Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 15/2009 Dava No 16/2012 Karar Tarihi 20.04.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 15/2009 Dava No 16/2012 Karar Tarihi 20.04.2012
Numara: 15/2009
Dava No: 16/2012
Taraflar: Engin Takıl ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kıbrıs Kampüsü arasında
Konu: Okuldan uzaklaştırma cezası - Disiplin cezasının iptali için dava açılması - Davanın iptali - İptal kararının istinafı - İstinafın reddi - Yetki - Kaza Mahkemesinin davaya bakmaya yetkili olup olmadığı tartışması - Kaza Mahkemesiin davaya bakmaya yetkili olmadığı nedeniyle istinafın reddi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 20.04.2012

-D.16/2012 Yargıtay/Hukuk No: 15/2009
(Güzelyurt Dava No: 258/2008)
Yüksek Mahkeme Huzurunda.


Mahkeme Heyeti : Narin F.Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.


İstinaf eden : Engin Takıl, Kalkanlı - Güzelyurt.
(Davacı)

il-e

Aleyhine istinaf edilen : Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey
Kıbrıs Kampüsü, Kalkanlı -
Güzelyurt.(Davalı)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına : Avukat Ergin Ulunay.
-Aleyhine İstinaf edilen namına : Avukat Oktay Feridun ve Avukat Serhan Çınar adına Avukat Hazal Aksun.

Güzelyurt Kaza Mahkemesi Başkanı Emine Dizdarlı'nın 258/2008 sayılı davada 16.1.2009 tarihinde verdiği karara karşı, Davacı tarafından yapılan istinaftı-r.

-------------------------

H Ü K Ü M

Narin F.Şefik : Bu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.

Ahmet Kalkan : İstinaf eden/Davacı, Güzelyurt Kaza Mahkemesinin, 16.1.2009 tarihinde, 258/2008 sayılı davan-ın red ve iptal edilmesi hükmüne karşı, bu istinafı dosyalamıştır.



İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR

Aleyhine istinaf edilen/Davalı, 60/2003 sayılı Yasa altında kurulmuş, YÖDAK'a bağlı bir yüksek öğrenim kurumudur.

İstinaf eden/Davacı ise, davaya konu 200-7-2008 öğretim yılında, konu Üniversitenin Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümü öğrencilerindendi.

Aleyhine istinaf edilen/Davalı, Rektörü vasıtasıyla, takriben 10.12.2007 tarihinde, İstinaf eden/Davacıya bir yazı gönderdi.

İstinaf eden/Davacıya- gönderilen yazıda; 7.12.2007 gecesi I. yurt K-208 no'lu odada meydana geldiği iddia edilen olay ile ilgili olarak, aleyhine soruşturma açıldığı, T.C Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği çerçevesinde soruşturmacılar atandığı bildirilerek, -belirtilen tarihte ifade vermesi ve gerekli görülürse savunmasının alınması için hazır bulunması istendi.

İstinaf eden/Davacı, belirtilen tarihte ve yerde hazır bulunarak yazılı bir ifade verdi ve aleyhindeki ithamları reddetti.

Aleyhine istinaf edil-en/Davalı; 17.01.2008 tarihli yazıyı, İstinaf Eden/Davacıya göndererek, 15.01.2008 tarih ve 2008/1-2 no'lu kararıyla, Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmenliği'nin 9(e) ve 30(a) maddeleri uyarınca, bir ay okuldan uzaklaştırma cezası aldığını k-endisine bildirdi. (Mavi 24)

İstinaf eden/Davacı, Güzelyurt Kaza Mahkemesine dosyaladığı davada, yukarıdaki kararın geçersiz ve yasadışı olduğu konusunda tespit kararı verilmesini ve disiplin cezasının iptalini talep etti.

İlk Mahkeme, kararında; Ünive-rsitenin Disiplin Yönetmenliği'ni uygulayarak, İstinaf eden/Davacıya savunma hakkı verdiğini, aynı Yönetmeliğin 33. maddesi gereğince uzaklaştırma cezalarına karşı üst idari merciiye itiraz edilemeyeceğini, bu cezalara karşı idari yargı yoluna başvurulacağ-ının düzenlendiğini, bu nedenle Kaza Mahkemesinin bu davayı görmeye yetkili olmadığını belirterek, davayı reddetti.

