Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 12/2013 Dava No 6/2017 Karar Tarihi 07.03.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 12/2013 Dava No 6/2017 Karar Tarihi 07.03.2017
Numara: 12/2013
Dava No: 6/2017
Taraflar: Ruth Gisela Renate n/d Ruth Reiter ile Delim Boral ve Boral Emlak ve İnşaat Şti. Ltd. arasında
Konu: Şirketlerin üyelerinden ayrı bir kişiliğinin olması - Davada taraf olmayan kişilerin sorumluluğuna yol açacak bulgu yapılmasının hukuken mümkün olmaması - Sözleşmeden doğan zarar ziyan.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 07.03.2017

-D.6/2017 Yargıtay/Hukuk No: 12/2013
(Girne Dava No :1280/2010)


Yüksek Mahkeme Huzurunda.


Mahkeme Heyeti :Ahmet Kalkan,Gülden Çiftçioğlu,Bertan Özerdağ


İstinaf eden : Ruth Gisela Renate n/d Ruth Reiter, Fırtına
- Sok. No.22, Esentepe-Girne.
(Davacı)


ile


Aleyhine istinaf edilen : No.1-Selim Boral, Beşparmaklar Caddesi
Nazım Body Plaza B Dükkan
8/Çat-alköy.
No.2-Boral Emlak ve İnşaat Şti.Ltd., 13
A Haşim Bey Sokak, K.Kaymaklı,
Lefkoşa.
(Davalılar)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: A-vukat Boysan Boyra ve Avukat Oğuzhan
Hasipoğlu hazır.
Aleyhine istinaf edilenler namına : Avukat Mehmet Bilimer
hazır.


Girne Kaza Mahkemesi Başkanı Tanju Öncül'ün 1280/2010 sayılı davada, 19.11-.2012 tarihinde verdiği karara karşı, Davacı tarafından yapılan istinaftır.







---------------


K A R A R

Ahmet Kalkan :İstinaf Eden/Davacı, Aleyhine İstinaf Edilen/Davalılar aleyhine açtığı davayı, Girne Kaza Mahkemesinin 19.11.2012 tarihind-e reddetmesi üzerine bu istinafı dosyaladı.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

İstinaf Eden/Davacı ve Aleyhine İstinaf Edilen/Davalılar bundan böyle sadece Davacı ve Davalılar olarak anılacaktır.

Davacı, 29.4.2010 tarihinde Davalılar aleyhine dosyaladığı dava-da, Davalılardan sözleşme tahtında satın aldığı kendi payına düşen 22 No.lu bir adet villa için Davalılara 93,250 DM (Alman Markı) ödediğini, konu villanın iç ve dış inşaatındaki hata, kusur ve ihmalkarlıktan dolayı meydana gelen zararın giderilmesi için 8-7,424 TL gerektiğini, zarar-ziyanın tespiti için masraflar yaptığını iddia ederek, Talep Takririnde A'dan H'ye kadar belirttiği şekilde zarar-ziyanının ödenmesini talep etti.

Davalılar, 4.11.2010 tarihinde dosyaladıkları Müdafaa Takririnde, Davacının idd-ialarını reddettiler ve davanın zaman aşımına uğradığını ileri sürdüler.

Davacı, 20.12.2010 tarihinde dosyaladığı Müdafaa Takririne Cevap Layihasında, Talep Takririndeki iddialarını yineledi ve Davalıların Müdafaa Takririndeki iddialarının gerçeği yansıt-madığını ileri sürdü.

Daha sonra, 16.1.2012 tarihinde bir tadilat istidası dosyalayan Davacı, Talep Takririnin tadil edilmesini talep etti.

Talep Takriri 7.2.2012 tarihli emirle tadil edildi ve tadil edilmiş Talep Takriri dosyalandıktan sonra layihalar- teatisi tamamlanarak davanın duruşmasına başlandı.

Alt Mahkemenin bulgularına göre maddi ve hukuki olgular özetle şöyledir:

Davalı No.1 inşaat mühendisidir. Aynı zamanda inşaat yapıp satmakta ve emlak alım-satımıyla uğraşmaktadır.

Davalı No.2 kayıtlı- bir şirkettir ve aynı şekilde inşaat yapıp satmakta, ayrıca müteahhitlik ve emlak işleriyle uğraşmaktadır.

Ekim 2000'de Girne Esentepe'de Pafta Harita XIII.14.E2, Parsel 434/2/1,434/3/1, Koçan No.15988 olan taşınmaz üzerinde yapılacak villa veya 22 No.l-u evin Davacıya satışı konusunda, Davacı ile Davalı No.2 arasında ev inşası sözleşmesi imzalanmıştır.

Davalı No.1 konu inşaatın inşaat mühendisi ve proje müellifi; Davalı No.2 ise konu evin müteahhitidir.

Konu sözleşmeye göre, Davalı No.2, anılan mal ü-zerinde 2 adet villa veya ev yapıp, Davacıya ve komşusuna devretmeyi veya teslim etmeyi kabul ve taahhüt etti. Sözleşme koşulları şöyledir:


Davacı, Davalılara 70,000 DM ödeyecek, Davalılar da bunun karşılığında 1 adet villa ve/veya evi tamamlayıp teslim- edecekti.
Davalılar dava konusu evi ve/veya villayı bitirip anahtarı ile teslim etmeyi kabul ve taahhüt etmiştir.
Davalı, dava konusu villanın ve/veya evin projesine ve/veya yapımına 3.12.2000 tarihinde başlayıp 30.6.2001 tarihinde bitirecek ve/veya tesl-im edecekti.
Davalılar, projenin elektrik ve su tesisatlarını ve/veya bağlantılarını ve/veya yer altı bağlantılarını da tamamlayıp Davacıya teslim edeceklerdi.
Davalılar, evin ve/veya villanın mutfak dolaplarını, mermerlerini, lavabolarını, tuvaletlerini,- kapılarını, pencerelerini ve şömineyi bir tamam eksiksiz yapıp Davacıya teslim etmeyi kabul ve taahhüt etmişlerdir.
Davalılar, Davacıya, dava konusu villanın inşaat ruhsatını almayı kabul ve taahhüt etmiştir.
Davalı No.1, Sözleşmenin imzalandığı tarihte-, Davacı ve komşusundan dava konusu evin satış bedelinin %20'sini yani 28,000 DM nakit olarak almış olup bu husus sözleşmede açıkça görülmektedir.(Mavi 440)

Davacı dava konusu 22 No.lu villa için ekstra işler dahil, Davalılara 93,250 DM (Alman Markı) öde-miştir.

