Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 125/2010 Dava No 41/2012 Karar Tarihi 02.11.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 125/2010 Dava No 41/2012 Karar Tarihi 02.11.2012
Numara: 125/2010
Dava No: 41/2012
Taraflar: KKTC Elektrik Kurumu ile Semih Daher arasında
Konu: Taşınmaz maldan yüksek gerilim hattı geçirilmesi - Davacı yüksek gerilim hattı nedeniyle taşınmaz mallının değer kaybettiğini iddia ederek zarar ziyan talebinde bulundu - İlk Mahkemenin Davacı lehine karar vermesi - Davalının İlk Mahkeme kararını istinaf etmesi - İstinafın reddi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 02.11.2012

-D.41/2012
Yargıtay/Hukuk 125/2010
(Girne Dava No 42/2007)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti:Şafak Öneri, Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu.


İstinaf eden: KKTC Elektrik Kurumu, Lefkoşa.
(Davalı)

-ile

Aleyhine istinaf edilen: Semih Daher, 16, Orhan Barut Sokak,
Karaoğlanoğlu, Girne.
(Davacı)



A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Tevfik Mut adına Avukat Kemal Mut
Aleyhine istin-af edilen namına: Avukat Peyman Erginel adına
Avukat Cemaliye İlkman.


Girne Kaza Mahkemesi Başkanı İlker Sertbay'ın 42/2007 sayılı davada 26.10.2010 tarihinde verdiği karara karşı Davalı tarafından yapılan istinaftır.

-------------


H Ü K- Ü M


Şafak Öneri: Bu istinafta, Mahkemenin hükmünü,Sayın Yargıç Hüseyin Besimoğlu okuyacaktır.

Hüseyin Besimoğlu: Bu istinaf, Girne Kaza Mahkemesinin 42/2007 sayılı davada 26.10.2010 tarihinde verdiği karardan yapılmıştır.
İSTİNAFA KONU OLGULAR:

Davac-ı, Girne, Arapköy, Koçan No: 3150, Pafta Harita No: XII 32.E.2 ve Parsel No: 284/1 olan taşınmaz malın kayıtlı sahibidir.

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun yatırım projeleri çerçevesinde, Kalecik ve Teknecik Elektrik Santrallerinde üretilen elektriğin KKTC g-eneline gerilim düşüşü yapılmadan dağıtılabilmesi için; Kalecik-Bafra; Teknecik-Girne-Çamlıbel ODTÜ-Güneşköy hatları için yapılacak başka herhangi bir hatta kurulacak trafo merkezine elektrik götürecek yüksek gerilim hatları çekilmesi kararı alınmış ve işl-emlere başlanılmıştır.

Davacının arazisi de yüksek gerilim hatları güzergahındadır. Yüksek gerilim hatları ve direkleri
Davacının arazisinden geçeceği için, Davacının arazisi
bundan etkilenecektir.

Yüksek gerilim hatlarının çekilmesi, Davalı veya- müsdahdemleri tarafından icra edilmektedir.

Davalı, Fasıl 170 Elektrik Yasası ve Fasıl 171 Elektrik İnkişaf Yasası'na tabi olup kamu hizmeti veren bir kurumdur.

Davacı; yüksek gerilim hatlarının izinsiz, herhangi
bir onay almadan ve gayriyasal b-ir şekilde taşınmaz
malından geçirildiğini, yüksek gerilim hatlarının
geçirilmesi nedeniyle, taşınmaz malının kullanılmaz duruma geldiğini, bu durumdan Davalının sorumlu olduğunu iddia etti ve Davalı aleyhine 42/07 sayılı davayı ikame edip 180,000 stg. -zarar- ziyan ve yapılan kanunsuz tecavüzün men edilmesini talep etti.

Davalı; müdafaa layihası ile yüksek gerilim hatlarının çekilmesinin yasal bir şekilde yerine getirildiğini, gerekli izinler alınarak Davacının arazisine girildiğini, Davacıya gerekli- ihbarların yapıldığını, haksız bir tecavüzün olmadığını, her halükarda Davacının dava layihasında esasa ilişkin olguların eksik olduğunu iddia ederek, davanın iptalini talep etti.

Davanın duruşması yapıldı ve İlk Mahkeme, Davacı lehine ve Davalı aleyhin-e £ 36,000 zarar-ziyan, yasal faiz ve dava masrafları için hüküm verdi.

Davalı, bu hüküm üzerine bu istinafı dosyaladı.

