Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 156/2013 Dava No 18/2014 Karar Tarihi 25.06.2014
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 156/2013 Dava No 18/2014 Karar Tarihi 25.06.2014
Numara: 156/2013
Dava No: 18/2014
Taraflar: Fatih Oğuz ile Tbb Yzb Ali Sakın ve diğerieri arasında
Konu: Muadil tebliğ istidası - İstidanın, ilk nazarda iyi bir dava sebebi olduğu unsurunu ortaya koymadığı ve yeterli şahadet sunulmadığı iddiasıyle reddi - Dava yöntemi - Dava yönteminin temel amacı - Tarafları eşit durumda tutmak, masrafaları aza indirmek - Adli ihbar - Hangi konularda adli ihbar alınacağı - Yemin varakası - Muadil tebliği istidalarındaki yemin varakasında nelere yer verilmesi gerektiği.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 25.06.2014

-D. 18/2014 Yargıtay/Hukuk 156/2013
(Gazimağusa Dava No: 5081/2012)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu, Emine Dizdarlı.
İstinaf eden: Fatih Oğuz, Gazimağusa
- (Davacı)

- ile -

Aleyhine istinaf edilen: 1. Tbb Yzb Ali Sakın, Askeri
Hastahane, Girne
2. Tbb Albay Ali Osman Demir, Askeri
- Hastahane, Girne
3. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı,
Boğazköy
4. KKTC Güvenlik Kuvvetleri
Komutanlığı vasıtasıyla KKTC
- Başsavcısı, Lefkoşa
5. KKTC Bakanlar Kurulu ve/veya
Başbakanlık vasıtasıyla KKTC
Başsavcısı
(Davalılar)


A r a s ı- n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Öner Şerifoğlu ve Avukat Eylem
Şerifoğlu adına Avukat Irmak Özkoç
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Pervin Sağlamer.


Gazimağusa Kaza Mahkemesi Başkanı Gülden Çiftçioğlu'nun 5081/2012 sayı-lı davada, 8.11.2013 tarihinde verdiği karara karşı, Davacı tarafından yapılan istinaftır.


-----------


H Ü K Ü M


Narin F. Şefik: Huzurumuzdaki istinaf, Bidayet Mahkemesine yapılan muadil tebliği istidasının iptalinden yapılmıştır.

27.9.2013 ta-rihinde tek taraflı istida ile Davacı Mahkemeden, şu şekilde talepte bulunmuştur:

A- Dava celpnamesinin birer suretinin TC'nde dağıtımı yapılan
günlük bir gazetede yayımlanmak, bir suretinin de Kıbrıs
Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığına tebliğ edi-lmek sureti
ile Davalı-M/Aleyh No:1 ve No:2'ye tebliğ edilmesine izin
verilmesi,

B- (A) paragrafındaki usulle yapılacak tebligatın muadil
ve/veya yeterli tebliğ sayılmasına, Davalı M/aleyh No:
1 ve No: 2'ye yapılacak tebliğden sonra Davalı--M/Aleyh
No: 1 ve 2'nin (30) gün zarfında İsbatı Vücut Muhtırası
dosyalamalarına, dosyalamamaları halinde dava ile ilgili
her türlü evrağın tebliğinin Mahkeme İlan Tahtasına (5)
gün süreyle asılmak suretiyle tebliğ edilmesine Emir
veril-mesi,

C- Başvuru masraflarının Davalı-M/Aleyh No: 1 ve 2 tarafından
ödenmesine Emir verilmesidir.


Müstedi, istidasını, Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 5 nizam 1, 2, 9, 10, Emir 5A, Emir 6 nizam 1(a),(b),(e),(g),(h), 4., 5., 6, Emir 48 nizam- 8(1) (e) ve (f)'e dayandırmıştır.

Bidayet Mahkemesi tarafından Davacının tek taraflı istidasının dinlenmesinden önce, Davalı No. 3,4 ve 5 şartlı
ispat-ı-vücut dosyalamak üzere, Bidayet Mahkemesinden izin almışlar ve bu taleplerini, dava konusunun k-aza mahkemesi yetkisinde olmamasına ve Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisinde olmasına dayandırmışlardır.

