Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 112/2012 Dava No 5/2017 Karar Tarihi 27.02.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 112/2012 Dava No 5/2017 Karar Tarihi 27.02.2017
Numara: 112/2012
Dava No: 5/2017
Taraflar: Nurcan Sezer yazılı vekaletname tahtında yetkili vekili Hasan Esendağlı ile Dedeman Turizm Ltd. Şti. arasında
Konu: Kararların tanınıp tenfiz edilmesi - Bir davaya taraf olan şirketin isminin açılan dava veya unvanda tam ve doğru yazılması gerekliliği.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 27.02.2017

-D. 5/2017
Yargıtay/Hukuk No: 112/2012
(Lefkoşa Genel İstida No: 71/2010)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.


Mahkeme Heyeti: Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ, Beril Çağdal.


İstinaf eden: Nurcan Sezer yazılı vekaletname
- tahtında, yetkili vekili Hasan
Esendağlı vasıtasıyla, Lefkoşa
(Müstedi)

-ile-

Aleyhine istinaf edilen:Dedeman Turizm Ltd. Şti. n/d Dedeman
Tourism Ltd. Çatalköy - Girne.

(Müstedial-eyh)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden hazır değil namına: Avukat Ayfer Şefik
Aleyhine istinaf edilen hazır değil namına: Avukat Serhan Çinar adına Avukat Feriha Çağa.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Emine Dizdarlı'nın, 71/2010 sa-yılı Genel İstidada, 23.05.2012 tarihinde verdiği karara karşı Müstedi tarafından yapılan istinaftır.

--------------

K A R A R

Gülden Çiftçioğlu: Huzurumuzdaki istinaf, Müstedinin (İstinaf Eden) Lefkoşa Kaza Mahkemesinde Müstedialeyh (Aleyhine İsti-naf Edilen) aleyhine dosyaladığı Genel İstida 71/2010 sayılı müracaatta, Mahkemenin 23.05.2012 tarihinde verdiği karardan dolayı Müstedi tarafından yapılmıştır.

İSTİNAFA İLİŞKİN OLGULAR

Müstedi, 8.12.2010 tarihinde Mahkemeye dosyaladığı bu Gen-el İstida ile:

a- T.C. Ankara 2. Tüketici Mahkemesinin Esas No.2002/822 ve Karar No.2003/109 sayılı davada, 6.3.2003 tarihinde, Müstedialeyh ile ilgili olduğu oranda Müstedialeyhin Müstediye 3217 Amerikan Doları meblağ ve bu meblağ üzerinden ödeme tarihl-erinden itibaren yasal faiz ödemesine; yine Müstedialeyhin Müstediye 290,870,732 Türk Lirası harç meblağı ve 138,976,732 Türk Lirası mahkeme masrafını ödemesine; Davacı vekiline 636,607,700 Türk Lirası avukatlık ücreti ödemesine; keza taraflar arasındaki 3-0.4.2000 tarihli 91058.8 numaralı satış sözleşmesinin iptaline ve Müstedi tarafından ödenmeyen toplam 1253 ABD Doları bedelli senetlerin iptaline ve yine 18.8.2009 tarihinde kesinleşmiş bulunan kararın Lefkoşa Kaza Mahkemesinde tanınması ve tenfizi ve/veya- kayıt ve tescili hususunda bir Mahkeme kararı ve/veya emri verilmesine mütedair bir emir talep etmiştir.



