Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 16/2011 Dava No 35/2012 Karar Tarihi 25.09.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 16/2011 Dava No 35/2012 Karar Tarihi 25.09.2012
Numara: 16/2011
Dava No: 35/2012
Taraflar: Saffet Başpınarlı ile Şenay Adalı arasında
Konu: Hileli mal devri iddiası - Tapu işlemlerinin iptali istemi - İstemin reddi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 25.09.2012

-D.35/2012 Yargıtay/Hukuk 16/2011
(Girne Dava No: 964/2004)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.
İstinaf eden: Saffet Başpınarlı, Başpı-nar - Lapta
(Davalı No: 2)
- ile -
Aleyhine istinaf edilen: Şenay Adalı, Lapta
(Davacı)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Ergin Ulunay
Aleyhine istina-f edilen namına: Avukat Serhan Çınar.


Girne Kaza Mahkemesi Başkanı Tanju Öncül'ün 964/2004 sayılı davada 25.1.2011 tarihinde verdiği karara karşı Davalı No.2 tarafından dosyalanan istinaftır.


------------


H Ü K Ü M


Narin F. Şefik: Huzurumuzdaki ist-inaf, Bidayet Mahkemesinin 10.2.2010 tarihli karar ile konsolide ettiği 964/2004 ve 2359/2009 sayılı davada verilen 25.1.2011 tarihli hükümden yapılmıştır.

964/2004 sayılı davadaki Davacı; emlak işleri ile uğraşan bir kişi sıfatı ile Davalı 1 terekenin T-ereke İdare Memuru ile tereke adına kayıtlı dört kalem malı satın almak üzere anlaştığını ve bu maksatla terekenin tüm varislerine ayrı ayrı ödeme yaptığını, buna rağmen Tereke İdare Memuru terekeye ait malları, 23.6.2004 tarihinde Davalı 2'ye devrettiğini- ileri sürmüş ve Davalı 1'den Davalı 2'ye yapılan devir işleminin iptalini, mallara karşılık ödediği 300,000 Sterlin'in iadesini ve zarar ziyan talep etmiştir.

Davalı 1 tereke aleyhindeki davada, mahkeme tarafından verilen muadil tebliğ emrine uyulmadığı- ve celpnamenin Davalı 1'e tebliğ edilmeden, davanın ikame tarihinden itibaren 1 yıl geçtiği gerekçesiyle mahkeme tarafından Davalı 1 aleyhindeki celpname ve dava iptal edildi. Davalı 1 aleyhindeki davanın iptali ile, 964/2004 sayılı dava, Davacı ile Daval-ı 2 (malı devralan kişi) arasında bir dava olarak kaldı. 964/2004 sayılı davada tereke aleyhindeki davası iptal edilince Davacı, tereke aleyhine 2359/2009 sayılı yeni bir dava dosyaladı. Bu davada, Davalı tereke ispat-ı vücut kaydı yaptırmadı.

Davacı 964-/2004 sayılı davaya 2359/2009 sayılı davanın konsolide edilmesi için Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 14 nizam 2 altında bir müracaat yaptı. Davalı 2 bu istidaya itiraz etti. İstidayı dinleyen Bidayet Mahkemesi 2 davanın konsolide edilmesine 10.2.2010 t-arihli kararı ile emir verdi.

Konsolide edilen dava dinlendikten sonra, 25.1.2011 tarihinde, Bidayet Mahkemesi istinafa konu hükmü verdi.

Bidayet Mahkemesinin 25.1.2011 tarihli hükmünün son kısmı aynen şöyledir:

"Sonuç olarak, 2359/2009 sayı-lı davadaki Davalının Davacıya 130,000 Sterling ödemesine emir ve hüküm verilir.

