Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 112/2020 Dava No 2/2022 Karar Tarihi 08.04.2022
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 112/2020 Dava No 2/2022 Karar Tarihi 08.04.2022
Numara: 112/2020
Dava No: 2/2022
Taraflar: Mojdeh Keshavarz Manesh ve diğeri ile Doğan Arif ve diğerleri arasında
Konu: Mahkemelerin yetkileri - mahkemelerin davaları tamamen ve kesin olarak karara bağlama yetkisi - mahkemelerin doğal yetkisi - yargısal işlemlerin durdurulması (stay of proceedings) - temiz eller (clean hands) kavramı
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 08.04.2022

-D. 2/2022 Yargıtay/Hukuk No: 112/2020
(İskele Dava No: 202/2020)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Bertan Özerdağ, Beril Çağdal, Peri Hakkı

İstinaf eden: No.1- Mojdeh Keshavarz Manesh, Yetkili Vekili- Tolga Çavuşoğlu, Marmara Bölgesi 24. Sokak, No. 30- Lefkoşa
No.2- Faramarz Rasooli, Yetkili Vekili Tolga Çavuşoğlu, , Marmara Bölgesi 24. Sokak, No. 30- Lefkoşa
(Davacılar)
- ile

Aleyhine istinaf edilen: No.1- Doğan Arif, Dee European Hotel, Mustafa Kemal Bulvarı, Gazimağusa
No.2- Acar Acabey, Dee European Hotel, Mustafa Kemal Bulvarı, Gazimağusa
No.-3- Dee European Com. Limited (MŞ0257) Dee European Hotel, Mustafa Kemal Bulvarı, Gazimağusa
(Davalılar)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat İrem Mustafa Söker adına
Avukat -Özkul Özdevim
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Uğur Öztürk

İskele Kaza Mahkemesi Başkanı Fadıl Aksun'un, 202/2020 sayılı davada, 17.7.2020 tarihinde verdiği emre karşı, Davacılar tarafından yapılan istinaftır.

------------




K A R A R

Bertan -Özerdağ: Bu istinafta, İstinaf Eden/Davacılar kararda bundan böyle sadece Davacılar ve Aleyhine İstinaf Edilen/Davalılar ise, sadece Davalılar olarak anılacaktır.

OLGULAR

Mesele ile ilgili olguları aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür;

Davacılar Davalıl-ar aleyhine İskele Kaza Mahkemesinde 202/2020 sayılı hukuk davasını ikame etti. Bu davada Davacılar, Davalı No.1 ve/veya Davalılardan 26.3.2010 tarihli sözleşme tahtında satın almış oldukları taşınmaz için ödedikleri 47.250 Stg., 2.500 Stg., 14.925 Stg. v-e 15.600 Stg.'nin, bu meblağlar üzerinden oluşacak yasal faizleri ile birlikte kendilerine ödenmesine ilişkin emir ve/veya hüküm talep ettiler.

Davanın kendilerine tebliğ olmasını müteakip Davalılar avukatları vasıtasıyla isbatı vücut dosyaladılar.

-Alt Mahkeme huzurunda 30.6.2020 tarihli celsede taraflar avukatları vasıtasıyla uzlaştıklarını ve taksitli, icra ertelemeli (stay) hüküm yazdırmak istediklerini Mahkemeye beyan ettiler.

Alt Mahkeme bu beyan üzerine, satış konusu meblağın nasıl ödendiğin-i sorgulayarak, bu paranın KKTC'ye nasıl getirildiği konusunda taraflardan bilgi istedi. Tarafların bir aracı vasıtasıyla paranın ödendiğini belirtmeleri üzerine Alt Mahkeme, ilgili kişinin KKTC'ye giriş çıkışlarının ve paranın nereden nereye geldiğini gös-teren belgelerin tedariki amacıyla davayı 17.7.2020 tarihine erteledi.

17.7.2020 tarihli celsede Alt Mahkeme huzurunda taraf avukatlarınca yine aynı yönde beyanlar yapıldıktan sonra Mahkeme, dava konusu paranın KKTC'ye ne şekilde girdiği ve Davalılar ta-rafından bu parayla ilgili olarak vergi yükümlülüğü ile alakalı beyan yapılıp yapılmadığı konusunda soruşturma açılmasına emir vererek soruşturma açılmasına ilişkin emrin bir suretinin Polis Genel Müdürlüğüne tebliğ edilmesine, davanın ilgili soruşturmanın- neticesine kadar günsüz kalmasına emir verdi.

Davacılar bu emirden huzurumuzdaki istinafı dosyaladı.
İSTİNAF SEBEPLERİ

İstinaf ihbarnamesindeki 1 istinaf sebebi ve onun altındaki iki alt paragraf altında ileri sürülen argümanlar göz önüne alındığı-nda istinafı tek başlık altında özetlemek mümkündür;

Muhterem Alt Mahkemenin, tarafların uzlaştıklarını beyan edip Mahkeme huzurunda hüküm ısdar edilmesi için talepte bulundukları bir aşamada resen soruşturma başlatması ve davayı soruşturmanın sonuna kad-ar süresiz ertelemesi ve/veya tarafların uzlaşısına rağmen hüküm ısdar etmemesi hatalı olup paranın soruşturmasına ilişkin emir Mahkemenin yetkileri ile bağdaşmayan ve/veya keyfi ve/veya adaletin tecellisini engelleyici ve/veya mevzuata aykırıdır.