İSTİNAF SEBEPLERİ

İstinaf eden/Davacı, istinaf ihbarnamesinde, 7 istinaf sebebi ileri sürmesine karşın, tüm istinaf sebeplerini 2 başlı-k altında toplamak mümkündür. Buna göre:

Muhterem İlk Mahkeme, uyuşmazlıkla ilgili yetkili Mahkemenin İdare Mahkemesi olduğu bulgusunu yapmakla hata etti.
Muhterem İlk Mahkeme, disiplin cezası uygulanırken, Davacıya savunma hakkı verildiği bulgusunu yapm-akla hata etti.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

İstinaf eden/Davacı Avukatı, hitabında özetle; ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsünün 60/2003 sayılı Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü (Kuruluş, Görev, Çalışma ve Denetleme) Yasası ile kurulduğunu, -özel bir Üniversite olduğunu, Yasa'da niteliğinin, özel tüzel kişilik olarak ifade edildiğini, daha sonra çıkarılan 65/2005 sayılı YÖDAK Yasası'nın, 60/2003 sayılı Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü (Kuruluş, Görev, Çalışma ve Denetleme) Ya-sası'nı ilga etmediğini, 65/2005 sayılı YÖDAK Yasası'nın 41. maddesinde Üniversitelere kamu tüzel kişiliği kazandırılmasının bu durumu değiştirmediğini, dolayısıyla İlk Mahkemenin Resmi Gazete'de ilan edilmemiş, Türkiye Cumhuriyeti'nde yürürlükte bulunan d-isiplin yönetmenliğini adli ihbar alarak, İdare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna varmasının hatalı olduğunu, İstinaf eden/Davacıya savunma hakkı verilmediğini, isnat edilen suçların ne olduğunun kendisine bildirilmediğini, bu nedenle kararın hatalı old-uğunu ileri sürerek, istinafın kabulunu talep etmiştir.

Aleyhine istinaf edilen/Davalı Avukatı ise; Üniversitenin 60/2003 sayılı Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü (Kuruluş, Görev, Çalışma ve Denetleme) Yasası ile kurulduğunu, her ne kad-ar 3. maddede Üniversite için "özel tüzel kişilik" tanımlaması yapılsa bile, konu Yasa'nın 41. maddesinde Yasa'nın, Eğitim işlerinden sorumlu Bakan tarafından yürütüleceğinin yazıldığını, bunun sonucu olarak, Üniversitenin gerçekleştirdiği işlemlerin özel -hukuk alanına girmediğini, özel hukuk tüzel kişilerinin yaptıkları işlerin kamu hukukuna dahil işlemler olduğunu, Prof.Dr.A.Ş.Gözübüyük ve Prof.Dr.Turgut Tan'ın İdare Hukuku, Cilt I'de belirtilen görüşlerin iddialarını desteklediğini ve gerçekleştirilen di-siplin işleminin yasal olduğunu ve Davacıya savunma hakkı verildiğini ileri sürerek, istinafın reddini talep etmiştir.

İNCELEME

Tarafların iddia ve hukuki argümanlarını bu şekilde özetledikten sonra, istinaf sebeplerinin incelenmesi gerekmektedir.

Mu-hterem İlk Mahkeme, uyuşmazlıkla ilgili yetkili Mahkemenin idare mahkemesi olduğu bulgusunu yapmakla hata etmiştir.

İlk Mahkemenin, uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği ile ilgili bulgusu şöyledir:

"Davalı tarafından Davacıya gönderilen Ema-re (3)
17.01.2008 tarihli yazıda Davacının 15.01.2008 tarih ve 2008/1-2 nolu kararıyle Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'nin 9(e) ve 30(a) maddeleri uyarınca bir ay uzaklaştırma cezası aldığı ihtilaf konusu değildir. Disiplin Yönetmel-iği'nin 33. maddesine göre de, disiplin amirlerince verilen bir haftadan bir aya kadar olan uzaklaştırma cezalarına karşı idari yargı yolu açıktır. Bu Yönetmeliği'nin 33. maddesine göre de, disiplin amirlerince verilen bir haftadan bir aya kadar olan uzakl-aştırma cezalarına karşı idari yargı yolu açıktır. Bu durumda Kaza Mahkemesinin işbu davayı görme yetkisi yoktur. Bu hususta bulgu yaparım."(Mavi 20-21)


Görülebileceği gibi, İlk Mahkeme kararını, Disiplin Yönetmeliği'nin 33. maddesinde yer alan, "idari -yargı yolu açıktır" ibaresine dayandırmıştır.

