Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 17/2006 Dava No 5/2008 Karar Tarihi 25.06.2008
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 17/2006 Dava No 5/2008 Karar Tarihi 25.06.2008
Numara: 17/2006
Dava No: 5/2008
Taraflar: Sağlık ve Çevre Bakanlığı ve diğerleri ile Müteveffa Osman Kafalı Terekesi İdare Memurları arasında
Konu: Özel ve genel tazminat - Hastaya geç müdahalede bulunulması nedeniyle ölüm tazminatı
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 25.06.2008

-D.5/2008 Yargıtay/Hukuk: 17/2006
(Dava No: 1610/2000; Lefkoşa)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti:Mustafa H.Özkök,Seyit A.Bensen, Necmettin Bostancı.

İstinaf eden: 1. K.K.T.C. Sağlık ve -Çevre Bakanlığı vasıtasıyle
Başsavcılık - Lefkoşa
2. Dr. Öcal Korun, Lefkoşa
3. Dr. Erdal Aksın, Lefkoşa
(Davalı No.1)

- ile -


Aleyhine ist-inaf edilen: Müteveffa Osman Kafalı Tereke, Tereke
İdare Memurları sıfatıyle mezkûr
terekeyi ve müteveffaya muhtaç
kimseleri temsilen
Birgül Kafalı, Karaoğlanoğlu
Servet Yaşın-ses, Karaoğlanoğlu
(Davacılar)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden (Davalı No.1) namına: Başsavcı Yardımcısı Mustafa
Arıkan
Aleyhine istinaf edil-en (Davacılar) namına: Avukat Boysan Boyra.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Talât Derviş Refiker ve Yargıç
Tanju Öncül'ün 1610/2000 sayılı davada 6.2.2006 tarihinde verdiği karara karşı İstinaf Eden (Davalılar) tarafından yapılan istinaftır.


-------------------


H Ü K Ü M


Mustafa H. Özkök: İstinaf, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 1610/2000
sayılı davada verdiği 6.2.2006 tarihli hükme karşı yapılmıştır.

Aleyhine İstinaf Edilen Davacılar, Lefkoşa Kaza Mahkemesinde
dosyalamış oldukları 1610/2000 s-ayılı davalarında sunmuş olduk-
ları 25.12.2001 tarihli Tafsilâtlı Talep Takririnde, İstinaf
Eden Davalıların dikkatsizliği ve/veya ihmalkârlığı ve/veya
doktorların vazife ve vecibelerini yerine getirmedikleri
yönündeki ihmal ve/veya dikkatsizliklerini iz-ah ettikten
sonra Müteveffa Osman Kafalı'nın ölümü nedeniyle uğramış
oldukları özel ve genel zarar ziyanın ödenmesi talebinde bulunmuşlardır.

Davanın duruşmasına başlamadan önce Davalı No.(3)'ün
davadan ihracı ile ilgili bir istida dosyalanmış ve Da-valı
No.(3) davadan ihraç edilmiştir.

Davalı No.(1) ve (2) dosyalamış oldukları Müdafaa
Takrirlerinde gerek Hastahanenin gerekse doktor hatasının
olmadığını, Müteveffa Osman Kafalı'ya gerekli tıbbi müdahalenin
yapılmış olduğunu ancak hastanın kurta-rılamadan vefat ettiğini,
bu nedenle Davalı No.(1) Bakanlık ile Davalı No.(2) Acil
Serviste görevli doktorun herhangi bir ihmal ve dikkatsizliği
bulunmadığından, Davacıların dosyalamış oldukları davanın
reddedilmesini talep etmişlerdir.

Davanın dur-uşması yapılmıştır. Davayı dinleyen Bidayet
Mahkemesi, Davalı No.(1)'i Müteveffanın ölümünden sorumlu
tutarak zarar ziyan ödemesi için hüküm vermiş, Davalı No.(2)
ile ilgili davayı reddetmiştir. Davalı No.(1) verilen
hükme karşı işbu istinafı dosyalamışt-ır.

