Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 166/2014 Dava No 52/2017 Karar Tarihi 21.11.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 166/2014 Dava No 52/2017 Karar Tarihi 21.11.2017
Numara: 166/2014
Dava No: 52/2017
Taraflar: Zalihe Samancıoğlu yetkili vekili Turgut Samancıoğlu ile Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi Müdürlüğü ve Maliye Bakanlığı arasında
Konu: Teminata el konulması - Sözleşmedeki koşuldan ısrarlı olma hakkından feragat etme - Force mejeure - Mucbir sebep
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 21.11.2017

-D.52/2017 Yargıtay/Hukuk : 166/2014
(Lefkoşa Dava No:2338/2011)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan,Gülden Çiftçioğlu,Beril Çağdal


İstinaf eden : Zalihe Samancıoğlu yetkili- vekili Turgut
Samancıoğlu vasıtasıyla, Lefkoşa.
(Davacı)

ile

Aleyhine istinaf edilen : No.1- Devlet Emlak ve Malzeme
Dairesi Müdürlüğü vasıtasıyla
- KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa.
No.2- Maliye Bakanlığı vasıtasıyla
KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa.
(Davalılar)


A r a s ı n d a. -


İstinaf eden namına : Avukat İzzet Erkanlılar hazır.
Aleyhine istinaf edilen namına : Savcı Meryem Beşoğlu hazır.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Bertan Özerdağ'ın, 2338/2011 sayılı davada, 23.10.2014 tarihinde verdiği karara karşı, Davacı tarafından -yapılan istinaftır.


-----------------


K A R A R


Ahmet Kalkan :İstinaf Eden/Davacı, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin davasını ret ve iptal eden 23.10.2014 tarihli hükmüne karşı bu istinafı dosyaladı.



İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

Dosyad-a mevcut olan şahadet, emareler ve Alt Mahkemenin bulguları ışığında olgular özetle şöyledir:

İstinaf Eden/Davacı (bundan böyle sadece Davacı) 22.4.2011 tarihinde, Aleyhine İstinaf Edilen/Davalılar (bundan böyle sadece Davalılar veya yerine göre Davalı -No.1 veya 2) aleyhine, Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü E.2 n.1 altında bir dava dosyaladı.

Davacı, daha sonra 11.5.2012 tarihinde dosyaladığı Tafsilatlı Talep Takririnde özetle: 24.11.2010 tarihinde Davalılar ile yazılı bir anlaşma yaptığını; bu anlaşma-ya göre, Davalılara ait Gazimağusa, Güzelyurt, Girne Şubelerinde ve Lapta Santralinde bulunan yaklaşık 100 ton PVC kaplı Bakır Kablo ile 6 ton çıplak bakır telin Davacıya Davalılar tarafından tonu 6550TL'den ve 10,300TL'den satıldığını; Davalıların anlaşma-ya aykırı olarak ve hileyle PVC boruların içerisindeki tellerin bakır olmadığını bilerek Davacıyla bakır tel üzerinden anlaşma yaptığını; Davacının bakır telleri çelik tellerden ayırmak için %10 işçilik harcaması gerektiğini; %26 oranında çelikli tel mevcu-t olduğunu ve bu esastan hareketle çelikli teller için 169,000TL, işçilik için ise 65,000TL indirim yapılması gerektiğini; tüm ihbarlara rağmen Davalıların kesintileri yapmadığını; üstüne üstlük Davacıya 6000TL gecikme cezası kestiğini; kendisinin Davalıla-rdan muhtelif tarihlerde 255,137.91TL'lik alım yaptığını; Davalılara ödenen miktardan işçilik ücretlerinin ve bakır telin saf çıkmaması nedeniyle toplam %36 oranındaki bir meblağın geri ödeme yapılması gerektiğini ileri sürerek, Talep Takririnde ayrıntılar-ını verdiği şekilde, toplamda 171,397.79TL zarar-ziyan ve ayrı ayrı meblağlar üzerinden %25 faiz talep etmiştir.

