Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 144/2012 Dava No 28/2015 Karar Tarihi 26.06.2015
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 144/2012 Dava No 28/2015 Karar Tarihi 26.06.2015
Numara: 144/2012
Dava No: 28/2015
Taraflar: William Kent Chesterrs ve diğeri ile Yusuf Mulladayılar ve diğeri arasında
Konu: Taşınmaz mala tecavüz - Hudut ihtilafı - Sınır tespiti - Fasıl 224, madde 58 - Hükmün düzeltilmesi - Hatalı hükmün İstinaf Mahkemesi tarafından düzeltilmesi - H.M.U.T. E.25, n.6 - Mahkemenin hükmü düzletme v yetkisi ve sınırları.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 26.06.2015

-D.28/2015 Yargıtay/Hukuk No:144/2012
(Girne Dava No:101/2009)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti:Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan, Emine Dizdarlı

İstinaf eden:No.1-William Kent Chesterrs,De-fne Sokak No:12,
Lapta
No.2-Iris Chesters, Defne Sokak,No:12,Lapta

(Davalılar)

ile -

Aleyhine istinaf edilen:No.1-Yusuf Mulladayılar, Karaoğlanoğlu
- Sokak No:7,Küçük Kaymaklı,
Lefkoşa.
No.2-Ayşe Mulladayılar, Karaoğlanoğlu
Sokak No:7,Küçük Kaymaklı,
Lefkoşa.
-
(Davacılar)

A r a s ı n d a.


İstinaf edenler namına: Avukat Batuhan Halim ve Avukat Rüyam
- Öztuna
Aleyhine istinaf edilenler namına: Avukat Peyman Erginel


Girne Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Beril Çağdal'ın 101/2009 sayılı davada 3.8.2012 tarihinde verdiği karara karşı, Davalılar tarafından yapılan istinaftır.


------------

-
H Ü K Ü M


Hüseyin Besimoğlu: Bu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Emine Dizdarlı okuyacaktır.

Emine Dizdarlı: İstinaf Eden/Davalılar Girne - Lapta'da Tınaztepe Mahallesinde kain koçan No.5340, Pafta/Harita No:XI/15.W.2, Parsel No.266,267 ve -268 olan evin sahibidirler.
Aleyhlerine İstinaf Edilen Davacılar ise, aynı mahallede kain ve Davalıların evi ile hemhudut olan 1834 sayılı koçan tahtında kayıtlı Pafta/Harita XI.15.W.2,Parsel No.269 ve 270 üzerinde inşa edilen evin sahibidirler.

Davacılar-, Davalıların, 2006-2007 yılında kendilerine ait parselleri üzerine inşaat veya ev yaparken, Davacıların kullanımında olan ve adlarına kayıtlı bulunan taşınmaz mallarının 1500 ayak karelik alanına sınır ihlalinde bulunduklarını veya taşınmaz mallarının 150-0 ayak karelik kısmına tecavüz ettiklerini tespit ettiler. Bunun üzerine, Davacılar, Tapu Dairesine başvurarak, sınırın resmen saptanmasını istediler. Girne Tapu Dairesi, D 66/2007 sayılı sınır münazaa dosyası açtı. Tapu ve Kadastro Dairesi, 16.5.2008 tari-hinde yerinde yaptığı araştırmadan sonra, Davalıların, Davacılara ait taşınmaz malın 1500 ayak karelik bölümüne sınır ihlali yaptıklarını saptadı. Girne Tapu Dairesi bu hususu 11.11.2008 tarihli yazıları ile Davacılara bildirdi (Emare No.(4), Mavi 141).

D-avacılar, Davalılardan bu yeri terk etmelerini istemelerine rağmen, Davalılar bu talebi kabul etmediler ve Davacıların taşınmaz malına haksız ve/veya gayriyasal olarak tecavüz etmeye veya sınır ihlalinde bulunmaya devam ettiler.

Davacılar, 15.1.2009 tarih-inde Davalılar aleyhine, 101/2009 sayılı davayı dosyalayarak, Davacıların Girne-Lapta'da 1834 koçan numaralı taşınmaz mallarına Davalıların yapmakta oldukları tecavüzü veya sınır ihlalini sona erdirmelerini, 1500 ayak kare yeri tahliye etmelerini, yıkmalar-ını ve Davalıların Davacıları mallarını kullanmaktan mahrum ettikleri nedeniyle zarar-ziyan ödemelerini talep ettiler.