İstinaf ihbarnamesi 4 sebep içermektedir. İstinaf
sebepleri aynen şöyledir:

"1. Muhterem Bidayet Mahkemesi, Davalı numara 1'i
kusurlu ve sorumlu bulmak ve tazminat ödemesi
gerektiğine karar vermekle hata etmiştir.
- Gerekçe: Muhterem Bidayet Mahkemesi, ne Davalı
numara 2 Doktor'u ne de Davalı numara 3 Doktor'u
kusurlu ve sorumlu bulmadığı gibi, başka her-
hangi bir Hastahane personelinin kusur ve/veya
sorumluluğu olduğuna da kara-r vermemiştir.

İlgili Doktorlar ve/veya Hastahane'nin
herhangi bir başka istihdam edileni, kusurlu
ve sorumlu bulunmadığına göre, istihdam eden
olarak Davalı numara 1'in kusurlu ve sorumlu
bulunmasına karar- vermekle Muhterem Bidayet
Mahkemesi hukuken hatalı karar vermiştir.

2. Muhterem Bidayet Mahkemesi, herhangi bir
kişinin gecikmesi nedeni ile sorumlu ve
kusurlu olduğu ve ölüm olayının gerçekleşti-
ğine dair -huzurunda şahadet olmadan Davalı
numara 1'in geciktiği nedeni ile ölüm olayının
gerçekleştiğini ve Davalı numara 1'i bu sebepten
kusurlu ve sorumlu bulduğunu ve tazminat ödemesi
gerektiğine karar vermekle hata etmiştir-.

Gerekçe: Operatör Doktor Şeref Keçecioğlu'nun
çürütülmemiş şahadetine göre, müteveffa daha
erken ameliyata alınsa kurtarılabilir miydi,
şeklindeki soruya kesin bir şey söylemek zor,
ancak, bahsettiğ-im ezilme nedeni ile yaşama
şansı daha azdı. Şeklindeki şahadetini
Muhterem Bidayet Mahkemesi dikkate almayarak
gecikme nedeniyle ölümün gerçekleştiğine karar
vermekle hatalı davranmıştır.

3. Muhterem Bidayet Ma-hkemesi, Davalı numara 1'in
fâhiş tazminat miktarı ödemesine karar vermekle
hata etmiştir.

Gerekçe: Muhterem Bidayet Mahkemesi, huzurundaki
şahadeti layıkı veçhile değerlendirmeye tabi
tutmayarak, Davalı numar-a 1'in tazminat ödemesine
karar vermekle ve/veya fâhiş tazminat ödemesine
karar vermekle hatalı hareket etmiştir.

4. İstinaf zabıtları, istinaf dosyalandığında hazır
olmadıkları cihetle, istinaf zabıtları hazır
-olduğunda, yeni istinaf sebepleri ilâve etmek
ve/veya mevcut istinaf sebeplerinde gerekli
değişiklikleri yapmak, hususundaki haklarımızı
bu safhada, mahfuz tutarız."



