Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 114/2017 Dava No 22/2020 Karar Tarihi 14.07.2020
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 114/2017 Dava No 22/2020 Karar Tarihi 14.07.2020
Numara: 114/2017
Dava No: 22/2020
Taraflar: G&A Michaelides Brothers Constructions Company Limited ile Bank of Cyprus Public Company Limited arasında
Konu: Devletler özel hukuku - ipoteğin kaldırılması - sözleşme taraflarının yabancı olması ve sözleşme uyarınca taşınmaza bir ipotek konmuş olması durumunda hangi hukukun uygulanacağı - lex loci rei sitae prensibi
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 14.07.2020

-D. 22/2020 Yargıtay/Hukuk No: 114/2017
(Gazimağusa Genel İstida No: 65/2014)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Ahmet Kalkan, Bertan Özerdağ, Beril Çağdal

İstinaf eden: G&A Michaelides Brothers Constructions Company - Limited, Lefkoşa
(Müstedi)

ile

Aleyhine istinaf edilen: Bank of Cyprus Public Company Limited, Lefkoşa
(Müstedialeyh)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden na-mına: Avukat Murat M. Hakkı adına Avukat Gül Gürkan
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Meryem Beşoğlu

Gazimağusa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Füsun Cemaller'in, 65/2014 sayılı Genel İstida'da, 28.4.2017 tarihinde verdiği karara karşı, Müstedi- tarafından yapılan istinaftır.

------------

K A R A R

Ahmet Kalkan: Bu istinafta, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Bertan Özerdağ okuyacaktır.

Bertan Özerdağ: Bu istinafta, İstinaf Eden/Müstedi kararda bundan böyle sadece Müstedi ve Aleyhine İst-inaf Edilen/Müstedialeyh ise, sadece Müstedialeyh olarak anılacaktır.

Müstedi Alt Mahkeme huzurunda dosyaladığı 7.4.2014 tarihli istidayla aşağıdaki taleplerde bulundu:

"a) Mahkemenin, Tpάπεζα Kύπpou Λτδ lehine mevcut bulunan Y-895/1969 ve Y-1495/1972 v-e Y-36/1974 referanslı ipoteklerin Gazimağusa Kaza Tapu Dairesi tarafından kaldırılmasına ve/veya iptaline emir vermesi; ve
b) İşbu başvurunun masrafları."

Müstedialeyh Alt Mahkeme huzurunda ikame tebliğ yolu ile kendisine tebliğ edilen istidanın dinle-nmesi sırasında hazır bulunmadı ve isbatı vücut dosyalamadı. Alt Mahkemenin direktifi ile istidaya taraf yapılan KKTC Başsavcılığı Ek Müstedialeyh sıfatı ile istidaya itiraz dosyaladı.

Müstedi Güney Kıbrıs'ta kabul edilen 1979 Güney Kıbrıs Rum Yönetimi -Borçluları Rahatlatma (Geçici Hükümler) Yasası uyarınca 1974 Barış Harekâtı sonrasında Kuzey Kıbrıs'ta bırakılan taşınmazlar üzerindeki yükümlülüğün veya borçların kaldırıldığını iddia ederek mal sahibi olduğu taşınmazlar üzerindeki Müstedialeyh banka leh-ine 20.7.1974 öncesinde kaydedilen ipoteklerin iptaline emir verilmesini talep etti.

Başsavcılık istidaya dosyaladığı itiraznamede iddia edilen Yasa altında yükümlülüğün kaldırıldığına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığını, Müstedi tarafından Müstedial-eyh bankadan borcun ödendiğine dair belge getirilmedikçe borcun tatmin edildiğine karar verilemeyeceğini ileri sürdü ve Mahkemeden istidanın ret ve iptalini talep etti.

Duruşması yapılan istidada Alt Mahkeme, Başsavcılık tarafından ileri sürülen iddiala-rı haklı bulup istida uyarınca emir vermeyi uygun görmedi ve istidanın ret ve iptaline emir verdi. Müstedi bu karardan huzurumuzdaki istinafı dosyaladı.

OLGULAR

Meseledeki olgular şöyledir:

Müstedi Güney Kıbrıs'ta kurulmuş tüzel kişiliği haiz bir lim-ited şirkettir. Müstedialeyh ise Güney Kıbrıs'ta yasal bankacılık faaliyetiyle iştigal eden tüzel kişiliği haiz Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde kayıtlı bir şirkettir. İstidaya Alt Mahkeme emri ile eklenen Tapu Dairesini, KKTC Başsavcılığı temsil etmiştir.

-Müstedinin sahibi olduğu istidada tafsilatı verilen taşınmazlar 20.7.1974 öncesinde, Müstedialeyh banka ile aralarındaki bankacılık ilişkisine istinaden Müstedialeyh banka lehine ipotek edildi.