Ayrıca gerek 2359/2009 sayılı davadaki davalı, gerekse 964/2004 sayılı davadaki Davalı (2) ile ilgili olarak ve her iki Davalı aleyhine, dava konusu;
Lapta'da Koçan No: 3053-, P/H XI.23, EI, EII; Parsel 143/1, 143/2'de kain bir hane ev;
Lapta'da Koçan No: 605, P/H XI.16, WI, Parsel 21'de kain 2 dönüm 2 evlek arazi;
Lapta'da Koçan No: 3851, P/H XI.23, EI, EII, Parsel 143/3/1'de kain 2 dönüm 3075 ayakkare arazi ve,
Lapta'da Koça-n No: 4461, P/H XI.6, WI&W2, Parsel 21/1/2'de kain arazi,

ile ilgili yaptıkları Tapu işlemlerinin iptaline ve/veya geçersiz say-ılmasına emir ve hüküm verilir.

Davacının, 964/2004 sayılı davadaki Davalı (2) aleyhindeki parasal talepleri red ve iptal edilir."


İstinaf Eden, Bidayet Mahkemesinin bu kararına karşı 15 istinaf sebebi ile istinaf etmiş olmakla birlikte, bu safhad-a, öncelikle İstinaf Edenin 1. istinaf sebebini incelemeyi uygun görürüz.

"1. Alt Mahkeme huzurundaki tüm şahadet ve emareler ışığında Davacının Dava konusu taşınmazların Tapu işlemlerinin iptaline yönelik bu Davayı Davalı no 2 aleyhine açamayacağı, yan-i Dava açmak hakkı bulunmadığı ve keza Davacı ile Davalı 2 arasında bir akitsel ilişki olmadığından dolayı da Dava sebebi bulunmadığı bulgularını yapmamakla , Davayı iptal etmemekle ve dava konusu taşınmazların Tapu işlemlerini iptal etmekle hatalar işledi-."


Yukarıda izah edildiği gibi, Davacı, 964/2004'de Davalı 1 tereke aleyhine davası iptal edilince 2359/2009 sayılı davayı tereke aleyhine ikame ederek, 2 davayı konsolide etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü hangi koşullarda davaların konsolide ed-ilebileceğini izah eder.

Emir 14 nizam 2 aynen şöyledir:

"1. ..........................................
-2. When two or more actions are pending in the same
Court, whether by the same or different plaintiffs
against the same or different defendants, and the
claims of such actions involve a common question
of law or fact o-f such importance in proportion
to the rest of the matters involved in such actions
as to render it desirable that the actions should
be consolidated, the Court or a Judge may order
that they be consolidated."

Emir 1-4 nizam 1 ve 2


"1. -............................................

2. Aynı davacı veya değişik davacılar tarafından gerek
aynı gerek -değişik davalılar aleyhine getirilmiş
bulunan iki veya daha çok davanın aynı mahkemede
askıda bulunduğu ve bu gibi davalardaki taleplerle
ilgili müşterek nitelikteki hukuki veya esasa
ilişkin sorunların davalardaki d-iğer meselelere
kıyasla taşıdığı önemin davaların birleştirilmesini
yararlı kılacak nitelikte olduğu hallerde, mahkeme
veya yargıç bu gibi davaların birleştirilmesine
emir verebilir."


Davaların konsolide edilmesind-eki gaye, aynı şahadetin iki ayrı davada dinletilmesine gerek kalmadan, bir duruşma neticesinde, konsolide edilen davaların neticelenmesidir. Kural, konsolidenin sadece dinlenme safhası için geçerli olduğu yönündedir. Konsolide edilen davalar dinlendikten- sonra her dava için ayrı karar verilmesi gerekir. Yani her davanın kararı ayrı olarak belirtilmelidir.


Bidayet Mahkemesi konsolide ettiği davaları dinledikten sonra, Davacının parasal talepleri ile ilgili her davada ayrı karar vermekle birlikte, tapu -nezdine yapılan işlemin iptali ile ilgili kararını verirken, 964/2004 ve 2359/2009 sayılı davalar için ayrı ayrı karar verememiş, kararının bu kısmını iki dava için birlikte yazmıştır.


