Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 10/2010 Dava No 14/2013 Karar Tarihi 10.05.2013
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Hukuk Dairesi Numara 10/2010 Dava No 14/2013 Karar Tarihi 10.05.2013
Numara: 10/2010
Dava No: 14/2013
Taraflar: Seda Yavaş Özmerter n/d Seda Yavaş ile Mete Özmerter arasında
Konu: Mahkeme Nizamatı - Mahkeme Nizamatına uyulmadığı ve prosedürdeki taahhütlerin yerine getirilmediği nedeniyle açılan dava - İlk Mahkeme, ödeme yapılması istenilen başlıkalrın Aile Mahkemesi yetkisine girmediğinden ve/veya Mahkeme hükmüne kaydedilen nizamatın ivazsız olduğu belirterek davayı reddetmesi - Yargıtayın istinafı kısmen kabul ederek İlk Mahkeme kararını değiştirmesi.
Mahkeme: Yargıtay/hukuk
Karar Tarihi: 10.05.2013

-D. 14/2013 Yargıtay/Hukuk 10/2010
(Girne Dava No: 2635/2008)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Şafak Öneri, Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu.

İstinaf eden: Seda Yavaş Özmerter n/d Sed-a Yavaş 137 Ecevit
Caddesi, Girne
(Davacı)
- ile -
Aleyhine istinaf edilen: Mete Özmerter, Kıbrıs İktisat Bankası
Ltd. Genel Müdürlüğü, 151 Bedreddin
- Demirel Caddesi, Lefkoşa
(Davalı)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına Avukat Ergin Ulunay.
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Kıvanç M. Riz-a.


Girne Kaza Mahkemesi Başkanı İlker Sertbay'ın 2635/2008 sayılı davada 21.12.2009 tarihinde verdiği karara karşı, Davacı tarafından yapılan istinaftır.


-----------


H Ü K Ü M

Şafak Öneri: Bu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Narin F. Şef-ik okuyacaktır.

Narin F. Şefik: Huzurumuzdaki istinaf, Bidayet Mahkemesinin, Davacının davasını ret ve iptal eden 21.12.2009 tarihli kararından yapılmıştır.

Davacı, Davalı aleyhine ikame ettiği bu davada, 24.9.2007 tarihinde karşılıklı olarak imzaladık-ları boşanma protokolü ile 25.10.2007 tarihli boşanma hükmünde yer alan Mahkeme Nizamatına Davalının uymadığını, protokolde ve nizamatta yer alan taahhütlerini yerine getirmeyerek eksik ödeme yaptığını iddia ederek, eksik yapıldığını iddia ettiği ödemeler -için hüküm verilmesini talep etmiştir.

Davalı, Mahkeme Nizamatında yer alan Davalının ödeme yapması ile ilgili hususlar hakkında, Davacının davasında herhangi bir talep veya böyle bir talebi haklı gösterecek iddialar olmadan ve/veya ödeme yapılması isten-ilen başlıklar Aile Mahkemesinin yetkisine girmediğinden ve/veya Mahkeme hükmüne kaydedilen nizamat ivazsız olduğundan, Mahkeme Nizamatının geçersiz olduğunu ileri sürmüştür.

Bidayet Mahkemesi, 21.12.2009 tarihli kararı ile "1/98 sayılı yasada bahşe-dilmeyen bir hak veya çarenin mahkeme nizamatı olarak kaydedilmesi halinde dahi bunun geçerli bir sözleşme niteliği kazanmasının mümkün olamayacağı, böyle bir sözleşmenin ivazının da Boşanma Hükmü olmayacağı kanaatinde olduğumdan davanın reddedilmesine" ka-rar vermiştir.

Kaydedilen Mahkeme Nizamatının bir sözleşme niteliğinde olduğunu kabul eden Bidayet Mahkemesi, Mavi 48'de, "Anlaşmalı Boşanma kararının mali hükümlerinin, hükmün infazını mümkün kılacak biçimde karar içerisinde açıkça gösterilmesi gerekmek-tedir.
Mali hükümlerin tümünün veya bir kısmının Boşanma Kararının dışında bırakılması ve sadece tarafların üzerinde anlaştığının belirtilmesi veya bunun mahkeme önünde yapılmış bir anlaşma niteliğinde bırakılması, diğer bir anlatımla infazını mümkün kıla-cak şekilde kararda açıklanmaması veya Mahkeme nizamatı kaydedilmesi mümkün değildir"

