Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 146-147/2012 Dava No 40/2014 Karar Tarihi 29.12.2014
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 146-147/2012 Dava No 40/2014 Karar Tarihi 29.12.2014
Numara: 146-147/2012
Dava No: 40/2014
Taraflar: Ayla Bozoğlu ve Utku Bozoğlu ile Tekstil Bankası A.Ş.nin vekili Nergis Güner arasında
Konu: Ara emri - Men edici ara emri - Ara emri prensipleri - Ara emrinin dava neticeisne değin kesinleşirlmesi kararı - Kararn istinafı - İstinafın kabul edilerek Alt Mahkeme kararının değiştirlmesi. Hisse senedi - Hisse senetlerinin taşınır mal olup olmadığı tartışması - Hileli hisse devri - İspat - Devrin hileli yapılmadığının ispat külfetinin bu devirleri yapanın üzerinde olması. Yetki - Mahkemelerin yetkisi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 29.12.2014

-D. 40/2014 Birleştirilmiş
Yargıtay/Hukuk 146-147/2012
(Lefkoşa Dava No: 445/2012)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti: Hüseyin Besimoğlu,Ahmet Kalkan,Emine Dizdarlı.
-
Yargıtay/Hukuk No: 146/2012
(Lefkoşa Dava No : 445/2012)


İstinaf eden: 1. Ayla Bozoğlu, Cratos Premium Otel-Girne.
2. Utku Bozoğlu, Cratos Premium Otel-Girne. (Davalı No.3,4)

- ile -


Aleyhine i-stinaf edilen: Tekstil Bankası A.Ş.nin yetkili
vekili Nergis Güner vasıtası ile
İstanbul-Türkiye.
(Davacı)


A r a s ı n d a.

İstinaf eden/Davalı No.3 ve 4 namına : Avukat Ergin Ulunay
Aleyhi-ne istinaf edilen/Davacı namına: Avukat Ali Riza Görgün
ve Avukat Kerim Görgün.


Yargıtay/Hukuk : 147/2012
(Lefkoşa Dava No: 445/2012)


İstinaf eden : Bumerang Travel Club -Ltd. Lefkoşa.
(Davalı No.5)

- ile -

Aleyhine istinaf edilen : Tekstil Bankası A.Ş.nin yetkili
vekili Nergis Güner vasıtası ile
İstanbul-Türkiye.
- (Davacı)

A r a s ı n d a.



İstinaf eden/Davalı No.5 namına : Avukat Doğu Abidin

Aleyhine istinaf edilen/Davacı namına : Avukat Ali Riza Görgün
ve Avukat Kerim Görgün.



Lefkoşa Kaza Mahkem-esi Kıdemli Yargıcı Düriye Elkıran'ın 445/2012 sayılı davada, 21.9.2012 tarihinde verdiği karara karşı, Davalı No.3,4 ve 5 tarafından yapılan istinaflardır.


---------------


K A R A R

Hüseyin Besimoğlu : Bu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Y-argıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.

Ahmet Kalkan : İstinaf Eden/Davalı No.3,4 ve 5, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin, 15.3.2012 tarihinde, geçici olarak verdiği ara emrini, 21.9.2012 tarihinde, davanın neticesine değin aynı şartlarla kesinleştirmesi üzerine, bu ist-inafı dosyaladılar.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

Birleştirilerek dinlenen istinafla ilgili olgular özetle şöyledir.

Bundan böyle İstinaf Edenler, Davalı/Müstedaaleyh No.3, No.4 ve No.5, Aleyhine İstinaf Edilen ise Davacı/Müstedi olarak anılacaktır.

-Davacı/Müstedi, Davalı/Müstedaaleyhler aleyhinde
Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü (HMUT) E.2 n.1 altında bir dava dosyalayarak, Davalı No.1 ve 2'nin Davalı No.5 nezdindeki hisselerinin, anne ve babaları olan Davalı No.3
ve 4'e, Davacının kredi alaca-klarının tahsilini engellemek niyeti ile hileli bir şekilde devrettiklerinden, yapılan hisse satışının hileli olmasından dolayı geçersiz addolunmasını, yapılan bu devirlerin iptal edilerek, Davalı No.5'in hisse yapısının 23 Haziran 2004'deki durumuna getir-ilmesini, Davalı No.1 ve 2'nin Davacıya olan ceman 5,000,000 TL'lik kredi borçlarının ve Davalı No.5 için Davacı tarafından TC Kalkınma Bankası A.Ş.ye Davalılar No.1,2,3 ve 4'ün kefaletlerine tabi olarak verilen 5,300,000 TL'lik teminat mektubu bedelinin m-asraf ve faizleri ile birlikte ödenmesini talep etti.

Davacı, 19.1.2012 ve 2.2.2012 tarihlerinde iki tek taraflı ara emri istidası dosyaladı ve ara emri talep etti.

Alt Mahkeme, uygun gördüğü geçici emirleri verdiği her iki istidayı, 15.3.2012 tarihind-e takipsizlikten ret ve iptal etti.

Davacı, bunun üzerine, 15.3.2012 tarihinde tek taraflı bir istida dosyalayarak, (A)(B)(C)(D)(E)(F) paragrafları altında bir takım taleplerde bulunarak, talep edilenler doğrultusunda ara emri niteliğinde men edici emirl-er verilmesini talep etti.

