Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 118/2010 Dava No 13/2012 Karar Tarihi 29.03.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 118/2010 Dava No 13/2012 Karar Tarihi 29.03.2012
Numara: 118/2010
Dava No: 13/2012
Taraflar: Hülya Bal n/d Hülya Taşın ile Süleyman Yıldız arasında
Konu: Davanın iptali - Davacının davalı aleyhine tahliye, kira borcu ve ara kar talep eden dava açması - İlk Mahkemenin davayı ret ve iptal etmesi - Davacının iptal kararını istinaf etmesi - İstinafın kabul edilerek İlk Mahkeme hükmünün iptal edilmesi. Sözleşme - Yazılı sözleşmenin sözlü bir sözleşmeyle değiştirilemeyeceği ilkesi. Talep takririnde ileri sürülmeyen iddialara dayanılarak karar verilemeyeceği.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 29.03.2012

-D. 13/2012 Yargıtay/Hukuk : 118/2010 (Girne Dava No:1990/2007)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti : Şafak Öneri, Narin F. Şefik, Ahmet Kalkan.


İstinaf eden : Hülya Bal n/d Hülya Taşın, Şiir Sokak Serpil
Babayi-ğit Sitesi, Site No.4, Daire No.7-Girne.
(Davacı)

- ile -

Aleyhine istinaf edilen: Süleyman Yıldız, Hürriyet Caddesi,
No.169 - Girne.
(Davalı No.1)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden tarafı-ndan Avukat Ünsal Çağda
Aleyhine istinaf edilen tarafından Avukat Mehmet Bilimer.

Girne Kaza Mahkemesi Yargıcı Alev Ulunay'ın 1990/2007 sayılı davada 30.9.2010 tarihinde verdiği karara karşı, Davacı tarafından yapılan istinaftır.


-------------


- H Ü K Ü M

Şafak Öneri: Bu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.

Ahmet Kalkan : İstinaf eden/Davacı, Girne Kaza Mahkemesinin 30.9.2010 tarihli kararı ile Aleyhine istinaf edilen/Davalı aleyhine açtığı davayı ret v-e iptal etmesi üzerine, bu istinafı dosyalanmıştır.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

Bundan böyle İstinaf eden Davacı, Aleyhine istinaf edilen ise Davalı No.1 olarak anılacaktır.

Davacı, Davalılar aleyhine ikame ettiği dava ile; Girne'de sahibi olduğu, H-ürriyet Caddesi'nde Pafta/Harita XII.20.3.IV, Blok A Parsel 144 üzerinde kain binanın zemin katında bulunan 1 no'lu dükkanı, Davalı No.1'e, 9.10.2006 tarihli kira mukavelesi ile kiraladığını, kira mukavelesinin 1 yıllık olduğunu, 9.10.2006 tarihinden 8.9.2-007 tarihine kadar kira bedelinin aylık 2.000 stg.; 9.9.2007 tarihinden 8.10.2007 tarihine kadar da aylık 3.000 stg. olduğunu, Davalı No.1'in Ağustos 2007 tarihinden 12.10.2007 tarihine kadar 6.800 stg. tutarındaki kira bedelini ödemediğini, Davalı No.1'e,- 30.10.2007 tarihinde ihbar gönderdiğini, Davalı No.1'in ihbara riayet etmediğini, Davalı No.2'nin, Davacının yazılı izni olmadan dükkana girdiğini, bu sıfatı ile işgalci olduğunu, Davalı No.3'ün ise, kefil sıfatı ile dava edildiğini ileri sürerek:

Davalı- No.1 ve 2'nin mecuru tahliye etmeleri;
6.800 stg. tutarındaki kira borcunun, Davalı No.1 ve/veya No.3 tarafından ödenmesi;
Davalıların; 9.10.2007 tarihinden, tahliye tarihine kadar, her ay 3 000 stg. zarar ziyan ve/veya ara kar ve/veya mesne profits öde-meleri hususunda hüküm ve emir verilmesini talep etti.

Davalı No.1 müdafaasını tek bir noktaya dayandırmaktadır. Şöyle ki: Davalı No.2, Davacının bilgisi dahilinde ve onayı ile dava konusu mecuru işgal ve kullanımına aldı, kiraları, Davalı No.2 ödedi, Da-vacı ödemeleri kabul etti. Davalı No.1'in mezkûr kira mukavelesi altında sorumluluğu yoktur. Bu nedenle aleyhindeki davanın ret ve iptal edilmesi gerekir.

15.10.2008 tarihli oturumda, Davacı, tahliyenin 7.10.2008 tarihinde gerçekleştiğini ve dava konusu -dükkanı teslim aldığını beyan ederek, Davalı No.2 aleyhindeki davayı ve Davalı No.1 aleyhindeki Talep Takririnin 11 A paragrafını geri çekmiştir.

Davacının tahliye ile ilgili bir talebi kalmamıştır.