Devamla, Mavi 50'de,

"........Kanaatimce Aile Mahkemesi'nin karar vermesinin mümkün olmadığı, diğer bir ifade ile görev ve yetkisine girmeyen yani yasanın kendi-sine yetki vermediği için karar veremeyeceği bir konuda tarafların anlaşma yapması ve üstelik bu anlaşmayı veya sözleşmeyi de boşanma kararını elde etmeye yönelik yapmaları mümkün değildir. Böyle bir anlaşmanın yasal dayanağı olamaz ve böyle bir Boşanma Ka-rarını yapılan anlaşmanın ivazı kabul etmek yasal olarak mümkün değildir.
Çünkü böyle bir durum 1/98 sayılı Yasaya aykırı olur ki, yasaya aykırı sözleşmenin geçerli olamayacağı da izahattan varestedir." demiştir.

Bidayet Mahkemesinin kararından İstinaf- Eden, 6 istinaf sebebi ile istinaf etmiştir. İstinaf sebepleri aynen şöyledir:

Alt Mahkeme Girne Aile Mahkemesinin Ahvali Şahsiye yetki
alanında boşanma hükmünü verirken kaydettiği Mahkeme
Nizamatını geçersiz sayarak davayı reddetmekle yargı
-yetkisini aştı. Çünkü Girne Kaza Mahkemesi ve Girne Aile
Mahkemesi ayni statüde, ayni nitelikte ve ayni derecede
mahkemeler değildir, dolayısıyle bir Aile Mahkemesinin
kaydettiği Mahkeme Nizamatını açılacak başka bir davada
Aile Mahkemesi ve-/veya istinafen veya asli yetki olarak
Yüksek Mahkeme geçersiz sayabilir ve/veya iptal edebilir.

Alt Mahkeme 1/98 sayılı Aile Yasasını yanlış
yorumlayarak, özellikle 1/98 sayılı Yasanın yargı yetkisi
yasası olmadığını ve yargı yetkisinin Ah-vali Şahsiye ile
belirlendiğini gözönünde bulundurmamakla ve dolayısıyle
Hukuka uygun karar vermemekle ve Davayı reddetmekle
hatalar işledi. Çünkü Ahvali Şahsiyeye göre bir Aile
Mahkemesinin dava konusu Mahkeme Nizamatını kaydetmeye
yar-gı yetkisi vardır ve herhalükarda Genel Hukuk
prensiplerine göre ve özellikle Anayasanın 136. maddesine
göre Mahkemeler Yasaya ve Hukuka uygun olarak karar
vermek mecburiyetindedir ve 1/98 sayılı Yasada bir
Evrensel Genel Hukuk Kuralı olan S-özleşme hakkını ve
özgürlüğünü, yani tarafların serbest iradeleriyle
yaptıkları bir sözleşmeyi hükümsüz kılan ve/veya
yasaklayan hiçbir hüküm olmadığına göre, Mahkemenin söz
konusu Evrensel Genel Hukuk kuralını uygulayarak Davacı
lehine- hüküm vermesi gerekirdi.

Alt Mahkeme Mahkeme Nizamatıyla ilgili yargı ve usul kurallarını yanlış uygulayarak hatalar işledi. Çünkü hiçbir Mahkemenin, yargı yetkisi olup olmadığına bakılmaksızın, layihalarda yer almayan hususlarda Hüküm ve Emir vermek yar-gı yetkisi yoktur. Ancak böyle durumlarda Mahkemenin layihalarda yer almayan tarafların yaptıkları bir anlaşmayı Mahkeme nizamatı olarak kaydetmek yargı yetkisi vardır.

Alt Mahkeme taraflar arasındaki Protokolün 1/98 sayılı Yasa altında Mal Bölümü Anlaşma-sı olduğunu ve Mal Bölümü Anlaşmasının her türlü mali kaynakları da içerdiğini gözönünde bulundurmayarak ve Girne Aile Mahkemesinin Boşanma Hükmünü verirken ve/veya sözkonusu Protokolün bir kısmını Hükme dönüştürüken, layihaların kapsamadığı kısmıyla ilgil-i olarak kaydettiği Mahkeme Nizamatının geçerli olduğuna dair ve dolayısıyle Davacı lehine hüküm vermemekle hatalar işledi.