İSTİNAF SEBEPLERİ

İstinaf Eden Davalı, 10 istinaf sebebi ileri sürmüş olmakla birlikte, bu İstinaf sebepleri 3 başlık al-tında özetlenebilir:

Davacı davasını haksız fiile dayandırmıştır. Davalının yaptığı işlemler, yasaya uygun bir şekilde icra edildiğinden, haksız bir fiilden söz edilemez. Bu nedenle, Davacının davası yasal dayanaktan yoksun olduğu için iptal edilmesi gere-kirdi. İlk Mahkeme, Davacının davasını iptal etmeyip, Davalının işlemleri nedeniyle Davacının arazisinin değer kaybına uğradığı konusunda bulgu yapmak ve Davalı aleyhine hüküm vermekle hatalı davranmıştır.
Davacının davasındaki talepleri, esasa ilişkin olg-u bakımından eksiktir. Buna rağmen bu konuda inceleme yapmadan ve bulguya varmadan Davalı aleyhine karar veren İlk Mahkeme hatalıdır.
İlk Mahkeme dava masraflarını Davacı lehine takdir etmekle hatalı davranmıştır.

Aleyhine İstinaf Edilen, mukabil isti-naf dosyalamıştır.
Aleyhine İstinaf Edilen, mukabil istinafında, 3 istinaf sebebi ileri sürmüş olmakla birlikte, istinaf sebeplerini bir başlık altında şöyle değerlendirebiliriz:

Sunulan şahadete göre İlk Mahkeme, Davacı lehine ve Davalı aleyhine 185-,000 sterlin tazminata hükmetmesi gerekirken, 36,000 sterlin tazminata hükmetmekle hatalı davranmıştır.

TARAFLARIN İDDİALARI

İstinaf Eden Davalı, istinaf duruşmasında özetle; Davacının Fasıl 148 Haksız Fiiller Yasası altında bir çare aradığını, esasa il-işkin olguların Davacının layihasında belirtilmediğini, Davalının işlemlerinin yasal olduğunu, Davacının taleplerinin Fasıl 170 madde 40 altında değerlendirilmesi gerektiğini, Fasıl 171 madde 41 altında tahkime gidilmesi gerektiğini, Davacının herhangi bir-
zarar-ziyanı olmadığını, zarar-ziyan olsa bile
bu zarar-ziyandan Bakanlar Kurulunun sorumlu olduğunu, her halükarda tazminatı tespit yönteminin hatalı olduğunu iddia ederek, istinafın kabulünü talep etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen Davacı, istinafın -duruşmasında özetle; Davacının davasını Haksız Fiiller Yasası ile Fasıl 170 Elekrik Kurumu Yasası'na dayandırdığını, madde 41'in uygulanması gerektiğini, yüksek gerilim hatlarının geçmesi ile Davacının taşınmaz malının satılamaz duruma geldiğini, taşınmaz -malın değerinin £ 180,000 olduğunu, İlk Mahkemenin Davacı lehine hüküm vermekle hatalı olmadığını, ancak £136,000 için hüküm vermekle hatalı olduğunu ileri sürerek, istinafın reddini ve mukabil istinafın kabulünü talep etmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCEL-ENMESİ

Birinci başlık altındaki istinaf sebebinin incelenmesi:

Davacı, davasını, haksız fiile dayandırmıştır. Davalının yaptığı işlemler yasaya uygun bir şekilde icra edildiğinden, haksız bir fiilden söz edilemez. Bu nedenle, Davacının davası, ya-sal dayanaktan yoksun olduğu için, iptal edilmesi gerekirdi. İlk Mahkeme, Davacının davasını iptal etmeyip, Davalının
işlemleri nedeniyle, Davacının arazisinin değer kaybına uğradığı konusunda bulgu yapmak ve Davalı aleyhine hüküm vermekle hatalı davranmı-ştır.

Aleyhine İstinaf Edilen Davacı, gerek dava layihasında, gerekse istinafın duruşmasında, davadaki taleplerinin Fasıl 148 ve Fasıl 170 altında olduğunu kabul etmektedir.

İstinaf Eden Davalı ise, Davacının arazisine yasal bir şekilde girildi-ğini, herhangi bir zarar-ziyan olmadığını, zarar-ziyan olsa bile zarar-ziyandan Bakanlar Kurulunun sorumlu olduğunu, her halükarda İlk Mahkmenin tazminatı tespit etme yönteminin hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Herhangi bir taşınmaz mala yasal olmaya-n bir şekilde girildiğinde ve bir zarar verildiğinde; gayriyasal girişin men edilmesi için dava açılabilir ve bir zarar-ziyan meydana gelmiş ise, bu zarar-ziyanın tazmin edilmesi talep edilebilir.

