Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 12/2010 Dava No 4/2011 Karar Tarihi 04.08.2011
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 12/2010 Dava No 4/2011 Karar Tarihi 04.08.2011
Numara: 12/2010
Dava No: 4/2011
Taraflar: Mehmetali Güroz ile Zirai Levazım Makine ve Gıda Pazarlama Kooperatifi Ltd. arasında.
Konu: Üçüncü şahıs prosedürü - Davaya üçüncü şahıs ekleme talebi - Talebin reddi - Ret kararının istinafı - İstinafın reddi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 04.08.2011

-D. 4/2011 Yargıtay/Hukuk 12/2010
(Lefkoşa Dava No: 6307/2009)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Mustafa H.Özkök, Narin F. Şefik, Ahmet Kalkan.
İstinaf eden: Mehmetali Güroz, Lefkoşa
(Da-valı/Müstedi)
- ile
Aleyhine istinaf edilen: Zirai Levazım Makine ve Gıda Pazarlama
Kooperatifi Ltd., Lefkoşa
(Davacı/Müstedaaleyh)


A r a -s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Hasan Esendağlı
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Alirıza Görgün.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Hüseyin Besimoğlu'nun 6307/2009 sayılı davada 21.1.2010 tarihinde verdiği karara karşı Davalı tarafından yapıla-n istinaftır.


------------------


K A R A R


Mustafa H. Özkök: Bu istinafta Mahkemenin kararını Sayın Yargıç Narin F. Şefik okuyacaktır.

Narin F. Şefik: Davalı, Davacı tarafından aleyhine ikame edilen davaya, KKTC Bakanlar Kurulunu temsilen KKTC Baş-savcısının üçüncü şahıs olarak dahil edilmesi için bir üçüncü şahıs ihbarının tasdik edilip tebliğ edilmesini talep eden istidasını reddeden Bidayet Mahkemesi kararından istinaf etmektedir.

Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 10 nizam 1 ve 2 ile Emir 48 -nizam 2'ye istinad ettirilen istidaya ekli yemin varakasında Davalı, Davacı şirketin sekreterliğini yürüttüğü dönemde, BİOKİM Tarım ve Kimya Sanayi Ltd. ile yapılan sözleşme ve protokoller nedeniyle Davacı şirketin zarar ziyana uğradığını ve bundan Davalın-ın şahsi sorumluluğu bulunduğunu Davacının iddia etmekte olduğunu, Davacının özellikle, Bakanlar Kurulu kararı ile BİOKİM şirketine 500,000TL avans verilmesinden dolayı Davacı şirketin zarar ziyana uğradığını iddia ettiğini, Davacının Talep Takririnin 6. p-aragrafında Davalının Bakanlar Kurulunun 18.2.2009 tarihli kararı uyarınca işlem yapmasının hatalı olduğunu, Davalının Davacıyı KKTC Bakanlar Kurulunun talimat ve önerisi ile hareket eden bir tüzel kişilik haline getirerek yetkilerini aşmakla itham ettiğin-i ve bu nedenlerle Davalının Davacının zararından şahsen sorumlu olduğunu ileri sürdüğünü, Davacının Talep Takririnde belirttiği gibi BİOKİM şirketine ödenen avansın Bakanlar Kurulu kararına istinaden ödendiğini, bu durumda Bakanlar Kurulunun bu tasarrufun-dan ve/veya kararından sorumluluğunun gündeme gelmesi gerektiğini, Davacının taleplerini Bakanlar Kurulu ve/veya temsilen Başsavcıya yönlendirmesi gerektiğini, dolayısı ile 3. şahıs olarak eklenmesini istediği kurum aleyhine ciddi talep ve iddiaları olduğu-nu, Davalının ödemesi emrolunabilecek herhangi bir miktar ve/veya dava masrafları için 3. şahsın katkıda bulunması ve/veya tazminat ödemesini talep etme hakkı olduğunu, mevcut sorun ve uyuşmazlığın Davacı ve 3. şahıs arasında karara bağlanması gerektiğini,- ileri sürerek, istida gereğince emir verilmesini talep etmiştir.

