Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 16/2010 Dava No 20/2013 Karar Tarihi 27.06.2013
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 16/2010 Dava No 20/2013 Karar Tarihi 27.06.2013
Numara: 16/2010
Dava No: 20/2013
Taraflar: İbrahim Alçıner ile Güner Çakın, Merhum Ramadan Güney Terekesi, Tereke İdare Memuru ve diğeri
Konu: Vekaletname - Vekaletnamenin yorumu - Vekaletnamenin tanzim tarihinden sonraki olaylar için (ex nunc) vekile yetki vermesi - Vekilin yaptığı alım-satımdan doğan alacağın terekeyi bağlayıp bağlamadığı - mahkemenin terke lehine hükümvermesi - Davalının hükmü istinafı - Yargıtayın istinafı reddi - Şahadet - Şahadetin değerlendirilmesi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 27.06.2013

-
D.20/2013 Yargıtay/Hukuk 16/2010
(Gazimağusa Dava No: 1669/2008)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti:Narin F. Şefik,Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.

İstinaf eden: İbrahim Alçıner, Sosyal Konutlar, Mağusa.
(Daval-ı)

-ile-

Aleyhine istinaf edilen: 1. Güner Çakın, Merhum Ramadan Güney
Terekesi, Tereke İdare Memuru
sıfatıyla, Lefkoşa.
2. Sadiye Borahan, Merhum Ramadan
G-üney Tereke İdare Memuru
sıfatıyla, Lefkoşa.
(Davacılar)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat İsmail Sağlamer adına Avukat Salih
Can Doratlı
Aleyhine istinaf edilen namına: A-vukat Ergin Ulunay.


Gazimağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Fadıl Aksun'un 1669/2008 sayılı davada 24.12.2009 tarihinde verdiği karara karşı, Davalı tarafından yapılan istinaftır.


-----------

K A R A R


Narin F. Şefik: Bu istinafta, Mahkemen-in hükmünü, Sayın Yargıç Hüseyin Besimoğlu okuyacaktır.

Hüseyin Besimoğlu: Bu istinaf, Gazimağusa Kaza Mahkemesinin 1669/2008 sayılı davada, 24.12.2009 tarihinde verdiği karara karşı yapılmıştır.

Aleyhine İstinaf Edilen Davacılar, 2.11.2006 tarihinde ve-fat eden Ramadan Güney'in 247/2006 sayılı Tereke İstida No. altında, 28.6.2007 tarihinde atanmış Tereke İdare Memurlarıdır.

Aleyhine İstinaf Edilen Davacılar, Tereke İdare Memurları sıfatıyla, İstinaf Eden Davalı aleyhine ikame ettikleri dava ile sair şe-yler yanında, Davalının, 3.2.2003 tarihli bir borç senedi ile 3 yıl içinde ödenmek koşuluyla ve %12 faiz karşılığında merhum Ramadan Güney'den, 20,000 sterlin borçlandığını, bu borca karşılık Davalı adında kayıtlı Mağusa'da Ayluka Mahallesinde P/H XXXIII/3- E.1. Parsel 2457 Koçan No.9643 olan konutu, Mağusa Kaza Tapu Dairesinde aynı gün ipoteğe verdiğini, merhum Ramadan Güney'in vefatından sonra alacağın Ramadan Güney'in terekesine intikal ettiğini, tüm taleplere rağmen borcun ödenmediğini ileri sürmüşler ve- Davacılar lehine ve Davalı aleyhine aşağıdaki şekilde hüküm talep etmişlerdir:

7. Dolayısıyla Davacıların merhum Ramadan Güney Terekesinin
Tereke İdare Memurları sıffatıyla Davalıdan talebi
şöyledir:

"A. 20,000 sterlin miktar ve işbu miktar üzerinde-n
3.2.2003 tarihinden itibaren ödenene kadar senede
%12 faiz.
B. Mağusa'da Ayluka Mahallesinde, Konak Sokak, No.70 mevkiinde bulunan Pafta/Harita XXXIII/3.E.I., Parsel No.2457, Koçan No.9643 olan 20/2003 sayılı ipotekli taşınma-z malın Magusa Kaza Tapu Dairesi tarafından satılması ve elde edilecek miktarın Davalının Dava konusu borcuna mahsup edilmesi için birer emir.
C. İşbu Dava Masrafları.


İstinaf Eden Davalı, dosyaladığı müdafaa ve mukabil
dava layihası ile merhum R-amadan Güney'den borç senedi
altında 20,000 sterlin borç alındığının doğru olduğunu,
ancak bu borcun merhum Ramadan Güney'e, Ramadan Güney
hayatta iken ödendiğini, Ramadan Güney devamlı olarak
yurt dışına gittiğinden, ipoteğin kaldırılması ve borcun öde-nmesine dair belge sunulması için, vekili Suna Çankaya'yı yetkilendirdiğini, bu nedenle, Suna Çankaya, aldığı talimat üzerine borcun ödenmesine dair fesihname ve ibraname düzenleyip Davalıya tevdi ettiğini, borcun kapatıldığını, bu nedenle borçları olmadığ-ını ileri sürüp davanın iptalini ve mukabil talep gereğince, Davacılar aleyhine ve Davalılar lehine aşağıdaki şekilde hüküm talebinde bulunmuştur.