Davalılar, 25.3.2010 tarihinde dosyaladıkları Müdafaa Takrirlerinde; Davacıların iddia ve taleplerini reddederek, Fasıl 224 madde 58(1) -tahtında, bugüne kadar usulüne uygun herhangi bir sınır tespitinin yapılmadığını veya böyle bir sınır tespitinin yapıldığının bilgilerine getirilmediğini, bu nedenle bu madde altında sınır tespiti yapılmadan dava ikame edilemeyeceğini veya aleyhlerine bir -dava sebebi bulunmadığını, Davacıların taşınmaz malına tecavüz etmediklerini, çekilen duvarın veya inşa edilen mutfağın yasalara uygun şekilde, gerekli izinler alınarak yapıldığını ileri sürerek, davanın masraflarla birlikte ret ve iptal edilmesini talep e-ttiler.

Neticede, tarafların iddialarını dinleyen Alt Mahkeme, davada sunulan emareler ve şahadet ışığında Davacıların talepleri doğrultusunda Davalılar aleyhine hüküm vermiştir.

Alt Mahkeme, 3.8.2012 tarihli kararında (Mavi 134) şöyle dedi:
"Yukarıda -varılan tüm bulgular ışığında Davacılar lehine Davalılar aleyhine müştereken münferiden Davalıların, Davacıların kayıtlı mal sahibi oldukları Lapta Tınaztepe Mahallesinde Koçan No.1834, Pafta/Harita No: XI.15.W 2 Parsel No.269 ve 270'de kain taşınmaz malla-rına yapılan 1500 ayak karelik tecavüzün kaldırılmasına ve bu bağlamda tecavüz edilen 1500 ayak karelik alanın Davalılar tarafından tahliye edilip, ilgili alanda var olan binanın yıkımına emir verilir."


İstinaf bu karardan yapılmış olup, istinaf ihbarn-amesi iki istinaf sebebi içermektedir:

Muhterem Alt Mahkeme, Tapu ve Kadastro Dairesi tarafından yapılan ihbarların veya bildirimlerin, Davalıların yurt dışında oldukları bir dönemde Türkçe olarak ilan tahtasına asıldığı hususunu dikkate almayarak ve bu -durumu nisfet hukuku açısından değerlendirmeyerek hata etti.
Muhterem Alt Mahkeme, dava konusu 1500 ayak karelik tecavüzün ortadan kaldırılması için yıkım emri verirken, bu tür sonuçların her iki taraf için de adil olması gerektiği yönündeki temel adalet -ilkelerini nazarı itibara almamakla hata etti.

Davacılar ise, Emir 35 nizam 10 uyarınca dosyaladıkları
ihbar ile kendi mukabil istinaflarında, özetle: Muhterem Alt Mahkemenin karar verirken, Talep Takririnin 9(B) paragrafında belirtilen talebe uygun olar-ak taraflar arasındaki sınır ihtilafını ortadan kaldıracak şekilde bir emir vermemekle hata ettiğini ileri sürdüler.

Davalılar istinafın duruşması esnasında, Tapu ve Kadastro Dairesinin 16.5.2008 tarihinde Fasıl 224 madde 58(1) tahtında sınır tespiti içi-n yerel araştırma yapıldığı hususunu kabul ettiler, ancak sınır tespiti öncesi ve sonrası Tapu ve Kadastro Dairesi tarafından Davalılara gönderilen ihbarların ve keza ilgili Tapu ve Kadastro Dairesinin ilan tahtasına astığı bildirimlerin İngilizce lisanınd-a yazılmış olması gerektiğini, dolayısıyla Davalılara gönderilen bildirimlerin Türkçe lisanında yazılmış olduklarından, usul ve mevzuata aykırı olduğunu iddia ettiler.

Bu istinafta esas itibarıyla üzerinde durulması gereken konu, yabancı veya İngiliz va-tandaşı olan ve ilgili tarihlerde yurt dışında bulunan Davalılara gönderilen ihbarların veya bildirimlerin, usulüne göre yazılmış ve tebliğ edilmiş olup olmadıklarıdır.

Aleyhlerine İstinaf Edilen Davacılar ise, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası'na- göre resmi dilin Türkçe olduğunu ve bu nedenle de Tapu ve Kadastro Dairesinin Davalılara İngilizce yazılmış ihbar gönderme zorunluluğunun olmadığını ileri sürdüler.