İhtilafsız olguları yukarıdaki gibi tespit eden Alt Mahkeme tadil edilmiş Talep Takririnin yeterli tafsilat içerdiğine, davadaki dava sebebinin hem haksız fiile hem de sözleşmeye dayandığına, haksız fiil bakımından zaman aşımının dolmadığına, söz-leşmeye dayalı dava sebebinin hasarın öğrenildiği tarih itibarıyla başlayacağına, bu esastan hareket edildiğinde 2008 yılından dava tarihine kadar zaman aşımı süresinin dolmadığına bulgu yaparak, ön itirazları reddetti.

Alt Mahkeme devamla, Davalı No.1'i-n konu inşaat açısından yalnızca inşaat mühendisi ve proje müellifi olduğuna, aynı zamanda kontrol mühendisi olduğuna ilişkin şahadet bulunmadığı gerçeğinden hareketle, uygulamaya ilişkin hata ve kusurlardan sorumlu olamayacağına; Davalı No.2'nin ise konu -evin müteahhidi olması nedeniyle tasarıma ilişkin hata ve kusurlardan sorumlu tutulamayacağına dair bulgu yapmıştır.

Bu bulgulardan sonra tasarıma ilişkin hata ve kusur iddialarının Davacı tarafından ispatlanıp ispatlanamadığını inceleyen Alt Mahkeme, Ta-lep Takririnde proje ve uygulamalar ile ilgili olarak taşıyıcı duvar malzemesinin projede ifade edilmediğine ve tasarıma ilişkin hata başlığı altında yer almadığına; proje ile uygulama arasındaki farklılıkların tasarıma değil, uygulamaya ilişkin hata olara-k değerlendirilmesi gerektiğine; konu projenin vizelendiğine ve vizelenmiş bir projenin tasarım hatasından söz edilmiyeceğine; Vize Makamının davada taraf olmadığına; Davacının projesinde tasarım hatası olduğu sonucuna varılamayacağına; bu nedenle Davalı N-o.1 aleyhindeki davanın iptali gerektiğine bulgu yapmıştır. Alt Mahkeme daha sonra; "C-C" aksındaki 20 cm kalınlığındaki duvar ve bu duvara dik olarak bağlanan yatak odaları, ıslak hacimler ve kiler odası duvarlarının duvaraltı temelleri ile taşıyıcı kiriş-lerinin tasarlanmadığı iddiaları ile ilgili olarak Talep Takririnin 12. paragrafındaki belirtilenlerin, mevcut temeller, bağ kirişleri ve zemin grobetonunun maliyetinin toplam fiyattan düşüldüğü gerçeği karşısında, Emare No.1 Raporda belirtilen hataların g-iderilmesi için, bu kısımlara müdahale edilmesine gerek olmadığına bulgu yapmıştır(Mavi 445-446).

Davacının, yapım hataları nedeniyle evin her yerinde çatlaklar oluştuğu iddialarını inceleyen Alt Mahkeme, uygulama ile proje arasında farklılıklar olup olma-dığını incelerken, taşıyıcı duvar malzemesinin projede yer almadığına, projede yer almayan bir hususun uygulanmamasının hata olamayacağına, normal delikli tuğla kullanılması iddiasının da aynı gerekçe ile hata sayılamayacağına, "yığma" olarak tasarlandığı -iddia edilen binanın, tek tek pabuçlu temelleri olan ve 12 adet taşıyıcı eleman şeklinde kolonu bulunduğuna, böyle bir binanın hesaplarının da "yığma" hesap olamayacağına, dolayısıyla tuğlanın tek taşıyıcı malzeme olmadığından binadaki tuğla kullanımının y-apı tekniğine uygun olduğuna bulgu yaptı.

İncelemelerine devam eden Alt Mahkeme, C-C aksındaki 20 cm kalınlığındaki duvarların 10 cm, 40 cm derinliğinde projelendirilen katıl kirişlerin 20 cm derinliğinde yapıldığına, garajın yapıyla bir bütün olarak ima-l edildiğine, kirişin, rögarın bir duvarı olması dolayısıyla hatalı imal edildiğine (Mavi 452) ancak evin duvarlarında hatalı malzeme kullanıldığı, açık terasın bir bütün olarak yapılmadığı iddialarının ispatlanamadığına bulgu yaptıktan sonra, binada çatla-k ve hasarlar oluşup oluşmadığı sorularına yanıt arayarak, binada çatlakların oluşmadığının söylenemeyeceğine, ancak bu konuda itibar ettiği Davalılar Tanığı Hatice Kaşer'in şahadetini esas alarak, çatlakların yan parsellerdeki inşaat ve kazılar başladıkta-n sonra meydana geldiğine, projede tasarım hatası olduğu varsayılsa bile, çatlakların temel sebebinin tasvip şahadetnamesi almasına engel bir durum olmadığına, bu nedenle Davacının davasında başarılı olamayacağına bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme, mevcut çat-lak ve hasarın yapı güvenliği - - - - - ne olan etkisini inceleyerek, Davacı tarafın hassasiyeti nedeniyle çatlakları abar-ttığına ve mevcut çatlakların, konu binanın yapı güvenliğini tehdit eder nitelikte olmadığına bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme son olarak, binanın taşıyıcı sisteminde,sütunlar gibi beton elemanların da olduğu ve karot testi sonuçlarının olumlu çıkmış olması g-erçeği karşısında çatlakların tehlike yaratmadığına, çatlakların kişisel hassasiyet ötesinde değer ifade etmediklerine, binanın diğer kazılar nedeniyle kullanılmadığına, yapı güvenliğinin tehdit altında olmadığına, binanın temel üstünün yıkılıp yeniden yap-ılmasının gerekmediğine, hasarın giderilmesi için yapı maliyetinin kanıtlanamadığına, Davacının mal sahibi olması ve binanın tümden kusurlu olmadığının Davacı tanıkları tarafından da kabul edilmesi sebebiyle 93,000 DM'ı talep etmeye hakkı olmadığına bulgu -yaparak, Davacının Davalılar aleyhindeki davasını reddetmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davacı dosyaladığı istinaf ihbarnamesinde, 12 istinaf sebebi ileri sürmüştür. Bunları şöyle özetleyebiliriz:

Muhterem Alt Mahkeme, Davalı No.1 ve 2'yi kendi aralarında- proje müellifi, mühendis ve müteahhit şeklinde tasnif ederek, Davalı No.1'in uygulamadan, Davalı No.2'nin de tasarımdan sorumlu tutulamayacaklarına bulgu yapmakla hata etti.
Muhterem Alt Mahkeme, projede tasarım hatası veya herhangi bir hata bulmamakla h-ata etti.
Muhterem Alt Mahkeme, binadaki çatlakların Davalıların kusur ve kabahatlerinden ve uygulama hatalarından oluştuğuna bulgu yapmamakla hata etti.
Muhterem Alt Mahkeme, binanın yığma olmadığı bulgusuna varmakla hata etti.
Muhterem Alt Mahkeme, bin-adaki çatlakların yapı güvenliğini tehdit etmediği bulgusuna varmakla hata etti.
Muhterem Alt Mahkeme, Davacı Tanığı Osman Yılmaz'a itibar etmemekle hata etti.
Muhterem Alt Mahkeme, yapılan maliyet hesabına ve Davacının yaptığı masraflarına itibar etmemek- ve Davalılar aleyhine hüküm vermemekle hata etti.
Muhterem Alt Mahkeme, dava masraflarının Davacı tarafından ödenmesine emir vermekle hata etti.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Davacı Avukatının istinaf duruşmasındaki hitabında ileri sürdüğü argüman-ları ana başlıklar halinde şöyle özetleyebiliriz:

Davalı No.1'in Davalı No.2'nin en büyük hissedarı ve direktörü olmasına ve işi şahsen yapan kişi olmasına ve Talep Takririnde her bir Davalının da birlikte hareket ettikleri ileri sürülmesine rağmen, Muh-terem Alt Mahkemenin Davalı No.1'in inşaat mühendisi ve proje müellifi, Davalı No.2'yi de müteahhit olarak değerlendirmesi ve sorumluluklarını ayrıştırması hata oldu.

2008 yılında Kaymakamlığa nihai tasvip için başvurulduğunda, vizeli dosyaya bağlı olar-ak inşaat incelendiğinde, inşaatın tehlikeli bulunmasına ve Davacıdan evi tahliye etmesi istenmesine rağmen, Alt Mahkeme, Mimar ve Mühendisler Odasının tayin ettiği Mühendis Osman Yılmaz'a ve Kaymakamlık bulgularına itibar etmediği gibi, meydana gelen hasa-rın projeye ilişkin tasarım ve projenin uygulanmasından kaynaklandığına da bulgu yapmadı.

19/1998 sayılı Yapı İnşaatı ve Teknik İşler Müteahhitleri Kayıt ve Denetim Yasası gereği, bir projenin müellifi ve/veya mühendisi olan bir şahsın, aynı zamanda o pr-ojenin müteahhidi de olamayacağı gibi, birbirini denetleyen mekanizmaların bir arada olması da mümkün olmadığından, ortada gayriyasal bir durum da bulunmaktadır.

Bu meselede onaylanan proje ile uygulama arasında büyük bir fark bulunmaktadır. Bunu denetle-yecek olan aynı kişidir ve bu kişi gerekli denetimi yapmamıştır. Sırf Vize Bürosu vizeledi diye projenin tamam olduğunu söylemek doğru değildir.

Bu meselede, 2000 yılında sözleşme imzalandı, 2001'in sonunda ev teslim edildi, proje, ev teslim edildikten s-onra 2012'de vizelendi ve ruhsat alındı. Proje müellifi Davalı No.1, aynı zamanda müteahhit olan Davalı No.2'nin en büyük ortağıdır. Hal böyleyken, Davalıların projeye uygun inşaat yapmış olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Nitekim yapılmadığı da Mimar v-e Mühendisler Odası tarafından atanan Osman Yılmaz tarafından saptanmıştır.

Emare No.1, Ek 1, Tablo 1'de yer alan hususlar maliyet hesabı ile ilgili olup, Muhterem Alt Mahkeme maliyet hesabı ile kusura ilişkin hususları karıştırmış ve yanlış sonuca ulaşm-ıştır.

Emare No.25'e göre, yığma bina olduğu ve taşıyıcı malzemenin doğru düzgün kullanılmadığı belirlenmesine rağmen, Muhterem Alt Mahkeme binanın yığma yapılmadığına bulgu yaptı.

Sonuç olarak, Alt Mahkeme şahadeti hatalı değerlendirdi. Davalıların ih-mal ve kusurları ve sözleşmeye uygun davranmadıkları ispatlanmış olmasına rağmen Mahkeme Davacının zarar-ziyanını reddetti.


Davalılar Avukatı ise hitabında, Alt Mahkemenin bulgularında ve vardığı sonuçta hata olmadığını, Alt Mahkeme huzurundaki şahadete- göre çatlakların komşu arazilere yapılan kazılardan kaynaklandığının ortaya çıktığını, bunun sonuçlarından Davalıların sorumlu tutulamayacağını, dava sebebi bakımından zarar ile sebep arasında illiyet bağı olmadığını, Davacının, Davalılardan tazminat tale-p etmeye hakkı olmadığını, Davacının eve nihai tasvip almasında herhangi bir engel olmadığını, Davacının yıllardan beri evde yaşadığını, Davalıların sözleşmenin şartlarına riayet ettiklerini ve aleyhlerine dava sebebi bulunmadığını ileri sürerek, istinafın- reddini talep etti.

İNCELEME:

Dava zabıtları, istinaf sebepleri, tarafların iddia ve argümanları ve Alt Mahkemenin kararı incelenip değerlendirildi:

Muhterem Alt Mahkeme, Davalı No.1 ve 2'yi kendi aralarında proje müellifi, mühendis ve müteahhit şe-klinde tasnif ederek, Davalı No.1'in uygulamadan, Davalı No.2'nin de tasarımdan sorumlu tutulamayacaklarına bulgu yapmakla hata etti.


Alt Mahkemenin ön itiraz ile ilgili bulguları istinafa konu olmadığından ön itirazın reddi ile ilgili bulguları incelem-emiz gerekmemektedir.