Müstedi KKTC'de bıraktığı veya terk ettiği taşınmazlarla i-lgili 67/2005 sayılı Yasa altında KKTC'de kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu'na 168/2010 sayılı başvuruda bulundu. Bu başvuru altında Komisyon tarafından bir karar verilebilmesi için 67/2015 sayılı Yasa'nın 6. maddesi uyarınca başvuruya konu taşınmazların üzer-inde bulunan ipoteklerin iptal edildiği veya kaldırıldığı hususunda Müstedi tarafından belge temin edilmesi gereklidir.

Müstedi bu durumdan hareketle, Gazimağusa Kaza Mahkemesine bir başvuruda bulunarak ipoteğin iptaline emir verilmesini talep etti. Müs-tedi, istidasına ekli yemin varakasında, Güney Kıbrıs'ta kabul edilen 1979 Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Borçluları Rahatlatma (Geçici Hükümler) Yasası'nın 4 B Maddesine göre, Kuzey Kıbrıs'ta terk edilen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi vatandaşlarının bankalara ola-n borçlarının ortadan kalktığını bu nedenle, borçlara bağlı olarak konan ipoteklerin de ortadan kalktığını veya kalkması gerektiğini ileri sürdü.

Müstedi Komisyon'a sunmak için ipoteği kaldıran ve/veya iptal eden bir mahkeme emri almak amacıyla huzurumu-zdaki istinafa konu istidayı dosyaladı.

İstida Müstedialeyh bankaya tebliğ edilmiş olmasına karşın banka Alt Mahkemede isbatı vücut etmedi.

Alt Mahkeme istida altında Gazimağusa Tapu Dairesinin istidaya taraf yapılmasına emir verdi. İstidanın Gazimağ-usa Tapu Dairesine tebliğ edilmesi üzerine KKTC Başsavcılığı tarafından istidaya dosyalanan itiraznamede Başsavcılık, KKTC mevzuatının uygulanması gerektiği iddiasında bulunarak Güney Kıbrıs'ta kabul edilen Yasa'nın ihtilafa uygulanmasına itiraz etti.

-Dosyalanan istida ve itirazname neticesinde taraflar Alt Mahkemede aşağıdaki hususları ihtilafsız olgu olarak kaydettiler:

1- Müstedinin yemin varakası şirket direktörü ve yetkilisi tarafından yapılmıştır.
2- Müstedi Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde kayıt-lı bir şirkettir.
3-Müstedi konu taşınmazlarla ilgili Taşınmaz Mal Komisyonu'na 168/10 sayılı başvuruyu yapmıştır.
4-Müstedi 20.7.1974 tarihi itibarıyle yemin varakasının 4. paragrafında belirtilen taşınmazların kayıtlı mal sahibi idi. Yine Müstedi 20.7-.1974 sonrası dönemde de ilgili mallara dair tazminat ve/veya mülkiyet haklarını korudu.
5-7.7.1969 tarihinde ve/veya o tarihlerde müstedinin yemin varakasının 4. paragrafındaki (1) sıra numaralı gayrımenkul Trapeza Kypro Ltd'e 21,500 Kıbrıs Lirası borç -karşılığında Y-895/1969 no.lu ipotek takrirnamesi ile ipotek olarak verildi.
6-11.10.1972 tarihinde ve/veya o tarihlerde müstedinin yemin varakasının 4. paragrafındaki 2 sıra numaralıdan 22 sıra numaralıya kadar olan taşınmazlar 98,000 Kıbrıs Lirası borç -karşılığında Y-1495/1972 referanslı ipotek takrirnamesi ile ipotek olarak verildi.
7-10.1.1974 tarihinde ve/veya o tarihlerde müstedinin yemin varakasının 4. paragrafındaki 23 sıra numaralı gayrımenkul 85,000 Kıbrıs Lirası borç karşılığında Y-36/1974 ref-eranslı ipotek takrirnamesi ile ipotek olarak verildi.
8-İstidaya konu taşınmazlar Güney Kıbrıs Rum Yönetimi mevzuatına göre herhangi bir kısıtlama veya engele tabi değildir. Tadil edilmiş 1979 Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Borçluları Rahatlatma (Geçici Hüküm-ler) Yasası Madde 4 B'ye göre bankalara olan borçlar ortadan kalkmıştır. Ancak Müstedi tarafından müstedialeyhe konu borçlar ile ilgili herhangi bir ödeme yapılmamıştır.
9-Taşınmaz Mal Komisyonu nezdinde gerekli devir işlemleri, tazminat işlemleri tamaml-anabilmesi için konu ipoteklerin kaldırılması gerekmektedir.

Alt Mahkemede Müstedi sadece yetkilisini dinletti. Başsavcılık ise Mahkemeye hitapla yetindi. Hitapların sunulmasından sonra Alt Mahkeme istidanın reddine emir verdi.