"8. Bütün yukardakiler muvacehesinde, Mukabil Dava yolu ile Davalının Davacılar aleyhine müştereken ve mün-feriden talebi aşağıdaki gibidir:

"A. Davalının Davacıların Terekesinin İdare Memuru
bulundukları müteveffa Ramadan Güney'e 03.02.2003 tarihli borç senedi tahtında olan borcunu bir tamam ödediği ve/veya ödendiği cihetle, Davalının, Davacıların Tereke İd-are Memuru bulundukları müteveffa Ramadan Güney terekesine herhangi bir borcu bulunmadığı hususunda Muhterem Mahkemenin beyanda bulunması (declaration),
B. Gazimağusa Kazası, Ayluka Mahallesi, Konak Sokak, No.70 adresinde kain ve Koçan No.9643 Pafta/Harita- XXXIII.E.I Parsel No.2457 olan işbu istida konusu gayrimenkul mal üzerinde Tapu kayıtlarında da görülen, Ramadan Güney lehine 3.2.2003 tarihinde ve/veya o tarihlerde kaydedilmiş olan 20/2003 sayılı ipoteğin ve/veya engelin tüm borç ödendiği ve/veya sair s-urette ortadan kalktığı cihetle Muhterem Mahkeme tarafından iptal edilmesini öngören Mahkeme emri itası.
Hak ve nasfete uygun ahar bir kurtuluş.
İşbu Mukabil Dava masrafları"


Aleyhine İstinaf Edilen Davacılar, müdafaaya cevap ve mukabil davaya müdafaa la-yihası dosyalayarak, Suna Çankaya'nın merhum Ramadan Güney'in vekili olmadığını, vekili olsa bile vekil sıfatıyla ibraname ve fesihname düzenleme yetkisi olmadığını, bunların Ramadan Güney'in ölümünden sonra tanzim edildiğini ileri sürmüşler, talep takriri- gereğince Davalı aleyhine hüküm verilmesini ve mukabil davanın iptalini talep etmişlerdir.

Alt Mahkeme, yapılan duruşma sonunda, Davacılar lehine ve Davalı aleyhine hüküm verdi ve mukabil talebi iptal etti.

Alt Mahkemenin bu karar üzerine, Davalı bu i-stinafı dosyaladı.

İstinaf Eden Davalı, istinafında 21 istinaf sebebi ileri sürmüş olmakla birlikte, istinafın duruşmasındaki argümanlarını dikkate alarak, istinaf sebeplerini 2 başlık altına ele alacağız.

Alt Mahkemenin, Emare No.8 vekaletname ile, Sun-a Çankaya'ya, Emare No.2 borç senedine konu borcun ödendiği ile ilgili fesihname ve ibraname tanzim yetkisi vermediğinden ,Emare No.9 ibraname ve Emare No.10 fesihname'nin , Suna Çankaya'nın yetkisi dışında tanzim edildiği yönündeki bulgusu hatalıdır.
Dav-a konusu borcun ödendiğine dair şahadet sunulmuş olmasına rağmen bu şahadete itibar edilmemesi, Davacıların sunduğu şahadete itibar edilip, Davacılar lehine hüküm verilmesi ve Davalının mukabil talebinin iptal edilmesi hatalı olmuştur.


İSTİNAF SEBEPLER-İNİN İNCELENMESİ:

Birinci başlık altındaki istinaf sebebinin incelenmesi:

Olgulara göre; Davalının, merhum Ramadan Güney'den, %12 faiz karşılığında, 20,000 sterlin borç para aldığı, bu borç için, 3.2.2003 tarihli, Emare No.2 borç senedinin imza edildiğ-i, Emare No.8 vekaletnamenin, merhum Ramadan Güney tarafından imza edildiği ihtilaflı değildir.

Bu hususlar, ihtilaflı olmadığı için, bu konuda yasal yönden bir inceleme yapmayı gereksiz görürüz.

Bu istinaf bakımından ihtilaflı olan, Emare No.2 bor-ç senedine konu borcun ödenip ödenmediği ve Emare No.8 vekaletnamenin, Suna Çankaya'ya , Emare No.2 borç senedi için Emare No.9 ve Emare No.10 belgeleri düzenleme yetkisi verip vermediğidir.