Davalı No.3 aleyhindeki dava, tebliğ gerçekleşmediği -cihetle geri çekilmiştir.

Davacının, Davalı No.1'den talebi, ödenmemiş kira bedellerinin ödenmesine yöneliktir.

Davacı ile Davalı No.1 arasında, 9.10.2006 tarihinde, Emare 1 kira mukavelesinin akdedildiği tarihte, kira bedelinin aylık 2.000 stg. olduğ-u konusunda herhangi bir ihtilâf yoktur.

İlk Mahkeme, Davalı tanıklarına inanarak, Davacının, kendi bilgisi dahilinde konu dükkanın Yunus Akbulut (Davalı No.2)'a devredildiğini bildiği, Davacının kiraları bu şahıstan aldığı, dükkanın tahliyesinin Yunus A-kbulut tarafından gerçekleştirildiği, Davacının, kira mukavelesinde bulunan, "dükkanın devredilemeyeceği" ibaresinde ısrarlı olmadığını davranışları ile gösterdiği, Davacı ile Davalı No.1 arasındaki kira mukavelesinin sona erdiği ve Davacı ile Yunus Akbulu-t arasında aydan aya kiracılık ilişkisinin kurulduğu ve Davalı No.1'in herhangi bir sorumluluğu kalmadığı bulgularını yaparak davayı ret ve iptal etmiştir.


İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davacı Avukatı, istinaf ihbarnamesinde, 6 istinaf sebebi ileri sürmüştür.

-Uzun ve karmaşık şekilde kaleme alınan istinaf sebeplerini, aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

Muhterem ilk Mahkeme, Emare 1 kira mukavelesine rağmen, kira ilişkisi ile ilgili Davacı ile Davalı No.2 arasında, layihalarda yer almayan yeni bir kira mü-nasebeti oluştuğu yönünde bulgu yapmakla hata etmiştir.
Muhterem İlk Mahkeme, Davacı ile Davalı No.1 arasındaki kira ilişkisi sona ermeden ve mecuru Davacıya boş olarak teslim edinceye kadar, kiralardan mesul olması gerekirken, ödenmeyen kiralarla ilgili -olarak, Davalı No.1'in sorumlu olmadığı bulgusunu yapmakla hata etmiştir.
Muhterem İlk Mahkeme, Emare 1 kira mukavelesinin sona erdirildiği ve Davalı No.2 ile Davacı arasında, başka bir sözlü kira mukavelesi yapıldığı yönündeki çelişkili iddialara itibar- etmekle hata etmiştir.
Muhterem İlk Mahkeme, Davacı ile Davalı No.1 arasında, Emare 1 kira mukavelesinin imzalandığını ve aralarında kiracılık ilişkisi olduğunu ihtilâfsız olgu olarak kabul ettikten sonra, Davalı No.1'in kira ödeme mükellefiyetinin olmadı-ğına ilişkin bulgu yapmakla hata etmiştir.
Muhterem İlk Mahkeme, Emare 1'e uymayan Davalı No.1'in, sorumluluğu olmadığı bulgusunu yapmakla hata etmiştir.
Muhterem İlk Mahkeme, Emare 1 kira sözleşmesinin varlığına rağmen, Davalı No.1 dışındaki kişilerin y-aptığı kira ödemelerini, Davalı No.1 nam ve hesabına yapılmış ödeme olarak kabul etmemekle hata etmiştir.
Muhterem İlk Mahkeme, Davalı tanıklarına itibar etmemekle hata etti.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Taraf Avukatlarının iddia ve argümanları öz-etle şöyledir:

Davacı Avukatı özetle; İlk Mahkemenin, layihalarda yer almadığı ve esasa ilişkin olgu olduğu halde, Davacı ile Davalı No.2 arasında zımni kiracılık ilişkisinin doğduğuna bulgu yaptığını, Hukuk İstinaf 34/67'de belirtilen prensipleri göz ö-nünde bulundurmadığını, Emare 1 kira sözleşmesinin yazılı olduğunu, 9.10.2006 - 8.10.2007 tarihlerini kapsadığını, bu sürede de bu sözleşmenin sona erdiğine bulgu yapmadan, aynı gayrimenkul mal ile ikinci bir sözleşme olduğu bulgusu yapılmasının hata olduğ-unu, mevcut şahadetin, Davacı ile Davalı No.2 arasında kira ilişkisi oluştuğu bulgusunu yapmak için yeterli olmadığını, Emare 1 kira sözleşmesi bitmeden, Davalı No.1'in sorumluluğunun sonra eremeyeceğini, dolayısıyla İlk Mahkemenin, Davalı No.1 aleyhindeki- davayı reddetmekle hata ettiğini ileri sürmüştür.

