Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 128/2011 Dava No 31/2015 Karar Tarihi 26.06.2015
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 128/2011 Dava No 31/2015 Karar Tarihi 26.06.2015
Numara: 128/2011
Dava No: 31/2015
Taraflar: Dündar Önal ile Remzi Remziler arasında
Konu: Vekaletname - Vekaletnamenin tefsiri - Vekaletnamelerin dar bir tefsire tabi tutulması - Vekaletname dışında yapılan işlemlerin onaylanabilmesi - Onay (Ratification) - Onayın esasa ilişikin bir olgu olup olmadığı - H.M.U.T. E.9 n.10 - Davaya taraf olmayan kişiler aleyhine hüküm verilememesi - Yargıtayın Alt Mahkeme bulgularına hangi hallerde müdahale edeceği.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 26.06.2015

-D. 31/2015 Yargıtay/Hukuk No: 128/2011
(Girne Dava No: 645/2009)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.


Mahkeme Heyeti: Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu.


İstinaf eden: Dündar Önal - Sancak Sokak No:1, Liman Çevre
Yo-lu/Girne.
(Davalı No:1)
-ile-

Aleyhine istinaf edilen: Remzi Remziler - No:1 Taşkent/Girne.
(Davacı)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden hazır namına: Avukat Saffet Nadiri ve
Avukat Cüneyt H. Küçük.
Aleyhine istinaf edilen hazır -değil namına: Avukat Selçuk Gürkan ve Avukat Akan Gürkan.

Girne Kaza Mahkemesi Yargıcı Melek Esendağlı'nın, 645/2009 sayılı davada, 28.09.2011 tarihinde verdiği karara karşı, Davalı No.1 tarafından yapılan istinaftır.

-----------
K A R A R

Hüseyin Besim-oğlu: İşbu istinafın kararını, Sayın Yargıç Gülden Çiftçioğlu okuyacaktır.
-

Gülden Çiftçioğlu: Huzurumuzdaki istinaf, Davacının (Aleyhine İstinaf Edilen)Girne Kaza Mahkemesinde Davalı No.1 ve No.2 aleyhine ikâme etmiş olduğu 645/2009 sayılı davada,28/9/2011 tarihinde Mahkemenin verdiği hükümden dolayı, Davalı No.1 (İstinaf Eden-)tarafından yapılmıştır.

İSTİNAFA İLİŞKİN OLGULAR

Davacı, Davalı No.1 ve No.2 aleyhine ikâme ettiği istinafa konu bu dava ile dosyaladığı Talep Takririnde, özetle: Davacının dava konusu dükkanın mal sahibi olduğunu, sürekli İngiltere'de ikâmet etmesi do-layısıyla, 18.1.2007 tarihli bir vekaletname ile Davacının Davalı No.1'i vekil tayin ettiğini,bu vekaletnamenin sair şeyler meyanında, KKTC'de bulunan taşınmaz mallarını kiralaması ve kira bedellerini tahsil etmesini de ihtiva ettiğini,Davalı No.1'in,Dava-cının yetkili vekili sıfatıyla, 1.1.2004 tarihinde Girne'de akit eylemiş olduğu sözlü bir kira sözleşmesi tahtında dava konusu taşınmaz malı Davalı No.2'ye kiraladığını,Davacının takriben Eylül 2007'de KKTC'ye geldiğinde kendi adına Davalı No.1'i yetkilend-irdiği bütün vekaletnameleri iptal ettiğini, hatta bir çoğunu 2007 yılı başında iptal etmeye başladığını, ayrıca Davalı No.1'in aleyhine vekilliğin kötüye kullanılmasından dolayı hukuk davası ikâme ettiğini, Davacının, Avukatı vasıtası ile Davalı No.2'ye y-olladığı 5.11.2007 tarihli ihbar ile, Kasım 2006-Ekim 2007 tarihleri arası kira bedeli olan 9600 stg.ni Davacıya ödemediği cihetle, aralarında mevcut olan 1.1.2004 tarihli kira sözleşmesini 30.11.2007 tarihinden itibaren feshettiğini ve söz konusu tarihe k-adar mezkur mecurun tahliye ve teslimini talep ettiğini, Davalı No.2 Avukatı Mehmet Bilimer'in, takriben Aralık 2007 tarihinde Davacının Avukatını arayarak Davalı No.2'nin Aralık 2007