İstinaf Eden Davalı, merhum Ramadan Güney'e olan borcunu, bir -bankadan borçlanmak suretiyle aldığı para ile ödendiğini, yapılan ödemenin Ramadan Güney'in evinde ve Suna Çankaya'nın da hazır bulunduğu bir sırada yapıldığını, borcun faizleri ile birlikte ödendiğini, ödeme günü makbuz ve belge almadığını, bu ödeme ile i-lgili olarak merhumun talimatı ile, vekili olan Suna Çankaya'nın, Emare No.9 ibraname ve Emare No.10 fesihnameyi düzenleyip Davalıya verdiğini, bu emarelerin, borcunun ödendiğini teyit ettiğini, sunulan şahadet ile de Davalının ispat külfetini yerine geti-rdiğini, buna rağmen Alt Mahkemenin, davayı iptal edip mukabil talep gereğince Davalı lehine hüküm vermekle hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Aleyhine İstinaf Edilen Davacılar ise, borcun ödenmediğini, merhum Ramadan Güney'in, bu borcun ödendiğini göster-en ibraname veya fesihname düzenlenmesi için Suna Çankaya'ya yetki vermediğini, Emare No.8 vekaletnamede, ibraname ve fesihname düzenleme yetkisi bulunmakla birlikte, bunun Emare No.2 borç senedine konu borcun ödenmesine yönelik yetkileri kapsamadığını, b-orç ödenmediği için, Davalı aleyhine hüküm vermek ve mukabil talebi iptal etmekle Alt Mahkemenin hatalı olmadığını iddia etmektedirler.

Emare No.9 ibraname ile Emare No.10 fesihnamenin Emare No.8 vekaletnemeye istinaden verildiği ve geçerli belgeler oldu-ğu iddiası yapıldığından, vekaletnameyi aynen karara aktarmayı uygun buluruz:

"VEKALETNAME

Vekalet Verenin:
Adı Soyadı: Ramadan Güney
Baba Adı : Hüseyin
Anne Adı : Havva
Doğum Tarihi ve Yeri: 18.2.1932 - Dağaşan
KKTC Kimlik Kartı No: 11590-6
Adresi: Serpil Babayiğit Apt.B Blok. Daire 2,Girne.

Ben yukarıda kimliği yazılı ve aşağıda imza sahibi
Ramadan Güney, bilumum resmi ve hususi dairelerde beni temsil etmeye, Savcılık, Mali Polis, Vergi Daireleri, Ticaret ve Sanayi Odası nezdinde beni -temsile, evrak alıp vermeye, imzaya, her nevi düzeltme ve tashihatları yapmaya, tebliğ ve tebellüğe, her türlü beyan ve taahhütlerde bulunmaya, borç ve taahhüt altına sokmaya, imzaya, yurt içinde ve yurt dışında banka hesaplarını kontrol etmeye, bankadaki -hesapları bloke etmeye, dondurmaya, çek karşılığı olsa dahi almaya, dondurmaya, çekleri imza etmeye, ahzu kabza, sulh ve imzaya, bankalar nezdinde hazırlanacak evrakları imzaya, bankalara ihtar ve ihbarnameler göndermeye, kurum ve kuruluşlardan, şahıslarda-n, şirketlerden, üçüncü şahıslardan hertürlü hak ve alacaklarımı almaya, ibranameler vermeye ve imzaya, yapılmış olan her türlü borç sözleşmesi, sözleşme, protokolleri fesh etmeye, fesihnameleri imzaya, kurum ve kuruluşlarla, şirketlerle ve şahıslarla sözl-eşmeleri imzaya, şartlarını tayin ve tespite, TRT nezdinde hazırlanacak evrakları imzaya, sözleşmeleri kontrole, TRT'ye yatırılan teminat ve paralar hakkında gerekli belgeleri almaya, ihtarda bulunmaya, TRT ile yapılan sözleşmeleri teslim almaya, LİVE TV P-RODÜKSİYON YAYINCILIK PAZARLAMA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ'ni tasfiye etmeye, tasfiye kurullarına girmeye, tasfiye kararlarını almaya, her türlü itirazlarda bulunmaya, gerekli resim, harç ve vergileri yatırmaya, tasfiye kararlarını imzaya, fazla gel-en vergilere itiraz etmeye, itiraz komisyonlarına girmeye, fazla alınan vergileri geri almaya, şirket evraklarını, dosyalarını almaya, şirket adına alınmış faturaları incelemeye, itiraz etmeye, şirketi kapatmaya, faaliyetini durdurmaya, gerek şirket adına -ve şahıslar adına olan şirketteki tüm telefonları kapatmaya, iptal ettirmeye, PTT'de hazırlanacak evrakları imzaya, şirket merkez bürosunda bulunan tüm demirbaş eşyalara, demirbaş listesinde bulunmayan eşyalara el koymaya, teslim almaya, gerek şirket ve ge-rekse şahıs adına yurt dışından transfer olan paralar, gerek döviz ve gerekse Yeni Türk Lirası olarak bankalarda dondurmaya, TRT'ye verilen reklam paralarını tahsil etmeye, TRT'den alınacak olan her türlü haklarımı ve paralarımı almaya, ahzu kabza, sulh ve- ibraya, bu yetkilerin bir kısmı ve tamamıyle başkalarını tevkil, teşrik ve azle mezun ve yetkili olmak üzere 26512817226 numaralı T.C Kimlik hamili, 1959 doğumlu Dursun kızı Suna Çankaya'yı vekil tayin ettim.

