Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 114,115,116/2013 Dava No 22/2017 Karar Tarihi 20.06.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 114,115,116/2013 Dava No 22/2017 Karar Tarihi 20.06.2017
Numara: 114,115,116/2013
Dava No: 22/2017
Taraflar: Şefler Üretim ve Ticaret Ltd. ve Cemil Türker ile Mehmet Cemal Özyay arasında
Konu: Alt Mahkemede ileri sürülmeyen bir hususun İstinaf Mahkemesinde ileriye sürülememesi - Parol evidence - Sözlü şahadet ile yazılı bir belgeye ek yapmak değiştirmek veya tersini iddia etmenin mümkün olmaması - Rescission - Sözleşmenin ihlal edilmeden sona erdirilmesi - Variation - Anlaşmanın değiştirilmesi - Cezai şart - Penalty cause
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 20.06.2017

-D. 22/2017 Birleştirilmiş Yargıtay/Hukuk No: 114/2013, 115/2013 ve 116/2013
(Lefkoşa Dava No: 5674/2012,
9446/2012 ve 7223/2012)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyet-i:Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ

Yargıtay/Hukuk No: 114/2013
(Lefkoşa Dava No: 5674/2012)


İstinaf eden: No.1- Şefler Üretim ve Ticaret Ltd., Yenişehir, Lefkoşa
No.2- Cemil Türker, Lefkoşa
- (Davalılar)

ile

Aleyhine istinaf edilen: Mehmet Cemal Özay, Küçük Kaymaklı, Lefkoşa
(Davacı)
A r a s ı n d a.

İstinaf edenler namına: Avukat Hüseyin Malyalı
Aleyhi-ne istinaf edilen namına: Avukat Kıvanç Riza


Yargıtay/Hukuk No: 115/2013
(Lefkoşa Dava No: 9446/2012)


İstinaf eden: No.1- Şefler Üretim ve Ticaret Ltd., Yenişehir, Lefkoşa
No.2- Cemil Türker, Lefkoşa
- (Davalılar)

ile

Aleyhine istinaf edilen: Mehmet Cemal Özay, Küçük Kaymaklı, Lefkoşa
(Davacı)
A r a s ı n d a.


İstinaf edenler namına: Avukat Hüseyin Malyalı
A-leyhine istinaf edilen namına: Avukat Kıvanç Riza


Yargıtay/Hukuk No: 116/2013
(Lefkoşa Dava No: 7223/2012)


İstinaf eden: No.1- Şefler Üretim ve Ticaret Ltd., Yenişehir, Lefkoşa
No.2- Cemil Türker, Lefkoşa
- (Davalılar)

ile

Aleyhine istinaf edilen: Mehmet Cemal Özay, Küçük Kaymaklı, Lefkoşa
(Davacı)

A r a s ı n d a.

İstinaf edenler namına: Avukat Hüseyin Malyalı
-Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Kıvanç Riza


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Fatma Şenol'un, 5674/2012, 9446/2012 ve 7223/2012 sayılı davalarda 17.6.2013 tarihinde verdiği kararlara karşı, Davalılar tarafından yapılan istinaflardır.

-------------
K A R A R

Ahmet Kalkan: Bu istinafta, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Bertan Özerdağ okuyacaktır.
Bertan Özerdağ: Davalı No.1 ve No.2/İstinaf Edenler (bundan böyle sadece Davalılar olarak anılacaktır), Lefkoşa Kaza Mahkemesinin Davacı/Aleyh-ine İstinaf Edilen (bundan böyle sadece Davacı olarak anılacaktır) lehine vermiş olduğu 17.6.2013 tarihli karardan, işbu istinafı dosyaladı.
İSTİNAFA İLİŞKİN OLGULAR

Bu istinafa ilişkin olguları aşağıdaki şekilde özetledik:
Davacı, Lefkoşa Bedredd-in Demirel Caddesi No.149 A adresinde kain taşınmazın ve/veya dükkanın kayıtlı mal sahibidir. Davalı No.1 usulüne uygun olarak kayıt ve tescil edilmiş bir limited şirkettir ve dava ile ilgili zamanlarda Davacının kiracısı idi. Davalı No.2 ise Davalı No.1'i-n kira ilişkisindeki mükellefiyetlerine kefil olan kişidir.