TARA-FLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

Davacıların Avukatı istinaftaki hitabında özet olarak;

Davacıların uzun bir süre önce KKTC'de ev satın almak için Davalılarla bir sözleşme akdeylediklerini, sözleşmeye konu taşınmaz için Davalılara ödemelerde bulunduklarını,- bu ödemelerin kendileri adına hareket eden bir kişi tarafından KKTC'de Davalılara yapıldığını, Davalıların bu ödemeyi kabul ettiklerini, bu miktarı geri ödeme borçları olduğunu da kabul ettiklerini ancak borcu taksitlerle ödeyebilecekleri için dava açılıp- taksitli hüküm yazılması konusunda Davacılarla anlaştıklarını, bu anlaşma uyarınca açılan dava Davalılara tebliğ edilmesine ve Davalılar avukatları ile mahkemede hazır olup hüküm teklifinde bulunmalarına rağmen Mahkemenin yetkilerini aşarak mesele ile ilg-ili soruşturma açılmasına talimat verdiğini, bu durumun Davacılar açısından adaletsizlik yarattığını, Davacıların ödedikleri meblağı geri almalarının engellendiğini dolayısıyla, 17.7.2020 tarihli emrin hatalı olduğunu ileri sürdü.

Davalılar adına Mahkem-ede hitapta bulunan Avukat ise Davacıların Avukatının beyanına katılarak hüküm verme teklifi için mahkemeye gittiklerinde mahkemenin soruşturma açılmasına direktif verdiğini, bu direktifin hatalı olduğunu, halen daha hüküm vermek ve ihtilafı çözmek istedik-lerini beyan ve iddia etti.

İNCELEME

Tarafların iddia ve argümanlarını, istinaftaki hitapları, istinaf sebebini yasal durum ışığında değerlendirdik.

Muhterem Alt Mahkemenin, tarafların uzlaştıklarını beyan edip Mahkeme huzurunda hüküm ısdar edilm-esi için talepte bulundukları bir aşamada resen soruşturma başlatması ve davayı soruşturmanın sonuna kadar süresiz ertelemesi ve/veya tarafların uzlaşısına rağmen hüküm ısdar etmemesi hatalı olup paranın soruşturmasına ilişkin emir Mahkemenin yetkileri il-e bağdaşmayan ve/veya keyfi ve/veya adaletin tecellisini engelleyici ve/veya mevzuata aykırıdır.

Yukarıda yer verdiğimiz istinaf başlığından da anlaşılacağı üzere, taraf avukatları ilgili tarihte Davacılar ve Davalılardan almış oldukları talimat ve yet-kiye atfen Alt Mahkeme huzuruna hüküm vermek üzere çıkmışlardır. Keza, istinaf aşamasında da hüküm verme uzlaşılarının devam etmekte olduğu yapılan beyanlardan anlaşılmaktadır.

Alt Mahkeme 30.6.2020 tarihinde taraflardan talep ettiği belgelerin tedarik-i için meseleyi 17.7.2020 tarihine tayin etmiştir.

Alt Mahkeme 17.7.2020 tarihli celsede tarafların hüküm yazılması taleplerine karşın, "... net söyleyim ben kara para ile ilgili soruşturma açmak zorundayım..", "her halükârda bu parayla ilgili olarak so-ruşturma açılması lazımdır." , "...tamam ben de aynı şeyi söylüyorum kimin sorumluluğu var zaten onun polis yapacak tahkikatını bulacak.." şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

Tarafların Mahkemeye beyan ettikleri uzlaşıya rağmen Alt Mahkeme neticede hüküm- ısdar etmek yerine aşağıdaki emri vermeyi uygun bulmuştur;

"Yukarıdakiler tezekkür edildikten sonra dava konusu paranın KKTC'ye ne şekilde girdiği, Davalılar tarafından bu parayla ilgili olarak vergi yükümlülüğü ile alakalı beyan yapılıp yapılmadığı ko-nusunda soruşturma açılmasını uygun bulurum. İşbu emrin bir suretinin Polis Genel Müdürlüğüne tebliğ edilmesine, davanın ilgili soruşturmanın neticesine kadar günsüz kalmasına Emir verilir."

Verilen bu direktif sonrasında Alt Mahkeme huzurundaki dosya -halen günlendirilmemiş olup askıdadır. Bir başka anlatımla, Alt Mahkeme soruşturma açılmasına direktif vermesi yanında işlemlerin durması (stay of proceedings) yönünde de bir emir vermiştir.
İstinaf duruşmasında gerek Davacılar ve Avukatı gerekse Davalıl-ar adına bulunan Avukat, Alt Mahkeme kararı ile hemfikir olmadıklarını beyan ettiler.

