Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 139/2013 Dava No 19/2015 Karar Tarihi 12.05.2015
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 139/2013 Dava No 19/2015 Karar Tarihi 12.05.2015
Numara: 139/2013
Dava No: 19/2015
Taraflar: Tahsin Özbağ ve diğerleri ile William John Jenninhs arasında
Konu: Tazminat - Sözleşme ihlalinden doğan tazminat talebi - Zarar ziyanın Mahkemeyi tatmin edecek şekilde ispat edilmesi gereği - Yazılı sözleşmenin sözlü bir sözleşmeyle değiştirilemeyeceği ilekesi - Şahadet - Şahadetin değerlendirilmesi, Alt Mahkemenin yetkisine girmesi - Yargıtayın müdahale edebillceği haller.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 12.05.2015

-D.19/2015 Yargıtay/Hukuk: 139/2013
(Girne Dava No:966/2007)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti:Hüseyin Besimoğlu, Emine Dizdarlı,Gülden Çiftçioğlu

İstinaf eden: No.1-Tahsin Özbağ,North Cypr-us Properties &
Construction Ltd. Sancar Sokak, Girne
No.2-Osman Özter, North Cyprus Properties &
Construction Ltd. Sancar Sokak, Girne
No.3-North Cyprus Properties & Construction Ltd.
- Sancar Sokak, Girne.
(Davalı No.2 ve 3)

ile -

Aleyhine istinaf edilen-: William John Jennings, Beredends
Cottage,Beredens Lane,Brentwood
Essex,England.
(Davacı)
-
A r a s ı n d a.


İstinaf edenler namına: Avukat Gülboy Güryel
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Güneş Menteş adına
Avukat Gizem Aksun


Girne Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Talât Usar'ın 966/2007 -sayılı davada 20.9.2013 tarihinde verdiği karara karşı, Davalı No.2 ve 3 tarafından yapılan istinaftır.


------------


H Ü K Ü M


Hüseyin Besimoğlu: Bu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Emine Dizdarlı okuyacaktır.

Emine Dizdarlı: Davalı No.3-, KKTC Şirketler Mukayyitliği nezdinde kayıtlı tüzel kişiliği haiz bir inşaat şirketidir. Davalı No.1 ve Davalı No.2, Davalı No.3 şirketin yöneticileri ve/veya idarecisidirler. Davacı, KKTC'de inşaat sektöründe alım-satım yaparak yatırım yapan bir iş adamı-dır.

Davacı ile Davalılar arasında 15.9.2004 tarihinde aktedilen 4 adet yazılı taşınmaz mal satış sözleşmesi tahtında, Davalılar, adlarına kayıtlı bulunan Esentepe Evcik mevkiinde, Koçan No. 14791, Pafta/Harita: XIII.13.W.2, Parsel No.77, 77/1 ve 254'de- kain taşınmaz mal üzerine söz konusu sözleşmelere ekli şartname ve planlara uygun bir şekilde 4 adet villayı veya "Olive Grove Homes 1" olarak adlandırılan evleri inşa etmeyi deruhte ettiler. Davacı, mezkûr sözleşmeler uyarınca Davalılara, Villa/Plot No.1-2'nin satış bedeli olarak 98,000 sterlin, Villa/Plot No.23, Villa/Plot No.25 ve Villa/Plot No.27'nin her biri için 118,000 sterlin ödedi. Davalılar 4 adet villanın inşaatını en geç 30.4.2005 tarihine kadar tamamlayıp, gerekli bölme işlemlerini yaptıktan so-nra, ayrı ayrı koçanlar halinde Davacı adına veya Davacının göstereceği herhangi bir kişi adına koçan edeceklerdi.

Ayrıca, Davacı ve Davalılar arasında 'Olive Grove Homes 1' için aktedilen 4 adet sözleşmeden önce, Davalılar, 18.5.2004 tarihli satış muka-veleleri ile, "Pine Village" isimli projedeki dokuz adet villayı proje üzerinden Davacıya satmayı ve devretmeyi taahhüt ettiler. Her iki proje kapsamında aktedilen sözleşmelerin tamamı, Davacı adına yetkili vekili Avukat İsmet İzer tarafından imzalandı. Da-vacı, "Pine Village" projesi için, sözleşmeler uyarınca Davalılara depozito olarak veya her villanın satış fiyatına mahsuben toplam 98,000 sterlin ödeme yaptı.

