Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 15/2003 Dava No 2/2005 Karar Tarihi 17.01.2005
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 15/2003 Dava No 2/2005 Karar Tarihi 17.01.2005
Numara: 15/2003
Dava No: 2/2005
Taraflar: Şekerbank (Kıbrıs) Ltd. ile Hüseyin Mercan
Konu: Alacak - Ana Para ve Faiz
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 17.01.2005

-D.2/2005 Yargıtay/Hukuk 15/2003
(Lefkoşa Dava No: 3164/2001)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Mustafa H. Özkök, Şafak Öneri.
İstinaf eden: Şekerbank (Kıbrıs) Ltd. Lefkoşa
- (Davacı)
ile -
Aleyhine istinaf edilen: Hüseyin Mercan, Dumlupınar Lefkoşa
(Davalı No.1)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Gülsüm Yücel
Aleyhine istinaf edilen Davalı No.1 şahsen.-
-

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Önder Gazi'nin 3164/2001 sayılı davada 18.12.2002 tarihinde verdiği karara karşı Davacı tarafından yapılan istinaftır.


-----------------


K A R A R


Metin A. Hakkı: Bu istinafın kökeninde yatan olguları aşağıda-ki şekilde özetlemek mümkündür:

İstinaf Eden Davacı, 24.5.2001 tarihinde Davalılar aleyhine Lefkoşa Kaza Mahkemesinde dosyaladığı bir dava ile özetle, Davacıların Şirketler Mukayyitliğinde kayıtlı ve bankacılıkla iştigal eden bir şirket olduğunu, Dav-alı No.1'in esas borçlu, Davalı No. 2 ve 3'ün de kefil sıfatı ile Davacılardan Ekim 1997 de 125.000.000TL borçlandığını, bu borcun ilk talepte ödenmesi gerektiğini ve her sene, senede 4 defa Mart, Haziran, Eylül ve Aralık sonları kapitalize edilmek üzere %-127 oranında faiz taşıdığını, borcun vacibüleda olduğunu, ödenmediğini ve 27.4.2001 tarihi itibarı ile 4,089,595,738TL'ye baliğ olduğunu iddia ederek Davalılar aleyhine müştereken ve münferiden bu rakam için hüküm talep ettikten sonra Talep Takririnin 'pra-yer' kısmı ile 27.4.2001 tarihinden itibaren bir tamam ödeninceye kadar ve yine senede 4 defa kapitalize olmak üzere senevi %127 faiz ödemeleri için emir ve dava masrafları için de hüküm talep etti. Davalı No.1 mezkûr davaya 15.5.2002 tarihinde bir Müdafa-a Takriri dosyalamış ve inter alia, dava konusu borca tuta 29.5.2000 tarihinde 100.000.000TL, 15.8.2000 tarihinde de 100.000.000TL olmak üzere 200.000.000TL ödeme yaptığını, senetli borcun 5 katından fazla bir miktarı ödeme yükümlülüğü olmadığını, dava tar-ihine kadar 200.000.000TL ödemiş olduğu cihetle herhalükârda (625.000.000-200.000.000TL) borcunun 425.000.000TL'yi aşamayacağını iddia etmiştir. Dava karara bağlanmadan muayyen bir safhada Davacı, Davalı No.2 ve 3 aleyhine olan davasını geri çekmiş ve net-icede dava Lefkoşa Kaza Mahkemesinde dinlenerek Davacı lehine ve Davalı No.1 aleyhine 18.12.2002 tarihinde 625.000.000TL için hüküm vermiştir. Davanın duruşması esnasında taraflar Mahkemeye 4 adet emare ibraz etmiştir.