Hukuk davalarında mahkemelerin yetkilerini düzenleyen 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 40.maddesi mahkemeye, taraflar arasındaki ihtilaflı konuların mümkün olduğu o-randa tümüyle ve kesin olarak karara bağlanmasını sağlamak ve ihtilaflı konularla ilgili yasal işlemlerin çoğalmasını önlemek amacıyla tüm hukuki çareleri bahşetme yetkisi vermektedir. İlgili madde aynen şöyledir;

"Davaların tamamen ve nihai olarak -karara bağlanması40.Hukuk davalarında yetkisini kullanan her mahkeme, bir dava veya işlemde, taraflardan birinin usulüne uygun olarak yapmış olduğu yasal veya nisfete uygun bir talebi haklı bulduğu takdirde, talepte bulunan tarafa kayıtsız şartsız veya a-dil gördüğü kayıt ve koşullara bağlı olarak ve taraflar arasındaki ihtilaflı konuların mümkün olduğu oranda tümüyle ve kesin olarak karara bağlanmasını sağlamak ve ihtilaflı konularla ilgili yasal işlemlerin çoğalmasını önlemek amacıyla tüm hukuki çareleri- bahşeder."

Görülebileceği üzere ilgili yasa maddesinde, mahkemelerin hukuk davalarındaki yetkisinin;
taraflardan birinin usulüne uygun olarak yapmış olduğu yasal veya nisfete uygun bir talebi,
haklı bulduğu takdirde,
talepte bulunan tarafa kayıtsız şar-tsız veya adil gördüğü kayıt ve koşullara bağlı olarak,
taraflar arasındaki ihtilaflı konuların mümkün olduğu oranda tümüyle ve kesin olarak karara bağlanmasını sağlamak ve ihtilaflı konularla ilgili yasal işlemlerin çoğalmasını önlemek amacıyla tüm hukuki- çareleri sağlamak olduğu belirtilmektedir.

Esasen, bu düzenleme mahkemelerin yetkisini (jurisdiction) düzenlemektedir. Mahkemelerin yetkileri, bir taraftan bölgesel veya dava konusuna göre değişiklik arz etmekte olup yasalarca belirlenmekle birlikte, d-iğer taraftan Mahkemenin huzuruna gelen bir talep konusunda üreteceği hukuki çareler açısından da yetkili olması gerektirmektedir.

Bu konuda Halsbury's Laws of England 3.Edition Vol.9 sayfa 350 paragraf 822'de meaning of jurisdiction yan başlığı altında- jurisdiction'ın anlamı açıklanmaktadır;

"882. Meaning of jurisdiction. By jurisdiction (m) is meant the authority which a court has to decide matters that are litigated before it or to take cognisance of matters presented in a formal way for its decision- (o). The limits of this authority are imposed by the statute, charter, or commission under which the court is constituted (p), and may be extended or restiricted by the like means. If no restriciton or limit is imposed the jurisdiction is said to be unlim-ited. A limitation may be either as to the kind and nature of the actions and matters of which the particular court has cognisance (q), or as to the area over which the jurisdiction shall extend (r), or it may take of both these characteristics."


Bu -alıntıyı şöyle özetleriz; mahkemelerin yetkileri (jurisdiction) yasa, tüzük veya oluşumlarını sağlayan belgelerden kaynaklanmaktadır. Bu yetkiler bu kurallara dayanarak genişletilmekte veya kısıtlanmaktadır. Davanın türüne ve yetkinin hangi alana kadar uza-ndığına bağlı olarak kısıtlama söz konusu olur.

9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nda veya mevuzatımızda bir mahkemeye huzurunda görüşülen bir dava ile ilgili suç işlenip işlenmediği konusunda soruşturma açılmasına direktif verme yetkisi tanıyan açık herh-angi bir düzenleme bulunmamaktadır. Diğer taraftan bunu açıkça sınırlayan bir kural da yoktur.

Mahkemenin yargılama esnasında temel görevinin huzurundaki ihtilafı adil bir çözüme ulaştırmak olduğunu ve taraflar arasındaki ihtilaflı konuların mümkün olduğ-u oranda tümüyle ve kesin olarak karara bağlanmasını sağlamak ve ihtilaflı konularla ilgili yasal işlemlerin çoğalmasını önlemek amacıyla tüm hukuki çareleri sağlamak olduğunu tekrardan belirtmeyi gerekli görürüz. Dolayısıyla Mahkeme, huzurunda çare arayan- tarafların ihtilaflarını tümüyle kesin ve nihai olarak çözecek şekilde kararlar vermelidir.

Hukuk davalarında mahkemenin hukuk yetkisi kullanan bir mahkeme olduğunu, ceza yetkisi kullanmadığını ve ceza yargılaması yapmadığını zihinde tutarak görevleri-nin, huzurundaki mesele ile ilgili tarafların herhangi bir suç işleyip işlemediklerini tezekkür etmeden, tarafların ihtilafları ve talepleri ile ilgili nihai ve kesin bir çare üretilmek olduğunu ifade ederiz.