Müstedi Vekili istidaya ilişik yemin varakasında özetle: Yukarıda sayı ve unvanı verilen istidada Müstedinin 29.4.2009 tarihli vekaletname ile ve-kili bulunduğunu, Müstedinin takriben 30.4.2000 tarihinde Müstedialeyhe ait ve/veya Müstedialeyhin mülkiyetinde bulunan Girne-Çatalköy'de kurulu tesisin ve/veya Dedeman Olive Tree isimli tesisin 21.1-28.10 tarihleri arasındaki dönemde yılda bir hafta, 35 y-ıl süreli devre tatil hakkını 183 ABD Doları peşin, bakiye için ise her biri 179 ABD Doları bedelli 24 adet sıralı senet vererek satın aldığını, satış bedelinin yarısını ödemesine rağmen devre tatil hakkından mal sahibi olan Müstedialeyhin kusuru ile yarar-lanamadığını, bunun üzerine Müstedinin 26.10.2001 tarihinde mezkûr sözleşmeyi feshettiğini ve fesihin Tekirdağ 1. Noterliği eliyle 26.10.2001 tarih ve 13691 sayılı ihbarname ile Müstedialeyhe bildirdiğini, meseleye ilişkin olarak T.C. Ankara 2. Tüketici M-ahkemesinde açtığı davada, mezkur Mahkemenin Esas No.2002/822 ve Karar No. 2003/109 sayılı kararı verdiğini ve söz konusu kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2003/7107 esas, 2003/12876 karar sayılı ilamı ile bozularak T.C. Ankara 2. Tüketici M-ahkemesine gönderildiğini, bunun üzerine Müstedinin davasının Ankara Tüketici Mahkemesinin 2004/1070 esas ve 2004/618 karar sayılı ilamı ile reddedilmesi neticesinde bu kararın Müstedi tarafından temyiz edildiğini, bu kararın da Yargıtay 13. Hukuk Dairesi -Başkanlığının 2005/6124 esas 2005/13314 karar sayılı ilamı ile bozularak Ankara 2. Tüketici Mahkemesine geri gönderildiğini, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2005/6124 esas 2005/13314 sayılı ilamının sair şeyler yanında davanın kabulüne ilişkin (20-02/822 esas ve 2003/109 karar sayılı ilamı) ilamının Müstedialeyh Dedeman Tourism Ltd. tarafından temyiz edilmediğinden bu Davalı aleyhine kesinleşmiş olduğunu, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2005/6124 esas 2005/13314 karar sayılı ilamı neticesi -ve keza o ilamdaki gerekçelere dayalı olarak Ankara 2. Tüketici Mahkemesinin konuyu tekrar incelediğini ve 2005/2453 esas ve 2006/1304 karar sayılı ilamı ile sair şeyler yanında T.C. Ankara 2. Tüketici Mahkemesinin 2002/822 esas ve 2003/109 karar No.lu il-amı ile 6.3.2003 tarihinde Müstedialeyh aleyhine verilen karar veya hükmün kesinleşmiş olduğuna veya kesinleşmiş olduğundan yeni bir karar verilmesi gerekmediğine dair emir veya hüküm verdiğini belirtmiş ve T.C. Ankara 2. Tüketici Mahkemesinin 2005/2453 -esas ve 2006/1304 karar sayılı ilamı taraflarca temyiz edilmediğinden 18.8.2009 tarihinde kesinleşmiş bulunduğu cihetle Mahkeme hükmü ve/veya kararının tanınması ve tenfizi için usulü veçhile T.C. Ankara İli Hukuk İşleri Müdürlüğü, T.C. Dışişleri Bakanlığı- ve KKTC Ankara Büyükelçiliği tarafından tasdik edildiği nedeniyle istida gereğince emir verilmesini talep etmiştir.

Müstedialeyh konu müracaata, 24.6.2011 tarihinde itiraz ihbarnamesi dosyalamıştır.

Müstedialeyh, itiraz ihbarnamesinde, sair şeyler mey-anında, Müstedialeyh aleyhine dosyalanmış olduğu iddia edilen davanın Müstedialeyhe tebliğ olmadığını ve/veya usulüne göre tebliği olmadığını ve/veya bu davanın Müstedialeyhin bilgisine laiki veçhile getirilmediğini, söz konusu davanın Müstedialeyhe usulün-e uygun olarak tebliğ olmuş olsa idi Müstedialeyhin T.C. Ankara 2. Tüketici Mahkemesinde ispat-ı vücut koyup davanın iptalini sağlayabileceğini, kararın gıyapta alınan bir karar olduğunu, bu nedenle iddia edilen kararın Müstedialeyh aleyhine kesinleşmediği-ni ileri sürerek Müstedinin yürürlükteki mevzuatın şart koştuğu biçimde iddialarını kanıtlamadığı nedeniyle Genel İstidanın masraflarla birlikte reddini talep etmiştir.

Alt Mahkeme, Genel İstidanın dinlenmesini müteakiben verdiği kararında, Limited Şirk-etler Mukayyidinin verdiği Emare No.4 İsim Değişikliği Onay Belgesine göre, 2.4.1997 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, Müstedialeyh Şirketin onaylanmış isminin Dedeman Tourism Limited olduğu hususunda bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme yine kararında, -Müstedialeyh Şirketin kayıtlı adresinin Çatalköy-Girne olduğu hususunda bulgu yaptığı gibi, Hissedarlar Onay Belgesine göre de, Şirketin hissedarlarının Dedeman Holding Anonim Şirketi ve Dedeman Otelcilik ve Turistik İşletmeleri A.Ş.den oluştuğu hususunda -bulgu yapmıştır.