Alt Mahkeme, aynı gün istidayı değerlendirerek, Davalı No.5'in Girne Ozanköy'de kain 830 No.lu koçan tahtında yer alan Pafta/Plan No.XII/22 E.2, Parsel No.343'de 3 dönüm 1 evlek yüzölçümündeki Davalı No.5 adındaki gayrimenkulü -satmaktan, devretmekten, elden çıkarmaktan, ipotek etmekten herhangi bir yükümlülük altına koymaktan men edilmesine;

Davalı No.5'in, 10,000 adet hisseden, 9,900'üne sahip olduğu Matran Export Ltd. adına kayıtlı bulunan 9,900 adet hissesini elden çıkarmak-tan, devretmekten, satmaktan, herhangi bir yükümlülük altına koymaktan men edilmesine;

Davalı No.3 ve 4'ün Davalı No.5 nezdinde sahip bulundukları 15,030'ar hisselerini satmaktan, devretmekten, yükümlülük altına koymaktan men edilmelerine;

Davalı No.5'-in, Vakıflar Örgütü Din İşleri Dairesinden 49 yıllığına kiraladığı Cratos Premium Otelin arazisi ile ilgili olarak herhangi bir alt kiracılık sözleşmesine taraf olmasından, Davalı No.5'in yeni hisse ısdar etmekten ve sermaye artışına gitmekten men edilmesi-ne emir vermiştir.

Alt Mahkeme, Davalı No.3, 4 ve 5'in Avukatları vasıtasıyla itirazname dosyalamaları üzerine, istidayı dinlemiştir.

Alt Mahkemenin bulgularına göre istida ile ilgili olgular şöyledir:

Davacı/Müstedi Türkiye'de tescilli bir Bankad-ır.

Davalı/Müstedaaleyh No.3 ve 4, Davalı No.1 ve 2'nin ebeveynleri olup, aynı zamanda Davalı/Müstedaaleyh No.5'in hissedarlarıdır.

Davacı/Müstedinin, Davalı/Müstedaaleyh No.5 lehine TC Kalkınma Bankasına vermiş olduğu 5,300,000 TL'lik teminat mektub-u, dava açıldıktan sonra ödenerek, Davacı/Müstediye iade edildi.

Emare No.6 olarak Mahkeme huzurunda bulunan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca, Müstedaaleyh No.1, 2, 3 ve 4'ün Müstediye herhangi bir borçları kalmamıştır.

Alt Mahkeme, inandığı şahadete gö-re, Davalı/ Müstedaaleyhlerin Türkiye'de Boz Grup olarak adlandırıldıklarını, Davacı/Müstedinin, bu şemsiye altındaki birçok şirkete, Müstedaaleyh No.1 ve 2'nin, Davalı/ Müstedaaleyh No.5'in hissedarları oldukları ve Davalı/Müstedaaleyh No.5'in de Cratos P-remium Otel gibi bir varlığa sahip olduğu için kefil olmalarını kabul ederek kredi verdiklerini, Davalı/Müstedaaleyh No.5'in hisse yapısındaki değişikliği bilmeleri halinde, bu şekilde kredi vermeyeceklerini, 2010 yılında, Davalı No.5'in, Cratos Premium Ot-el ile ilgili 2 adet ekspertiz raporu sunduğunu, otelin Boz Grubu için ciddi bir varlık olduğunu bu nedenle 2010 yılında Utay İnşaat A.Ş., Uytaş Uluslararası Yapı Ticaret A.Ş ve Marko Yapı ve Ticaret ile imza ettikleri genel kredi sözleşmeleri ile bu Şirke-tlerin kredilerini yinelediklerini kabul etmiştir (Mavi 23-24).

Davalı/Müstedaaleyh No.1 ve 2, Davalı/Müstedaaleyh No.5 nezdindeki 3,000'er adet hisseyi 29.9.2006 tarihinde; 10,000'ar adet hisseyi 24.8.2007 tarihinde; 556'şar adet hisseyi de 29.8.2009'da,- beher adeti 100 TL'den Müstedaaleyh No.3 ve 4'e devretmiştir.

Alt Mahkemenin bulgularına göre, Davacı/Müstedinin, Müstedaaleyh No.1 ve 2'nin kefil olduğu şirketlerden 7,200,000 TL'lik alacağının bulunduğu Emare No.26 icra kararlarından anlaşılmaktadır. -

Alt Mahkeme, tarafları dinledikten sonra, önce ön -itirazları reddetti ve geçici olarak verdiği ara emrini davanın neticesine değin kesinleştirdi.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

Yargıtay/Hukuk 146/2012 sayılı istinafta, Davalı No.3 ve 4 tarafından, 11 istinaf sebe-bi ileri sürülmüştür.

Davalı No.3 ve 4'ün 11 istinaf sebebini, 5 başlık altında toplamak mümkündür:

Alt Mahkeme, Davacı/Müstedinin, dava konusu hisselerin devrinin geçersiz addolunmasına ilişkin talebiyle ilgili yargılama yetkisinin şirket mahkemesinde- olduğu bulgusunu yapmamakla hata etmiştir.
Alt Mahkeme, ara emrini kesinleştirirken, Fasıl 62 Malların Hileli Devrini Önleme Yasası'nı meseleye hatalı uygulamıştır.
Alt Mahkeme, ara emrini kesinleştirirken huzurundaki şahadet ve emareler ışığında, ara em-ri prensiplerini hatalı uygulamıştır.
Alt Mahkeme, Davalı No.5 Şirket aleyhine ara emrini kesinleştirmekle hata etmiştir.
Alt Mahkeme, istida masraflarının, Davalı No.3, 4 ve 5 tarafından ödenmesine hükmetmekle hata etmiştir.

Davalı No.5'in dosyaladığı- Yargıtay/Hukuk 147/2012 sayılı istinafta, Davalı No.5, 17 istinaf sebebi ileri sürmüştür.