Alt mahkeme Nizamatının ve içerdiği Sözleşmenin infaz edilemeyeceği bulgusunu yapmakla ve Davayı reddetmekle hatalar işledi.

Alt M-ahkeme huzurundaki şahadet ve tüm emarler ışığında Dava konusu mahkeme Nizamatının kısmen ifa edildiğini (part performance) gözönünde bulundurmayarak Davacı lehine hüküm vermemekle hatalar işledi.


İstinaf Edenin istinafını tek başlık altında inceley-eceğiz:
"Bidayet Mahkemesi, 121/2007 sayılı Aile Davasında, tarafların müracaatı üzerine kaydedilen ve taraflar arasında bir anlaşma niteliği taşıyan Mahkeme Nizamatını Aile Mahkemesinin kaydetme yetkisi bulunmadığı; yetkisi olsa dahi 1/98 sayılı Yas-a tahtında Aile Mahkemesinin yetkisine girmeyen hususlarda Aile Mahkemesi huzurunda Mahkeme Nizamatının kaydedilemeyeceği; kaydedilmiş olan Mahkeme Nizamatının geçerli bir anlaşma kabul edilmesi için yeterli ivaz bulunmadığı hususlarında karar vermekle hat-a yaptı".

Tarafların imzaladıkları boşanma protokolü başlıklı metin 16 maddelik bir metindir. İstinafa konu davayı ilgilendiren maddeler, bu protokolün 11 ve 14. maddeleridir.

Boşanma hükmünün 8. maddesinde "tarafların mutabakatına bağlı olarak aşağıda-ki hususlar mahkeme nizamatı olarak kaydedilir" denerek, 17 alt madde sıralanmıştır. Protokolün
11 ve 14. maddesi burada yine 11 ve 14. madde olarak yer almaktadır.

25.10.2007 tarihinde tarafların mutabakatları çerçevesinde verilen boşanma hükmüne ekli -Mahkeme Nizamatının 11 ve 14. maddeleri aynen şöyledir:

"11. Davalı, boşanma tarihinden itibaren Davacı ve
İlayda Özmerter'in bugünkü yaşam standardının
idame ettirilebilmesini teminen, İlayda
Özmerter reşit olana kadar veya Davacı
- evleninceye kadar veya Davacı, müstahdem veya
aile haricinde başka bir şahıs ile, İlayda
Özmerter ile birlikte yaşanan konutta yaşamaya
başlayana kadar, Davacı'ya ayda USD 11,600 (On
bir bin altı yüz Amerikan Doları) ödemede
b-ulunacaktır. Bu tutar üçüncü yıldan başlamak
üzere, her yıl, bir önceki yıla göre %5 oranında
artırılacaktır.

14. Davalı, (11. madde de belirtilen ödeme dışında,
buna ilaveten) Davalı ile Davacı arasında
mutabakat sağlanması kaydıyl-a, İlayda Özmerter'in
sağlık, giyecek, yiyecek, bakıcı, eğitim, özel
ders, ulaşım, seyahat, tatil velhasıl her türlü
gereksinim ve harcamalarını karşılamayı taahhüt
eder. Davalı, Davacı'nın ileriki hayatında
ulaşacağı gelir seviyesi- her ne olursa olsun,
bu ödemeyi yapacağını beyan, kabul ve taahhüt
eder."

Gerek boşanma protokolünde gerekse Mahkeme hükmüne kaydedilmiş nizamatlarda yer alan hususlar yerine getirilmiş, 11. maddede yer alan ödemeler, Kasım 2007'den Ağustos -2008'e kadar, 14. madde altındaki ödemeler ise Kasım 2007'den Ocak 2008'e kadar, Davalı tarafından Davacıya yapılmış, belirtilen tarihlerden sonra 11 ve 14. maddeler altında Davalı Davacıya ödeme yapmaktan vazgeçmiştir.

Boşanma protokolü, Davacı ile D-avalı arasında imzalanan bir anlaşmadır. Bu protokolün tüm maddeleri, ayrıca Mahkeme Nizamatı olarak da kaydedilmiştir. Mahkeme Nizamatı olarak kaydedilen tarafların mutabık kaldıkları hususların yasal statüsü nedir?