Davalılar, Başsavcılık vasıtasıyla 19.11.2012 tarihinde dosyaladıkları Müdafaa Takririnde Davacının iddialarını reddederek, Davacının, satış- şartnamesinde belirtilen ve şartlara uygun olarak 100 ton hurda PVC kaplı bakır telefon kablolarının satışı ihalesine katıldığını; malı görerek ve en yüksek fiyatı vererek satın aldığını; anlaşma şartlarına uymadığını; kati teminat karşılığı yatırılan 70,-000TL'ye el konması dahil tüm işlemlerin hukuka uygun olduğunu; fiyat değişikliğinin mümkün olmadığını ve Davacının davasının haklı sebebe dayanmadığını ileri sürerek, davanın ret ve iptalini talep etti.

Alt Mahkemenin bulgularına göre, istinafa konu da-va ile ilgili olgular özetle şöyledir:

6.10.2010 tarihinde, M 2/2010 sayılı Değerlendirme Raporu ışığında gerekli piyasa araştırması yapılarak, Telekomünikasyon Dairesinin SOS Çocuk Köyü arkasındaki kablo ambarında ve Lefkoşa-Gazimağusa-Girne ve Güzelyu-rt Şubelerinde bulunan muhtelif malzemelerin hurda olmalarından dolayı açık artırma usulü ile satışlarının yapılmasına karar verildi.

5.11.2010 tarihinde açık artırma usulü ile yapılan satışta, Zalihe Samancıoğlu adına Turgut Samancıoğlu muhtelif PVC izo-leli hurda telefon kablosunu, tonu 6550TL, çıplak bakır teli ise tonu 10,300TL karşılığında en yüksek teklifi vererek ihaleyi kazandı ve taraflar arasında anlaşmaya varıldı.

Taraflar, bu şartlara bağlı olarak, 24.11.2010 tarihinde sözleşme imzaladılar.
-
Sözleşmeye göre, Davacı, Davalılara sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getireceğine dair teminat olarak 70,000TL'lik bir banka teminat mektubu verecekti.

Davacı 70,000TL'lik banka teminat mektubunu sözleşmeye uygun olarak Davalılara verdi.

Davacı, i-haleye konu hurda malzemeleri kaldırmakta geç kalırsa, geç kaldığı her gün için Davalılara 300TL ceza ödemeyi kabul ve taahhüt etti.

Mukavelenin 3. maddesine göre Davalılar, Davacının mükellefiyetlerini kısmen veya tamamen yerine getirmemesi halinde, tem-inat mektubuna ve teminata el koyma hakkına sahip olacaktı.

Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca Davacı hurda malzemelerin tümünü Davalıların depolarından kaldırmakla yükümlü olmakla birlikte, malzemenin tümünü kaldırma yükümlülüğünü yerine getirmemiş; -kaldırılan malzemenin bedelini ise ödemiştir.

Taraflar Davacının başvurusu üzerine, 23.12.2010 tarihinde bir protokol imzalayarak, Davacının sözleşmede belirtilen hurdayı kaldırma yükümlülüğü süresini 5.1.2011 tarihine kadar uzattılar.

Davacı, 5.1.2011 -tarihine kadar hurda malzemenin tümünü kaldırma yükümlülüğünü yerine getiremedi.

Davacı, ek protokol ile verilen ek sürede yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmakla birlikte, 5.1.2011 tarihinden sonra malzeme kaldırmaya devam etti.

Davalılar mükellefiy-etlerini ifa etmede geç kaldığı cihetle, Davacıdan 6000TL para cezası tahsil etti.

Davalılar, Davacının 70,000TL'Lik teminatına 24.02.2011 tarihinde el koydular.

Davacı, ihaleden önce malzemeyi yerinde görmüş ve iki kez bu maksatla hurda malzemenin bul-unduğu depoyu ziyaret etmiştir.