İSTİNAF SEBEPLERİ

Müs-tedi istinaf ihbarnamesinde iki istinaf sebebi ileri sürmekle birlikte, istinaf duruşmasında 1. istinaf gerekçesinde ısrarlı olmadı. Müstedi Avukatının hitabı ışığında istinaf sebebini aşağıdaki tek başlık altında topladık:

Muhterem Alt Mahkeme, Müstedini-n ipotekli borçla ilgili yükümlülüğünün kalktığına bulgu yapmamakla ve istidayı ret ve iptal etmekle hata etti.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

Müstedi Avukatı istinaftaki hitabında aşağıdaki iddialarda bulundu:

Güney Kıbrıs'ta yürürlükte bulunan 1-979 Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Borçluları Rahatlatma (Geçici Hükümler) Yasası madde 4 B'ye göre bankalara olan ipotekli borçlar kalkmıştır. Müstedi ve Müstedialeyh Güney Kıbrıs'ta mukim tüzel kişiler olduklarından, aralarındaki ihtilafın hallinde uygulanaca-k mevzuat, mukim oldukları, sözleşmenin ve ihtilafın doğduğu yer olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi mevzuatıdır. Dolayısıyla, yukarıda zikredilen mevzuatın meseledeki ihtilafa uygulanarak borcun ve ipoteğin ortadan kalktığına bulgu yapılması gerekirdi.

Keza,- bu mevzuata istinaden Müstediye ait KKTC'de bulunan taşınmazların üzerindeki borçlar ve ipotekler iptal edildiği veya ödenmesi gerekmediği veya ortadan kalktığından Müstedinin borcunun veya yükümlülüğün kalmadığına ve 11/1978 sayılı Yasa'nın 36.(1)(a) mad-desi tahtında ipoteğin iptal edilmesine emir verilmesi gerekirdi.

Keza ne KKTC ne de Güney Kıbrıs'ta Devletlerarası Özel Hukuk konusunda özel bir yasa bulunmaktadır. Bu nedenle tatbik edilmesi gereken mevzuat Ahkâmı Umumiye ve Common Law prensipleridir.- Bu prensipler meseleye uygulandığında ise taraflar arasındaki sözleşmeler hukukundaki ihtilafa konu borç ve borca bağlı ipotekler Güney Kıbrıs yasaları tahtında oluştuğundan ve yükümlülüğün ifa yeri Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olduğundan, istidaya konu iht-ilafın hallinde tarafların bağlı olduğu ülke hukukunun uygulanması gerekirdi.

Müstedinin iddiası borcun ödendiğinden ziyade borcun ortadan kalktığı hususundadır. Müstedi Avukatına göre yukarıda belirtilen mevzuat uyarınca Müstedinin ödeme mükellefiyeti -kalmamıştır.

Her halükârda Müstedinin Güney Kıbrıs'tan almış olduğu tapu araştırma belgesi tahtında bu taşınmazlar üzerinde ipotek bulunmadığını ortaya koyabilmiş ve bu hususta emir almaya hak kazanmış olması gerekirdi.

Dolayısıyla, Alt Mahkemenin- yükümlülüğün ortadan kalkmadığı bulgusu ve nihai kararı hatalı olup, istinafın kabul edilerek istida uyarınca emir verilmesi gerekir.

Başsavcılık adına istinafta hitapta bulunan Savcı ise aşağıdaki iddialarda bulundu:

Müstedi ipotekle teminat altına -alınan borcun ödendiği veya ortadan kalktığını içeren bir belgeyi Mahkemeye sunamadı. Müstedinin, alacaklı bankadan ipotek iptal belgesi alma imkânı varken böyle bir belge almaktan imtina etti. Dolayısıyla Müstedi, talebi tahtında emir verilebilmesi için -borcun ödendiği veya ipoteğin ortadan kalktığı hususundaki ispat külfetini yerine getiremedi.

Bunun yanında bu meselede uygulanacak mevzuat 11/1978 sayılı Yasa'nın 36.maddesidir. Bu mevzuat dururken Ahkâmı Umumiye veya Comman Law uygulanması mümkün olma-dığı gibi Yargıtay/Hukuk 13/1997 D.1/1998 sayılı kararda belirtildiği üzere Ahkâmı Umumiye'nin KKTC'de yürürlükte olan bir mevzuata veya koyduğu kurallara ters olmaması gerekir.

Bu nedenle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde kabul edilen mevzuat ülkemizde uy-gulanamayacağı gibi, Alt Mahkeme bu mevzuatı dikkate alarak borcun varlığı konusunda bir karar üretemezdi. Bunun yanında Müstedi Taşınmaz Mal Komisyonuna borcun ödendiğine veya ipoteğin kaldırıldığına dair bir belge sunamadığından istidanın reddinde hata y-oktur. Tüm bu gerekçelerle istinafın reddi gerekir.