Davalılar söz konusu villaları taraflar arasında anlaşılan süre içerisinde tamamlamayı kabul e-tmelerine rağmen, "Pine Village"deki inşaatın beklendiği gibi ilerlememesi nedeniyle Davacı ile Davalılar arasında yapılan toplantı neticesinde Davacının "Pine Village"deki villalar için ödediği 98,000 sterlin depozitonun, "Olive Grove Homes 1" projesinin -satış bedellerine aktarılması konusunda mutabık kaldılar. Bununla birlikte Davacı tarafından Davalılara ödenen toplam meblâğ, 448,704 sterlin'e baliğ oldu.

Davalılar söz konusu sözleşmelerden doğan hiç bir yükümlülüklerini yerine getirmediler ve Davacıy-a sattıkları villalardan iki tanesini üçüncü kişilere sattılar.

Davacı 7.6.2007 tarihinde Girne Kaza Mahkemesinde açtığı dava ile Davalıların 15.9.2004 tarihinde Davacı ile aktettikleri sözleşmeleri ve/veya aralarında her iki proje için yapılan tüm sözle-şmeleri ihlal ettiklerini iddia ederek, Mahkemeden Davalılara 4 villa için ödediği 448,708 sterlinlik meblâğın Davacıya geri iade edilmesi ve benzeri taşınmaz malların değerlerinde meydana gelen artış nedeniyle uğradığı 800,000 sterlin zarar-ziyanın tazmin-i için hüküm vermesini talep etti.

Davalılar ise dosyalamış oldukları müdafaa ve mukabil talep takrirlerinde, Davacının "Pine Village" isimli projedeki dokuz ev için 98,231 sterlin tutarında depozito ödediğini kabul etmekle birlikte, Davacının belli tari-hlerde belirli işlerin tamamlanmasına bağlı olarak yapmayı taahhüt ettiği ödemeleri yapmadığını, Davacının, bu tarihlerde veya makûl sayılan süreler dahilinde gerekli ödemelerini yapmadığı nedeniyle, Davalıların dokuz eve ilişkin sözleşmeleri feshetme hakl-arı olduğunu, Davalıların bu haklarını kullanarak 9 adet villaya ilişkin sözleşmeleri feshettiklerini, Davacının ödemiş olduğu depozitoyu irad kaydettiklerini, Davacı ile, 98,231 sterlin tutarındaki depozitonun "Olive Grove Homes 1" projesine mahsup edilme-si konusunda veya taraflar arasında bu doğrultuda herhangi bir anlaşma olmadığını, Davacının taraflar arasında imzalanan sözleşmelere uygun olarak ödemelerini zamanında yapmaması nedeniyle Davalı No.2 ve Davalı No.3'ün taşeronlara karşı yükümlülüklerini ye-rine getiremediklerini ve bunun neticesinde 400,000 sterlin zarar-ziyana uğradıklarını iddia ettiler.

Davalı No.1 aleyhindeki dava bilahare geri çekildiğinden, ret ve iptal edilmiştir.

Alt Mahkeme, her iki tarafın da ibraz ettiği şahadeti ve huzurund-aki emareleri değerlendirdikten sonra, Davacı lehine ve Davalı No.2 ve 3 aleyhine münferiden ve/veya müştereken 447,504 sterlin meblâğ, bu meblâğ üzerinden 7.6.2007 tarihinden tamamen tediye tarihine kadar yasal faiz ve 20,000 TL dava masrafı için hüküm ve- emir verdi.

Davalı No.2 ve Davalı No.3 Alt Mahkemenin bu kararına karşı istinaf dosyaladılar. Dosyalanan istinaf ihbarnamesinde 5 istinaf sebebi ileri sürülmesine rağmen, İstinaf Eden Avukatı istinaf sebeplerini iki başlık altında ele almıştır.