Mahkemenin konsolide kararı vermesi için, konsolide edilecek dav-alarda, tarafların aynı olmasına gerek yoktur. Etken husus, davalarda dinlenecek müşterek hukuki veya olgusal bir konu olması ve bu konunun davalardaki diğer hususlara mukayesen daha fazla önem arzetmesidir. Konsolide edilen bu iki davanın müşterek olgular-ının ağırlıklı olduğu tartışılmazdır. Bidayet Mahkemesinin konsolide emrinde bir hata yoktur.
2359/2009 sayılı davada, tereke ile yapılan emlak satış anlaşmasına uyulmaması nedeniyle bir tazminat talebi vardır. 964/2004 sayılı davada ise, 2359/2009 sayıl-ı davadaki Davalı ile yapılan satış anlaşması hilafına, 2359/2009 sayılı davadaki Davalının malı Davacıya değil de, 964/04 sayılı davadaki Davalıya devretmiş olmasından dolayı, tapuda yapılan devrin iptali ve tazminat talepleri vardır. İptali istenilen dev-ir 2359/2009 sayılı davadaki Davalı olan tereke tarafından huzurumuzdaki dosyada Davalı olan Saffet Başpınarlı'ya yapılan devirdir.

Huzurumuzdaki istinafa konu davanın Talep Takririnde, Davacının Davalı Saffet Başpınarlı aleyhindeki dava sebebinin n-e olduğuna bakıldığında, dava sebebinin Davacı ile Davalı arasında herhangi bir anlaşmaya dayanmadığı görülür. Tafsilatlı Talep Takririnde, Davacı, "Davalı No:2 ise Davalı No:1 Tereke İdare Memuru ile meşveret içerisinde hareket eden ve Davacının alacağın-ı engellemek için Davalı No:1 ile birlikte dava konusu malları ivazsız olarak adına almaya kalkan ve/veya bu amaçla tapu dairesinde işlem yapan kişidir." diye iddia yapılmıştır.

Talep Takririnin 9. paragrafta ise " Davalılar yukarıda izahı verilen -tüm safhaları bilmesine rağmen Davalı No.1 aleyhine açılan davalar neticesi elde edilebilecek hüküm icra edilebilmesini engellemek maksadı ile yukarıda tafsilatı verilen ve Davalı No.1'in tüm mal varlığı olan taşınmazları, (1222/00 sayılı davada bulunan ar-a emrinin de bir hata sonucu ortadan kalkmasını da fırsat bilerek) kötü niyetle ve hileli bir şekilde meşveretleşerek Davalı No.2'ye devretmek için 23/6/2004 tarihinde ve/veya o tarihlerde tapu dairesinde işlem başlattılar. Davacı durumu öğrenir öğrenmez a-lmış olduğu ara emri ile işlemleri durdurmuş ve koçanların yazılmasını engellemiştir." Davacının dava konusu taşınmaz mallar ile ilgili tüm satış bedelini Davalı No.1'e ve/veya Davalı No.1'in varislerine ödediğini bildikleri halde konu malların Davacıya de-vrini engellemek için ve/veya Davacının alacağını ortadan kaldırmak ve/veya engellemek için dava konusu malları hileli şekilde ve kötü niyetle Davalı No.2'ye devretmek;


Davalı No.2 Davalı No.1'e hiç bir bedel ödemeden ve/veya konu malların değerinin çok -altında ivaz teşkil edemeyecek bir rakam ödeyerek ve/veya ödemiş gibi göstererek dava konusu olup Davacı tarafından tüm bedeli ödenen malları adına almak ve/veya almaya çalışmak;

Davalı No.2 Davalı No.1'e hiç bir bedel ödemeden ve/veya konu malların değer-inin çok altında ivaz teşkil edemeyecek bir rakam ödeyerek ve/veya ödemiş gibi göstererek dava konusu olup Davacı tarafından tüm bedeli ödenen malları adına almak ve/veya almaya çalışmak;

Davacının Davalı No.1 aleyhine olan davasını bu davasındaki taleple-rini bildiği halde Davalı No.2 Davalı No.1 ile anlaşarak bir hata sonucu ara emrinin kalkmasını fırsat olarak değerlendirmek sureti ile konu malları adına geçirmek ve/veya geçirmeye çalışmak;

Davalı No.2, konunun polislik olduğunu ve herhangi bir para öde-mediğini polise belirtmesine rağmen konu malların bedelini ödemiş gibi konu malları adına almaya çalışmak."

