Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 125/2012 Dava No 24/2015 Karar Tarihi 19.06.2015
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 125/2012 Dava No 24/2015 Karar Tarihi 19.06.2015
Numara: 125/2012
Dava No: 24/2015
Taraflar: Namık Kemal Çoban ile Doğu Akdeniz Koleji ve diğerleri arsında
Konu: Sözleşme - İdari sözleşmeler - İş sözleşmesi - Tazminat -Sözleşmenin yenilenmemesi nedeniyle tazminat talebi - Sözleşmenin 1 yıllık olması - Meşru menfaat - Sözleşmenin kendiliğinden son bulması halinde meşru menfaatin kalmaması - Yetki - Yetkili Mahkeme
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 19.06.2015

-D.24/2015 Yargıtay/Hukuk No: 125/2012 (Gazimağusa Hukuk Dava No : 3153/2010)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.


Mahkeme Heyeti : Hüseyin Besimoğlu,Ahmet Kalkan, Emine Dizdarlı

İstinaf eden : Namık Kemal Çoban, Muharrem Özdemir Sokak, -
No.23, Yeni Tuzla. (Davacı)

ile

Aleyhine istinaf edilen: No.1- Doğu Akdeniz Koleji,Gazimağusa.
No.2- Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı, Doğu
Akdeniz Üniversitesi, Gazimağusa.
- No.3- Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı
Yöneticiler Kurulu, Doğu Akdeniz
Üniversitesi,Gazimağusa.
No.4- Doğu Akdeniz Üniversitesi,
Gazimağusa.
No-.5- Doğu Akdeniz Üniversitesi Eğitim
Öncesi Kurumları, Gazimağusa.
(Davalı)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Öncel Polili
Aleyhine istinaf edilen n-amına: Avukat Fuat Veziroğlu hazır.

Gazimağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Tacan Reynar'ın, 3153/2010 sayılı davada 22.05.2012 tarihinde verdiği karara karşı, Davacı tarafından yapılan istinaftır.

---------------


K A R A R

Hüseyin Besimoğlu : Bu is-tinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.



Ahmet Kalkan :İstinaf Eden/Davacı, Gazimağusa Kaza Mahkemesinin davasını yetkisizlik nedeniyle reddeden kararına karşı, bu istinafı dosyaladı.


İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

Bundan- böyle İstinaf Eden sadece Davacı, Aleyhine İstinaf Edilenler ise sırasıyla Davalı No.1,2,3,4 ve 5 olarak anılacaktır.

Davacı, Davalılar aleyhine ikame ettiği davasını, Davalı No.4'ün 1.7.2010 tarih ve 250/506/2725 sayılı ihbarı ile sözleşmesinin sonlan-dırılmasına ve/veya haksız nedenlerle feshine dayandırmakta; geçerli yasal bildirim sürelerine riayet edilmemesi ve fesih ihbarnamesinde yeterli neden gösterilmemesi nedeniyle Davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmektedir.

Davalılar dosya-ladıkları Müdafaa Takririnde, iptidai itiraz olarak, dava konusunun Yüksek İdare Mahkemesinin yetkisine girdiğini, Davacının bu doğrultuda YİM 113/2010 sayılı davayı açtığını, bu dava neticelenmeden tazminat talebinde bulunamayacağını, alınan kararın ve da-va konusu sözleşmenin idari nitelikli olduğunu ileri sürerek, davanın görev yetkisizliği nedeniyle ret ve iptal edilmesini talep ettiler.

Alt Mahkemedeki duruşmada, taraflar öncelikle iptidai itirazın karara bağlanmasını talep ettiler.

Alt Mahkeme ya-pılan müracaatı uygun gördü ve öncelikle iptidai itirazı dinledi.


İptidai itiraz bakımından olgular özetle şöyledir:

Bu dava ile ilgili zamanlarda, Davacı, Doğu Akdeniz Kolejinde öğretmen olarak çalışmaktaydı.

Davalı No.4, 1.7.2010 tarihinde, Davacı-ya gönderdiği 250/506/2725 sayılı yazı ile hizmetine ihtiyaç duyulmadığından, 31.7.2010 tarihinde sona erecek olan sözleşmesinin yenilenmemesine karar verildiğini bildirdi ve okul ile olan ilişkisini, 31.7.2010 tarihi itibarıyla sonlandırdı.

Taraflar ara-sında aktedilen istihdam sözleşmesinin 3.2 maddesine göre, sözleşme 1.8.2009 - 31.7.2010 tarihleri arasında geçerli olacaktı.