Davacı ile Davalı No.1 arasındaki kira ilişkisi uzun bir müddettir devam etmekte olup taraflar son olarak 11.1.2011 tarihli yazılı kira sözleşmesini akdeylediler. Emare No.1 Kira Sözleşmesi uya-rınca, taraflar kira süresini, 1.1.2011 tarihinden 31.12.2012 tarihine kadar olmak üzere 2 yıl olarak belirlemişlerdir. Mukavelede kira bedelini ise 3000 Stg. olarak anlaşmışlardır. 1.1.2011 tarihinden 31.12.2011 tarihine kadar 1 yıllık süre için ayda 3600- TL ödenmesinde anlaştılar. Davalı No.2 bu Kira Sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalayarak, Davalı No.1'in kira sözleşmesindeki mükellefiyetlerine kefil oldu.

Davacı, Davalı No.1'in Davacıya yaptığı 22.5.2012 tarihli ödemeyi alelhesap olarak, Davalılar ise- söz konusu ödemenin tüm bakiye borcun ödenmesi amacıyla yapıldığını ileri sürmektedir.

Davacı, Lefkoşa Kaza Mahkemesinde, Haziran ve Temmuz 2012 ayları kira bedellerinin ödenmediği gerekçesi ile 5674/2012 sayılı davayı, Ağustos ve Eylül 2012 ayları kira- bedelleri ödenmediği gerekçesi ile 7223/2012 sayılı davayı ve Ekim, Kasım ve Aralık 2012 ayları kira bedelleri ödenmediği gerekçesi ile ise 9446/2012 sayılı davayı dosyaladı.

Bu davaları konsolide ederek dinleyen Alt Mahkeme 17.6.2013 tarihinde, Davacı l-ehine ve Davalılar aleyhine:

5674/2012 sayılı davada; 6000 Stg. meblağ ve bu meblağ üzerinden 17.6.2013 tarihinden tediye tarihine kadar yasal faiz ve 800 TL dava masrafı,

7223/2012 sayılı davada; 6000 Stg. meblağ ve bu meblağ üzerinden 17.6.2013 tar-ihinden tediye tarihine kadar yasal faiz ve 800 TL dava masrafı,

9446/2012 sayılı davada; 9000 Stg. meblağ ve bu meblağ üzerinden 17.6.2013 tarihinden tediye tarihine kadar yasal faiz ve 800 TL dava masrafı, ödenmesine emir ve hüküm verdi.

Davalılar bu- hükümden bu istinafı dosyaladı.

İSTİNAF SEBEPLERİ

Davalılar istinaflarında 6 istinaf sebebi ileri sürmekle birlikte, istinaflarını 3 başlık altında özetledik:

Muhterem Alt Mahkeme tarafların beyan, davranış ve anlaşmaları ile sözlü olarak kira sözleş-mesindeki kira bedelini değiştirdiklerine veya sözleşmeyi geçersiz kıldıklarına bulgu yapmamak ve kira sözleşmesinde belirtilen aylık 3000 Stg.den ödenmemiş kira bedeli olduğuna bulgu yapmakla hata yaptı.

Muhterem Alt Mahkeme, kira sözleşmesinin sona erdi-ğine veya kiralanan yerin tahliye edildiğine bulgu yapmamakla hata yaptı.

Muhterem Alt Mahkeme, Davalıların ödemeleri gereken aylık kira bedelleri cezai şart(penalty clause) olduğundan, bu kira bedellerinin ödenmesine emir vermekle hata yaptı.

TARAFLA-RIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

Davalılar Avukatının, hitabında ileri sürdüğü argümanlar özetle şöyledir:

Davacı ile Davalı No.1 arasında 20 yılı aşkın süredir devam eden kiracılık ilişkisinde, kira sözleşmeleri esasta 1 sene için yapılmakta ve ikinci sene ise -anlaşmak için yapılmakta olup, Emare No.1 Sözleşmedeki kira bedeli olan 3000 Stg. uygulanamaz veya talep edilemez.

Alt Mahkemenin şahadetine itibar ettiği Davacı, senenin sonunda yüksek kiranın ödenmemesi için, "taraflar tekrar oturup kira bedelinde anla-şır" beyanında bulunmuştur. Davalıların iddiası da bu yöndedir. Bu nedenle, ödenmesi gereken kira bedeli 3000 Stg. değildir.