Bidayet Mahkemesi, tek taraflı istidayı dinledikten sonra verdiği kararında, istidadaki talebi tezekkür etmeden, ilk önce Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzü-ğü Emir 1B nizam 3(2) altında celpnamenin dava ikame etmek için makul sebep ortaya koyup koymadığına veya celpnamenin yargılama sürecini kötüye kullanıp kullanmadığına veya yargılamanın adil bir biçimde çözümlenmesine engel bulunup bulunmadığına veya herha-ngi bir nizama uyulup uyulmadığına bakılması gerektiğine kanaat getirdiğini ifade etmiş ve Davalı No.3 aleyhindeki davanın, Davacının muvafakati ile iptal edildiğini göz önünde tutarak, Davalı No.1,2, 4 ve 5 aleyhindeki celpnamenin resen irdelenmesini uygu-n görmüştür.

Bidayet Mahkemesi, Davalı No. 4 ve 5'in "yönetsel veya yürütsel bir yetki kullanan" bir organ veya makam olarak almış oldukları idari karar veya işlemin veya ihmallerin yetki aşımı veya kötüye kullanılması suretiyle yapıldığı şikayeti il-e ilgili karar verme yetkisinin münhasıran Yüksek İdare Mahkemesinde olduğuna, bu durumda, Davacının Davalı No. 1,2,4 ve 5 aleyhindeki talebinin esas dayanağı konusunda kaza mahkemesinin yetkili olmadığına, Yüksek İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna, kaza -mahkemesinin "görev yetkisizliğinin" söz konusu olduğuna ve bu bağlamda prosedürde yasaya aykırılık (illegality) söz konusu olduğunu adli ihbar olarak nazarı itibara alabileceğine kanaat getirerek, Davalı No.1,2,4 ve 5 aleyhindeki celpnamenin dava ikame et-mek için makul sebep ortaya koymadığını veya yargılama sürecini kötüye kullandığını veya yargılamanın adil bir biçimde çözümlenmesine engel oluşturduğunu kabul etmiştir. Mahkeme, layihayı resen iptal edebileceğini, Emir 1B nizam 2(1)(2)(4) altında celpnam-enin açıkça illegality teşkil etmesi nedeniyle, resen iptal etme yetkisini kullanmasının adil ve uygun olacağına karar verdikten sonra, Davacı Avukatına, kararını okuduğu aşamada söz hakkı vererek, beyanda bulunmasına fırsat tanımıştır. Bu şekilde söz hakk-ı verdikten sonra, Bidayet Mahkemesi, Davacı Avukatının iptal yetkisini Bidayet Mahkemesinin kullanmaması için yasal veya haklı bir gerekçe koyamadığını kabul ederek, ifade ettiği nedenlerden dolayı, Davalı No.1,2,4 ve 5 aleyhindeki celpnameyi iptal etmişt-ir.

Kararının istinaf edilmesi ihtimaline karşı, Emir 5A ve Emir 6'yı da inceleyen Bidayet Mahkemesi, Davacının istidasının ilk nazarda haklı bir dava sebebinin bulunduğunu ortaya koyacak yeterlilikte olmadığına, verilen şahadet ile de herhangi bir d-ava sebebi veya ilk nazarda iyi bir dava sebebi olduğu hususunu ortaya koyamadığına, Davalı No. 1 ve 2'nin KKTC haricinde olduklarını gösterecek şahadetin Mahkeme huzuruna getirilmediğine, Davalı No.1 ve 2'nin Türkiye'de oldukları hususunda da ikna edici ş-ahadet sunulmadığına, gazeteye ilan verilmesi halinde gazete ilanının Davalılar tarafından görüleceği hususunda ikna edici bir iddianın yapılmadığına, Güvenlik Kuvvetlerine yapılacak muadil tebliğ sonunda,Davalıların bilgi sahibi olacağı hususunda da tatmi-nkar şahadet sunulmadığına karar vererek, Davacının istidasının kanıtlanmadığından, bu nizamlar altında da istidanın reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir.

İstinaf Eden, Bidayet Mahkemesinin bu kararından 5 istinaf sebebi ile istinaf etmiştir. İstin-af sebepleri aynen şöyledir:

Muhterem Mahkeme, Davacının Davalı 1, 2, 4 ve 5 aleyhindeki dava celpnamesinin, dava ikame etmek için makul sebep ortaya koymadığı veya yargılama sürecini kötüye kullandığı veya yargılamanın adil bir biçimde çözümlenmesine eng-el oluşturduğu ve/veya celpnamenin hukuka aykırılık teşkil ettiği nedeni ile celpnameyi ve/veya layihayı iptal etmekle hata yapmış ve/veya aceleci ve/veya önyargılı davranmış, adil olmayan bir karar vermiştir.
Çünkü: Muhterem Mahkeme, huzurundaki muadil te-bliğ istidasını dinlemiş olup Tafsilatlı Talep Takriri ve/veya dava ile ilgili kapsamlı olguların henüz huzurunda bulunmadığı bir safhada dava celpnamesini iptal etmemesi gerekirdi.