Alt Mahkemenin 1.istinaf sebebine konu olan bulgusu şöyledir:

"Davacının iddiası, gerek tasarıma, gerekse uygulamaya ilişkin hata veya kusurlardan her iki Davalının sorumlu olduğu boyutunda olmakla birlikte, yukarıda vurgulanan ve- yine Davacının kendi iddiasından ortaya çıkan "Davalı No.1'in konu inşaat açısından yalnızca inşaat mühendisi ve proje müellifi olduğu gerçeği" ışığında, uygulamaya ilişkin hata ve kusurlardan, daha ileri bir değerlendirmeye gerek olmaksızın, Davalı No.1'-in sorumlu tutma olanağı kalmamaktadır. Davalı No.1'in kontrol mühendisi olduğu yönünde bir iddia da olmadığından bu sonuç kaçınılmazdır.
Aynı yaklaşımla, konu evin müteahhitliğini yapmış Davalı No.2'yi de tasarıma ilişkin hata veya hususlardan sorumlu bu-lma olanağı yoktur. Çünkü Davalı No.2 projeyi yapan veya hazırlayan kişi değildir.
Bu yaklaşımlarla ve öncelikle tasarıma ilişkin hata ve kusurlar var ise bunlardan Davalı No.2'nin, uygulamaya ilişkin hata ve kusurlar var ise de bunlardan Davalı No.1'in s-orumlu olmadığı sonuç ve bulgusuna varırım(Mavi 442)."


Bilindiği üzere hukuk davaları, talep takririnde iddia edilen esaslı olgular kapsamında değerlendirilir ve bu olguların neticesi olan dava sebebi çerçevesinde karara bağlanır.

Davacı, tadil edilmi-ş Talep Takririnin 3. paragrafında, Davalı No.1'in inşaatın inşaat mühendisi ve proje müellifi; Davalı No.2'nin ise hem sözleşmeyi yapan taraf hem de ev inşaatının müteahhiti sıfatıyla dava edildiğini açıkça ileri sürerek, Davalı tarafların hukuki statüsün-ü belirlemiştir.

Talep Takririnde Davalı No.1'in müteahhit sıfatı ile dava edildiği ileri sürülmemesine rağmen, Davacı Avukatı hitabında Davalı No.1'in aynı zamanda müteahhitlik yaptığını, Davalı No.2'nin büyük ortağı ve fiilen işi yapan kişi olduğunu il-eri sürerek, evin yapımındaki hatalardan sorumlu olduğunu ileri sürmüştür.

Alt Mahkemenin de kabul ettiği ihtilâfsız olgulara göre, Davacı, satış ve ev inşaatı sözleşmesini Davalı No.2 ile yapmıştır. Bu olgudan hareket ettiğimizde, Davalı No.1'in sözleşm-eden kaynaklanan bir sorumluluğu olmadığı ortaya çıkmaktadır.

Bunun dışında Davalı No.1'in Davalı No.2 Şirketin Direktörü veya ortağı olmasının kişisel sorumluluğuna olan etkisini incelememiz gerekmektedir.

Salomon V. Salomon 1897,AC 22HL davasından gü-nümüze kadar gelen temel prensip; her şirketin ayrı bir tüzel kişiliğinin olması, şirket kurmanın ve şirketi kaydettirmenin avantajlarından birinin, üyelerinden (hissedarlarından) ayrı bir kişiliğinin oluşması, sınırlı sorumluluğunun yanında, gerçek kişile-r gibi hareket edebilmesi ve şirketin üyelerinin her birinden ayrı ve/veya farklı kişiliğe sahip olduğunun kabul edilmiş olmasıdır.

Talep Takririnde, Davalı No.1'in direktör sıfatı ile şahsen sorumlu olduğu veya şirket adına iş yaptığı ileri sürülmediği -gibi, Davalı No.1'in Şirketin hissedarı olması nedeniyle şirketin üstlendiği işlerden kişisel olarak sorumlu tutulması olanağı yoktur.

Mevcut durumda, Davalıların Davacıya karşı bir sorumlulukları varsa, bu sorumluluğun yaptıkları iş ile sınırlı olacağı -açıktır. Dolayısıyla, Alt Mahkemenin Davalı No.1'in projenin tasarımından, Davalı No.2'nin ise inşaatın yapımından sorumlu olabileceklerine ilişkin bulgusunda hata bulunmamaktadır.

Bu sonuçtan hareketle 1. istinaf sebebi reddedilir.

Muhterem Alt Mahkem-e, projede tasarım hatası veya herhangi bir hata bulmamakla hata etti.

Alt Mahkeme, dava konusu projenin Mimar ve Mühendisler Odası tarafından vizelenmiş uygulanabilir bir proje olması ve Mimar ve Mühendisler Odasının davada taraf olmaması nedeniyle böyle- bir projenin tasarım hatasından bahsedilmeyeceği esasından hareketle, Davalı No.1 aleyhine dava sebebi bulunmadığı sonucuna varmıştır.

İhtilâfa konu inşaat projesi usulüne uygun olarak vizelenmiş bir proje olduğuna göre, tasarım hatasının varlığından ba-hsedilmez; meğer ki aksi ispatlanmış olsun.

Değiştirilmiş şekliyle AE 852/08 sayılı Vize Tüzüğü'nün, "Vize Uygulamasının Genel Kuralları" yan başlıklı 6. maddesi, bir projenin vizelenebilmesi için, sair koşullar yanında projenin asgari çözüm standartları-na ve çıkarılan tüzük ve yönetmeliklere uygun olması şartını aramaktadır.

Davada taraf olmayan bir kişi, kurum veya kuruluşun sorumluluğuna yol açacak doğrultuda bulgu yapılması hukuken mümkün olmadığından, davada taraf olmayan Mimar ve Mühendisler Odas-ı tarafından vizelenmiş bir projenin, hatalı tasarlandığı halde vizelendiği bulgusu yapılamaz. Dolayısıyla, Alt Mahkemenin Davacının bu konuda celbettiği şahadete itibar etmemesinde ve Davalı No.1 aleyhindeki davayı reddetmesinde hata bulunmamaktadır.

Bu-nunla birlikte, Davacının tadil edilmiş Talep Takririne göre, proje usulüne göre hazırlanmadığı gibi, proje ile uygulama arasında farklılıklar bulunmaktadır.

Alt Mahkeme, doğru bir şekilde, proje ile uygulama arasındaki farklılıkları uygulamaya ilişkin h-atalar kapsamında değerlendirmiş, taşıyıcı duvar malzemesinin projede ifade edilmediği iddiasını, "proje tasarımına ilişkin kusurlar" tafsilatında yer almadığı gerekçesiyle dikkate almamıştır. Bu sonuca göre, mevcut proje ile uygulama arasında fark olup ol-madığı uygulamada yapılan hatalar altında inceleneceğinden, Alt Mahkemenin vizelenmiş bir projeyi hatalı olarak değerlendirmemesinde hata yoktur.