tarihine kadar birikmiş kira borcu olan 9600 stg.ni nakit olarak Daval-ı No.1'e verdiğini ve bunun karşılığında da Davalı No.1'in Davalı No.2'ye makbuz verdiğini bildirdiğini, Davacının Davalı No.1'e vermiş olduğu vekaletnameyi Avukat Mehmet Bilimer ve Davalıların bilmekte olduğunu, Davacının, Davalı No.1'e nakit olarak ödend-iği iddia edilen 9600 stg.ni hiçbir zaman almadığını, bu meblağın Davalı No.2 tarafından Davalı No.1'e ödendiği zamanda Davalıların her ikisinin de Avukatı olan Mehmet Bilimer'in Davacı tarafından Davalı No.1'e verilen bütün vekaletnamelerin iptal edildiği-ni bilmekte olduğunu, Davacının, Davalı No.1 aleyhine, Girne Kaza Mahkemesinde, 26.10.2007 tarihinde 1563/07 sayılı davayı ikame ettiğini, bu davada da Davalı No.1'in Avukatı Mehmet Bilimer olduğunu, Davalıların Davacının müteaddit taleplerine ve Davalı No-.1'e gönderilen 26.12.2008 tarihli ihbara rağmen 9600 stg.lik meblağı ödemediklerini iddia ederek, Davacı lehine Davalı No.1 ve 2 aleyhine müştereken ve/veya münferiden;
9600 Stg;
1.1.2008 tarihinden itibaren yasal faiz:
Ahval ve şeriat altında Mahkemenin -uygun göreceği herhangi bir çare;
İşbu dava masraflarını talep etmiştir.

Davalı No.1 ise dosyaladığı Müdafaa Takririnde, açıkça kabul edilmeyen tüm iddia ve talepleri bir bütün olarak ret ve inkâr ederek; Davacının söz konusu taşınmaz malın kayıtlı mal -sahibi olduğunu kabul edip, söz konusu taşınmaz malı, Davacının 2004 yılında yurt dışında olduğu nedeniyle, şifahen Davalı No.1'e yetki vermesi sonucunda, kiralayan sıfatı ile şifahi bir sözleşmeyle Mustafa Saçar'a Davacı adına
kiraladığını, Davalı No.1'i-n, takriben 2003 yılından 2008


yılının ilk aylarına kadar, Davacının şahsının veya hissedarı olduğu şirketin şifahen veya muhtelif tarihlerde yapılmış vekaletnamelerle Davacı tarafından yetkilendirilen vekili olduğunu, Davacının KKTC'deki taşınmaz malla-rının, sair şeyler yanında resmi kira sözleşmelerini yapmak için Davalı No.1'in Davacıdan vekaletname talep ettiğini, bunun üzerine
Davacının, 18.1.2007 tarihli vekaletnameyle Davalı No.1'i yetkilendirdiğini, kendisine verilen vekilliklerin hiç birinin D-avacı tarafından iptal edilmediğini iddia etmiştir.

Davalı No.1 Müdafaa Takririnde keza, Davacının Davalı No.
1'e verdiği yetki ve talimatlar doğrultusunda elektrikçi Hüseyin Karanlık'a yaptırılan muhtelif elektrik işleri için Hüseyin Karanlık'a olan top-lam 11,063 stg.lik borcuna mahsuben 7/12/2007 tarihinde, Mustafa Saçar'dan aldığı kira bedelleri toplamı olan 9600 stg.ni Davacının bilgisi dahilinde, Hüseyin Karanlık'a nakit olarak ödediğini ileri sürmüştür.

Davalı No.2 ise, dosyaladığı Müdafaa Takriri-nde, Davacı ile Davalı No.2 arasında bu meseleden dolayı hiçbir hukuki ilişki olmadığını iptidai itiraz olarak ileri sürmesinin yanı sıra, dava konusu dükkanı Davalı No.1'den kiraladığını ve onunla bir kira sözleşmesi yaptığını ve yaptığı sözleşme gereği k-onu dükkanın kirasını Davalı No.1'e ödediğini, 7.12.2007 tarihinde 9600 stg.ni Davalı No.1'e ödeyerek dükkanı tahliye ettiğini belirterek, aleyhindeki davanın reddini talep etmiştir.