Fasıl 224 madde 58, sınırlarla ilgili ihtilâfların nasıl karara bağlanacağını düzenleme-ktedir.

Fasıl 224 madde 58 aynen şöyledir:

"58. (1) Herhangi bir kayıtlı arazinin sınırları
konusunda bir uyuşmazlık çıktığında bu uyuşmazlık
taraflara on dört gün öncesinden bildirimde
bulunarak uyuşmazlık konusu sınır-ların hangi
tarihte denetleneceğine ilişkin kendilerine
bilgi verildikten sonra öncelikle Müdür tarafından
karara bağlanır ve uyuşmazlık öncelikle bu maddede
öngörüldüğü şekilde karara bağlanmadıkça hiç bir
- mahkeme böyle bir uyuşmazlık ile ilgili dava veya
başka işlemi görmeyi kabul etmez.

(2) Müdür,bu maddenin(1).fıkrasında öngörüldüğü
şekilde bildirimde bulunulan taraflardan herhangi
birinin gaybubetinde uyuşmazlığı -karara bağlayabilir.

(3) Müdürün bir sınır uyuşmazlığını karara bağlaması
üzerine, kararını uyuşmazlığa taraf olanlara bildirir
ve kararlaştırdığı sınır hattını göstermek için uygun
göreceği sınır işaretlerini k-oyar ve sınır
işaretlerinin tanınması için gerekli görülecek
ölçüleri yapar ve notları alır.
(4) Sınır işaretlerini koyma masraflarını Müdürün
kanısınca hatalı olan taraf karşılar ve bu masraflar
Kamu Ala-caklarının Tahsili Usulü Yasası uyarınca
tahsil edilebilir."

"58. (1) Where any dispute arises as to the boundaries of any registered land, such dispute shall, in the first instance, be determined by the Director after notice given to the -parties at least fourteen days in advance informing them of the time when the boundaries in dispute will be inspected and no Court shall entertain in any action or other proceeding relating to such dispute unless the same has been determined in the first i-nstance as in this section provided."


Yukarıda alıntısı yapılan maddenin içeriğinden de
görülebileceği gibi, herhan-gi bir kayıtlı arazinin sınırları
konusunda bir ihtilaf oluşması halinde, Tapu ve Kadastro Dairesi taraflara on dört gün öncesinden sınırların hangi tarihte denetleneceğine dair bilgi verir. Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü, bu bildirimi taraflara tebliğ e-ttirdikten sonra, taraflardan herhangi birinin yokluğunda yerel araştırma yapabilir ve ihtilafı karara bağlayabilir.

Fasıl 224 Taşınmaz Mal(Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 58.maddesi, herhangi bir kayıtlı arazinin (registered land) sınırlar-ı ile ilgili hudut münazaalarına ilişkin kuralları düzenlemektedir. Fasıl 224 madde 2'de yapılan tefsire göre, "taşınmaz mal" (immovable property) araziyi (land), binaları (buildings), ağaç, asma (trees,vine) ve sair bitkileri, su kaynaklarını, kuyuları, g-eçit haklarını ve sair şeyleri ihtiva etmektedir. Fasıl 224 madde 2'de kullanılan "taşınmaz mal" ve "arazi" sözcükleri, bu Yasa maksatları için farklı anlamlar taşımaktadırlar. Tefsire göre, "taşınmaz mal" ibaresi, geniş olarak yorumlanmaktadır ve arazi ve- binaları kapsamamaktadır. Yine bu tefsire göre, "Arazi" ibaresi, daha dar yorumlanarak binaları kapsam dışında bırakmaktadır. İstinafa konu ihtilâf, tecavüz ve münazaa Davalılara ait binayı ilgilendirmektedir. Dolayısıyla huzurumuzdaki mesele, Yasanın 58(-1) maddesi kapsamına giren bir ihtilâf olmadığından, dava açılmazdan önce uyuşmazlığın öncelikle 58(1) ışığında karara bağlanması gerekmezdi veya madde 58(1) tahtında Tapu Müdürü tarafından karara bağlanması zorunlu değildi (Bak:Hukuk İstinaf 2/74, Hukuk İ-stinaf 14/74).