Muhterem Mahkemenin, Davacının muadil tebliğ ile ilgili istidasına ekli y-emin belgesinin ve/veya Davacının şahadetinin ilk nazarda haklı bir dava sebebi ortaya koyacak yeterlilikte olmadığına ilişkin tespit ve/veya bulgusu hatalıdır.
Çünkü: Davacı, muadil tebliğ istidasına ekli yemin belgesinde, muadil tebliğ izin ve emri veril-mesi talebinde bulunduğu Davalı 1 ve 2'nin KKTC'den ayrıldıklarını, KKTC'ye dönmeyeceklerini öğrendiğini ve/veya tespit ettiğini açıkça belirttiği gibi, dava celpnamelerinin Davalı 1 ve 2'ye tebliğ edilmedikleri hususu dosya içeriğinden de görülebilen bir -husustur.
Muhterem Mahkemenin Davacının şahadetini Davalı 1 ve 2'nin Türkiye'de bulunduğu veya bulunma ihtimali olduğu hususunda ikna edici şahadet olarak değerlendirmemesi ve/veya kabul etmemesi hatalıdır.
Çünkü: Davalı 1 ve 2'nin TC vatandaşı, Türk Silah-lı Kuvvetleri personeli olduğu ve belli hizmet süresi için KKTC'de görev yaptıkları dosya içeriğinden açıkça görülmekteydi.
Mahkeme, Davalı 1 ve 2'nin nerede oldukları ve/veya Türkiye'de oldukları hususunda dava celpnamesinde Davalı 1 ve 2'nin adresi olara-k gösterilen Girne Askeri Hastahanesinde, istihbarat nedeniyle bilgi verilemeyeceği izahatını yeterli şahadet kabul etmesi gerekirdi.
İnternet sisteminde sayısız (SAKIN) ve (DEMİR) isimli kişilerin varlığı, Davacının Davalı 1 ve 2'yi tespit etmesi için yet-erli ve sağlıklı bir yol değildi.

Muhterem Mahkemenin, gazete ilanı ile muadil tebliğ emri verilmesi için gazete ilanını Davalı 1 ve 2'nin göreceği hususunda iyi bir sebebin yemin belgesinde iddia edilmediği veya şahadetin mevcut olmadığı veya GKK'na yapı-lacak muadil tebliğ sonucu bilgi sahibi olacakları hususunda tatminkar bir şahadetin Mahkeme huzurunda bulunmadığı bulgu ve/veya gerekçesi açıkça hatalıdır.
Çünkü: Muadil tebliğ talep edilen kişilere sadece gazetede ilan yolu ile tebliğ yapılması talep edi-lmemiş, gazete ilanına ek olarak Davalı 1 ve 2'nin mensubu oldukları TSK'nin KKTC'deki kolu olan Kıbrıs Barış Kuvvetleri Komutanlığı'na da tebliğ yapılması talep edilmiştir.
Bu halde, yani hem gazete hem de KTBK'na tebliğ halinde Davalı 1 ve 2'nin davadan -bilgi sahibi olabileceklerine Mahkemenin kanaat getirmesi gerekirdi ve/veya getirmemesi hatalıdır.

Muhterem Mahkemenin Davalı 1, 2, 4 ve 5 aleyhindeki taleplerinde Kaza Mahkemesinin yetkili olmadığı ve/veya Yüksek İdare Mahkemesinin yetkili olduğu ve/veya- yasaya aykırılık olduğu hususundaki tespit ve/veya bulgusu hatalıdır.

Çünkü: Davacının Davalı 1,2,4 ve 5 aleyhindeki talepleri
hile ve/veya Davalı 1 ve 2'nin 4 ve/veya 5 tarafından
istihdam edilmelerine dayanmakta, idari bir karara
dayanma-maktadır. Bu nedenle yetkili Mahkeme Kaza
Mahkemesidir.