Davalı No.1 Avukatı; İlk Mahkemenin kararının hatalı olmadığını, Y/H 84/97 D.6/2001 sayılı içtihat kararında belirtilen prensipler ışığında; yazılı bir sözleşmenin taraflarından biri, sözleşmeye riayet -etmeyeceğini hal ve hareketleri ile açıkça ortaya koyarsa, sözleşmenin yazılı olarak ortadan kaldırılmasına gerek olmadığını, bu nedenle, İlk Mahkemenin hükmünün doğru olduğunu ileri sürerek, istinafın reddini talep etmiştir.


İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELE-NMESİ:

Taraf Avukatlarının, iddia ve argümanlarını bu şekilde özetledikten sonra, şimdi sırasıyle istinaf sebeplerini inceleyeceğiz:

Muhterem İlk Mahkeme, Emare 1, kira mukavelesine rağmen, kiracılık ilişkisi ile ilgili Davacı ile Davalı No.2 arasında-, layihalarda yer almayan yeni bir kira münasebeti oluştuğu yönünde bulgu yapmakla hata etti.

Davacı Avukatının, bu istinaf sebebi ile ilgili olarak esas iddiası; müdafaa takririnin esaslı olgulardan yoksun olduğu, Emare 1 sözleşme ortada dururken ve Dav-acı ile Davalı No.2 arasında başka bir kiracılık ilişkisi kurulduğu ileri sürülmeden, İlk Mahkemenin, Davacı ile Davalı No.2 arasında aydan aya kiracılık ilişkisi kurulduğu şeklindeki bulgusunun hatalı olduğudur.

Davacı Avukatı, iddialarını, Kira İstinaf- No.34/67 sayılı içtihat kararında belirtilen prensipler üzerine kurmuştur.

Kira İstinaf 34/67 sayılı içtihat kararında, kira ile ilgili belirtilen hususların, bugün için güncelliği bulunmamaktadır. Ancak, bu kararda sözleşmeler ve layihalar için söylene-nler halen geçerlidir.

Mezkûr kararda; Müstedinin talep takririnde, kira ilişkisi ile ilgili olarak, Müstedaaleyh ile aralarında zımni bir anlaşma olduğunu ileri sürmediği, ileri sürülmeyen bir hususta bulgu yapılamayacağı, bir mahkemenin ancak bir davad-a veya istidada talep edilen ve talebi destekleyen tafsilât hakkında karar verilebileceği belirtilerek Jordanou v Anyftos,CLR, vol 24, page 97-106'da yayımlanan davadan aşağıdaki iktibas yapılmıştır:

"A court of law has to confine itself to the issue as-
appearing at the close of the pleadings or properly added to at the date of the hearing and not take up the trial other issues which the evidence of a particular witness might suggest."


Kararda devamla, Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 19 nizam 4- ve nizam 22'ye atıfla, Turquand and the Capital and Counts Bank v Pearson (1879) L.J vol.48 page 703-704 davasından iktibasta bulunularak, prensip şöyle izah edilmiştir:

"Talep bir anlaşma üzerine dayanırsa mezkûr anlaşmanın
yazılı veya sözlü veya kıs-men yazılı olduğunu veya tarafların davranış ve hareketlerinden (by conduct) doğduğunu açıkca ifade etmesi icap eder."

Sonuç olarak, anılan kararda; talep takririnde, Davacı ile Davalı arasında gerek şahsen gerekse başkaları vasıtasıyla zımnen bir kira s-özleşmesi meydana geldiği ileri sürülmediği cihetle, İlk Mahkemenin bulgusu hatalı bulunmuştu.

Huzurumuzdaki meselede ise, yukarıdaki karardan farklı olarak, müdafaa takririnin eksik ve kusurlu olduğu iddiasını yapan, Davacı Avukatı'dır.

Talep takrir-inde olduğu gibi, müdafaa takririninde de esasa ilişkin olguların yer alması gerektiği doğru bir usul kuralıdır. Ancak unutulmaması gereken, Davacının, davasını ispatlaması gerektiği ve Davalının zayıf müdafaasından yararlanamayacağıdır.

Davacı, davasın-da; Emare 1 kira sözleşmesi ışığında, Davalı No.1'den ödenmemiş kira bedellerini talep ettiğine göre, Davacı, Emare 1 kira sözleşmesinin yürürlükte olduğunu, sözleşmenin Davalı No.1'i bağladığını ve kira bedellerini ödemediğini öncelikle ispat etmekle müke-lleftir.

Davalı No.2 aleyhindeki dava geri çekildiğine göre; İlk Mahkemenin, Davalı No.2'nin mecurda ne sıfatla bulunduğuna ilişkin bulgusunun, Davalı No.1 açısından önemi yoktur. Önemli olan, Davalı No.1'in müdafaa takririnde, müdafaa olarak neyi ileri- sürdüğü ve İlk Mahkemenin, Davalı No.1 için ne bulgu yaptığıdır.