Davacılar, Alt Mahkeme huzurunda yapılan duruşma esnasında, sınır ihlaline ilişkin iddialarını ispat etmek için, 1.Derece Tapu ve Kadastro Dairesi Memuru Nevzat Sergeç ile Mehmet Uğur Kaya'yı tanık olarak dinlettiler. Tanık No.2 Nevzat Ser-geç D.66/2007 sayılı dosya (Emare No.7) tahtında açılan hudut münazaası dosyasının işlemlerini yapan görevlidir. Bu Tanık, Alt Mahkemedeki şahadetinde özetle: Fasıl 224 madde 58(1) tahtında yapılan işlemlerin usulüne uygun şekilde yapıldığını, bu tespit ne-ticesinde, Davalıların 1500 ayak karelik bir alana tecavüz ettiklerini ve Tapu Müdürünün Davalılara madde 58(1) uyarınca gerekli bildirimleri veya ihbarları gönderdiğini veya yaptığını ileri sürdü.

Alt Mahkeme bu konuyu incelerken, kararında (Mavi 133) -şu görüşlere yer vermiştir:

"Bu aşamada Davalılar tarafından ön itiraz olarak ileri
sürülen Fasıl 224 madde 58(1) tahtında usulüne uygun bir sınır tespiti yapılmadığı iddiasını değerlendirmeyi uygun görmekteyim. Davacılar Tanığı No.2 Nevzat Sergeç-'in yukarıda temas edilen şahadeti ve Emare No. 3,4,5,6 ve 7 ışığında Yasanın öngördüğü şekilde ve usulüne uygun olarak Emare No.4'de görüldüğü üzere bir sınır tespiti yapıldığı görüşündeyim ve bu yönde bulgu yaparım.
Davalılar Avukatının hitabı-nda temas ettiği Tapu tarafından yapılan bildirimlerin Türkçe yapılmış olması nedeniyle geçersiz olduğu iddiası müdafaada yer almadığı gibi, ülkemizin resmi dilinin "Türkçe" olduğu gerçeği ışığında dikkate alınabilecek bir husus değildir."


Hukuk İstinaf- 14/74 davasında bahsi geçen yerleşmiş prensibe dayanan Yargıtay; Fasıl 224 madde 58(1)'in kayıtlı araziler (registered land) ile ilgili hudut münazaalarında uygulanması gerektiğini karara bağlamış ve kayıtlı taşınmaz malları (registered immovable property-) bu prosedürün dışında bırakmış veya taşınmaz malları, madde 58(1) kapsamı dışında tutmuştur.

Yukarıda izah edildiği gibi, kayıtlı taşınmaz mallar veya binalar Yasanın 58(1) maddesi kapsamı dışında tutulduğuna göre, istinafa konu hudut münazaası da mad-de 58(1) tahtındaki prosedüre göre değerlendirilmemelidir.
Alt Mahkemenin, taraflar arasındaki sınır ihtilâfını karara bağlarken, Tapu Dairesinin usulüne uygun bir sınır tespiti yapıp yapmadığını ve yapılan bu tespit ışığında, dava konusu taşınmaz mala D-avalılar tarafından herhangi bir tecavüz yapılıp yapılmadığı konusunda karar vermesi gerekmektedir. Davacılar, bu hususları ispat etmek için Tapu Dairesinden bir tanık çağırarak, sınır ihlalini ortaya koyan olgu ve şahadeti tatminkâr şekilde ortaya koymala-rı veya Mahkemeye sunmaları halinde, üzerlerine düşen ispat külfetini yerine getirmiş sayılacaklar veya bu tür dava maksatları bakımından bu yöndeki şahadet yeterli olacaktır.

Bu neticeden hareketle, Alt Mahkemenin Fasıl 224 madde 58(1)'in öngördüğü şeki-lde usulüne uygun bir sınır tespiti yapıldığı hususundaki bulgusu hatalıdır.

Yine Alt Mahkeme kararında, Tapu Dairesi tarafından Davalılara Türkçe dilinde gönderilen bildirimlerin ülkemizin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeği ışığında değerlendirmiş ve b-unun sonucunda Davalıların bu iddialarını reddetmiştir.

Fasıl 224 madde 58(1) tahtındaki sınır ihtilaflarında, Tapu Müdürünün yapması gereken herhangi bir bildirimin veya yazışmanın hangi şekilde tebliğ edileceğini öngören kurallar, Yasanın 75.maddesind-e yer almaktadır.