Tarih: 8 Haziran, 2005

Vekalet Verenin imza-sı


İşbu vekâletname huzurumda imzalandığından yukarıdaki
imzanın reşit ve aklıselim sahibi vekalet veren Ramadan
Güney'e ait olduğunu tasdik eder, resmi mühürümle
onaylarım.
Sayı: 311/2005"


Alıntısı yapılan vekaletnameye göre; Suna Çankaya'nın,- genel yetkiler ile donatılmış olduğu görülür.

Alt Mahkeme, Emare No.8 vekaletnamenin, Emare No.2 borç senedi için, ibraname ve fesihname düzenleme yetkisini içermediği bulgusunu yapmıştır. Alt Mahkeme, bu konu ile ilgili kararında şu görüşlere yer v-ermiştir:

"Bu davada Davalıların iddialarını ilgilendirdiği oranda Emare 8'e bakıldığında "(..) kurum ve kuruluşlardan, şahıslardan, şirketlerden, üçüncü şahıslardan her türlü hak ve alacaklarımı almaya ibranameler vermeye ve imzaya, her türlü borç sözleş-mesi, sözleşme, protokolleri feshetmeye, fesihnameleri imzaya (..)" Suna Çankayayı vekil tayin ettim. [Brackets supplied] ifadelerinin yer aldığı ve bu ifadelerden adı geçen şahsın fesihname ve ibraname tanzim yetkisinin de yer aldığı ilk nazarda anlaşılma-ktadır. Keza bu yetkiler genel nitelikte olup muayyen bir işin ifası ile ilişkilendirilmeleri de mümkün değildir.

Bir vekaletname kural gereği vekile vekaletnamenin tanzim tarihinden sonraki olaylar için (ex nunc) yetki verir. Genel kural bu olmakla birli-kte geçmişe dair muameleler açısından vekil yetkilendirilecekse bunun vekaletnamede açıkça yazması vekaletnamelerle ilgili dar tefsir kuralının bir gereğidir.

Böyle bir açıklamanın Emare 8'in içeriğinde yer almamaktadır. Bu noksanlık ışığında Emare 8'in v-ekile tanzim tarihinden sonraki muameleler için yetki verdiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Nisan 2005 tarihinde ödendiği iddia olunan bir borç için Emare 8 belgenin Suna Çankaya'ya ibraname veya fesihname verme yetkisini içermediği ve Emare 8 ışığında tanz-im edildiği anlaşılan Emare 9 ve Emare 10'un Suna Çankaya'nın yetkisi dışında ultra vires olarak tanzim ettiği yönünde bulguya varırım."


Görüldüğü gibi; Alt Mahkeme, bir vekaletnamenin kural gereği, vekile, vekaletnamenin tanzim tarihinden sonraki olayl-ar için yetki verdiği, genel kural bu olmakla birlikte geçmişe dair muameleler açısından vekil yetkilendirilecekse, bunun vekaletnamede açıkça yazılması gerektiği, bunun, vekaletnamelerin yorumu ile ilgili dar tefsir kuralının bir gereği olduğu, ancak böyl-e bir açıklamanın Emare No.8'in içeriğinde yer almadığı, bu noksanlık ışığında Emare No.8'in, vekile, tanzim tarihinden sonraki muameleler için yetki verdiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla Nisan 2005 tarihinde ödendiği iddia olunan bir borç için, Emare No.8 b-elgenin, Suna Çankaya'ya, ibraname veya fesihname verme yetkisini içermediği, Emare No.8 ışığında tanzim edildiği anlaşılan Emare No.9 ve Emare No.10'un, Suna Çankaya'nın yetkisi dışında ultra vires olarak tanzim edildiği yönünde bulguya varmıştır.

İ-stinaf Eden Davalı,Suna Çankaya'nın, Emare No.9 ve Emare No.10'u, Emare No.8 vekaletnamedeki yetkiler altında tanzim ettiğinden, Alt Mahkemenin bu konudaki bulgusunun hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Alt Mahkemenin, fesihname ve ibraname konusundaki b-ulgusunu değerlendirmeden önce, vekaletnamelerle ilgili kuralların neler olduğuna kısaca değinmeyi uygun buluruz.

Yargıtay/Hukuk 27/2010 (D. 4/2012) sayılı davada, bu konuda şu görüşlere yer verilmiştir:

"Yüksek Mahkeme, esas itibarı ile vekaletname-lerde dar
yorum prensibini kabul etmiş, genel ve özel vekil
tanımını Hukuk İstinaf 7/74'de şöyle izah etmiştir.