Tarafların bu anlaşmaları, sözleşmenin değiştirilmesi (variation) amaçlı değil, sözleşmenin sonlandırılması (rescission) amaçlıdı-r ve yeni bir sözleşme yapma niyeti gütmektedir. Davacı, şahadeti esnasında yaptığı, "kira bedelini Sterlin'den TL'ye çevirir" beyanı ile bu iddiayı kabul etmiştir.

Taraflar ikinci sene için anlaşmak üzere anlaşırlar (agreement to agree) ve bu davaya k-onu dönem için tarafların ikinci yıl için kira bedeli anlaşmaları yoktur. Bu nedenle, ikinci sene için Alt Mahkemenin tarafları bağlayıcı bir anlaşmaları olduğu bulgusu hatalıdır.

Taraflar ikinci yıl kira bedelini 4500 TL olarak anlaştılar, bu anlaşma u-yarınca 5 aylık kira bedeli Emare No.3 ile ödendi. Bu olgular nedeniyle, Sözleşmenin 2. yıllık dönemi ile ilgili koşullar geçersizdir ve Davacı, aylık 3000 Stg. kira bedelini talep edemez.

Taraflar aralarındaki sözleşmeyi sonlandırdıkları, sözleşmeden ay-rıldıkları ve yeni bir anlaşma yaptıkları nedeniyle 3000 Stg. üzerinden hüküm verilmesi hatalıdır.

Bir an için Davalının sözleşmenin bağlayıcı olmadığı iddiasının kabul edilmesi halinde dahi, tahliye Ağustos 2012 ayında gerçekleştiği nedeniyle, Davacı D-avalılardan, bu aydan sonraki kira bedellerini talep edemez. Alt Mahkeme tahliyenin gerçekleşmediği bulgusuna varmak ve Ağustos 2012 ayından sonraki aylar için kira bedelleri için emir ve hüküm vermekle de hata yaptı.

Bu iddialar çerçevesinde, istinafı-n kabul edilerek Alt Mahkemenin hükmünün iptal edilmesi gerekir.

Davacı Avukatının hitabında ileri sürdüğü argümanlar ise özet olarak aşağıdaki gibidir:

Davalılar, Alt Mahkemede ileri sürmediği iddia ve olguları Yargıtayda istinaf aşamasında ileri sür-emez.

Davalılar, Alt Mahkemede ileri sürmediği olguları hitaplarında ileri sürmeye çalışmaktadırlar ki bunlar dikkate alınmaması gerekir.

Dava konusu yapılan Emare No.1 Sözleşmenin değiştirildiği hususunda bir olgu müdafaada yoktur. Estoppel iddiası- da müdafaada olgusal olarak ileri sürülmemiştir. Alt Mahkeme huzurunda sözleşmenin değiştirildiğini ortaya koyacak bir şahadet de yoktur; Davacı da bu iddiaları kabul etmiş değildir.

Sözleşmenin geçersiz olduğu iddiası mesnetsiz bir iddiadır; sözleşme -geçersizse, geçerli olan sözleşme o zaman nedir hususu ileri sürülmemiştir.

Davalıların Ağustos 2012 ayında mecuru boşaltmış olması başka, mukaveleye uygun olarak boşaltması başka bir şeydir. Davalılar mecuru sözleşmede belirtilen usulde boşaltmamışlar--dır.

Bir kira sözleşmesinin nasıl sonlandırılacağı hususunda hukuki prensipler ve içtihatlar vardır. Davalılar bu kurallara uygun şekilde sözleşmeyi sona erdirmiş değillerdir. Bu nedenle, mecuru Ağustos 2012 ayı sonunda tahliye ettikleri kabul edilemez-.

Ödenmesi gereken aylık kira bedelleri cezai şart (penalty clause) değildir ve bu iddiaya da itibar edilmemesi gerekir.

Belirtilen gerekçelerle istinafın reddi gerekir.



İNCELEME

Bu incelemede, yukarıda belirtilen istinaf sebeplerini inceledik-ten sonra, Alt Mahkemenin Davacı lehine Davalılar aleyhine vermiş olduğu hüküm ile ilgili olarak nihai bir karar vermenin uygun olduğu düşüncesindeyiz. Bu bağlamda, Davalıların istinaflarını sırasıyla inceleyerek, verilen nihai hüküm ile ilgili bir karar v-erilecektir.

