Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 15/2010 Dava No 44/2012 Karar Tarihi 27.11.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 15/2010 Dava No 44/2012 Karar Tarihi 27.11.2012
Numara: 15/2010
Dava No: 44/2012
Taraflar: Yıltan Kanlı ile Işık Gökoğlu n(/d Işık Güünalp Gökoğlu ve diğerleri arasında
Konu: Sahte vekaletname ile gayrimenkul mal devri - Devir işlemin iptali - Anayasaya havale - 11/78 sayılı Taşınmaz Mal (Devir ve İpotek) Yasasının 50. maddesi ile Fasıl 224 Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasasının 3A ve 4. maddelerinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyle Anayasaya havale istemi - İlgili yasa maddelerinin istinafın karara bağlanmasında etken olmadığı nedeni ile Anayasaya havle isteminin reddi - İstinaf dinlenmeye devam edilmek için 18.2.2013e tayin edildi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 27.11.2012

-D. 44/2012 Yargıtay/Hukuk 15/2010
(Girne Dava No: 1137/2004)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.
İstinaf eden: Yıltan Kanlı, Zeytinlik, Yukarı Girne
- (Davalı No: 1)
ile -
Aleyhine istinaf edilen: 1. Işık Gökoğlu n/d Işık Günalp
Gökoğlu c/o 14, Savaştepe
Sokak, Girne
(Davacı)
- 2. Mesut Girgen, Türkmen Sokak,
Girne
(Davalı No. 2)
3. Nazım Ergin n/d Nazım Ergin
Salahi Tereke İdare Memuru-
sıffatıyla Hakan Ergin Karakum
-Girne
(Davalı No. 3)
4. Kaza Tapu Amirliği, Girne
-(Davalı No. 4)
5. Tapu Genel Müdürlüğü vasıtasıyla
KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
(Davalı No. 5)


A r a s- ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Ergin Ulunay
Aleyhine istinaf edilen Davacı namına: Avukat Evrim Eminağa
Aleyhine istinaf edilen Davalı No.2 hazır değil
Aleyhine istinaf edilen Davalı No.3 namına. Avukat Kıvanç M. Rıza adına Avukat Ezgi Özbeşer
Al-eyhine istinaf edilen Davalı 4 ve 5 namına: Kıdemli Savcı Erdinç Akyener.

-------------

Girne Kaza Mahkemesi Başkanı İlker Sertbay'ın 1137/2004 sayılı davada, 11.1.2010 tarihinde verdiği karara karşı, Davalı No.1 tarafından yapılan istinafta, Fasıl 224 v-e 11/78 sayılı Yasalarının bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesine havale edilmesi talebidir.

A R A K A R A R


Narin F. Şefik: Huzurumuzdaki istinafa konu davada, Davacı kendi adına kayıtlı malın sahte bir vekaletname vasıtasıyla, -Davalı No.2 tarafından Davalı No.3 adına devredildiğini, bilâhare malın Davalı No.3 tarafından Davalı No.1 adına devir ve kaydedildiğini ileri sürerek, sair şeyler yanında, Davalı No.4 nezdinde Davalı No.3 ve Davalı No.1 adına yapılan devirlerin iptal edil-erek, malın kaydının yeniden Davacı adına dönmesini talep eden bir dava ikame etmiştir. (Karar içerisinde tarafların Bidayet Mahkemesi huzurundaki tanımları kullanılacaktır.)