Bununla birlikte, tarafların yasaları ihlal -ederek, Mahkemeye gelip Yasalardan yararlanarak çare araması tasvip edilecek bir yöntem değildir. Keza, tarafların yasalara saygılı bir şekilde, temiz ellerle Mahkemeye gelip yasaların verdiği haklardan yararlanmaları beklenmektedir. Yasalar ihlal edilerek- yapılan bir sözleşmedeki hakların tekrar geri elde edilmesine Mahkeme yardımcı olmamalıdır. Mahkemeye yasaları ihlal ederek temiz ellerle gelmeyenlerin dava açma hakkı olmadığı kabul edilmelidir. (Bkz. Yargıtay/Hukuk 29/2002 D. 12/2004, Panayı Kalava v. G-eorgios Bassiliou and G. Ch. Ioannides (CLR) vol. 7 sayfa 67 - You shall not have a right of action when you come into a Court of Justice in this unclean manner)

Huzurumuzdaki istinafa konu davada, tarafların ihtilaf konularının bir satış sözleşmesinin- ihlali olduğu, bu satış sözleşmesi altında ödenen meblağların ödeyen taraf lehine hüküm verilerek geri ödenmesi hususunda mahkemeden çare talep edildiği anlaşılmaktadır.

Alt Mahkeme bu satış sözleşmesine konu meblağın KKTC'ye nasıl getirildiği konusund-a taraflardan bilgi istedi. Taraf avukatları ise bu konuda 30.6.2020 tarihli celsede aşağıdaki cevapları Mahkemeye iletti;

"Av. Mustafa: Efendim aslında Davalının yetkilisi ilgili tarihlerde parayı alan kişi buradadır bize izahat verebilir. Benim bildiğim- kadarıyla Davalının yetkilisi İranlı müşterilerine ilişkin yetkilisi bu parayı yurt dışından KKTC'ye sokabileceği rakama uygun olarak İran'a gittiğinde dönüşümlü getirip satış sözleşmesi doğrultusunda çünkü....

...

Av. Mustafa: efendim aslında Davalı b-u parayı alan kişi buradadadır izah edebilir.

...

Davalı No.2: Bazısı banka kanalıyla geldiydi bazısı, bazısı da işte yani eycıns dediğimiz onlar getirir götürürdü o zaman.

Av. Mustafa: Efendim o sunduğumuz makbuzların bazılarında nakit diğer bankaya -olan şey."

Alt Mahkemede taraf avukatları paranın KKTC'ye kısmen banka yolu ile kısmen ise elden yasalara uygun sınırlar içerisinde yolcu beraberi getirtildiğini ve Davalıya ödendiğini ifade etmiştir. Bilindiği üzere, 38/1997 sayılı Para ve Kambiyo Yasa-sı'nın 7.maddesinin (1).fıkrası uyarınca, yurtdışından KKTC'ye yapılacak giriş veya KKTC'den yurtdışına yapılacak çıkışlarda Resmi Gazete'de belirtilen sınırlar içerisinde yolcu beraberi olarak nakit getirmek veya nakletmek serbesttir ve dolayısıyla yasald-ır. Bu nedenle, sınırlar dahilinde olduğu müddetçe taraflarca bazı ödemelerin yurt-dışından nakit olarak getirtip veya getirip sözleşme altında ödemede bulunmalarında Yasa'ya aykırılık bulunmamaktadır.

Bu hususta Alt Mahkeme tarafların yasalara aykırı -bir işlem yapıp yapmadığını belirlemek amacındaysaydı, huzurunda bulunan tarafların şahadet sunmasını talep edebilir, sunulan şahadeti inceleyebilir ve eğer yasalara aykırı bir durum mevcut ise davanın reddine emir verebilirdi.

Alt Mahkeme huzurunda ta-raflar makbuzlarını sunmuş ve gerekmesi halinde şahadet sunmaya hazır olduklarını ifade etmişlerdir. Alt Mahkemede Davacı Avukatının Davalıya yapılan ödemelerin banka vasıtasıyla ve yasal sınırlar içerisinde KKTC'ye getirilen nakdi meblağlarla yapıldığını -ifade etmesinde Alt Mahkemenin talebin yasalara aykırı bir talep olduğundan şüphe etmesi noktasına gitmesini gerektirecek bir olgu mevcut değildi. Bunun yanında Alt Mahkemenin huzurundaki beyan ve olgulardan tatmin olmaması halinde hüküm ısdar etmeden vey-a bir karar vermeden önce daha detaylı şahadet sunulmasını talep etme hakkı bulunmaktaydı. Tarafların hukuk davasındaki taleplerinin yasal olup olmadığını belirleme yetki ve görevi Alt Mahkemedeydi. Ezcümle, Alt Mahkemenin yalnızca bu konuda tarafların tal-ep ettiği çarenin 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 40.maddesi altında bahşedilip bahşedilemeyeceğine karar vermesi gerekmekteydi.

Bu nedenle, Alt Mahkemenin talep ve olguları ile ilgili taraflarca şahadet sunulmadan veya bu şahadete istinaden herhangi- bir inceleme yapmadan veya bulguya varmadan meseleyi cezai tahkikat başlatmak üzere polise havale etmesi ve davadaki işlemleri durdurması hatalıdır.