Muhterem Alt Mahkeme tarafların beyan, davranış ve anlaşmaları ile sözlü olarak kira sözleşmesindeki kira bedelini değiştirdiklerine veya sözleşmeyi geçersiz kıldıklarına bulgu yapmamak ve kira sözleşmesinde belirtilen aylık 3000 Stg.den öde-nmemiş kira bedeli olduğuna bulgu yapmakla hata yaptı.

Davalılar, taraflar arasında imzalanan Emare No.1 Kira Mukavelesinin, tarafların uygulamaları ve sözlü beyanları neticesinde, tarafların sözlü ve uzun müddete dayanan anlaşması ile değiştirildiğini id-dia etmektedirler.

Emare No.1 Kira Mukavelesinin 3(1) paragrafında, kira bedeli 3000 Stg. olmakla birlikte, 1.1.2011 tarihinden 31.12.2011 tarihine kadar ödenecek aylık kira bedeli 3600 TL olarak anlaşılmıştır.

Davacının her üç davasındaki Talep Takrir-lerinde dava konusu yaptığı ödenmemiş aylık kira bedellerinin tümü Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık 2012 aylarına ait kira bedelleridir. Talep edilen aylık kira miktarı her ay için 3000 Stg.dir.

Davalılar ise Müdafaalarının 5.paragra-fında, "...22/05/2012 tarihinde Davacı ile aralarında vardıkları mutabakat neticesinde aylık kira bedelinin 4500 TL olarak..." kabul edildiğini ileri sürmüştür.

Davacı tarafından bu iddia, Alt Mahkemede ileri sürülmediği gerekçesi ile itiraz konusu yapıl-mıştır. Herhangi bir davanın bidayet mahkemesindeki duruşmasında ileri sürülmeyen bir iddia, istinaf aşamasında Yargıtayda konu edilemez (Sema İçki Şirketi Ltd. ile Kıbrıs Kredi Bankası Ltd. Yargıtay/Hukuk 36/1994 Dağıtım 6/1995).

Alt Mahkemeye sunulan şa-hadette, bu konuda iddia yapıldığı görülmekle birlikte, Davalıların yukarıda yer verilen Müdafaalarında tarafların 22.5.2012 tarihinde aylık kira bedelinin 4500 TL olması hususunda anlaştıkları ve bu konuda yeni bir anlaşma yaptıkları ileri sürülmüştür. Da-valıların, Alt Mahkemede bu konu ile ilgili iddia ileri sürdüğü ve şahadet sunduğu gerçeğinden hareketle, Davacının iddiasına itibar edilmez.

Yazılı kira mukavelesinin Davalıların iddia ettiği şekilde değiştirildiği iddiasına geldiğimizde ise, bu konud-aki yazılı bir sözleşmenin sözlü bir anlaşma ile değiştirilip değiştirilemeyeceği sorusuna cevap vermek gerekir.

Sözleşmeler hukuku açısından, bu konuda Yasamızın mehazı olan İngiltere'de verilmiş temel kararlardan Jacobs v. Batavia and General Plantatio-ns Trade (1924) 1 Ch. 287 referanslı kararda şu görüşlere yer verilmiştir:

"It is firmly established as a rule of law that parol evidence cannot be admitted to add to, vary or contradict a deed or other written instrument. Accordingly, it has been held t-hat (except in cases of fraud or rectification and except, in certain circumstances, as a defence in actions for specific performance) parol evidence will not be admitted to prove that some particular term, which had been verbally agreed upon, had been omi-tted (by design or otherwise) from a written instrument constituting a valid and operative contract between the parties"

(Yerleşmiş hukuki prensiplere göre, sözlü şahadet ile yazılı bir belgeye ek yapmak, değiştirmek veya tersini iddia etmek mümkün değild-ir. Keza taraflara uygulanan geçerli bir sözleşmenin bir koşulunun iptal edildiğini ispat etmek amacıyla şahadet sunulmasına izin verilmez.)

İçtihatlarımızda bu kurala istinaden yazılı bir sözleşmenin sadece yazılı olarak değiştirilebileceği ve sözlü olar-ak değiştirilemeyeceği prensibi takip edilmektedir.

Yazılı bir sözleşmenin ancak yazılı olarak değiştirilebileceği ve sözlü olarak değiştirilemeyeceği prensibinden hareketle, Davalıların ileri sürdüğü 2. yıl için tarafların anlaştıkları kira bedelinin 45-00 TL olduğu iddiasına itibar edilmez.