Bidayet Mahkemesi istida maksatları için Davalının şahadetini dinlendikten sonra 14.1.2010 tarihli kararını vermiştir. Karar aynen şöyledir;

"İstida, yemin varakası ve dinlediğim şahadet-
çerçevesinde ve keza bu konuda ilgili yasal mevzuatı
incelediğim zaman Müstedinin istida da talep ettiği
şekilde bir 3. şahıs isdar edilmesinin bu aşamada
uygun ve adil olmayacağı kanaatine vardım.

Verilen şahadet çe-rçevesinde KKTC Başsavcılığı
aleyhine bir 3. şahıs muamelesi başlatılmasını
gerektirecek haklı ve itibar edilebilir şahadet
olmadığı cihetle Müstedinin istidasının reddedilmesi
gerektiği kanaatine varırım.

Bu nedenle, Müst-edinin istidasını iptal ederim.
Masraflar için herhangi bir emir vermem."


Bidayet Mahkemesinin kararından istinaf eden Davalı istinaf sebeplerini iki başlık altında toplamıştır:

Muhterem Bidayet Mahkemesi, yukarıda sayı ve ünvanı verilen davada -Davalı olan bu istinafa konu istidadaki Müstedinin 14.01.2010 tarihli istidasını ret ve iptal etmekle hatalı hareket etmiş ve/veya hataya düşmüştür. Şöyle ki;

a- Bidayet Mahkemesi, işbu kararı üretirken davaya 3. şahıs eklenmesi prosedürü ile ilgili yasal- mevzuatı yanlış yorumlamış ve/veya yanlış uygulamıştır. Bidayet Mahkemesi yasal mevzuatı ve/veya olgusal gerçekleri ve/veya Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü'nü ve sair mevzuatı doğru ve/veya yerinde değerlendirseydi Müstedinin talebini kabul etmesi gerekird-i. Oysa Bidayet Mahkemesi istidayı reddetmiş ve hataya düşmüştür. Bidayet Mahkemesi, yasal mevzuatı dikkate almamış ve/veya yanlış yorumlamış ve/veya yanlış uygulamıştır.

Bidayet Mahkemesinin, Müstedinin istidasında "A" paragrafında yer alan KKTC Bakanl-ar Kurulu'nu temsilen KKTC Başsavcısı aleyhine bir üçüncü şahıs ihbarının tasdik edilip tebliğ edilmesi hususundaki talebini reddetmesi hatalı ve/veya yanlıştır.
a- Bidayet Mahkemesi, Müstedinin istidasında "A" paragrafında yer alan talebini gerekçesiz ola-rak ve/veya yeterli gerekçeye dayanmaksızın ve/veya yeterince incelemeden ve/veya sadece "istidada talep edildiğ şekilde bir 3. Şahıs isdar edilmesinin uygun ve adil olmayacağı" ve/veya "KKTC Başsavcılığı aleyhine bir 3. Şahıs muamelesi başlatılmasını gere-ktirecek haklı ve itibar edilir şahadet olmadığı" gerekçesiyle reddetmekle hataya düşmüştür.


İstinaf Eden, Davacının Talep Takririnde iddia ettiği şekilde, Davalının Bakanlar Kurulu kararına istinaden bir ödeme yapmakla yetkilerini aştığı veya hata işl-ediği veya bu konuda sorumlu olabileceği yönündeki iddiasını haklı bulması ihtimaline karşı, Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü ve mevzuat altında bu davaya 3. şahıs olarak eklenmesi gerektiğini, 3. Şahıs olarak eklenmesinin devam edip edemeyeceğine ancak Emi-r 10 nizam 7'de yer alan talimat safhasında karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle Bidayet Mahkemesinin Davalının talebini istida safhasında reddetmekle hata ettiğini, ayrıca Bidayet Mahkemesinin Davalının talebini gerekçesiz ve/veya yeterli gerekçeye day-andırmadan ve/veya yeterince incelemeden reddetmekle hataya düştüğünü ileri sürmektedir.

Aleyhine İstinaf Edilen, Bidayet Mahkemesinin kararının doğru olduğunu ileri sürmekte, Bakanlar Kurulunun Davacıya emir verme yetkisi olmadığı gibi, Bakanlar K-urulu ile Davacı arasında yasal bir bağlantı olmadığını, 3.şahıs isteminin içerisinde esasa müteallik haklı bir talebin olması gerektiğini, Davalının müdafaasını ispat etmek için veya davada konu yapılan işlemi yapmasına neden olan sebebi ileri sürerek dav-ada 3. şahıs prosedürünü kullanamayacağını iddia etmektedir.