Mahkeme nizamatları ile ilgili -içthatlara baktığımız zaman, Yargıtay/Hukuk 7/81 (D.23/81)'de, tahliye ve ara kâr talebi ile ikame edilen bir davada, tarafların uzlaşması neticesinde mahkeme kira borçları ile ilgili hüküm verdikten sonra, tarafların yeni bir kira mukavelesi imzalamasına -da ayrıca hüküm vermiştir. Bu karara karşı dosyalanan istinafta, Yargıtay, hüküm verilirken layihalar dışına çıkılamayacağını ve talep takririnde yer almayan hususlar ile ilgili şahadet olsa dahi, hüküm verilemeyeceğini kabul ettikten sonra, layihalarda ye-r almayan hususlarda tarafların mutabık kalmaları halinde, uygulanacak yöntemi şu şekilde izah etmiştir:

"Duruşma yapılan bir davada mahkeme hüküm
verirken layihalarda talep edilenlerin dışına
çıkamaz ve talep takririnde yer almayan bir
husus için, -şahadet bulunsa dahi, hüküm veremez............................................................................

Şahadet dinlenmeden uzlaşma sonucu
verilen hükümlerde de mahkemenin layihalar
ile bağlı olması gerektiği kanısındayız.
Ne var ki b-azı hallerde tarafların layihalar
dışına çıkarak layihaların kapsamadığı
hususlar hakkında anlaşmaya vardıkları bir
gerçektir. Bu gibi durumlarda gerek Kıbrıs'ta
ve gerekse İngiltere'de mahkemelerin öteden
beri takip ettikleri usul layihalar uyarı-nca
mutabık kalınan hususlar için hüküm veya emir
vermek, layihaların kapsamadığı uzlaşma
konusu hususları da Mahkeme Nizamatı (Rule of
Court) olarak kaydetmek veya tarafların
muvafakatı ile layihaların kapsamadığı
hususlar için gerekli tadilât- yapıldıktan
sonra uzlaşma uyarınca hüküm veya emir
vermektir. (Bak: Green v. Rozen and Others
1955 2 All E.R. p.797)."


Yargıtay/Hukuk 22/93 (D.4/94)'de ise, Yargıtay, Mahkeme Nizamatı ile ilgili şu şekilde görüş belirtmiştir:


"Böylece taraflard-an birinin talebi kabul etmesi üzerine Mahkeme tarafından kaydedilen ve Mahkeme Nizamatı olarak isimlendirilen bir anlaşma bir tür tespit kararıdır. Yani kendiliğinden icra kabiliyeti olmamakla birlikte bir hak veya sözleşmenin en güçlü şekilde ortaya çıkm-asını ifade etmektedir. Böyle bir sözleşmeye dayanarak hakkını elde etmeye çalışan tarafın amacına diğer sözleşmelere kıyasla daha kolay ulaşılabilmesi gerekir. .................................
.........................................................
Mah-keme Nizamatına dönüştürülmüş bir anlaşmanın diğer tüm anlaşmalardan daha güçlü olduğu açıkça ortadadır. Çünkü bir Mahkeme önünde yapılan ve zabıtlara geçirilen Mahkeme Nizamatına karşı yapılabilecek savunmalar son derece sınırlıdır."


Yargıtay/Hukuk 6/-84 (D.20/84)'de,davacının tasarrufunda bulunan dükkân ile ilgili olarak, dükkâna, esasa müteallik tadilat ve/veya müessir yeni inşaat ve/veya yıkmak maksadı ile ihtiyaçları bulunduğu ileri sürülerek açılan bir tahliye davasında, tarafların uzlaşması netice-sinde tahliye hükmü temin edilmiş; buna ilaveten, yapılacak yeni inşaatta, inşaat tamamlandıktan sonra davalıya, projede yer alan 4 No.lu dükkânın, geçerli ve günün şartlarına uygun bir kiraya kiralanmasına anlaştıkları hususu, tarafların müracaatı ile mah-keme nizamatı olarak kaydedilmiştir. İnşaatın tamamlanması üzerine mal sahipleri, davacıya ihbar göndererek, 7 gün içerisinde kira münasebeti tesis edilmesini, yoksa dükkânın başkasına icar edileceğini bildirdikten sonra, taraflar kira bedeli üzerinde anl-aşamayınca davacı, mahkeme nizamatına konu anlaşmayı ifa ederek, mahkeme tarafından saptanacak kira karşılığında dükkânı davacıya kiralamaları için, davalılar aleyhine dava ikame etti. Davalılar, sair şeyler yanında, mahkeme nizamatı olarak kaydedilen anla-şmanın herhangi bir ivaz karşılığı yapılmadığını, mahkemenin kira saptayamayacağını ileri sürdüler.