Alt Mahkeme kararında 35/87 -sayılı KKTC Merkez Bankası Yasasının, inter alia bu bankanın yönetim kuruluna KKTC'de faaliyet gösteren bankalara verdikleri borçlar için alabilecekleri faiz oranlarını saptama yetkisi verdiğini, buna göre de bu banka idare meclisinin 22.5.1991 tarihinde a-ldığı ve 23.5.1991 tarihinde Resmi Gazetenin Ek III'ünde, sayfa 726 ve 727'de yayınlanan 279 sayılı Amme Enstrümanı tahtında, kararın C(4) maddesi mucibince "borç ve mükellefiyetler için faiz birikimi olarak dava yolu ile tahsil edilecek miktar, faizin öde-ndiği ana para borç veya mükellefiyet miktarının 4 katından fazla olamaz" hükmünü getirdiğini, bu mevzuatın bilâhare değişmesine rağmen borçlanma ve senet tarihinde bu mevzuatın yürürlükte olduğunu, dolayısıyla Davacıların Davalı 1 aleyhine borcun 4 kat fa-zlası olan 625.000.000TL için hüküm alabileceğini kabul ederek bu rakam için Davacı lehine ve Davalı 1 aleyhine hüküm vermiştir. Alt Mahkeme ilâveten kararında (Bak: Mavi 12, 3. paragraf) "Davalı 1'in yapmış olduğu 200.000.000TL ödemeyi senet gereğince ya-pılacak her ödemenin öncelikle faizlere mahsup edileceği taraflarca kabul edildiği cihetle (Bak: Talep Takriri madde 4) hesaba katmamanın uygun olacağı kanaatindeyim" demiştir. Burada hemen belirtmekte fayda vardır ki istinaf konusu kararın en azından bu -kısmı faizle ilgili 2 içtihat ile bağdaşmamaktadır. Şöyle ki 31.5.1995 tarihinde Yargıtay/Hukuk 36/94 (D.6/95) ile Yüksek Mahkeme, borçların ana paranın 4 katından fazla olamayacağını ve yine 15.10.1998 tarihinde Birleştirilmiş Yargıtay/Hukuk 82/97 ve 83/-97 (D.24/98) ile borçlu tarafından yapılan ödemelerin önce faizlere mahsup edilmesi gerektiğini karara bağlamıştır. Bu 2 karar birlikte okunduğunda, borçlunun yaptığı ödemenin önce faize mahsup edilebileceğini ancak yapılan tüm faiz ödemelerinin yekününün-, ana paranın 4 katından fazlaya baliğ olamayacağı hükme bağlanmıştır. Alt Mahkeme ise kararında Davalı 1'in davadan önce Davacı bankaya 100.000.000TL, 100.000.000TL olmak üzere ve ceman 200.000.000TL yaptığı ödemeleri hesaba katmamakla hata etmiş olduğu -görülmektedir.

Kendini bu karardan mağdur hisseden Davacı-Hükümlü-Alacaklılar, 17.1.2003 tarihinde sözü edilen karar aleyhine istinaf etmiştir. Davacıların iddiasına göre borç tarihi olan 1997'de yürürlükte olan, faizin ana parayı 4 katından fazl-a aşamaz hükmü, alt Mahkemenin bu davaya uygulamaması ve dava tarihinde yürürlükte bulunan yine Merkez Bankası idare meclisinin 28.4.2000 tarihinde aldığı, Resmi Gazetenin Ek III'ünde 16.5.2000 tarihinde yayınlanan 447 numaralı karar uygulanmalı idi ki bu -kararın B(3) maddesi "borç ve mükellefiyetler için faiz birikimi olarak dava yolu ile tahsil edilecek miktar, faizin ödendiği ana para borç veya mükellefiyet miktarının 10 katından fazla olamaz" hükmünü içermektedir.