Aleyhine istinaf edilen/Davalı Üniversitenin disiplin yönetmeliği, Türkiye Cumhuriyeti'nde uygulanan bir yönetmeliktir. Mezkûr yönetmelik kurallarında, disiplin cezalarına karşı "idari yargı yolu açıktır" iba-resinin yer alması, KKTC'deki disiplin uyuşmazlıklarında yetkili mahkemenin, Yüksek İdare Mahkemesi olduğu sonucunu kendiliğinden doğurmaz.

Bir uyuşmazlıkta, Yüksek İdare Mahkemesinin yetkili olabilmesi için, yürütsel ve yönetsel bir yetki kullanan herhan-gi bir organ, makam veya kişinin bir kararının, işleminin veya ihmalinin mevcut olması gerekir. KKTC'de Yüksek İdare Mahkemesinin münhasır yetkileri, Anayasa'nın 152. maddesi ile düzenlenmiş ve teminat altına alınmıştır.
Bu esastan hareket ettiğimizde, Yü-ksek İdare Mahkemesinin yetkili olabilmesi için, Aleyhine istinaf edilen/Davalı Üniversitenin, öncelikle kamusal yetki kullanmak suretiyle işlem yapabilme hakkını haiz olması gerekmektedir.

Aleyhine istinaf edilen/Davalı Üniversitenin, kamusal yetki kull-anmak hakkına sahip olduğu bulgusunu yapmadan önce, Türkiye Cumhuriyeti'nde yürürlükte olan "disiplin yönetmeliği" yetkili mahkeme ile ilgili ne hüküm içerirse içersin, mezkûr yönetmenliğin o hükmü KKTC'de uygulanabilir hale getirdiği söylenemez. Eğer Aley-hine istinaf edilen/Davalı Üniversitenin kararları, kamusal alanda etki doğuracak nitelikte idari işlem ise, o takdirde, yetkili Mahkeme, KKTC'de yürürlükte olan yasalara göre, Yüksek İdare Mahkemesi olacaktır.

Yargıtay olarak bu meselede, sadece, huzuru-muzdaki ihtilâf bakımından, Aleyhine istinaf edilen/Davalı Üniversitenin hukuki niteliği ve disiplin cezaları ile ilgili kararlarını inceleyeceğiz. Bunun dışında Aleyhine istinaf edilen/Davalının özel tüzel kişilik olarak yapacağı tüm işlemleri, sözleşmele-ri, ihaleleri ve benzeri işlemleri idare ve özel hukuk açılarından ele alıp, bunların ne tür işlemler olduğunu karara bağlayacak değiliz.

65/2005 sayılı KKTC Yüksek Öğretim Yasası'nın 46. maddesi: "Uluslararası antlaşmalarla kurulan veya kurulacak olan y-üksek öğretim kurumları, YÖDAK ile işbirliği içinde, kendi özel yasaları çerçevesinde faaliyetlerini yürütür." hükmünü içerir.

"YÖDAK" kısa adı ile anılan, Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu, aynı Yasa'nın 7. maddesi -kapsamında, kamu tüzel kişiliğini haizdir.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü, KKTC ile TC hükümetleri arasında, 27.3.2000 tarihinde imzalanan, ODTÜ'nün KKTC'de bir kampüs kurmasına ilişkin çerçeve protokolü ile kurulması kararlaştırılmış-; mezkûr protokol 6/02 sayılı Onay Yasası ile Cumhuriyet Meclisinde onaylanmıştır.

Aleyhine istinaf edilen/Davalı Üniversite, 60/2003 sayılı ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü Yasası ile kurulmuştur.

Buna göre, Aleyhine istinaf edilen/Davalı Üniversite, 65/2005 -sayılı KKTC Yüksek Öğretim Yasası'nın 46. maddesine göre, uluslararası antlaşmalarla kurulmuş ve YÖDAK ile işbirliği içinde, kendi özel yasalarıyla faaliyet yürüten bir Yüksek Öğretim Kurumu haline gelmiştir.