Alt Mahkeme huzurundaki ihtilafsız olgulara ve Mahkemenin yaptığı bulgu-lara göre; Davacı, dava konusu olan Girne'de Liman Çevre Yolu Sancar Sokak No.2 adresinde kain dükkanın mal sahibidir.

Davalı No.1, Davacının vekili sıfatıyla hareket ederek, 1/1/2004 itibarı ile dava konusu dükkanı, Davalı No.2 Şirkete aylık 800 stg bed-el karşılığı kiralamıştır.

Davalı No.1 dava konusu dükkanın Kasım 2006 - Ekim 2007 ayları arası (12 ay) kira bedeli toplamı olan 9600 stg.ni Emare No.13 makbuz karşılığında 7.12.2007 tarihinde Davalı No. 2'den tahsil etmiştir. Davalı No.2 ayrıca, dükkanı-n tasarrufunu Davalı No.1'e devrederek, dükkanı tahliye etmiştir.

Alt Mahkeme, kararında; Davalı No.1'in vekilliğinin sona erdirildiğinin Davalı No.2'ye bildirildiğine dair şahadet yokluğunda, Davalı No.2'nin direktörü Mustafa Saçar'ın, 7/12/2007 tarihin-de, Davalı No.1'e, Davacının vekili sıfatıyla yaptığı tüm kira ödemelerinin geçerli olduğu hususunda bulgu yapıp, Davacının Davalı No.2 aleyhindeki davasını ret etmiştir.

Yukarıdaki bulgular aleyhine herhangi bir istinaf söz konusu olmayıp, bu bulgular k-esinleşmiş durumdadır.

Alt Mahkeme, kararında; Emare No.2 ve Emare No.10 Vekaletnameler tahtında, Davacının Davalı No.1'i vekil olarak tayin ettiği hususunda bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme kararında Emare No.2'de Davacının Davalı No.1'i, Davacının KKTC'd-e sahip olduğu tüm taşınmaz mallar için kontrol, kiralama, kira bedellerini tahsil, kiracılarla muhatap olma, gerekli halde kiracılar aleyhine dava açma, arıza halinde kiracılarla işbirliği yapma, tamirat yaptırma,
elektrik, telefon, su faturalarını ödeme-, ilgili dairelerde Davacıyı temsil etme, avukat tutma hakkında yetkili vekil olarak tayin ettiği hususunda bulgu yapmıştır.
Ayrıca Alt Mahkeme, Emare No.10'un içeriğinde ise, Davacının Davalı No.1'i referansları verilen Çatalköy ve Zeytinlik bölgelerind-eki taşınmaz malları bankaya teminat vermek, ipotek vermek, kredi almak, alınan kredi borcunu bankaya ödemek, bu işlemler için gerekli dairelerde Davacıyı temsil etmek hakkında vekil tayin ettiği hususunda bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme yukarıdakilere ilâv-eten, yazılı yetki veren bu iki vekaletnamenin içeriğinde, Davacıya ait Zeytinlik'teki taşınmaz mal üzerine inşaat yapılması ve buna dair harcamaların Davalı No.1 Vekil tarafından Davacı Müvekkil namına ödenmesi hakkında, herhangi bir koşulun bulunmadığı h-ususunda bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme kararında, Emare No.16 1563/2007 sayılı davanın, 23.11.2007 tarihinde Davalıya tebliğ olunduğuna, bu dava altında dosyalanan 26.10.2007 tarihli ara emri istidasına ekli yemin varakasının 4.paragrafında Davacının, Dav-alıya verdiği tüm vekalet yetkilerini iptal ettiğini söylediğine ve ayrıca Emare No.14 4/4/2007 tarihli fesih yazısı ile, Davacının 18/1/2007 tarihinde, Davalı No.1'e verdiği vekalet yetkilerini iptal ettiğini belgelediğine değinerek, Emare No.14 fesih ya-zısının 4/4/2007 tarihlerinde Davacı tarafından Davalı No.1'e götürülerek teslim edildiği, 4/4/2007 tarihi itibarı ile 18.1.2007 tarihli Emare No.2 Vekaletnamenin
feshedilmiş olduğunun Davalı No.1'in bilgisine geldiğine kanaat getirip bu hususta bulgu yap-tığı gibi, bu doğrultuda, Davalı No.1'in Davacıya ait kira alacağını tahsil etmeye yetkisi olmadığı halde, 7/12/2007 tarihinde 9600 stg.ni aldığı hususunda bulgu yapmıştır.