Bidayet Mahkemesi huzurunda dava dinlenmiş ve Bidayet Mahkemesi, 11.1.2010 tari-hli hükmü ile Davalı No.1 lehine yapılan tapu kaydının iptal edilerek, malın yeniden Davacı adına kaydedilmesine, Davalı No.1 ve 2'nin, müştereken ve münferiden, Davacıya, 2,000 Türk Lirası ile bu meblağ üzerinden, 11.1.2010 tarihinden tamamen tediye tarih-ine kadar %14 faiz ödemelerine; Davalı No.1 ve 2'nin müştereken ve münferiden Davacıya dava masrafı olarak hüküm masrafları dahil olmak üzere 4,000 Sterlin, artı %4 faiz ve 92 Türk Lirasından ibaret bir meblağ ile, onun üzerinden 11.1.2010 tarihinden tamam-en tediye tarihine kadar %14 faiz ödemelerine emir vermiştir. Aynı hükümde, Davalı No.1 lehine ve Davalı No.3 aleyhine, 36,000 Sterlin ve bu meblağ üzerinden, 11.1.2010 tarihinden, tamamen tediye tarihine kadar, %4 faiz ödenmesi için de hüküm verilmiştir. -Davalı No.3 tarafından, hükmün bu kısmına karşı dosyalanan, Yargıtay/Hukuk 20/2010 sayılı istinaf, 30 Haziran 2011 tarihinde neticelenmiş ve Bidayet Mahkemesinin hükmünün Davalı No.3 aleyhine ve Davalı No.1 lehine verilen 36,000 Sterlinlik kısım iptal edil-miştir. (Yargıtay/Hukuk 20/2010 Dağıtım 14/2011)

Davalı No.1, Bidayet Mahkemesinin 11.1.2010 tarihli kararından, 6 istinaf sebebi ile istinaf etmektedir.
İstinafın dinlenmesine başlandığı zaman, İstinaf Eden/Davalı No.1, Davalı No. 2 ve 3 aleyhindeki ist-inaflarını geri çekmiştir. Bu durumda, bu istinafta, sadece Bidayet Mahkemesinin, malın Davalı No.1'e (İstinaf Eden) yapılan devrin iptali doğrultusunda verdiği kararın, Davalı No.3 (Aleyhine İstinaf Edilen No. 3) aleyhindeki istinafın geri çekildiği göz ö-nünde tutularak, incelenmesi gerekir.

Bidayet Mahkemesinin, kararında da belirttiği üzere, ihtilafsız olgulara göre, Davacıya, 11 Aralık 1990 tarihinde babası tarafından Girne'de Koçan No.4927 ve 4928 olan, davaya konu 2 adet arsa, Davalı No.2'nin tanzim- ettirttiği ve arsaları satma konusunda Mehmet Sevhan isimli şahsa yetki verdiğini gösteren, 7.9.1998 tarihli sahte bir vekaletname, 16.9.1998 tarihinde Girne Kaza Tapu Amirliğinde kullanılarak, Davalı No.3'e satış yolu ile devredilmiş ve bu maksatla Daval-ı No.3, Davalı No.2'ye 15,000 Sterlin ödemiştir. Bilâhare 31.10.2002 tarihinde dava konusu 2 adet arsa, Davalı No.3 tarafından, Davalı No.1'e satış yolu ile devredilmiş ve bu maksatla Davalı No.1, Davalı No.3'e 36,000 Sterlin ödemiştir. Davalı No.1, davay-a konu 2 adet arsayı satın aldığı 31.10.2002 tarihinde, konu arsaların Davalı No.3'e sahte bir vekaletname kullanılarak devredildiğini bilmemekteydi. Davalı No.1, Mart 2004 tarihinde, 2 adet arsa üzerinde inşaat yaptırmaya başladı. Davacı
yurtdışında ikam-et eden bir kişidir. Ağustos 2004'de kendine ait arsalar üzerine inşaat başlandığını öğrenmesi üzerine Tapu Dairesine ve polise başvurduktan sonra, Bidayet Mahkemesi huzurundaki davasını ikame etmiştir.

İstinaf Eden/Davalı No.1, davanın olgularını i-zah ettikten sonra, istinafa karar verilmesinde etken olduğunu ileri sürdüğü Fasıl 224 madde 3A(1) ve 4. maddeleri ile 11/78 madde 50'nin KKTC Anayasası'nın 1, 8, 108 ve 136. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek konunun Anayasa Mahkemesine havale edil-mesini talep etti.

