Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 129/2015 Dava No 50/2015 Karar Tarihi 03.12.2015
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 129/2015 Dava No 50/2015 Karar Tarihi 03.12.2015
Numara: 129/2015
Dava No: 50/2015
Taraflar: Christopher Stylianou ile İskan İşleri ile görevli Bakanlık arasında
Konu: İcra müzekkeresi - Mal tanzim komisyonu - Taşınmaz Mal Komisyonunun alığı kararların idari nitelikte olması ve icra edilememesi - Sulhname Tasarısı - Dinlenme hakkı.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 03.12.2015

-D.50/2015 Yargıtay/Hukuk No : 129/2015
(Lefkoşa Genel İstida No: 59/2015)


YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti: Hüseyin Besimoğlu,Ahmet Kalkan,Gülden Çiftçioğlu.


İstinaf eden: Christopher Stylianou - Lefkoşa.
- (Başvuran)

- ile -


Aleyhine istinaf edilen: İskân İşleri ile görevli Bakanlığı
ve/veya Bakanlığı temsilen KKTC
Başsavcılığı, Lefkoşa.
(Davalı)

A r a s ı n d a.



İstinaf eden n-amına: Avukat Murat M.Hakkı
Aleyhine istinaf edilen namına : Savcı Meryem Beşoğlu.



Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Düriye Elkıran'ın 59/2015 sayılı Genel İstidada, 10.7.2015 tarihinde verdiği emre karşı, Müstedi tarafınd-an yapılan istinaftır.



-----------------



K A R A R


Hüseyin Besimoğlu : Bu istinafta, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.



Ahmet Kalkan : İstinaf Eden, Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcının, Aleyhine İstinaf E-dilen/İskan İşleri ile görevli Bakanlığı temsilen Başsavcılık aleyhine dosyaladığı icra müzekkeresini iptal eden, 10.7.2015 tarihli emrine karşı, bu istinafı dosyaladı.


İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

İstinafa konu olgular özetle şöyledir.

İstinaf Eden, -1496/2011 sayılı Başvuru ile 67/2005 sayılı Yasa tahtında oluşturulan Taşınmaz Mal Komisyonuna başvurdu.

Taşınmaz Mal Komisyonunun 18.9.2014 tarihinde yapılan oturumunda, Davalı, İskan İşleri ile görevli Bakanlığı temsilen Başsavcılık, İstinaf Edenin tüm- talepleri için 2,120,830 sterlin ödemeyi kabul ve teklif etti.

İstinaf Eden, Avukatı ile birlikte hazır olduğu oturumda, yapılan teklifi kabul etti. İstinaf Edenin Avukatının beyanı şöyledir:


"Başvuran yapılan teklifi kabul ediyor. Bu meblağ
kendis-ine ödendiği zaman başvuru konusu taşınmaz malları üzerindeki tüm haklarından ve başvurudaki tüm taleplerinden feragat edecektir."


Komisyon, tarafların beyanı ve mutabakatlarına binaen, Davalı Bakanlığın, Başvurana (İstinaf Edene) başvuru konusu taşınma-z malları ve başvurudaki tüm talepleri için, 2,120,830 sterlin vermesine (yazıldığı şekliyle) oy birliği ile karar verdi.


Komisyonun kararından sonra kararda öngörülen paranın ödenmemesi üzerine, İstinaf Eden, 1.6.2015 tarihinde, 67/2005 sayılı Yasanın- 14. ve 18. maddeleri tahtında, Lefkoşa Kaza Mahkemesine 59/2015 sayılı tek taraflı bir Genel İstida dosyaladı ve Komisyonun, 18.9.2014 tarihinde verdiği 742 sayılı kararın, Lefkoşa Kaza Mahkemesi Sivil Davalar Emir ve/veya Hüküm Defterine kaydının yapılma-sını talep etti.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi, 2.6.2015 tarihinde, tek taraflı olarak değerlendirdiği istidada, talep edildiği gibi emir verdi.