"Vekiller yetkileri itibarı vekil ile genel ve özel vekil
addedilirler. Bu iki sınıf vekil arasındaki sınır, Bowstead On Agency (13t-h Ed.p 74)'ye göre, o kadar belirsizdir ki bunları birbirinden ayırabilmek için kesin formül verilemez. Bir vekil bir işi veya ticareti müvekkili nam ve hesabına yürütmek veya muayyen bir sınıf iş veya fiili yapmak veya burada olduğu gibi muayyen bir mesel-e ile ilgili olarak müvekkili nam ve hesabına genel olarak hareket etmek yetkisine haiz ise genel vekil sınıfına girer.
Her ne kadar vekaletnameler dar bir tefsire tabi
iseler de, genel bir vekil vazifesinin veya yapmaya mezun olduğu fiilin layıkı veçhi-le icrası için gerekli herşeyi yapmak zımni yetkisine sahiptir. Bu hususta İngiltere'de ve Kıbrıs'ta hukuki durum aynıdır. "Fasıl 149 Sözleşmeler Yasası madde 148(1)"

Yargıtay/Hukuk 1/76'da ise, bu konu biraz daha fazla
detaylandırıldı ve şöyle dendi:
-
"Vekaletnamelerin tefsirinde izlenen kaidelerden biri de
vekaletnamelerde kullanılan genel anlamdaki sözlerin sadece verilen özel yetkilere atfen tefsir edileceğidir."

Verilen yetkilerin, özel maksatla mı, yoksa genel maksatla
mı verildiğini an-layabilmek için kullanacağımız ölçü,
vekâleti verenin iradesidir.

Bu konuda, 23/74 sayılı Hukuk İstinafta şöyle denmiştir:

"Verilen bir vekaletname bilindiği gibi genel ve süresiz
olduğu gibi belirli bir maksat için de verilmiş olabilir. Bunu -ancak ilgili vekaletnameyi tetkik ederek oradan vekaletnameyi verenin niyet ve maksadını çıkarmakla mümkün olabilir."


Son olarak belirteceğimiz husus, bir yazı veya kelimeyi
yorumlarken kullanılacak metod ile ilgilidir. Aynı
kararda, bu hu-susla ilgili şöyle denmiştir:

"Bir yazı veya varakada muayyen bir kelime veya kelimelere
kitabi veya alelade manası verildiğinde elde edilen mana abes olursa o zaman ilgili taraf veya tarafların bu kelime veya kelimeleri kullanmakla neyi ifade etmek ni-yetinde olduğunu bulmak ve tefsiri bu niyet ve maksada uygun olarak yapmak lazımdır."

"Vekaletnamelerin yorumlanması ile ilgili, yukarıdaki
iktibaslardan çıkan neticeyi şöyle özetleyebiliriz:

Vekaletnamler, dar manada yorumlanmalıdır.
Vekill-er, özel veya genel yetkilerle donatılabilir.
Bir vekil, yetkilerinin icrası için, gerekli herşeyi yapmak zımni yetkisine sahiptir.
Vekaletnamelerde kullanılan genel sözler, sadece verilen özel yetkilere atfen tefsir edilmelidir.
Bu sonuca ulaşmak için, a-silin iradesini belirlemek gerekir.
Bu prensiplere göre; her vekaletname, bir bütün olarak yorumlanmalı ve asilin niyet ve iradesini belirlemelidir."


Görüldüğü gibi vekaletnameler kural gereği dar anlamda yorumlanmalıdır.

Alt Mahkemenin kararına- bakıldığında ;Alt Mahkemenin Emare No.8 vekaletnameyi yukarıda izah edilen hukuki prensipler ışığında incelediği anlaşılır.

Yukarıda alıntısı yapılan Emare No.8 vekaletnamede; merhum Ramadan Güney'in verdiği yetkiler genel nitelikli yetkilerdir. Vekale-tnamede "kurum kuruluşlardan, şahıslardan her türlü hak ve alacaklarını almak, ibraname vermek, imzalamak, her türlü borç sözleşmesi feshetme, fesihname imzalama" ile ilgili ifadeler, genel yetkileri ifade etmektedir.

Bir vekaletname, kural gereği bir v-ekile, vekaletnamenin tanzim tarihinden sonraki olaylar için yetki vermektedir. Vekaletnameden önce yapılmış ve tamamlanmış işlemler için yetki verilecekse, bunların vekaletnamede açıkça belirtilmesi gerekir.

Emare No.2 borç senedi 3.2.2003 tarihlidir.Ema-re No.8 vekaletname, 8.6.2005 tarihinde tanzim edilmiştir. Davalı, merhum Ramadan Güney'e olan borcunu, merhum hayatta iken kendi evinde, Suna Çankaya'nın huzurunda ödediğini iddia etmektedir. Suna Çankaya ise, Davalının borcunu, 2005 yılının Nisan ayında,- merhum Ramadan Güney'in evinde iken ödediğini iddia etmektedir. Fesihname ve ibraname 10.06.2005 tarihinde tanzim edilmiştir.

Emare No.8 vekaletnamenin, borcun ödendiği iddia edilen tarihten sonra tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Emare No.8 vekaletname-de,vekaletnameden önce yapılmış ve tamamlanmış işlemler için ve 9643 kayıt No.lu taşınmaz mal üzerindeki ipoteğin feshine ilişkin verilmiş bir yetki yoktur.