İlk önce 1, 2, ve 5. istinaf sebeplerini incelemeyi uygun görürüz.

Muadil tebliğ istidası Emir 6'ya göre yapılmaktadır. Bu emrin 1. nizamının (f) ve (h) bentleri aynen şöyledir:

"1. 1976 -Mahkemeler Yasası'nın 24. maddesi kurallarına
bağlı kalınması koşuluyla, mahkeme veya yargıç
aşağıdaki hallerde bir celpnamenin tebliğinin veya
bir celpname çıkarıldığına ilişkin ihbarın yargı
yetkisi alanı dışında yapılmasına müsaade edebilir:

- ...........
(f) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde işlenen bir
haksız fiile dayandırılan davalarda; veya
(g) ................................................
(h) KKTC dışında bulunan bir kişinin, başka bir
kişi al-eyhine yöntemine uygun olarak açılmış
ve tebliği KKTC'de yapılmış olan bir davada
gerekli veya uygun taraf olduğunda."

" (1)Subject to section 15 of the Courts of Justice Law,
Cap 11, service out of the jurisdiction of a writ of
su-mmons or notice of a writ of summons may be allowed
by the Court or a Judge whenever.-
...........
(f) the action is founded on a civil wrong committed
in Cyprus; or
(g) ..............................................
(h) -any person out of Cyprus is a necessary or
proper party (g) to an action properly brought
against some other person duly served in Cyprus."


- Dava dosyasında, istidanın yapıldığı safhada, sadece, Emir 2 nizam 1 tahtında ikame edilmiş olan davanın arkasındaki özet talep mevcuttu, Tafsilatlı Talep Takriri ise dosyalanmış değildi.
Muadil tebliğ için, Emir 6 nizam 1 (f) altında emir veril-ecekse, davanın Kıbrıs'ta işlenen bir haksız fiile dayanması; Emir 6 nizam 1 (h) altında emir verilecekse de, Ada içerisinde dava edilen, tebliği yapılan kişiye ilaveten, muadil tebliğ yapılması istenen ve Kıbrıs haricinde ikamet eden kişinin davada gerekl-i ve doğru taraf olması gerekir.

Davadaki Davalı No. 4 ve 5, Kıbrıs'ta davanın tebliğinin yapıldığı makamlardır. Bu makamların sorumlu tutulmak istendiği fiil ve/veya işlemi yerine getirenlerin, Davalı No. 1 ve/veya 2'nin olduğu yemin varakasında iddia e-dilmiştir. Davalı No. 1 ve/veya 2'nin, dava ile ilgili tarihte, Askeri Hastahanede görevli oldukları, dava celpnamesinden görülmektedir.

Emir 6 nizam 1(f) altında, dava celpnamesinin yurt dışına tebliğ edilebilmesi için, ikame edilen davanın bir haks-ız fiil davası olması koşulu yoktur. Bu bentte, davanın sadece bir haksız fiile dayandırılmasının yeterli olduğu yer almaktadır.
Bu nedenle, muadil tebliğ istidası safhasında, davanın bir haksız fiile dayandırılıp dayandırılmadığına bakılması yeterlidir.

-Bidayet Mahkemesi, Tafsilatlı Talep Takriri dosyalanmadan, haksız fiile dayandırılan bir davada, görev yetkisizliği hakkında bulgu yaparak, dava konusunun Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisinde olduğuna karar vermiştir. Bidayet Mahkemesi, devamla, tadil edi-lmiş Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü ile tanınan yeni yetkiler altında, kaza mahkemesinin görev yetkisizliğinin prosedürde yasaya aykırılık teşkil ettiğini kabul ederek, Emir 1B nizam 3(2) (a) altında dava celpnamesini iptal etmiştir.

Bir muadil tebli-ğ istidası tezekkür edilirken, mahkemenin tezekkür edeceği hususlar, sadece, Emir 6 nizam 1'de açıkça ifade edilen hususlar olmalıdır.