Alt Mahkeme ayrıca, huzurundaki şahadeti değerlendirerek, Davacının, Davalı No.-1'i sözlü olarak veya zımni olarak Zeytinlik'teki inşaatlar için ödeme yapması hususunda yetkilendirdiği hususunun ispat edilemediği ve Davalı No.1'in
Davacı namına tahsil ettiği 9600 stg.ni Davacının arazisinde yapılan bir inşaat işine dair borcuna tuta -bir başkasına ödeme yapma hakkında vekalet yetkisi olmadığına kanaat getirerek, bu hususta bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme, kararında ayrıca; Davalı No.1'in Davacının borcu için Hüseyin Karanlık'a 9600 stg ödendiği hususunda Hüseyin Karanlık'ın şahadetinin -mahkeme huzurunda olmasına karşın, Hüseyin Karanlık'ın davaya taraf olarak eklenmediği ve Davacının Hüseyin Karanlık'a borcu olup olmadığı, varsa ne kadar olduğunu karara bağlamanın mümkün olmadığını belirterek, Davalı No. 1'in Davacı aleyhine bir mukabil -davasının da olmadığını göz önüne alarak, mahsuplaşmanın mümkün olmadığı hususunda bulgu yapmıştır.
Alt Mahkeme sonuçta, vekilin asıl hesabına aldığı tüm miktarları asıla ödemekle yükümlü olduğunu ve bu bağlamda 9600 stg.nin Davalı No.1 tarafından Davacı-ya ödenmesi gerektiği hususunda bulgu yaparak;

Davacı lehine Davalı No.1 aleyhine;
9600 stg ödenmesi;
Yasal Faiz;
Dava Masrafları için hüküm ve emir vermiştir.

Davacının Davalı No.2 aleyhindeki davasını da ret ve iptal etmiştir.




İSTİNAF SEBEPLERİ

--Davalı No.1 istinaf ihbarnamesinde 9 istinaf sebebi ileri sürmesine rağmen, Davalı No.1 Avukatının istinaftaki hitabı göz önüne alındığında, tüm istinaf sebepleri dört başlık altında irdelenebilir:
Alt Mahkeme, 18.1.2007 tarihli Emare No.2 Vekaletnamenin -feshedilmiş olduğunun 4.4.2007 tarihinde Davalı No.1'in bilgisine geldiği hususunda bulgu yapmak ve Davalı No. 1'in Davacıya ait kira alacaklarını tahsil etmeye yetkisi olmaksızın, 7.12.2007 tarihinde, 9600 stg kira alacağı tahsil ettiği hususunda bulgu ya-pmakla hata etmiştir.

Alt Mahkeme, Davalı No.1'in Davacı namına tahsil ettiği 9600 stg.ni, Davacının arazisine yapılan bir inşaat işine dair elektrik tesisatının yapımı ile ilgili borcuna tuta Hüseyin Karanlık'a ödemesiyle ilgili Davalı No.1'in vekalet -yetkisi olmadığı hususunda ve- Davalı No.1'in, Davacının Zeytinlik'deki inşaatı ile ilgili birçok iş yaptırdığını iddia etmişse de, yapılan iş ve ödemeleri gösterir, Davacının zımni veya şifahen bu tür işlemleri ve yetkiyi bu dava konusu ihtilaftan önce onayladığını teyit edici herhang-i bir şahadetin bulunmadığı hususunda bulgu yapmakla hata etmiştir.-

Alt Mahkeme, çok taraflı borç münasebetlerini değerlendirip bunlardan doğan talepleri bu davada mahsuplaştırmanın mümkün olmadığına karar vermekle hata etmiştir.

Alt Mahkeme; Davalı No.1'in Davacının borcu için Hüseyin Karanlık'a ödediği 9600 stg.nin -Davacıya ödenmesi

durumunda, Davacının sebepsiz olarak zenginleşeceğini
göz önünde bulundurmamakla ve 9600 stg.nin Davalı No.1
tarafından Davacıya ödenmesi gerektiği hususunda bulgu
yaparak, Davacı lehine Davalı No.1 aleyhine 9600 stg.in
ödenmesi, ya-sal faiz ve dava masrafları için hüküm ve
emir vermekle hata etmiştir.