Bidayet Mahkemesi kararına bakıldığı zaman istinaf edenin 2. istinaf sebebi altında ileri sürdüğü şekilde Bidayet Mahkemesinin kararında gerektiği şekilde gerekçe olmadığı görülmektedir.

- Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 35 nizam 3 ve 8 altında istinafların tekrar dinleme yöntemi ile (by way of rehearing) yapıldığı, İstinaf Mahkemesinin Alt Mahkeme tarafından verilebilecek veya verilmesi gereken herhangi bir emri vermeye yetkili oldu-ğu açıkça yer almaktadır.

Attorney-General v Great Western Railway Co. 1876 1 QBD 640 davasında sayfa 801'de Alt Mahkemenin verebileceği veya vermesi gerekli her hükmü veya emri İstinaf Mahkemesinin verebileceğini ifade edilmektedir.

"Un-der the Judicature Acts and Rules the hearing of an appeal from the judgement of a Judge is by way of rehearing, and the Court has the power to give any judgement and to make any order which ought to have been made and to make such further or other order a-s the Court may think fit."

Yine Yargıtay/Hukuk 52/84 (D.4/85)'de sayfa 4'de Mahkeme "Emir 35 n.8 okunduğunda Alt Mahkeme-lerce verilebilecek veya verilmesi gereken bir emri Yargıtayın da vermeye yetkili olduğu açıklıkla görülmektedir" denmiştir.

Bu durumda 3. şahıs eklenmesi talebini reddeden kararı iptal edip dosyayı Bidayet Mahkemesine iade etmek yerine huzurumuzdaki D-avalının müracaatını detaylı bir şekilde incelemeyi tercih ederiz.

3. şahıs prosedürü ile ilgili mevzuat Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü emir 10'da yer alır. Emir 10 nizam 1 aynen şöyledir:

"l.-(1) Where in any action a defendant claims as
against any -person not already a party to the action
(in this Order called the "third party")
that he is entitled to contribution or
indemnity, or
that he is entitled to any relief or remedy relating to or connected with the original subject matter of the actio-n and substantially the same as some relief or remedy claimed by the plaintiff, or
that any question or issue relating to or connected with the said subject matter is substantially the same as some question or issue arising between the plaintiff and the de-fendant and should properly be determined not only as between the plaintiff and defendant but as between the plaintiff and defendant and the third party or between any- or either of them,
the Court or a Judge may give leave to the
defendant to issue and serve a 'third-party
notice'."

Türkçe olarak:
(1) Herhangi bir davalı, davaya taraf olmayan ve bu
Emir-de "üçüncü taraf" olarak anılan herhangi bir
kişiye karşı -
katkıda bulunmasını veya tazminat ödemesini
talep etme hakkı olduğunu iddia ettiğinde, veya
davada, esas dava konusu ile ilgili veya ona
ilişkin olarak ve davacı tarafından talep edilen
-bazı hukuki himaye veya çarelerle esas itibarı
ile aynı olan herhangi bir hukuki himaye ve çareyi talep etme hakkı olduğunu iddia ettiğinde, veya
sözü edilen dava konusuyla ilgili veya ona
ilişkin herhangi bir sorun veya uyuşmazlık
konusunun, davacı ile -davalı arasında doğan
bazı sorun veya uyuşmazlık konularıyla esas
itibarıyle aynı olduğuna ve sadece davacı ile
davalı arasında değil, davacı ile davalı ve
üçüncü taraf arasında, veya bunlardan her-
hangi ikisi arasında veya herhangi ikisi ile
öteki aras-ında, karara bağlanması gerektiğini
iddia ettiğinde,

Mahkeme veya yargıç, davalıya bir "üçüncü taraf
ihbarnamesi" ısdar edip tebliğ etmesi için izin
verebilir."


Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 10 nizam 1 altında ilk eta-pta Davacının talebine karşı Davalının 3. bir kişiden katkı alma veya tazmin edilme hakkı olduğu görüldüğü halde 3. şahıs emri verilmesi ve bu aşamada 3. şahıs aleyhindeki talebin içeriğine girilmemesi gerekir. İlk etapta emir verildikten sonra Emir 10 ni-zam 7 altında talimat safhasında 3. şahıs prosedürünün detaylı bir şekilde incelenmesi,davadaki tüm taraflara söz hakkı verilerek 3. şahsın dahil edilmesine Davacının itirazlarının dinlenmesi ve gerekli direktiflerin verilmesi gerekir.

Yargıtay/Hukuk 2-8/1977'de sayfa 3 'de belirtildiği şekilde 3. şahıs işleminin 2 amacı vardır.

Muhtemel iki ayrı neticenin doğmasına vesile olabilecek aynı sorunun ikinci bir defa dava yoluyle halline gidilmesini önlemek.

Alâkadar şahısların bir davada bütün nizalarını n-eticeye vardırmalarını sağlamak.
(Gör: The Encyelopedia of Court Forms and Precedents
in Civil Proceeding vol. 15 sayfa 45).

Yargıtay/Hukuk 2,3/80 (D.13/80)de sayfa 5, 3. şahsın konumunu çok net bir şekilde izah etmiştir.

"Bi-r davaya 3. şahıs olarak dahil ettirilen bu şahıs
o davada Davalı olan kişiye karşı Davalı durumdadır.
Diğer bir deyimle üçüncü şahıs davacıya karşı davalı
durumunda olmadığı için davacı lehine ve üçüncü şahıs
aleyhine herhangi bir- hüküm verilemez. "

Yine Maria Neokli Erotokrıtou v C.N.Xeros and N.C. Soutsos 1961, CLR 377 davasında Emir 10 nizam 1'deki "connection" , yani "bağlantının" hukuki bir bağlantı olması gerektiği, gayenin yeterli olmadığı vurgulanmıştır.

"It seems to me- that the only "connection" between
the two is that the motive for the trespass, of
which the plaintif complains, on the part of the
defendant is the alleged wrongful obstruction by
the third party. That is the motive; but I thin-k
that this rule when it speaks of connection must
be taken as refferring to a legal nexus not
motive."

Emir 10 nizam 1'de hangi koşullarda 3. şahıs prosedürünün kullanılabileceği açıkça ifade edilmektedir. Huzurumuzdaki istinafa k-onu istidaya ekli yemin varakasında ve istida maksatları için Davalının şahadetinde yer alanlar ışığında Emir 10 nizam 1'de sıralanan 3 alternatifin herhangi birinin tatmin edilip edilmediğinin incelenmesi gerekir.

Davalının bir davada 3.şahıs prosedürün-ü başlatabilmesi Emir 10 nizam 1 de yer alan 3 alternatiften birini, prima facie, ilk etapta Mahkemenin önüne koyması gerekir.

E 10 n 1 (1)(a) altında Davalının 3. şahıstan katkı veya tazminat talep etmeye hakkı olduğunu iddia etmesi gerekir. Böyle bir- talebi ileri sürebilmesi için 3. şahsın Davalıya karşı hukuki bir sorumluluğu olması gerekir. 3. şahıs prosedürü altında davaya 3. şahıs ilave edilen kişi Davalının Davalısı konumuna girmektedir.

Emir 10 nizam 1 (1)(b) altında Davalının esas dava k-onusu ile alakalı veya ilişkin ve Davacının talep etmekte olduğu çare ve yardım ile esas itibarı ile aynı olan bir çare veya yardıma hakkı olduğunu ilk etapta ortaya koyması gerekir.

Emir 10 nizam 1 (1) (c) altında ise esas dava konusu ile alakalı veya -bağlantılı hususun Davacı ile Davalı arasındaki bir husus veya soru ile hemen hemen aynı olduğu ve bu husus ve sorunun birtek Davacı ve Davalı arasında değil, Davacı, Davalı ve 3. şahıs veya herhangi ikisi arasında karara bağlanması gerektiği iddia edildiğ-i zaman 3. şahıs prosedürü uygulanır.

