the subject or context repugnant to or inconsistent with such construction."

Buna göre bir yasada tanımlanan bir kelimeyle ilgili; yasanın konusunda veya içeriğinde, böyle bir sonuca varılmasına aykırı olmadıkça veya çelişmedikçe, o yasa- tarafından yüklenen anlamı taşımaktadır.

Fasıl 195 Vasiyetnameler ve Veraset Yasası "kişi" kelimesini tanımlamamaktadır. Bu nedenle "kişi" kelimesinin kapsamı, Yorum Yasası'nın 2. maddesinde belirtilen prensipler uygulanarak belirlenmelidir.

Yorum Y-asası'nın 2. maddesinde "person" tanımı yapılmaktadır:

"person" includes any company, partnership, association, society, institution or body of persons, corporate or unincorporate;

"Kişi", herhangi bir şirket, ortaklık, birlik, dernek ve cemiyeti ve t-üzel kişiliği olsun veya olmasın, herhangi bir kurumu veya kişilerden oluşan kuruluşu da kapsar.

Bu Yasa maddesine göre, Fasıl 195 Vasiyetnameler ve Veraset Yasası'nda "kişi" kelimesi yer alan her yerde, Yasanın bu kelimeye başka bir anlam verdiği yönünd-e bir yoruma varılmasının veya anlam verilmesinin gerekli olmadığı durumlarda, Yorum Yasası'nda "kişi" kelimesi ile ilgili belirtilen tanımın verilmesi gerekmektedir.

Yukarıda belirtildiği gibi "kişi" kelimesi Fasıl 195 Vasiyetnameler ve Veraset Yasası'-nda tanımlanmıştır.

Alt Mahkemenin kararında da belirttiği gibi, Yasada tüzel kişilerin lehine vasiyet edilemeyeceği ile ilgili açık bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu nedenle, Davacıların iddia ettiği gibi "kişi" kelimesine sadece gerçek kişileri kapsay-acak şekilde bir yorum yapılıp yapılamayacağını tespit edebilmek amacıyla, Fasıl 195 Vasiyetnameler ve Veraset Yasası'nın Yorum Yasası kuralları tahtında irdelenmesi gerekmektedir.
Bu istinafın incelenmesinde Yasanın 36.maddesine yer vermenin uygun olduğu- düşüncesindeyiz:

"36. Her vasiyetname, aksine bir niyet göstermedikçe, içeriğinde kapsadığı terekeye atfen vasiyetname sahibinin ölümünden hemen önce icra ve imza edilmiş gibi ölüm tarihinden itibaren geçerlilik kazanır ve etkili olur şeklinde yorumlan-ır."

"36. every will shall be construed, with reference to the estate comprised in it, to speak and take effect as if it had been executed immediately before the death of the testator, unless a contrary intention shall appear by the will."

Bir vasiyet-name, aksi belirtilmedikçe, içeriğinde kapsadığı taşınır ve taşınmazlarla ilgili olarak vasiyet edenin ölümünden önce, yapıldığı zaman hemen icra edilmiş gibi yürürlük ve etkili olacak şekilde yorumlanır.

Bu husus, Halsbury`s Laws of England 3.Edition -Vol.39 para.1533 sayfa 1022`de aynen ifade edilmiştir:

"By statue a will unless a contrary intention appears therein, must be construed, with reference to the real estate comprised in it, to speak and take effect as it had been executed immediately befor-e the death of the testator."

Bir vasiyetnamenin yorumlanmasında mahkemenin temel görevi, vasiyet edenin vasiyetnamedeki beyan ettiği ve kelimelerinden anlaşılan niyetine yasaların el verdiği oranda ve yasalara uygun olacak şekilde etkili kılmaktır.

-Bu husus Halsbury`s Laws of England 3.Edition Vol.39 para. 1438 sayfa 950 ifade edilmiştir:

"1438. Functions of court of construction. The cardinal rule of English Law as to the effect of a will is that the intention of the testator, as declared by him -and apparent in the words of his will, has effect given to it, so far and as nearly as may be consistently with law."

Vasiyetnamelerde vasiyet edenin niyetinin önemi, Hodgson v. Ambrose (1870) 1 KB 337 referanslı kararda, Yargıç Buller tarafından, vasi-yet edenin vasiyetinde beyan ettiği niyetinden daha iyi bir hukuk kuralının olmadığı ve hukuka uygun olması halinde bir vasiyetnamenin uygulanacağı ifadesiyle vurgulan-mıştır:

"There is no rule better established than that the intention of a testator e-xpressed in his will, if consistent with the rules of law, shall prevail."