Bunun üzerine İstinaf Eden, 26.6.2015 tarihinde, Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 59/2015 sayılı Genel İstida altında v-erilen emre istinaden, Aleyhine İstinaf Edilen/Davalı aleyhine, 2498/2015 sayılı menkul emval müzekkeresini ısdar etti ve özellikle, KKTC'ye ait plaka No.ları 004'den 014'e kadar, 11 adet makam aracının zaptedilerek aleni müzayede ile satılmasını talep ett-i.

Zabıtlara göre, 9.7.2015 tarihinde, Lefkoşa Kaza Mahkemesi Mukayyitlik Amiri Lefkoşa Kaza Mahkemesine müracaat ederek, menkul emval müzekkeresinin iptali için direktif talep etti.

10.7.2015 tarihinde, Mukayyitlik Amirinin talebini değerlendiren Le-fkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı, Başvuranın 2006 Taşınmaz Mal Komisyonu Tüzüğü madde 6'ya uygun olarak sulhname tasarısını kabul ettiğinin görülmediği, bu nedenle icraya gidilmesinin olanaksız olduğu gerekçesiyle, haciz müzekkeresini ret ve iptal etti-.

Menkul emval haciz müzekkeresinin iptal edilmesi üzerine, zaptedilen araçlar Maliye Bakanlığı ve Tarım Bakanlığına teslim edilerek "writ" iade olundu.


İSTİNAF SEBEPLERİ:

Dosyaladığı menkul emval haciz müzekkeresinin iptal edilmesine karşı istinaf- dosyalayan Başvuran/İstinaf Eden, istinaf ihbarnamesinde 3 istinaf sebebi ileri sürmüştür. İstinaf ihbarnamesindeki 1. ve 2. istinaf sebepleri birbirinin devamı niteliğindedir. Bu nedenle, istinaf sebeplerini 2 başlık altında incelemeyi uygun gördük. Buna- göre:

67/2005 sayılı Yasanın 14. maddesine göre, Taşınmaz Mal Komisyonunun aldığı kararlar bağlayıcı olup, yargının aldığı kararlar gibi icrai niteliktedir. Bu kararlar ilgili makamlara tebliğ edildikten sonra geciktirilmeksizin yerine getirilir. Alt Ma-hkeme, Yasanın hükmüne aykırı davranarak haciz müzekeresini iptal etmekle hata etti.
Muhterem Bidayet Mahkemesi, söz konusu writ'i iptal ederken İstinaf Edene söz hakkı tanımamakla gerek doğal adalet ilkelerini, gerekse İyi İdare Yasası'nın 16. maddesinde- yer alan ve dinlenme hakkı olarak tanımlanan prensibi ihlâl etti, hatalı karar verdi.


TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

İstinaf Eden Avukatı, istinaftaki hitabında özetle: Komisyon kararlarının 67/2005 sayılı Yasanın 14. maddesi gereğince bağlayıcı o-lduğunu, geciktirilmeden yerine getirilmesi gerektiğini, tazminatın ödenmesinin sağlanması görevinin Maliye Bakanlığında olduğunu, Yasanın 14. maddesi ile Tüzüğün 6. maddesi beraber ele alındığında tazminatların 1 ay içerisinde ödenmesi gerektiğini, 2006 T-üzüğü'nde icranın nasıl yapılacağına dair bir düzenleme olmadığını, bu durumda 9. madde gereğince Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nün uygulanacağını, Mahkemeler Yasası'nın 55. maddesi altında konu hükmün verildiği andan itibaren resmi makamları bağladığını-, sulhnamenin icra süresine etkisinin olmadığını ve bir makbuz niteliğinde olduğunu, para alınmadan sulhnamenin imzalanamayacağını, dolayısıyla paranın ödenmesi ile sulhnamenin aynı anda imzalanması gerektiğini, bu anlamda Alt Mahkemenin para ödenmeden mak-buz verilmesini öngören kararının hatalı olduğunu, böyle bir yorum yapılması halinde 14. maddenin anlamsız kalacağını, bundan ayrı olarak istinaf konusu karar alınırken İstinaf Edene söz hakkı verilmediğini, mahkemenin belli koşullarda icrayı durdurabilece-ğini, ancak tarafların gıyabında haciz müzekkeresini resen durdurma veya iptal etme yetkisinin olmadığını, adil yargılanma hakkının ihlâl edildiğini iddia etti ve istinafın kabulünü talep etti.