Sözleşme yükümlülükleri, sözleşmenin 6.1 - 6.7 maddeleri arasında düzenlenmiştir.

19.11.2008 tarihinde, Kuzey Kıbrıs Eğitim Vak-ıf Yöneticiler Kurulu adına Üniversite Öncesi Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu ile DAÜ-SEN arasında Toplu İş Sözleşmesi imzalanmıştır. Bu Sözleşmeye göre, Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarında çalışan ve Toplu İş Sözleşmesi kapsamında bulunan eğitmen, öğret-men ve öğretmen personelin işverenle olan tüm ilişkilerinde doğabilecek her türlü sorunun çözümünde veya bu Toplu İş Sözleşmesi maddelerinin kurallarının yürütülmesinde, Üniversite Öncesi Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu ile DAÜ-SEN'in tek yetkili olacağı b-elirlenmiştir.

Davacı, 1.7.2010 tarih ve 250/506/2725 sayılı karar ile sözleşmesinin yenilenmeyeceğini öğrendikten sonra, 3.8.2010 tarihinde Gazimağusa Kaza Mahkemesinde bu istinafa konu 3153/2010 sayılı davayı, 14.9.2010 tarihinde ise kararın iptali içi-n Yüksek İdare Mahkemesine YİM 113/2010 sayılı davayı dosyaladı.

Tarafların iddialarını tezekkür eden Alt Mahkeme, 22.5.2012 tarihinde, Davalıların Davacının sözleşmesini tek taraflı irade açıklaması ile ve kamu gücünü kullanarak feshettiğine, Davacının- sözleşmesinin idari bir sözleşme olduğuna ve yürütsel ve/veya yönetsel yetki kullanan Davalıların, sözleşmeyi, sözleşmenin uygulanmasına ilişkin hükümlerin dışında başka gerekçelerle feshettiklerine bulgu yaparak, yetkili Mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi- olduğu sonucundan hareketle davayı yetkisizlikten reddetti.

Davacının Yüksek İdare Mahkemesine dosyaladığı YİM 113/2010 (D.27/2012) sayılı davası, 14.11.2012 tarihinde, Tek Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesinde karara bağlanarak, sözleşmenin 1 yıl süreli o-lduğu ve Davalıların bu sözleşmeyi yenileme mükellefiyetlerinin olmadığı göz önünde bulundurulduktan sonra, YİM/İstinaf 7/2005 (D.1/2008) sayılı kararda serdedilen prensipler ışığında, Davacının meşru menfaatinin olumsuz yönde etkilenmediği sonucuna varıla-rak, dava ret ve iptal edilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davacı Avukatı istinaf ihbarnamesinde, gerekçeleri ile birlikte 2 istinaf sebebi ileri sürdü.

Davacının istinaf sebeplerini tek başlık altında incelemek mümkündür. Buna göre:

Muhterem Bidayet Ma-hkemesi, Davacı ve Davalılar arasında imzalanan istihdam sözleşmesini idari bir sözleşme olarak kabul etmek ve yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğuna bulgu yapmakla hata etti.




TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Davacı Avukatı istinaftaki h-itabında ,özetle: Davacının Davalı No.4 ile bir istihdam sözleşmesi imzaladığını, sözleşmesinin sona erdiğini, Davacının Talep Takririndeki iddiaları ve taleplerinin, sözleşme ve Toplu İş Sözleşmesi'ndeki şartlarına uygulanmasından dolayı İş Yasası altında- tazminat alma hakkı olduğunu, Davacının feshin geçersizliğini talep ettiğinin doğru olduğunu, ancak İş Yasası'nın 12. maddesine göre, süreleri belli olan sözleşmeler de dahil işverenin sözleşme bitmeden önce sözleşmenin diğer tarafa yani işçiye gerekçeler-ini açıklayan ve sözleşmede belirtilen ihbar sürelerine riayetle bir ihbar vermesi gerektiğini, buna uyulmaması halinde İş Yasası'nın 13. maddesine göre de feshin geçersizliğini talep etmesi gerektiğini, bu nedenle feshin geçersizliğini talep ettiğini, Dav-acının açtığı her iki davanın esasa girilmeden yetkisizlik ve meşru menfaat nedeniyle reddedildiğini, bu durumun hak arama hürriyetine aykırı olduğunu, taleplerinin İş Yasası kapsamında olduğunu, yetkili mahkemenin Gazimağusa Kaza Mahkemesi olması nedeniyl-e istinafın kabulü gerektiğini ileri sürdü.