Diğer taraftan Alt Mahkemeye yukarıda aktardığımız taraf avukatlarının veya tarafların beyanlarından -görüleceği üzere, ödenen meblağların yasal yollardan yapıldığı ifade edilmişti ve Alt Mahkeme huzurunda bunun aksini gösterecek herhangi bir şahadet veya olgu mevcut değildi. Buna rağmen Alt Mahkeme Mavi 22'de, "kara paradan kastım şu para zaten normal Kam-biyo Yasası dışında geldiyse her halükârda bu parayla ilgili olarak soruşturma açılması lazımdır." içerikli bir beyanda bulunduktan sonra "Tamam ben de aynı şeyi söylüyorum kimin sorumluluğu var zaten polis yapacak tahkikatını bulacak.." ifadelerini kullan-arak sorumluların tespiti için soruşturma açılmasına direktif vermiştir. Hukuk yetkisi kullanan bir mahkemenin, huzurunda bir suç işlendiği ihtimalini tespit etmesi halinde bu konuda herhangi bir ceza mahkemesi yetkisine giren inceleme yapmaması veya ceza -yargılaması konusuna girecek bir beyanda bulunmaması veya bulguya varmaması gerekir.

Bu nedenle Alt Mahkemenin, yukarıda alıntı yaptığımız beyanlarından da görülebileceği üzere, bir suç işlendiği bulgusuna varılmış gibi; bu parayla ilgili olarak vergi yü-kümlülüğü ile alakalı beyan yapılıp yapılmadığı konusunda soruşturma açılması gerektiği ve kimin sorumluluğu var ise yapılacak tahkikatla belirlenmesi gerektiği beyanlarında bulunması hatalıdır.

Ayrıca ülkeye sokulacak nakdi bankotların yasal sınırların- fevkinde olması 38/1997 sayılı Para ve Kambiyo Yasası'na aykırılık oluşturacak bir mesele olup bu konuda oluşacak vergisel açıdan herhangi bir sorumluluk yoktur. Dolayısıyla, Alt Mahkemenin direktif verdiği soruşturma talimatı içeriği açısından da hatalı-dır.

Netice olarak, daha önce de ifade ettiğimiz üzere, hukuk davasında yetkili olan Alt Mahkemenin yapacağı incelemede huzurundaki olgu ve şahadetin sonucunda yasalara aykırı bir talep olduğuna bulgu yapması halinde talebi reddetme de dahil uygun gördüğ-ü hukuki bir çare üretmesi ve meseleyi askıda, günsüz bırakmaması gerekirdi.

Bu netice ışığında Alt Mahkemenin davayı günsüz bırakan ve dosyanın Polis Genel Müdürlüğüne tebliğ eden emri hatalı olduğundan iptal edilerek dosyanın mukayyitlik tarafından- derhal günlendirilip mahkeme huzuruna getirilmesine direktif verilmesi gerekir.