Şöyl-e ki:
Davacı tarafından Davalılara yapılan ödemelerin büyük bir kısmının davaya taraf olmayan Barry Gold isimli şahıs tarafından yapıldığı halde, Alt Mahkeme, Davalılar aleyhine 447,504 sterlin üzerinden veya Barry Gold tarafından yapılan ödemeleri de dahi-l ederek hüküm vermekle hata etmiştir.

Muhterem Alt Mahkeme, huzurunda Davacı tarafından sunulmuş yeterli emare ve şahadet olmamasına rağmen, "Pine Village" için imzalanan sözleşmelerin sözlü olarak tadil edildiği ve bu sözleşmeler için ödenen 98,104 ster-linlik meblâğın "Olive Grove Homes 1" projesine aktarıldığı yönünde anlaşma yaptıklarına bulgu yapmakla hata etmiştir.

Bu istinafta esas itibarıyla üzerinde durulması gereken konu, Davacı tarafından "Pine Village" için ödenen 98,104 sterlin'in taraf-lar arasında varılan mutabakat neticesinde 'Olive Grove Homes 1' projesine aktarılıp aktarılmadığı ve Barry Gold tarafından William John Jennings adına yapılan ödemelerin 447,504 sterlin'e dahil edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. İki başlık alt-ında toplanan istinaf sebepleri iç içe oldukları cihetle bu istinaf sebeplerini birlikte ele almayı uygun bulduk.

Davalı No.2 ve 3 Alt Mahkemeye sundukları müdafaa takrirlerinde, 98,104 sterlin ödeme ile ilgili Davacının iddiasını kabul etmekle birlikte,- Davacının makûl süreler içerisinde gerekli taksit veya hakedişleri ödemediğini, bu nedenle Davacı ile "Pine Village" için yapmış oldukları sözleşmeleri feshettiklerini, sözleşmelerin feshi neticesinde Davacı tarafından dokuz adet villa için ödenen 98,104 -sterlin tutarındaki depozitoya el koyduklarını veya irad kaydettiklerini, dolayısıyla bu miktarın 'Olive Grove Homes 1'deki satış bedellerine mahsup edilemeyeceğini ileri sürdüler.

Fasıl 149 Akitler Yasası'nın 73(1) maddesi, sözleşmenin ihlali halinde, -bu ihlalden zarar gören tarafın, makul olabilecek veya sözleşmenin yerine getirilmemesi sonucu uğradığı ve işlerin normal gidişinden doğal olarak ortaya çıkan veya sözleşmeyi yaptıkları sırada sözleşmenin yerine getirilmemesi durumunda doğması olası olduğu- taraflarca bilinen zarar veya ziyan için tazmin edilmesini öngörmektedir.

Makûl ve adil bir tazminata karar verilebilmesi için, genelde, sözleşmenin ihlal tarihi esas alınarak, sözleşmenin ihlal tarihindeki bedel üzerinden veya o tarihteki zarar ziyan -üzerinden bir hesaplama yapılması gerekir. Bu durumda Davalı No.2 ve 3'ün, Davacının sözleşmeleri yerine getirmemesi neticesinde uğradıkları zarar veya ziyan var ise bu husustaki iddialarını Mahkemede ispat etmeleri gerekir. Bir zarar-ziyana uğradıklarını -iddia eden Davalıların bu iddialarını sadece ileri sürmeleri yeterli değildir (Bak:Yargıtay/Hukuk 37/89 D.4/90 ve Bonham-Carter V Hyde Park Hotel Ltd.1948, 64 T.L.R 177). Dolayısıyla Akitler Yasası ve genel hukuk ilkeleri ışığında, Davalı No.2 ve 3'ün "Pin-e Village" deki dokuz adet villa için Davacı tarafından ödenen 98,104 sterlin'e el koyma veya 98,104 sterlin'i irad kaydetme gibi bir hakları yoktu. Davalılar 98,104 sterlin'e el koymadan önce uğradıkları zarar veya ziyan için dava açmaları ve sözleşme ihl-al edildikten sonra uğradıkları zarar veya ziyanlarını ispat etmeleri gerekirdi. Davalıların makûl olabilecek tazminatın ne olduğunun tespitini yapmadan veya Davacıdan herhangi bir talepte bulunmadan 98,104 sterlin'i irad kaydetmeleri olası değildir. Her h-alükârda Davalıların bu yöndeki iddialarının mesnetsiz olduğu ve uygulamalarının Fasıl 149 Akitler Yasası'nın 73(1) maddesi ilkelerine ve ruhuna ters olduğu açıkça görülmektedir. Bu durumda, Alt Mahkemenin 98,104 sterlin meblâğın irad olarak kaydedilemeyec-eği bulgusu hatalı değildir.