Fasıl 224 madde 3A(1) aynen şöyledir:

"Notwithstanding anything contained in paragraph (c)
of sub-section (1) of section 28 of the Courts of
Justice Law or in any Law amending or replacing the
same, and subject to the provision-s of this section,
the law relating to trusts, the law relating to vakfs
and the provisions of any other law in force for the
time being, no estate, interest, right, privilege,
liberty, casement or any other advantage whatsoever
in, on or over any- immovable property shall subsist
or shall be created, acquired or transferred except
under the provisions of this Law.

"3A.- (1) Fasıl 11 (ve 2/52 ile 29/52) Adalet
Mahkemeleri Yasası 28. madde (1). Fıkra (c)
bendinin veya söz konusu yasayı değiştiren
veya onun yerini alan herhangi bir Yasanın
içerdiği kurallara bakılmaksızın ve bu madde
kurallarına-, özel esnaf vakıflarına ilişkin
yasaya, vakıflar yasasına ve ilgili zamanda
yürürlükteki başka herhangi bir Yasa kurallarına
tabi olmak şartıyle, herhangi bir taşınmaz malda
faydalanma hakkı, menfaat, hak, imtiyaz, serbesti,
ir-tifak hakkı veya her ne şekilde olursa olsun
başka herhangi bir yarar, sadece bu Yasa kuralları
uyarınca mevcud olur, tesis edilir, iktisap edilir
veya devredilir."

Fasıl 224 madde 4

"4. Notwithstanding anything in paragraph (c)
- of subsection (1) of section 33 of the Courts
of Justice Law contained and subject to the law
relating to trusts, the law relating to vakfs
and the provisions of any other Law in force for
the time being, no estate, interest, right,
privil-ege, liberty, easement or any other advantage
whatsoever in, on or over any immovable property
shall subsist or shall be created, acquired or
transferred except under the provisions of this
law."

"4. Adalet Mahkemeler-i Yasası 33. maddesi (1).
Fıkrası (a) bendinin içerdiği kurallara bakılmaksızın,
ve özel esnaf vakıflarına ilişkin yasaya, Vakıflar
yasasına ve ilgili zamanda yürürlükteki başka herhangi
bir Yasa kurallarına tabi olmak şartıyle, herhangi bir
taşınmaz m-alda faydalanma hakkı, menfaat, hak, imtiyaz,
serbesti, irtifak hakkı veya her ne şekilde olursa
olsun başka herhangi bir çıkar sadece bu Yasa kuralları
uyarınca mevcud olur, tesis edilir veya devredilir."


11/1978 İpotek Yasası madde 50 ise şöyledir:
-
"İyi niyet veya hile ile yapıldığına bakılmaksızın
bu Yasada sözü edilen hususlardan herhangi birine
ilişkin yapılan yanlışlık, ihmalkarlık, sahte beyan,
sahte kişilik takınma veya sahtekarlık ile taşınmaz
mal devri veya ipotek kaydı veya ipotek d-evri kaydı
yapılması halinde, gerçek durumu saptayan Müdür,
Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri)
Yasasının 61. maddesinde öngörülen yanlışlık veya
ihmalkarlıkta olduğu gibi böyle bir kaydı iptal veya
doğrultabilir. Söz konusu madden-in kuralları; gerekli
değişiklikler yapılmak koşulu ile yanlışlık veya
ihmalkarlığa uygulandıkları biçimde yukarıdaki kayıt
iptal ve değiştirmelerine de uygulanır.

Ancak bu madde, Altıncı Kısımda sözü edilen
herhangi bir belge veya şahadetin- içerdiği herhangi
bir sahte beyan veya sahtekarlığa bakılmaksızın Altıncı
Kısım kuralları gereğince açık artırma ile yapılan
satıştan bir taşınmaz malı iyi niyetle satın alan kişi
adına yapılmış kaydın iptaline yetki vermez. Bu sahte
beyan veya s-ahtekarlık nedeni ile taşınmaz malı satılan
kişinin menfaatlerine halel gelmesi halinde, bu
kişinin başvurabileceği tek çıkar yol, sahte beyan
veya sahtekarlıktan sorumlu olan kişi aleyhine
tazminat davası açmaktır."