Davacı, protokol ile verilen ek sürenin 5.1.2011 tarihinde dolmasına bir gün kala, 4.1.2011 tarihinde, Emare No.18 Yazıyı Davalılara göndererek, ek süre verilmesini bir kez daha talep etti.

Davacı, kabloların çelikli old-uğu yönündeki iddialarını tekrarlamamış, tenzilat yapılmasını istememiş veya sözleşmenin ihlal edildiğini belirtmemiştir. Davacı, verilen ek sürenin dolmasına karşın hurda kabloları almaya devam ederek gecikmeden dolayı kesilen cezayı ödemiştir.

Huzurund-aki şahadeti, emareleri ve saptadığı olguları değerlendiren Alt Mahkeme, uyuşmazlık konusunun özel hukuk alanına girdiğine, Davacının ihale edilen malzemeyi önceden gördüğüne ve malzemenin ne olduğunu bilerek ihaleye girdiğine; ihale koşullarının ihlal edi-lmediğine; ihale edilen ürünlerin şartnamede çelikli olduklarının yazılmaması ile sözleşmenin ihlal edildiği iddiasının ileri gidemeyeceğine; Davacının ek protokol imzalayarak süre koşulunu değiştirdiğine, indirimin yapılması ve hurda kabloların çelikli çı-kması ile ilgili taleplerinde, ek protokoldeki diğer koşullar aynen yürürlükte kalacağı maddesi ile ısrarlı olmadığını ortaya koyduğuna; kendisine verilen ek süreye rağmen malzemeyi almayan Davacının sözleşmeyi ihlâl ettiğine ve pul parasını talep edemeyec-eğine; ek teminata el konmasının sözleşmeye uygun olduğuna; Davacıdan tahsil edilen 6000TL cezanın sözleşmeye uygun olduğuna bulgu yaparak, Davacının davasını reddetmiş, masraflarla ilgili emir vermemiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davacı, Avukatı vasıtasıyl-a dosyaladığı istinaf ihbarnamesinde, 7 istinaf sebebi ileri sürmüştür.

İstinaf sebeplerini, nitelikleri gereği tek başlık altında toplamak mümkün olmadığından, 7 istinaf sebebini ayrı ayrı inceleyeceğiz.

Buna göre, (Mümkün olduğunca istinaf ihbarna-mesindeki aslına sadık kalarak):