İstinaf Eden Davalı No.(1)'i temsilen Başsavcı Yardımcı-sı
yaptığı hitabında, Davalı No.(2) olarak görülen ve olay gecesi
Acil Serviste görevli olup Müteveffayı muayene ederek ilk
müdahaleyi yapan doktor ile bilâhare Müteveffayı muayene ve ameliyat eden diğer doktorlar ve sair Hastahane personelinin herhangi b-ir kusurlarının bulunmadığının saptandığı cihetle
Davalı No.(1) Hastahane Yönetiminin sorumlu bulunarak, genel
zarar ziyan ödenmesine hükmetmekle Bidayet Mahkemesinin hatalı davrandığını, sunulan doktor şahadetinden de anlaşılacağı gibi, hastaya erken müda-hale edilmiş olsaydı bile hastanın yaşama şansının çok az olduğunu, geç müdahale edilmesi nedeniyle
Hastahane Yönetiminin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, hastaya gerekli tıbbi ve, cerrahi müdahalede bulunulduğunu,
buna rağmen geçirmiş olduğu trafik- kazası sonucu aldığı yaralar nedeniyle vefat ettiğini, bu nedenle Davalı No.(1)'in sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek istinafın kabul edilmesi talebinde bulunmuştur. İstinafın reddedilmesi halinde ise verilen tazminat miktarına itirazları olmadığını -beyan etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen Davacıları temsilen bulunan
Avukatları ise yaptığı hitabında, Bidayet Mahkemesinin
yapmış olduğu bulgunun doğru olduğunu, Müteveffanın 15.11.1999
tarihinde geçirmiş olduğu bir trafik kazası sebebiyle saat
22.30--23.00 raddelerinde, Doktor Emine Güllüelli tarafından
Girne Akçiçek Hastahanesinden hemşire refakatinde, ambülans
ile Lefkoşa Doktor Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastahanesi'ne
sevkedildiğini, sevkederken Doktor Emine Güllüelli'nin Lefkoşa Doktor Burhan Nal-banoğlu Devlet Hastahanesi'nin Acil Servisinde görevli doktor ile görüşerek, hastanın Kalp ve Damar Cerrahı tarafından görülmesini tavsiye ettiğini, ancak bu tavsiyeye
uyulup Kalp ve Damar Cerrahı tarafından muayene edilmediğini,
23.45 raddelerinde Lefkoşa- Doktor Burhan Nalbanoğlu Devlet Hastahanesi Acil Servisine ulaştırılan hastanın nöbetçi doktor tarafından muayene edildiğini, tansiyonunun 12'ye 8, nabzının
ise 85 olduğunun tespit edildiğini, akciğer ve kalbinin dışarı-
dan yapılan muayene sonucunda norm-al olduğu tespit edilerek, sol omuzundaki kırık nedeniyle Ortopedi Servisine sevkedildiğini,
saat 00.35 raddelerinde Ortopedi Uzmanı Doktor Erdal Aksın
tarafından hastanın Ortopedi Servisine yatırıldığını, gece saat 03.00 raddelerinde hastanın fenalaştığı-nı, hemşire tarafından yapılan müdahaleden sonra Doktor Erdal Aksın'ın telefonla Hastahaneye çağrıldığını, bilâhare Acil Servisteki doktorun
tekrar hastayı muayene ettiğini, hastanın fenalaştığını görmesi üzerine cerrah çağrıldığını, hastanın 06.30 raddele-rinde yoğun bakıma alındığını, 07.15 raddelerinde ise ameliyata hazırlandığını, 07.30'da ameliyata başlandığını ve 07.45'de ise hastanın vefat ettiğini, ifade etmiştir. Saat 22.30 -23.00 raddelerinde Hastahaneye intikal eden hastaya cerrahi müdahalenin sa-bah 07.30 raddelerinde yapıldığını ve geç müdahale edilmesinin hastanın
vefat etmesine neden olduğunu, bu durumdan Hastahane Yönetimini sorumlu tutarak tazminat ödenmesine hüküm vermekle Bidayet Mahkemesinin doğru bir karar verdiğini belirterek, istinafın -reddedilmesini talep etmiştir.