Davalı No.5'in dosyaladığı istinaf sebepleri, Davalı No.3 ve 4'ün istinaf sebepleri ile benzerlik arzetmektedir.

Bu nedenle Davalı No.5'in 17 istinaf sebebini ta-snif ederek, Davalı No.3 ve No.4'ün dosyaladığı istinaf sebeplerini inceleyeceğimiz 5 başlık altında değerlendirmeyi uygun bulduk.

Buna göre;
8. istinaf sebebini 1. başlık altında,
6,9,10,11. istinaf sebeplerini 2. başlık altında,
1,2,3,4,12,13,14,15 v-e 16. istinaf sebeplerini 3. başlık
altında,
5,7. istinaf sebeplerini 4. başlık altında,
17. istinaf sebebini 5. başlık altında
inceleyeceğiz.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Davalı/Müstedaaleyh No.3 ve 4 Avukatının, istinaftaki hitabında söyledik-lerini özetleyecek olursak, öncelikle davanın, Fasıl 62 Malların Hileli Devrini Önleme Yasası'na dayandırıldığını, Mahkemeler Yasası'nın 40. maddesine göre davaya taraf olanlar arasında bir çare üretilebileceğini, Davalı No.1 ve 2 aleyhindeki davanın iptal- edildiğini, mezkûr şahıslar arasında başka bir davanın açılmasının önemi olmadığını, Davalı No.1 ve 2 aleyhine çare üretilemeyeceğini, bu nedenle istidanın anlamsız kaldığını; ön itirazları davanın değil, istida sonuna kadar mahfuz tuttuğunu, bu hususta h-itap ettiğini, Alt Mahkemenin karar verdiğini, dolayısıyla ön-itiraz ile ilgili argümanlarını ileri sürebileceğini; dava mevzuunun hisse senedi devri olduğunu, bu hususun şirketi ilgilendirdiğini, Şirketler Yasası gereğince davanın tam kadrolu şirket mahke-mesi tarafından görülmesinin zorunluluk olduğunu, ara emri maksatları bakımından tek yargıcın istidayı görebilmesi için tarafların muvaffakatının gerektiğini, böyle bir muvaffakat olmadığı için Mahkemenin yetkisiz olduğunu, davanın Fasıl 62 Malların Hileli- Devrini Önleme Yasası'na dayandırıldığını, bu Yasa altında dava açılabilmesi için ortada bir hükümlü borcun bulunması gerektiğini, Yargıtay/Hukuk 14/1994 ve 15/1994'deki kararın tefsirinin yeniden yapılması gerektiğini, bu davada hükümlü borç mevcut olmad-ığı gibi, Türkiye'de Davalı No.5 için alınmış icra kararlarının tanınma ve tenfizinin yapılamayacağını, bu nedenle ortada ciddi bir dava sebebi bulunmadığını, şirket hisselerinin menkul mal olduğunu, bu hisselerin satışına ilişkin düzenleme bulunmadığını, -davaları iptal edilen Davalı No.1 ve 2'nin adlarına hisse devri olmasının ve bu hisselerin satışına emir verilmesinin hukuken mümkün olmadığını, hisselerin 500 milyon TL kıymetinde olduğunu, borca yetecek miktar tutulmuş olsaydı bunu anlayabileceklerini, a-ncak tüm malı ve hisseleri tutmanın hukuksuz olduğunu, Davalı No.5'in hile iddiaları ile alakası olmadığını, Alt Mahkemenin huzurundaki şahadeti hatalı yorumladığını, ara emri kriterleri olmadığı halde ara emri verdiğini ileri sürerek, istinafın kabulünü t-alep etti.

Davalı/Müstedaaleyh No.5 Avukatı, Davalılar No.3 ve 4 Avukatının hitabına katıldığını belirttikten sonra, hisse satışının kendileri ile alakalı olmadığını, Kalkınma Bankasına olan borçlarının büyük kısmını ödediklerini, Talep Takririndeki tal-eplerin Davalılar No.1, 2, 3 ve 4'e yönelik olduğunu, Davalı No.5'in mallarının ara emrine konu olmasının hukuken mümkün olmadığını ileri sürerek, verilen emrin iptalini talep etti.

Davacı/Müstedi Avukatı, istinaftaki hitabında özetle: Davalı/Müstedaale-yh No.1 ve 2'nin kötü niyetli davranarak tebliği teslim almadıklarını, usül yönünden kendilerini kurtarmaya çalıştıklarını, ancak ara emrinin devam ettiği ve bu kararın verildiği tarihte Davalılar No.1 ve 2'nin aleyhlerindeki davanın yürürlükte olduğunu, m-evcut Davalılar aleyhine HMUT E.9 n.10'daki haklarını kullanacaklarını, Davalı Avukatlarının meseleye davanın esası gibi yaklaştıklarını, ara emri bakımından ilk nazarda meselede haklı bir dava sebebi olduğunu göstermesinin yeterli olduğunu, davasını hilel-i devire dayandırdığını, bir şirketteki hissedarların o şirketteki hisselerini boşaltmak suretiyle, daha önce bu hisseleri göstererek temin ettikleri borçlardan kurtulmayı amaçlayan hareketlerinin bu kapsamda olduğunu, Fasıl 62 altında ana ve babadan yapıl-an devirlerde, bu devirlerin hileli bir şekilde yapılmadığının ispat mükellefiyetinin bu devirleri yapanların üzerinde olduğunu, Yüksek Mahkeme içtihatlarının bu doğrultuda olduğunu, Davalıların 7 milyon TL'nin üzerinde borçları olduğunu, Matran Şirketi il-e ilgili istinaf olmadığını, Alt Mahkemede ileri sürülmeyen istinaf konusu yapılmayan bir meselenin Yargıtay huzuruna getirilemeyeceğini, Davalı No.5 aleyhindeki talebinin hisselerin düzeltilmesi ile alakalı olduğunu, istinafın reddedilmesi gerektiğini bel-irterek hitabını tamamlamıştır.