Bu sonuca göre 2. istinaf sebebi reddedilir.

Bu safhada "İSTİNAF SEBEPLERİ" başlığı altındaki istinaf sebe-blerinden 3'den 7'ye kadar olanlarını birlikte incelememiz gerekmektedir:


"3. Muhterem Alt Mahkeme, binadaki çatlakların Davalıların
kusur ve kabahatlerinden ve uygulama hatalarından
oluştuğuna bulgu yapmamakla hata etti.
Muhterem Alt Mahkem-e, binanın yığma olmadığı bulgusuna varmakla hata etti.
Muhterem Alt Mahkeme, binadaki çatlakların yapı güvenliğini tehdit etmediği bulgusuna varmakla hata etti.
Muhterem Alt Mahkeme, Davacı Tanığı Osman Yılmaz'a itibar etmemekle hata etti.
Muhterem Alt -Mahkeme, yapılan maliyet hesabına ve Davacının yaptığı masraflarına itibar etmemek ve Davalılar aleyhine hüküm vermemekle hata etti."


Alt Mahkemenin Davalı No.1 aleyhindeki davanın reddine ilişkin bulgusunda hata olmadığı sonucuna ulaştığımızdan, yukarı-daki istinaf sebeplerini Davalı No.2'nin yapımdan ve/veya uygulamadan kaynaklanan kusur ve sorumluluğu altında inceleyeceğiz.

Davacının tadil edilmiş Talep Takririnde ileri sürülen iddialarına göre, proje ile uygulama arasında farklar bulunmaktadır.

-Bu davada Davacının temel talebi, yapılan hataların yol açtığı zararın giderilebilmesi için gerekli olan tazminat miktarının ödenmesidir.

Tadil edilmiş Talep Takririnin 12. paragrafında yer alan iddia ve talepler şöyledir:


"12. Davacının Mimar ve M-ühendis Odaları Birliğinden temin
etmiş olduğu raporda mevcut olan tablo 1'e göre
25.9.2009 tarihli raporda belirtilen hataların
giderilmesi için gerekli yaklaşık maliyeti aşağıdaki
gibidir."


Açıklama - Toplam Fiyat TL.

1.Yıkım ve temizlik işleri 3,000 TL
2.Tekrar kullanılacak imalatın
söküm işleri (Çatı, asma tavan,
kapı, pencere ve mutfak dolapları.) 1,500TL
2.sınıf konut imalatı(KTMMOBİMO ve MO
birim fiyat-larına göre) 119,040TL
4.Mevcut temeller, bağ-kirişleri ve
zemin grobetonu(maliyetin %15'i) -17,856TL
Mevcut çatı malzemeleri (%80 tekrar
kullanılacak) -9,000TL
Mevcut kapı ve pencere malzemeleri
(%80'i tekrar ku-llanılacak) -3,400TL
Mevcut mutfak malzemeleri
(%80'i tekrar kullanılacak) -1,540TL
Mevcut asma tavan malzemeleri
(%70'i tekrar kullanılacak) -4,320TL
Toplam : 87,424TL


Alt Mahke-me, yapılan maliyet hesabından, mevcut temeller, bağ kirişleri ve zemin grobetonunun maliyetinin toplam fiyattan düşüldüğü, bu nedenle raporda belirtilen hataların ispatlanması halinde, bu hataların giderilmesi için mevcut temellere, bağ kirişlerine ve zem-in grobetonuna dokunulmayacağı sonucuna ulaşmış ve bu hususta bulguya varmıştır(Mavi 446).

Davacı Talep Takriri ile bağlı olduğuna göre, tasarım hatası olmuş olsaydı dahi, mevcut durumda temeller, bağ kirişleri ve zemin grobetonun maliyeti, zarar maliyeti-nden düştüğüne göre, bu kısımlarda hata olmadığı veya zarara sebebiyet veren hata olmadığı sonucuna ulaşmak kaçınılmazdır. Dolayısıyla temel, bağ kirişleri ve zemin grobetonu ile ilgili olarak Alt Mahkemenin vardığı bulguda hata yoktur.

Bu sonuçtan hare-ketle, proje ile yapım arasındaki farkların tespiti ve bunlara yönelik iddia ve bulguları incelememiz gerekmektedir.

Öncelikle tarafların üzerinde çok durdukları binanın 'yığma' olduğu iddiasının önem arz etmediğini belirtmek isteriz. Her ne kadar projen-in bazı statik hesaplarında sunulan kapak yazısında binanın yığma karakterinden bahsedilmiş olsa bile, yapılan hesapların betonarme yapı karakteri taşıdığının, Alt Mahkemenin şahadetlerine itibar ettiği mühendis tanıklar tarafından kabul edildiği ve tasarı-m ile ilgili yapı malzemelerinin nitelikleri Talep Takririnde yer almadığından binanın basit betonarme yapı olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtmek isteriz. Buna göre yukarıdaki 4. istinaf sebebi reddedilir.

Davacının, Talep Takririnin 7b,c,d,f,g ve -h paragraflarında uygulamaya ilişkin verdiği tafsilatı esas alan Alt Mahkeme, Emare No.1 Rapor sonuçlarını Talep Takriri ve şahadetle karşılaştırarak meseleyi incelemiştir.





İlgili tafsilat şöyledir:

"b. Davalılar uygulamada yaptığı işleri projes-ine
yansıtmayarak hatalı bir uygulama içerisine girmişlerdir. Bunlardan en önemlisi taşıyıcı duvar malzemesinin projede ifade edilmemesidir.
c. Davalılar tarafından kullanılan malzemelerin dava
konusu evin yapı tekniğine uygun olmaması, özellikle duva-r malzemeleri normal delikli tuğla olup, yığma bir yapıda taşıyıcı duvar malzemesi olarak kullanılması yapı tekniğine uygun değildir.
d. Dava konusu evin duvarları eksik ve/veya hatalı malzeme
kullanılarak imal edilmiş ve özellikle duvarlarının C-C aks-ındaki 20 cm kalınlığındaki duvarlar 10 cm olarak imal edilmiştir.
e. Açık teras kısmı imalat aşamasında bir bütün olarak
imal edilmemiş olup, yapıya sonradan ilave edildiği ve usulünde uygulama yapılmadığı için bu kısım birleşim yerlerinden çatlayarak- binadan ayrılmıştır.
f. Davalıların yapmış olduğu uygulamaların projeye ve/veya
teknik şartnameye ve/veya mevzuata uygun olmaması, özellikle hatıl kirişler 40 cm derinliğinde projelendirilmiş fakat yerinde 20 cm derinliğinde imal edilmiştir.
g. Röga-r imalatı hatalı olup, duvar altı kirişlerinin
ve/vaya bağ kirişlerinin altına atık sular
sızmaktadır.
h. Garaj kısmı ana binadan ayrık olarak tasarlanmış fakat
yerinde yapıyla bütün olarak imal edilmiştir. (Garaj
- kısmının bağ kirişleri imal edilmemiştir.)