Muhterem Alt Mahkeme, tarafların davada daraltmış oldukları ihtilafsız konulara ilaveten yine ihtilafsız farz ettiği "Davalılar Davacının teminatına 24.02.2011 tarihinde el koymuşlardır" şeklindeki konuyu ihtilafsız zanne-tmesi hatalıdır.
Muhterem Alt Mahkeme, Davacı nam ve hesabına 4 adet örnek kablo ile Davalı nam ve hesabına 2 adet örnek kablo sunulduğunu kabul etmekle beraber, bu kablolarla ilgili Davacı nam ve hesabına verilen izahatı dikkate almamakla hata etti.
Muh-terem Alt Mahkeme, Davacı Tanığı İrfan Paşa Özakalın'ın 4.2.2011 tarihli Emare No.23 Raporu ile Mahkeme huzurunda vermiş olduğu şahadet ile Mahkemenin bu konudaki bulgusu taban tabana zıt olduğundan, verilen karar hatalıdır.
Muhterem Alt Mahkeme, Davalıla-r ile Davacı arasındaki sözleşmenin feshedilmesinden sonra, açılan ihalelerin kendisinin kazandığı ihaleden farklı olduğu ve hurda malzemelerin 6550TL yerine 3200TL'den satılması ile Davalıların sözleşmeyi ihlâl ettikleri iddiasına itibar etmemekle hata et-miştir.
Keza Muhterem Mahkeme, böyle bir durumun ihale şartlarına da aykırı olduğunu dikkate almamakla hata etmiştir.
Muhterem Alt Mahkeme, satılıp teslim olunan PVC'nin esasta bakır kablo değil de çelikli PVC bakır kablo olduğu hususuna gerekli ehemm-iyeti ve ağırlığı ve bilhassa, Fasıl 267 Eşya Satış Yasası'nın 16. maddesinde öngörülen kriterleri göz ardı etmekle hata etmiştir.
Emare No.7 madde 20 açık ve seçik olarak, Davalıların "force majeure" olduğunu zımnen kabullenerek erteleme yönüne gitmekle,- teyit ve teslim etmelerine rağmen, Muhterem Mahkeme yazılan ve hatalı tefsirle Davalının değil Davacının sözleşme ahkamına aykırı olarak hareket ettiğini dikkate almamakla ve/veya aksine bulgu yapmakla hata etti.
Muhterem Alt Mahkemenin, estoppel kavramıy-la ilgili görüş ve bulgusu "executory estoppel'e yönelik olmakla birlikte, davadaki "executed estoppel" olgusunu göz ardı etmiş olup, bu kavramın layihalarda yer alması gerektiği şeklinde hatalı bulgu yapmıştır.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Davac-ı Avukatı istinaftaki hitabında istinaf sebeplerine genel olarak değindikten sonra, 70,000TL'lik teminatın 40,000TL'sine el konduğunu; 30,000TL'sinin iade edildiğini ama bu durumun dikkate alınmadığını; Davalıların bu davranışlarının Davacının haklı olduğu-nu ortaya koyduğunu; sözleşmede bakır ve PVC'li bakırdan bahsedildiğini; çelikli bakırın hurdada olmasının açıkça sözleşmeye aykırı olduğunu; bu durumun Fasıl 267'ye de aykırı olduğunu; mevcut olgularla Alt Mahkemenin hatalı sonuca ulaştığını; bu sözleşmey-i ihlal edenin Davalılar olduğunu iddia ederek, istinafın kabulünü talep etti.

Davalıları temsil eden Savcı ise özetle: Alt Mahkemenin her iddiayı ayrı ayrı ele alıp incelediğini; açık artırma ile yapılan bir ihale sonucunda malzemeyi görecek olan Davac-ının imzaladığı sözleşmeye aykırı davrandığını; Davalıların sağladığı kolaylıklara Davacının riayet etmediğini ve protokollere uymadığını ve Alt Mahkemenin bulgularında hata olmadığını detaylı bir şekilde izah ederek, istinafın reddini talep etti.

İNCELE-ME:

Dava ile ilgili zabıtları, emareleri ve tarafların iddia ve argümanlarını inceleyip değerlendirdik.

Muhterem Alt Mahkeme, tarafların davada daraltmış oldukları ihtilafsız konulara ilaveten yine ihtilafsız farz ettiği "Davalılar Davacının teminatın-a 24.02.2011 tarihinde el koymuşlardır" şeklindeki konuyu ihtilafsız zannetmesi hatalıdır.

Davacı, teminatına el konulması ile ilgili istinaf ihbarnamesindeki gerekçelerini, Davalıların teminata hiçbir zaman el koymadıkları, teminata el koymamakla Davacı-nın haklılığını kabul ve teslim etmiş oldukları, Davalıların, teminatın hayali bir borç nedeniyle sadece 40,000TL'sine el koydukları, 30,000TL'yi iade ettikleri şeklinde anlatmıştır.

Bir davanın esasını, dava ve müdafaa sebebini içeren layihalar belirler-.

Davacı, Talep Takririnin 18. paragrafında, Davalıların, Davacının 70,000TL tutarındaki kati teminatına haksız ve kanunsuz şekilde el koyduklarını; 19. paragrafta ise Davalıların, sözleşmenin fesih şartını yerine getirmeden, Davacının kati teminatını Ha-zineye irad kaydettiklerini ileri sürmektedir.

Talep Takririnde herhangi bir şekilde kati teminata el konmadığı veya sözleşme dışında bir nedenle el konduğu ileri sürülmedi.