İNCELEME:

İstinaf sebeplerini ve tarafların iddialarını bu şekilde özetledikten sonra, istinaf sebeplerini tasniflediğimiz sırayla incelememiz gerekmektedir.

Alt Mahkeme, Davacı/Müstedinin dava konusu hisselerin devrini-n geçersiz addolunmasına ilişkin talebiyle ilgili yargılama yetkisinin, şirket mahkemesinde olduğu bulgusunu yapmamakla hata etmiştir.

Alt Mahkeme, tarafların bu husustaki argümanlarını dinledikten ve Fasıl 113 Şirketler Yasası'nın 2,71 ve 209. maddeleri-ne atıfta bulunduktan sonra, aşağıdaki gibi bulgu yapmıştır:

"Davacının iddiası, Davalı No.1 ve No.2'nin Davalı
No.5'deki hisselerini Davacının alacaklarını engellemek niyetiyle anne ve babaları olan Davalı No.3 ve No.4'e hileli bir şekilde devredildiği- yönündedir ve Davacının talebi Davalı No.3 ve No.4'e yapılan bu hisse devrinin iptal edilmesidir. Şirket hisseleri taşınır mal olduğuna göre hileli bir şekilde yapıldığı iddia edilen bu hisse devrinin iptaline ilişkin bu dava şirket ile alakalı değildir. -Dolayısıyla da Davalı No.3, 4 ve 5'in yetkili mahkemenin Fasıl 113 tahtında belirlenmesi gerektiği yönündeki iddiasına itibar etmem mümkün değildir ve Davalı No.3, 4 ve 5'in Mahkemenin yetkisine ilişkin yaptıkları ön itirazı reddederim."


Alt Mahkemenin h-uzurunda görülen ve karara bağlanması gereken konu, bir ara emri talebi ile ilgilidir.

Bilinen temel kurallardan biri, ara emri safhasında davayı esastan sonuçlandıran bulguların yapılmaması gerektiğidir.

Davalı/Müstedaaleyhlerin ileri sürdüğü ön itira-zların tümü, davanın esasına ve Mahkemenin yetkisine yönelik itirazlar olmasına rağmen, Alt Mahkeme, bu ön itirazları karara bağlarken, karışık bir yöntem takip etmiştir.

İstidanın 17.4.2012 tarihindeki oturumunda, istidanın duruşmasının başlangıcındaki -zabıtlara göre taraflar şöyle beyanda bulundular (Mavi 54).

"Av.Ergin : Bu istidadaki ön itirazlarımı istida sonucunu
yapmak üzere mahfuz tutarım.
Mahkeme : Evet, buyurun. Siz de Doğu Bey aynı şekilde ön
itirazlarınızı dava -neticesine bırakıyorsunuz?
Av.Doğu : Evet efendim, o aşamaya saklı tutarım.
Mahkeme : Evet buyurun.
Av.Ali Riza: O zaman ben istidamı isbat için tanık
çağırırım."

İstidanın dinlenmesine, bu beyanlardan sonra başlandı. Hitap safhasın-a gelindiğinde, Alt Mahkeme hitapların yazılı yapılmasına izin verdi ve taraf Avukatları hitaplarını yazılı olarak sundular.

Davacı/Müstedi Avukatı, istinaf aşamasında, HMUT E.35 n.14(A) altında istinafta dayanacağı içtihat kararlarını belirtmek için dosy-aladığı bildiriminin 1. paragrafında şöyle bir beyanda bulundu:

"Hukuk Muhakemeleri Usulü E.35 n.19; 1968 1 CLR 411; 1970
CLR 194. Bir başvuru Alt Mahkemeye ve İstinaf
Mahkemesinden birine yapılabileceği öngörüldüğü hallerde, başvurunun öncelikle Alt- Mahkemeye yapılması gerekir. Sn.Yargıtayınız huzurundaki müstenifler bu meselede Alt Mahkeme huzurunda ön veya iptidai itiraz olarak ileri sürdükleri ancak Mavi 54'te görülebileceği gibi dinlenip karara bağlanmasını dava sonuna bıraktıkları ve aleyhine is-tinaf edilen davacının bu ön itirazlarla ilgili görüşleri alınmadan, Bidayet Mahkemesince dinlenip nihai bir karara bağlanmayan ön itirazlarını istinaf konusu yapmak suretiyle, öncelikle Alt Mahkemenin bu konulara ilişkin yetkisi gereği yapması gereken yar-gılama ve öncelikle bu ön itirazlara ilişkin vermesi gereken kararları, Sn.Bidayet Mahkemesinden alarak bunları sözünü ettiğim usul kuralı hilâfına, istinaf yolu ile Sn.Yargıtayın huzuruna getirdiler ki Hukuk Muhakeme Usul Tüzüğü'nün 35. emrinin 19. nizamı- buna cevaz vermemektedir."

Dava zabıtlarından görülebileceği gibi, Davalı/ Müstedaaleyh No.3, 4 ve 5 Avukatları hitabelerini yazılı olarak 6.8.2012 tarihinde Lefkoşa Kaza Mahkemesine dosyaladılar ve Davacı/Müstedi Avukatına dağıtımını yaptılar (Mavi 386--395).