Mahkeme ivazın var olduğunu, ancak mahkemenin kira saptamaya, yasal durum ışığında yetkisi olmadığına karar verdi. İstinafı dinleyen Yargıtay ise, tarafla-rın anlaşmalarında ivaz bulunduğunu kabul ettikten sonra, mahkeme nizamatı olarak kaydedilen, tarafların yeni inşa edilen dükkanlardan bir tanesini kiralamasını öngören anlaşmada, sürenin ve kira bedellerinin belirsiz olması nedeniyle, mahkeme nizamatı ola-rak kaydedilen anlaşmanın geçerli bir kira sözleşmesi olmadığına karar vererek, davacının istinafını reddetmiştir.

Birleştirilmiş Yargıtay/Hukuk 5-7/2002 (D.17/2004)'de ise, Yargıtay, mahkeme nizamatı ile ilgili olarak:

"Nizamat zaten mahkeme huzurunda -yapılan ve
tabiatıyle "by consent"le (mutabakat sonucu)
varılan bir anlaşmadır. Ancak yukarıda
belirtildiği şekilde mahkeme nizamatı bir
hüküm kadar güçlü bir anlaşma şeklidir ve
Bidayet Mahkemesinin belirttiği şekilde,
genelde Mahkeme huzurund-a yapılan bu tür
"anlaşmaların" iptal edilmesi mümkün
değildir." demiştir.

Esasen bir davada, mahkeme nizamatı kaydı, ancak taraflar arasında mutabakat sağlanması halinde söz konusu olur. Mahkeme, davayı dinlemeden, tarafların anlaşması sonucu bir- hüküm kaydederek, davayı sonuçlandırabilir. Davalı, Talep Takririndeki talep doğrultusunda aleyhinde hüküm çıkmasını kabul ettiği takdirde, aleyhine talep takririne uygun hüküm yazılmaktadır. Dava takrirlerinde olmayan hususlarla ilgili olarak taraflar ar-asında mutabakat sağlanması halinde ise, bu diğer hususlar, ancak tarafların müşterek müracaatı ile, hükme ekli mahkeme nizamatı olarak kaydedilebilmektedir.

Nizamat kaydı ile ilgili eski içtihatlara bakıldığı zaman, Smythe v Smythe 1887. (18) QB-D544 davasında, sayfa 546'da, anlaşmaların mahkeme nizamatı olarak kaydedilebileceği şu sözler ile belirtilmektedir:

-"There is no doubt that for a long time the practice
has existed in the courts generally of allowing
agreements of compromise to be entered into between
the parties, and that such agreements frequently
contain clauses providing that the agre-ement may be
made a rule of Court, or that a judge's order may
be obtained, if necessary; the principle which
actuates the Courts in allowing such arrangements
being that all the parties are sui juris, and are
capable of making such an arrangement -in their own
interests. As a fact, this practice prevailed for
some time in the Divorce Court; but for reasons
which were then doubtless all sufficient an
alteration was made by the late Sir Cresswell
Cresswell, who refused to allow the compromise -of
divorce suits to be made as of course a rule of that
Court. The effect of this was that in order to
enforce the compromise the parties were obliged to
take proceedings in one of the other Courts either
by an action on the agreement or by a suit -for
specific performance."


(-Uzun süreden beri mahkemelerdeki uygulamalarda tarafların uzlaşmaları halinde, bu anlaşmalar kayıt altına alınmakta, bu anlaşmalarda, anlaşmanın mahkeme nizamatı olarak kaydedilmesi koşulu yer almakta veya gerektiği takdirde mahkeme emri temin edilmektedir-. Mahkemenin böyle arajmanlara izin vermesinin nedeni, tarafların anlaşılan konularda aynı fikirde olmalarına ve kendi menfaatleri için anlaşma yapabilecek kapasiteye sahip olmalarına dayanır.)