Davada ileri sürülmeyen bir hususu, istinaf sebepleri arasına dahil etmek sure-tiyle uyuşmazlık konusu haline getirmek mümkün değildir.

Bu husustan ayrı olarak, Alt Mahkeme, Davacının teminatına el konmasını, tarafların uzlaşarak beyan ettileri ihtilafsız olgular arasında göstermemiş; huzurundaki emareler ve şahadet sonucunda bu ol-gunun ispatlandığına kanaat getirmiştir. Alt Mahkemenin bu bulgusunda hata bulunmamaktadır.

Davacının davasında iddia ettiğinin aksine, iddiası doğru olsa dahi, bu durum Davacının iddialarında haklı olduğunu göstermemektedir.

Emare No.25 Sözleşmenin 3.- maddesi, sözleşme hükümlerine uyulmaması halinde, Davalılara teminat miktarına el koyma hakkı vermektedir.

Sözleşmenin 3. maddesinde Davalılara verilen teminata el koyma hakkı, sözleşmenin feshi şartına tabi değildir.

Davacı, Talep Takririnin 16. para-grafında, Davalılardan toplam 255,137.91TL'lik alım yaptığını ileri sürmektedir. İhale sonucu alması gereken PVC kaplı bakır kablo miktarı 100 ton olup, karşılığının tonu 6550TL idi.

Davacı ihale sözleşmesi kurallarına göre taahhüt ettiği PVC kaplı kablo- miktarının yarısına yakınını aldığına göre, Davalıların teminatın 40,000TL'sine el koymalarında hakkaniyetsizlik bulunmamaktadır.

Mevcut şahadet ve gerçekler ışığında, Davacının teminatına el konmadığı veya teminatın bir kısmına Davacının başka bir borc-undan dolayı el konduğu sonucuna varılması mümkün olmadığından, 1. istinaf sebebi reddedilir.

Muhterem Alt Mahkeme, Davacı nam ve hesabına 4 adet örnek kablo ile Davalı nam ve hesabına 2 adet örnek kablo sunulduğunu kabul etmekle beraber, bu kablolarla i-lgili Davacı nam ve hesabına verilen izahatı dikkate almamakla hata etti.

Davacı bu istinaf sebebini, nam ve hesabına ibraz olunan 2 adet örnek kablonun çelikli olmasında, kabloların yakılmasında ve temizlenmesinde düçar olunan yüksek maliyetin ve yine t-emizlenme esnasında zayi olan zaman ve işçiliğin dikkate alınmamasının, 24.11.2010 tarihli sözleşmeye yapılan uzatmaların, belirtilen zaman ve maliyet kaybını önlemek için yapıldığının dikkate alınmamasının, başkalarıyla yapılan mukavelelerin dikkate alınm-amasının, ihale kapsamında PVC kaplı bakır kablo yerine PVC kaplı çelikli bakır kablo satıldığının göz önünde bulundurulmamasının haksız olduğuna dayandırmıştır.

Huzurumuzdaki uyuşmazlık, bir ihale sonucu imzalanan sözleşmeden kaynaklanmaktadır.

Emare -No.7, Davalılar tarafından ihale edilen Hurda PVC Kaplı Bakır Telefon Kabloları Satış Şartnamesini ihtiva etmektedir.

Davalı No.1 Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi tarafından ilan edilen şartname, aleni olarak tüm müracaatcılara ücret karşılığında verilmiş-; örnek kabloların taraflara sunulmasının yanı sıra, malzemenin ambarlarda görülmesi olanağı sağlanmıştır.

Davacı bu koşullara bağlı olarak ihaleye girmiş ve hesabını yaparak fiyat verdikten sonra ihaleyi kazanmıştır.

Ortaya çıkan sonuca göre, Davacı k-endisine gösterilen nitelikte malzemenin mevcut olduğunu bilerek girdiği ihaleyi kazanmış ve Emare No.25 Sözleşmeyi imzalamıştır.