Meselenin olguları kısaca şöyledir; Müteveffa Osman
Kafalı, 15.11.1999 tarihinde sürmekte olduğu DY 433 plâkalı
aracı ile kendi kendine bir kaza yapmış ve aldığı yaralar
nedeniyle saat 22.30 raddelerinde Girne Akçiçek- Hastahanesine
götürülmüş, Nöbetçi Doktor Emine Güllüelli tarafından yapılan
ilk müdahaleden sonra hemşire refakatinde, ambülans ile Lefkoşa
Doktor Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastahanesi Acil Servisine
havale edilmiş ve serviste nöbetçi doktora hastanın se-vkedil-
diği bildirilmiştir. Ayrıca nöbetçi doktora, göğüs travması
olma şüphesiyle, uygun görülmesi halinde Kalp ve Damar Cerrahisi
Uzmanı tarafından muayene edilmesi tavsiye edilmiştir. Hasta,
saat 23.00 raddelerinde hemşire refakatinde Lefkoşa Doktor
-Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastahanesi'ne getirilmiştir. Saat
23.40 raddelerinde, Lefkoşa Acil Servisi'nde görevli Doktor Öcal Korun tarafından yapılan muayenesinde sol omuzunda kırık tespit edilmesi nedeniyle saat 00.35 raddelerinde hasta, Ortopedi
Uzman-ı Doktor Erdal Aksın'a teslim edilmiş ve Ortopedi Servisi'ne sevkedilerek muayenesi yapılmıştır. Acil Servis'te yapılan ilk muayenesinde tansiyonunun 12'ye 8, nabzının ise 85 civarında
olduğu, akciğer ve kalbinin dinlendiği ve bu organların yapılan
dış m-uayenelerinde normal olduğunun tespit edildiği, gece saat
03.00 raddelerinde hastanın fenalaştığı, önce hemşire tarafından bazı müdahalelerde bulunulduğu, Acil Servis Doktorunun 05.30 raddelerinde tekrar muayene ettiği hastanın, nefes darlığı
çektiği ve so-ğuk terleme içerisinde olduğu, tansiyonunun 8'e 5, nabzın 130 olduğu, karın bölgesinde elle yapılan muayenede ise, sıvı olma belirtisinin bulunduğu ve bu tespitlerin kanama
bulguları olması nedeniyle ikinci bir damar yolu sağlayarak kan yerine geçen sıvı -takviyesi yapıldığı ve on-call olan Uzman
Doktor Ahmet Şeref Keçecioğlu'nun hastahaneye gelmesinin sağlan-
dığı, hastanın 06.30 raddelerinde yoğun bakıma alındığı,
07.15'te ise ameliyata hazırlandığı, 07.30'da ameliyata başlan-
dığı, ameliyat sırasında s-aat 07.45'te hastanın vefat ettiği anlaşılmaktadır.

Sunulan şahadet ve ibraz olunan emareleri titiz bir
şekilde inceleyen İlk Mahkeme Yargıçları, Müteveffaya tıbbi
müdahale yapılması bağlamında ciddi ve önemli boyutta gecikme-
lerin olduğu ve bu ge-cikmeden sonra Müteveffanın yaşama
şansının azaldığı ve on-call sisteminin yol açtığı bu gecik-
melerin Müteveffanın ölümüne neden olması sonucunu doğurduğu,
bu nedenle Müteveffanın ölümünden Davalı No.(1)'in sorumlu
tutularak Davacıların tazmin edilmesi -gerektiği sonucuna
varmıştır ve hükümde belirtilen miktarların, Davalı No.(1)
tarafından Davacıya ödenmesi için hüküm verilmiştir.


Mavi 153'te, ilgili tarihte Sağlık Bakanlığı Özel Kalem
Müdürü olan Mehmet Barışsever şahadetinde şöyle demektedir:

- "S. Bu olaydan sonra servislerdeki durum ayni mi,
yoksa bir değişiklik var mı?
C. Şimdi o olay sırasındaki statü on-call tüzüğü
uygulanmaktaydı. Doktor arzu ederse gerekli
gördüğü alanlardan uzman çağırırdı. Fakat bu
- olaydan sonra biz bakanlık olarak gerçekten bu
olaydan bir ders çıkardık ve bazı düzenlemeler
yapıldı. Bu olaydan sonraki düzenlemeyi bütün
etrafıyla değil, yalnız bu kısmı ile ilgili
olarak anlatayım ben. Bu -bahsettiğim uygulama
Ocak 1999 sonu veyahut da Şubat başlarında
yürürlüğe girdi."