Bununla birlikte, huzurundaki şahadete istinaden Alt Mahkeme, Davalıların sözleşmede anlaşılan 3000 Stg. kira bedelini iptal ettikleri, anlaşarak bu anlaşmayı ortadan kaldırdıkları, yeni bir kira bedelinde anlaşara-k sözleşmeyi değiştirdikleri iddialarını incelemiş ve bu iddiaların hiçbir şekilde ispat edilemediğine bulgu yapmıştır.

Davalılar, Davacının şahadeti esnasında, bu anlaşmayı kabul ettiğini iddia etmiş olmalarına karşın, Davacının şahadetinde açık olarak -veya zımnen böyle bir kabulü bulunmamaktadır. Alt Mahkemeye Emare No.2 olarak sunulan makbuza dayanan Davalılar, taraflarca aylık kira bedellerinin 4500 TL olarak ödenmesinde anlaşıldığını, makbuzda Ocak - Mayıs 2012 ayları kira bedelleri toplamı olarak 5 -aylık kira borcunun 22,500 TL olarak ödendiğini, bu nedenle tarafların anlaşmalarının aylık 4500 TL olduğunu ileri sürmüştür. Davalılar, tarafların mutabakatı ile anlaşmanın iptal edildiğini (rescission) ve yeni bir anlaşmanın yapıldığını iddia etmektedirl-er.

Karşılıklı ifa yükümlülüğü olan bir anlaşmanın, herhangi bir tarafın mükellefiyetini tam olarak ifa etmediğinde, sözleşme ihlal edilmeden sona erdirilebilmesi (rescind) için tarafların açık veya zımni bir mutabakatının bulunması şarttır. Bu husustaki- prensip, Chitty on Contracts 22.Edition Vol.1 sayfa 494 paragraf 1137'de ifade edilmiştir:

"Rescission by agreement. Where a contract is executory on both sides, that is to say, where neither party has performed the whole of his obligations under it,it -may be rescinded at any time before breach by mutual agreement, express or implied."

Bir sözleşmenin zımnen sona erdirilmesi, tarafların daha sonra yapacağı bir sözleşmeyle önceki sözleşmeye tenakuz yaratması veya sözleşmedeki herhangi bir tarafın, sözle-şmenin uygulanması için gereken süreden uzun bir müddet geçmesine rağmen sözleşmeyle ilgili ısrarcı olmaması hallerinde mümkün olabilir (Halsbury's Laws of England Vol.8 sayfa 174 paragraf 296).
Davalıların ileri sürdüğü anlaşmanın değiştirildiği (variati-on) iddiası da tıpkı sözleşmenin sona erdirilmesi gibi tarafların mutabakatı ile meydana gelebilir (Bkz. Chitty on Contracts 22.Edition Vol.1 sayfa 497 paragraf 1145).

Bir sözleşmeden veya sözleşmenin koşulundan feragat (waiver), bir anlaşma veya davran-ışla gerçekleşebilir (Halsbury's Laws of England Vol 8 sayfa 175 paragraf 299).

Alt Mahkemenin Emare No.2 olarak kaydettiği makbuzda, Davacı 25.5.2012 tarihinde ödemeyi "...Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs 2012 aylarına mahsuben bugün 22,500 TL" aldığını b-eyan etmiş, Davalı No.1 de bu makbuzu ödeyen sıfatıyla imza etmiştir. İlgili makbuzda ödemenin açıkça kira bedellerine mahsuben alındığı yazılmış ve Davalı No.1'in de bunu imzalayarak kabul etmiş olmasına binaen, Davalıların bu ödemenin toplam bedelinin 5 -ay üzerinden 4500 TL'den 22,500 TL olmasına dayanarak, kira mukavelesi dışında taraflar arasında yeni bir anlaşma yapıldığını ileri sürmelerinin hukuken bir değeri olamaz. Davalılar sözleşmenin sona erdiğini gösterecek bir şahadet sunamadıkları gibi, emare- belge Davalıların iddialarının aksine bir durumu yansıtmaktadır. Tarafların kira mukavelesinin ikinci yılı için anlaşmanın sona erdirildiği veya anlaşmayı değiştirdikleri veya bu koşuldan feragat ettikleri ve böylelikle yeni bir kira bedelinde anlaştıklar-ı yönünde bir anlaşmaları veya mutabakatları olmadığından veya olduğunu gösteren bir belge veya şahadet bulunmadığından veya zımnen bu sonucu doğuran bir şahadet bulunmadığından, Davalılar iddialarında haklı değildirler.