Aleyhine istinaf edilen/Davalı Üniversitenin -kuruluş ve kapsamı, 60/2003 sayılı Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü (Kuruluş, Görev, Çalışma ve Denetleme) Yasası'nın 3. maddesinde tarif edilmiştir.

60/2003 sayılı Yasa'nın 3. maddesi aynen şöyledir:

"3. Bu Yasa ile; Kuzey Kıbrıs Tür-k Cumhuriyetinin tahsis
ettiği ve/veya edeceği, kiraladığı ve/veya kiralayacağı araziler üzerinde, yatırım finansmanı ve işletme masrafları Protokolda belirtilen şekilde karşılanan, akademik ve idari yönden Orta Doğu Teknik Üniversitesine bağlı, özerk "O-rta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü" özel tüzel kişiliği kurulur.
Bu özel tüzel kişilik Protokol ve bu Yasa amaçlarını gerçekleştirmek üzere kurulacak her türlü vakıf, şirket, kooperatif,dernek, birlik, döner sermaye işletmeleri ve diğer tüm -tüzel kişilikleri kapsar."


Görülebileceği gibi, ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü, akademik ve idari yönden ODTÜ'ye bağlı, özerk bir "özel tüzel kişilik" olarak kurulmuştur.

Aleyhine istinaf edilen/Davalının, kendi özel yasasında "özel tüzel kişilik" olarak t-anımlanması, disiplin cezası verilmesi ile ilgili karar ve işlemlerini, kamusal alanda etki doğuran idari işlemler haline getirir mi? Bu sorunun cevabı huzurumuzdaki istinafın esasını teşkil etmektedir.

Türkiye'de kamusal yetki kullanan bir kurum niteli-ğinde olan ve yerinden yönetim erkine sahip bir hizmet kuruluşu olarak kabul edilen ODTÜ'nün, iki devletin antlaşmaları ile kurulmasına rağmen, özel yasasında, özel tüzel kişilik olarak tarif edilmesindeki "amacı" doğru tespit etmemiz gerekmektedir.

Yuk-arıda izah ettiğimiz gibi; "ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü", kuruluşu gereği, akademik ve idari yönden ODTÜ'ye bağlı özerk bir yapıya sahiptir. İki Devletin antlaşması ile kurulan, başka bir ülke Üniversitesine bağlı bir kampüsün kuruluş yasasında, KKTC'de faal-iyet yürüten kamu tüzel kişisi olarak kabul edilmesi, kamu hukukunun doğası gereği mümkün olmamakla birlikte, mevcut tanımlama, 6/02 sayılı iki ülke arasındaki protokolün onay yasasının amacına uygundur.

Bir özel tüzel kişi, kamu hizmeti ile görevlendir-ilmişse ve bazı kamusal yetkiler kullanıyorsa, bu nitelikteki karar ve işlemleri, kamusal etki doğuran idari işlemler olarak kabul edilir.

Bu konuda Kemal Gözler'in İdare Hukuku kitabında Cilt 1, sayfa 551'de şöyle denmektedir:


"İdari işlemin mutla-ka idare tarafından, yani kamu tüzel
kişileri tarafından yapılan bir işlem olduğu da söylenemez; çünkü bazı durumlarda özel hukuk tüzel kişilerinin idari işlem niteliğindeki işlemlerine, özel hukuk değil, idare hukuku uygulanır ve bunlardan doğan uyuşmaz-lıklara idari yargıda bakılır. Özel hukuk tüzel kişilerinin kamu gücüne dayanan işlemleri birer idari işlemdir. Bir özel hukuk tüzel kişisinin yaptığı işlemde bir "kamu gücü ayrıcalığı (prerogative de puissance publique)" varsa o işlem bir "idari işlem'dir-"dir; dolayısıyle idare hukukuna tabidir ve ondan kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür."

Prof.Dr.A.Şeref Gözübüyük ve Prof.Dr.Turgut Tan'ın, İdare Hukuku, Cilt I, Genel Esaslar adlı eserin 438. sayfa 519. paragrafında, bu durumun somut tanıml-aması yapılıp, şöyle denmektedir:

"Özel Hukuk Kişilerinin İdari İşlemleri:
Kamu hizmeti ile görevlendirilmiş olan özel hukuk tüzel kişileri de kamusal bazı yetkiler kullanarak işlem yapabilmektedir. Bu durum karşısında organik ögenin önemini yitirdiğini- söylemek de yanlış olmaz."