Beril Çağdal: Huzurumuzdaki istinafta temel yakınma konusu, tarafların uzlaşısı neticesinde "by consent" hüküm yazılması taleplerine karşılık Alt Mahkemenin hükme konu yapıl-mak istenen meblağın KKTC'ye ne şekilde girdiği, Davalılar tarafından bu parayla ilgili olarak vergi sorumluluğu ile alakalı beyan yapılıp yapılmadığı konusunda soruşturma açılması ve ilgili soruşturma neticesine değin davanın günsüz kalmasına dair emir ve-rmesine ilişkindir.
Alt Mahkeme zabıtlarından, Alt Mahkeme huzurundaki davanın 13.6.2020 tarihinde E2 N6 şeklinde dosyalandığı ve ilk kez 30.6.2020 tarihinde ele alındığı görülmektedir. İlgili tarihte Alt Mahkemenin, Mavi 19'da "yani açık ve net söyleyim -size 13'ünde bu dava dosyalandı 16'sında gelindi mahkemeden alındı, davanın gününden önce müracaat edildi mahkemeye hızlı şekilde hüküm vermek isteriz dendi aklımda çok ciddi soru işaretleri var öncelikle bu paranın nasıl KKTC'ye geldiği şu an nerde olduğu- ve herhangi bir prosese dahil edilip edilmeye çalışma-dığı yönünde dolayısıyla şu an bu hükmü yazmak istemiyorum. Bu konudaki şüphelerimi size aktardım bu şüphelerimi giderin ona göre yazalım" şeklinde bir söylemi olmuştur. Aynı tarihte Alt Mahkeme, dava -konusu ödemelere ilişkin yurt dışından geldiği taraflarca kabul edilen hükme konu meblağa ilişkin para akışını "kara paranın aklanmasına ilişkin yasa gereğince" gör-mesi gerektiğini taraflara söylemiş ve bu doğrultuda dava 17.7.2020 tarihine ertelenmiştir.-
17.7.2020 tarihli Alt Mahkeme zabıtlarından (Mavi 21), Davacı Avukatının Davacıların ödemeyi yaptığı kişinin giriş-çıkış raporunu temin ettiklerini beyan ettiği, Davalılar Avukatının ise paranın Taha Hassani Torki isimli bir şahıs tarafından İran'dan Dav-acılardan alınıp kendilerine nakit olarak teslim edildiğini beyan ettiği; Alt Mahkemenin ise: "Şimdi bunları aktardıktan sonra daha net söyleyim ben kara para ile ilgili soruşturma açmak zorundayım tüm bu konuşulan-lar ışığında. Kara paradan kastım şu para- zaten normal Kambiyo Yasası dışında geldiyse her halükârda bu parayla ilgili olarak soruşturma açılması lazımdır" şeklinde bir tespiti olduğu görülebilmektedir. (Mavi 22)
İstinaf ihbarnamesinde iddia edilenler ve istinaf eden Avukatının istinafın hit-abında dile getirmiş olduğu hususlar incelendiği zaman bu meseledeki istinaf sebebini tek başlık altında incelemek uygun olacaktır. Şöyle ki;
"Alt Mahkeme, huzurundaki meselede Davacı tarafından Davalıya ödendiği iddia edilen 47,250 Stg, 2,500 Stg, 14,925- Stg ve 15,600 Stg'nin KKTC'ye ne şekilde girdiği ve Davalılar tarafından bu meblağlara ilişkin olarak vergi yükümlülüğü ile ilgili beyan yapılıp yapılmadığı konusunda soruşturma açmak ve davayı soruşturma neticesine kadar günsüz bırakmakla hatalı davrandı-"
İstinafa konu olgulardan görülebileceği gibi Alt Mahkeme, huzurunda "by consent" hüküm yazılması aşamasında, hüküm veri-lecek meblağın yurt dışından geldiğinin ihtilafsız olduğuna binaen ilgili meblağın ülkemize 38/1997 sayılı Para Kambiyo Yasası kurall-arı hilafına getirilmiş olup olmadığını sorgula-ması, bu sorgulama neticesinde tarafların bu konuda yeterli bilgileri olmadığının görülmesi üzerine, ilgili meblağın KKTC'ye ne şekilde girdiği konusunda bir soruşturma başlatmayı ve bu süreçte huzurundaki ya-rgısal işlemleri durdurmayı uygun görmüştür.
Yargısal işlemlerin durdurulması (stay of proceedings) Mahkemenin doğal yetkisi (Inherent Jurisdiction) kapsamında ele alınan bir meseledir. Ancak, bunun yanında, Mahkemenin Dava Yönetimi Yetkileri (HMUT Em-ir 1 B (2)(e) tahtında da, "herhangi bir yargılama işlemini veya hükmün icrasını genel olarak veya belirli bir tarih veya olaya kadar tümden veya kısmen 'durdurma'" yetkisi vardır.
Dava yönetiminin temel amacı Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 1(A)'da -şöyle belirlenmiştir: "Mahkeme davayı yö-netirken tarafları eşit konumda tutmayı, masrafları azaltmayı, dava konusu para miktarını, davanın ciddiyetini, davadaki ihtilaf konularının karmaşıklığını ve tarafların mali durumla-rını dikkate almayı, davanın gec-ikmeksizin ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini amaçlar."
Yargıtay/Hukuk 3/2016 D.22/2016'da vurgulandığı üzere;
- "Diğer nizamlarla veya mevzuat altında mahkemeye verilen veya mahkemenin sahip olduğu yetkilere ek olarak verilen Mahkemenin Dava Yönetimi Yetkilerini (Case Management) HMUT Emir 1(B)düzenlemekte olup, Nizam 2(e) uyarınca mahkeme herhangi bir yargılam-a işlemini genel olarak veya belirli bir tarih veya olaya kadar tümden veya kısmen durdurma yetkisine sahiptir. İlâveten mahkeme, temel amacı gerçekleştirmek ve davayı yönetmek maksadıyla herhangi başka bir tedbir alabilir veya emir verebilir."
-
Yukarıda da temas edildiği üzere Mahkeme doğal yetkisi kapsamında da yargısal işlemleri durdurabilmektedir. Mahkeme doğal yetkisi bağlamında takdir yetkisini kullanırken bunu adilane bir şekilde kullanmalıdır.
Başka bir anlatımla, "stay of proceedings" -(Mahkemenin yargısal işlemleri durdurması) prosedürünü gerek case management kuralları, gerekse de Mahkemelerin doğal yetkisi kapsamında değerlendirdiğimizde önemli olan husus Mahkemenin işlemleri durdururken adli/hakkaniyete uygun davranıp davran-madığıdı-r.
Bu bakış açısıyla Alt Mahkeme kararı incelendiğinde, Alt Mahkemenin, huzurundaki tarafların rızası ile hüküm yazılması aşamasında hüküm yazılacak olan parasal meblağın ülkemize giriş metodunu sorguladığı; verilen yanıttan tatmin olmadığı ve bu konunun -aydınlanmasına değin huzurundaki işlemleri askıya aldığı görülmektedir. Alt Mahkeme bunu yaparken spesifik olarak yurt dışından geldiği taraflarca kabul edilen meblağın 38/1997 sayılı Para Kambiyo Yasası'nın ihlali netice-sinde ülkeye getirilmiş olması dur-umunda soruşturma açması gerektiğini kararına aktarmıştır.
38/1997 sayılı Para ve Kambiyo Yasası'nın "Nakit Hareket-leri" yan başlıklı 7. maddesi ve "Suç ve Cezalar" yan başlıklı 15. maddeleri şöyledir:
"7. (1) Banknot ve madeni paraların ülke haricine n-akli ve
ülkeye girişi Merkez Bankasının tespit edip Resmi
Gazete'de yayımlayacağı bir tebliğle belirleyece-
ği limitler dahilinde serbesttir.
(2) Bankaların, banknot ve madeni paralar halinde,
- Merkez Bankasınca belirlenecek limitler fevkinde
ülke haricine para nakli yapması serbesttir.
Ancak, böyle bir nakilde, taşınacak miktarın
Merkez Bankasına yazılı olarak beyan edilmesi ve
beyanı-n yapıldığını belirten belge alınması
suretiyle yapılabilir.
(3) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine vasıl olan nakit
banknotların ülkeye girişinde, getirilen
banknotların bu maddenin (1)'inci fıkrasında
- belirlenen limitler fevkinde olması halinde
gümrük yetkilileri paranın menşei hakkında
beyanname verilmesini ister ve beyannamenin bir
suretini Merkez Bankasına gönderir.