Davalı ödemesini 2005 yılında yapmış olduğuna göre,
bu konudaki işlemler vekaletnamenin tanzimin-den önce tamamlanmıştır. Vekaletnameden önce yapılmış ve tamamlanmış işlemler için bir yetki verilecekse, kural gereği bu yetkiler vekaletnamede açıkça belirtilmelidir. Emare No.8 vekaletnamede, Suna Çankaya'ya, vekaletnameden önce ödenen borç ile ilgili i-braname düzenleme ve ipoteğin kaldırılması için yetki verildiği görülmemektedir.

Vekaletnamede böyle bir yetki verilmediğine göre, Alt Mahkemenin, Emare No.8 vekaletnamenin, Suna Çankaya'ya, Emare No.2 borç senedine konu borcun ödendiği ile ilgili ib-raname veya fesihname verme yetkisini içermediği; Emare No.8 ışığında tanzim edildiği anlaşılan Emare No.9 ve Emare No.10'un, Suna Çankaya tarafından, yetkisi dışında, ultra vires olarak tanzim edildiği yönündeki bulgusu hatalı olmamıştır.

İstinaf Eden, 1-. istinaf sebebinde başarılı olmadığı için istinaf sebebi iptal edilmelidir.

istinaf sebebinin incelenmesi:

İstinaf Eden, borcun ödendiğine dair şahadet sunulduğunu, sunulan şahadet ile borcun ödenmiş olduğunun ispat edildiğini, Alt Mahkemenin Davalı tan-ıklarının şahadetine itibar etmeyerek, Davacı tanıklarının şahadetine itibar edip, itibar ettiği bu şahadet ışığında borcun ödenmediğine bulgu yapmasının hatalı olduğunu ileri sürmektedir.

Aleyhine İstinaf Edilenler, merhum Ramadan Güney'in Tereke İdare- Memurlarıdır. Ramadan Güney vefat etmiş olduğundan Emare No.2'ye konu borcun tahsilin için işbu davayı ikame etmişlerdir. Fasıl 189 madde 34'e göre, Ramadan Güney vefat ettiği için, lehine ve aleyhine olan tüm dava sebepleri terekenin eli ile kullanılabi-lmektedir. Bu husus dikkate alındığında, Tereke İdare Memurlarının, tereke lehine dava ikame etmelerinde hata yoktur.

Dava konusu alacak tereke ile ilgili olduğundan, Davacıların Tereke İdare Memurları sıfatıyla terekenin alacaklarını talep etmelerine, Fa-sıl 189 madde 34 cevaz vermektedir.

Fasıl 9 Şahadet Yasası'nın 7. maddesine göre; bir kişinin, ölen bir kişinin terekesi aleyhindeki talepleri teyit edilmelidir.

Bu konu, Y/H 27/2010 (D.4/2012) sayılı davada esaslı bir şekilde incelenmiş ve şu görüşler-e yer verilmiştir:

"Bu maddeyi, ikiye ayırarak yorumlamak gerektiğine
inanmaktayız:

Bir kişi, ölen kişinin terekesi aleyhine olan
talebini kendi şahadeti üzerine dayandırmamalı, böyle
bir şahadet teyit edilmelidir. Meğer ki;
İspatlanan -olgular, tereke aleyhindeki talebi,
Açık bir şekilde ortaya koysun veya geçmişte olması muhtemel hale getirsin (circumstances appear or are proved which make claim antecedently probable); veya
Aksini ispat etme mükellefiyetini Tereke İdare Memurlarına yük-lesin.
Görülebileceği gibi; (b) paragrafında belirttiğimiz durum, tereke aleyhine olan taleplerde teyit edici şahadet aranmasına açık bir şekilde istisna getirmektedir."


İçtihat kararında belirtilen prensipler ışığında, sunulan şahadeti ve Alt Mahkemen-in bu konudaki bulgularını inceleyelim.

Olgulara göre, Emare No.2 borç senedine konu borç, merhum Ramadan Güney'in evinde ödenmiştir.Ödeme yapıldığında merhumun vekili Suna Çankaya'da evde bulunmakta idi. Davalı bankadan borçlanmak suretiyle faizleri ile -birlikte borcunu ödediğini, ancak ödeme sırasında herhangi bir belge almadığını ileri sürmektedir.

Emare No.2'ye konu borcun ödendiğini iddia eden, İstinaf Eden Davalıdır. Davalı bu iddiayı yaptığına göre, iddiasını ispat etmekle mükelleftir. Aynı zamanda- bu talepler, bir tereke ile ilgili olduğundan, bu talepler teyit edilmelidir.

Davalı, borcunu merhum Ramadan Güney'in vekili Suna Çankaya huzurunda ödediğini, bu ödemenin 2005 yılının ilk aylarında yapıldığını, istintakında ise 2005 yılının ilk baharınd-a yaptığını, (Mavi 58, Mavi 65) merhum Ramadan Güney'in devamlı olarak yurt dışına gittiğini, bu nedenle belge alamadığını, yoğun işlerinden dolayı vekili olan Suna Çankaya'dan, Magusa'ya gidip Tapu nezdinde ipoteği kaldırana kadar uygun göreceği bir noter-de bir kağıt vermesini istediğini ve Ankara seyahatinde Türkiye'de düzenlediği bir kağıdı Suna Çankaya'nın, kendisine verdiğini, Suna Çankaya'nın merhum Ramadan Güney'in talimatı ile tanzim ettiği Emare No.9 ibraname ve Emare No.10 fesihnamenin, borcun öde-nmesine kanıt teşkil ettiğini ileri sürmektedir.