İstinafa konu taşınmazdan, İstinaf Eden Davalı taraf-ından, yüksek gerilim hattı geçirildiği ve elektrik direkleri dikildiği ihtilaflı değildir.

Esas ihtilaf, Davacının taşınmaz malına kanunsuz bir giriş yapılıp yapılmadığı, bir zarar-ziyan meydana gelip gelmediği, bir zarar-ziyan meydana gelmiş ise bu-
zarar-ziyandan kimin sorumlu olacağı ve İlk Mahkemenin tazminat tespiti ile ilgili uyguladığı yöntemin doğru olup olmadığıdır.

İstinafa konu davaya ilişkin mevzuatı incelediğimizde, bu konu ile ilgili, Fasıl 170 ile Fasıl 171'in mevcut olduğunu gö-rürüz.

Fasıl 170; KKTC bölgesinde enerji üretimi, iletimi, dönüşümü, dağıtımı, satışı ve temini hususlarını düzenleyen genel bir Yasa'dır. Fasıl 171 ise, Elektrik İnkişafını düzenleyen ve Fasıl 170'e ek kurallar getiren bir Yasa olup Davalı Elekrik Kurum-u, bu Yasa altında kurulmuştur ve faaliyet göstermektedir.

Yüksek gerilim hatlarının çekilmesinde, hangi prosedürün uygulanıp takip edileceği, Fasıl 170'in 31. maddesinde düzenlenmiştir.

Buna göre; bir taşınmaz maldan bir elektrik akımı geçi-rileceğinde, arazinin sahibine veya o araziyi işgalinde bulundurana döşenmesi tasarlanan hatların tarifi ile birlikte amaçlarını içeren bir bildirimde bulunulur veya arazinin sahibi veya işgal edeni bilinmiyorsa, bir ilan tahtası yoluyla, arazinin üzerine -tasarlanan hatların tarifi ile birlikte, amaçlarını bildiren bir ilan yapıştırılır. Bildirimin tebliğ edilmesinden veya yapıştırılmasında sonra, on dört gün içinde mal sahibi veya işgalci rıza göstermede kusur işlerse veya rızalarını işletmelerin itiraz et-tiği kayıt ve şartlara bağlarsa, Kaymakam gerek şartsız olarak, gerek koymayı uygun göreceği kayıt ve şartlara bağlı olarak, bu gibi hatların döşenmesine rıza gösterebilir.

Elektrik hatlarının çekileceği tarihlerde istinafa konu taşınmaz malın kayıt-lı sahibi, Aleyhine İstinaf Edilen Davacı olduğu ve belirtilen adreste Girne'de ikamet ettiği olgulardan anlaşılmaktadır. Dava zabıtlarını incelediğimizde, istinafa konu taşınmaz malın mal sahibi olan Aleyhine İstinaf Edilen Davacıya, Yasa'nın öngördüğü şe-kilde ve Fasıl 170 madde 31'e uygun olarak bir bildirim yapıldığı görülmemektedir.

İstinafa konu taşınmaz mala Fasıl 170 madde 31 altında bir ilan yapıştırıldığı konusunda şahadet sunulmuş olmakla birlikte, mal sahibi bilindiği için bu yönde yapıla-n ilanın Fasıl 170 madde 31 altında bir geçerliliği yoktur.

Yasa'ya uygun olarak, Kaymakamlık tarafından verilmiş yazılı bir izin olmadığı gibi, bu husus ile ilgili bir emare de sunulmamıştır.

Bu gerçekleri dikkate aldığımızda; Aleyhine İsti-naf Edilen Davacının kayıtlı adresi bilinmesine rağmen, Fasıl 170 madde 31'e uygun yazılı bir bildirim yapılmadan veya Kaymakamlıktan yazılı bir izin alınmadan, Davacının taşınmaz malına girildiğinden, bu giriş izinsiz sayılmalı ve Aleyhine İstinaf Edilen -Davacının iddiaları kabul edilmelidir.

Aleyhine İstinaf Edilen Davacının, taşınmaz malına Davalının girişi izinsiz olduğuna göre, Davacının davasını Fasıl 148 altında ikame etmesi hatalı değildir.