Green v Rozen 1955 1WLR 741 davasında, sayfa 743'de ise, a-ynı görüşe yer verilmiş, ancak tarafların anlaştıkları hususların nizamat olarak kaydedilmesini talep etmeleri gerektiği de ifade edilmiştir. Davada şunlar belirtilmiştir:

-"There are various ways in which an action can be
disposed of when terms of settlement are arrived
at when the action comes on for trial, or in the
course of the hearing. I have had experience of
at least five methods of disposing of an action-
in such circumstances. They are not exhaustive.
One can in an appropriate case, as was done in
one of the cases to which Mr. Frankenburg
referred, get the terms of the compromise made
a rule of court provided it appears that one of
the terms o-f the compromise is that the terms
shall be made an order of the court."


-(Bir davada mutabakata varılması halinde, davanın sonuçlandırılması için bir çok yöntem vardır. Bunların bir tanesi anlaşmanın m-ahkeme nizamatı olarak kaydedilmesidir. Bunun için, anlaşmanın bir şartının da, anlaşmanın mahkeme nizamatı olarak kaydedilmesi doğrultusunda olması gerekir.)

Great North-West Central Railway v. Charlebois 1899 AC 114 davasında, sayfa 124'de ise, tarafla-rın yetkileri olmayan hususlarda anlaşma yapamayacakları, bir şirketin yasal olarak yetkisinde olmayan bir husus ile ilgili mahkemeye giderek, bu hususun yapılması doğrultusunda bir emir verilmesine onay veremeyeceği vurgulanmıştır.
-
-Holsworthy Urban District Council v. Rural District Council of Holsworthy (1907) 2 Ch. 62 davasında, sayfa 72'de, tarafların iyi niyetle anlaşmalarının, tarafların yetkileri dahilinde olması halinde geçerli olacağı, uzlaşma maksatları bakımından bir talebi-n ileri sürülmesinin engellenmesi için para ödemenin geçerli bir anlaşma olarak kabul edilebileceği belirtilmiştir.
-
-The Annual Practice 1963, Volume 2, sayfa 2008'de, taraflar arasındaki bir uzlaşının mahkeme tarafından onaylanabileceği, dosyalanabileceği ve mahkeme nizamatı olarak kaydedilebileceği belirtilir. Ancak böyle bir mutabakatta, mutabakatın mahkeme nizamatı o-larak kaydedilmesi de yer almalıdır. Şöyle ki:


-"Making Order of Court.- A compromise made in an
action may be approved by the Court, filed, and
made a Rule of Court as in Re Grimthorpe, [1908]
I Ch., p. 669, or if made in an action in one
Division of the High Court can be made an order
of an-other; thus, where the compromise of an
action in the Divorce Court provided, inter alia,
for the payment of the petitioner's taxed costs,
the agreement was made an order of the Q. B. D.
(Smythe v. S. (1887), 18 Q. B. D. 544). But
semble, the terms- of the compromise should
contain an agreement that it should be made an
order (Graves v. G. (1893), 69 L. T.420). ....An order
may be made, by consent, in the terms of the
compromise, at the trial or on any interlocutory
application (D. C. F.,- p. 879; Seton. P. 124 (1))."


-Tüm bu içtihatlardan, mahkeme nizamatı olarak kaydedilen hususların, taraflar arasında varılan bir mutabakatı, bir anlaşmayı gösterdiği görülmektedir. Mahkeme nizamatı hüküm kuvvetinde değildir. Anlaşmada yer alan hususlar kendiliğinden uygulatılamaz. Anca-k varılan mutabakat veya anlaşmaya taraflar uymadıkları takdirde, anlaşmanın tarafları bağladığını teyit etmek için yeni bir dava ikame edilebilir. Böyle bir davada, mahkeme nizamatı olarak kaydedilen bir anlaşmanın geçersiz olduğu, herhangi bir akitin geç-ersiz addedilmesi için kullanılabilen tüm argümanlar kullanılarak ileri sürülebilir.