İlâveten Alt Mahkeme kararında, Dedeman Holding Anonim Şirketinin ve Dedeman Otelcilik ve Turistik İşletmeleri A.Ş.nin T.C.de tescilli şirket olarak kayıtlı olduğu, Dedeman Holding Anonim Şirketinin kayıtlı adresinin Yıldız Posta Caddes-i No.52 Beşiktaş-İstanbul, Dedeman Otelcilik ve Turistik İşletmeleri A.Ş.nin kayıtlı adresinin ise Yıldız Posta Caddesi, No.52/2 Esentepe-İstanbul olduğu hususlarında bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme kararında ayrıca, Emare No.2 T.C. Ankara 2 Tüketici Mahkem-esinin kararı irdelendiğinde, söz konusu dava ve kararda Davalının, Dedeman Turizm Ltd. Şirketi, kayıtlı adresinin ise, Arjantin Caddesi 17/3-5-7 GOP/Ankara olduğu; Emare No.3 kararda ise, Davalının Dedeman TUR LTD. ŞTİ., kayıtlı adresinin ise Arjantin Cad-. No.17/3 -5-7 Gop Ankara olduğu, dolayısıyla her iki kararda Davalı olarak gösterilen Şirketlerin de farklı olduğu hususlarında bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme, kararına devamla, huzurundaki Genel İstidadaki Müstedialeyhin KKTC Şirketler Mukayyitliğindeki -tescil edilmiş adının Şirket Kuruluş Onay Belgesine göre, Dedeman Tourism Limited olduğu, bu Şirketin Türkiye'de tescil edilmiş yukarıda isimleri belirtilen Dedeman Holding Anonim Şirketi ve Dedeman Otelcilik ve Turistik İşletmeleri A.Ş. isimli iki Şirketi-nin bulunduğu, Müstedialeyhin bu iki Şirket dışında Türkiye'de kayıtlı başka şirketinin bulunmadığı, huzurundaki Genel İstidada Müstedialeyh olan Dedeman Tourism Limited'in Türkiye'de Dedeman Turizm Ltd. Şti. veya Dedeman Tur Ltd. Şti. isimleriyle kayıtlı -herhangi bir şirketinin olmadığı hususlarında bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme kararında, tanınması ve tenfizi talep edilen Emare No.2 ve Emare No.3 kararlarda Davalıların adreslerinin aynı olduğu görülmekle birlikte, Davalıların isimlerinin farklı olduğunun- açıkça görüldüğü hususunda bulgu yapmıştır. Bunun dışında, Fasıl 113 Şirketler Yasası, hukuki durum ve Yüksek Mahkemenin kararlarına göre, "Limited" kelimesinin şirket isminin sonunda yer alması gerektiğinden hareketle; Türkiye'de ikame edilen davalardaki- Davalıların, huzurundaki Genel İstidadaki Müstedialeyh dışında başka bir şirket olduğu veya Müstedialeyhin isminin bu davalarda hatalı veya yanlış yazıldığı, KKTC'de kayıt ve tescil edilen Dedeman Tourism Limited ile Türkiye'de dava edilen Dedeman Turizm- LTD. ŞTİ. ve keza Dedeman Tur Ltd. Şti.nin aynı şirket olmadığı veya Türkiye'de dava edilen şirketin KKTC'de kayıt ve tescil edilmiş şirket ile aynı şirket olmadığı sonucuna vararak, Müstedinin Müstedialeyh aleyhine dosyaladığı Genel İstidanın reddedilmes-i gerektiği hususunda bulgu yapmış ve Genel İstidayı reddetmiştir.


Alt Mahkeme Genel İstidayı reddederken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Arasında 25.12.1987 Tarihinde İmzalanan Hukuki, Ticari Ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma, -Tanıma ve Tenfiz, Suçluların Geri Verilmesi ve Hükümlülerin Nakli Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin Yasaya ekli Sözleşmenin 13(d) ve 15(a) maddelerine atıfta bulunarak, bu maddeler uyarınca, tanıma ve tenfiz kararının talepte bulunulan- Devletin kanununa göre, yetkili mahkemesi tarafından verildiğine ve uygulanacak usul hükümlerinin de bu Devletin hukukuna tabi olduğuna vurgu yaparak, huzurundaki meselede usul hükümleri açısından KKTC'de geçerli olan mevzuatı dikkate aldığını belirtmişti-r.