Aleyhine İstinaf Edilen Davacının taşınmaz mal-ına izinsiz girildiğine göre bu giriş nedeniyle zarar-ziyan meydana gelip gelmediği; zarar-ziyan meydana gelmiş ise, bu zarar-ziyandan kimin sorumlu olduğu konusu incelenmelidir.

İstinaf duruşmasında, taraf avukatları; Fasıl 170
ve Fasıl 171 ile ilg-ili görüş belirtmiştir. Bu nedenle
zarar-ziyanla ilgili inceleme yapılırken Fasıl 170 ile
Fasıl 171'e kısaca değinmeyi uygun görürüz.
Yüksek gerilim hattı veya elektrik akımı temin edilirken herhangi bir şahsın taşınmaz malına zarar verildiğinde-, bu zarar-ziyanın tazmin edileceği Fasıl 170 madde 41'de düzenlenmiştir.

Fasıl 170 madde 41 aynen şöyledir:

41. İşletmeler, bu Yasa veya herhangi bir Emirname
uyarınca kendilerine verilen işlerin yapılmasına ilişkin yetkilerin kullanılmasında, mümkün- olduğu derecede az zarar ziyan ve güçlüğe sebep olmalı ve
bu yetkilerin kullanılması nedeniyle veya sonucu olarak zarara uğrayan kişileri tam olarak tazmin etmelidirler. Tazminatın miktarı konusunda anlaşmazlık halinde tazminat miktarı Bakanlar Kurulunca- saptanır. İşletmeler ayrıca, kendilerinin veya müstahdemlerinin davranış veya kusurları sonucu tüm makam ve kişilerin uğradığı kaza, zarar ve ziyan ile ilgili tüm masrafları karşılarlar.

İlgili maddeye göre; zarara uğrayan kişilerin tam olarak tazmin e-dilecekleri ifade edilmekte ve tazminat miktarı konusunda anlaşmazlık olması halinde ise, tazminat miktarının Bakanlar Kurulu tarafından saptanacağı ifade edilmektedir. Başka bir ifade ile elektrik hatlarının çekilmesi nedeniyle oluşacak zarar-ziyanın karş-ılanması Devlet güvencesi altına alınmaktadır.

Nitekim Bakanlar Kurulu bu gibi durumda olanların tazmin edileceği konusunda karar aldığı, Emare 2 (Mavi 84) Bakanlar Kurulu kararında görülmektedir.

İlgili karar aynen aşağıda olduğu gibidir:

- "KARAR NUMARASI: S-1320-2006
YÜKSEK GERİLİM HATLARINDAN ETKİLENENLERİN TAZMİN EDİLMESİ

(önerge No: 1383/2006)
(T.O.B)

Bakanlar Kurulu, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu'nun yatırım projeleri çerçevesinde, Kalecik v-e Teknecik Elektrik Santrallerinde üretilen elektriğin, KKTC'nin geneline gerilim düşümü yaratmadan dağıtılabilmesi için, Kalecik-Bafra, Teknecik-Girne-Çamlıbel-ODTÜ-Güneşköy hatları ile yapılacak başka herhangi bir hatta kurulacak trafo merkezlerine elekt-rik götürecek yüksek gerilim hatlarının güzergahı üzerinde olup bundan olumsuz etkilendiği saptanan müracaat etmiş taşınmaz mal sahiplerinin yürürlükteki mevzuat çerçevesinde tazmin edilmesini prensipte onayladı.


27.6.2006"


İstinaf Eden Davalı, A-leyhine İstinaf Edilen Davacıya ödenecek tazminat miktarının Fasıl 170 madde 41'e göre Bakanlar Kurulu tarafından ödeneceğinden veya Bakanlar Kurulu tarafından İstinaf Eden Davalıya, aktarılacak bir meblağdan ödeneceğinden, Davalının sorumlu olmayacağını -iddia etmektedir.

İstinafa konu davadaki taşınmaz mala yapılan girişin, yasal olmayan bir giriş olduğu ve konunun Fasıl 148 altında değerlendirilmesi gereken bir konu olduğu kararımız içerisinde belirtilmişti.