İNCELEME

Tarafların iddia ve argümanlarını, meseledeki olguları, istinaf sebebini ve hukuki durumu inceleyip değerlendirdik.

Muhterem Alt Mahkeme, Müstedinin ipotekli borçla ilgili yükümlülüğün-ün kalktığına bulgu yapmamakla ve istidayı ret ve iptal etmekle hata etti.

Bu istinafın olgular kısmında özetlediğimiz olgulardan da anlaşılacağı üzere Müstedi, Taşınmaz Mal Komisyonuna haklarını temin etmek amacıyla başvuruda bulunmuş Güney Kıbrıs'ta k-ayıtlı bir limited şirkettir.

Müstedi ve Müstedialeyhin Güney Kıbrıs'ta tescilli oldukları ve Müstedinin 67/2005 sayılı Yasa kapsamında başvuran olarak hak sahibi olduğu konularında ihtilaf yoktur.

Anayasanın 159.maddesi kapsamında KKTC'de bir taşınmaz- bırakan Güney Kıbrıs'ta mukim gerçek veya tüzel bir kişi, 67/2005 sayılı Yasa uyarınca Taşınmaz Mal Komisyonuna yaptığı başvuru dahilinde taşınmazı üzerinde 20.7.1974 öncesi kaydedilen bir ipoteğin iptali için mahkemeye başvuruda bulunma hakkına sahiptir.- İstidanın Taşınmaz Mal Komisyonuna yapılan başvuru dahilinde bu amaçla Mahkemeye dosyalandığı aşikârdır.

67/2005 sayılı Yasa'nın 6. maddesinde, başvuranın kanıtlama yükümlülüğü ve karara esas teşkil edebilecek hususlar sıralanmış ve bu hususların tıpkı- bir ceza davasındaki gibi makul şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ispat edilmesi gerektiği öngörülmüştür. Yasanın 6. maddesinin (5). fıkrası, üzerinde hak iddiasında bulunulan taşınmaz malın 20 Temmuz 1974 tarihinden önce herhangi bir ipotek ve/veya yetk-ili mahkeme hükmü ve emri gereğince konan bir haciz veya başka türlü bir engelle kısıtlı olup olmadığı, kısıtlı ise, kısıtlamanın kimin lehine olduğu ve borç miktarı ile faiz oranının ne olduğu, borcun hangi tarihten beri yürürlükte olduğu, ödenmiş kısmı v-arsa ne zaman ve ne miktarda ödendiği konusunda Taşınmaz Mal Komisyonunun tatmin edilmesini zorunlu kılmaktadır.

Müstedi istinafa konu yükümlülüğün ortadan kalktığını ortaya koyabilmek adına, sözleşmeler hukukunda akitsel bir yükümlülüğün veya borcun ifa-sı veya ödenmesi hususundaki ihtilafların, sözleşmenin yapıldığı ülkenin hukukuna tabi olduğunu ileri sürdü.

Müstedi taraflar arasındaki bankacılık ilişkisini düzenleyen sözleşmenin yapıldığı ve ifa edileceği ülke olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi mevzuatın-ın istinafa konu ihtilafa uygulanması gerektiğine dayanarak ipoteğin terkininin de sözleşmenin tabi olduğu ülkenin mevzuatına göre belirlenmesi gerektiği iddiasındadır.

Müstedinin bir diğer iddiası ise borç mükellefiyetinin kalktığı ve bu nedenle ipoteği-n de kalkması gerektiği yönündedir. Müstediye göre Alt Mahkemenin, Güney Kıbrıs'ta bu borcun ve ona bağlı ipoteğin ortadan kalktığı hususundaki hukuki durumu Devletler Özel Hukuku açısından dikkate alması gerekirdi.

Başsavcılık ise bu ihtilafa uygulanaca-k hukukun ipotekli taşınmazın bulunduğu yerin mevzuatı olması gerektiğini iddia etti.

Yapılan iddialara bakıldığında istinafın kökenindeki temel argüman, Güney Kıbrıs'ta kabul edilen 24/1979 sayılı Borçluları Rahatlatma (Geçici Hükümler) Yasası başlıkl-ı mevzuatın bu meselede KKTC Mahkemeleri tarafından uygulanabilirliği veya ipoteğin iptalinde uygulanacak mevzuatın ne olduğu veya olacağı ve bu bağlamda, ipoteğe konu yükümlülüğün kalkıp kalkmadığıdır.

Bu husustaki argümanları aşağıda inceleriz.

KKTC'-de Mahkemelerin uygulayacağı mevzuat Anayasa ve 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 38.maddesinde belirlenmiştir. Müstedinin konu ettiği Yasa'nın bu mevzuata dahil olmadığı açıktır.