Aynı eserde, 439. sayfada, bir Danıştay kararından örnek verilerek, şöyle denmiştir:

"Bir özel hukuk tüzel kişisi olmakla birlikte, Türkiye ...
Vakfının, kurucuları ile organlarının tümüyle kamu görevlilerinden oluştuğu v-e genel bütçeli, idare bütçesinde yer alan kamu hizmetinin yerine getirilmesi amacıyla kurulduğu dikkate alındığında; Vakıf, yapısı ve işlevleri yönünden nitelik itibarıyle kamusal alana taşmakta; lojman tahsisi konusunda Vakıf Konut Talimatında belirtilen- yetkili komisyonlarca tesis edilen işlemler diyanet hizmetiyle birlikte yürüyen ve ona bitişik idari nitelik taşımaktadırlar."


Bu karar örneğinde görülebileceği gibi; bir özel hukuk tüzel kişisinin kararlarının, idari nitelikli olması için, kurucuları-nın niteliği ve amacının, kuruluş ve işlevleri yönünden nitelik itibarıyla kamusal alana taşmış olması ve tesis edilen işlemlerin, idari erkle birlikte yürüyen ve ona bitişik, idari nitelik taşıması gerekmektedir.

Bu esasların, huzurumuzdaki ihtilâfın çö-zümünde de etkili olacağı görüşündeyiz.

Aleyhine istinaf edilen/Davalı Üniversitenin en yüksek karar organı, bir başkan ve altı üyeden oluşan yönetim kuruludur.

60/2003 sayılı Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü (Kuruluş, Görev, Çalışm-a ve Denetleme) Yasası'nın 7(2) maddesine göre; Kampüs Yönetim Kurulu, ODTÜ Rektörü tarafından, ODTÜ'nün öğretim üyeleri arasından atanacak olan, KKTC nezdinde yetki ve sorumluluk açısından Rektör sıfat ve statüsünü haiz Kampüs Yönetim Kurulu Başkanı ile O-DTÜ Rektörü tarafından atanacak olan 4 üye ve KKTC Eğitim işleri ile görevli Bakanlığın, Bakanlık personeli arasından en az müdür mevkiinde görev ifa etmekte olan kişiler arasından atayacağı iki üyeden oluşur.

Görülebileceği gibi, Aleyhine istinaf edile-n/Davalı Üniversite, özel tüzel kişi olmasına rağmen, en yüksek karar organında 2 kamu görevlisi yer almaktadır.

Yasa koyucu bununla da kalmadı ve 60/03 sayılı Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü (Kuruluş, Görev, Çalışma ve Denetleme) Yas-ası'nın 41. maddesi altında, Yasayı yürütme yetkisini, Eğitim İşlerinden sorumlu Bakana verdi.

Bu durumda, Aleyhine istinaf edilen/Davalının, tamamen Eğitim İşlerinden sorumlu Bakanın sorumluluğunda, yönetim kurulunda 2 adet üst düzey kamu görevlisi bul-unan ve bu yönetim kurulu tarafından yönetilen ve karar alan bir idareye sahip olduğu ortaya çıkmaktadır.

Aleyhine istinaf edilen/Davalının, en yüksek karar organında, kamu erki kullanan kamu görevlisi temsilcilerinin bulunması, kuruluşunda "özel tüzel -kişi" tanımlaması yapılsa bile, kamusal alanda etkili karar alabileceğini göstermektedir.

Alınan kararın idari nitelikli olabilmesi için, yönetim dışında, ilgili özel tüzel kişinin kuruluş amacı ve işlevleri yönünden, nitelik itibarıyla kamusal alana ta-şması gerekmektedir.

Aleyhine istinaf edilen/Davalının, bir Yüksek Öğretim Kurumu olduğu ve bu maksat için kurulup YÖDAK'a kayıtlı olduğu ihtilâfsızdır.

Yüksek Öğretim Kurumu olarak kaydolunan bir kurumun yasal hakları, 65/2005 sayılı KKTC Yüksek Öğre-tim Yasası'nın 14. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, Yüksek Öğretim Kurumu olarak kaydedilen bir kurum, Milli Eğitim Yasası kurallarına göre de bir yüksek öğretim kurumu sayılır ve yürürlükteki diğer yasalar açısından da böyle kabul edilir.