15.(1) Bu Yasanın 6'ncı, 7-'nci, 9'uncu ve 14'üncü madde
kurallarına aykırı hareket eden gerçek ve/veya
tüzel kişiler ile tüzel kişilerin direktörleri ve
sorumlu yöneticileri ve/veya fiilen katkısı olan
kişiler bir suç işlemiş -olurlar ve mahkumiyetleri
halinde 1,000,000.000.-TL (Bir Milyar Türk
Lirası)'na kadar para cezasına veya on yıla kadar
hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptı-
rılabilirler.
(2) Bu Ya-sa ve bu Yasa altında çıkarılan mevzuat
kurallarına aykırı hareket eden gerçek ve tüzel
kişiler ile tüzel kişilerin direktörleri ve
sorumlu yöneticileri ve/veya fiilen katkısı olan
kişiler bir suç işl-emiş olurlar ve mahkumiyetleri
halinde 1.000.000.000.-TL. (Bir Milyar Türk
Lirası)'na kadar para cezasına veya on yıla kadar
hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptı-
rılabilirler."

4/2008 sa-yılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasası'nın "Suç Gelirini Aklama Suçu" yan başlıklı 4. maddesi ise şöyledir:
"4. (1) Bir yıl veya daha fazla hapis cezası gerektiren bir
suçtan kaynaklanan mal varlığını yurt dışına
ç-ıkaran, yurt içine getiren, tasarrufunda
bulunduran veya gayrımeşru kaynağını gizlemek ve
meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat
uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tabi
tutan veya iştirak eden h-erhangi bir kişi suç
gelirini aklama suçunu işlemiş olur.
(2) Yukarıdaki fiilleri işlemeye teşebbüs edenler, suç
gelirini aklamaya teşebbüs suçunu işlemiş olurlar."

Bu yasal durum ışığında Alt Mahkemenin huzurundaki işlemle-ri durdurma kararının adli/hakkaniyete uygun olup olmadığı irdelenmelidir. 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 40. maddesi tahtında Mahkemelere, taraflardan birinin usulüne uygun veya nisfete uygun bir talebini haklı bulduğu takdirde, talepte bulunan taraf-a kayıtsız şartsız veya adil gördüğü kayıt ve koşullara bağlı olarak ve taraflar arasındaki ihtilaflı konuların mümkün olduğu oranda tümüyle ve kesin olarak karara bağlanmasını sağlamak ve ihtilafsız konularla ilgili yasal işlemlerin çoğalmasını önlemek am-acıyla tüm hukuki çareleri bahşetme yetkisi verilmiştir.
İlgili maddeden açıkça görülebileceği gibi dava veya işlemde yapılan talebin yasal veya nisfete uygun olması gereklidir.
Bilindiği üzere 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 38. maddesi tahtında, An-ayasa'ya aykırılık olmadığı sürece KKTC'de Nisfet Hukuku Kuralları uygulanmaktadır.
Mahkemeden çare arayanların Mahkemeye temiz ellerle gelmeleri gerektiği Nisfet Hukuku'nun temel ilkelerindendir (He who cames to equity must come with clean hands). Bu il-ke Yargıtay/Hukuk 29/2002 D.12/2004 sayılı kararda benimsenmiş olup kararda bu konuya ilişkin olarak şu ifadelere yer veril-miştir:
".....Halbuki Mahkemeye gelen ve Mahkemeden çare arayan Davacıların temiz elle gelmesi adalet gereğidir. Bu husus Kıbrıs'ta- 1908 senesinden beri içtihatlara yerleşmiştir. (Bak: Panayı Kalava v. Georgios Bassiliou and G. Ch. Ioannides (CLR) vol. 7 sayfa 67) Alıntısı yapılan bu davada zamanın Kıbrıs Başhakimi Tyser aynen şöyle demişti:
'The answer to Mr. Theodotou's ar-gument is that as
an agreement this document never had any real
existence. It was void ab initio. The principles
governing this question were settled in England long
ago by the judgment of Lord Chief Justice Wilmot in
Collins v-. Blantern (1767) 1. S.L.C.,398. "We are all
of opinion that the bond is void ab initio, by the
common law, by the civil law, moral law, and all laws
whatever...... This is a contract to tempt a man to
transgress the law, to do that whi-ch is void by the
common law, and the reason why the common law says such
contracts are void is for the public good. You shall
not stipulate for iniquity. All writers upon our law
agree in this, no polluted hand shall touch the pure
- fountain of justice. Whoever is a party to an unlawful
contract, if he shall once have paid the money stipulated
to be paid in pursuance thereof, he shall not have the
help of Court to fetch it back again. You shall not
have a ri-ght of action when you come into a Court of
Justice in this unclean manner to recover it back.
Procul, O procul este profani." (underline supplied)
We are clearly of opinion that the principles here
enunciated are part of the law o-f the country.
The appeal is dismissed with costs.'
Bir Davacı'nın Yasaları ihlal ederek, kirli elle Mahkemeye gelip Yasalardan yararlanarak çare araması tesvip edilecek bir yöntem değildir ve Mahkemeye gelen taraflar Yasalara saygılı olarak te-miz elle Mahkemeye gelip Yasaların verdiği haklardan yararlanabilmektedirler."