Müstedi Avukatı bu konu ile ilgili Dicey's Conflict of Laws 7.Edition sa-yfa 805'de belirtilenlere dayanmaktadır:

"There is no doubt that a debt or liability arising in any country may be discharged by the laws of that country, and that such a discharge, if it extinguishes the debt or liability and does not merely interfere -with the remedies or course of procedure to enforce it, will be an effectual answer to the claim, not only in the courts of that country, but in every other country."

Belirtilen hukuki prensibe göre, bir borç veya yükümlülük bir ülkede doğduğunda, o borç -veya yükümlülüğün yine ayni ülkenin hukukuna göre kaldırılması gerekir. Borcun bu şekilde kaldırılması ise sadece o ülkede değil, diğer tüm ülkelerde de borçla ilgili talebe etkili bir cevap oluşturur.

Taraflar arasında akdedilmiş bankacılık senedinin, -senedin yapıldığı ülkenin sözleşmeler hukukuna tabi olacağı, teoride yerleşmiş bir hukuki prensiptir. Nitekim, bu konuda Turgut Mustafa ile Kıbrıs Kredi Bankası Yargıtay/Hukuk 8/1987 D.12/1987 sayılı kararda Yargıtay tarafından, "Genel ilke odur ki bir söz-leşmenin yapıldığı yer neresi ise o sözleşmede söz konusu olacak kanun da o yerin kanunudur. Meğerki söz konusu sözleşmede taraflar başka türlü anlaşmış olsunlar." görüşü ifade edilmiş olup uygulama da bu yöndedir (Ayrıca bkz. Yargıtay/Hukuk 155/2012 D.41/-2014).

Müstedinin hitabında dayandığı devletler özel hukuku, (private international law) yabancı unsur içeren bir başvuru karşısında Mahkemenin gerçek veya tüzel kişilerin hakları ile ilgili uygulayacağı kuralları belirleyen hukuk alanıdır.

Cheshire an-d North's Private International Law 12.Edition Chap. 1 sayfa 3'de belirtildiği üzere devletler hususi hukukunun uygulanmasının teoride 3 temel işlevi olduğu kabul edilir. Bu üç işlev mezkur eserde şöyle ifade edilmiştir:

"First, to prescribe the condition-s under which the court is competent to entertain such a claim.
Secondly, to determine for each class of case the particular municipal system of law by reference to which the rights of the parties must be ascertained.
Thirdly, to specify the circumstan-ces in which (a) a foreign judgement can be recognised as decisive of the question in dispute; and (b) the right vested in the judgment creditor by a foreing judgment can be enforced by action in England."

Eserde belirtilen üç işlevi aşağıda belirtildiği- şekilde özetleriz:

Mahkemenin böyle bir iddiayı hangi koşullarla kabul etmeye yetkisinin olduğunu belirlemek;
Her dava nevine göre kişilerin haklarının belirlenmesinde referans alınacak yerel mevzuatı belirlemek;
Yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve -tenfizini (icrasını) sağlamak.

KKTC hukuk sistemi bakımından, yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi için mahkeme kararının isdar edildiği ülke ile tanıma ve tenfiz yapılacak ülke arasında mütekabiliyet (reciprocity) sağlayan bir anlaşma veya yasa-l düzenleme bulunması zorunludur. Diğer taraftan, mahkeme kararının tanıma ve tenfizi haricinde bir kişinin yabancı ülke mevzuatına göre elde etmiş olduğu bir hakkın hukuk sistemimiz açısından KKTC'de kabul görmesi ve geçerli olması mümkündür. Ancak, bunu-n için hakkın Anayasa ve Mahkemeler Yasası tarafından öngörülen mevzuata uygun olması, mevzuatta öngörülen koşulların sağlanması, hakkın onlarla çelişmemesi gerekir.

Müstedi, bu hukuki prensiplere dayanarak 1979 yılında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde kabu-l edilen mezkûr Yasa'nın taraflar arasındaki yükümlülüğü ortadan kaldırdığını ileri sürmekte ve bu hukuki durumun ihtilafa uygulanmasını talep etmektedir.

Müstedinin ipoteğin iptali talebini mevzuatımız açısından incelediğimizde vardığımız hukuki sonuç ş-öyledir:
Müstedi Avukatının hitabında değindiği üzere Müstedi ve Müstedialeyh arasındaki ipoteğe konu borç ilişkisi sözleşmeler hukuku alanına girmekle birlikte bu sözleşmeye dayanan ve KKTC'de yer alan taşınmazlar üzerinde ipotek kaydı vardır. KKTC Tapu k-ayıtlarına göre Müstediye ait taşınmazlar üzerinde Müstedialeyhin lehine halen mevcut olan ipotekler bulunmaktadır.