Davacı/Müstedi Avukatı ise hitabesini, 17.8.2012 tarihinde Mahkemeye dosyaladı (Mavi 396). Davacı/Müstedi Avukatının hitabesinde, Davalı/Müstedaaleyh No.3, 4 ve 5'in ön itirazlarına cevap vererek, ön itirazların masnetsiz olduğunu ileri sürdüğü gö-rülmektedir (Mavi 404).

Bir mahkeme, tarafların ön itirazlarını öncelikle dinleyip karara bağlayabileceği gibi, dava ile birlikte de karara bağlayabilir.

İstida duruşmasının başlangıcında, Davalı/Müstedaaleyhler No.3 ve 4 Avukatı, ön itirazlarını istida-nın sonuna bıraktıklarını belirttikten sonra, Davacı/Müstedi Avukatı ön-itirazlarla ile ilgili herhangi bir şey söylemeden tanık çağırmaya başlamıştır. Ancak zabıtlardan görülebileceği gibi, ön itirazların dinlenmesinin, istidanın mı, davanın mı sonuna bır-akıldığı açık ve anlaşılabilir şekilde ifade edilmemiştir.

Mahkeme davayı sonuçlandıracak bir ön itirazı karara bağlayacağı safhayı açık bir şekilde belirlemeli ve ön itirazı istidanın sonuna bırakmış ise, duruşma içerisinde taraflara bu konudaki iddial-arını ispatlama ve mahkemeye hitap etme fırsatı vermelidir.

Alt Mahkemenin yaptığı gibi, hitapların yazılı yapılmasına izin verildiği hallerde, ön itirazlara sadece yazılı hitabelerde değinilirse, Davacı/Müstedi Avukatının iddia ettiği gibi, duruşmada b-elirtilmemiş bir konunun, direkt Yargıtaya taşınması gibi bir görüntü ortaya çıkacağından, mahkemelerin böyle bir görüntüye sebep olacak davranışlardan kaçınılmasına özen göstermesi gerekmektedir.

Alt Mahkemenin ön itirazlar bakımından uyguladığı yönte-m hatalı olmakla birlikte, bu yönteme taraflar rıza gösterdikleri ve iddialara karşılıklı olarak cevap verdikleri anlaşıldığından, Alt Mahkemenin, ön itirazlara ilişkin bulgularında, usûl yönünden iptal edilmesini gerektirecek ölçüde hata bulunmamaktadır. -

Alt Mahkeme, şirket hisselerinin menkul mal olduğu ve dava sebebinin hileli mal devrine dayandığı nedeniyle, Şirket ile alakalı olmadığı sonucuna vararak, Davalı/Müstedaaleyhler No.3, 4 ve 5'in bu yöndeki ön itirazlarını reddetmiştir.

Fasıl 62 Malların- Hileli Devrini Önleme Yasası altında Kaza Mahkemesinde açılmış olan ve hileli şekilde şirket hisselerinin devrini konu alan Yargıtay/Hukuk 1/1997 (D.19/1998) sayılı davada, Yargıtay, hisse devrinin hileli yapıldığı sonucuna vararak, devredilen hisselerin,- devreden eski sahibi adına kaydedilmesine emir vermiştir.

Yargıtay/Hukuk 1/97 sayılı içtihat kararı ışığında, Alt Mahkemenin bulgusunda hata olmadığı anlaşılmaktadır. Konu kararda, davayı tam kadrolu Kaza Mahkemesi neticelendirmiş olmakla birlikte, dav-a, Fasıl 62 Malların Hileli Devrini Önleme Yasası kapsamında kabul edildiğinden, huzurumuzdaki benzer nitelikli davada, Davacının Fasıl 62 Malların Hileli Devrini Önleme Yasası altındaki taleplerinin, Fasıl 113 Şirketler Yasası'nın 2 ve 209. maddelerinde t-arif edilen mahkeme tarafından görülmesi gerekmemektedir. Bu nedenle, ara emrini dinleyen tek yargıçlı Lefkoşa Kaza Mahkemesi, 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 41. maddesine istinaden ara emri istidasını görmeye yetkilidir.

Davalı/Müstedaaleyh No.3, 4- ve 5 Avukatları, hisse devrine emir verilmesi halinde, bu durumun Şirket sicilinin düzeltilmesini gerektireceğinden, davanın Tam Kadrolu Kaza Mahkemesi tarafından görülmesinin zorunlu olduğunu ileri sürmüştür.

Duruşma zabıtlarından görülebileceği gibi, -Davalı/ Müstedaaleyhler No.3, 4 ve 5 Avukatları bu konuyu duruşmanın başlangıcında Alt Mahkemede ihtilâf konusu yapmadılar, Lefkoşa Kaza Mahkemesi Yargıcının davayı görmesine mutabakatları olmadığını, bu nedenle ara emrinin dinlenemeyeceğini olgu olarak i-leri sürmediler. Mutabakata varmak veya varmamak bir olgudur ve Mahkeme huzuruna açıkça getirilmesi gerekmektedir.

Alt Mahkemede konu yapılmayan bir hususun, Yargıtayın res'en dikkate alabileceği konular hariç, istinaf aşamasında karara bağlanması mümkün- olmadığından, bu konuyu karara bağlamaya gerek bulunmamaktadır. Kaldı ki, Şirketler Yasası'nın 209(2) maddesi, 209. maddenin hiçbir kuralının, yanlış bir mahkemede başlatılan yargı işlemini geçersiz kılmayacağını düzenlemektedir. Dolayısıyla, huzurumuzda,- sicil düzeltmesi iddiaları bakımından Alt Mahkemenin verdiği ara emrini iptal etmemizi gerektirecek bir yetkisizlik hali bulunmamaktadır.