Davalı No.1'in Mavi 14'te yer alan müdafaa takririnin 3 ve 4. paragraflarında, Davalı No.2'nin, Davacının bilgisi dahilinde ve onun onayı ile dava konusu mecuru işgal ve tasarrufuna aldığ-ını ve uzun süre mecurun kirasının, Davalı No.2'den tahsil edildiğini, herhangi bir kira borcu bulunmadığını, ödenmemiş kira bedelleri olsa bile, bu miktarların kendisinden talep edilemeyeceğini ileri sürmüştür.

Görülebileceği gibi, Davalı No.1'in müdaf-aası, mecurun, Davacının bilgisi dahilinde başkasına devredildiğidir. Davalı No.1 açısından müdafaa takririnde mecurun başkasına devredildiğini ve Emare 1 yazılı kira sözleşmesinin kendisini bağlamadığını ileri sürmesi yeterlidir ve müdafaa takriri açısınd-an herhangi bir eksiklik bulunmamaktadır.

Davalı No.1'in müdafaa takriri, mevcut haliyle esaslı olgulardan yoksun, kusurlu bir layiha olmadığından, 1. istinaf sebebini reddederiz.

Muhterem İlk Mahkeme, Davacı ile Davalı No.1 arasındaki kira ilişkisi s-ona ermeden ve mecuru Davacıya boş olarak teslim edinceye kadar, kiralardan mesul olması gerekirken, ödenmeyen kiralarla ilgili olarak, Davalı No.1'in sorumlu olmadığı bulgusunu yapmakla ve Davalı No.1 aleyhine hüküm vermemekle hata etmiştir:

İlk Mahkeme-, kararında, huzurundaki şahadetin özetini verdikten sonra, Davalı No.1'in sorumluluğu ile ilgili şöyle bulgu yapmıştır:

"Her ne kadar Emare kira sözleşmesinde Davacının izni
olmadan dava konusu dükkanın devredilemeyeceği ibaresi mevcutsa da Davacı, Yun-us Akbulut'tan kira alarak artık bu konu hakkında ısrar etmeyeceğini göstermiştir ve Yunus Akbulut ile yeni bir kiracılık ilişkisine girmiştir. Nitekim kiralayanın fiil ve davranışları ile yeni bir kiracılık ilişkisinin kurulabileceği Yargıtay/Hukuk 84/97 -(D.6/2001) nolu kararda vurgulanmıştır.
Bu nedenlerle Davacı ile Davalı No.1 arasındaki kiracılık ilişkisinin sonra erdiği ve Davacı ile Yunus Akbulut arasındaki yeni bir kiracılık ilişkisinin yani aydan aya kiracılık ilişkisinin kurulduğu kanaatindeyim ve- bu hususlarda bulgu yaparım."(Mavi 149-150)

Burada incelenmesi gereken, ilk Mahkemenin, bu bulgusunda hatalı olup olmadığıdır.

Bir sözleşmeli kiracının, kiracı sıfatının hangi hallerde ortadan kalkacağına ilişkin, Kira İstinaf No 22/67 sayılı kararda, -Yüksek Mahkeme, The Rent Acts by R.E. Megarry 9. ed. Sayfa 216'dan iktibas ederek, bir kiracının kiracılık sıfatının ortadan kalkması için, iki yol bulunduğunu belirtmiştir. Buna göre; birincisi, evi tahliye edip boş olarak mal sahibine teslim etmesi, diğe-ri de Mahkeme emri ile tahliye edip, mal sahibine teslim etmesidir. İlgili iktibas şöyledir:

"It has been said that "there are, we think, only two ways
by which a tenant whose contractual tenancy has come to
an end can lose the protection of the acts-. One is ....by giving up possession. The other is by an order against the tenant for recovery of possession; and similary as to a contractual tenancy with the acts."


Mezkûr kararda, durum, kanuni kiracılık açısından da değerlendirilmiş, durumun bu çerç-evede aynı olduğu belirtilmiştir.

Aynı kararda; kiracılık sıfatı ortadan kalkmadığı müddetçe, kira ödeme mükellefiyetinin, mecurun mal sahibine teslimine kadar devam edeceği, kiracının, kiralananı terk etmesinin, kiracılık mükellefiyetlerini ortadan kald-ırmayacağı ifade edilmiştir.

Kiracı ile kiralayan arasında yazılı bir kira sözleşmesi olması halinde, sözleşme süresi içerisinde, mecuru başkasına devreden kiracının mükellefiyetlerinin ortadan kalkması için, yukarıda belirttiklerimizden farklı bir durum- bulunmamaktadır. Burada esas olan, taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı olarak ortadan kalkması ve mal sahibi ile devralan şahsın arasında yeni bir kiracılık ilişkisinin kurulmasıdır. Kira sözleşmesi ortadan kalkmadan tarafların mükellefiyetleri de -ortadan kalkmaz.