İSTİNAF SEBEPLERİ

İstinaf İhbarnamesi 8 istinaf sebebi içermekle birlikte, istinaf sebepleri iki başlık altında toplanabilir:

1- Alt Mahkeme 22/1988 sayılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti İle Türkiye Cumhuriyeti Arasında 25.12.1987 Tarihinde İmzala-nan Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma, Tanıma ve Tenfiz, Suçluların Geri Verilmesi ve Hükümlülerin Nakli Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin Yasaya ekli Sözleşmeyi yanlış yorumlayarak,sözleşmenin 13, 14 ve 15. maddeleri -tahtındaki şartlarının tatmin edilip edilmediğini irdelemeden, tanıma ve tenfiz kararı verirken öncelikle KKTC Usul Hukuku hükümlerini uygulayarak tanınıp tenfiz edilmesi talep edilen hükümdeki taraflar ile KKTC'de ikame edilen Genel İstidadaki tarafların- aynı olup olmadığını karara saptamakla hata etti.



2- Alt Mahkeme, her halükarda KKTC'de kayıt ve tescil
edilen Dedeman Tourism Limited ile Türkiye'de dava
edilen Dedeman Turizm Ltd. Şti.nin aynı şirket olmadığı hususunda bulgu yaparak Genel İstidayı -reddetmekle hata etmiştir.

TARAFLARIN ARGÜMANLARI

İstinaf Eden Avukatı, tanınması talep edilen kararın Emare No.2'deki Karar olduğunu,
bu Kararın Dedeman Turizm İşletmeleri tarafından temyiz edilmediği sebebi ile kararın 18.8.2009 tarihinde kesinleştiği-ni, Emare No.3'teki Kararın arkasında kesinleşme şerhinin görüldüğünü, Emare No.2 Kararda Müstedialeyhin isminin Dedeman Turizm Ltd. Şti. olarak gösterildiğini, kendilerinin bu Genel İstidayı dosyalarken Şirket Onay Belgelerini dikkate alarak Müstedialeyhi-n ismini "n/d Dedeman Tourism Limited" olarak gösterdiklerini, Alt Mahkeme huzurunda Genel İstidaya karşı dosyalanan itiraznameye ekli yemin varakasında, Türkiye'de ikame edilen davadaki Davalının, Genel İstidadaki Müstedialeyhten farklı bir şirket olduğu -yönünde herhangi bir iddianın yapılmadığını ve bu iddianın esaslı bir iddia olarak yemin varakasında
yer alması gerektiğini, yemin varakasındaki tek iddianın ise Müstedialeyhe tebligatın yapılmadığı yönünde olduğunu, Alt Mahkemenin bu hususta inceleme yap-makla hata ettiğini ileri sürmüştür. İstinaf Eden Avukatı hitabına devamla, Alt Mahkemenin bu hususta inceleme yapması doğru kabul edilse dahi, Türkiye'de dava edilen Şirket ile KKTC'de kayıt ve tescil edilmiş Şirketin aynı şirket olmadığı yönünde bulgu ya-pmakla hata ettiğini iddia etmiştir.

İstinaf Eden Avukatı ilâveten, Müstedialeyhe tebligatın yapıldığı ile ilgili ispat külfetini Emare No.2 ve Emare No.3 Kararları Mahkemeye ibraz etmekle yerine getirdiklerini iddia ederek, istinafın kabul edilerek Alt -Mahkemenin vermiş olduğu kararın iptal edilerek istida uyarınca emir verilmesini talep etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen Avukatı ise istinaftaki hitabında, özetle: Türkiye'de ikâme edilen davadaki Davalı ile Alt Mahkeme huzurundaki Genel İstidada taraf o-lan Müstedialeyhin aynı şirket olmadığını, dolayısıyla Genel İstidada taraf olan Müstedialeyhe 22/1988 sayılı Yasaya ek Sözleşmenin aradığı tebliğin veya usulüne uygun tebliğin yapılmış addedilemeyeceğini, her halükarda, Emare No.2 ve Emare No.3'teki Daval-ılar ile Alt Mahkeme huzurundaki Müstedialeyhin farklı oluşum (entity) olduğunu belirterek, bu iddiaların beraber değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