Latince Lex loci rei sitae
olarak bilinen hukuk prensibine göre taşınmazla ilgili olarak, taşınmazın devri, ipoteği ve bu türdeki işlemle-rde uygulanacak hukuk taşınmazın bulunduğu yerin hukukudur. Bu prensip doğal olarak taşınmazın üzerindeki ipotekler ve onların terkini veya iptali ile ilgili olarak da geçerlidir. Halsbury's Laws of England 3.Edition Vol.27 sayfa 271'de bu husus açıkça ifa-de edilmiştir:

"A mortgage on land is an immovable, and its devolution is governed by the lex loci rei sitae.
(Bkz. Re Hoyles, Row v. Jagg (1911) 1 Ch.. 179 CA)"

Taraflar ayrıca, ihtilafla ilgili KKTC mevzuatında uygulamada olan kural, 11/1978 sayılı Taş-ınmaz Mal (Devir ve İpotek) Yasası'nın 36.maddesi olduğu hususunda mutabıktırlar. Müstedinin istidası da esasen bu kurala dayanmaktadır.

11/1978 sayılı Taşınmaz Mal (Devir ve İpotek) Yasası'nın 36.maddesi uyarınca ipoteklerin Mahkeme tarafından iptali yö-ntemi belilidir. 36. maddenin (1). fıkrası şöyledir:

"İpoteğin mahkeme tarafın-dan iptali36.(1)(a)İpotekli alacaklının, ipotekle teminat altına alınan yükümlülüğün ödenmesi veya ortadan kalkmasına rağmen 35.maddede gösterildiği şekilde ipoteği ka-ldırmayı red veya ihmal etmesi; veya(b)İpotekli alacaklının, vadesi gelen ipotekli borç için ödenmesi gerekli ödemeyi kabul etmeyi ve ipoteği kaldırmayı reddetmesi , veya;(c)İpotekli alacaklının ipotek yerinin bilinmemesi veya dağılmış b-ir şirket veya ortaklık olması veya ölmüş olması ve kişisel temsilcileri ile mirasçılarının bilinmemesi ve bu hallerin birinde, gerek ipotekli borçlunun, söz konusu nedenlerin herhangi birinden ötürü ödeme vadesi gelen ve ipotek ile teminat altına a-lınmış olan meblağın hak sahibine ödenmesi olanağının bulunmaması gerekse ipotek ile teminat altına alınan yükümlülüğün ödenmesi veya ortadan kalkması;
halinde ipotekli borçlu , Kaza Mahkemesine başvurarak bir ipotek iptal emri ısdarı için istemd-e bulunabilir. Bu başvuru üzerine Kaza Mahkemesi, başvurunun herhangi bir kişiye tebliği , ipoteğin iptali , herhangi bir para miktarının Kaza Mahkemesine yatırılması, bu şekilde yatırılan paranın elden çıkarılması ve ilgili diğer herhangi bir mesele ha-kkında, mevcut koşullar altında takdirine göre âdil olan bir emir ısdar edebilir."




11/1978 sayılı Yasa'nın 36(1) maddesine göre ipoteğin mahkeme tarafından iptal edilebilmesi için ipotekle teminat altına alınan yükümlülüğün ödenmesi veya ortadan kal-kması gerekir.

İstida konusu ipoteğin iptal edilebilmesi için yükümlülüğün ortadan kalkması gerektiğinden, yükümlülüğün ortadan kalkıp kalkmadığına Lex loci rei sitae
prensibi uyarınca 11/1978 sayılı Yasanın 36.maddesi dikkate alınarak karar verilmesi ge-rekir.

Tasfiye Halindeki Kıbrıs Ticaret Bankası Ltd. KKTC Şirketler Mukayyitliği ile Suna Gökborü Yargıtay/Hukuk 24/2011 D.5/2012 sayılı istinafta Yargıtay 11/1978 sayılı Yasa'nın 36.maddesi tahtında bir ipoteğin hangi hallerde iptal edilebileceği-ni belirledi:

"Yasa'nın ilgili maddesi incelendiğinde, ipoteğin mahkemece hangi şartlarda kaldırılacağını, şu şekilde özetleyebiliriz:

1. İpotekle teminat altına alınan yükümlülük ödenecek veya ortadan kalkacak ve buna rağmen, 35. Maddede gösterildiği ş-ekilde, ipoteğin kaldırılması red veya ihmal edilecektir.
2. İpotekli alacaklı, vadesi gelen ipotekli borç için,
ödenmesi gereken meblağı ödemeyi kabul etmeyi ve ipoteği kaldırmayı reddedecektir.
3. Aşağıdaki nedenlerin herhangi birinden ötürü, ödem-e vadesi gelen ve ipotek ile teminat altına alınmış olan meblağın, hak sahibine ödenmesi olanağı bulunamayacaktır.
a.İpotekli alacaklının ikamet yeri bilinmeyecektir.
b.İpotek alacaklısı dağılmış bir şirket veya ortaklık
olacaktır.
c.İpotek alacak-lısı ölmüş olacak ve kişisel temsilcileri ile mirasçıları bilinmeyecektir."