-
TARAFLARIN ARGÜMANLARI ve İSTİNAFIN İRDELENMESİ

Davalı No.1 Avukatı, 1.istinaf sebebi ile ilgili istinaftaki hitabında, Alt Mahkemenin, 4.4.2007 tarihi itibarı ile Emare No.2 Vekaletnamenin feshedilmiş olduğunun Davalı No. 1'in bilgisine getirildiği h-ususundaki bulgusunun şahadet ile desteklenmediği nedeni ile hatalı olduğunu iddia etmiştir.
Davacı Avukatı ise, Alt Mahkemenin Davalı No.1'in bu husustaki şahadetine inanarak bulgu yaptığını ileri sürmüştür.

Alt Mahkeme kararında, Davacının şahadetinde, -Emare No.14 Belgeyi aynı gün bizzat Davalı No.1'in dükkanına götürüp verdiğini ileri sürdüğünü, Davalı No.1'in ise bundan haberdar olmadığını iddia ettiğini belirterek, Davalı No.1'in Emare No. 14, 4/4/2007 tarihli fesih yazısından haberdar olmadığı hususu-ndaki şahadetine itibar etmeyerek, Davacı ve Tanığının şahadetini inanılır bulmuştur.

Hukuk davalarında geçerli prensip olan ihtimaller dengesi (preponderence of evidence) prensibinin uygulanması sonucu,
Alt Mahkeme, Davalı No.1'in Emare No. 14 4/4/2007- tarihli fesih yazısından haberdar olmadığı hususundaki şahadetine itibar etmeyerek, Davacı ve Tanığının şahadetini inanılır bulmuştur.

Alt Mahkeme Davacının şahadetine itibar ederken, Davacının kendi kendisi ile tutarlı şahadet verdiğini ve şahadetinin- Tanık No.3'ün şahadetinde verdiği teknik bilgilerle teyit edildiğini; bu çerçevede, ödeme ve harcamanın yapıldığı Aralık 2007 tarihinden çok önce taraflar arasındaki ihtilafların mahkeme gündemine taşındığının görüldüğünü göz önüne almıştır.

Bu bağlam-da, Alt Mahkeme, Girne Kaza Mahkemesi Mukayyidi Şerif Orakçıoğlu'nun, Girne Kaza Mahkemesinde Davacının Davalı No.1 aleyhine 26.10.2007 tarihinde 1563/2007 sayılı dava ikâme ettiği, bu davanın 23.11.2007 tarihinde Davalıya tebliğ olunduğu, Davalının aynı t-arihte ispatı vücut dosyaladığı, işbu dava altında dosyalanan ara emri istidasına ekli yemin varakasının 4. paragrafında Davacının Davalıya verdiği tüm vekalet yetkilerini iptal ettiğini söylediğini, Emare No. 17 666/2007 sayılı davanın da 25.4.2007 tarihi-nde dosyalandığı, Davalıya tebliğin ise 7.6.2007 tarihinde yapıldığı hususlarındaki şahadetinin Davacının şahadetini teyit ettiğini ifade etmiştir.

Neticede Alt Mahkeme, Davacının, Emare No.14 4/4/2007 tarihli fesih ihbarı ile, 18.1.2007 tarihinde Davalı- No.1'e verdiği vekâlet yetkilerini iptal ettiği ve Emare No.14 belgeyi aynı gün Davalı No.1'in dükkanına götürüp teslim ettiği ve 4.4.2007 tarihi itibarı ile 18.1.2007 tarihli Emare No.2 Vekaletnamenin feshedilmiş olduğunun Davalı No.1'in bilgisine geldiğ-i ve Davalı No.1'in Davacıya ait kira alacağını tahsil etmeye yetkisi olmadığı halde, 7.12.2007 tarihinde 9600 stg.ni teslim aldığı hususlarında bulgu yapmıştır.



Fasıl 149 Sözleşmeler Yasası madde 168'e göre, bir vekile verilen yetkinin sona erdirilmes-i vekil bakımından vekilce, üçüncü kişiler bakımından ise üçüncü kişilerce öğrenilmesinden önce geçerli olmaz.