22/1988 sayılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Arasında 25.12.1987 Tar-ihinde İmzalanan Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma, Tanıma ve Tenfiz, Suçluların Geri Verilmesi ve Hükümlülerin Nakli Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin Yasaya ekli Sözleşmenin II. Kısmı Hukuki ve Ticari Konularda Adli -Kararların Tanınması ve Yerine Getirilmesini (Karşılıklı Tanıma ve Tenfizi) düzenlemektedir. Bu kısım altında I. Bölümde madde 13'de Tanıma, II. Bölümde madde 14 ve 15'te Tenfiz düzenlenmiştir.

T.C. Mahkemelerinde hukuki ve ticari konularda verilen bir h-ükmün KKTC Mahkemelerince tanınıp tenfiz edilmesi için 22/1988 sayılı Yasaya ekli Sözleşmenin aşağıdaki 13,14 ve 15. maddeleri tahtındaki şartların tatmin edilmesi gerekmektedir:



I. BÖLÜM
TANIMA

MADDE 13a.Akit taraflardan birinin nihai niteliktek-i mahkeme kararının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi, bu hususta talepte bulunulan tarafın yetkili adli makamınca tanıma kararı verilmesine bağlıdır.
b.Akit taraflardan birinin mahkemelerince verilip diğer taraf mahkemelerince tanı-nmış olan şahısların hal ve ehliyetlerine ilişkin kararlar, bu tarafın şahsi hal sicillerinde gerekli şerh ve tescillere konu teşkil eder.
c.İhtilâfsız yargı kararlarının tanınması da aynı hükme tabidir. Mahkeme ilâmına dayanılarak idari bir işlemin yap-ılmasında da aynı usul uygulanır.
d.Tanıma kararı talepte bulunulan Devletin kanununa göre yetkili kılınan mahkeme tarafından verilir. Uygulanacak usul hükümleri de talepte bulunulan bu Devletin kanununa tabidir.
e.Tanınması istenen karar, aynı zaman-da cebri icrayı da gerektiriyorsa o takdirde, tenfiz kararı verilir ve her iki akit tarafın kendi iç hukukundaki tenfiz kuralları uygulanır.

II. BÖLÜM
TENFİZ

MADDE 14 Hukuki ve ticari konularda menkul, gayrimenkul,- diğer hak ve alacaklarla, kişi haklarına ilişkin akit Devletlerden birinin mahkemelerinin aşağıdaki şartları taşıyan kararları, diğer taraf ülkesinde işbu tarafın yetkili mahkemesinden verilen tenfiz kararı üzerine icra olunur.
a.Kararın talepte bulunu-lan Devlet mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuya ilişkin olması ve talep eden devlet yetkili mahkemesince verilmiş bulunması.
b.Kendisine karşı tenfiz istenen tarafın hükmü veren mahkemeye usulüne uygun olarak çağrılmış veya mahkemede te-msil edilmiş olması.
c.Kararın verildiği Devlet kanununa göre kesin veya kesinlenmiş olması ve kararın o Devlette icra kabiliyetini haiz olması.
d.Kararın tenfiz talebinde bulunulan Devletin kamu düzenine açıkça aykırı herhangi bir hususu taşımaması.-
e.Talepte bulunulan Devletin yetkili adli makamınca aynı konuda verilmiş ve kesin hüküm kuvvetini haiz bir adli kararına aykırı bulunmaması.
f.Tenfize konu olan kararın verilmesinden önce, talepte bulunulan Devletin hiçbir mahkemesinde tarafları ve -konusu aynı olan ve aynı olaylara dayanan bir dava açılmamış olması.
MADDE 15a.Tenfiz kararı, talepte bulunulan Devletin kanununa göre yetkili mahkemesi tarafından verilir. Uygulanacak usul hükümleri de bu Devlet hukukuna tabidir.
b.Yetkili mahkeme-, tenfizi istenen kararın infazı için önceki maddelerde ve kendi milli hukukunda öngörülen şartları haiz olup olmadığını tespitle yetinir.
c.Tenfiz kararı verilmesinde yetkili mahkeme gerekirse talep üzerine mahkeme kararının bu ülkede verilmiş gibi ale-niyet bulması için gerekli ilân ve diğer tedbirlerin alınmasını da emredebilir.d.Tenfiz kararı, yabancı mahkeme kararının içerdiği hükümlerden yalnız biri veya bir kısmı için de kısmen verilebilir.
Alt Mahkeme kararında, 22/1988 sayılı Yasaya ekli Sö-zleşmeye göre, tanıma ve tenfiz kararının verilmesi esnasında uygulanacak usul hükümlerinin, tanıma ve tenfiz kararının talep edildiği devletin kanununa tabi olduğu hususunda hukuki tespit yapmıştır.