12. Paragrafta ise " Davacı iddia eder ve der ki; Davalı No.2 Davalı No.1 ile meşveretle hareket ederek Davacının Davalı No.1'den olan alacağ-ını engellemek ve/veya Davacının Davalı No.1 aleyhine alacağı hükmü bertaraf etmek ve/veya imkansızlaştırmak için dava konusu malları kendi adına almak ve/veya almaya kalkmakla hatalı davranmıştır. Binaenaleyh Davacı konu satış işlemlerinin geçersiz olduğu- ve/veya iptal edilmesi gerektiği ve/veya Davalı No.2'nin de Davacıya zarar vermiş ve Davacının zarar ziyanının ödenmesi ve/veya Davalı No.1'e ödediği meblağların geri ödenmesinden Davalı No.1 ile müştereken ve münferiden sorumlu olduğu iddiasındadır."


- Davacının Davalı Saffet Başpınarlı aleyhindeki dava sebebi hile ve Fasıl 62'ye dayanmaktadır.

Hilenin tanımı Fasıl 148 madde 36'da şu şekilde yapılmaktadır:


"36. Fraud consists of a false representation of
fact, made with the knowledg-e that it is false, or
without belief in its truth or recklessly, careless
whether it be true or false, with intent that it
shall be acted upon by the person deceived:
Provided that no acion shall be brought in respect
of any such representation unle-ss it was intended to
and did deceive the plaintiff and he has acted upon
it and he has thereby suffered damage:
Provided also that no action shall be brought in
respect of any such representation as to the character,
conduct, credit, ability, tarde or- dealings of any
person in order to obtain him credit, money or goods
unless such representation is in writing and signed
by the defendant himself."

"36. Hile, bir gerçeğin veya olgunun, gerçek dışı
olduğu bilinci içinde, veya doğru olduğuna
inan-ılmaksızın veya kayıtsızca veya doğru veya gerçek
dışı olup olmadığına özen gösterilmeden, aldatılan
veya kandırılan kişinin ona göre işlem veya eylemde
bulunması niyetiyle yapılan gerçek dışı ifadesinden
ibarettir.
Ancak, böyle bir ifade Davacıyı- aldatmak veya
kandırmak niyetiyle yapılmadıkça ve gerçekten de
Davacının aldatılmasına veya kanmasına sebep olmadıkça
ve davacı söz konusu ifadeye dayanarak işlem veya
eylemde bulunup bu nedenle zarara uğramadıkça bu gibi
bir ifade sebebiyle dava a-çılamaz.
Yine ancak, herhangi bir kişi için kredi, para
veya emtia veya eşya elde etmek amacıyla bu kişinin
karakteri, davranışı, itibarı, kabiliyeti, ticari işi,
işi veya ilişki veya işlemleri hakkında yapılan böyle
bir ifad-e ile ilgili olarak, ifade yazılı ve Davalının
kendisi tarafından imzalı olarak yapılmadıkça, herhangi
bir dava açılamaz."


Talep Takririnde hile iddiası ileri sürülmekle beraber, Davalı Saffet Başpınarlı'nın Dava-cıya karşı bir hilesi olduğu iddiası, yani madde 36'ya uygun bir şekilde, Davalı Saffet Başpınarlı'nın Davacıya karşı hile uyguladığı iddiası Talep Takririnde yer almamaktadır.

Fasıl 148 madde 36 altında, Davalı aleyhinde Davacının dava sebebi olabil-mesi için Davalının Davacıya hileli bir davranışı bulunması gerekir. Bu davanın olgularında böyle bir iddia yer almamaktadır.