Dolayısıyla, 4.4.2007 tarihi itibarı ile 18.1.2007 tarihli Emare No.2 Vekaletnamenin feshedilmiş olduğunun Davalı No.1'in bilgisine geldiği dik-kate alındığında, 7.12.2007 tarihinde Davalı No.1'in Davacıya ait kira alacaklarını tahsil etmeye yetkisi olmadığı açıktır.

Alt Mahkemelerin tanıklara inanmak ve olgular konusunda yaptıkları bulgulara Yargıtayın kolaylıkla müdahale etmemesi gerektiği ilk-e olarak birçok içtihat kararında vurgulanmıştır. Meğer ki, Alt Mahkemenin olgular konusunda yanıldığı veya herhangi bir tanığın şahadetine inanmakla hata ettiği hususunda Yargıtay kesin bir şekilde ikna edilsin (Bkz: Yargıtay/Hukuk 55/78; Yargıtay/Hukuk 4-7/88 D.42/88; Yargıtay/Hukuk 7/95 D.19/97).

Alt Mahkemenin, huzurundaki mevcut şahadet ışığında, Davacının şahadetine inanıp Davalının şahadetine inanmaması hatalı olmadığı gibi huzurundaki şahadet uyarınca da yukarıdaki bulguyu yapmakla hata etmiş deği-ldir.
Sonuç olarak; Alt Mahkemenin yukarıdaki bulguya varması için huzurunda yeterli şahadet mevcut olduğu cihetle, bu husustaki istinaf sebebinin reddi gereklidir.

Davalı No.1 Avukatı 2.istinaf sebebi ile ilgili olarak istinaftaki hitabında, yazılı yet-ki veren bu iki Vekâletnamenin içeriğinde, Davacıya ait


Zeytinlik'teki taşınmaz mal üzerine inşaat yapılması ve buna dair harcamaları Davalı No.1 Vekilin Davacı Müvekkil namına ödemesi hakkında herhangi bir koşulun bulunmadığı hususunda bulgu yapmakla A-lt Mahkemenin hata ettiğini iddia etmiştir.

Davalı No.1 Avukatı ayrıca, vekâletnamelerin prensip itibarı ile dar bir tefsire tabi tutulmakla birlikte, vekilin vazifesinin veya yapmaya mezun olduğu fiilin lâyıkı veçhile icrası için gerekli her şeyi yapma-k zımni yetkisine sahip olacağını, bu bağlamda bir inşaatın devamı için elektrikçiyi yetkilendirebileceğini, işlerin bitiminde de bu ödemeyi yapabileceğini iddia etmiştir.

Genel hukuk prensibi olarak vekâletnameler dar bir tefsire tabi tutulur. Diğer bir- anlatımla, yetki veren bir vekâletname katı bir şekilde tefsir edilmelidir. Bu böyle olmakla birlikte, genellikle bir vekil, vazifesinin veya yapmaya mezun olduğu fiilin lâyıkı veçhile icrası için gerekli her şeyi yapmak zımni yetkisine sahiptir (Bkz: Y/H-: 16/2010 D.20/2013; Y/H:27/2010 D.4/2012; Hukuk/İstinaf 7/74, Yargıtay/Hukuk 1/76).

Emare No.2 ve Emare No.10 Vekaletnamenin içeriği irdelendiğinde, Davacıya ait Zeytinlik'teki taşınmaz mal üzerine yapılan inşaata dair harcamaları Davalı No.1 Vekilin Da-vacı Müvekkil namına ödemesi hakkında herhangi bir koşulun yer almadığı açık olarak görülmektedir.

Diğer yandan, Emare No.2 ve Emare No.10 Vekaletnamenin içeriğindeki fiiller göz önüne alındığında, bu fillerin hiçbirinin inşaat yapma ile ilgili olmadığı- görüldüğünden, Davalı No.1'in Emare No.2 ve No.10 Vekâletname tahtında, Zeytinlik'teki inşaata dair harcama yapmak hususunda da zımni yetkiye sahip olduğu söylenemez.
Dolayısıyla, Alt Mahkeme yukarıdaki bulguları yapmakla hata etmiş değildir.