Alt Mahkeme bu tespiti yaparken, sözleşmenin amacının,- ilgili devletin usul kurallarını korumak ve herhangi bir adaletsizliği önlemek olduğunu, aksi halde tanıma ve tenfiz müessesesine gerek kalmadan mahkeme önüne gelen her kararın onaylanması gerektiğini, bu durumun da adaletsizliğe veya telafisi imkansız za-rara veya tehlikeye yol açabileceğini vurgulamıştır.

Bilindiği üzere usul kuralları yargılamanın adil olmasını sağlamak ve taraflardan birinin diğerine haksız avantaj elde etmesini önlemek amacı ile kabul edilen kurallardır.

İşte bundan dolayı da, 22/-1988 sayılı Yasaya ekli Sözleşme üye ülkelerin usul kurallarını koruma altına alarak, taraflardan birinin diğerine haksız avantaj elde etmesini önlemeyi amaçlamış ve Sözleşmenin yukarıda atıfta bulunulan 13(d) ve 15 (a) maddesi ile tanıma ve tenfiz kararı -talep edilen devletin yetkili mahkemesinde uygulanacak usul hükümlerinin, bu devletin hukukuna tabi olduğu kuralı getirilmiştir.

Alt Mahkemenin tanıma ve tenfiz kararını verirken, 22/1988 sayılı Sözleşmenin üye ülkelerin usul hukuku hükümlerini
korumayı- amaçladığı ve bu bağlamda tanıma ve tenfiz kararı verilirken KKTC Usul Hukuku hükümlerinin uygulanacağı hususundaki hukuki tespitinde hata yoktur.

Alt Mahkemenin bu tespiti yapmasının ardından da sözleşmenin 13, 14 ve 15. maddeleri tahtındaki şartlarını-n tatmin edilip edilmediğini irdelemeden, tanıma ve tenfiz kararını verirken öncelikle, KKTC Usul Hukuku kurallarını uygulayarak, tanınıp tenfiz edilmesi talep edilen hükümdeki taraflar ile KKTC'de ikâme edilen Genel İstidadaki tarafların aynı olup olmadığ-ını karara bağlamasında hata yoktur.
Belirtilenler ışığında İstinaf Eden, 1. istinaf sebebinde başarılı olmamıştır.

İstinaf Eden Avukatı 2. istinaf sebebi bağlamında, KKTC usul kuralları uygulansa dahi Türkiye'de dava edilen Şirket ile KKTC'de kayıt ve -tescil edilmiş Şirketin aynı şirket olması nedeni ile Alt Mahkemenin bu yönde bulgu yapmamakla hata ettiğini, her halükarda Müstedialeyhin itiraznamesine ekli yemin varakasında böyle bir iddianın ileri sürülmediğini ve böyle bir iddiayı Alt Mahkemenin ele- alıp değerlendirmekle hata ettiğini ileri sürmüştür.

Alt Mahkeme kararında, KKTC usul hukukunda, bir davada taraf olan bir şirketin isminin davada veya layiha üzerinde tam ve doğru olarak yazılmasının gerektiğine vurgu yaparak, Müstedinin tanınmasını -talep ettiği Emare No.2 T.C. Ankara 2. Tüketici Mahkemesi kararında Davalının Dedeman Turizm Ltd. Şti. olduğunu, Emare No.3 Kararda da Davalı No.2 olarak Dedeman Tur LTD. Şti.nin gösterildiğini, KKTC'de kayıt ve tescil edilen ve Genel İstidada Davalı konum-da olan Şirketin ise Dedeman Tourism Limited olduğunu belirterek, KKTC Şirketler Mukayyitliğinde kayıtlı olan Dedeman Tourism Limited
ile Türkiye'de ikâme edilen davalarda Davalı olarak gösterilen Şirketin aynı şirket olmadığı nedeni ile Genel İstidanın r-eddine karar vermiştir.