Alt Mahkeme, Emare No.1 ile karşılaştırarak değerlendirme yaptığından Emare No.1 Raporda yer alan uygulama saptamalarını iktibas etmeyi uygun bulduk.

İlgili saptamalar şöyledir:

"2.1 Kullanılan duvar -malzemesi normal delikli tuğla olup,
yığma bir yapıda taşıyıcı duvar malzemesi olarak kullanılması uygun değildir.
2.2 C-C aksındaki 20 cm kalınlığındaki duvarlar 10 cm
olarak imal edilmiştir.

2.3 Açık teras kısmı imalat aşamasında bir -bütün olarak
imal edilmemiş olup, yapıya sonradan ilave edildiği
ve usulünde uygulama yapılmadığı için bu kısım
birleşim yerlerinden çatlayarak binadan ayrılmıştır.
2.4 Hatıl kirişler 40 cm derinliğinde projelendirilm-iş
fakat yerinde 20 cm derinliğinde imal edilmiştir.
2.5 Rögar imalatı hatalı olup, duvar altı kirişlerinin
ve/veya bağ kirişlerinin altına atık sular
sızmaktadır.
2.6 Garaj kısmı ana binadan ayrık olarak tasarlanmış-
fakat yerinde yapıyla bir bütün olarak imal
edilmiştir. (Garaj kısmının bağ kirişleri imal
edilmemiştir.)"


Emare No.1 Rapor ile Talep Takririnin 7. paragrafının ilk nazarda uyum içinde olduğu görülmektedir. Davacının -davasındaki temel argümanı, imalat hataları nedeniyle evin her yerinde çatlaklar oluştuğu ve bunların yapı güvenliğini tehdit ettiği yönündedir. Davacı bu nedenle tazminat talep etmektedir.

Alt Mahkeme bu esasları dikkate alarak, uygulama hatalarıyla son-uçlarını 5 başlık altında aşağıdaki gibi incelemiştir:

Uygulama ile proje arasında farklar olup olmadığı,
Binada çatlak veya hasar oluşup oluşmadığı,
Oluşmuş ise bunun uygulama ile proje arasındaki farktan mı, başka nedenle mi gerçekleştiği,
Oluşmuş ise y-apı güvenliğini tehdit edip etmediği,
Yapının güvenli bir konuta dönüşmesi için temel... yapının sökülüp yeniden inşa edilmesinin gerekip gerekmediği,

Yukarıdaki kıstaslar çerçevesinde ihtilafı inceleyen Alt Mahkeme, önce, kararımızın "OLGULAR" bölümünde -belirttiğimiz gibi taşıyıcı duvar malzemesinin projede yer almadığına, dolayısıyla olmayan bir şeyin eksikliğinden bahsedilemeyeceğine sonuçta delikli tuğla kullanılmasının taşıyıcı malzeme eksikliği sayılamayacağına bulgu yapmıştır.

Alt Mahkemenin bu te-spitinde hata olmadığı gibi, Mahkemeye celbedilen Davalı tanıkları ve özellikle konu tarihte Girne Belediyesinde memur olarak çalışan İnşaat Mühendisi Nidai Güngördü de delikli tuğlanın taşıyıcı malzeme olabileceğini, ancak bu binanın projesinin yığma olar-ak nitelendirilemeyeceğini söylemiştir. Alt Mahkemenin şahadetine itibar ettiği Davalı Tanığı ve mezkur tarihteki İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Özgen Akcan, projede binanın tek tek pabuçlu temelleri olduğunu,12 adet taşıyıcı eleman şeklinde kolon bulun-duğunu söylemiştir. Alt Mahkeme bilir kişi olarak şahadet veren Davacı Tanığı Osman Yılmaz'ın bu hususu etraflıca incelemediği ve Emare No.4'te inşaat sistemi betonarme olarak gösterilmiş olmasına rağmen bazı statik hesaplarda yer alan yığma tanımlamasında-n hareketle kolaycılığa kaçtığı kanaatine vardı ve bu husustaki şahadetine itibar etmedi.

Alt Mahkeme, hangi şahadete neden inandığını ayrıntılı şekilde ortaya koyduğundan, binanın yapı karakteri ve taşıyıcı malzeme kullanılmadığı iddialarına itibar etme-mekle hata etmedi.

Alt mahkemelerin şahadet ile ilgili bulgularına açık surette hata olmadığı müddetçe müdahale edilmemesi gerektiği prensibinden hareketle, Alt Mahkemenin, evin duvarlarında eksik ve hatalı malzeme kullanıldığının ispatlanamadığı hususu -hariç, açık terasın bir bütün olarak imal edilmediği iddiasının ispatlanamadığı bulgusunda hata yaptığına ikna edilmedik. Evin duvarlarında eksik ve hatalı malzeme kullanıldığının ispatlanamadığı bulgusuna gelince...


Alt Mahkeme, huzurundaki şahadet ı-şığında uygulama hatalarını aşağıdaki şekilde tespit etti:

Duvarların C-C aksında 20 cm kalınlık yerine 10 cm kalınlıkta,
Hatıl kirişlerin 40 cm yerine 20 cm derinlikte,
Rögar, bir duvarın bağlantı kirişi olarak,
Garaj ayrı olarak imal edilmesi gerekirk-en, yapıyla bir bütün olarak,
imal edildi.

Davacı, yukarıda iktibas ettiğimiz Talep Takririnin 7(d) paragrafında, evin duvarlarının eksik ve hatalı malzeme kullanılarak imal edildiğini ve özellikle duvarların C-C aksındaki 20 cm kalınlığındaki duvarl-arın 10 cm olarak yapıldığını ileri sürmüştür.