Davacının Davalıdan talebi talep şerhinde görüldüğü gibi
"KKTC Maliye Bakanlığınca Davacıya verilen Davalı talimatı ile BIOKIM'e ödenen 500.000TL'lik avansın Davalı tarafından Davacıya ödenmesidir".

Daval-ının Bakanlar Kurulundan talebi ise yemin varakasının 5. ve 6. paragraflarda yer almaktadır.

"5- Sözkonusu avans ödemesinin Bakanlar Kurulu kararına istinaden verildiği açıktır. Bu bağlamda KKTC Bakanlar Kurulu'nun bu tasarrufundan ve/eya kararından soru-mluluğu gündeme gelmektedir. Bu sebeple Davacının taleplerinin Bakanlar Kurulu'na ve/veya temsilen KKTC Başsavcısına yönlendirilmesi gerekmektedir. Davalının III. şahıs olarak eklenmek istenen kurum aleyhine ciddi talep ve iddiaları vardır. Davalının, ö-denmesi emrolunabilecek herhangi bir miktar ve/veya dava masrafları için III. Şahsın da katkıda bulunması ve/veya tazminat ödemesini talep etme hakkı vardır ve bu hususta talepte bulunurum.

6- Her halukarda mevcut sorun ve/veya uyuşmazlığın Davacı ve III.- şahıs arasında karara bağlanması gerektiğini iddia ederim."

Huzurumuzdaki davada, Davalının Davacı şirketin sekreterliğini yaptığı bir dönemde BİOKİM şirketine BİOKİM ile Davacı arasında yapılan sözleşme ve protokoller neticesinde, Davacı şirketin zara-r ziyana uğradığı, bu zarardan Davalının, Davacının sekreteri sıfatı ile, şahsen sorumlu olduğunu Davacı iddia etmektedir. Davalı yemin varakasında Davalının sekreterliği döneminde Davacı şirketten BİOKİM şirketine 500.000TL avans verdiğini, bu avansı Bak-anlar Kurulunun 18.2.2009 tarihli kararına istinaden verdiğini, bu nedenle bu meblağdan Bakanlar Kurulunun sorumlu olduğunu ve Davacının Davalıdan bu konudaki talebine karşı Davalının Bakanlar Kurulundan katkı veya tazminat talep ettiğini ileri sürmektedir-.

18.2.2009 tarihli ve S(K-II)570-2009 sayılı Bakanlar Kurulu kararı aynen şöyledir:

"Bakanlar Kurulu, Zirai Levazım Makine Pazarlama
Kooperatif ltd.'e avans verilmesine ilişkin S (K-II)
448-2009 sayı ve 4.2.2009 tarihli kararın aşağıd-aki
şekilde tadil edilmesini onayladı.

"Kooperatif İştirak Şirketleri ile ilgili 21.12.2005
tarihinde imzalanan protokolü'nün 9'uncu maddesi
çerçevesinde üst gübre dağıtımının yapılması ve satın
alınan ürünün zamanında ödenmesi v-e/veya daha sonra
alınıp dağıtım yapılmak üzere üst gübre imalatçısına
imal yapması amacıyla ön ödeme olarak kullanılması
için gereksinim duyulan 500,000.- TL'nın avans olarak
ödenmesi."

Bu kararda BİOKİM şirketi isim olarak geçme-diği gibi, bu paranın BİOKİM'e ödenmesi için bir direktif de içermemektedir. Bakanlar Kurulu kararı ile ön ödeme olarak kullanılabilmesi için Davacıya 500,000TL avans olarak verilmiştir. Avans olarak Davacıya ödenmesine Bakanlar Kurulunun karar verdiği 5-00.000TL'nin Davacı tarafından BİOKİM'e ödeme kararı Bakanlar Kuruluna ait değildir. BİOKİM'e 500,000TL ödenmesinin Bakanlar Kurulu haricinde Davacı bünyesinde gerçekleştiği yemin varakasından anlaşılmaktadır. Bakanlar Kurulu kararının varlığı Müstedi açı-sından bir müdafaa sebebi olabilir ancak Bakanlar Kurulunun Davalıya katkı veya tazminat ödenmesini gerektirecek hukuki bir ilişkiyi ortaya koymaz. Bu şartlarda Davalının, Emir 10 nizam 1 (1)(a) altında, Bakanlar Kurulunun 3. şahıs olarak davaya eklenebil-mesi ve Bakanlar Kurulundan katkı veya tazminat talep edebilmesi için ilk nazarda hakkı olduğunu ortaya koyabilmiş değildir.