Yargıtay/Hukuk 66/2014 D. 20/2015 sayılı kararda mahkemenin ipoteğin mevcut olduğuna ve başvuruda bulunanın borçları bulunmadığına kanaat getirmesi durumunda bu ipoteği iptal et-me hakkı bulunduğu belirtilmiştir:

"Böyle bir müracaat halinde ise, Mahkeme adil bir yargılama sonucunda ipoteğin olduğuna ve Müstedilerin borçları bulunmadığına kanaat getirirse, 11/1978 sayılı Yasanın 36. maddesi altında ipoteği kaldırabilme takdir ha-kkı olmalıdır."

Belirttiğimiz hukuki prensipler sonucunda Müstedinin istidaya konu talebi ipoteğin kaldırılması veya iptali yönünde bir emir olduğundan, ipoteğin iptali hususundaki ihtilaf ile ilgili olarak ipoteğin tescil edildiği taşınmazın bulunduğu ye-rin mevzuatına göre karar verilmesi gerekir.

Bu noktada karar verilmesi gereken, Güney Kıbrıs'ta yürürlükte bulunan 24/1979 sayılı Borçluları Rahatlatma (Geçici Hükümler) Yasası'nın 11/1978 sayılı Taşınmaz (Devir ve İpotek) Yasası altında iptali talep ed-ilen ipoteğin iptali başvurusunda yükümlülüğün ortadan kaldırılması sonucunu yaratıp yaratmayacağıdır.

Bu safhada Müstedinin taleplerinin esasını incelerken vurgulamak isteriz ki, Müstedi tarafından da kabul edilmiş ihtilafsız husus, ipoteğe konu borcun -Müstedi tarafından Müstedialeyhe fiilen ödenmiş olmadığıdır.

Alt Mahkemede kaydedilen ve kararımızın "OLGULAR" kısmında yer verdiğimiz ihtilafsız olguların 8. sırasında yer alan, "Güney Kıbrıs Rum Yönetimi mevzuatına göre herhangi bir kısıtlama veya enge-le tabi değildir" hususunda yapılan beyan, istidada Müstedialeyh olan alacaklı banka tarafından kaydedilmiş bir olgu değildir. İhtilafsız olgu bu gerçek ışığında değerlendirildiğinde, aleyhine yapılan istidaya konu talep Müstedialeyh açısından bağlayıcılık- teşkil etmez. Dolayısıyla, bu olguya dayanarak yükümlülüğün ödendiği veya ortadan kalktığı sonucuna varılamayacağından Müstedinin, Müstedialeyh aleyhindeki taleplerini Alt Mahkemede yasal mevzuat tahtında ispatını sağlamakla yükümlü olduğunu ifade etmek i-steriz.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere, yabancı ülke mevzuatının doğurduğu hukuki bir sonucun ülkemizde uygulanmasında engel olmadığı bununla birlikte, hukuki sonucun mevzuatımızın bahşettiği hak ve yükümlülüklerle bağdaştığı ve çelişmediği oranda u-ygulanabilir olduğunu yineleriz.

11/1978 sayılı Yasa'nın 36(1) maddesi yükümlülüğün ödendiğinin veya ortadan kalktığının ıspatını zorunlu kıldığından mezkûr Yasa'da öngörülen ıspat külfetinin sağlanmış olması böyle bir emir verilebilmesinin esasını teşki-l etmektedir. Uygulanması talep olunan yabancı mevzuatın KKTC'de yürürlükte olan 11/1978 sayılı Yasa ile çelişmediği ve bu Yasa'da öngörülen ipoteğin iptali için aranan koşulları sağladığı hususunda ispat külfeti Müstedidedir.

Müstedi Güney Kıbrıs'ta is-dar edilen Yasa altında yükümlülüğün ortadan kalktığını göstermek amacıyla Alt Mahkemeye Emare No.3 Tapu Araştırma Belgesini sundu ve ipoteklerin iptalini talep etti. Bu emareye ilaveten, Müstedi tarafından Alt Mahkemeye GKRY'de kabul edildiği ileri sürüle-n Yasa'nın Türkçe çevirisi sunuldu. Ancak, ilgili Yasa'nın GKRY'deki uygulaması ve doğurduğu hukuki sonuçları içeren bir şahadet ise sunulmadı.