Aleyhine İstinaf Edilen Davacının t-aşınmaz malına izinsiz giren, yüksek gerilim hattı çeken, direk diken, İstinaf Eden Davalıdır. Emare 5'e göre; (Mavi 103) yüksek gerilim hatları, Davacının taşınmaz malının bir dönümlük kısmından geçmektedir. Olgulara göre, bu alana herhangi bir inşaat yap-ılamayacaktır. Yüksek gerilim hatları nedeniyle, Davacının taşınmaz malınının bütününde bir değer düşüşü meydana geldiği konusunda şahadet vardır. Davacının taşınmaz malında meydana gelen bu değer düşüşü ,taşınmaz mala Davalı tarafından yapılan kanunsuz g-iriş sonucu meydana geldiğinden, Fasıl 170 madde 41 'in uygulanmasına yasal olanak yoktur. Davalı bu fiili durumdan, ve dolayısıyla meydana gelen zarar-ziyandan, Fasıl 148 altında sorumlu kabul edilmelidir.

İstinaf Eden Davalının, diğer bir iddias-ı ise, Fasıl 171 madde 40'a göre, tazminat ödenecek tüm durumlarda, tazminat miktarı, anlaşma ile halledilmediğinde, konunun hakeme havale edileceği, hakeme havale edilmediği için de bu davanın ikame edilemeyeceğidir.

Fasıl 171 'in 40. maddesi aynen -şöyledir:

Tazminatın tahkim yolu ile kararlaştırılması

40. Bu Yasada başka bir şekil öngörülmesi dışında, bu Yasa uyarınca tazminat ödenecek tüm durumlarda, tazminat miktarı, anlaşma ile halledilmediğinde, Üçüncü Cetvel kurallarınca değiştiri-lmiş şekliyle Tahkim Yasası veya onu değiştiren veya onun yerini alan herhangi bir yasanın kuralları uyarınca tahkim yolu ile karara bağlanır."

Fası 171'in ilgili hükümleri ve özellikle ilgili maddesi incelendiğinde; yasal çercevede bir malın veya i-şletmenin iktisabı veya satın alınması durumlarında anlaşma sağlanmadığında, ihtilafın 40.maddede izah edilen yöntemle sonuçlanabileceğinin ifade edildiği anlaşılır.

İstinaf konusu dava, Yasa'nın bu kriterlerine dayanan bir dava türü olmadığı nedeniyl-e istinaf konusu davaya Yasa'nın ilgili hükmünün uygulanmasına yasal olanak yoktur.

İstinaf Eden Davalının, bu yöndeki iddialarına itibar etmeyiz.

İstinaf Eden Davalı, istinafa konu dava ile ilgili olarak, İlk Mahkemenin gerekli olan bulgula-rı yapmadığını ve hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

İlk Mahkemenin kararını incelediğimizde; İlk Mahkemenin istinafa konu davada, Aleyhine İstinaf Edilen Davacının taşınmaz malına izinsiz olarak yüksek gerilim hattı çekilmesi ile zarar-ziyan meydana -gelip gelmediği, zarar-ziyan meydana gelmiş ise, bu zarar-ziyanın miktarının ne olduğu konusunda inceleme yaptığı anlaşılır.

İlk Mahkeme, istinafa konu dava ile ilgili olguları aktarırken kararında şu ifadeleri kullanmıştır:

"Davanın 15.12.2009 tarih-li celsesinde davalı adına hazır bulunan avukat ihtilafsız olguların ve işbu olgulara dayanak teşkil eden emarelerin tesbiti aşamasında veya duruşma öncesi inceleme safhasında gayet doğru bir hareketle, yani Usul Tüzüğünde yapılan değişikliğin amacına uygu-n bir şekilde davranarak, davacının arazisinden yüksek gerilim hatlarının geçirilmesi ile herhangi özel ve genel zarar-ziyan meydana gelmediğini, gelmiş olması halinde dahi Bakanlar Kurulu kararı nedeni ile Davalıya aktarılacak kaynak sonrası ödeme yapılma-sı gerektiğini, yüksek gerilim hattı geçirilen davaya konu arazide herhangi bir zarar ziyan olup olmadığının tesbit edilmesi için Tapu Dairesine müracaat edildiğini de belirtmiştir.

Bu beyan sonrası gerek işbu davada ve gerekse 1564/2006 sayılı davada ma-hkemenin 25.1.2010 tarihli celsede belirtmiş olduğu gibi yalnızca yüksek gerilim hatlarının geçirilmesi sonrası bahse konu arazide zarar-ziyanın meydana gelip gelmediği ve gelmiş ise zarar-ziyanın ne kadar olduğu ile ilgili yargılama yapılmıştır."