Belirtilenlerle, Alt Mahkeme, Mav-i 97 ve 98'de yer alan Davalıların kira bedelinin 4500 TL olması hususunda taraflar arasında bir anlaşma yapıldığı iddialarını reddetmekle hata yapmış değildir.

Davalılar Avukatının hitabında üzerinde durduğu estoppel iddiası, Davalıların müdafaalar-ında ileri sürülmüş bir iddia değildir. Estoppel müdafaası olgusal iddia içermesi gerektiğinden, layihalarda bu olgular ileri sürülmeli ve estoppel müdafaası yapılmalıdır. Layihada bu müdafaa açıkça ileri sürülmediği müddetçe, mahkeme tarafından estoppel m-üdafaası dikkate alınamaz veya estoppel müdafaası ile ilgili bir bulguya varılamaz. Bu gerekçe ile Davalıların layihasında yer almayan estoppel müdafaasını dikkate almayız (UBP ve Diğeri ile Ahmet Kaşif Yargıtay/Hukuk 3/2013 Dağıtım 3/2013).

Davalılar sö-zleşmeyi değiştirdikleri ve sözlü bir anlaşma yaptıkları iddialarında başarısız olduklarından, mukavelenin ve ikinci yıl kira bedeli şartının geçersiz kılındığı iddialarında da başarılı olamadılar.

Bu gerekçelerle 1.istinaf sebebinin reddedilmesi gerekir-.

Muhterem Alt Mahkeme, kira sözleşmesinin sona erdiğine veya kiralanan yerin tahliye edildiğine bulgu yapmamakla hata yaptı.

Davalılar, Müdafaalarında, Davalıların mecuru 10.8.2012 tarihinde boşaltmaları ile tahliye ettiklerini ileri sürmüşlerdir. Dav-alılar, Davacının 10.8.2012 tarihinde mecuru teslim almayı reddettiğini, hasarın tespit edilebilmesi için bilirkişi getireceğini gerekçe göstererek anahtarları almadığını iddia etmiştir.

Davacı, Emare No.1 Mukavelenin, mukavelede belirtilen 31.12.2012 t-arihinde sona erdiğini ileri sürmüştür.

Davacı, kira mukavelesinin 10.8.2012 tarihinde sona erdiğini kabul etmediğine ve anahtarları da teslim almadığına göre, Davalılar mukavelenin feshedildiğini ispat etmekle yükümlüdürler.

Emare No.1 Kira Mukavelesi-nin 2.maddesi, kiracının yani bu davadaki Davalı No.1'in kira mukavelesini nasıl sonlandıra-bileceğini düzenleyen paragraftır. Bu paragraf aynen şöyledir:

"2. Kira müddeti 1.1.2011 tarihinde başlayıp 31.12.2012 tarihinde sona ermek üzere 2 senedir. Ancak,- kiracı-
a) 15.11.2011 tarihinden sonra herhangi bir zaman mal sahibi önceden asgari 30 günlük yazılı bir ihbar vermek; ve, keza,
b) Mecuru boş olarak mal sahibine yukarıda mezkur yazılı ihbarda belirtilecek bir tarihte ve bu kira sözleşmesi kurallarına u-ygun olarak teslim etmek
suretiyle bu kira mukavelesini ve dolayısıyla, kira müddetini sona erdirebilir."


Tarafların mukavelede anlaştıkları koşula göre, Davalı No.1'in kira mukavelesini sonlandırabilmesi için 30 günlük ihbar vermesi ve sözleşme kurallar-ına uygun olarak mal sahibine yani bu davadaki Davacıya ihbarda belirtilecek tarihte mecuru boş olarak teslim etmesi gerekmektedir.

Bunlar yapıldığı takdirde mukavele sona ermiş, mecur tahliye edilmiş olacaktır.

Davalı No.1 veya Davalılar, Davacıya 30 -günlük bir ihbar verdiklerini Müdafaa Takririnde iddia etmedikleri bir yana, bu hususta gönderilmiş bir ihbarı da mahkemeye sunmuş değildirler.