Fasıl 195 Vasiyetnameler ve Veraset Yasası'nın mehazı olan İngiltere'deki 1837 Wills Act, hayatta iken yardım yapılabilen herkese bir vasiyetname ile de vasiyet edilebileceğini -genel prensip olarak kabul etmektedir.

Halsbury`s Laws of England 3.Edition Vol.39.:

"DONEES
SUBSECT. (1). Capacity to benefit
1310.General. As a general rule, whoever may be a grantee under a gift inter vivos may be a donee under a will."

Atıfta b-ulunulan eserin hediye konusunu inceleyen Gift inter vivos başlıklı bölümünde,3.Edition Vol. 18 para 711 sayfa 372 - 373`de, Davalı No.2 niteliğindeki kurumlara yardım yapılabileceği ve bu kurumların da yardım almaya kapasitelerinin olduğu belirtilmektedir-.

Davacılar Avukatı hitabında, Fasıl 195 Vasiyetnameler ve Veraset Yasası'nın gerçek kişiler haricinde tüzel kişilere vasiyet edilebilmesine olanak sağlayan tek istisna kuralın Yasanın 33.maddesi olduğunu, Davalı lehine yapılan vasiyetin de bu kuralın k-apsamında olmadığını ileri sürmüştür. Yasanın 33. maddesi aynen şöyledir:

Dinsel kuru-
luşlara vasiyet33. (1) Ölümünden en az üç ay önce icra ve imza edilen bir vasiyetname ile vasiyet etmesi dışında, üçüncü dereceye kadar akrabası bulunan bi-r kimse, herhangi bir dinsel kuruluşa vasiyet ederek bir şey verme yetkisine sahip değildir :
Ancak, böyle bir vasiyet bu Yasanın yürürlüğe girmesinden önce Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü tarafından imzalanmış ve İlçe Tapu -Dairesinde muhafaza edilmekte olan kadastro haritaları üzerinde bu madde amaçları için saptanmış bölge sınırları dışında bulunan herhangi bir arazi ile ilgili ise geçerli olmaz.
(2) Vasiyetname sahibi bir Müslüman ise (1) fıkra uyar-ınca yapılan bir vasiyet geçerli bir vakfetme sayılır ve ilgili zamanda yürürlükte olan ve geçerli vakfiyelere uygulanan yasa uyarınca işlem görür.
Yasanın 33. maddesi tezekkür edildiğinde; ilgili maddenin özünde dinsel kuruluşlara vasiyet etme- kurallarını ihdas ettiği, bu hususta bazı kısıtlamalar getirdiği, dinsel kuruluşlara vasiyet etme prosedürü ve vakfetme konularını düzenlediği görülmekte olup, ilgili madde, tüzel kişiler lehine münhasıran vasiyet etmeye olanak tanıyan bir istisnai kural -ihdas etmemekte veya bu hususta tüm tüzel kişiler lehine vasiyet etme ile ilgili genel kurallar koymamaktadır. Bu nedenle, bu maddenin Yasada, tüzel kişilere vasiyet edilmesi kurallarını düzenleyen istisnai bir madde olarak kabul edilmesi olanaksızdır.

-Belirtilen kurallar bu meseleye uygulandığında aşağıdaki hukuki durum ortaya çıkmaktadır:

Merhum Cemali Hüdaverdi, vasiyetnamesinde, bankadaki paralarını Dr. Girne Akçiçek Hastanesine vasiyet ettiğini niyet etmiştir. Vasiyetnamenin yapıldığı tarihte vas-iyet edenin niyetinin paralarını Dr. Girne Akçiçek Hastanesine bırakma olduğundan, vasiyet ettiği zamanda hemen icra edilmiş gibi vasiyetinin okunması ve etkili kılınması gerekir.

Vasiyetname, vasiyet edenin ölümünden önce icra edilmiş olsa idi, Merhum -Cemali Hüdaverdi bankadaki paralarını Girne Dr. Akçiçek Hastanesine bırakabilecekti. Özetle, Merhum Cemali Hüdaverdi hayatta olduğu dönemde bankadaki paralarını Davalı No.2'ye hediye (gift inter vivos) olarak bırakabileceği cihetle, vasiyetname ile de öldü-kten sonra icra edilmek üzere, paralarını Davalı No.2'ye bırakabilmelidir.