İstinaf Yüksek Mahkemenin 5.1.200-5 tarihli oturumunda ele alınmış, bu oturumda Davacı-Hükümlü-Alacaklı İstinaf Edenlerin avukatı, Mahkemeye hitabesini yaptıktan sonra Mahkemede avukat tarafından temsil edilmeyen Davalı I Hükümlü-Borçlu Aleyhine İstinaf Edilen söz almış, ve özetle "Davacı -İstinaf Edenin avukatının iddialarının 'Anayasaya aykırı olduğunu, dinimize aykırı olduğunu ve üstelik günah'" olduğunu iddia etmiştir.
Hemen belirtmemiz yerinde olur ki 9/76 sayılı Mahkemeler Yasasının 38'inci maddesi mucibince KKTC'deki Mahkemelerin uygu-lamakla yükümlü olduğu mevzuat arasında 'Ahkamül Evkaf' bulunmakla beraber bu konuları düzenleyen 'Islamic Law' yer almamaktadır, dolayısıyla Aleyhine İstinaf Edilen Davalının iddialarının dinimize ters olup olmadığı veya günah olup olmadığı hususunda kara-r verecek durumda değiliz ve Aleyhine İstinaf Edilen Davalı I'in bu husustaki iddialarını reddederiz.

Anayasaya aykırılık iddiasına gelince, İstinaf Edenin avukatına konunun Anayasa Mahkemesine havalesi ile ilgili görüşü sorulmuş o da, uygulamakla yü-kümlü olduğumuz Anayasanın 148. maddesi mucibince konunun ciddi olduğunu, aynı veya benzeri bir konuda daha önce karar verilmemiş olduğunu, bu istinafın karara bağlanmasında iddianın etken olduğunu ve konunun Anayasa Mahkemesine havalesinin yerinde olduğun-u söylemiştir. Bu durumda istinafın duruşması bilâmüddet tehir edilmiş ve konunun Anayasa Mahkemesine havalesi heyetimizce oybirliği ile uygun görülmüştür.

Havaleyi isteyen Davalının, avukatı olmadığını göz önünde bulundurarak ve adaletin gerçek-leşmesine yardımcı olmak için yasal formaliteleri bizim tamamlamamızı uygun gördük. Havaleyi yapmadan önce doğru karara varabilmek için meselenin tarihçesine bir göz atmada fayda vardır. 1960 yılında İngiliz sömürge idaresi sona erip Kıbrıs Cumhuriyeti k-urulduğunda 16.11.1944 tarihinde yürürlüğe giren Faiz Yasası (Interest Law Cap. 150) yürürlükte idi. Bu Yasa 35/87 sayılı KKTC Merkez Bankası Yasası 26.6.1987 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanıp (Bak: Resmi Gazete Ek I, sayı 66, tarih 26.6.1987) yürürlüğe -girene kadar geçerliliğini korudu. Sözü edilen bu Yasa, 58(2) fıkrası ile Fasıl 150 Faiz Yasasını ilga ederek yürürlükten kaldırdı. 35/87 sayılı Yasanın 25 ve 11 (5) maddeleri Merkez Bankasının yönetim kuruluna, diğer yetki ve görevleri yanısıra, KKTC'de- faaliyet gösteren bankaların verdikleri borçlarda uygulanacak azami faiz oranlarını saptama yetkisi vermiştir. Bu Yasanın verdiği bu yetkiye istinaden faiz oranları halen Merkez Bankası idare meclisince belirlenmektedir. 41/2001 sayılı yeni KKTC Merkez -Bankası yasası 23.11.2001 tarihinde Resmi Gazetenin Ek I'inde sayfa 262-284'de yayınlanarak o tarihte 63. madde mucibince yürürlüğe girmiş ve 58. maddesi mucibince de 35/87 sayılı yasayı ilga ederek yürürlükten kaldırırken, eski yasa altında yapılan tüzükl-erin yeni yasaya aykırı olmayan hükümlerini yürürlükte bırakmıştır. Bu durumda bugün yürürlükte olan yasa 41/2001 sayılı yasadır ve faiz oranlarını da saptama yetkisi bu yasanın 11(5) ve 24. maddeleri mucibince Merkez Bankası idare meclisindedir. Bu tari-hçeden görülmektedir ki, bankaların borçlarda uyguladıkları faiz oranlarını saptama, önceden yasa ile olurken bu görevi bugün yasa değil de yasanın verdiği yetkiye istinaden Merkez Bankası idare meclisi yapmaktadır. Bu ne derece Anayasamızla bağdaşır?