İlk Ma-hkemenin dayanak gösterdiği 15.12.2009 tarihli dava zabıtları aşağıda olduğu gibidir:

Tarih: 15.12.2009
Saat: 11.15

Hazır: Davacılar hazır değil, taraflarından Av. Ayşe
Yılmaz.
Davalı'yı temsilen Hasan Akyiğit hazır,
- tarafından Av. Kemal Mut.

Av. Kemal Mut: Biz Elektrik Kurumu olarak bahse konu elektrik direklerinin çekilmesi ile arazilerin değerinde bir kayıp olduğunu kabul etmiyoruz. Ancak oluşmuş ise bile bunu Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca Bakanlar -Kurulunun ödemesi, diğer bir ifade ile onun bize kaynak yaratması sonrası ödememiz gerektiği görüşündeyim.

Av. Ayşe Yılmaz: Biz elektrik hatlarının çekilmesi ile davacının arazisinin değer kaybına uğradığı ve bunun da 140,000 stg. değer kaybına uğradığı i-ddiasındayız.

Av. Kemal Mut: Kamu Kurumu niteliği kapsamındaki davalının özel sektör tarafından tanzim edilen raporuna göre ödeme yapması mümkün değildir. Biz özel zarar-ziyan var ise ve tespit etmesi açısından Tapu'ya müracaat ettik. Ancak henüz bir rapo-r elde edilip çıkarmadı. Bugün ben de Tapu Müdürü ile görüşeceğim, neticelerin çıkması için bir süre talep ederim.

Mahkeme: Elektrik Kurumu'nun arazinin değer kaybedip, etmediği, kaybettiği ile ilgili raporunun tapu tarafından tanzim edilmesine olanak sağ-lamak üzere duruşmanın tehir edilmesi uygun bulunur.
Netice itibarıyle dava dinlenmek üzeere 11.1.2010 tarihine ertelenir."


15.12.2009 tarihli duruşma zabıtlarına göre; İstinaf Eden Davalı, Aleyhine İstinaf Edilen Davacının taşınmaz malına bir zarar-zi-yan olduğunu kabul etmemekle birlikte, zarar-ziyan olması halinde bu zarar-ziyanın Bakanlar Kurulunun kaynak aktarması sonrası bir ödeme yapılacağını, her halükarda
zarar-ziyan var ise, bunun tespiti için tapuya müracaat yapıldığı anlaşılır. Aleyhine İs-tinaf Edilen Davacı Avukatının ise, değer kaybının 140,000 stg. olduğunu ileri sürdüğü görülür.

Bu beyanlar sonrasında, İlk Mahkeme, değer kaybı ile ilgili bir rapor düzenlemesine olanak tanımak için duruşmayı 25.1.2010 tarihine tehir etmiştir.

25.1.2010- tarihinde Tapu Dairesinden rapor gelmediğini dikkate alan İlk Mahkeme, zarar-ziyan meydana gelip gelmediği, zarar-ziyan meydana gelmiş ise, bu zarar-ziyanın ne olacağı konusunda duruşma yapılacağını kayda geçirmiş ve duruşmayı bu çercevede tamamlayıp sonl-andırmıştır.

Dava zabıtlarından görüleceği gibi; 25.12.2010 tarihli celsede, duruşma öncesi yapılan ön görüşmede, İstinaf Eden Davalının itirazı; istinaf konusu taşınmaz malda bir
zarar-ziyan meydana gelip gelmediği, zarar-ziyan meydana gelmiş ise, -bu zararın Bakanlar Kurulu tarafından Davalıya aktarılacak bir meblağdan ödeneceği şeklinde ifade edilmiş ve başka bir beyan yapılmamıştır.

Dava ile ilgili duruşma zabıtlarına göre; davanın duruşması, tarafların mutabakatı ile İlk Mahkemenin öngördüğü çer-çevede yapılmış ve gerek Davacı gerekse Davalı, sadece zarar-ziyan konusunda şahadet sunmuştur.

İlk Mahkemenin duruşma ile ilgili izlediği yöntem konusunda, taraf avukatlarının herhangi bir itirazları olmadığı gibi, bu konuda da herhangi bir istinaf dosy-alanmış değildir. Bu gerçekleri dikkate aldığımızda, İlk Mahkemenin duruşma ile ilgili izlediği yöntem ve bulgusu konusunda görüş belirtmemeyi uygun buluruz.