Müstedinin sunduğu mezkûr Yasa'nın 4 B maddesi Müstedinin iddia ettiği gibi ipotekli alacaklının hakkı olan v-e ipotekli borçlunun ise yükümlülüğü olan ipoteğe konu yükümlülüğün ödendiğini veya ortadan kalktığını gösterir nitelikte açık bir hüküm içermediği gibi bu Yasa ile ilgili olarak bu husustaki hukuki durumun ne olduğuna yönelik şahadet de Alt Mahkemeye sunu-lmuş değildir. Yasa'nın gerek adına ve gerekse içerdiği maddelere bakıldığında borçlara yönelik rahatlama getirilmesinin amaçlandığı ilk nazarda görülmesine karşın Yasa'nın Müstedi tarafından yapılmış çevirisinde dahi içerisinde yer alan maddelerde Müsted-inin iddia ettiği hukuki hüküm ve sonuçların mevcut olmadığı da anlaşılmaktadır. Müstedinin istidasında dayanmakta olduğu Yasanın 4 B maddesi ile ilgili Alt Mahkemeye Emare 5 olarak sunmuş olduğu Yasa'nın Türkçe çevirisinin son satırında yer alan "..geriye- kalan miktarı tahsil etmelerini mümkün kılar ..." ifadesi, Müstedinin Yasa'nın içerdiğini iddia ettiği şekilde bir kuralın ilgili Yasa'da mevcut olduğu sonucuna varılamayacağını ortaya koymaktadır.

Bu nedenle, Güney Kıbrıs'taki ilgili Yasa'nın ve bu Ya-sa'ya dayanarak hazırlandığını iddia ettiği tapu araştırma belgesinin emare olarak sunulmuş olması Müstedinin ispat külfetini yerine getirdiği sonucunu yaratmadığı gibi, KKTC Mahkemelerinin KKTC'de yürürlükte olmayan bu Yasa'dan hareket ederek Müstedinin G-üney Kıbrıs'ta ortaya çıktığını iddia ettiği yasal ve hukuki durum hakkında yorum yaparak hüküm kurması da söz konusu değildir.

Kaldı ki, bu ihtilafta tarafların haklarının belirlenmesinde referans alınacak mevzuat, ipoteğin kaydedildiği taşınmazın bulun-duğu yerin mevzuatı olduğundan devletler özel hukuku bakımından, Müstedinin istinafında dayanmakta olduğu Güney Kıbrıs'taki Yasa'nın 11/1978 sayılı Yasa kurallarından ari uygulanabilirliği söz konusu olamazdı.

Diğer taraftan Müstedi, Güney Kıbrıs'taki ya-sal düzenlemenin uygulamasını, mevzuatımız uyarınca ipoteğin iptali ile ilgili şartların iddia edilen Yasa uyarınca oluştuğunu ve mevzuatımız ile uyumlu olup çelişmediğini gösteren bir şahadet veya Mahkemeye kabul edilir bir şahadet sunmuş değildir.

Ke-za, Müstedinin sunduğu Emare No.3 Tapu Araştırma Belgesi ipoteklerin Güney Kıbrıs'ta iptal edildiğinin delili olarak kabul edilemeyeceğinden, ipoteklerin kaldırıldığını ortaya koymaya yeterli olmadığı ve bu konudaki ispat külfetinin yerine getirilmediği bi-r yana 11/1978 sayılı Yasa'nın 36(1) maddesi tahtında belirlenmiş olan ipoteğin iptal şartlarını sağlamadığı, KKTC tapu kayıtlarında kayıtlı ipotekle teminat altına alınan yükümlülüğün ödendiği veya ortadan kalktığı durumunu yaratmadığı ve hukuken yaratama-yacağı sonucuna varırız.

Dolayısıyla, bu neticeden hareketle Müstedinin dayanmakta olduğu mevzuatta düzenlenen hükümlerin, 11/1978 sayılı Yasa'da yükümlülüklerin ödenmesi veya ortadan kalkması konusunda belirlenmiş hukuki kriterlerle uyumlu ve uygulanabi-lir olduğu sonucuna varılamaz.

Bu hukuki durum ışığında meseleyi değerlendirdiğimizde, Alt Mahkemenin Müstedinin başvurusuna konu ihtilafta 11/1978 sayılı Taşınmaz Mal (Devir ve İpotek) Yasası ve Yasa'nın 36.maddesini uygulayarak Müstedinin dayanmakta ol-duğu mevzuatı huzurundaki ihtilafa uygulamamasında ve vardığı sonuçta hata yoktur.

Bu sonuç ışığında Alt Mahkeme Müstedinin istidasını reddetmekle hata yapmış değildir.

NETİCE

İstinaf reddolunur. Masraflar İstinaf Eden tarafından ödenecektir.



-

Ahmet Kalkan Bertan Özerdağ Beril Çağdal
Yargıç Yargıç Yargıç


14 Temmuz 2020








19






Full & Egal Universal Law Academy