Davalı No-.1 Avukatı istinaftaki hitabında, ayrıca; Davalı No.1, Davacının Zeytinlik'teki inşaatı ile ilgili birçok iş yaptırdığını iddia etmişse de yapılan iş ve ödemeleri gösterir Davacının zımni veya şifahen bu tür işlemleri ve yetkiyi bu dava konusu ihtilaftan ö-nce onayladığını teyit edici herhangi bir şahadetin bulunmadığı hususunda Alt Mahkemenin vardığı bulguda hata ettiğini iddia etmiştir.

Davalı No.1 Avukatı, bu çerçevede, Davalı No.1'in Zeytinlik'teki elektrik işlerinin bedelini karşılamak için kiralarda-n yaptığı ödemeleri Davacının onayladığının kendi şahadetinden görüldüğünü ileri sürüp başka şahadete gerek olmadığını savunmuştur.

Davalı No.1 Avukatı hitabında, Fasıl 149 Sözleşmeler Yasası'nın 156. ve 157. maddelerine atıfta bulunmuştur.

Fasıl 149 -Sözleşmeler Yasası'nın 156. maddesine göre; bir kişi başka kişi adına, o kişinin bilgi ve yetkisi olmaksızın herhangi bir eylem veya işlem yaparsa, o kişi söz konusu eylem ve işlemi onaylayabilir veya reddedebilir. Onaylarsa, eylem veya işlem kendi yetkis-iyle yapılmış gibi sonuç doğurur.

Aynı Yasanın 157. maddesine göre, onaylama açıkça belirtilebilir veya adına eylem veya işlem yapılan kişinin davranışından üstü kapalı olarak anlaşılır.

Onay "Ratification", vekilin başlangıçta vekalet sözleşmesine dah-il olmadan yaptığı işleri müvekkilin

onaylayarak vekalet sözleşmesine dahil etmesi demektir. Vekalet gibi onay da şekil şartına bağlı olmayan yani istisnai haller dışında yazılı, sözlü ve hatta zımni yapılabilecek bir işlemdir (Y/H 74/87 D.31/88).

Öt-e yandan, onaylama (ratification) iddiası bir davanın özel koşulları içinde esasa ilişkin olgu olabilir veya olmayabilir (Bkz Y/H 74/87 D.31/88).
Davalı No.1'in Müdafaa Takririnde böyle bir iddia herhangi bir şekilde yer almamaktadır.
Ancak huzurumuzdaki m-esele açısından, Zeytinlik'te yapıldığı iddia edilen elektrik işleri ile ilgili
ödemelerin, vekil Davalı No.1 tarafından kiralardan yetkisiz olarak yapıldıktan sonra, Davacı Müvekkil tarafından ihtilaftan önce onaylandığı iddiası esasa ilişkin olgu değild-ir. Bu bağlamda, Mahkeme huzurundaki şahadetin değerlendirilmesi gerekmektedir.

Alt Mahkeme huzurundaki Davacının şahadet ve istintakı göz önüne alındığında, Zeytinlik'teki elektrik işlemleri ile ilgili kiralardan yapıldığı iddia edilen ödemelerin, vekil- Davalı No.1 tarafından yetkisiz olarak yapıldıktan sonra, Davacı (Müvekkil) tarafından onaylandığını Davacının kabul ve teslim ettiği hususunda herhangi bir şahadetin mevcut olmadığı görülmektedir. Nitekim Alt Mahkeme de onayın mevcut olmadığı yönünde bul-gu yapmıştır.
Alt Mahkemenin bulgusunda herhangi bir hata söz konusu değildir.

Sonuç olarak;- Alt Mahkeme Davalı No.1'in Davalı No.2'den tahsil ettiği 9600 stg.ni Davacının arazisine yapılan bir inşaat işine dair, borcuna tuta bir başkasına ödeme hakkında

Davalı No.1'in vekâlet yetkisinin veya sözlü -yetki ve talimatının -olmadığı veya -bu tür işlemler için Davacının zımni veya şifahen onayının söz konusu olmadığı hususunda bulgu yapmakla -hata etmiş değildir.