İstinaf nedenlerinden görülebileceği gibi, Davalı No.2 ve 3, yazılı bir sözleşmenin sözlü olarak değiştirilemeyeceğini ileri sürdüler.

Yerleşmiş prensipler ışığında yazılı bir sözleşme ancak yazılı olarak değiştirilebilir.- Sözlü şahadet ile yazılı bir sözleşmenin şartları değiştirilemez (Bak:Yargıtay/Hukuk 40/89 D.3/90, Yargıtay/Hukuk 84/97 D.6/2001).

Chitty on Contracts, General Principles, 22.baskı, sayfa 272, par 624'de yukarıdaki prensibi şu şekilde ifade etmektedir:
-"Where the parties have embodied the terms of their
contract in a written document the general rule is that
extrinsic evidence is not admissible to add, to vary,
subtract from or contradict the terms of the written
instrument."-


İstinaf Eden Davalı No.2 ve 3, "Pine Village" için
imzalanan 9 adet satış sözleşmesini Mahkemeye emare olarak ibraz etmediler. Bu itibarla sözleşme şartlarının ne olduğu Alt Mahkeme huzurunda yoktur. Böyle bir şahadet Alt Mahkeme huzurunda olmadığ-ından, Mahkeme Davacının sözleşme şartlarını ihlâl ettiği konusunda bir inceleme yapamazdı. Her halükârda, Alt Mahkemenin huzurunda, "Pine Village" satış sözleşmelerinin şartlarının sözlü olarak değiştirildiği veya sözleşme şartlarının tadil edildiği yönün-de hiç bir şahadet bulunmamaktadır. Böyle bir şahadet bulunmadığına göre, "Pine Village" sözleşmelerinin, Davacının iddia ettiği gibi taraflar arasında varılan mutabakat neticesinde sona erdirildiği ve yerlerine "Olive Grove Homes" için yeni sözleşmeler im-zalandığı sonucuna varılması kaçınılmazdır. Dolayısıyla "Pine Village" için imzalanan sözleşmelerin sonradan sözlü olarak değiştirildiği iddiası doğru olamaz.

Plasticmoda Societa per Azioni V Davidson (Manchester) Ltd. 1952 1 Lloyds L.R.527 at 539'da şöy-le denmektedir:

"If one party, by his conduct, leads another to believe
that the strict rights arising under the contract will not be insisted upon, intending that the other should act on that belief, and he does act on it, then the first party wi-ll not afterwards be allowed to insist on the strict rights when it would be inequitable for him to do so."

Bu alıntıya göre, bir kimse, yazılı sözleşmedeki mevcut
bir koşul hakkında ısrar etmeyeceğini davranışları ile karşı
tarafa göstermişse, artık b-u hakkında ısrar edemez.

Alt Mahkemede sunulan şahadete baktığımızda, Davacının Nisan-Mayıs 2005 tarihinde Kıbrıs'a geldiği, "Pine Village" projesinde hiç bir ilerleme olmadığını görmesi üzerine Davalılar ile bir toplantı gerçekleştirdiği, bu toplantı net-icesinde taraflar arasında varılan mutabakat gereğince "Pine Village" için yapılan sözleşmelerin sona erdirildiği ve Davacının "Olive Grove Homes 1"deki villaları bu toplantıdan sonra satın almak için Davalılar ile anlaştığı görülmektedir (Mavi 34-66).