İlk Mahkemenin kararına esas aldığı, Yargıtay Hukuk 84/97 sayılı kararda, yazılı sözleşmelerin yine yazılı bir sözleşme ile değiştirilebileceği kabul edilmekle birlikte, bir sözleşmenin sona ermesi ve başka kişi ile sözleşme yapılması ha-linin farklı olduğu belirtilerek şöyle denmiştir:

"Yazılı bir sözleşmenin yine yazılı bir sözleşmeyle
değiştirilebileceği, sözlü olarak değiştirilemeyeceği ve
bu hususta sözlü şahadet kabul edilmeyeceği, hukukta
benimsenen ilkelerden biridir. Ş-üphe yok ki, bu ilkenin
istisnaları vardır. Ancak burada ilkenin istisnalarını
araştırmamıza gerek yoktur. Çünkü İlk Mahkemenin
bulgularına göre önümüzdeki davada sorun, yazılı bir
sözleşmenin sözlü olarak değiştirilmesi sorunu değil,
yazılı -bir sözleşmenin sona ermesi ve yerine başka bir
kişiye yeni sözleşme yapılması sorunudur."(sayfa 8)


Yargıtay, mezkûr karardaki ihtilâfı bu şekilde tarif etmiş ve Lord Denning'in kararından alıntı yaparak şöyle demiştir.


"Buna göre bir kimse yazılı- sözleşmede mevcut bir konu
hakkında ısrar etmeyeceğini davranışları ile karşı tarafa göstermişse artık bu hakkında ısrar edemez. Burada İlk Mahkemenin bulgularına göre Davacı vekili, dükkanın devredilemeyeceği şartında ısrar etmeyeceğini davranışları i-le göstermiştir. Dolayısıyle yazılı sözleşmedeki bu hakkında ısrar edemez."


İlk Mahkeme, bu prensipleri esas alarak, Davacı ile (Davalı No.2) Yunus Akbulut arasında yeni bir kiracılık ilişkisi kurulduğu bulgusunu yapmıştır.

Taraflar arasındaki yazılı -sözleşmenin sonlandırılarak, Davacı ile Yunus Akbulut arasında aydan aya kiracılık ilişkisi kurulduğu bulgusu yapabilmek için, öncelikle, Emare 1 sözleşmenin sonlandırılmasına yönelik iradenin bulunması ve tarafların bunu tutum ve davranışları ile destekle-mesi gerekmektedir.

İlk Mahkemenin kira sözleşmesinin sonlandırılması ile ilgili bulgusu şöyledir.

"Huzurumda şahadet veren tüm tanıkları yakınen gözlem
altında bulundurdum. Davalı Tanığı Emrah Merih Akbulut tarafımdan doğruyu söyleyen güvenilir bir -tanık olarak görülmüştür. Bu tanığın doğruları söylememesi için bir sebep görmemekteyim. Bu tanığın şahadeti ile Emare 10 ve 11 gider pusulalarını da dikkate aldığımda Davacının Yunus Akbulut'tan kira aldığı ortadadır. Keza bu tanığın şahadeti Davalı No 1'-in şahadetini de desteklemektedir. Keza Davacı dava konusu yerin teslimini bu dava devam ederken Davalı No 2'den almıştır."(Mavi 149)


Bu bulgudan anlaşılan, ilk Mahkemenin, Davacının Yunus Akbulut'tan kira almasını, Davacı ile Davalı No.1 arasındaki kir-a ilişkisinin sona erdiği bulgusunu yapmak için yeterli saymış olduğudur.

Bir evi veya bir işyerini işgal eden bir şahsın, uzun müddet ve devamlı olarak mal sahibine kira ödediği ve mal sahibinin de yapılan bu ödemeleri kabul ettiği hallerde, umumiyetle -mal sahibi ile kiralananı işgal eden arasında, zımnen bir kiracılık münasebetinin meydana geldiği kabul edilir. Bu prensip, Hukuk istinaf No 12/69 sayılı kararda, Marcroft Wagons ltd v. Smith (1951) 2 K.B (sayfa 507) davası referans gösterilerek belirtilmi-ştir. Ancak, bu kararda, önemli bir hususa daha değinilerek, böyle bir sonuca varmak için hangi hususların araştırılması gerektiği de ifade edilmiştir. Buna göre; bir mal sahibi ile dükkan veya evi işgal eden arasındaki münasebetin bir kiracılık münasebeti- olup olmadığını anlamak için, "işgal edenin dükkan veya evi hangi şartlar tahtında işgal ettiğinin, işgal ettikten sonra mal sahibi ile arasında geçen konuşmalarının ve işgal edenin mal sahibine ödediği miktarın ne maksatla ve ne kadar müddet için ödendiğ-inin, bedelin hangi maksat için kabul edildiğinin ve tarafların niyetlerinin ne olduğunun" araştırılması gerekmektedir.