Suna Çankaya ise şahadetinde, merhum Ramadan Güney'e yapılan ödemenin 2005 yılının Nisan ayı içinde Ramadan Güney'in evinde yapıldığını, ödeme yapıldığını gördüğünü, Ramadan Güney'in, müsait olduğu zaman, D-avalıya, parayı aldığına dair bir belge vermesini söylediğini ileri sürmektedir.(Mavi 75, Mavi 73)

Alt Mahkeme, Emare No.9 belgenin, borcun Suna Çankaya tarafından alındığı şeklinde düzenlendiğini, bu hususun Suna Çankaya'nın şahadeti ile çelişkili -olduğunu, Suna Çankaya'nın, şahadetinde, bu belgenin Ankara seyahatinde yapıldığını söylemesine rağmen, belge üzerindeki kayıtların bu belgenin Mersin'de yapıldığını gösterdiğini, buna göre, Emare No.9 belgenin nerede yapıldığı konusunda Suna Çankaya'nın c-iddi yanılgıya düştüğünü belirtmiş; Emare No.8 belgenin Emare No.9 belge düzenlendiği tarihten 2 gün sonra, Mersin'de düzenlenmesini Suna Çankaya'nın şahadetinde bir çelişki olarak değerlendirmiş ve Emare No.9 ile 10'un dava konusu borcun ödendiğini ispat -eden belge olarak değer verilemeyeceği sonucuna varmıştır.

Alt Mahkeme, tanıkların şahadetlerini de değerlendirdikten sonra, Davalının, borcun ödendiği ile ilgili ispat külfetini yerine getirmediği bulgusuna varmıştır.

Alt Mahkeme, kararında, şahadeti de-ğerlendirirken, şu görüşlere yer vermiştir:

"Davalı şahadetinde merhuma dava konusu borcu Suna
Çankaya'nın önünde verdiğini iddia etmektedir. Bu açıklama Suna Çankaya'nın açıklaması ile benzerlik içermektedir. Davalının yaptığı ödemeye karşılık merhumda-n makbuz veya belge istememesi veya dava konusu borç senedini merhumdan geri almaması hususlarını ise merhum ile Davalı arasında var olan yakın ilişkiler çerçevesinde açıklanmaktadır. Bu açıklama şahadetin geneline ve devamına bakıldığında özellikle bizzat- Davalının merhumun kimseye güvenmeyen tedbirli bir kimse olduğu yönündeki açıklaması ile tenakkuz halindedir.(Mavi 105)

Yine bu Mahkeme Davalı ve Davalı tanığı Suna Çankaya'yı şahadetleri esnasında yakınen inceleme fırsatı bulmuştur. Bu tanıklar şahadet -verirken olayları ve olguları lehlerine sonuç doğuracak şekilde aktaran kaçamak yanıtlar veren tanıklar olarak intiba uyandırmış olup bu tanıkların şahadetlerine itibar edip güvenmeye olanak yoktur.

Müdafaanın 4 ve 5.tanıkları Davalıya İktisat Bankası tar-afından 26,000 stg. borç verildiğini iddia etmişlerdir. Bu hususa itibar etmemek için herhangi bir neden yoktur. Ancak bu olgunun varlığı da Davalının dava konusu borcu ödediğini isbat için yeterli değildir.(Mavi 105-106)

Dolayısıyle Davalının dava konusu- borcu ne tümden ne de herhangi bir kısmı için ödediği yönündeki iddiasını isbat edemediği hususunda bulguya varırım."(Mavi 106)

Alt Mahkeme, Davacı tanıklarının şahadetini de değerlendirmiş ve Davacı tanıklarının şahadetini itibar edilir bulmuştur. İtiba-r edilir şahadet ışığında, Davacıların, ispat külfetlerini, ihtimaller dengesi ışığında yerine getirmiş oldukları bulgusunu yapmıştır.