Bununla birlikte, Davacının davadaki talepleri arasında, hisse devrinin iptalinin yanı sıra, hisselerin devredenler-in adına (talep takririnde olduğu gibi) geri devri talep edilmektedir (Mavi 49). Alt Mahkeme bu talebi değerlendirmemiştir.

Hisse devri, Şirketler Yasası'nın 111. maddesi kapsamında sicil düzeltmesini gerektirmektedir. Buna göre, hileli devrin iptali tal-ebi, Fasıl 62 kapsamında Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından görülebilecekken, sicil düzeltmesini gerektirecek talep, Şirketler Yasası'nın 2 ve 209. maddesi altında tarif edilen mahkeme tarafından görülmelidir. Bu neticeden hareketle, davanın esasının tam ka-drolu kaza mahkemesi tarafından görülmesi gerekmektedir.

Yukarıdakiler ışığında, Alt Mahkemenin hileli hisse devrinin iptaline ilişkin talebi görmeye yetkisi olduğu bulgusunda hata olmadığı ve Davalı/Müstedaaleyhlerin yetkisizlik iddialarının ara emri -istidası bakımından hukuki geçerliliği bulunmadığından, I. istinaf başlığı altındaki istinaf sebepleri reddedilir.

Alt Mahkeme, ara emrini kesinleştirirken; Fasıl 62 Malların Hileli Devrini Önleme Yasası'nı meseleye hatalı uygulamıştır.

Davalı/Müstedaa-leyhler No.3, 4 ve 5 Avukatlarının bu başlık altındaki temel iddiaları, Fasıl 62 altında dava açılabilmesi için ortada hükümlü alacağın olması gerektiğidir.

Davalı/Müstedaaleyhler Avukatları, Yargıtay/Hukuk 14/1994 ve 15/1994 sayılı içtihat kararının yor-umunun yeniden yapılması gerektiği üzerinde durdular.

Alt Mahkeme, Yargıtay/Hukuk 14/94 -15/94 (D.4/95) sayılı içtihat kararını esas alarak, hileli mal devrini konu alan bir davada, davacının hükümlü alacaklı olması şartının aranmadığı sonucuna vararak, D-avalıların ön itirazlarını reddetmiştir.

Alt Mahkeme Yargıcının konu Yargıtay kararını yorumlama değil, uygulama yükümlülüğü vardır. Bu anlamda Alt Mahkeme hata yapmamıştır.


Bu istinafta unutulmaması gereken, meselenin ara emri talepleri yönünden inc-eleneceğidir. Yargıtay/Hukuk 14/94-15/94 sayılı içtihat kararının içeriğinin Yargıtay tarafından yorumlanması davanın neticesini doğrudan etkileyen bir husustur. Böyle bir inceleme davanın esası ile ilgili tam bir duruşma yapıldıktan ve tarafların iddialar-ı esas bakımından incelendikten sonra yapılmalıdır. Alt Mahkemenin bulgusu ara emri maksatları bakımından değerlendirildiğinde hatalı olmadığından, 2. istinaf başlığı altında ileri sürülen istinaf sebepleri reddedilir.


Alt Mahkeme, ara emrini kesinleşti-rirken, huzurundaki
şahadet ve emareler ışığında, ara emri prensiplerini hatalı uygulamıştır.

Bu başlığı değerlendirirken konuyu sadece Davalı/Müstedaaleyhler No.3 ve 4 bakımından inceleyecek, Davalı/Müstedaaleyh No.5 bakımından istinafı 4. başlık a-ltında ayrı ele alacağız.

Alt Mahkeme karara bağlanması gereken konunun ciddi olduğu bulgusunu yaparken, Davalılar No.1 ve 2'nin, kefaletleri ile Davalı No.1 ve 2'nin hissedar veya direktör oldukları şirketlere kredi olanakları sağladıklarını, Emare No.1-1 ve No.12 şirket onay belgelerinin, Davalı No.1 ve 2'nin Davalı No.5'in hissedarları olduğunu göstermek amacıyla güvence olarak Davacı Müstediye verildiğini, Cratos Premium Otelin inşaat safhasında, Davacı/Müstedi tarafından görüldüğünü ve Davacı Müstedin-in tatmin olması neticesinde kredi kullanımına izin verildiğini, kredi tahsilinde sorun yaşayınca, Davacı Müstedinin kredi verdikleri şirketler aleyhine Türkiye Cumhuriyeti'nde yasal takip başlattığını ve ihtiyati haciz kararı aldırdığını, icra takibine ge-çerken basında Cratos Premium Otelin satışına ilişkin haberler çıkması üzerine, KKTC'de yapılan araştırmada Davalı No.1 ve 2'nin, Davalı No.5 Şirketteki hisselerini 2006, 2007 ve 2009 yıllarında peyder pey Davalı No.3 ve 4'e devrettiklerini Davacı Müstedin-in tespit ettiğini, 2011 yılında hesap kesimi yapıldıktan sonra, Davalı No.2, 4 ve Şirketlerin finansörü ile yapılan toplantıda, Davalı No.5'in 2004 yılına ait imza sirküleri verilmek suretiyle Davacı Müstedinin Davalılar tarafından kandırıldığını, 2011 yı-lında Davalı No.1 ve 2'nin halen Davalı No.5'in hissedarları gibi davranarak Müstediyi yanılttıklarını, Davalı No.5'in Şirketteki değişiklikleri Emare No.6 olarak Mahkeme huzurunda bulunan Genel Kredi Sözleşmesinin 4.4,4.5 ve 4.6 maddeleri gereğince değişi-klik olduğu anda Davacıya bildirmeleri gerektiği halde, böyle bir bildirimde bulunmadıklarını göz önünde bulundurmuştur.