Aleyhine İstinaf Edileni temsilen Başsavcılık hitabında, öz-etle: Bu meselede tarafların sulh yolu ile anlaştıklarını, Taşınmaz Mal Komisyonunun idari karar verdiğini, karardan sonra Taşınmaz Mal Komisyonunun tabi olduğu yasal mevzuatın bütün gereklerinin yerine gelmediğini, zincir işlemler şeklinde yapılması gerek-en işlemler bulunduğunu, sulhnamenin teklif edilmediğini, ortada icra edilebilir bir işlem veya karar bulunmadığını, icra için yasa uyarınca verilen herhangi bir kararın, mahkeme tarafından icra edilmesine yetki veren kuralların mevcudiyetinin olması gerek-tiğini, Anayasa Mahkemesinin 3/2006 (D.3/2006) sayılı kararında Yasanın 14. maddesinin yorumlandığını, Komisyon kararlarının idari nitelikte olduğuna karar verildiğini, bu nedenle icra edilemeyeceğini, Komisyon kararlarının haciz yolu ile değil, sulhname i-le yürütüleceğini, öngörülen 1 aylık sürenin sulhname imzalanması için davet niteliğini taşıdığını, bu sürede imzalanmayan bir sulhnamenin kabul edilmemiş sayılacağını, Başvuranın Yüksek İdare Mahkemesine gidebileceğini, kararın Mahkeme Emir Defterine kay-dedilip daha sonra haciz yoluna gidilmesinin 67/2005 sayılı Yasanın dışına çıkılması anlamına geldiğini ileri sürdü ve istinafın reddini talep etti.


İNCELEME:

İstinaf sebeplerini, tarafların iddia ve argümanlarını inceleyip değerlendirdik.

Tarafların- hitaplarında ve istinaf sebeplerinde, iddiaların Taşınmaz Mal Komisyonu kararlarının niteliği, icra edilebilirliği ve haciz müzekkeresinin iptalinde uygulanan yöntem üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir.

Bu durumu dikkate aldığımızda, önce usul konusunu -sonra esası incelemeyi uygun bulduk. Bu nedenle, öncelikle 2. istinaf sebebini ele alacağız.

Lefkoşa Kaza Mahkemesinin, Taşınmaz Mal Komisyonunun 18.9.2014 tarihli kararını Sivil Davalar Emir Defterine kaydeden kararına karşı istinaf dosyalanmış değildir-. Mezkur emir, Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nün Emir 47 n.1 tahtında İstinaf Edenin tek taraflı istidası ile verilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 47 n.3'e göre, bu emrin 1'inci nizamı uyarınca verilen ve icra edilmesi istenen karar, Emir -Defterine kaydedildikten sonra, mahkemenin bir yargıcı tarafından imza edilir ve mahkemenin bir emri gibi icra edilebilir.

Olgulardan anlaşılacağı gibi, konu Emir Defterine kaydedildikten sonra, Aleyhine İstinaf Edilen/Davalı aleyhine haciz müzekkeresi ı-sdar edilmiş, bunun üzerine Mukayyitlik Amiri haciz müzekkeresinin iptali için mahkemeden direktif talep etmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nün, Genel Olarak Kararların İcrasını düzenleyen Emir 40 n.15, sair kişiler yanında, Baş İcra Memuru Yardım-cısına müzekkere ile ilgili herhangi bir konu hakkında mahkemeden direktif alma yetkisini vermektedir.

Meseledeki önemi açısından, konu nizamın Türkçe tercümesini kararımıza iktibas etmeyi uygun bulduk. Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 40 n.15 aynen -şöyledir:


"15. Herhangi bir müzekkereyi icra eden baş icra memuru
yardımcısı veya müzekkerenin icrası ile ilgilenen veya etkilenen herhangi bir kişi, müzekkere ile ilgili herhangi bir konu hakkında mahkemeden direktif almak istediğinde, müzekkereyi çı-karan mahkemeye veya bir yargıcına, baş icra memur yardımcısına direktif vermesi için başvuruda bulunabilir; bunun üzerine mahkeme veya yargıç, tek taraflı olarak veya mahkeme veya yargıcın uygun göreceği kişilere ihbarda bulunduktan sonra, adil sayacağı d-irektifleri verebilir. Baş icra memur yardımcısının kendi başvurusu üzerine verilen direktifin mahkeme emri olarak deftere geçirilmesine gerek yoktur. Diğer hallerde verilen direktifle ilgilenen veya etkilenen herhangi bir kişi direktifin mahkeme emri olar-ak deftere geçirilmesini ve verilen direktife göre işlem yapması için emrin bir daire suretinin baş icra memur yardımcısına verilmesini isteyebilir, veya tatmin olmadığı takdirde verilen direktife karşı istinaf edebilir:
Ancak, başvurunun bir icra müzekke-resi uyarınca zaptedilen mal üzerinde hak iddia eden bir kişi tarafından yapılması halinde direktif tek taraflı olarak verilmez."


Nizamın içeriğinden görülebileceği gibi, böyle bir başvuru ile karşı karşıya kalan mahkeme veya yargıç, tek taraflı veya uyg-un göreceği kişilere ihbarda bulunduktan sonra adil sayacağı direktifleri verebilir.

Huzurumuzdaki istinaf, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin haciz müzekkeresini iptal eden emrine karşı dosyalanmıştır. Alt Mahkemenin, Mukayyitlik Amirinin yazılı talebi üzerine, -tarafların gıyabında verdiği iptal emri, kaydedilen emir ve bu emre göre çıkarılan haciz müzekkeresini tamamıyla ortadan kaldırmakta ve bu haliyle İstinaf Edenin haklarını olumsuz yönde etkilemektedir. Diğer taraftan, Taşınmaz Mal Komisyonunun 18.9.2014 ta-rihli kararının, 2.6.2015 tarihinde Başvuran/
İstinaf Edenin tek taraflı istidası ile kaydedilmesi, haciz kabiliyeti tartışmalı olan bir kararın Davalıya söz hakkı verilmeden, aleyhine haciz müzekkeresi çıkarılmasına sebebiyet vermiş, bu sonuçla da Davalı- tarafın hacize konu mallar üzerindeki hakları olumsuz yönde etkilenmiştir.

Alt Mahkemenin, Taşınmaz Mal Komisyonunun 18.9.2014 tarihli kararını kaydeden 2.6.2015 tarihli emri, İstinaf edilmemiş olmakla birlikte, haciz müzekkeresinin iadesi veya iptali, -konu emri etkisiz hale getireceğinden, Mukayyitlik Amirinin direktif müracaatı karara bağlanırken ilgili tarafların dinlenmesine fırsat verilmeli ve taraflara ihbar yapılarak, diledikleri takdirde hukuk yoluna başvurmalarına olanak tanınmalıydı.


Alt Ma-hkeme, her iki tarafın haklarını olumsuz yönde etkileyen istinafa konu direktif müracaatını, taraflara ihbar vermeden, tek taraflı olarak karara bağlamakla takdir hakkını hatalı kullanmıştır.

İstinaf Eden Avukatının 2. istinaf sebebindeki iddialarından b-iri de, Alt Mahkemenin, 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası'nın 16. maddesinde yer alan ve dinlenme hakkı olarak tanımlanan prensibi ihlal ettiğidir. İyi İdare Yasası'nın, Alt Mahkemenin uyguladığı usul kuralları ile ilgisi olmadığından, İstinaf Eden Avukatını-n bu iddiasının ileri gitmesi mümkün değildir.

Buna göre, İstinaf Edenin 2. istinaf sebebi, Alt Mahkemenin taraflara ihbar vermeden, müracaatı tek taraflı olarak neticelendirdiği ve takdir hakkını hatalı kullandığı gerekçesiyle kabul edilmesi gerekmektedi-r. Ancak 2. istinaf sebebinin kabul edilmesi, İstinaf Edenin istinafının bütünüyle kabul edilmesi sonucunu doğurmamaktadır.