Bidayet Mahkemesi, dava yönetiminin temel amacı olan "davayı yönetirken tarafları eşit konumda tutmayı, masrafları azal-tmayı, ..... davanın ciddiyetini, davadaki ihtilaf konularını, karmaşıklığını ...... davanın gecikmeksizin ve HAKKANİYETE uygun olarak çözümlenmesini" yorumlayarak, bir davanın yanlış mahkemede ikame edilmiş olması halinde, bu husus doğrultusunda erken kar-ar verip, süreci gereksizce uzatmaması gerektiğini kabul etmiştir. Mahkeme Davacının tafsilatlı talebi dava dosyasına girmemiş olmakla birlikte, Askeri Hastahanede görev yapan doktorların 2007 yılında verdiği rapor neticesinde, askerlik görevini yapmak dur-umunda kalan Davacının sol gözünün görme fonksiyonunu yitirdiği ve yanlış rapor nedeni ile uğradığı zarar-ziyan için kendisine karşı görevlerini yerine getirmediğini iddia ettiği Davalı No.1 ve 2 doktorlar ve onların hareketlerinden sorumlu konumda olduğun-u ileri sürdüğü Davalı No. 4 ve 5 makamlar aleyhine, 2012 yılında ikame ettiği davasını muadil tebliğ safhasında değerlendirerek, davanın haksız fiil davası değil, Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisine giren bir dava olduğuna karar vererek, Davacının dava ce-lpnamesini muadil tebliğ istidası safhasında iptal etmiştir.

Bidayet Mahkemesinin Tafsilatlı Talep Takriri dosyalanmadan, yetki konusu huzurunda yeterince tartışılmadan, dava konusunun Yüksek İdare Mahkemesinin yetki alanına girip girmediği ve kaza mahke-mesinin yetkili olmadığına resen karar vermesi yanlış olmuştur.

Resen yetki kullanmaya karar veren Bidayet Mahkemesinin uygulayacağı usul, Emir 1B nizam 2'de izah edilmektedir. Alt Mahkeme istinafa konu istidayı dinlerken, resen karar vermeye yetkisi old-uğuna karar verdikten sonra, söz hakkı vermesi gerektiğinin bilinci içerisinde, Müstedi Avukatına söz almak için fırsat vermiştir. Emir 1B nizam 2(2) ve 2(3) altında, söz hakkı tanınması, sadece istidanın dinlendiği safhada birşey söylemek isteyip istemedi-ğini sormak anlamında kullanılmış değildir. Emir 1B nizam 2'de ifade edilen "söz hakkının" Mahkemenin yetkisi konusunda kullanılmak istenmesi halinde, bu konu ile ilgili duruşma yapılacağı ilgili tarafa bildirilmeli ve bu maksat ile Emir 1B nizam 2(3) altı-nda ifade edilen 3 günlük süre de verilmelidir. Emir 1B nizam 2(1)(2)ve (4) altında celpnameyi resen iptal etme yetkisini kullanmak isteyen Bidayet Mahkemesi, söz hakkını, nizam 2(3)'de ifade edildiği şekilde ve belirtilen süreyi içerecek şekilde vermelidi-r. Bunu yapmadan resen kullanılan yetkinin hatalı kullanıldığı kabul edilmelidir.

Bidayet Mahkemesi, Emir 6 nizam 1 ve 4 altında, Davacının davasının ilk nazarda haklı bir dava sebebi ortaya koyacak yeterlilikte olup olmadığına karar verirken, tadil edil-miş Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü'nü yanlış yorumlayarak yanlış prosedür uygulamış ve Davacı/Müstedi/İstinaf Edenin muadil tebliğ istidasını, henüz Davacının davası netleşmeden ve Tafsilatlı Talep Takriri dosyalanmadan, Emir 1B nizam 3(2)(a)(b) ve (c) alt-ında Emir 2 nizam 1 tahtında dosyalanan celpnameyi, hatalı bir şekilde layiha olarak değerlendirmek suretiyle reddetmekle hata yapmıştır. Emir 2 nizam 1 altında dosyalanan dava celpnamesinin layiha kapsamında olmadığı (The Annual Practice (1963) page 449)'-da açıkça ifade edilmektedir:

"A generally indorsed writ of summons is not a
pleading (Murray v. Stephenson(1887), 19 Q. B. D.
60; Wallis v. Jackson (1883), 23 Ch. D. 204);
but a special indorsement is such for some purposes
(Anlaby v. Praetorius -(1888), 20 Q. B. D. 764;
Robertson v. Howard (1878), 3 C. P. D. 280) and so
are particulars for some purposes."
Netice itibarıyla, Bidayet Mahkemesi, Tafsilatlı Talep Takriri dosyalanmadan, Davacıya Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 1B nizam 2'd-e ifade edildiği şekilde söz hakkı vermeden, resen celpnameyi iptal etmekle hata yapmıştır.