Aleyhine İstinaf Edilen Davacının, dava konusu
taşınmaz malı üzerinden yüksek gerilim hatları g-eçirildiği
için, taşınmaz malın takriben 1 dönümlük kısmı tamamen kullanılmayacak duruma gelmiş ve taşınmaz malın bütünü
yüksek gerilim hatları nedeniyle olumsuz yönde etkilenmiştir. (Emare 5)

Aleyhine İstinaf Edilen Davacı, yüksek gerilim hatlarının geç-irilmesinin, ülke yararına olacağını ve bu zararın Bakanlar Kurulu tarafından tazmin edileceğini dikkate alarak, dava konusu taşınmaz mala yapılan tecavüzün önlenmesi ile ilgili Talep Takririnin 7(a),(b),(c) deki taleplerinde ısrarlı olmayarak, sadece zara-r-ziyanın tazmini konusundaki taleplerinde ısrarlı olmuş ve davasını bu şekilde yürütmüştür.

Tüm bu gerçekler ışığında; Aleyhine İstinaf Edilen Davacının, dava konusu taşınmaz malı ile ilgili; zarar-ziyan olup olmadığı, zarar-ziyan var ise bu zarar-ziyan-ın ne olduğu konusunda, İlk Mahkemenin duruşma yapması doğru bir yaklaşımdır ve bu şekilde hareket etmekle İlk Mahkeme hatalı değildir.

İlk Mahkeme kararında; istinafa konu olmayan 1564/2006 sayılı davadaki olgulardan bahsettiği görülür. Dava zabıtlarına -göre, böyle bir dava dosyası veya bu dava ile ilgili herhangi bir belge, duruşma sırasında emare olarak sunulmamıştır.

Duruşma sırasında, mahkeme huzurunda olmayan bir konuyu veya bir davayı veya davadaki olguları mahkemelerin resen dikkate alması ve k-arar üretmesi, yürürlükteki usullere aykırı olduğu gibi, adil yargılama ilkelerine de aykırıdır.

Bu nedenle, İlk Mahkemenin, 1564/2006 sayılı davadaki beyanları dikkate alması ve bu konudaki bulgusu hatalıdır.
Aleyhine İstinaf Edilen Davacının, taşınmaz m-alına verilen zarar-ziyanın tespiti ile ilgili, İlk Mahkemenin bulgusunun doğu olup olmadığını inceleyelim.

İlk Mahkeme yargılama sonucunda tüm şahadeti inceledikten sonra, aşağıdaki şekilde bulguya varmıştır:

"Davalı tanığı Tapu Memuru Erkin Kurtarıcı-oğlu
kanaatimce en makul, en inanılır ve en adil olabilecek
bir şahadet sunmuştur. Davaya konu arazinin genel
olarak dönümünün 8,000 stg. olduğu, elektrik hatlarının geçirilmesi ile dönümünün 2,000 stg. olarak değerlendirilmesi gerektiği yönündeki şahade-tinin doğru olduğuna inanır ve neticede Davacının arazisinin, yüksek gerilim hatlarının geçirilmesi sonrası 6 x 6,000= 36,000stg tutarında bir değer kaybına uğradığı kanaatine varır ve bu hususta bulgu yaparım."

Görülebileceği gibi İlk Mahkeme, tüm şahade-ti inceledikten sonra, Ergin Kurtarıcıoğlu'nun şahadetine itibar etmiş ve itibar etmiş olduğu şahadet ışığında Aleyhine İstinaf Edilen Davacının taşınmaz malının dönümünün 8000 stg. olduğu, elektrik hatlarının geçirilmesi ile dönümünün 2000 stg. olarak değ-erlendirilmesi gerektiği gerçeğinden hareketle, Aleyhine İstinaf Edilen Davacının arazisinin 36000 stg. değer kaybına uğradığı bulgusunu yapmıştır.

İstinaf Eden Davalı, istinaf duruşmasında, Aleyhine İstinaf Edilen Davacının zarar-ziyana uğramadığını,
za-rar-ziyana uğrasa bile, bu zarar-ziyanın İlk Mahkemenin takdir ettiği kadar olamayacağını ve Mahkemenin şahadeti hatalı değerlendirdiğini iddia etmektedir.