Fasıl 195 Vasiyetnameler ve Veraset Yasası'nın hiçbir hükmü veya kuralı, tüzel kişiler lehine vasiyet edilmesini alenen sınırlamadığı veya engellemediği cihetle, vasiyet eden C-emali Hüdaverdi'nin Girne Dr. Akçiçek Hastanesi lehine yaptığı vasiyet hukuka aykırı olmaz.

Bu nedenle Fasıl 195 Vasiyetnameler ve Veraset Yasası'nda yer alan "kişi" kelimesinin tüzel kişileri de kapsayacak şekilde yorumlanmasına engel bir hüküm bulunma-dığından, "kişi" kelimesinin sadece gerçek kişileri kapsayacak şekilde yorumlanarak kısıtlandırılması, vasiyetnameler ile ilgili Yasanın amacı olan vasiyet edenin niyetine önem ve öncelik verilmesi kuralı ile çelişecek veya Yasanın ruhuna aykırı olacaktır.-
Yukarıda belirtilenlere istinaden vasiyet edenin niyeti uyarınca emir ve hüküm veren Alt Mahkeme, her ne kadar da sadece tüzel kişiler lehine vasiyet edilmesi hususunda Yasada bir engelin bulunmadığı gerekçesine dayansa da, farklı gerekçelerle kararında- hatalı değildir.

Belirtilenler ışığında, bu istinafın reddedilmesi gerekmektedir.

Alt Mahkeme Davacılar aleyhine masraf emri vermekle ve/veya her bir Davalı lehine masraf emri vermekle ve/veya verdiği masraf emrini herhangi bir gerekçeye dayandırmama-kla ve/veya gerekçesiz masraf emri vermekle hata yapmıştır.

Alt Mahkeme, Davacıların davasını ispat edemedikleri bulgusunu yaptıktan sonra ret ve iptal etmiş ve Davalı No.1'in mukabil davası altında, Davacılar aleyhine bir tespit emri vermiştir.

Alt M-ahkeme, Davacıların davasını ret ve iptal ederken, Davacıların her bir Davalıya 10,000 TL de dava masrafı ödemesine emir vermiştir.

Davacılar, Davalı No.2 lehine verilen masraf emrini istinaf etmelerine rağmen, Davalı No.1 lehine verilen masraf emrini i-stinaf etmemişlerdir.

Mahkemelerin huzurundaki davalarla ilgili masraf emri verme yetkileri, HUMT Emir 59 Nizam 12'de belirtilmektedir. Şöyle ki:


"12.Mahkeme veya yargıç herhangi bir meselede taraflardan herhangi birine masraf ödenmesi hususunda kara-r vermeyi uygun gördüğünde vereceği emir ile o tarafın masraflarının tespit edilmesine ve tespit edilen masrafların bir kısmının ödenmesine veya tespit edilmiş masraf yerine bir miktar para ödenmesine direktif verebilir; ve ödenmesi emrolunan kısmın veya p-ara miktarının kimin tarafından ve kime ödeneceğine dair direktif verebilir."
Mahkemelerin dava masrafları konusunda geniş takdir hakkı olduğu ve uzun ve masraflı dava süreçleri dikkate alınarak davayı lehine sonuçlandıran veya kazanan tarafa masraf emr-i verilmesi gerektiği bir kuraldır (Bkz. Yargıtay Hukuk 36/2009 - 37/2009 D.14/2015).

Aynı kararda Yargıtayın alt mahkemenin takdir ettiği masraf emrine müdahale edebilmesi için takdir hakkını keyfi veya hatalı kullandığı konusunda ikna edilmesi gerekmek-tedir. Şöyle ki:

"Bununla beraber, mahkemenin takdir hakkına müdahale edebilmek için, alt mahkemenin takdir hakkını hatalı veya keyfi kullandığı konusunda Yargıtayın ikna edilmesi gerekmektedir."

Benzer şekilde Yargıtay/Hukuk 3/84 Dağıtım 7/84'de, mah-kemelerin masraf takdir yetkilerinin adli olduğu ve keyfi veya hissi kullanılmaması gerektiği belirtilmiştir:

"Masraflar hususunu tezekkür ederken göz önünde tutulması gereken prensiplere kısaca değinmek yerinde olur. Mahkemelerin masraflar hususunu kar-ara bağlarken geniş takdir yetkileri vardır. Ancak bu takdir yetkisi adli bir takdir olduğundan bunun keyfi veya hissi olarak kullanılamayacağı açıktır."
Yine aynı kararda belirtildiği gibi, uygulamada; davayı kazanan bir davalı taraf, davanın gereksiz uz-amasına ve masrafların artmasına sebebiyet vermemişse veya davacının şikayet ettiği ihtilaf konusu ile ilgili kendinin de bir kusuru bulunmuyor ise veya davanın açılmasına kendi sebebiyet vermemişse dava masraflarını almaya hakkı bulunmaktadır (Bkz. Ritte-r v. Godfrey 2 K.B. (1820) sayfa 48).