Davalının esasen Emir 10 nizam 1(1)(b) altında bir iddiası olmuş değildir. Davalının istidasına ekli Yemin Varakasında 3. şahı-stan ayrı bir talebi yoktur. Davalı Davacıya ödemesi emrolunacak herhangi bir miktara 3. şahıstan katkı veya tazminat talep etmekte veya sorunun Davacı ve 3. şahıs arasında karara bağlanmasını talep etmektedir. Bu durumda bu davada Emir 10 nizam 1 (1) (b-)'nin uygulanırlığı yoktur.

Emir 10 nizam 1 (1) (c)'nin tatmin olup olmadığını incelerken, Davalının, sorunun Davacı, Davalı ve 3. şahıs arasında çözümlenmesini talep etmediğini, Davacı ve 3. şahıs arasında karara bağlanması gerektiğini ileri sürdü-ğünü görürüz. Davacının Davalı ile ilgili ileri sürdüğü sorunlar ile Davalının 3. şahıs ile ilgili ileri sürdüğü hususlar tamamen farklıdır. Davacı Davalının yetkilerini aştığı veya görevini savsakladığını veya ihmal ettiğini ileri sürerek, Davacıyı 500.0-00TL mükellefiyet altına sokmakla hata yaptığını ve BIOKIM tarafından Davacıya iade edilmeyen 500,000TL'nin Davalı tarafından Davacıya ödenmesini talep etmektedir. Davalı ise yetkisizce ödediği ileri sürülen 500.000TL'yi Emare Bakanlar Kurulu kararına is-tinaden ödediğini söylemektedir. Davalının bu iddiasının esasen Davalının müdafaasını teşkil ettiği, ihmalkar olmadığını, görevini savsaklamadığı veya yetkilerini aşmadığını ortaya koymak için Bakanlar Kurulu kararını ileri sürmekte olduğu görülmektedir.- Davalının iddiası ışığında tartışılacak konu Bakanlar Kurulu kararının Davalı açısından bağlayıcı olup olmadığıdır . Bu davada Davacı ile Davalı arasında karar verilmesi gerekli husus ile Davalı ve 3.şahıs arasında karar verilmesi gerekli husus aynı deği-ldir. Dolayısıyla Davalının talebinin Emir 10 nizam 1 (1) (c) altında ele alınması da mümkün değildir.

Netice itibarıyle Davalı Emir 10 nizam 1'de yer alan 3 kriterin herhangi birini tatmin etmediğinden Bidayet Mahkemesi Davalının istidasını reddetmekle- hata yapmamıştır. 1. istinaf sebebi bu nedenle reddedilir.

2. istinaf sebebi altında, Bidayet Mahkemesinin kararında arzu edilir şekilde yeterli gerekçe olmadığını kararımızın başında belirtmiştik. Ancak Bidayet Mahkemesinin kararında yeterli gerekçe ol-madığından Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 35 nizam 3 ve 8 altında Bidayet Mahkemesinin yerine huzurumuzdaki istinafa konu istidayı inceleyerek kararımızı vermiş bulunmaktayız. Bu durumda 2. istinaf sebebinde mesnet kalmamıştır.

Netice itibariyle İst-inaf Eden istinafında başarılı olmamıştır. İstinaf red ve iptal edilir.

Bu istinaf tek taraflı bir istidanın reddinden yapılmış olmakla beraber Aleyhine İstinaf Edilene tebliğ yapıldığından istinafın dinlenmesinde Aleyhine İstinaf Eden de hazır -bulunmuştur. 3. şahıs prosedürü içerisinde Davacı/Aleyhine İstinaf Edilenin görüşleri Emir 10 nizam 7 safhasında önem arzettiği gerçeği ışığında, istinaf masrafları ile ilgili emir vermemeyi uygun görürüz. Sonuç olarak istinaf masrafları ile ilgili emir ve-rilmez.



Mustafa H. Özkök Narin F. Şefik Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç


8 Nisan, 2011












12






Full & Egal Universal Law Academy