Davalılar Avukatı hitabında, özetle: Bidayet Mahkemesinin bulgularında hata olmadığını, Davacı Avukatının dayandığı YİM 119/2011 (D.6/2013) sayılı dava ile bu davanın olgularının farklı olduğunu, huzurumuzdaki- davaya konu istihdam sözleşmesinin idari bir sözleşme olduğunu, İdarenin sözleşmeyi kamu gücünü kullanarak, sahip olduğu üstün yetkilere istinaden sözleşmeyi feshettiğini, yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğuna ilişkin bulgunun hatalı olmadığı-nı, Davacının feshin iptalini talep ettiğini, idari karar niteliğinde olan bu ihbarın hükümsüzlüğüne Kaza Mahkemesinin karar veremeyeceğini, bu nedenle Bidayet Mahkemesinin kararında serdettiği görüşlere ve ulaştığı sonuç ile hemfikir olduğunu belirterek, -istinafın reddini talep etti.


İNCELEME:

İstinaf sebeplerini inceleyip değerlendirdik.

Muhterem Bidayet Mahkemesi, Davacı ve Davalılar
arasında imzalanan istihdam sözleşmesini idari bir sözleşme olarak kabul etmek ve yetkili mahkemenin Yüksek İdare- Mahkemesi olduğuna bulgu yapmakla hata etti.

Davacının Yüksek İdare Mahkemesine açtığı YİM 113/2010 sayılı dava, meşru menfaatinin olumsuz yönde etkilenmediği, Kaza Mahkemesine açtığı dava ise yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğu gerekçesi -ile reddedilmiştir.

Esasa girilmeden reddedilen her iki dava, mahkemelerin kaçındığı, hatta önlemeye çalıştığı nadir sonuçlardan birinin, yani başvurulacak hukuk yolunun kalmamasının tezahürü niteliğindedir.

Böyle olmakla birlikte, gerek Yüksek İdare- Mahkemesinin gerekse Yargıtayın bugüne kadar vermiş olduğu kararlar, böyle bir sonucun kalıcılığını önleyecek mahiyettedir. Bu anlamda huzurumuzdaki istinafa konu uyuşmazlık konuları ile ilgili benzer konularda daha önce karar verildiğinden, uzun araştırm-ayı gerektirecek bir sorun ile karşı karşıya kaldığımızı düşünmüyoruz.

Alt Mahkemenin, Davacı ile Davalı No.4 arasındaki Emare No.2 İstihdam Sözleşmesinin idari nitelikli sözleşme olduğuna bulgu yapmasında hata olmadığı gibi, bu mesele bakımından önemli -olan, sözleşmenin niteliği değil, İstihdam Sözleşmesinin uzatılmayacağının Davacıya bildirildiği Emare No.1 kararın veya ihbarın, idari karar niteliğinde olup olmadığıdır.

Davacının Yüksek İdare Mahkemesine açtığı ve istinaf edilmeyerek taraflar bakımınd-an kesinleşen, YİM 113/2010 sayılı davada şöyle denmiştir:


"Taraflar arasında aktedilen ve Emare No.2 olarak kayda
geçen sözleşmenin, 1.8.2009 ile 31.7.2010 tarihleri arasında sadece 1 yıl için geçerli olduğu ve sözleşmenin kendiliğinden uzatılacağına- dair sözleşmede hüküm bulunmadığı taraflarca da kabul edilen olgulardır.
Huzurumdaki meseleye emsal teşkil edebilecek
nitelikte olan bir davada, verilen karar hakkında, yapılan istinafta üretilen YİM/İstinaf 7/2005 D.1/2008 sayılı kararda şöyle denmekte-dir.
"......Davacı ile Davalı arasında imzalanan Emare No.2 istihdam sözleşmesi 1 yıllık olduğu ve süresinin de 31.7.2003 tarihinde sona erdiği, Davalının bu
sözleşmeyi yenileme müracaatı olmadığı cihetle hitam bulan sözleşmenin yenilenmeyeceği yönünde ür-etilen bir karardan dolayı Davacının meşru menfaatinin olumsuz yönde etkilendiğini söyleme olanağı da yoktur kanaatindeyiz. ....................................."
Huzurumdaki meselede sözleşmenin 1 yıl süreli olduğu
ve Davalıların bu sözleşmeyi yenilem-e mükellefiyetlerinin olmadığını göz önünde bulundurduğum zaman, yukarıda serdedilen istinaf kararındaki kanaati geçmişte olduğu gibi, bugün de benimsemekteyim ve buna bağlı olarak sözleşmenin yenilenmemesinden dolayı Davacının meşru menfaatinin olumsuz yö-nde etkilenmediği sonucuna varmakta ve bulgu yapmaktayım."