B-öyle bir durumda olmalarına rağmen, Davalı No.2 ve 3 Davacı ile olan iş münasebetlerini veya ticari ilişkilerini devam ettirirken, Davacı ile Olive Grove Homes için Emare No. 2,3,4 ve 5 yeni sözleşmeleri imzaladılar. Yine Davalılar söz konusu sözleşmelerin- imzalanması esnasında "Pine Village" için ödenen 98,104 sterlin tutarındaki depozitoyu yakınma konusu yapmadılar. Davalılar 98,104 sterlinlik meblağı ihtilâf konusu yapmayarak veya bu konuya duyarsız kalarak, söz konusu meblâğın "Olive Grove" projesine ak-tarıldığı konusunda bir şikâyetleri olmadığını hareketleri ile sergilediler. Davalılar bu şekilde davranarak karşı tarafa bu hususu kabul ettirdiklerini inandırdılar. Buna göre, Davalılar "Pine Village" sözleşmelerine bağlı olarak bir hakları mevcut olsa d-ahi, bunda ısrar etmeyeceklerini göstermiş oldular. Bu sonuçtan hareket ettiğimizde, Alt Mahkemenin, Davacının "Pine Village" için ödemiş olduğu 98,104 sterlinlik meblâğın, Emare No.2,3,4 ve 5'in satış bedellerine mahsuben aktarıldığı bulgusu hatalı değild-ir (Mavi 201-202).
İstinafın duruşması sırasında İstinaf Eden/Davalı No.2 ve 3 Avukatı, Mahkemeye hitabında, Davalılara yapılan ödemelerin büyük bir kısmının Barry Gold isimli bir kişi tarafından yapıldığını, Barry Gold'un Davacının vekili olmadığını, h-al böyle iken, Alt Mahkemenin Barry Gold'un Davacı ile birlikte ödediği meblâğları dikkate alamayacağını veya Alt Mahkemenin bu şekilde hüküm veremeyeceğini iddia etmiştir.

Mahkeme huzurundaki şahadetten ve ibraz edilen makbuz ve banka dekontlarından, Da-vacının 15.9.2004 tarihli Emare No. 2,3,4 ve 5 Sözleşmeler tahtında, Davalılara 447,504 sterlin ödediği açıkça görülmektedir. Esasen, Davalı No.2 ve 3 de sözü edilen miktarı aldıklarını kabul etmektedirler. Ancak Davalı No.2 ve 3 bu meblâğların Barry Gold -tarafından talep edilmesi gerektiğini iddia etmektedirler. Bu durumda Alt Mahkemenin Emare No.6, 5.7.2004 tarihli Tahsilat Makbuzu (Mavi 319), Emare No.7, 18.5.2004 tarihli 2 adet Tahsilat Makbuzu (Mavi 320-321), Emare No.8, 29.9.2004 tarihli Tahsilat Makb-uzu (Mavi 322), Emare No.9, 24.11.2004 tarihli Tahsilat Makbuzu (Mavi 323) ışığında yapılan ödemelerin Davacı adına yapılan ödemeler olduklarını kabul ederek, kararını söz konusu emarelere dayandırmakla hata edip etmediğinin incelenmesi gerekmektedir.

M-ahkemeye sunulan emarelerden görülebileceği gibi, Davalıların iddiası doğrultusunda, tahsilat makbuzları üzerinde "Bill Jennings & Barry Gold" isimlerinin bulunduğu doğrudur. Davacı ile Davalılar arasında imzalanan 15.9.2004 tarihli Emare No.2,3,4 ve 5 Sat-ış Sözleşmelerinde, Barry Gold taraf veya Davacının vekili değildir. Barry Gold söz konusu Sözleşmelere taraf olmadığına göre, Emare No.2,3,4 ve 5 Sözleşmelerin herhangi bir şekilde kendisini bağlamayacağı açıktır.

Sözleşmenin şahsiliği ilkesi ile ilgil-i Halsbury's Laws of England, 3rd edition, Volume 8, sayfa 66 par. 110 "strangers to contract" başlığı altında şöyle denmektedir:

"As a general rule a contract affects only the parties
to it,and can not be enforced by or against a person who
- is not a party, even if the contract is made for his
benefit and purports to give him the right to sue or to
make him liable upon it".