Bu madde altında Davalılara tebliğin yapıldığı hususunda bir bulguya varılabilmesi için, Mahkemenin aşağıdaki hususlarda tatmin edilmiş olması gerekir:

Müdürün tebliğ etmesi gereken herhangi bir ihbarname veya yapılması gereken herhan-gi bir yazışma veya bildirimin, tebliğ edilmesi istenen kişinin bilinmekte olan son ikamet yerine posta ile gönderilen bir mektupla bildirilmesi;
İlgili kişi KKTC'de bulunmuyorsa, KKTC'de bilinmekte olan son ikamet yerinin adresine gönderilen mektuba ek ol-arak, malın bulunduğu köy veya kente mektubun bir suretinin asılması;
a)Mektubun gönderileceği kişinin ana dili Rumca ise
mektubun Rumca yazılmış olması;
b)Mektubun gönderileceği kişinin ana dili Türkçe ise
mektubun Türkçe yazılmış olmas-ı;
c)Başka herhangi bir durumda mektubun İngilizce yazılmış
olması;
gerekmektedir.

Taraflar arasındaki hudut ihtilâfının madde 58(1) kapsamında olması ve davalıların yabancı veya İngiliz olmaları halinde, Tapu Dairesi tarafından gönde-rilecek olan ihbarın veya bildirimlerin Yasanın 75.maddesinin belirlediği kurallar çerçevesinde, İngilizce dilinde yazılması gerekmektedir. Yukarıda belirtilen prensipler ışığında, Mahkemenin bu konudaki değerlendirmesi hatalı olmakla birlikte, dava konusu- ihtilafın madde 58(1) kapsamı dışında olması nedeniyle Mahkemenin vardığı sonuç hatalı değildir.

Ancak, bu aşamada bir hususa değinmeyi uygun görürüz. Şahadetten anlaşılacağı gibi, bu meselede istinafa konu sınır ihtilafı, madde 58(1) kapsamı dışında -olmakla birlikte, Girne Kaza Tapu Dairesi, D.66/2007 sayılı hudut münazaa dosyası altındaki tüm işlemleri, Fasıl 224 madde 58(1) uyarınca yaptı ve söz konusu sınır ihtilafı ile ilgili tüm ihbar veya bildirimleri, Davalılara madde 58(3) ve 58(4)'e göre tebl-iğ etti. Tapu Dairesinin araziler dışındaki mallarla ilgili hudut ihtilaflarında bu prosedürü uygulamasına gerek olmadığı veya bu meselede, Tapu Dairesinin Yasanın belirlediği prosedürü yanlış uyguladığı cihetle, gereksiz zaman kaybına veya fuzuli işlemler-in yapılmasına neden olduğu anlaşılmaktadır.

Daha önceden de vurguladığımız gibi, bu meselede ispat külfeti Davacılardadır ve 1500 ayak karelik tecavüzü ortaya koyacak yeterli şahadet Alt Mahkeme huzurunda bulunmaktadır. Her halükârda 1500 ayak karelik g-ayrimenkul mala tecavüzü ile ilgili olarak, Davalılar tarafından ileri sürülen aksine bir iddia da bulunmamaktadır. Bu durumda, ispat külfetinin Davacılar tarafından yerine getirildiği sonucuna varılması kaçınılmazdır.

Bu itibarla istinafın reddedilmesi- gerekir.

Davacıların mukabil istinafına gelince;

Davacılar özetle, Alt Mahkemenin karar verirken, Talep Takririnin 9(B) paragrafında belirtilen talebe uygun olarak, taraflar arasındaki sınır ihtilafını ortadan kaldıracak şekilde bir emir vermemekle h-ata ettiğini ileri sürdüler.

Talep Takririnin 9(B) paragrafı aynen şöyledir:

"B) Davacıların yukarıdaki A paragrafında zikredilen
gayrimenkulunu ve/veya yine yukarıda A paragrafında
belirtilen kısımlarında yaklaşık 1500 ayak kareli-k
kısmının Davalılar tarafından müştereken ve/veya
münferiden izinsiz veya haksız ve/veya gayriyasal
tecavüz ve/veya işgallerinin (Trespass) Davacının
sözlü ve/veya yazılı ihbar ve/veya ikazlarına rağmen
de-vam etmelerinin Davacıların mülkiyet ve/veya
tasarruf haklarını ve/veya kullanım haklarına engel
olan ve/veya bu hakları ortadan kaldıracak şekilde
vaki müdahale ve/veya tecavüz ve/veya fuzuli işgal
durumun önlenmesi- için Davalıların ve/veya
ajanlarının ve/veya vekillerinin ve/veya
hizmetkârlarının ve/veya aile efradının Davacılara
ait gayrimenkulun dava konusu kısım ve/veya yerlerini
tahliye etmeleri ve Davacılara teslim etmele-ri
hususunda bir hüküm ve/veya emir."
3.8.2012 tarihli kararda, bu hususla ilgili emir aşağıdaki şekilde yer aldı (Mavi 134):