Alt Mahkemenin ara emri maksatları bakımından dikkate aldığı şahadet ve emarelere göre, Davalılar No.1 ve 2'nin, Davalı No.5'e ait Cr-atos Premium Otelin 2004 yılındaki inşaatını göstererek şirketlere kredi sağlamaya başladıkları, daha sonra 2006, 2007 ve 2009 yıllarında peyder pey Davalı No.5'teki hisselerini anne ve babaları olan Davalı No.3 ve 4'e devrettikleri, 2011 yılında yapılan h-esap kesiminde, Davalı No.5'in 2004 yılına ait imza sirkülerinin verildiği ve Davalı No.1 ve 2'nin halen Davalı No.5'in hissedarı gibi davrandıkları, Davalı No.5'in ise Genel Kredi Sözleşmesi tahtında değişiklikleri bildirme yükümlülüğü olduğu iddialarını -emarelerle birlikte değerlendirdiğimizde, ortada karara bağlanması gereken ciddi bir konunun bulunduğu sonucuna ulaşmamız kaçınılmaz görünmektedir. Bu nedenle Alt Mahkemenin bu doğrultudaki bulgusunda hata yoktur.

Ara emri verilebilmesi için, ikinci krit-er, davacının davasında haklı olduğuna dair belirtilerin bulunmasıdır.

Fasıl 62 Malların Hileli Devrini Önleme Yasası'nın 3(1) maddesi, Yargıtay/Hukuk 1/97 D.19/98 sayılı içtihat kararında yorumlanmıştır. Bir alacaklının alacağını almasını engelleme niye-tiyle yapılan devrin hileli olduğu farzedilir. Yasanın 3(2) maddesine göre yakın akrabalar, örneğin ana-oğul arasındaki devirlerde, eşit karşılığının bulunmaması halinde, devrin iyi niyetle yapıldığını kanıtlama yükümlülüğü Davalı/Müstedaaleyhlere, yani ma-lı satan ve alana düşer.

Bu meselede hisse devrinin eşit karşılıkla devredilip devredilmediği, davanın esasında karar verilecek bir husustur.

Buna göre, Cratos Premium Otelin inşaatının 2004 yılında başladığını, borçlanma sürecinin de bu tarih itibarıy-la başladığını, Davalı/Müstedaaleyh No.5'in bu süreçteki mal varlığının artması ile hisse değerlerinin de arttığını, Davacı/Müstedinin, Davalı/Müstedaaleyh No.1 ve 2'nin, kefil olduğu şirketlerden 7,200,000 TL'lik alacak talebi bulunduğunu, bu alacak taleb-inin Emare No.26 altında Alt Mahkemeye sunulduğunu, hisse devrinin yakın akrabalar arasında gerçekleştiğini dikkate aldığımızda, Alt Mahkemenin Davacının iddialarında haklı olduğuna dair belirtilerin bulunduğuna ilişkin bulgusunda hata bulunmadığı sonucuna- varabiliriz.

Davalı/Müstedaaleyh No.3, 4 ve 5 Avukatları, dava süreci içerisinde, Davalı No.1 ve 2 aleyhindeki davanın tebliğ olmadığından iptal edildiğini ileri sürerek, bu durumun istidanın ileri götürülmesine mani olduğunu ve dikkate alınması gerekti-ğini iddia etmişlerdir.

Bu ara emri maksatları bakımından hisseleri devralan Davalı No.3 ve 4 davaya ve istidaya taraf olduklarından, Davalı No.1 ve 2 aleyhindeki davanın ara emri dinlendikten sonra takipsizlik nedeniyle iptal edilmesi ara emrinin davaya- taraf olan Davalı No.3 ve 4 bakımından ileri götürülmesine hukuki yönden herhangi bir engel teşkil etmez.

Alt Mahkeme, ara emri verilmemesi halinde Davacı/
Müstedinin ileride telafisi mümkün olmayacak bir zararının doğacağı veya eski duruma dönüşünün ço-k zor olacağı kriterini incelerken, Davalı/Müstedaaleyh No.3 ve 4'e devredilen hisseler ile ilgili statükonun muhafazası prensiplerinden hareket ederek, doğru sonuca ulaştığından, bu yöndeki bulgularında hata yoktur.

Yukarıdaki tüm hususlara ilaveten, bu- istidaya konu dava Fasıl 62 Malların Hileli Devrini Önleme Yasası altında açıldığı için, Davalıların iddia ettikleri gibi hisselerin borca yetecek kadar kısmının tutulması, geriye kalanın ise serbest bırakılması mümkün görülmediğinden, hisselerin bütünüyl-e muhafazası gerekmektedir.

Bu sonuçtan hareketle, Alt Mahkemenin Davalı/Müstedaaleyh No.3 ve 4'ün, Davalı No.5 nezdinde sahip bulundukları 15,030'ar adet hisselerini satmaktan, devretmekten, yükümlülük altına koymaktan men edilmelerine ilişkin emrinin k-esinleştirilmesi hatalı değildir. Dolayısıyla, Davalı/ Müstedaaleyh No.3 ve 4'ün 3. istinaf başlığı altında ileri sürdüğü istinaf sebeplerini reddederiz.

Alt Mahkeme, Davalı No.5 Şirket aleyhindeki ara emrini kesinleştirmekle hata etmiştir.