KKTC Anayasası'nın 148.- maddesi altında, bir yasanın Anayasa Mahkemesine sunulabilmesi için, ilgili maddenin, konunun karara bağlanmasında etken olması ve Anayasa Mahkemesince aynı veya benzeri bir konuda daha önce verilmiş karar olmaması gerekir.

"Madde 148
(1) İstinaf işleml-eri de dahil olmak üzere, herhangi
bir mahkeme işlemindeki bir taraf, bu işlemin
herhangi bir safhasında bu işlemdeki uyuşmazlık
konularından herhangi birinin karara bağlanmasında
etkisi olabilen herhangi bir yasanın veya kararın
ve-ya sözkonusu yasa veya kararın herhangi bir
kuralının Anayasaya aykırılığını ileri sürebilir
ve bunun üzerine, mahkeme bu konuyu, Anayasa
Mahkemesine sunar ve bu konu hakkında Anayasa
Mahkemesince bir karar verilinceye kadar sözkonusu
- işlemi durdurur.

Ancak Anayasa Mahkemesince herhangi bir yasanın
veya kararın veya sözkonusu yasa veya kararın
herhangi bir kuralının Anayasaya aykırılığı
konusunda aynı veya benzeri bir konuda daha önce
karar verilmişse, mahkeme konunun Anay-asa Mahkemesine
iletilmesinin reddine karar verebilir.
(2) Anayasa Mahkemesi kendi kararına sunulan bir konuyu,
tarafları dinledikten sonra inceler ve kararını verir.
Alınan karar konuyu sunan mahkemeye bildirilir.
(3) Anayasa Ma-hkemesinin, bu maddenin (2). fıkrası
gereğince verdiği herhangi bir karar, konuyu sunan
mahkemeyi ve ilgili tarafları bağlar. Alınan karar,
yasanın veya kararın veya sözkonusu yasa veya kararın
herhangi belli bir kuralının Anayasaya ay-kırı olduğu
yolunda ise, sözkonusu yasa veya karar veya sözkonusu
yasa veya kararın herhangi belli bir kuralı, Anayasa
Mahkemesince aksine karar verilmedikçe yalnız
sözkonusu mahkeme işlemine uygulanmaz.

Bu davada, istinafın karara ba-ğlanmasında, İstinaf Edenin ileri sürdüğü maddelerin, istinafın karara bağlanmasında etken oldukları söylenebilir mi?

İstinafta karar verilmesi gereken husus, Davacının adına kayıtlı 2 arsanın, Davacının bilgisi dışında, Davalı No.2 tarafından hazırlan-an sahte bir vekaletname ile, 1998 yılında, Davalı No.3'e satış yolu ile devredilmesinden sonra, 2002 yılında Davalı No.3 tarafından, Davalı No.1'e, yine satış yolu ile devredilmesi neticesinde, Davacı tarafından ikame edilen davada, Bidayet Mahkemesinin, -Davalı No.1'in iyi niyetli alıcı olduğunu dikkate almadan, Davalı No.1'in adındaki koçanı iptal etmekle hata yapıp yapmadığıdır.

İstinaf Eden, Bidayet Mahkemesinin, taşınmaz malın kaydının, Davalı No.1'in adından silinmesine karar vermekle yetkisini -aştığını, bu yetkinin 11/78 sayılı İpotek Yasası madde 50 ve 51'de Tapu Dairesine verildiğini ve ancak Tapu Dairesi Müdürünün kararından istida/istinaf yolu ile Mahkemeye başvurabileceğini ileri sürmektedir. Yani İstinaf Eden, bir hukuk davasında, mahkeme-nin, tapu kaydının iptaline emir verme yetkisi olmadığını ileri sürmektedir. İstinaf Eden, ayrıca Davalı No.1'in adına olan kaydın silinmesine, ancak kamu hukuku sahasında emir verilebileceğinden, Bidayet Mahkemesinin yine yetkilerini aştığını ileri sürme-ktedir. Burada da, İstinaf Eden, bu doğrultudaki bir emrin, ancak Yüksek İdare Mahkemesinde verileceğini iddia etmektedir.