Görülebileceği gibi, Yüksek İdare Mahkemesi davayı yetkisizlik yönünden reddetmemiş, sözleşmenin 1 yıl süreli olduğu ve Davalıların bu sözleşmeyi yenileme mükellefiyeti olmadığından hareketle, -alınan karardan Davacının meşru menfaatinin olumsuz yönde etkilenmediği sonucuna varmıştır.

Yüksek İdare Mahkemesinin vardığı bu sonuç, Davacının istihdam sözleşmesi ve Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan haklarını yetkili mahkemede ileri sürmesine enge-l teşkil etmemektedir. YİM 113/2010 sayılı kararda, fesih kararının idari bir karar olup olmadığı incelenmemiş, Davalıların yenilemekle yükümlü olduğu bir mukavele olmadığından hareketle karar verilmiştir.

Bu olgu her iki taraf için kesinleştiğine göre, -Emare No.1 yazının ve/veya ihbarın niteliği huzurumuzdaki dava bakımından önem arzetmektedir.

YİM 108/2009 D.6/2012 sayılı kararın çoğunluk gerekçesinde, idari sözleşmelerdeki görev yetkisi ile ilgili şöyle denmiştir:


"Sözleşmede kural olup olmadığı-na bakılmaksızın, idare,
karar ve işlemini kamu gücüne dayanarak gerçekleştiriyorsa, örneğin, idarenin kamu gücünü kullanarak, idari sözleşmede yer alan hükümlere aykırı bir şekilde sözleşmeyi sonlandırması. Bu konudaki ihtilâfın çözüm yeri, idari yargıd-ır. Eğer idari karar veya işlemi gerçekleştirirken akit taraf olarak hareket ediyorsa, o zaman çözüm yeri Hukuk Mahkemeleridir(Sayfa 12)."


Birçok kararda da benimsenen bu görüşe göre, yetkinin kaza mahkemesinde olabilmesi için tarafların akit taraf gibi- davranmaları gerekmektedir. Nitekim Yargıtay/Hukuk 119/2011 D.6/2013 sayılı kararda, Yargıtay, idari sözleşmelerde sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan bir işlem olduğunda, yetkili mahkemenin kaza mahkemesi, bunun dışında idarenin kamu gücünü kullanara-k aldığı bir karardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ise yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğunu karara bağlamıştır.

Mevcut hukuki gerçekler ışığında Davacının açtığı YİM 113/2010 sayılı davada, Davalının Emare No.2 İstihdam Sözleşmesini yenilem-e mükellefiyeti olmadığı ve idari anlamda Davacının meşru menfaatini olumsuz etkileyen bir kararın bulunmadığı karara bağlandığına ve bu hüküm taraflarca kesinleştiğine göre, süresi biten ve yürürlükte olmayan bir sözleşmeyi Davalıların kamu gücünü kullan-arak sonlandırması mümkün değildir. Bu sonuca göre, Davacıya gönderilen yazının icrai nitelikli idari bir karar olduğu sonucuna ulaşmamızın imkânı yoktur.

Mevcut olgulara göre, Davalı No.4'ün Davacıya gönderdiği Emare No.1 ihbarın sözleşme hükümlerine g-öre istihdam sözleşmesinin sona erdiğini Davacıya ihbar eden nitelikte, sözleşme hükümlerinin uygulanmasına istinaden gönderilmiş bir ihbar olduğu ve sözleşmenin uygulanması veya ihlalinden kaynaklanan iş uyuşmazlıklarının hallinde yetkili mahkemenin kaza- mahkemesi olduğu sonucuna ulaşmak kaçınılmazdır.

Bu neticeden hareketle, Alt Mahkemenin Emare No.1 ihbarın kamu gücünün kullanılarak alındığına ve yetkili mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi olduğuna ilişkin bulgu ve kararı hatalıdır.

Buna göre, Davac-ının istinafının kabul edilmesi gerekmektedir.

SONUÇ:

Yukarıdakiler ışığında istinaf kabul edilir. Alt Mahkemenin Davacının davasını yetkisizlik nedeniyle reddeden kararı iptal edilir. Davanın görüşülmek üzere Alt Mahkemeye gönderilmesine ve Gazimağusa- Kaza Mahkemesinde görevli başka bir Yargıç tarafından görülmesine karar verilir.

İstinaf masrafları, Aleyhlerine İstinaf Edilen/Davalılar tarafından ödenecektir.




Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan Emine Dizdarlı
Yargıç Y-argıç Yargıç

19 Haziran, 2015











9









Full & Egal Universal Law Academy