Diğer bir soruya karşılık ise;

"S. Şimdi olay 1999'da olduğuna göre tarih kaç
olabilir?
C. 2000 senesi Ocak sonu veyahut da Şub-at başında
uygulamaya girdi ve bu uygulama ile ana branş-
lardaki uzman hekimlerin gece bakanlığa bağlı
servislerde nöbet tutması ve acil servislerden
talep gelmesi halinde gidip acilde gerekli
konsültasyonu ya-pmaları şeklinde uygulamaya
kondu."

Olay tarihinde Sağlık ve Çevre Bakanı olarak görev yapan
Doktor Gülsen Bozkurt ise Mavi 180'deki şahadetinde şöyle
demektedir:

"S. Bu sona erdirme işleminin nedeni ne idi Gülsen
hanım?
- C. Şimdi tahmin ediyorum bunlar görüşüldü ve
raporlar okundu. Osman Kafalı isimli yaralı
şahıs yaralı olarak hastahaneye getirildiği
zaman, Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastahanesine,
hatırladığım kadarıyle Girne Hastah-anesinden
sevk edilmişti ve iç kanama şüphesi vardı. Bu
yaralı hasta hastahaneye ulaştığı zaman ki,
trafik kazalarındaki altın dakikalar dediğimiz
bu ilk dakikalar ve saatler çok önemlidir.
Gerekli servislere- ulaştırılmadığı bilgime
geldi..."
Aynı Tanık Mavi 182'de şöyle demektedir:

"Tanık: Bu kötü olay olduktan sonra ilgili
doktorun sözleşmesini iptal etmek üzere
bakanlar kuruluna götürdüm ve bakanlar
kurulu-nda hiçbir tereddüte mahal kalmadan
sözleşme iptal edildi. Tabii bundan sonra
da bu olaydan çıkarılan dersi alarak ben
bakan olduğum ilk günlerde acil servislerin
iyileştirilmesi yönünde adım atmıştım ve
fiziki-...
S. Ne ders çıkardınız bu işten?"


Ne ders çıkardınız bu işten sorusuna karşılık ise Mavi
183'te şu cevabı vermiştir:

"...Daha sonra bu olaydan sonra on-call
sistemiyle çalışan acil serviste nöbet
sistemine ge-çtik ki, o dönemde büyük bir
ekonomik kriz yaşanıyordu ülkede. Büyük
mali külfetlere karşın hastahanenin
bütün servislerinde ameliyathane ve
bütün servisleri dahil nöbetçi uzmanlar
kalmaya başladı bu acı olayd-an sonra.
Bu arada bütün acilde çalışan ambulans
şoföründen hemşireye kadar doktorlar da
dahil acil konularında hizmet içi
eğitimlere tabi tutuldular periyodik
olarak."


Bu olayda Müteveffa Osman Kafal-ı'yı ameliyat eden Cerrahi
Uzmanı Doktor Ahmet Şeref Keçecioğlu şahadetinde Mavi 235'te
sorulan bir soruya karşılık şöyle cevap vermiştir:


"S. Yani böyle bir geniş Hematon neticesi,
yani bu travma neticesi birşey olduğunda
- iç kanama olduğunda yani hastanın
kurtarılma şeyi zordur diyorsunuz yani?
C. Oldukça zordur. Bir kesici alet yaralan-
masına göre bunların cerrahi tedavisi
diğerlerine göre daha zordur. Ama
imk-ânsız değil."

Diğer bir soruya karşı ise verilen cevap şöyledir:

"S. Şimdi bir da Şeref Bey bu konuda bir iddia
var ki yani bu hasta daha evvelden diyor
yani mesela 3-5 saat evvel, veyahut da
mesela 22.00--23.00'da getirildi hastahaneye,
yani mesela 02.30'da, 03.00'da veyahut da
daha evvel ameliyat edilseydi belki kurtulurdu
diyorlar. Böyle bir hastada ne dersiniz?
C. Ona kesin birşey söylemek güç. Yani onu
- yaşayıp, görmek lazım. Ama dediğim gibi yani
olayı gören, batın içindeki tabloyu gören
bir doktor olarak bu nisbetin, yaşama
nisbetinin var olduğunu, fakat daha zayıf
olduğunu, bir bıçaklanmaya, bi-r kurşun
yaralanmasına göre daha zayıf olduğunu
söyleyebilirim."