"Yukarıda varılan tüm bulgular ışığında Davacılar lehine
Davalılar aleyhine müştereken münferiden Davalıların,-
Davacıların kayıtlı mal sahibi oldukları Lapta Tınaztepe
Mahallesinde Koçan No.1834, Pafta Harita No XI.18.W.2
Parsel No.269 ve 270'de kâin taşınmaz mallarına yapılan
1500 ayak karelik tecavüzün kaldırılmasına ve bu
bağl-amda tecavüz edilen 1500 ayak karelik alanın
Davalılar tarafından tahliye edilip, ilgili alanda var
olan binanın yıkımına emir verilir."

Görüleceği gibi, Alt Mahkeme Davalılar aleyhine tahliye hükmü verirken, Talep Takririnin 9(B) paragraf-ında var olan "ajanlarının ve/veya vekillerinin ve/veya hizmetkârlarının ve/veya aile efradının" ibarelerini eksik yazdı ve/veya Alt Mahkemenin vermiş olduğu hüküm Davacıların Talep Takririnin 9(B) paragrafındaki istemleri ile bir farklılık taşımaktadır.

-Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 25 Nizam 6 tahtında, Mahkemenin, vermiş olduğu bir hüküm veya emirdeki yazı hatalarını veya bunlarda kazaen yer alan yanlışlık veya eksiklikleri düzeltmeye yetkisi vardır. Bu hususa ilaveten Yargıtay bir mahkemenin ver-miş olduğu hükmü veya emri, esas niyet veya kastettiği manayı açıklığa kavuşturmak amacı ile, tadil edip düzeltmek doğal yetkisine (inherent power) sahiptir (Bak: The Supreme Court Practice 1973, Vol 1, sayfa 342-344, Yargıtay/Hukuk 17/1977, Bailey V Marin-off (1971) 125 CLR 529).

Yukarıda iktibas edilen içtihat kararlarında belirtilen prensiplere göre, yazı hatası veya kazaen yer alan yanlışlık veya hükümde yer alan eksiklikler, İstinaf Mahkemesi tarafından düzeltilebilir.

Huzurumuzdaki meselede, Alt -Mahkemenin, Davacılar lehine Talep Takririnin 9(B) paragrafı uyarınca hüküm vermek istediği açıktır. Ancak Alt Mahkemenin bunu yaparken, yukarıda belirtilen ibareleri eksik bıraktığı ve/veya karara aktarmadığı açıkça görülmektedir. Kararda yer alan bu eksi-klik neticesinde Alt Mahkeme murat ettiği manayı karara aktarmamış oldu. Böyle bir hatanın düzeltilmesi, İstinaf Mahkemesinin doğal yetkisine girmesi (inherent jurisdıction) nedeniyle, Davacıların bu istinaf sebeplerinin kabul edilmesi gerekir.

Sonuç ol-arak istinaf reddolunur.

Mukabil istinaf kabul edilir ve Alt Mahkemenin vermiş olduğu hüküm aşağıdaki şekilde değiştirilir.

Davacılar lehine ve Davalılar aleyhine müştereken ve/veya münferiden Davalıların ve/veya ajanlarının ve/veya vekillerinin ve/v-eya hizmetkârlarının ve/veya aile efradının Davacıların kayıtlı mal sahibi oldukları Lapta Tınaztepe Mahallesinde Koçan No.1834, Pafta Harita No XI.18.W 2 Parsel No.269 ve 270'de kain taşınmaz mallarına yapılan 1500 ayak karelik tecavüzün kaldırılmasına ve- bu bağlamda tecavüz edilen 1500 ayak karelik alanın Davalılar tarafından tahliye edilip, ilgili alanda var olan binanın yıkımına emir verilir.

Masraflar için herhangi bir emir verilmez.


Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan Emine Dizdarlı
- Yargıç Yargıç Yargıç




26 Haziran, 2015












12






Full & Egal Universal Law Academy