Fasıl 62 Malların Hileli Devrini Önleme Yasası, hileli yapılan mal devirlerinin iptalini mümkün kılan bir yasadır. Bu davad-aki olgularda uygulanırlığı bulunup bulunmadığı hususu incelenmeden önce Fasıl 62 altında ikame edilen bir davada tarafların kim olması gerektiği hususunu incelediğimiz zaman, bir dava ile hileli olduğu iddia edilen malın devrinin iptali hedefleniyorsa, k-onu ile ilgili tüm tarafların mahkeme huzurunda bulunması gerektiği görülür. Nitekim Davacı da, bu davada, gerek terekeyi, gerekse terekeden malı devralan Saffet Başpınarlı'yı Davalı yapma yoluna gitmiş, celpname tebliği ile ilgili çıkan bir sorun neticesi-nde, dava tereke aleyhine iptal edilince, tereke aleyhine ikinci bir dava olarak 2359/2009 sayılı davayı ikame ederek, iki davayı konsolide etmiştir. Davacı meşveret iddiasını ileri sürdüğü iki kişinin, davada davalı olması gerektiğini kabul ettiği için, h-er ikisi aleyhine davasını ikame etmiştir. Aleyhine İstinaf Edilen/Davacı dava ile ilgili yaşanan gelişmeler ışığında tek başına Saffet Başpınarlı aleyhinde de Davacının dava sebebi bulunduğu iddia etmiş ve buna örnek olarak Y/H 14/94 ,15/94 D4/95'i göste-rmiştir. Bu kararın konusu kararın ilk paragrafında izah edilmektedir.

"Yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen istinafların
kökeninde yatan ihtilâfsız olguları aşağıdaki
şekilde özetlemek mümkündür:
İstinaf Eden Davacı (bundan sonra Davacı diye
anıla-caktır) aleyhine Lefkoşa Kaza Mahkemesinde
22.11.90 tarihinde Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü
Emir 2 Nizam 1 tahtında ikame ettiği 2449/90 sayılı
bir dava ile, özetle, Davalı aleyhine £78.083.44
Sterlin için hüküm, bu miktarın tatmin olması için
-Davalının adında kayıtlı bukunan BR 802 plâka numaralı
Suzuki Samurayi marka araç ile yine Davalı adına
İngiltere'de C147 BYV plâka numarası altında kayıtlı
olup halen KKTC de bulunan 1985 model Mercedes 190E
tipi aracın aleni müzayede ile satılması -ve elde
edilecek paraların yarısının Davacıya ödenmesi
ve/veya Davacının Davalıdan olan alacağına mahsup
edilmesi, diğer yarısının ise yine Davacıya ödenmesi
doğrultusunda Mahkemeden bir emir talep etmiştir.
Ayni Davacı Davalı 1 sıfatı ile ayni Da-valı aleyhine
23.11.90 tarihinde yine Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü
Emir 2 Nizam 1'e istinaden dosyaladığı 2463/90 sayılı bir
başka dava ile de özetle takriben 22.11.90 tarihinde
Davalı tarafından hile ile ve Davacının Davalıdan
alacağının tahs-ilini önlemek kastı ile ve bir başka
Davalıya satış ve/veya hibe yolu ile yapılan Lefkoşa
Kazasında, Kızılbaş Mevkiinde, kayıt No. C2043, Ada C,
Parsel 1538 olan gayrımenkulün Tapu işlemlerinin batıl
olduğuna dair bir ilâm ile buna ilâveten söz kon-usu Tapu
muamelesinin iptal edilmesi doğrultusunda Mahkemeden emir
talep etmiştir."


Yargıtayın kararı Aleyhine İstinaf Edilenin iddiası ile uymamaktadır. Y/H 15/94, (2449/90)'da Davacı, Davalı aleyhine para talebi ile dava ikame etmiş ve paranın ta-hsil edilebilmesi için Davalının adına kayıtlı araçların satışını istemiştir. Y/H14/94 (2463/90) ise yine aynı Davacı Davalı ile birlikte, Davalı 2 aleyhine, Davalının, Davacının alacağını önlemek için devrettiği mal ile ilgili tapu işleminin iptalini tal-ep etmiştir. Yani tapu muamelesinin iptali talep edilen davada, iki Davalı yer almaktadır. Huzurumuzdaki davada ise sadece malı devralan Saffet Başpınarlı Davalı konumundadır. Bu da Davacının sadece Saffet Başpınarlı aleyhine Fasıl 62 maksatları için dava- sebebi olamayacağını göstermektedir.