İlk Mahkemenin kararı incelendiğinde, bu hususların araştırılmadığı açıkça görülmektedir. Neticede, İlk Mahkemenin doğru sonuca ulaşıp- ulaşmadığını anlamak için, İlk Mahkemenin huzurundaki şahadeti incelemek gerekmektedir.

Emare 1 Kira Sözleşmesi, Davacı ile Davalı No.1 arasında akdedilmiş olup, kira süresi 9.10.2006 - 8.10.2007 tarihlerini kapsamaktadır.

Davacıya yapılan ödemeler i-le ilgili, İlk Mahkeme huzurunda, Emare 4, Emare 10, ve Emare 11 Yıllar Ticaret Ltd.e ait gider pusulaları bulunmaktadır.

Emare 10 ve 11 gider pusulaları; 21.6.2007 ve 2.7.2007 tarihleri ile Ekim - Aralık 2006, Ocak-Mayıs 2007 dönemi kira bedellerini kap-samakta ve tümünde ödeyen olarak, Yunus Akbulut, ödenecek kişi ise Hülya Bal olarak gösterilmektedir. Emare 4 gider pusulası ise, 12.9.2007 tarihli olup, "Ziya Rızkı Caddesi No.169, Eylül 500 TL" ibarelerini içermekte ve Davalı No.1 Süleyman Yıldız tarafın-dan imzalanmış bulunmaktadır.

Emare 4 gider pusulasından sonra, herhangi bir ödeme pusulası mevcut değildir.

Bu ödemelerin tümü, Emare 1 kira mukavelesindeki kira süresi içerisinde yapılmıştır.

Davalı No.1 Süleyman Yıldız, şahadetinde; Yunus Akbulut'-un ortağı olduğunu, hacca gittiğini, dönene kadar işlerin ortağı tarafından yürütüldüğünü, gelince anlaşamadıklarını, bu durumu Davacıya bildirip, ayrılmak istediğini söylediğini, kızının hisselerini Yunus Akbulut'a devredip ayrıldığını, işyeri ile hiçbir -bağlantısı kalmadığını söylemiş (Mavi 90) devamla, Emare 4'e bakarak 500 TL'yi davacıya borç olarak verdiğini, Yıllar Ticaretin makbuzu olduğunu farketmediğini, imzanın kendisine ait olduğunu, bu meblağın kira olmadığını söylemiştir.(Mavi 91)

Bu hususla -ilgili Davacı Hülya Bal, istintakı esnasında, sorulan sorulara cevaben, 2007 Ağustos'unda Davacıyı aradığını ve ödenmeyen kiralardan dolayı zorda olduğunu söylediğini, kızını, Davalı No.1'in marketine gönderdiğini, Davalı No.1'den kiraya mahsuben 500 TL al-dığını, Davalı No.1'in makbuzu kızı ile gönderdiğini ve altını imzaladığını söylemiştir. (Mavi 44) Davacı şahadetinde, mecurun, Yunus Akbulut'a devrine hiçbir zaman izin vermediğini belirtmiştir.

İlk Mahkemenin şahadetine itibar ettiği, Davalı Tanığı No.-2 Emrah Merih Akbulut, Yunus Akbulut'un oğlu olup, 2006 yılında Davalı No.1 ile dükkanı açtıklarını, 3.5 - 4 ay ortaklık yaptıklarını, sonra, babası ile anlaşamadığı için, Davalı No.1'in ortaklıktan ayrıldığını, kiraları hep kendilerinin ödediğini ve başın-dan beri kiracı olduklarını söylemiştir. (Mavi 110)

Davalı No.1 ve Yunus Akbulut'un kiralanan dükkanda birlikte iş yapmaları, Yunus Akbulutun kiracı olduğunu göstermemektedir. Ortaklığın veya işletmenin gideri olarak kiranın ödenmesi ve Davalının, bu öde-meyi kabul etmesi, Davacının, kiralananın devrine rıza gösterdiği hukuki sonucunu doğurmamaktadır.

İstintakı esnasında, Davacıya, Emare 4'de açıklanan 500 TL'yi, Davalı No.1'in borç olarak verdiği iddia edilmediği gibi, son ödeme olan Emare 4 gider pusul-ası, Davalı No.1 tarafından imzalanmıştır.

Emare 4'ün tarihini ve içeriğini dikkate aldığımızda, Davalı No.1'in, 12.9.2007 tarihinde, Eylül ayı kirasına mahsuben ödeme yaptığı açıklıkla görülmektedir.

İlk Mahkeme; Emare 1 kira sözleşmesinin taraflar a-rasında ne zaman sonlandırıldığını, ödemelerin ne maksatla gerçekleştiğini ve Yunus Akbulut'un, kiralananı ne maksatla ve hangi şartlar altında işgal ettiğini, işgal ettikten sonra mal sahibi ile aralarında geçen konuşmaları incelemeden, sadece ödemelerin -Yunus Akbulut tarafından yapıldığı olgusundan hareketle, Emare 1 kira sözleşmesinin taraflarca sonlandırılarak Yunus Akbulut ile kira ilişkisi kurulduğu bulgusunu yapmıştır.