Yine İstinaf Eden, KKTC'de nisfet hukukunun 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası madde 38 altında geçerli olduğunu ve bu maddeye istinaden- kullanılmakla birlikte, Fasıl 224'de yer alan 3A ve 4. maddeleri nedeniyle bir alıcının iyi niyetli bir alıcı olması halinde, geçmişte yapılan koçan devrinde hile olsa dahi, koçan devrinin geçerli kalmasına olanak sağlayan nisfet hukuku kurallarının uygul-anırlığının kalmadığını, bu maddelerin Anayasaya aykırı olduğuna karar verilmesi halinde, bu davada nisfet kurallarının uygulanabileceğini, nisfet kurallarının uygulanması halinde ise, malın, Davalı No.1 adından çıkartılmasına karar verilemeyeceğini ileri -sürmektedir.

Aleyhine İstinaf Edilen Başsavcılık, bu maddelerin istinafın karara bağlanmasında etken olmadığını ileri sürmüştür. Davalı No.1'in devlet aleyhine bir talebi olmadığını, Davalı No.1'in davanın başında devlet kurumları aleyhindeki taleplerini- geri çektiğini, Bidayet Mahkemesi huzurunda tartışılmayan konularla ilgili istinafta tartışma açamayacağını, dolayısıyla, Anayasa Mahkemesine havalenin mümkün olmadığını ileri sürmüştür. Aleyhine İstinaf Edilen/Davacı ise Başsavcılık ile hemfikir olduğunu- belirtmekle yetinmiştir.

Madde 148 altında, herhangi bir safhada, Anayasa Mahkemesine havale talep edilebilir. Bidayet Mahkemesi huzurunda Anayasa Mahkemesine havale talep edilmemesi, istinafın dinlenmesi esnasında havale talebinde bulunulmasına engel t-eşkil etmez. Kriter, bu maddelerin, istinafta, karar verilmesinde etken olup olmadığıdır.

11/78 sayılı İpotek Yasası madde 50 altında, bir malın devrinde, müdürün sahtekarlık saptaması halinde, Fasıl 224 madde 61'de olduğu gibi, müdür bu kaydı düzeltebi-lir. Ancak Birleştirilmiş Yargıtay/Hukuk 40 ve 41/90 (D.42/90)'da ifade edildiği gibi, içtihat kararlarında, tapu müdürünün, şahadetin dinlenmesinin gerekli olduğu konularda, bu madde altında hareket etmemesi gerektiği vurgulanmakta ve böyle bir düzeltmeni-n ancak dava hitamında, mahkeme tarafından verilecek karara göre yapılması gerektiği ifade edilmektedir. Yargıtay/Hukuk 40 ve 41/90 (D. 42/90)'da konuyla ilgili şu görüşe yer verilmiştir:

"Kanaatımızca, bu madde ile Müdüre verilmek istenen
yetki ihtil-âf konusu olmayan, yanlışlık, ihmalkârlık,
sahte beyan, sahte kişilik takınma veya sahtekârlık
konularında söz konusu olabilir. Bu yorum daha önce
Fasıl 224'ün 61. maddesine verilen yorum ile uyum
içindedir. Bu durumda önümüzdeki meslede olduğu gib-i,
bir belgenin sahte olup olmadığı veya sahtekârlıkla
elde edilip edilmediği hususunda taraflar arasında
görüş ayrılığını en iyi çözebilecek durumda olan
şüphesiz Mahkemelerdir. İhtilaflı konunun çözümü
girift hukuki sorunlar içerebilir. Bu konu-da ibraz
edilmek istenen şahadetin kabul edilir veya edilmez
olduğu iddia edilebilir. Bu gibi durumlarda kanuni
konulara cevap vermekte ehil merciin Mahkemeler
olduğuna da kuşku yoktur. Önümüzdeki meslede durum
aynıdır. Müstedaaleyh Tapu Dairesin-e sunularak koçan
devri muamelesi yapılmasına olanak veren ve kendisi
tarafından verildiği iddia edilen vekâletnameyi,
kendisinin imzalamadığı gerekçesi ile sahte olduğunu
iddia etti. İhtilâflı olduğu anlaşılan bu konunun
herhalde şahadet dinlemek- sureti ile bir neticeye
vardırılması gerekecektir. Tarafların haklarını
ilgilendiren bir konunun ihtilâfsız olmadığı bir
yana, derhal göze çarpacak nitelikte ve basit bir
hata veya ihmal niteliğinde olmadığı da açıktır.

Özetlemek gerekirs-e, 11/78 sayılı Yasanın 51.
maddesi müdüre ancak kayıtlarda düzeltilmeyi mucip
kılacak bir hata veya ihmalin görülmesi ve
sahtekarlığa ilişkin ihtilâfsız konularda gerekli
düzeltmeyi yapma yetkisi vermektedir. İstinaf konusu
olan işlem is-e yukarıda özetlenen türden olmadığına
ve hele Müdürün konuya el atmasından önce bizzat
müstedaaleyh tarafından dava açmak suretiyle yargı
yolu seçildiğine ve özellikle bu dava henüz sonuç-
lanmayıp askıda bulunduğuna göre, Tapu Müdürünün
Fasıl 224 -madde 61 altında sahtekârlık olup olmadığını
araştırıp işlem yapma yetkisi yoktur. İlk mahkeme de
aynı doğrultuda karar vermekle hata etmiş değildir."


Davaya konu 2 arsanın, Davacı adından, Davalı No.3 adına intikalinin, Davalı No.2 tarafından hazı-rlanan sahte bir vekaletname ile yapıldığı konusunda, taraflar arasında herhangi bir ihtilaf yoktur. Bu konuda, Mahkeme tarafından dinlenmesi gereken ihtilaflı şahadet yoktur. 11/78 sayılı Yasa'nın 50. maddesi, tapu müdürüne ihtilafsız bir şekilde sahtekar-lık tespit etmesi halinde, bunu düzeltme yetkisi vermiştir. Ancak tapu müdürü verilen yetkiyi kullanmadığı takdirde, mağdur tarafın,sahte işlemin iptali için mahkemeye müracaat etmesine engel yoktur. Huzurumuzdaki meselede, Davacının arsalarının, Davalı No-.3'e devrinde kullanılan vekaletnamenin sahte olduğu, zaten, ancak Davacının bu davayı ikame etmesi neticesinde ortaya çıkmıştır. Bu durumda, tapu müdürünün madde 50 altında yetkisini kullanmasına fırsat olmadan, dava ikame edilmiş bulunmaktaydı.

İstinaf- Eden,50. maddenin Anayasa Mahkemesine havalesini, maddenin ikinci paragrafında sadece açık artırma ile yapılan satışlarda, iyi niyetli Davacı korunduğu için talep etmektedir. Anayasa Mahkemesi, 50. maddenin ikinci paragrafını Anayasaya aykırı bulsa dahi, -bu, ancak, orada yer alan seçeneğin ortadan kalkacağı neticesini getireceğinden, böyle bir olasılık bu davayı etkilemeyecektir. 50. maddenin ikinci paragrafı, dolayısıyla 50. madde bu istinafta etken değildir.