Emare No.7 İhale Şartnamesine konu "hurda malzeme" tanımı ile Emare No.25 Sözleşmedeki "hurda malzeme" tanımı aynıdır.

Dav-acı ihale şartlarına uyulmadığı veya ihalenin usulsüz yapıldığı iddiasında olmuş olsaydı, ihalenin iptali için Yüksek İdare Mahkemesine gitmesi gerekirdi. Bu yapılmadığına göre, ihale şartlarına uygun tesis edilen bir mukaveleyi imzalayanın, mukavelenin ko-şullarını yerine getirmesi gerekmektedir.

Bu esastan hareket ettiğimizde, Davacının elindeki nümunelere uygun olarak girdiği ihale sonucu almayı taahhüt ettiği malzemenin bedelini ödemekle yükümlü olacağı aşikardır.

PVC kablo ve çelikten, bakırı ayrışt-ırma işleminin maliyetini hesaplayıp ihaleye verilecek teklifi belirleme görevi Davacıya aittir.

Davacı bu görevini yerine getirirken göstermesi gereken özeni göstermemenin yükümlülüğünü karşı tarafa yükleyemez. Meğer ki, ihale konusu malzeme ile fiiliya-tta satılan malzeme konusunda aldatılsın veya kendisinden gizlenmiş olsun veya ihale edilen malzeme ile satılan malzeme farklılık göstersin.

Alt Mahkeme huzurundaki şahadete göre, Davacının ihale şartnamesinde tarif edilen malzeme ile ihale sonucu imza e-dilen Emare No.25 Sözleşme tahtında almayı taahhüt ettiği malzeme aynı olduğundan, sözleşme koşulları aynen geçerli olacaktır. Bu sonuçtan hareketle, Alt Mahkeme, PVC ve çelik tellerin bakırdan ayrıştırılması işleminin maliyetini dikkate almamakla hata etm-edi.

Davacı, 24.11.2010 tarihli Emare No.25'e yapılan süre uzatmalarının zaman ve maliyet kaybını önlemek için yapıldığını, bunun dikkate alınmamasının hata olduğunu ileri sürmektedir.

Alt Mahkeme kararında bu hususu incelemiş ve aşağıdaki gibi bir son-uca ulaşmıştır:

"Davacı protokol ile verilen ek sürenin 5.1.2011 tarihinde dolmasına bir gün kala 4.1.2011 tarihinde Emare No.18 Yazıyı Davalılara göndererek ek süre verilmesini bir kez daha talep etmiş olmasına karşın kabloların çelikli olduğu yönündeki- iddialarını bu safhada da tekrarlayıp herhangi bir tenzilat yapılmasını ve/veya sözleşmenin ihlal edilmiş olduğunu talep etmemiştir.
Verilen ek sürenin dolmasına karşın Davacı hurda kabloları almaya ve geç teslim almasından dolayı ceza ödemeye de devam et-miştir. ...........Davacı indirim yapılması ve hurda kabloların çelikli çıkması ile ilgili taleplerinde ve iddialarında ise protokolde diğer koşullar aynen yürürlükte kalacağı ve protokolün mukavelenin eki olup protokol ile birlikte yorumlanacağı hususunda-ki protokolün 4. maddesindeki koşula göre ısrarlı olmadığı veya değiştirmediği sonucuna varılmaktadır.
Bu olgulara göre Davacı ile Davalılar sözleşmenin sadece zaman ile ilgili koşulunu değiştirmiş ve sözleşmenin geneli ile ilgili değişiklik yapmamıştır."-


Davacının, Davalı No.1'e hitaben yazdığı 4.1.2011 tarihli Emare No.18 Yazı ve sözleşmeye ek niteliğindeki protokolün 4. maddesi incelendiğinde, Alt Mahkemenin doğru sonuca ulaştığı anlaşılmaktadır.