Yukarıda 3. -başlığı incelerken, Davalı No.1 ve 2'nin kefil olduğu borçlanmalarda, Davalı No.5'in mal varlığını gösterdikleri ve elde ettikleri kredilerden, Davalı No.5'in de dahil olduğu belli şirketler topluluğunun yararlandığı ortaya çıkmıştır. Keza Davalı No.5'in, -Emare No.6 Genel Kredi Sözleşmesinin 4.4.,4.5 ve 4.6 maddeleri altında hisse yapısının değişikliğinin bildirimi ile ilgili yükümlülükler yüklendiği açıktır.

Bu meselede, ara emri istidasının görüşülmesi devam ederken, Davacı/Müstedi Tafsilatlı Talep Takr-iri dosyalamıştır.

Davacı/Müstedinin Davalı No.5 aleyhindeki talebi şöyledir (Mavi 49):

"A. Davalı No.1 ve Davalı NO.2 tarafından Davalı No.3 ve
Davalı No.4'e yapılan yukarıda 10. paragrafta tâfsilatı verilen Davalı No.5 nezdindeki hisselerinin devir -işlemlerinin sahtekarlıkla yapılmış olmaları veya hileli olmaları sebebi ile Mahkemece iptal edilerek Davalı No.6'nın Davalı No.5 nezdindeki hissedarlar listesindeki hisse dağılımını söz konusu hileli hisse devirleri öncesi yani Davalı No.1 ve Davalı No.2'-nin Davacıya bildirdikleri ve/veya 23 Nisan 2004'teki haline getirilmesi için Davalı No.3 ve Davalı No.4'de ait mevcut durum itibarı ile tüm hisselerinin Davalı No.1 ve No.2'ye aidiyetlerinin tesbiti sureti ile yapılmış bulunan hileli hisse devir işlemleri-nin iptaline ilişkin bir Mahkeme emir ve/veya hükmünün ita kılınması, tüm hissenin geri Davalı No.1 ve Davalı No.2 adına devrine ilişkin bir Mahkeme ilamı, ve

B. Davalı No.5 nezdindeki Davalı No.1 ve Davalı No.2'nin
hisselerinin aleni müzayede ile- satılarak bu satıştan
elde edilecek bedelin satış masrafları ve Davacının
hükümlü alacak ve masraflarına hasredilmesi; "


Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, bu meselede, Davalı No.1 ve 2 aleyhindeki dava celpnamesi, 12 aylık sürede tebliğ olma-dığından iptal edilmiştir.

Kısacası Davalı No.1 ve 2, bugün itibarıyla davada taraf değildir. Davalı No.1 ve 2 davada taraf olmadığına göre, yukarıdaki (A) paragrafı gereğince hüküm verilip hisseler Davalı No.1 ve 2 adına kaydedilse bile, davada taraf olm-adıklarından dava konusu hisselerin satışı ile ilgili emir verilmesi hukuken mümkün değildir.

Davalı No.1 ve 2 aleyhindeki dava iptal edilmemiş olsaydı, Davalı No.1 ve 2'ye verilen kredilerden Davalı No.5 yararlandığından, hisselerin değerini düşürecek d-avranışlardan kaçınması için, hisse artışına yol açacak işlemlerin veya mal varlığının elden çıkarılmasının engellenmesine yönelik Alt Mahkemenin bulgularının doğru olduğu sonucuna varılabilirdi. Ancak bugün itibarıyla davada taraf olmayanların hisselerini-n satışına emir verilmesi hukuken mümkün olmadığından, bu anlamda davada talep edilen çarelere bağlı olarak, Davalı No.5 aleyhinde ciddi bir dava sebebi ve Davacının iddialarında haklı olabilecek belirtilerin bulunması ihtimali ortadan kalktığından, aleyhi-ndeki ara emrinin iptal edilmesi gerekmektedir.

Bu sonuçtan hareketle, Davalı No.3, 4 ve 5'in 4. istinaf başlığı altındaki istinaf sebepleri kabul edilir.


Alt Mahkeme, istida masraflarının Davalı No.3, 4 ve
5 tarafından ödenmesine hükmetmekle hat-a etmiştir.

Alt Mahkeme, Davalı No.3 ve 4 aleyhine istida masrafları için emir vermekle hata etmedi. Davalı No.5 istinafta başarılı olduğundan, Alt Mahkemede aleyhine verilen masraf emri iptal edilir.


SONUÇ:


Tüm yukarıdakiler ışığında, Davalı/Müs-tedaaleyh No.3 ve 4'ün istinafı reddedilir.


Davalı/Müstedaaleyh No.5'in istinafı kabul edilir ve Alt Mahkemenin emri aşağıdaki şekilde değiştirilerek yeniden düzenlenir.


Davalı/Müstedaaleyh No.3 ve 4'ün Davalı No.5 nezdinde sahip bulundukları 15,030'ar- adet hisselerini satmaktan, devretmekten, yükümlülük altına koymaktan men edilmelerine ilişkin geçici emrin davanın görüşülüp neticelendirilmesine değin kesinleştirilmesine;
Davalı/Müstedaaleyh No.5 aleyhine verilen geçici emirlerin iptal edilerek yürürl-ükten kaldırılmasına ve
İstida masraflarının Davalı/Müstedaaleyh No.3 ve 4 tarafından ödenmesine emir verilir.
Davalı/Müstedaaleyh No.5 ile ilgili masraf emri
verilmez.
İstinaf masrafları ile ilgili herhangi bir emir
verilmez.




Hüseyi-n Besimoğlu Ahmet Kalkan Emine Dizdarlı
Yargıç Yargıç Yargıç



29 Aralık, 2014











22






Full & Egal Universal Law Academy