- Bir ülkede yürürlükte olan yasal faiz oranları, kredi kullanan olsun veya mevduat sahibi olsun, hemen hemen tüm vatandaşları ilgilendiren bir konudur ve ülkenin ekonomisini yakınen ilgilendirmektedir. KKTC'de yasama yetkisi Anayasanın 4 ve 78. maddesi- mucibince KKTC Meclisine verilmiş bir yetkidir. Yürürlükte bulunan 41/2001 sayılı yasanın faiz oranlarını ilgilendiren 24. ve 11 (5) maddesi ise bu yetkiyi KKTC Merkez Bankası yönetim kuruluna bırakmıştır. Bir başka deyişle Yasama Meclisinin yasama göre-vini sınırsız olarak bir başka kuruluşa delege ettiği düşünülebilir. Tablonun tamamlanması amacı ile şunun da belirtilmesi yerinde olur ki, bugün bu bankanın yönetim kurulu 22.12.2001 tarihinde aldığı 469 sayılı bir karar ile (ki bu karar 24.12.2001 tarihl-i 136 sayılı Resmi Gazetenin Ek III'ünde 2338'inci sayfasında yayınlanmıştır) bankaların verdikleri borçlarda alabilecekleri faiz oranlarını tamamen serbest bırakmıştır. Sözü edilen kararın 1. maddesi aynen şöyledir:

"Bankaların vermiş oldukları kre-dilere uygulanacak
faiz birikimi olarak dava yolu ile tahsil edilecek
miktar için öngörülmüş olan Türk Lirası kredileri
faizin ödendiği anapara, borç veya mükellefiyet
miktarının 10 (On) katından, döviz kredileri için
3 (Üç) k-atından fazla olamaz hükmü yürürlükten
kaldırılır".


Anayasanın 144. maddesi mucibince Anayasamızı yorumlama yetkisi münhasıran Anayasa Mahkemesine verildiğine göre acaba eski 35/87 ve halen yürürlükte olan 41/2001 sayılı yeni yasanın 24 ve 11(-5) maddeleri Anayasamızın 4 ve 78. maddesine aykırı mı?

İlâveten Anayasamızın 1. maddesi KKTC'nin demokrasi, sosyal adalet, hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyet olduğunu, 58. maddesi ile güçsüzlerin esinlendirilmesini, 65. maddesi- ile tüketicilerin korunmasını öngörmektedir. Acaba bugün KKTC Merkez Bankasının idare meclisinin aldığı kararların oluşturduğu mevzuat mucibince faizlerin serbest bırakılması ne derece Anayasanın sözü edilen maddeleri ile bağdaşmaktadır?
Netice olar-ak istinafın duruşması bilâmüdet tehir edilerek konu Anayasa Mahkemesine havale edilir ve
Anayasanın 144 ve 148. maddeleri mucibince Anayasa Mahkemesine şu sorular sorulur:

1) 24.12.2001 tarihli, 136 sayılı Resmi Gazetenin Ek III'ünde, sayfa 2338'de yayın-lanan ve faizlerin serbest bırakılmasını öngören 469 sayılı Merkez Bankasının idare meclisi kararının
1. paragrafı Anayasanın 1, 58, 65 ve 78. maddelerine veya herhangi birine aykırımıdır?
2) KKTC Merkez Bankasının idare meclisine faiz oranlarını belirlem-e yetkisi veren, halen yürürlükte olan 41/2001 sayılı Yasanın 11 (5) ve 24. maddeleri Anayasanın 1, 4 ve 78. maddesine aykırımıdır?




Metin A. Hakkı Mustafa H. Özkök Şafak Öneri
Yargıç Yargıç Yargıç


17 Oca-k 2005 -



7






Full & Egal Universal Law Academy