Bu- madde kapsamında, Aleyhine istinaf edilen/Davalı Üniversite, Milli Eğitim Yasası kurallarına bağlı Yüksek Öğretim Kurumu haline gelmiştir.

65/2005 sayılı Yüksek Öğretim Yasası daha ileri giderek, 41. maddesinde Yüksek Öğretim Kurumlarının Kuruluş ve Ça-lışma Esaslarını düzenlerken, maddenin (1). fıkrasında, bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip yüksek öğretim kurumlarının, özel yasa ile veya bu yasanın açıkça verdiği yetkiye dayanarak kurulabileceğini düzenlemektedir.

Buna göre; 65/2005 sa-yılı KKTC Yüksek Öğretim Yasası ile YÖDAK'a bağlı yüksek öğretim kurumlarının, bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip kurumlar haline dönüştürülmesinin amaçlandığı, kanunun lafzından açıkça anlaşılmaktadır.

60/2003 sayılı Orta Doğu Teknik Üni-versitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü (Kuruluş, Görev, Çalışma ve Denetleme) Yasası, Davalı Üniversitenin, kendi yasası ile yönetileceğini düzenlemektedir.

60/2003 sayılı Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü (Kuruluş, Görev, Çalışma ve Denetleme)- Yasası ve 65/2005 sayılı KKTC Yüksek Öğretim Yasası'nın yukarıda ifade ettiğimiz maddelerini birlikte tezekkür ettiğimizde; Aleyhine istinaf edilen/Davalının özel tüzel kişi olarak kurulduğu, ancak yönetim yapısı ve işlevleri itibarıyla faaliyetlerinin ka-musal alana taştığı ve Milli Eğitim Yasası'na uygun olarak YÖDAK'ın kontrol ve denetiminde, nitelik olarak kamu tüzel kişileri gibi kamusal alana taşan eylem ve işlemler yapmaya yetkili olduğu, açık surette ortaya çıkmaktadır.

Bunun yanısıra, Üniversite-nin karar veya işlemlerinin idari nitelikte olabilmesi için, tesis edilen işlemlerin idari erkle birlikte yürüyen ve ona bitişik idari nitelik taşıması gerekmektedir.

Huzurumuzdaki meselede, İstinaf eden/Davacı, Aleyhine istinaf edilen/Davalının yetkili -organı tarafından disiplin cezasına çarptırılmıştır.
Aleyhine istinaf edilen/Davalının tek taraflı irade beyanı ile İstinaf Edeni disipline verip onu cezalandırmasına ilişkin işlemleri, taraflar arasındaki bir sözleşmeden kaynaklanmayan, Davalının kurulu-ş ve işlevleri doğrultusunda idari erkle birlikte yürüyen ve sonuçları kamusal alanda etki yaratan idari nitelikli bir karardır. Bu konuda bkz. Kemal Gözler, İdare Hukuku Cilt 1, sayfa 71.

Aleyhine istinaf edilen/Davalının, İstinaf eden/Davacı ile ilgil-i gerekleştirdiği disiplin işlemleri, kamusal alanda etki yaratan idari işlem niteliğinde olduğuna göre, disiplin işlemleri ile ilgili kararların iptalinde yetkili mahkemenin Kaza Mahkemesi olmayacağı aşikârdır.

Yukarıdakiler ışığında, Aleyhine istinaf -edilen/Davalının, İstinaf eden/Davacı aleyhine başlattığı disiplin işlemleri ile ilgili kararları kamusal alana taşan eylem ve işlemler olduğundan, yetkili mahkeme Yüksek İdare Mahkemesidir.

Buna göre İlk Mahkeme, hatalı gerekçe ile doğru sonuca vardığı-ndan, I. istinaf sebebinin reddi gerekmektedir.

Kaza Mahkemesinin davayı görmeye yetkisi olmadığı karara bağlandığından, II. istinaf sebebini ayrıca incelememiz gerekmemektedir.

NETİCE:

Tüm yukarıdakiler ışığında istinaf reddedilir.
İstinaf masrafl-arı İstinaf Eden tarafından ödenecektir.





Narin F.Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç

20 Nisan, 2012



11






Full & Egal Universal Law Academy