2359/2009 sayılı davadaki Davacının Davalı aleyhindeki davası sözleşme ihlaline dayanır. 964/2004 sayılı davada Davacının Davalı (2) aleyhine tek başına dava sebebi, yukarıda ifade edilenler ışığında yoktur. D-avacının mal satışı için anlaşma yaptığı kişi Tereke İdare Memurudur. Tereke İdare Memurunun Davacı yerine malı bir başkasına, Saffet Başpınarlı'ya, devretmiş olması Davacıya tek başına Saffet Başpınarlı aleyhine dava sebebi oluşturmaz. Davacı, Tereke İdar-e Memurunun hatasına karşı çare temin etmek için, davasına devir yapılan kişiyi de taraf yapmak mecburiyetindedir. Devreden ve devredilenin taraf olduğu bir davada, Tereke İdare Memurunun yanlış yaptığının tespit edilmesi halinde, Mahkeme, yapılan devrin i-ptaline emir verebilir. Davacının 964/2004 sayılı davada tek kalan, malı devralan Davalı aleyhine dava sebebi bulunduğu kabul edilemez.

Davacı, Saffet Başpınarlı aleyhine tek başına netice elde edemeyeceği için, 964/2004 ve 2359/2009 sayılı davaları -konsolide etmek suretiyle bu eksikliği gidermek istemiştir. Ancak yukarıda ifade ettiğimiz gibi, konsolide emri, iki davayı birleştirip tek bir dava haline getirmez. Sadece ortak hususların öneminden dolayı, konsolide edilen davalar birlikte dinlenir. Anca-k davalar dinlendikten sonra her davanın kararı ayrı verilmelidir.

Bidayet Mahkemesi, huzurumuzdaki bu davanın kararını verirken, 964/2004 sayılı davada tapu işleminin iptaline ilişkin verdiği emirde sadece 964/2004'de karar vermemiş, 964/2004 ve 2-359/2009 için birlikte karar üretmiştir. Konsolide emri ile iki dava birleştirilerek tek bir dava haline getirilmeye çalışılmıştır, konsolide emrinin böyle bir özelliği yoktur. 2359/2009 sayılı dava 964/2004 sayılı davanın içerisine dahil olup, tek 964/20-04 sayılı dosya oluşmamıştır. Her iki dosya ayrı ayrı tezekkür edilmeliydi.

2359/2009 sayılı davada, 964/2004 sayılı davadaki Davalı (2) Saffet Başpınarlı yoktur. 2359/2009 sayılı dava altında terekenin devir işleminin iptaline emir verilmesi il-e 2359/2009 sayılı davada, taraf olmayan Saffet Başpınarlı'yı ilgilendiren bir konuda karar verilmiştir. Esasen 2359/2009 sayılı davada, devrin iptaline emir verilmesi Saffet Başpınarlı'nın o davada taraf olmadığı nedeniyle mümkün değildir. Huzurumuzdaki -davada Saffet Başpınarlı Davalı olmakla beraber, Davacının tek başına Saffet Başpınarlı aleyhine dava sebebi bulunmadığından, bu davada devrin iptaline ilişkin emir verilmesi yasal olarak mümkün değildir.
Tüm söylenenler ışığında, Bidayet Mahkemesi, 9-64/2004 sayılı davada, Davacının Saffet Başpınarlı aleyhine dava sebebi bulunduğunu kabul etmekle ve 25.1.2011 tarihli hükmü ile tapu muamelesinin iptali için emir vermekle hata yapmıştır.

İstinaf Eden, 1. istinaf sebebinde muvaffak olmuştur. Bu isti-naf sebebinde haklı olduğu cihetle diğer istinaf sebeplerinin incelenmesine gerek kalmamıştır.

Netice itibarıyla, İstinaf Edenin istinafı kabul edilir.

Bidayet Mahkemesinin 964/2004 ile ilgili 25.1.2011 tarihli hükmü iptal edilir.

İstinaf mas-rafları, İstinaf Eden lehine verilir.




Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç


25 Eylül 2012














11






Full & Egal Universal Law Academy