İlk Mahkemenin huzurundaki Emare 4, Emare 10 ve 11 gider pusulaları, Davalı No-.1 ile Yunus Akbulut arasındaki ortaklığa bağlı olarak kurulan Yıllar Ticaret Ltd.e ait olup, belirtilen meblağlar, bu şirketin gideri olarak gösterilmiştir.

Sözleşmeye taraf olmayan bir şirketin gider pusulaları ile yapılan ödemeler, Yunus Akbulut'a şah-sen kiracılık sıfatı kazandırmamaktadır.

İlk Mahkeme huzurundaki Emare 4 Yıllar Ticaret Ltd.e ait gider pusulası ile eylül ayına mahsuben yapılan ödeme, Davalı No.1 tarafından kira süresi içerisinde, 12.9.2007 tarihinde gerçekleştirilmiş ve imzalanmıştı-r.

Ortağı ile ayrıldığını, Davacı ile konuşup dükkanı ortağına devrettiğini, dükkan ile hiçbir alakası kalmadığını iddia eden Davalı No.1'in, bu davranışı söyledikleri ile uyumlu olmadığı gibi, Davalı Tanığı No.2 Emrah Melih Akbulut'un şahadetinde iddia- ettiği gibi, gerçek kiracının babası ve kendisi olduğu iddiası ile çelişmektedir.

Mevcut şahadet bu yönde olduğu halde, İlk Mahkeme; sadece Emare 10 ve 11 gider pusulalarındaki ödemeleri dikkate alarak, Emare 1 yazılı kira mukavelesinin sonlandırıldığı- ve Davacı ile Yunus Akbulut arasında yeni bir kiracılık ilişkisi kurulduğu yönünde bulgu yapması hatalıdır.

Davalı No.1 tarafından imzalanan Emare 1 kira sözleşmesi, tarafların mutabakatı ile sonlandırılıp, kiralanan dükkan mal sahibine devredilmediği -cihetle, Davalı No.1'in Emare 1 kira sözleşmesi altındaki sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle, İlk Mahkemenin, Davalı No.1'in kira sözleşmesi altında sorumluluğu kalmamıştır bulgusu hatalıdır.

Yukarıdakiler ışığında, Davacı, 2. istinaf sebebinde ba-şarılı olduğundan 2. istinaf sebebi kabul edilir.

2. istinaf sebebi kabul edildiği cihetle, 3,4,5,6 ve 7. istinaf sebepleri de aynı iddiaları içerdiğinden, bu istinaf sebeplerini ayrıca incelemeye gerek bulunmamaktadır.

Şimdi incelenmesi gereken husu-s, İlk Mahkemenin, Davacı lehine, Davalı No.1 aleyhine hüküm vermemekle hata edip etmediğidir.

Huzurumuzdaki davada, İlk Mahkeme, Davalı No.1'in Emare 1 kira mukavelesinden sorumlu olmadığı bulgusunu yaptıktan sonra, davayı reddetmiş, bu bulgusunda hatal-ı olması halinde, Davacının ne kadar kira alacağı bulunduğu hususunda, şahadeti inceleyip bulgu yapmamıştır.

Yargıtayın birçok uyarısına karşın, bazı kararlarda, bu hususun eksik olduğunu gözlemlemekteyiz. Bizim sistemimizde, tüm tanıkları gözlemleyen ve- değerlendiren İlk Mahkemelerdir. İstinaf aşamasında, inceleme, dava zabıtları üzerinden yapılmaktadır. Her ne kadar Hukuk Muhakemeleri Uusulü Tüzüğü emir 35 altında, Yargıtayın bulgu yapılmayan olgular ile ilgili inceleme ve karar verme yetkisi olsa da, -Yargıtayın, İlk Mahkeme gibi uyuşmazlıkları karara bağlama yönüne gitmesi, istisnai olarak başvurması gereken bir yöntem olmalıdır. Bunun haricinde, bir davayı yeniden görüşülmek üzere İlk Mahkemeye iade etmek bir alternatif olmakla birlikte, bu yetki, yen-i bir yargılama yapılmasının gerekli olduğuna kanaat getirilmesi halinde kullanılmaktadır. Gereksiz gecikmelere ve hukuki sorunlara yol açmaması için, İlk Mahkemelerin dava ile ilgili tüm ihtilâflı konuları karara bağlamaları gerektiğini, bir kez daha ikaz- mahiyetinde hatırlatırız.

Huzurumuzdaki istinafa, konu dava zabıtlarını tezekkür ettiğimizde, yeni bir yargılama yapılmasının gerekli olmadığına, mevcut şahadet ve emarelerle davanın karara bağlanabileceğine kanaat getirdik.