Bu meselede masraflar konusu incelendiğinde ortaya çıkan durum şöyledir:

Alt Mahkeme, mukabil talep tahtında emir ve hüküm vermiş olmasına karşın, mukabil dava masrafları ile ilgili herhangi bir emir vermemiştir-. Mahkemenin mukabil dava masrafları ile ilgili emir vermemesi istinaf da edilmemiştir.

Alt Mahkeme, Davacıların davalarını ret ve iptal ettikten sonra, Davalı No.1 ve Davalı No.2'nin lehine ayrı ayrı masraf emri takdir etmiştir.

Alt Mahkemenin masra-f emri verirken kullandığı adli bir takdir yetkisidir. Yargıtay/Hukuk 54/2015 Dağıtım 30/2015 sayılı kararda, bir yetkinin doğru ve objektif kriterlerle kullanılması halinde adli kullanıldığı vurgulanmıştır.

Alt Mahkeme, kararında; gerek Davalılar aley-hine ayrı ayrı masraf emri takdir edereken gerekse de Davalı No.1'in mukabil davası lehine emir verirken masraf emri vermeyip, sadece Davacıların davası altında masraf emri verirken herhangi bir gerekçe göstermemiştir.


Alt Mahkeme hem müdafaa dosyalaya-rak Davacıların davasını red ve iptal eden, hem de mukabil dava dosyalayan ve mukabil davasını kazanan Davalı No.1 ile sadece müdafaa dosyalayarak Davacıların davasını kaybetmesini sağlayan Davalı No.2 arasında masraf takdir ederken yargısal işlemler boyut-unu dikkate alarak bir ayırıma gitmesi; mukabil davasını kazanan Davalı No.1'e, mukabil dava masrafları için de masraf takdir etmesi ve Davalı No.2'den farklı ve daha fazla bir masraf takdir etmesi gerekirdi.

Alt Mahkeme aynı şekilde, Davalı No.2 lehine- takdir edeceği masrafları da sadece müdafaa yapıldığını, mukabil talepte bulunulmadığını, davada iki davalının bulunduğunu ve Davalı No.2'nin de Başsavcılık olduğunu dikkate alarak tespit etmesi gerekirdi.

Alt Mahkeme masraf takdir ederken; HUMT Emir -59 Nizam 12`de belirtilen iki alternatiften ilki olan masrafların mukayyit tarafından tespit edilmesine emretmek yerine, kendisi bir miktar masraf ödenmesine emir vermiştir.

Alt Mahkemenin bir miktar para ödenmesine yönelik vermiş olduğu emre konu mikta-rın her halükarda adil olması ve keyfi olmaması için yargısal işlemlerle uyumlu ve orantılı olması gerekmektedir.

Alt Mahkemenin her bir Davalı için 10,000 TL masraf emri ve toplamda 20,000 TL masraf emri takdir edip ödenmesine direktif vermesi, huzuru-ndaki davadaki ihtilaf konusu meblağlar ve yargısal işlemler boyutu açısından değerlendirildiğinde yüksek bir tespittir.


Alt Mahkemenin Davacılar aleyhine ve Davalı No.1 lehine takdir ettiği 10.000 TL'lik masraf miktarının tüm dava için Davacıların öde-mesi gerekli olan masraflar açısından adil ve yeterli olduğunu tespit ederiz. Bu nedenle, yukarıda belirtilen kriterleri de dikkate alarak Davalı No.2 lehine takdir edilen masraf emrinin hatalı olduğu sonucuna varmış bulunmaktayız.

Belirtilenler ışığın-da, Alt Mahkemenin Davalı No.2 lehine takdir ettiği masraf emri iptal olunur ve herhangi bir masraf emri verilmez.

SONUÇ

Tüm yukarıda belirtilenler ışığında, istinaf kısmen kabul edilir ve Alt Mahkemenin hükmü aşağıdaki şekilde değiştirilir:

Davalı -No:2 aleyhindeki dava masrafsız red ve iptal edilir.

Belirtilenler ve meselenin kendine has olgularına istinaden istinaf ile ilgili masraf emri verilmez.




Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç Yarg-ıç Yargıç

16 Aralık 2015








18






Full & Egal Universal Law Academy