Sözleşmedeki taraflardan birinin, sözleşmenin bir k-oşuluna uyulmasında ısrarlı olamayacağını gönüllü olarak kabul etmesi halinde, aynı tarafın sözleşmenin esasında anlaşılmış olan koşulda ısrarlı olma hakkından feragat etmiş olacağı kabul edilmektedir(Bkz.Chitty on Contracts 22. edition para 1149 sayfa 498-).

Bu esastan hareketle, Davacı kabloların çelikli olduğu hususunda Emare No.31 ve 32, 13.12.2010 ve 14.12.2010 tarihli yazılarla itiraz etmiş olmasına rağmen, daha sonra 23.12.2010 tarihli protokolü imza ederek, sözleşmenin süre koşulu dışında aynı koşu-llarla devamını kabul etmiştir.

Buna göre, aynı sonuca ulaşan Alt Mahkemenin hata etmediği ve Davacının zaman ve maliyet farkını Davalılardan talep etmeye hakkı olmadığı anlaşılmaktadır.

Alt Mahkeme Davacının, Davalılarla yapmış olduğu sözleşmeyi sonuç-ları ile birlikte inceleyip değerlendirdiği ve sözleşmenin unsurları ile ilgili vardığı sonuçlarda hata olmadığı anlaşıldığından 2. istinaf sebebi reddedilir.

Muhterem Alt Mahkeme, Davacı Tanığı İrfan Paşa Özakalın'ın 4.2.2011 tarihli Emare No.23 Raporu -ile Mahkeme huzurunda vermiş olduğu şahadet ile Mahkemenin bu konudaki bulgusu taban tabana zıt olduğundan, verilen karar hatalıdır.

Yargıtayın, alt mahkemelerin şahadet ile ilgili bulgularına aşikar surette hata, yanılma veya böyle bir bulguya sunulan şa-hadet ışığında varılmasının olanaksız olması veya makul olmaması halleri dışında müdahalede bulunmayacağı prensibi ışığında, Telekomünikasyon Dairesi Müdürü İrfan Paşa Özakalın'ın Emare No.23, 4.2.2011 tarihli raporu ile şahadetini incelediğimizde, bu Tanı-ğın şahadetinin taraflar arasında imza edilen Emare No.25 Sözleşme veya ihale şartnamesine etki edecek nitelikte taban tabana zıt şahadet vermediği, Emare No.23'te askı telli kablolardan %26 fire olarak toplam ağırlıktan indirilmesini tavsiye etmesine rağm-en, tarafların daha sonra sözleşme koşullarında değişiklik yapmadan protokole bağlı olarak sadece süreyi uzattıkları anlaşıldığından, Alt Mahkeme şahadeti değerlendirmede hata yapmamıştır.

Bu durum ışığında 3. istinaf sebebi reddedilir.

Muhterem Alt Ma-hkeme, Davalılar ile Davacı arasındaki sözleşmenin feshedilmesinden sonra, açılan ihalelerin kendisinin kazandığı ihaleden farklı olduğu ve hurda malzemelerin 6550TL yerine 3200TL'den satılması ile Davalıların sözleşmeyi ihlâl ettikleri iddiasına itibar et-memekle hata etmiştir.
Keza Muhterem Mahkeme, böyle bir durumun ihale şartlarına da aykırı olduğunu dikkate almamakla hata etmiştir.

Alt Mahkeme, daha sonra açılan ve miktar, fiyat ve malzeme farkı bulunan ihalelerin sonuçlarını veya imzalanan mukav-eleleri huzurundaki dava bakımından dikkate almamakla hata etmediğinden, 4. istinaf sebebi reddedilir.

Muhterem Alt Mahkeme, satılıp teslim olunan PVC'nin esasta bakır kablo değil de çelikli PVC bakır kablo olduğu hususuna gerekli ehemmiyeti ve ağırlığı -ve bilhassa, Fasıl 267 Eşya Satış Yasası'nın 16. maddesinde öngörülen kriterleri göz ardı etmekle hata etmiştir.