Davacı, 7.10.2008 tarihind-e dükkanı teslim aldığını belirterek, Davalı No.1 aleyhindeki tahliye talebini geri çekmiştir. Dolayısıyla, ihtilâflı olan husus, Davalı No.1'in ödemekle yükümlü olduğu kira bedellerinin ne miktarda olduğudur.

Davacı talep takririnin 11(B) paragrafında, -Davalı No.1 aleyhine, Ağustos 2007 tarihine ait kira bakiyesi 1.800 stg. ile 2007 Eylül ayına ait 2.000 stg., Ekim 2007 tarihine ait 3.000 stg. olmak üzere toplam 6.800 stg. için hüküm verilmesini talep etmektedir.(Mavi 26)

Davacı şahadetinde, 2007 Ağust-os ayında, Davalı No.1'den kiraya mahsuben 200 stg. karşılığı 500 TL aldığını, bu miktarın Ağustos 2007 ayı kirasına mahsuben alındığını söylemektedir. (Mavi 32)

Bu dava bakımından önemli bir delil olan Emare 4, 12.9.2007 tarihini taşımakta ve açıklama k-ısmında Eylül yazmaktadır. (Mavi 156 A)

Yazılı şahadet niteliğindeki Emare 4 ile Davacının şahadeti uyuşmamaktadır. Yazılı delil niteliğindeki Emare 4'ün içeriğine uygun olarak, Davalı No.1 tarafından yapılan ödemenin, Eylül 2007 ayına mahsuben yapıldığı-nı kabul etmek kaçınılmazdır. Buna göre, mevcut şahadetle, Ağustos 2007 ayı kirasının ödenmediğine ilişkin bulgu yapılması imkânı yoktur.

Davalı No.1'in, 12.9.2007 tarihinden sonra, herhangi bir ödeme yaptığına ilişkin şahadet bulunmamaktadır.

Emare 1 -sözleşmenin 3. paragrafına göre; kira bedeli 8.9.2007 tarihine kadar, aylık 2.000 stg., 9.9.2007 tarihinden 8.10.2007 tarihine kadar ise, 3.000 stg. olarak belirlenmiştir.

Davalı No.1, Eylül - Ekim 2007 tarihlerinde, dükkanı tahliye edip boş olarak Davac-ıya teslim etmediği cihetle, kanıtlanmış haliyle ödenmemiş kira bedelleri, Eylül 2007 tarihine ait 1.800 stg., Ekim 2007 tarihine ait 3.000 stg. olmak üzere toplam 4.800 stg.dir ve bu miktar için, Davacı lehine, Davalı No.1 aleyhine hüküm verilmesi gerekme-ktedir.

Davacı talep takririnin 11 (D) paragrafında, Davalı No.1 aleyhine, 9.10.2007 tarihinden, tahliye tarihine kadar aylığı 3.000 stg.den zarar ziyan ve/veya ara kar ve/veya mesne profits ödemesini talep etmektedir. (Mavi 23)

Prensip olarak, bir kira-cı kiralananı tahliye edip boş olarak mal sahibine teslim edinceye kadar, kira bedellerinden sorumludur.

Yine temel kaidelerden birisi bir davada talep edilmeyen bir konuda, mahkemenin karar veremeyeceğidir. Daha açık bir ifade ile duruşma yapılan bir d-avada, mahkeme hüküm verirken, layihalarda talep edilenlerin dışına çıkamaz ve talep takririnde yer almayan bir husus için şahadet bulunsa dahi hüküm veremez.(Bkz. Y/H 7/81 (D.23/81))

İstinafa konu davada, Davalı No.1'in aleyhine, talep takririnin 11(D) -paragrafında ödenmemiş kira bedellerinin ödenmesi talep edilmemiştir.

Davalı No.1'in mütecaviz olduğu ispatlanmadığından, Davalı No.1 aleyhine ara kar ve/veya aynı anlama giden mesne profit için hüküm verilmesi hukuken olanaksızdır.

Bu durumda, talep t-akririnin 11(D) paragrafındaki talebin reddi gerekmektedir.

SONUÇ:

Yukardakiler ışığında, Davacı, istinafında başarılı olduğundan İlk Mahkemenin hükmü iptal edilerek aşağıdaki şekilde değiştirilir.

Davacı lehine Davalı No.1 aleyhine;
4.800 stg.
Yasal -faiz
Dava masrafları için
Hüküm ve emir verilir.

İstinaf masrafları aleyhine istinaf edilen Davalı No.1 tarafından ödenecektir.

Dava ve istinaf masrafları Mukayyit tarafından belirlenecektir.



Şafak Öneri Narin F.Şefik Ahmet Kalkan
Yar-gıç Yargıç Yargıç

29 Mart, 2012



19






Full & Egal Universal Law Academy