Davalı No.1 Avukatı, 3. istinaf sebebi ile ilgili olarak
istinafındaki hitabında, Alt Mahkemenin, Hüseyin Karanlık'ın 3. şahıs olarak bu davaya eklenmediğini ve Davacının Hüseyin Karanlık'a borcu olup olmadığı hususunda karara varıl-amayacağını göz önüne alarak, çok taraflı borç münasebetlerini değerlendirip bunlardan doğan talepleri bu davada mahsuplaştırmanın mümkün olmadığı ve ayrıca Davalı No.1'in Davacıya karşı Mukabil Davası olmadığı hususunda karara varmakla hata ettiğini ileri- sürmüştür.
Davalı No.1'in Müdafaa Takriri irdelendiğinde, Davalı No. 1'in, Davacının Hüseyin Karanlık'a olan 11,063.9 stg.lik borcuna mahsuben, Davacıya ait taşınmaz malların kiracısı Mustafa Saçar'dan tahsil ettiği kira bedelleri toplamı olan 9600 stg.-ni Hüseyin Karanlık'a ödediğini müdafaa olarak iddia ettiği görülmektedir.

Yerleşmiş hukuk ilkelerine göre, bir mahkeme bir davada, yargısal işleme taraf olan kişiler lehine veya aleyhine bir karar verebilir. HMUT Emir 9 Nizam 10'a göre de, bir mahkeme -sadece huzurunda taraf olan kişilerin hak ve menfaatlerini ilgilendiren hususlarda karar verebilir. Taraf olmayan herhangi bir kişi aleyhine ya da böyle bir kişinin menfaatlerini etkileyecek nitelikte olan bir karar veremez (Bkz: Y/H 73/88 ve 74/88- D.-2/89).



Bu durumda, Alt Mahkemenin, davaya taraf olmayan Hüseyin Karanlık'ın hak ve menfaatlerini ilgilendiren hususta karar verilemeyeceği hususundaki kararı hatalı değildir.

Öte yandan; layihaların idaresi, Mahkeme Usul Kurallarına tabiidir (Bkz: Ha-lsbury's Law of England Vol 30 s.3). Mahkeme Usul Kurallarının mahsuplaşmayı, diğer ifade ile "set off"u müdafaa takririnde bir müdafaa olarak ileri sürmeye izin verdiği takdirde, mahsuplaşmanın (set off"un) müdafaa olarak ileri sürülebilmesi de layihaları-n idaresinin Mahkeme Usul Kurallarına tabi olduğu genel prensibinin bir kısmıdır (Bkz: Halsbury's Laws of England 3. ed, Vol 34, s.398, 398 dipnot (g)).

Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nün layihalar ile ilgili 19. Emri ve Savunma, Karşı Talep ve Karşı T-alebe Savunma ve
Cevap ile ilgili 21.Emri göz önüne alındığında, Davalı No.1'in Davacıdan alacağı ile ilgili olarak bir Mukabil Davası veya mahsuplaşma (set off) talep eden bir Mukabil Davası yokluğunda, Davalı No.1'in Müdafaa Takririnde müdafaa olarak, -diğer bir anlatımla, Davacının Davalı No.1'den olan alacağına karşılık olarak Davalı No.1'in Müdafaa Takririnde müdafaa olarak "mahsuplaşma" "set off" ileri sürmesine izin verilmemesi gerekir.

Yukarıdakiler ışığında; Alt Mahkeme, davaya taraf olmayan Hüs-eyin Karanlık'ın hak ve menfaatlerini ilgilendiren hususta karar verilemeyeceği ve Davalı No.1'in Davacı aleyhine herhangi bir Mukabil Davası olmadığı cihetle, bu hususta herhangi bir mahsuplaşmanın mümkün olmadığına karar vermekle hata etmiş değildir.
Son-uç olarak 3. istinaf sebebinin reddi gereklidir.


Davalı No.1'in 4.istinaf sebebine gelince, böyle bir iddia Davalı No.1'in Müdafaa Takririnde ileri sürülmediği gibi, Alt Mahkeme huzurunda da ihtilaf konusu edilmiş değildir. Alt Mahkeme huzurunda hiç bi-r şekilde ele alınmayan ve görüşülmeyen bu hususun istinaf edilip istinafta karara bağlanmasına olanak yoktur (Bkz Y/H 12/81 D.34/81).
Dolayısıyla 4. istinaf sebebi de reddedilir.


SONUÇ:

İstinaf Eden Davalı No.1'in istinafı reddedilir.
İstinaf masraf-ları, İstinaf Eden Davalı No.1 tarafından ödenecektir.






Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu
Yargıç

Yargıç Yargıç





26 Haziran 2015














2






Full & Egal Universal Law Academy