Huzurumuzdaki mesele, Alt Mahkemede, Fasıl 267 Eşya Satış Yasası kapsamında incelenmemiş veya o kapsamda açılmış olmamasına rağmen, Davacı el-indeki numuneleri ve ambarlardaki malzemeyi inceleyerek ihaleye girip fiyat teklif ettiğinden, ortada Fasıl 267 Eşya Satış Yasası'nın 6. maddesine aykırı, satılan malın kalite ve uygunlukla ilgili zımni koşulların ihlali niteliğinde bir durum mevcut olmadı-ğından, 5. istinaf sebebi reddedilir.

Emare No.7 madde 20 açık ve seçik olarak, Davalıların "force majeure" olduğunu zımnen kabullenerek erteleme yönüne gitmekle, teyit ve teslim etmelerine rağmen, Muhterem Mahkeme yazılan ve hatalı tefsirle Davalının de-ğil Davacının sözleşme ahkamına aykırı olarak hareket ettiğini dikkate almamakla ve/veya aksine bulgu yapmakla hata etti.

Davacının bu istinaf sebebinde ileri sürdüğü "force majeure" ilkesi; sözleşmeye taraf olanlardan birisinin, sözleşmeden doğan sorumlu-luklarını yerine getirmesini imkansız hale getiren veya olağanüstü zorlaştıran, tarafların iradesi dışında ortaya çıkan, önceden öngörülmesi ve önlenmesi mümkün olmayan olayların meydana gelmesi halinde uygulanır.

Emare No.7 ve 25 İhale Şartnamesi ve Söz-leşmeden farklı olarak, Davacıya ek süre verilmesi mucbir sebebin varlığının karşı tarafça kabullenmesi anlamına gelmez. Çünkü Davacı sözleşmeye uygun olarak öngörülen cezaları ödemeyi kabul ettiğinden, buradaki sürenin uzatılması aktin ifa zamanının taraf-ların mutabakatı ile değiştirilmesi anlamına gelir. Nitekim Emare No.25 Sözleşme ve Emare No.7 İhale Şartnamesi incelendiğinde, malzemeyi belli bir sürede kaldırma mükellefiyeti alıcıya yüklenmiştir. Tarafların karşılıklı anlaşarak bu süreyi uzatma hakları-nın olmadığına dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

Davacı, 6000TL'lik gecikme cezasının kesilmesi ile ilgili iddialarını mucbir sebebin varlığına dayandırmamıştır. Talep Takririnin 14. ve 15. paragraflarında para cezası kesilmesinin yasal mevzuata a-ykırılığından bahisle bunun haksız ve kanunsuz olduğu iddia edilmiştir. Halbuki Davacı mucbir sebebin varlığına rağmen haksız şekilde para cezasının kesildiğini ortaya koymak niyetindeyseydi, Talep Takririnde mucbir sebebinin ne olduğunu ortaya koyması ger-ekirdi. Mevcut durumda sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıkan mucbir sebebin varlığı ispatlanmadığından, force majeure koşullarının oluştuğunu söyleyemeyiz.

Bu sonuçtan hareketle 6. istinaf sebebi reddedilir.

Muhterem Alt Mahkemenin, estoppel k-avramıyla ilgili görüş ve bulgusu "executory estoppel'e yönelik olmakla birlikte, davadaki "executed estoppel" olgusunu göz ardı etmiş olup bu kavramın layihalarda yer alması gerektiği şeklinde hatalı bulgu yapmıştır.

Alt Mahkemenin kararı incelendiği-nde, estopel kurallarını meseleye doğru uyguladığı ve estoppel iddiasının layihalarda yer alması gerektiği prensibinde hata olmadığı anlaşıldığından, 7. istinaf sebebi reddedilir.

NETİCE:

Yukarıdakiler ışığında istinaf reddedilir.

İstinaf masrafları- İstinaf Eden/Davacı tarafından ödenecektir.



Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Beril Çağdal
Yargıç Yargıç Yargıç

21 Kasım, 2017























17






Full & Egal Universal Law Academy