Alt Mahkeme duvarların C-C aksında 20 cm kalınlık yerine 10 cm kalınlıkta inşa edildiğini kabul ettiğine göre, duvarların eksik malzeme ile yapıldığı kendiliğinden anlaşılmaktadır. Davacı aynı paragraf altın-da bu hususu ileri sürdüğünden, Alt Mahkemenin duvarların eksik malzeme ile yapıldığının ispatlanamadığı yönündeki bulgusu hatalı olmuştur.

Alt Mahkeme, binada çatlaklar ve hasarların oluştuğuna dair tespitler yapılmasının kaçınılmaz olduğunu belirttikte-n sonra (Mavi 453), çatlakların niteliği, oluşum zamanı ve çatlaklara bağlı hasarların yapı güvenliğini tehdit edip etmediğini incelemiştir.

Alt Mahkeme bu tespitini yaparken, Davacı Tanığı No.1 Osman Yılmaz'ın şahadeti ile Davalılar Tanığı Hatice Kaşer'i-n şahadetini karşılaştırmış ve neticede Hatice Kaşer'e inanmıştır. Burada sağlıklı bir sonuca ulaşmak için, Alt Mahkemenin hangi esasları dikkate aldığını belirtmek gerekmektedir.

Alt Mahkemenin yaptığı iktibasa göre, KTMMOB tarafından atanan İnşaat Mühe-ndisi Davacı Tanığı No.1 Osman Yılmaz, çatlakların sebebini şöyle izah etmiştir:

"S: Çatlakların sebebi nedir, bu resimlerde açıklamış
olduğunuz? sorusuna
C: Şimdi az önce bahsettiğim gibi bu iç duvarların 20'lik
olması, bunlar 10 cm imal ed-ildi ve bunların altında
bağlantı kirişi yoktur. Yani grobetonun üstünde
duruyor bu, ona bağlanan duş, tuvalet ve duşun
üzerindeki bir betonarme eleman duvarlar vasıtasıynan
yere iniyor bu yükler. Fakat bu yükler grobetonun
üz-erinden temellere, zeminlere enecek, başka bir
elemanlar yok. Dolayısıynan yani bunlar zaman
içerisinde çökmeler, bilmem nelerden dolayı çatlamalar
gösterir, demekle sair şeyler yanı sıra 3 temel nedene
dayandırmış görünmektedir.
İç- duvarların 10 cm yapılması,
Altlarında bağlantı kirişi olmaması,
Yükleri grobetondan temele indirecek eleman olmaması(Mavi 454).


Alt Mahkeme Davacı tanıklarına itibar etmezken, şöyle bir yaklaşıma girmiştir(Mavi 455'den iktibas ile):

"Taşıyıcı Malzeme- olmaması veya diğer bir algılama ile hatıl kirişlerin derinliğinin azaltılması ve duvar kalınlıklarının 10 cm'e indirilmesinin, çatlakların oluşmasına sebep olması ise, anlaşıldığı kadarıyla, buradaki yükün taşınamamasına bağlanmaktadır. Ancak ne Osman Yı-lmaz, ne de Davacının diğer tanıkları, mevcut yapı elemanlarının taşıyabileceği yükün ne olduğunu ve mevcut binadaki haliyle var olan yükün de, mevcut taşıyıcı elemanlarca taşınamayacağını, şahadetle ortaya koymuş değildirler."


Alt Mahkemenin bu yaklaşı-mının hatalı olduğu kanaatindeyiz. Alt Mahkeme, daha önce vizelenen bir projenin tasarım eksikliğinden bahsedilemeyeceği esasını kabul etmiş ve o nedenle Davalı No.1 aleyhindeki davanın iptaline karar vermiştir. Aynı yöntemle vizelenmiş bir inşaat projesin-e uyulmadığını ortaya koyan teknik şahadet Mahkeme huzuruna getirildikten ve Mahkeme de uygulamanın hatalı olduğunu tespit ettikten sonra, ayrıca bir hesaplama yapılmamasını eksiklik addetmemesi hatalıdır. Burada farklı sonuca gidilebilmesi için aksi yönde- şahadet olması gerekirdi.

Alt Mahkeme, şahadetine inandığı Hatice Kaşer'in şahadetine aynı kıstasları uygulamamış, bu Tanığın çatlakların kaynağı ile ilgili somut bir hesaplaması olmadan şahadetine itibar etmiştir.

Komşu arazide kazı yapılması, Davac-ının binasındaki çatlakların oluşmasını, uygulama hatalarının da etkisiyle hızlandırmış ise böyle bir sonuç Davalı No.2'nin sorumluluğunu gerektiren illiyet bağının kurulması için yeterlidir.

Alt Mahkeme, benzer nitelikteki komşu binanın nihai tasvip a-lmasını, ihtimaller dengesi esasından hareketle, Davacı aleyhine dikkate almıştır. Böyle bir sonuca varılabilmesi için, Mahkemenin huzurunda, mezkur binanın da eksik malzeme ile yapıldığının veya projeye uyulmadığının ortaya konması gerekirdi. Zabıtlarda b-öyle bir şahadet bulunmamaktadır.

Bu sonuçtan hareketle, binadaki çatlakların ve buna bağlı hasarın uygulama hatasından kaynaklandığı sonucuna ulaşılması gerekmektedir.

Yukarıdakiler ışığında Alt Mahkeme, Davacıya ait binanın çatlaklarının, proje uygu-lamasındaki hatalardan kaynaklandığına bulgu yapmamakla hata etmiştir.

Alt Mahkeme, daha önce ifade ettiğimiz gibi, binada çatlak ve hasarların oluştuğu tespitini yapmakla birlikte, bu çatlakların imalat hatasından kaynaklanmadığı gerekçesiyle Davalı No.-2'yi sorumlu tutmamıştı.

Yukarıda vardığımız sonuca göre, çatlakların uygulama hatasından kaynaklandığı ve evde hasara yol açtığı kanıtlandığından, Davalı No.2'nin söz konusu uygulama hatasından sorumlu olup olmadığını incelememiz gerekmektedir.

Bir mü-teahhit, yapmayı taahhüt ettiği bir konutu, vizelenmiş proje ve anlaşmanın öngördüğü şartlara uygun olarak yapmak zorundadır. Bu yükümlülüğünü ihlâl eder ve mal sahibini veya alıcıyı zarara sokarsa, dava sebebine göre sözleşme ihlali veya haksız fiil kapsa-mında zararı tazmin etmekle yükümlü olabilir.