İstinafa konu davanın kararında, Davalı No.4-, 5 veya İlgili Şahıs No.1'in yaptığı bir işlemin iptaline emir verilmiş değildir. Davacının davası, Fasıl 224 altında ikame edilen bir dava değildir. Bu davada, Davalı No.2 sahte bir vekaletname ile Davacıya ait taşınmaz malı, Davalı No.3'e devrettiği içi-n Davacı, Davalı No.2 ve Davalı No.3'ü davasına dahil etmiştir. Davacının, Davalı No.2 aleyhindeki dava sebebi, Fasıl 148 Haksız Filler Yasası altındadır. Davacının, Davalı No.2 tarafından düzenlenen sahte vekaletname vasıtasıyla Davalı No.3 ile bir satış -sözleşmesi akteylediği görülmektedir. Bu sözleşme, Davalı No.2'nin sahtekarlığı neticesinde düzenlenen vekaletname vasıtasıyla Davacı ve Davalı No.3 arasında yapılmış görülmektedir. Söz konusu vekaletname sahte olduğundan, Davacı ve Davalı No.3 arasındaki -sözleşme de geçerli bir sözleşme değildir. Davacının Davalı No.3 aleyhindeki davası, Fasıl 149 Sözleşmeler Yasası altında ikame edilmişti. Bidayet Mahkemesi, Davacı ile Davalı No.3 arasındaki satış sözleşmesinin geçersiz olduğuna ve bu nedenle, yapılan ta-şınmaz mal devrinin iptaline emir vermiştir. Bidayet Mahkemesi, bu satışın geçersiz olduğuna dair kararını, Fasıl 149 altında vermiştir.

Bidayet Mahkemesinin, satışların iptali ile ilgili verdiği kararı, Fasıl 224'e dayanmamaktadır. İstinaf Edenin, Fası-l 224 madde 3A ve 4 ile ilgili iddiası, bu maddelerin varlığı nedeniyle, 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası altında, nisfet hukuku kurallarının, iyi niyetli bir üçüncü şahsın bir gayrimenkulü satın alması halinde uygulanamamasına dayanmaktadır. İstinaf Eden, 19-25 yılında iyi niyetli üçüncü şahsın bir gayrimenkul satın alması halinde, böyle bir kişinin koruma altına alındığını, 1925 öncesi ise bu neticenin equity kuralları ile sağlandığını, Fasıl 224 madde 3A ve 4.maddesi nedeniyle, bu kuralların bizde uygulanama-dığını, bu maddelerin uygulanamamasının, KKTC Anayasasının 1, 8, 108 ve 136. maddelerine aykırılık doğurduğunu iddia etmektedir.

Davalı No.1'in, Fasıl 224 madde 3A ve 4'ün Anayasa Mahkemesine havale talebini tezekkür ettiğimiz zaman, Davacının, Davalıla-r aleyhinde, Fasıl 224'e dayanan herhangi bir talebi olmadığını görürüz. Fasıl 224'e dayanan bir talep yokluğunda, Fasıl 224 madde 3A ve 4'ün, bu istinafın karara varılmasında etken olduğunu söylemek mümkün değildir.

İstinaf Eden, Fasıl 224 madde 3A ve -4'ün olmaması halinde, yani bu maddelerin Anayasaya aykırı bulunması halinde; o tarihten önceki nisfet kaidelerinin uygulanacağını ve bu kaidelere göre de bir mala değer veren iyi niyetli bir alıcının haklarının üstün olacağını, bu maddelerin, bu nedenle, -istinafın karara bağlanmasında etken olduğunu ileri sürmüştür. İstinaf Eden, nisfet hukuk kaideleri altında, kayıtlı sahibinden sahte vekaletname ile devredilen bir malın, ivaz veren iyi niyetli bir alıcı tarafından satın alınması halinde, kayıtlı sahibin- haklarını kaybettiğini gösterebilmiş değildir. İstinaf Edenin, Wilkes v Spooner & Another 1911 2 KB 473 içtihatına dayanarak yaptığı iddia, bir ayni hakkın iyi niyetli alıcının bilgisine gelmemesi halinde, iyi niyetli alıcıdan ayni haktan haberi olan ikin-ci bir alıcının malı devralması neticesinde, ayni hakkın ikinci alıcıyı, ayni haktan haberi olmasına rağmen, bağlamayacağı doğrultusundadır. Bu karar, nisfet kaideleri altında, bir mala değer veren iyi niyetli bir alıcının, kayıtlı bir mal sahibinin hakla-rından daha üstün bir hakkı olduğunu söylememektedir.