Yine aynı Tanık Mavi 240'da şu şekilde şahadet vermiştir:

"S. Dolayısıyle Osman Kafalı'nın 15.11.1999
tarihinde, yani öldüğü tarihte sistem-
on-call sistemiydi. Bu da evinizde oturup,
hastaya zamanında müdahale edememe sonucu
mu?
C. Bu bir etkendir.
S. Halbuki diyorsunuz sistem bu değil da,
hastahanede nöbetçi olma şeklinde değ-iş-
tirilseydi, olsaydı...
C. İşte nedir burada. Kesin (ekzapli), kesin
birşey söylemek da yanlıştır. Çünkü siz
şeye bağlayacaksınız, erken alsaydım
yaşayabilirdi. Yaşayabilirdi, o nisbeti
- o şahsın bir nebze olsun belki yükseltebilirdi.
S. Şansı çok daha fazla olmaz mıydı?
C. Çok demiyorum, yükseltebilirdi. Ama ne kadar
yükseltirdi.

.............................................
.-............................................

S. Kurtaramaz mıydınız? Ölür müydü yine?






C. Bilmem hiç onu, yaşamak lazım onu. Görmediğim
şeyi nasıl söyleyeyim. Belki bir miktar şansı
artabilirdi erken getir-ilseydi olabilirdi.
Yani onu da reddedemem."


Yukarıya aktarılan şahadetten de görülebileceği gibi,
on-call sistemindeki gecikmeler nedeniyle hastaya geç müdahale
edildiği ve bu hastanın vefat etmesinden sonra on-call
sisteminden vaz-geçilerek nöbetçi doktor sistemine geçildiği, dönemin Sağlık Bakanı ve Sağlık Müdürü tarafından, şahadet-
lerinde ifade edilmektedir. Ameliyatı yapan Cerrahi Uzmanı
Doktor Ahmet Şeref Keçecioğlu'nun yukarıda aktarılan şahadetinden
de görülebileceği gibi h-astanın, geç müdahaleden dolayı yaşanan
bu gecikmelerin ölümüne neden olabileceği ve/veya yaşama
şansının azaldığı yönünde olduğu görülmektedir.

Yukarıda aktarılan olgulardan ve şahadetten anlaşılacağı
gibi, saat 23.30 raddelerinde Hastahaneye get-irilen hasta, sabah
saat 07.30 raddelerinde ameliyata alınmış ve 07.45'te vefat etmiştir. Bundan da görülebileceği gibi, hastanın Hastahaneye gelişi ile ameliyata alınışı arasında, uzun sayılabilecek bir sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, İlk M-ahkemenin yukarıda varmış olduğu bulguya varabilmesi için önünde yeterli şahadet olduğu ve vardığı bulgunun doğru olduğu kanaatindeyiz
ve İstinaf Eden tarafından, İlk Mahkemenin bulgusunun yanlış
olduğu hususunda ikna edilmiş değiliz.

Yukarıda söyl-enenler ışığında, İstinaf Edenin istinafında
başarılı olmadığı cihetle, istinafın reddedilmesi gerektiği
kanaatindeyiz.

Netice itibarıyle istinaf ret ve iptal olunur.



Masraflar, İstinaf Eden tarafından Aleyhine İstinaf Edilene
ödenecektir.

- Masraf listesi Mukayyit tarafından tespit edilecektir.



Mustafa H. Özkök Seyit A. Bensen Necmettin Bostancı
Yargıç Yargıç Yargıç



25 Haziran 2008-



11






Full & Egal Universal Law Academy