Alt Mahkemenin, karardan etkilenen taraflara ihbar vermeden, haciz müzekkeresini iptal etmekle hata ettiği sonucuna ulaşmamıza rağ-men, istinafta, karardan etkilenen tüm tarafların temsil edildiğini, tarafların hukuki argümanlarını Yargıtaya sunduklarını, olgular konusunda ihtilaf bulunmadığını, uyuşmazlık konusunun tamamen hukuki olduğunu ve direktif müracaatının yeniden görüşülmek ü-zere Alt Mahkemeye iadesinde hukuki yarar bulunmadığını dikkate aldıktan sonra, gereksiz zaman kaybına sebep olmamak için 1. istinaf sebebini incelemeyi uygun bulduk.

İstinaf Edenin İstinaf ihbarnamesindeki 1. ve 2. istinaf sebeplerini birlikte ele alaca-ğımız 1. istinaf başlığı, İSTİNAF SEBEPLERİ'inde özetlediğimiz şekliyle şöyledir:

67/2005 sayılı Yasanın 14. maddesine göre, Taşınmaz Mal Komisyonunun aldığı kararlar bağlayıcı olup, yargının aldığı kararlar gibi icrai niteliktedir. Bu kararlar ilgili ma-kamlara tebliğ edildikten sonra geciktirilmeksizin yerine getirilir. Alt Mahkeme Yasanın hükmüne aykırı davranarak haciz müzekeresini iptal etmekle hata etti.


67/2005 sayılı Anayasa'nın 159'uncu Maddesinin (1). Fıkrasının (b) Bendi Kapsamına Giren Taşın-maz Malların Tazmini, Takası ve İadesi Yasası'nın (bundan böyle sadece 67/2005 sayılı Yasa) 14. maddesi, Komisyonun aldığı kararların bağlayıcı ve yargının aldığı kararlar gibi icrai nitelikli olduğunu, bu kararların ilgili makamlara tebliğ edildikten sonr-a, geciktirilmeksizin yerine getirileceğini düzenlemektedir.

Komisyonun aldığı kararların bağlayıcı ve yargının aldığı kararlar gibi icrai nitelikte olması, sadece kararların hukuki niteliği bakımından önem arz eder. Bu kararların ne şekilde icra edilece-klerini göstermez.

Yasaların genel nitelikli normları bağlayıcı olmakla birlikte, yasada uygulama ile ilgili düzenleme bulunmadığında, yasa kurallarının ne şekilde uygulanacağı tüzükler ile sağlanmaktadır. 67/2005 sayılı Yasanın 22. maddesi, Yasa kuralla-rının daha iyi uygulanmasını sağlamak için Komisyona tüzük yapma yetkisi vermiş ve bu tüzüklerin Bakanlar Kurulunun onayı ile yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.

Bakanlar Kurulu, Taşınmaz Mal Komisyonunun yaptığı, 2006 Taşınmaz Mal Komisyonu Tüzüğü'nü ona-yladıktan sonra, konu Tüzük, Resmi Gazete'nin 21 Mart 2006 tarihli 54. sayısında, Ek III'de, AE 156 ile yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir.

67/2005 sayılı Yasanın 8(6) maddesine göre Komisyon, başvuranın talebi üzerine, iadeye, takasa, taşınmaz mal karşı-lığında tazminata ve kullanım kaybından doğan zararın tazminine karar verebilmektedir.

Huzurumuzdaki meselede Komisyon, İstinaf Eden/Başvuranın başvuru konusu taşınmaz mallarından vazgeçmesi karşılığı tüm talepleri için 2,120,830 sterlin ödenmesine karar- vermiştir.

Komisyonun verdiği karar, 67/2005 sayılı Yasanın 8(6) maddesi kapsamında, taşınmaz mal karşılığında tazminat ödenmesini içermektedir.

Bu tür kararların ne şekilde icra edileceği 2006 Taşınmaz Mal Komisyonu Tüzüğü'nün 6. maddesinde düzenlenm-iştir.