Bu prensiple ilgili Yargıtay/Hukuk 20/2015 D.49/2017'de ise şu görüşler yer alır:
"Bu davanın önemine binaen yukarıda verdiğimiz
geniş özet, bir davacının, taraf o-lduğu davada, adaletten
çare alabilmesi için mahkemeye temiz ellerle gelmesi,
doğruları söylemesi ve akdi yükümlülükleriyle hakkaniyete
dayalı vecibelerini ihlâl etmemesi gerektiğini
göstermektedir.
.....................................................-...
'Bir tarafın kendi hilesinden menfaat sağlamasına izin verilmemesi' prensibi temel hukuk ilkesidir ve hakkaniyet prensibi olarak bizim ülkemizde de geçerlidir."

Nisfet Hukukunun temel prensiplerinden olan "temiz eller" prensibine ve Yargıtayımızı-n bu konudaki önceki kararlarına kısaca temas ettikten sonra huzurumuzdaki meseleye döndüğümüz-de, Alt Mahkemenin huzurundaki yargısal işlemleri durdururken temel amacının tarafların Mahkemeye 'temiz ellerle' gelip gelmediğini tespit etmek olduğu anlaşılma-ktadır. Alt Mahkeme her ne kadar açıkca 'temiz eller' prensibinden söz etmemiş de olsa murad ettiği husus hüküm yazılmak istenen rakamın ülkemize Para Kambiyo Yasası'na aykırı bir şekilde girmemiş olduğunu tespit etmektir. Başka bir ifade ile Alt Mahkeme h-üküm yazılmak istenen rakamın ülkeye yasal bir şekilde mi yoksa yasalara aykırı bir şekilde mi girdiğini tespit etmek için bir soruşturma başlatmayı uygun görmüştür. Kanaatimce, Alt Mahkemenin bu hususu sorgulamasının, yetkisinde olması bir yana, bu sorgul-ama aynı zamanda görevidir. Çünkü Mahkemeler sadece "usulüne uygun veya nisfete uygun" bir talebi haklı bulması halinde taraflardan birinin lehine diğerinin ise aleyhine hüküm verebilir. Yasaya aykırı bir şekilde ülkemize getirilen bir meblağla ilgili Mahk-emeden hüküm alıp tabiri caizse ilgili meblağın aklanmasına Mahkemelerin göz yumması beklenemez.
Yukarıda temas ettiğim Yargıtay/Hukuk 29/2002 D.12/2004 sayılı kararda Chitty on Contracts Vol I, (1983) page 627 paragraph 1161'den yapılan alıntıyı burada a-ynen aktarmayı uygun görürüm:
"It is clear ...... that no person can obtain, or
enforce, any rights resulting to him from his own
crime; neither can his representative, claiming
under him obtain or enforce any such rights. The
- human mind revolts at the very idea that any other
doctrine could be possible in our system of
jurisprudence......."

Bu alıntıda belirtilen prensipleri aynen benimser ve bu istinaf maksatları için tekrarlarım.
Bu nedenlerle Alt Mah-kemenin, huzurundaki yargısal işlem-leri durdurarak ilgili meblağın ülkemize ne şekilde girdiğinin ve bu meblağı aldıklarını kabul eden Davalılar tarafından da vergi yükümlülüğü açısından bir beyan yapılıp yapılmadığının soruşturulmasına emir vermekle hata- yaptığı görüşünde değilim. İstinafın reddedilmesi ve herhangi bir masraf emri verilmemesi gerektiği görüşündeyim.

Peri Hakkı: Sayın meslektaşım Bertan Özerdağ'ın kararındaki gerekçelere ve sonuca katılırım.

NETİCE

Yukarıda varılan sonuç ışığında aşağı-daki şekilde emir verilir;

Alt Mahkemenin 17.7.2020 tarihli soruşturma açılmasına, emrin bir suretinin Polis Genel Müdürlüğüne tebliğ edilmesine ve davanın soruşturma neticesine kadar günsüz bırakılmasına dair emri iptal edilir.
Davanın mukayitlik tarafı-ndan derhal günlendirilmesine ve taraflara bildirilmesine direktif verilir.
İstinaf masrafları ile ilgili emir verilmez.




Bertan Özerdağ Beril Çağdal Peri Hakkı
Yargıç Yargıç Yargıç




8 Nisan 2022





-


2






Full & Egal Universal Law Academy