Alt Mahkemenin kararı incelendiğinde, T.C. Mahkemesinde verilen Emare No.2 Hükmün tanınıp tenfiz edilmesi için 22/1988 sayılı Yasaya ekli Sözleşmenin yukarıda atıfta bulunulan 13,14 ve 15. maddeleri tahtındaki şartlarının tatmin e-dilip edilmediğini irdelemeden önce, KKTC Usul Hukuku hükümlerini uygulayarak, tanınıp tenfiz edilmesi talep edilen hükümdeki taraflar ile KKTC'de ikâme edilen Genel İstidadaki tarafların aynı olup olmadığını karara bağladığı görülmektedir.

Daha önce vur-gulandığı üzere, 22/1988 sayılı Yasaya ekli Sözleşmenin yukarıda atıfta bulunulan 13(d) ve 15 (a) maddelerine göre, tanıma ve tenfiz kararı talep edilen devletin yetkili mahkemesinde uygulanacak usul hükümleri, bu devletin hukukuna tabidir.

Alt Mahkeme, -22/1988 sayılı Yasaya ekli Sözleşmenin yukarıda atıfta bulunulan hükümlerini doğru olarak yorumlamış ve tanıma ve tenfiz işlemleri esnasında KKTC usul hükümlerini uygulayarak, öncelikle tanınıp tenfiz edilmesi talep edilen hükümdeki taraflar ile KKTC'de ik-âme edilen Genel İstidadaki tarafların aynı olup olmadığını karara bağlamıştır.

Alt Mahkeme kararında, tanınıp tenfiz edilmesi talep edilen hükümdeki taraflar ile KKTC'de ikâme edilen Genel İstidadaki tarafların aynı olmadığına karar vermiştir.

Bu safh-ada cevap verilmesi gereken soru, Emare No.2 T.C. Ankara 2. Tüketici Mahkemesi kararında Davalı olarak gösterilen Dedeman Turizm Ltd. Şti. ile KKTC'de kayıt ve
tescil edilen ve Genel İstidada Müstedialeyh konumda olan Dedeman Tourism Limited'in KKTC Usul -Hukuku uyarınca aynı taraf olup olmadığı bağlamında aynı şirket olup olmadığıdır.

Fasıl 113 Limited Şirketler Yasası'nın 4(1)maddesi şöyledir:
4(1)Her şirketin ana sözleşmesinde aşağıdakilerin
belirtilmesi gerekir:
a) Adının son kelimesi "limited-" olması kaydıyla her
şirketin adı;
b) Şirketin amaçları.

Yukarıdaki hükme göre, her şirketin ana sözleşmesinde şirketin adının son kelimesinin "Limited" olması gerekir.

Bir davada taraf olan, diğer bir anlatımla davacı olan veya dava edilen- bir şirketin isminin, açılan davada veya her layihanın başlık veya unvanında tam ve doğru olarak yazılması gerekir (Yargıtay / Asli Yetki 6/87 D.6/87; Yargıtay / Hukuk 7/2012 D.34/2013 ).

Dolayısıyla, bir limited şirketin ismi de, açılan davada veya her -layihanın başlık veya unvanında, tam ve doğru olarak gösterilmelidir. Her kayıtlı limited şirket, layihada adını, eksiksiz ve tescil edildiği şekilde ve "Limited" kelimesini en son kelime olacak şekilde kullanmak zorunda olduğu gibi, limited şirketin daval-ı olması durumunda da, açılan davada veya her layihanın başlık veya unvanında limited şirketin
adının, eksiksiz, tescil edildiği şekilde ve "Limited" kelimesi en son kelime olacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir.

Yukarıda ifade edilenler ile ilgili ol-arak, Bullen and Leake and Jacob's Precedents of Pleadings 12th ed, s.24'te Title of Pleadings başlığı altında şöyle denmektedir:
"Every pleading must bear on its face the title of action, which consists of the names of each plaintiff and of each defendant-.In this respect, save for a few rare exceptions, the statement of claim or other pleading must correspond exactly with the writ of summons. Thus, the Christian names and forenames and the surname of every plaintiff and of every defendant should be stated -in full and correctly on the writ of summons and every pleading. In the case of a limited liability company, the full name of the company should be accurately stated; In the case of a corporation, the full corporate name should be used and statutory corpor-ations must receive their full statutory title; and in the case of a firm, the firm name should be stated in full, adding "trading as a firm"


Aynı eserde sayfa 179'de şunlar denmektedir:

"A limited company or a corporation sues or is sued in its corpora-te name which must be set out fully in the writ and in the title of each pleading."