Şahadetin değerlendirilmesi ile ilgili Alt Mahkemenin kararının ilgili kısmı aynen şöyledir:

"Diğer taraftan Davacı t-arafın şahadetine bakıldığında,
Davacı No.1'in şahadetini genelde ihtilafsız belgeler ile
desteklendiği, sorulan sorulara dürüst ve bilgisi
oranında yanıtlar verdiğini gözlemlemiş durumdayım.
Davacı tanığı No.2 ise merhumun kızıdır ve o da Ma-hkeme
üzerinde iyi intiba bırakmıştır. Ancak bu tanık
tarafından ibraz edilen Emare No.7 incelendiğinde ise bu
belgenin merhum tarafından kaleme alındığı ve Davalının
borcunu ödemediği yorum ve bulgusunu yapmanın özellikle
bu belge üzerinde -Davalının adı ve tanzim ve tarihi
olmadığı gerçeği ışığında mümkün değildir. Buna rağmen
Davacı tanıkları tarafından huzuruma aktarılan şahadet ve
diğer emareler ışığında Davacının üzerine düşen ispat
külfetini ihtimaller dengesi prensipleri ış-ığında yerine
getirdiği yönünde bulgu yaparım.(Mavi 106)
Tüm yukardakiler ışığında merhum ile Davalı arasında
dava konusu borç senedinin yapıldığı, Davalının merhumdan
20,000 stg. borçlandığı, bu meyanda bu borca teminat
olarak 20/2003 sayılı- ipotek takrirnamesinin yapıldığı,
ipotek edilen gayrimenkul'ün bütün olarak Davalıya ait
olduğu, ilgili ipoteğin geçerli ve yürürlükte olduğu,
Davalının dava konusu bu borcu ödemediği, borç senedinin
üzerinde %12 faiz şartının yer aldığı, b-u çerçevede
merhumla Davalı arasında senet tarihinden itibaren
hesaplanacak geçerli bir faiz anlaşması olduğu, merhumun
ölümü ile bu senet üzerindeki tüm haklarının terekesine
intikal ettiği yönünde bulguya varırım. Bu bulgularım
ışığında ta-mamen zıt yönde talepler içeren mukabil
davanın ispat edilemediğinden red ve iptal edilmesi
gerekmektedir.(Mavi 106)


Görüldüğü gibi; Alt Mahkeme, Davacıların ispat külfetlerini yerine getirdikleri, merhum Ramadan Güney öldüğü için senet üzerindeki- tüm hakların terekeye intikal ettiği bulgusunu yapmış ve mukabil talebin iptal edilmesini uygun görmüştür.

Dava ile ilgili olgulara göre; Alt Mahkeme, Emare No.8 vekaletnameyi hukuki prensipler ışığında incelemiş ve bu vekaletnamenin Emare No.2 borç -senedine konu borcun ödenmesi için Suna Çankaya'ya ibraname ve fesihname düzenleme yetkisi vermediğinden dolayı, Suna Çankaya'nın, fesihname ve ibranameyi, yetkileri dışında düzenlediği nedeniyle, bu belgelerin borcun ödenmesine kanıt olmadığı sonucuna ula-şmakla birlikte, Mahkeme, konuyu, sunulan şahadeti de dikkate alarak değerlendirmiş ve yaptığı bu değerlendirmede Davalı tanıklarının şahadetine değil, Davacı tanıklarının şahadetine itibar etmiştir.

Tanıkları değerlendirmek ve söylediklerine inanıp inan-mamak alt mahkemenin takdirinde olan bir husustur. Yargıtay, alt mahkemelerin tanıklar ve şahadet hususundaki bulgularına müdahalede bulunmakta çekingen davranır. Alt mahkeme önündeki şahadet, mahkemenin olgularla ilgili yaptığı bulgulara makul olarak varm-ası için yeterli ise, Yargıtay bu bulgulara müdahale etmez. Meğer ki, istinaf eden, alt mahkemenin tanıkları ve şahadeti hatalı değerlendirdiği, yapılan bulguların ibraz edilen olgulara dayanmadığı, tanıklara inanılmaması gerektiği hususlarında Yargıtayı i-kna edebilsin.

Huzurumuzdaki meselede, Alt Mahkemenin bulgu yaparken hatalı davrandığı, bulguların Alt Mahkemenin önündeki olgulara dayanmadığı, Alt Mahkemenin huzurundaki şahadeti yanlış değerlendirdiği, tanıklara ve şahadetlerine inanılmaması gerek-tiği hususunda İstinaf Eden bizi ikna edebilmiş değildir.

İstinaf Eden Emare No.9 ibraname ile Emare No 10. fesihnamenin borcun ödenmesine kanıt teşkil ettiği iddiasını yapmıştır. Alt Mahkeme Emare No.9 ile Emare No.10'nun Suna Çankaya'nın yetkileri -dışında yapılmış belgeler olduğu bulgusunu yapmıştır. Alt Mahkemenin bu bulgusu, yukarıda izah edilenler ışığında, doğru olarak kabul edilmiştir. Alt Mahkemenin bu konudaki bulgusu hatalı olmadığından, bu belgelerin borcun ödenmesine kanıt teşkil edip etme-diğinin incelenmesine gerek kalmamıştır.

Yukarıda izah edilenler ışığında, İstinaf Eden 2. istinaf sebebinde başarılı olamamıştır. İstinaf sebebi iptal edilmelidir.

Netice:

Netice olarak, İstinaf Eden, istinaf sebeplerinde başarılı olamadığından, tüm i-stinaf sebepleri iptal edilir.

İstinaf masraflarını, İstinaf Eden ödeyecektir.



Narin F.Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yagıç Yargıç Yargıç


27 Haziran, 2013












18






Full & Egal Universal Law Academy