Yukarıdan görülebileceği gibi, genel kural olarak bir sözleşme sadece taraflara şamildir. Sözleş-meye taraf olmayan herhangi bir kişi, sözleşme avantajına veya yararına olsa dahi dava açamaz ve keza sözleşme bu kişi aleyhine uygulanamaz.

Bu husus, Chitty on Contracts, General Principles, 24th edition, sayfa 515, par. 1099'da şöyle izah edilmektedir-:

"It must be stressed that the doctrine of privity means, and means only, that a stranger can not acquire rights or incur obligations arising under the contract."


Sözleşmenin şahsiliği doktrininin veya ilkesinin sadece tek bir anlamı vardır. O d-a sözleşmeye yabancı bir kişi, sözleşme altında herhangi bir hak edinemez veya sözleşmeden doğan yükümlülük altına giremez.

Yukarıda alıntısı yapılan yasal durum ışığında, emare tahsilat makbuzlarının üzerlerinde Davacının isminin yanısıra Barry Gold'un- isminin yazması Barry Gold'a taraflar arasında imzalanan sözleşmeler tahtında bir hak vermez. Keza Barry Gold söz konusu sözleşmeler tahtında bir hak edinemez. Aynı şekilde, emare tahsilat makbuzları üzerinde Barry Gold'un isminin yazılmış olması Davalıla-r ile bir hukuki ilişki yaratmaz. Barry Gold ile William John Jennings (Davacı) arasındaki ticari veya hukuki ilişki ise Davalıları bağlamamaktadır. Burada önemli olan, Davacının Davalılar ile yaptığı sözleşmeler uyarınca sözleşmeler altındaki yükümlülükle-rini yerine getirmesidir. Emare tahsilat makbuzları bu şahadeti desteklemektedir ve söz konusu ödemelerin "Olive Grove Homes" daki villalar için yapıldığı, açıkça tahsilat makbuzlarının üzerinde belirtildiğine göre, mezkûr ödemelerin "Olive Grove Homes" iç-in yapıldığı sonucuna varmak davanın olguları bakımından kaçınılmazdır. Bu nedenle Alt Mahkeme, Barry Gold tarafından Olive Grove Homes için yapılan ödemeleri dikkate almakla hata etmiş değildir.

Birçok kararımızda belirttiğimiz gibi, bir davanın duruşm-ası esnasında şahadete ve emarelere verilecek değer, davayı dinleyen alt mahkemenin yetkisine girmektedir. Bu nedenle şahadet veren tanıklara inanıp inanmama hususunda karar verme, takdir yetkisini kullanan alt mahkemelerindir. Alt mahkemelere, bu takdir y-etkilerini ancak yanlış veya hatalı olarak kullanmaları halinde Yargıtayca müdahale edilmektedir. Alt Mahkeme, huzurunda bulunan tüm şahadeti esaslı bir şekilde incelemiş ve Davacının sunmuş olduğu şahadeti tercih etmiştir (Bak:Yargıtay/Hukuk 4/1989 D.25/1-989).

Alt Mahkemenin huzurunda bulunan şahadet ve emareler incelendiğinde, mahkemenin bu neticeye varabilmesi için yeterli şahadet olduğu görüşündeyiz. Bu durum ışığında, Alt Mahkemenin vardığı bulgular ile ilgili müdahalemizi gerektirecek nitelikte bir -hata bulunmadığı kanaatindeyiz.

Yukarıda söylenenlerden de anlaşılacağı gibi, İstinaf Edenler istinaflarında başarılı olamamıştır ve istinaflarının reddedilmesi gerekir.


Sonuç olarak istinaf reddolunur.

Masraflar, İstinaf Edenler tarafından Aleyhi-ne İstinaf Edilene ödenecektir.



Hüseyin Besimoğlu Emine Dizdarlı Gülden Çiftçioğlu
Yargıç Yargıç Yargıç


12 Mayıs, 2015












12






Full & Egal Universal Law Academy