Davalı No.2 yapmayı taahhüt ettiği binayı yukarıda belirtildiği şekilde projeye uygun yapmadığından, binada oluşan çatlaklar nedeniyle meydana gelen hasardan sorumludur.

Buna göre, Alt Mahkeme, Davalı No.2'-yi uygulama hataları nedeniyle evde meydana gelen çatlaklardan ve hasardan sorumlu tutmamakla hata etmiştir.

Bu safhada Davacının zarar-ziyanını saptamadan önce, meydana gelen hasarın yapı güvenliğine olan etkisini incelememiz gerekir.

İstinaf sebepler-inden 3'den 7'ye kadar sayılandırılanları bir bütün olarak incelemeye başlarken, binanın temel, bağ kirişleri ve grobetonunda bir hata olmadığını belirtmiştik.

Binanın temel, bağ kirişleri ve grobetonunda bir uygulama hatası olmadığına göre, çatlakların -C-C aksındaki duvarların 20 cm yerine 10 cm kalınlığında, hatıl kirişlerin ise 40 cm yerine 20 cm derinliğinde yapılmasından kaynaklandığı ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucu olarak, temel bağ kirişleri ve grobetonu sağlam olan binadaki çatlakların yapı güven-liğini etkilemeyecek boyutta olduğu bulgusunu yapan Alt Mahkemenin bulgusunda hata olmadığı anlaşılmaktadır.

Bu sonuçtan hareket ettiğimizde, Davacının sadece uygulama hatası sonucunda oluşan hasarların giderilmesi için ödenmesi gereken zararı talep edeb-ileceği gerçeği ile karşı karşıya kalırız.

Bunun için gerekli olan maliyet, duvarların 20 cm haline getirilmesi ve hatıl kirişlerinin derinliğinin 40 cm'e çıkarılması, rögarın temele su kaçmasını önleyecek şekilde yeniden düzenlenmesi için gerekecek mali-yettir.

Garajın ana binaya yapılmış olmasının çatlaklara sebebiyet verdiğine dair şahadet bulunmadığından, Davacının bu uygulama nedeniyle zarar-ziyan talep edebileceği kanaatinde değiliz.

Binanın yapı güvenliğini tehdit edecek bir uygulama hatası tesp-it edilmediğinden, zararın giderilmesi için, Davacının maliyet hesabında belirttiği gibi, binanın temel, bağ kirişleri ve zemin grobetonu hariç yıkılıp yeniden inşasını gerçekleştirmek için gerekecek bir maliyete ihtiyaç bulunmamaktadır.

Alt Mahkeme, Ema-re No.1 Raporda yer alan ek tablodaki mevcut temeller, bağ kirişleri ve zemin grobetonun, maliyetin %15'i olarak hataların giderilebilmesi için gerekli maliyet hesaplamasında dikkate alındığını belirtmiştir (Mavi 454).

Ortaya çıkan gerçek, temel, bağ kiri-şleri ve grobetonda hata olmadığı, ancak binanın taşıyıcı sisteminin kiriş derinliğinin ve duvar kalınlığının projede tasarlananın yarısı kadar imal edildiğidir.

Bu sonuca göre, Davacının taşıyıcı sistemin güçlendirilmesi ve projeye uygun hale getirilmes-i için, başka şahadet yokluğunda toplam maliyetin %15'ine denk gelen bir miktara ihtiyaç duyulacağı kabul edilmelidir. Buna göre, Talep Takririnin 12. paragrafındaki toplam maliyetin %15'ine tekabül eden (119,000X15÷100) 17,850 TL'yi Davacının zarar-ziyan-ı olarak saptamanın uygun ve adil olacağı kanaatindeyiz. Mevcut Talep Takririndeki iddialar ile başka türlü bir sonuca ulaşılması imkanı yoktur.

Davacı istinafta diğer taleplerinde ısrarlı olmadığını belirttiğinden, Talep Takririndeki diğer taleplerin in-celenmesine gerek yoktur.

Davacı, Davalı No.2 aleyhindeki istinafında başarılı olduğundan, Alt Mahkemenin hükmünün Davalı No.2'yi ilgilendirdiği oranda iptal edilmesi gerekmektedir.


8. Muhterem Alt Mahkeme, dava masraflarının Davacı
tarafı-ndan ödenmesine emir vermekle hata etti.


Alt Mahkeme kararında Davacının Davalılara 13,000 TL dava masrafı ödemesine emir vermiştir.

Davacı, Davalı No.2 aleyhine dosyaladığı istinafta başarılı olduğundan, Davalı No.2 lehine verilen masraf emrinin ip-tali gerekmektedir.

Davalı No.1 aleyhindeki istinaf iptal edilmiş olmakla birlikte 13,000 TL'lik masraf emri her iki Davalı esas alınarak tespit edildiğinden, bu miktar için verilen emrin iptal edilerek Davalı No.1'e ödenecek masrafların Mukayyitlik tar-afından tespit edilerek ödenmesi gerekmektedir.

Buna ilaveten, Davacı lehine Davalı No.2 aleyhine dava masrafları için emir verilmesi uygun ve adildir.

Buna göre Davacının 8. istinaf sebebi kabul edilir.


NETİCE:


Yukarıdakiler ışığında,

Davacının- Davalı No.1 aleyhindeki istinafı reddedilir.
Davacının Davalı No.2 aleyhindeki istinafı kabul edilir ve Alt Mahkemenin hükmü iptal edilerek aşağıdaki şekilde yeniden değiştirilir.
Davacı lehine Davalı No.2 aleyhine 17,850 TL zarar-ziyan,
Yasal faiz, ve -
Mukayyitliğin tespit edeceği Dava masraflarının Davalı No.2 tarafından ödenmesine hüküm ve emir verilir.
Davalı No.1 aleyhindeki dava ret ve iptal edilir.
Davalı No.1'in dava masrafları Mukayyitlik tarafından belirlenecektir.
Davacının istinaf masrafların-ın Davalı No.2 tarafından, Davalı No.1'in istinaf masraflarının ise Davacı tarafından ödenmesine ve istinaf masraflarının Mukayyitlik tarafından tespit edilmesine emir verilir.




Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç - Yargıç Yargıç


7 Mart, 2017











27






Full & Egal Universal Law Academy