Bidayet Mahkemesi, Davacının, Davalı No.1 ve 2 aleyhine herhangi bir dava sebebi olduğunu veya ilk nazarda iyi bir dava sebebi ortaya koyamadığını kabul etmiş-tir. Davacının davasını, Davalı No.1 ve/veya 2 tarafından hazırlanan bir rapora dayandırdığı ve bu raporun hatalı olduğunu ve rapor nedeniyle askerlik yapmak mecburiyetinde kaldığını ve bundan gözünün zarar gördüğünü ileri sürdüğü görülür. Davacı, Davalı 4- ve 5'in de Davalı 1 ve 2'nin yaptıklarından sorumlu olduğunu iddia etmektedir. Bu olgular, Davacının ilk nazarda haklı bir dava sebebinin bulunduğunu gösterecek mahiyettedir ve Davacının davasının haksız bir fiile dayandırıldığı açıktır. Bidayet Mahkemes-inin, Davacının ilk nazarda iyi bir dava sebebi bulunmadığı bulgusu yanlıştır.

Tüm söylenenler neticesinde, İstinaf Eden 1, 2 ve 5. istinaf sebeplerinde muvaffak olmuştur.

3. ve 4. istinaf sebepleri ile ilgili olarak, Bidayet Mahkemesi, kararının -istinaf edilmesi ihtimaline karşı istidayı Emir 5A ve 6 açısından da incelemiş ve reddetmiştir. Bidayet Mahkemesi, Davalı No.1 ve 2'nin KKTC'de olmadıkları ile ilgili şahadet sunulmadığını, Davalı No. 1 ve 2'nin nerede olabilecekleri ile ilgili de şahadet -sunulmadığını belirtmiş ve Emir 6 için gerekli şahadet bulunamadığından, istidanın reddedilmesi gerektiğini kabul etmiştir.

Davalı No. 1 ve 2'nin, dava ile ilgili tarihlerde, Askeri Hastahanede görevli olduklarının iddia edildiği görülmektedir. Ask-eri Hastahanenin, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetlerinin kontrolü altında olduğu ve Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri mensupları ile ilgili KKTC makamlarınca verilecek muhaceret kayıtları bulunmadığı, adli ihbar alınacak hususlardır. Hangi koşullarda adli ihbar alınac-ağı Yargıtay/Hukuk 106/2010 (D.27/2010)'da detaylı bir şekilde ifade edilmiştir. Bu hususları, bu istinaf maksatları için aynen tekrarlarız.

Davalı No.1 ve 2'nin, KKTC'ye giriş ve çıkışları ile ilgili KKTC makamlarından bilgi alınamayacağı gerçeği ış-ığında, bu kişilere muadil tebliğ yapılması gerektiği açıktır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bu kişilere, TC'de yüksek tirajlı bir gazetede yayın yapılarak, muadil tebliğ yapılmasının istenmesi makul bir taleptir.

Emir 6 nizam 4, muadil tebliğ tale-p edilen bir istidaya ekli yemin varakasında, nelere yer verilmesi gerektiğini belirtir. Burada Davacının ilk nazarda iyi bir dava sebebi olduğu, Davalının hangi ülkede olduğu veya muhtemelen bulunduğu yerin belirtilmesi gerekir. Ayrıca hangi nedenlerden d-olayı muadil tebliğ istendiği belirtilmelidir.

Emir 6 nizam 4 aynen şöyledir:

"-Every application for leave to serve a writ of
summons or notice thereof on a defendant out of
Cyprus shall be supported by affidavit or other
evidence satisfying the Court or Judge that the
plaintiff has prima facie a good caus-e of action
and showing in what place or country such defendant
is or probably may be found, and whether such
defendant is a British subject or not, and the
grounds upon which the application is made; and
no such leave sh-all be granted unless it shall
be made sufficiently to appear to the Court or
Judge that the case is a proper one for service
out of Cyprus under this Order."