Tüzüğün 6. maddesi aynen şöyledir:

6.(1). Komisyon, iadeye, takasa, taşınmaz mal karşılığında
tazminata, konut hakkının kullanılamamasından kaynaklanan manevi tazminata ve kullanım kaybından doğan zararın tazminine karar vermesi durumunda, bu -kararı KKTC'de İskan İşleri ile görevli Bakanlık icra eder. İskan İşleri ile görevli Bakanlık kararı icra etmek için bu Tüzüğe ekli örnek 3'e benzer şekilde hazırlanacak bir sulhname tasarısı hazırlayarak davet yazısı ile birlikte hak sahibi başvurana tebl-iğ eder.
(2) Davet yazısında hak sahibi başvuranın sulhname
tasarısını imzalamak üzere bir ay içerisinde
gelmesi veya yetkili bir temsilcisini göndermesi
gerektiği, aksi halde sulhname tasarısını kabul
- etmemiş sayılacağı ve Yüksek İdare Mahkemesine
başvurma hakkına sahip olduğu belirtilir.
(3) Davet üzerine gelen hak sahibi başvuran veya
yetkili temsilcisi sulhname tasarısını kabul ettiği
takdirde, bu tasarı kend-isi veya yetkili temsilcisi
ve KKTC'de İskan İşleri ile görevli Bakan
tarafından imzalanır.
(4) Sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya bu
maddenin ikinci fıkrasına göre kabul edilmemiş
sayılması hallerinde bir uyuşmazlık tu-tanağı
düzenlenerek bir örneği ilgili kişilere gönderilir.
(5) Sulh yoluyla çözülemeyen uyuşmazlıklarda ilgili
kişilerin yargı yoluna başvurma hakları saklıdır."



Tüzüğün 6. maddesine göre, Komisyon kararlarını KKTC'de İskân İşleri -ile görevli Bakanlık icra edecektir.

Buradaki icra etme fonksiyonu, Komisyon kararlarının öngördüğü sonuçların yerine getirilmesi ve işlemlerin tamamlanması anlamında kabul edilmelidir. Görevli Bakanlığın bu fonksiyonu, Komisyon kararının yargı kararı gi-bi icra edilmesinden farklıdır ve Komisyon kararlarının hukuken tamamlanmasını, icra edilebilir hale gelmesini amaçlamaktadır. Dolayısıyla ancak hukuken tamamlanmış bir kararın, Yasanın 14. maddesi kapsamında yargı kararı gibi icra edilebileceğinden bahsed-ilebilir.

Tüzüğün 6. maddesinde yer alan prosedüre göre, karardan sonra ilgili Bakanlığın sulhname tasarısı hazırlayarak tasarıyı davet yazısı ile birlikte hak sahibi Başvurana veya temsilcisine tebliğ etmesi gerekmektedir. Buna göre, sulhname tasarısı i-mzalanmadan, sulh yolu ile tamamlanmış bir Komisyon kararından bahsedilemez. Nitekim, Tüzüğün 6(5) maddesi "sulh yolu ile çözümlenmeyen uyuşmazlıklarda ilgili kişilerin yargı yoluna başvurma hakkı saklıdır" şeklinde düzenlenerek, ilgili kişilere çare aram-a hakkını vermiştir.

İlgili Bakanlığın karardan sonra geçen sürede, sulhname tasarısı düzenlememesinin, Başvurana davet yazısı yazmamasının, tazminatı ödememesinin idari ihmâl olup olmadığı bu istinafın konusu değildir. Huzurumuzdaki istinaf bakımından ö-nemli olan, Alt Mahkemenin tek taraflı emri tahtında deftere kaydedilen Komisyon kararı ile Davalı aleyhine icra müzekkeresi ısdar edilip edilemeyeceğidir.

Mevcut olgulara göre, sulhname tasarısı imzalanmadan, Davalının sulh yolu ile tamamlanmış bir taz-minat ödeme yükümlülüğünden bahsedilemeyeceğinden, Taşınmaz Mal Komisyonun kararı ile Davalı aleyhine icra müzekkeresi ısdar edilmesine hukuken olanak yoktur. Bu sonuca göre, Alt Mahkeme icra müzekkeresini iptal etmekle hata etmiş değildir.


Yukarıdakile-re istinaden 1. istinaf sebebi reddedilir.

İstinaf Edenin 2. istinaf sebebi kabul edilmekle birlikte, 1. istinaf sebebinde başarılı olmadığından istinafının reddi gerekmektedir.


SONUÇ:

Netice itibarıyla;

İstinaf reddedilir.

Masraf emri verilm-ez.



Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu
Yargıç Yargıç Yargıç


3 Aralık, 2015











13






Full & Egal Universal Law Academy