İngiliz hukukunda, bir yasanın uygulanması neticesinde çıkabilecek adil olmayan sonuçlara karşı, equity devreye girebilmektedir. Nitekim kayıtlı olan mallarda da sahtekarlık bulunması halinde, düz-eltme (rectification) çaresi mahkemeler tarafından verildiği gibi, proprietary estoppel da mahkemeler tarafından kullanılmaktadır. Bu nisfet kuralları ile gelen yetkilerin, Güney Kıbrıs'ta da kullanıldığı, Navsika Stylianou and Others v Kyriacos Papacleov-oulou and Another (1982) CLR 542 davasında da açıkça ifade edilmektedir. Bu kararın 552. sayfasında şu sözler yer almaktadır:

"The principles of equity, also known as the doctrines
of equity, are part of Cyprus law in virtue of the
provisions of s.29-(c) of the Courts of Justice Law
(14/60). Equitable estoppel is a fundamental doctrine
of equity and it is recognised as such in Cyprus, as
well. (See Hadji Yiannis v. The Attorney-General (1970)
1 C.L.R. 32). The decision of the Supreme Court in
-Papadopoulos v. National Bank of Greece (1976) 1 C.L.R.
10, suggests that equitable estoppel is applicable to
the same limitations. It should not be extended beyond
its proper boundaries."

Fasıl 224, 1.9.1946 tarihinde geçirilmiştir. Nisfet kurallar-ı, Fasıl 224 geçirildikten sonra Kıbrıs'ta uygulanmaktaydı. Arnaout v Zinouri 19 CLR 249 ve The Estate of the Deceased Osman Ahmed Paşa v. Mehmet Kadir Osman Pasha 19 CLR226 davalarında bu görülmektedir. 9/76 Mahkemeler Yasası'nın 38. maddesi altında, Mah-kemelerimizde halen equity prensipleri kullanılmaktadır.

İstinaf Eden, nisfet kuralları altında, kayıtlı mallarda iyi niyetli alıcının, kayıtlı mal sahibine karşı hak iddia edebileceği iddiasını ortaya koyamamış olmakla beraber, Fasıl 224 madde 3A- ve 4'e rağmen, KKTC mevzuatında, nisfet kaidelerinin, gayrimenkul mal mevzuatında halen yer aldığı kabul edilmelidir. Dolayısıyla, Fasıl 224 madde 3A ve 4'ün, ancak Anayasa'ya aykırı bulunduğu takdirde, nisfet kurallarının uygulanabileceği doğrultusundak-i İstinaf Edenin iddiası mesnetsizdir. Bu durumda Fasıl 224 madde 3A ve 4'ün, bu istinafta karar verilmesinde etken olduğunu kabul etmek mümkün değildir.

Netice itibarıyla, İstinaf Edenin, 11/78 sayılı İpotek Yasası madde 50 ve Fasıl 224 madde 3A ve- 4'ün Anayasa Mahkemesine havale talebini, bu maddelerin istinafın karara bağlanmasında etken olmadığı nedeniyle reddederiz.

Aleyhine İstinaf Edilen/Davalı No.2 ve 3 aleyhindeki istinaf geri çekildiğinden ret ve iptal edilir.

İstinaf, dinlenmeye devam ed-ilmek üzere, 18 Şubat 2013 tarihine tayin edilir.





Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç


27 Kasım, 2012













13






Full & Egal Universal Law Academy