Aleyhine İstinaf Edilen Davacı ise, İlk Mahkemenin takdir ettiği tazminat miktarının az olduğunu id-dia etmekte ve mukabil istinafın kabul edilmesi gerektiğini ileri sürümektedir.
Tanıkların sunduğu şahadeti değerlendirmede ilk mahkemeler daha avantajlı olduğu için, şahadetle ilgili bulgularına Yargıtay genelde müdahale etmekten kaçınmaktadır. Tanı-kları gören, izleyen ilk mahkemelerdir.Bu nedenle şahadeti hatalı değerlendirdiği konusunda ikna edilmedikçe, Yargıtay
ilk mahkemenin şahadetle ilgili kararına müdahaleden kaçınmaktadır.

İlk Mahkeme, tüm tanıkların şahadetini inceledikten sonra Tapu- Memuru Ergin Kurtarıcıoğlu'nun şahadetine değer vermeyi uygun bulmuştur. İlk Mahkeme, itibar ettiği bu şahadeti dikkate aldıktan sonra Davacının taşınmaz malının dönümünün 8000 sterlin olduğu ve yüksek gerilim hatları nedeniyle Davacının arazisinin dönüm -başına 6000 sterlin bir değer kaybına uğradığı sonucuna varmıştır.

İlk Mahkeme, Davacının 6 dönümlük taşınmaz malının değerinin dönüm başına 6000 sterlin değer kaybına uğradığını dikkate alarak, 6 dönümlük arazinin değer kaybı için dönüm başına 6000- sterlinden Davacı leyhine 36,000 sterlin
zarar-ziyan için hüküm vermiştir.

İlk Mahkemenin, Aleyhine İstinaf Edilen Davacının taşınmaz malının değerlendirilmesinde, Tanık Ergin Kurtarıcıoğlu'nun şahadetine itibar etmesi hatalı olmamıştır.

Yukardak-i gerçekler ışığında, İlk Mahkemenin yüksek gerilim hatları nedeniyle Davacının taşınmaz malının değer kaybettiği, bu değer kaybının 6000 sterlin dönümü olduğu, 6 dönüm arazinin değer kaybının ise toplam 36,000 sterlin olduğu konusunda bulgusu hatalı değil-dir.




İstinaf Eden, I. İstinaf sebebinde başarılı olamamıştır.

İlk Mahkemenin tazminat konusundaki bulgusunun doğru olduğu sonucuna varıldığı için, Aleyhine İstinaf Edilen Davacının mukabil istinafını da iptal ederiz.

II. istinaf sebebinin incele-nmesi;

Davacının davasındaki talepleri, esasa ilişkin olgu bakımından eksiktir. Buna rağmen bu konuda inceleme yapmadan ve bulguya varılmadan, Davalı aleyhine karar vermekle, İlk Mahkeme hatalıdır.

Aleyhine İstinaf Edilen Davacının dava layihası, arzu ed-ilir düzeyde hazırlanmamakla birlikte, dava ile ilgili esasa ilişkin olguları içerdiği görülür.

Buna rağmen İstinaf Eden Davalı, layiha teatisi sırasında veya daha sonra, bu konuda herhangi bir hukuki girişimde bulunmadığı gibi, duruşma sırasında da bu ko-nuda pek ısrarlı olmadığı görülür.
Alt Mahkemede ileri sürülmeyen hususlar, istinafta ileri sürülemeyeceğinden, İstinaf Eden bu istinaf sebebinde başarılı olamamıştır.

III. istinaf sebebinin incelenmesi;

Dava masraflarını Davacı lehine takdir etmekle, İ-lk Mahkeme hatalı davranmıştır.

İstinaf Eden, Alt Mahkemenin masraflar konusundaki kararının hatalı olduğunu iddia etmektedir. Masraf verip vermeme mahkemelerin takdirine kalmış bir husustur. Masraf konusunda mahkemelerin hatalı olduğu konusunda İstinaf E-den, İstinaf Mahkemesini ikna etmedikçe, İstinaf Mahkemesi masraf konusuna müdahale etmemektedir.

İstinaf Eden, masraf konusunda, İlk Mahkemenin hatalı olduğu konusunda İstinaf Mahkemesini ikna edememiştir.

Tüm söylenenler ışığında İstinaf Eden, bu istin-af sebebinde başarılı olamamıştır.

Netice:

İstinaf Eden, İstinaf sebeplerinde başarılı olmadığı için istinafı iptal edilir.

Aleyhine İstinaf Edilenin mukabil istinafı iptal edilir.

İstinaf ve mukabil istinaf masrafları için emir verilmez.

-


Şafak Öneri Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu
Yargıç Yargıç Yargıç


2 Kasım, 2012











10






Full & Egal Universal Law Academy