Alt Mahkeme huzurundaki Genel İstidadaki Müstedialeyhin unvanı irdelendiğinde, Müstedialeyhin KKTC Şirketler Mukayyitliğinde kayıtlı ismi olan Dedeman Tourism Limited'in, - "n/d" adı altında Genel İstidanın unvanında gösterildiği görülmektedir.

Emare No.2 T.C. Ankara 2. Tüketici Mahkemesi kararında ise Davalı olarak Dedeman Turizm Ltd. Şti. gösterilmektedir.

Emare No.2 T.C. Ankara 2. Tüketici Mahkemesi kararında Davalı -olarak gösterilen Dedeman Turizm Ltd. Şti. ile KKTC'de kayıt ve tescil edilen ve Genel İstidada Müstedialeyh konumda olan şirketin aynı şirket olduğunu söylemek imkân dahilinde değildir.
Neticede Alt Mahkeme, KKTC'de kayıt ve tescil edilen Dedeman Tourism- Limited ile Türkiye'de dava edilen Dedeman Turizm Ltd Şti.nin aynı şirket olmadığı hususunda bulgu yapmakla hata etmiş değildir.

İstinaf Eden Avukatı istinaftaki hitabında, Alt Mahkeme huzurunda Genel İstidaya karşı dosyalanan İtiraznameye ekli yemin va-rakasında Türkiye'de ikame edilen davadaki Davalının, Genel İstidadaki Müstedialeyhten farklı bir şirket olduğu yönünde herhangi bir iddianın yapılmadığını, bu iddianın esaslı bir iddia olarak yemin varakasında yer alması gerektiğini ileri sürmüştür.

M-üstedialeyhin itiraznamesi tezekkür edildiğinde, Müstedialeyhin Genel İstidadaki tüm iddiaları ret ve inkar ettiği gibi, itiraznamesinin 4. ve 5. paragraflarında Müstedialeyh aleyhine dosyalanmış olduğu iddia edilen davanın Müstedialeyhe tebliğ edilmediğin-i ve/veya usulüne uygun tebliğ edilmediğini iddia ettiği görülmektedir.

İlaveten, Müstedialeyhin İtiraznamesinde, Türkiye'de dava edilen Dedeman Turizm Ltd. Şti. ile aynı şirket olduğu yönünde herhangi bir ikrarı da bulunmamaktadır.

Tanıma ve tenfizi tal-ep edilen hükümdeki Davalı ile tanıma ve tenfiz talebi ile yapılan Genel İstidadaki Müstedialeyhin aynı taraf bağlamında aynı kişi olduğunun ispat külfeti ise bu iddiayı yapan Müstedidedir.

Belirtilenler çerçevesinde, Alt Mahkemenin, Müstedinin ispat kül-fetini yerine getirip getirmediği bağlamında meseleyi inceleyip karara varması hatalı değildir.

Dolayısıyla, İstinaf Eden 2. istinaf sebebinde de başarılı olmamıştır.

Yukarıda belirtilenler ışığında, Alt Mahkeme, 22/1988 sayılı Yasaya ekli Sözleşmenin y-ukarıda atıfta bulunulan 13,14 ve 15. maddeleri tahtındaki şartlarının tatmin edilip edilmediğini irdelemeden, KKTC Usul hükümlerini uygulayarak, tanınıp tenfiz edilmesi talep edilen hükümdeki taraflar ile KKTC'de dosyalanan Genel İstidadaki tarafların ayn-ı olup olmadığını incelemekle hata etmediği gibi, inceleme sonucunda da sözü edilen tarafların aynı olmadığı hususunda bulgu yaparak Genel İstidayı kanıtlanamadığı cihetle reddetmekle de hata yapmış değildir.
Sonuç olarak; istinaf reddedilir.
İstinaf masra-fları İstinaf Eden /Müstedi tarafından ödenecektir.


Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ


Beril Çağdal
Yargıç

Yargıç
Yargıç




27 Şubat 2017





2









Full & Egal Universal Law Academy