Davalı No.1, Davacıya 21.11.2012 tarihinde Emare No.3 İhbarı göndermiş ve bu ihbarda Davacıya tahliye için bir- bildirimde bulunduğunu ve Davacının anahtarları teslim almadığını belirtmiş, bu nedenle kendilerinin kira sorumluluklarının olmadığını ileri sürmüştür.

Bu ihbar ve Davalıların diğer iddiaları birlikte değerlendirildiğinde, mukavelenin sona erdiği iddia -edilen 10.8.2012 tarihinden önce asgari 30 günlük bir ihbar gönderilmediği anlaşılmaktadır. Davalılar mukaveleye uygun bir ihbar göndermedikleri gibi, mukaveleye uygun olarak veya herhangi bir şekilde 10.8.2012 tarihinde mecuru Davacıya teslim etmedikleri -aşikardır; bu ihbar kendiliğinden bu olguları teslim etmektedir. Davalı No.1 veya Davalılar ne mukaveleye uygun bir ihbar göndermişler ne de mecuru Davacıya teslim etmişlerdir. Dolayısıyla, bu bağlamda mecuru tahliye ettiklerinden söz etmek mümkün değildir-.

Belirtilen gerekçelerle mukavele, mukavelede belirtilen tarihte sona ermiştir.

Bu nedenlere istinaden, Davalılar 2.istinaf sebeplerinde de haklı değildirler. Belirtilen gerekçelerle, 2.istinaf sebebi de reddedilir.

Muhterem Alt Mahkeme, Davalılar-ın ödemeleri gereken aylık kira bedelleri cezai şart(penalty clause) olduğundan, bu kira bedellerinin ödenmesine emir vermekle hata yaptı.

Davalılar, kira mukavelesindeki 3000 Stg. kira bedelinin cezai şart oluşturduğunu, bu nedenle uygulanamayacağını id-dia etmektedirler.

Alt Mahkeme, Davalıların bu iddialarını incelemiş ve Mavi 101'de aylık 3000 Stg. kira bedeli ödeme yükümlülüğünün cezai şart niteliği taşıyacak mahiyette bir miktar içermediğine bulgu yapmış, neticede bu iddiaları reddetmiştir.

Chit-ty on Contracts 25.Edition sayfa 919 paragraf 1676'da konu başlığı altında, "sözleşmenin ihlali nedeniyle ödenmesi gerekenin dışında sözleşmede ödenmesinde anlaşılan bir meblağ cezai şart oluşturmaz" ifadesi kullanılmıştır. Bu başlığın devamında belirtilen- hukuki prensip ise; sözleşmede bir tarafın akitsel yükümlülüğü olarak sözleşmenin ifası nedeniyle ödenmesi gereken bir meblağ cezai şart olamayacağı gibi, sözleşmenin ihlali dışında herhangi bir olayın gerçekleşmesi nedeniyle ödenmesi gereken bir meblağ d-a cezai şart oluşturmaz. Şöyle ki:

"An agreed sum cannot be penalty unless payable upon breach. A sum payable upon performance of the claimant's contractual obligation cannot be a penalty; nor at common law, can a sum which is payable upon an event other -than a breach of contract a penalty."

Davalıların ödemeleri gereken aylık 3000 Stg. kira bedeli, sözleşmenin ihlal edilmesi halinde ödenecek bir meblağ olmadığı gibi, sözleşmenin ifasında ödeneceğinden cezai şart teşkil etmez. Bu nedenle, sözleşmenin ihl-aline bağlı ödenmeyeceğinden, aylık kira bedellerinin miktarı da bir önem arz etmez.

Belirtilenlerle, Davalıların 3 istinaf sebebinin de reddi gereklidir.

Davalılar Alt Mahkemede, 10.8.2012 tarihinde mukaveleyi feshettiklerini ve mecuru tahliye ettikle-rini ispat edemediklerinden, Davacının konsolide edilen her üç davada talep ettiği muaccel olmuş kira bedellerini ödemekle yükümlüdürler.

Tüm yukarıda söylenenler ve istinaf sebeplerinin reddedilmesine binaen Alt Mahkeme, Davacı lehine ve Davalılar aleyh-ine emir ve hüküm vermekle hata yapmamıştır.

SONUÇ

Davalıların istinafı reddedilir. İstinaf masraflarının Davalılar tarafından Davacıya ödenmesine emir verilir.




Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç - Yargıç Yargıç


20 Haziran 2017








7






Full & Egal Universal Law Academy