-
"Bir celpnamenin veya celpname çıkarıldığına ilişkin
ihbarnamenin bir davalıya KKTC dışında tebliğine
izin verilmesi için sunulan dilekçeler, davacının,
ilk nazarda haklı bir dava sebebi bulunduğuna
mahkemeyi veya yargıcı ikna edecek bir yemin
ta-kriri veya başka bir kanıtla desteklenir. Böyle
bir yemin takriri veya başka kanıtta, davalının
hangi yer veya ülkede bulunduğu veya bulunma
ihtimali olduğu, İngiliz uyruklu olup olmadığı ve
dilekçenin dayandığı nedenler ayrıca gösterilir.-
İstenilen izin, tebliğin Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti dışında yapılmasının bu Emrin öngördüğü
kurallara uygun olduğuna dair mahkeme veya yargıç
yeterince ikna edilmediği takdirde verilmez."


Müstedi, Davalı No. 1 ve 2 ile ilg-ili iddialarını istidaya ekli yemin varakasında ileri sürmüş ve Davalı No. 1 ve 2'nin KKTC'yi terk etmiş olmalarından dolayı onlara dava celpnamesini tebliğ edemediğini, TC vatandaşı olduklarını, KKTC'de bir yakınlarının bulunmadığını, bu kişilerin Barış K-uvvetleri Komutanlığına bağlı olarak KKTC'de Askeri Hastahanede görevlerini bitirdikten sonra KKTC'den ayrıldıklarını ve nerede olduklarını bilmediğini ifade etmiştir.

Bidayet Mahkemesi huzurunda şahadet veren Davacı, doktorların 2 yıl KKTC'de kald-ıklarını ve sonra değiştiklerini, kendisini muayene eden Davalı No. 1 ve 2 doktorlardan sonra başka doktorların geldiğini ve onların da kendisini muayene ettiklerini söylediği görülmektedir. Tek taraflı istida maksatları için şahadet veren Davacının, Daval-ı No.1 ve 2'nin muhtemelen Türkiye'de bulunduklarını gösterecek doğrultuda şahadet verdiği görülmektedir.

Davacının, Bidayet Mahkemesi huzurunda, Davalı No.1 ve 2'nin nerede olduklarını tespit edemediği, adresleri ile ilgili kendisine bilgi verilmediği,- Askeri Hastahanede 2 yıl görev yaptıkları, ondan sonra ülkelerine gittiklerine dair

şahadeti mevcuttur. Davacı, şahadeti ile, Davalı No.1 ve 2'nin muhtemelen Türkiye Cumhuriyeti'nde olduklarını ortaya koymuştur. Emir 6 nizam 4'ün aradığı da budur. Bida-yet Mahkemesinin, Davalı No.1 ve 2'nin nerede olabilecekleri ile ilgili Davacının Mahkeme huzuruna yeterli şahadet getirmediği bulgusu yanlıştır. Davacının, İnternet veya Türkiye Tabipler Birliği vasıtası ile Davalı No.1 ve 2'nin adreslerini temin etme ve -bu konuda Mahkemeye şahadet sunma görevi yoktur.
Yabancı bir ülkede olan bir kişiye yapılacak bir tebliğ, o kişinin adresi bulunmaması halinde, ancak, o ülkenin yüksek tirajlı bir gazetesine ilan vermek yolu ile yapılabilir. Bu koşullarda o kişinin bu ilan-ı göreceği farz edilir.

Tüm söylenenler ışığında, İstinaf Eden, 3. ve 4. istinaf sebeplerinde de muvaffak olmuştur.

Netice itibarıyla, Bidayet Mahkemesinin 8.11.2013 tarihli emri iptal edilerek, şu şekilde emir verilir:

"Dava celpnamesinin birer sure-tinin Türkiye Cumhuriyeti'nde dağıtımı yapılan, yüksek tirajlı günlük bir gazetede yayınlanmak suretiyle, Davalı No. 1 ve 2'e tebliğ edilmesine, bu şekilde yapılacak tebliğin, Davalı No. 1 ve 2'e yeterli tebliğ sayılmasına; Davalı No. 1 ve 2'nin gazetede y-ayın tarihi itibarıyla 60 gün zarfında şahsen veya bir Avukat vasıtası ile isbat-ı vücut dosyalamalarına veya mahkemede hazır bulunmalarına, isbat-ı vücut dosyalamamaları veya mahkemede hazır bulunmamaları halinde dava ile ilgili her türlü evrağın tebliğin-in mahkeme ilan tahtasına asılmak suretiyle yapılmasına izin ve emir verilir."



İstida ve istinaf masraflarının dava neticesini takip etmesine emir verilir.




Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Emine Dizdarlı
Yargıç Yargıç- Yargıç


25 Haziran 2014





















14






Full & Egal Universal Law Academy