Huzurumuzdaki istinafa konu davayı, Davacı, Davalı ile gerek boşanma protokolünde, gerekse Mahkeme Nizamatında vardığı mutabakat uyarınca, Davalının yapması gereken -bazı ödemeleri yapmaktan imtina ettiği nedeniyle ikame etmiştir. Tarafların ilk önce, boşanmak maksadı için vardıkları mutabakatı gösteren bir protokol imzaladıkları ve sonra da bu protokolün aynen Mahkeme Nizamatı olarak kaydedildiği hususlarında bir ihti-lafları yoktur. Bidayet Mahkemesi huzuruna Emare No.1 olarak kaydedilen Girne Aile Mahkemesine ait 121/2007 sayılı dosyadaki 25.10.2007 tarihli tutanak, tarafların anlaştıkları hususları gayet açık bir şekilde ve detaylı olarak kayda geçirmiştir. Davalı, -kaydedilen Nizamatın, Aile Mahkemesinin 1/98 sayılı Yasa'da yer alan yetkileri dışında kalan hususları içerdiği oranda geçersiz olduğunu; 11 ve 14. maddelerde öngörülen ödemelerin Aile Mahkemesi yetkisinde bulunmadığını ileri sürmüştür. Aile Mahkemesi 1/98- sayılı Yasa'nın 30. maddesi altında nafaka ve tazminat ödenmesine emir verebilmekle birlikte, 11 ve 14. maddelerde öngörülen ödemeler nafaka başlığı altında öngörülen ödemeler değildir. Aile Mahkemesinin boşanma hükmünde, zaten Davalı tarafından Davacıya,- ayda 700 USD nafaka ödenmesini içeren emir vardır.

Davalının ileri sürdüğü gibi, tarafların mutabakatlarını içeren Mahkeme Nizamatını kaydedecek Mahkemenin, bu anlaşmada yer alacak hususlar ile ilgili yetkili olması gerekir mi? Yukarıda bahse-dilen Charlebois ve Holswothy davalarında ifade edildiği gibi, önemli olan, anlaşılan hususlarda anlaşmaya varan tarafların, bu doğrultuda anlaşma yapmak için yetkili olmalarıdır. Nizamatı kaydeden mahkeme, sadece, tarafların anlaştıkları hususları kaleme -almaktadır. Mahkemenin anlaşılan hususlarda emir vermeye yetkili bulunması şartı, mahkeme nizamatı kaydetmek için gerekli değildir.

Aleyhine İstinaf Edilen, davadaki tarafların anlaşmaları halinde mahkemenin hüküm verdiğini, layihalarda yer almayan -hususlar ile ilgili hüküm verilemeyeceğinden, layihalar tadil edildikten sonra, bu konularda da hüküm verilebildiğini veya layihalarda yer almayan hususlar ile ilgili Mahkeme Nizamatı kaydedildiğini kabul etmektedir. Ancak Aleyhine İstinaf Edilen, Mahkeme -Nizamatı kaydetmek yerine, layihaların tadil edilerek hüküm kaydedilmesi alternatifi bulunması nedeniyle, Mahkeme Nizamatında yer alan hususlarda, nizamatı kaydeden mahkemenin yetkili olması gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkeme nizamatı kaydetme, sadece la-yihaları tadil etme yönüne gidilmediği zaman uygulanan ve bu nokta ile kısıtlı olan bir yetki değildir. Taraflar, istedikleri takdirde, layihalarını tadil ettikten sonra hüküm kayıt ettirebilecekleri gibi, layihalarda yer almayan hususlarda veya mahkemenin- hüküm vermeye yetkisi bulunmayan hususlarda da anlaşmalarını, mahkeme nizamatı olarak kaydettirebilirler. Mahkeme nizamatının kendi başına icra edilebilirliği yoktur. Uyulmayan mahkeme nizamatı yeniden dava konusu olabilir. Bu koşullarda, nizamatın kayded-ildiği mahkemenin, nizamatın içeriği ile yetkili olması şartı aranmaz.

Bu nedenle, Aile Mahkemesinin 11 ve 14. maddelerde öngörülen ödemelerin yapılması için emir vermeye yetkisi olmasa dahi, bu maddeleri içeren bir anlaşmayı, mahkeme nizamatı olara-k kaydetmesine herhangi bir engel yoktur. Aile Mahkemesinin yetkileri, 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası'nda, madde 32 ve 34'de görülmektedir. Mahkeme nizamatı kaydetmek, her mahkemenin dava dinlemek, hüküm vermek görevlerinin bir parçası ve devamıdır. Mahkeme- nizamatı kaydedilmesi, mahkemelerin doğal yetkisinde olan bir husustur. Aile Mahkemesinin, kişi, aile hukuku ve dini konular ile ilgili dava sonuçlandırmasında, layihaların kapsamı dışında kalan, tarafların mutabık kaldıkları hususları mahkeme nizamatı ol-arak kaydetme konusunda doğal bir yetkisi vardır.

1/98 sayılı Aile Yasası'nın 26'ncı maddesi tarafların, boşanma safhasında, mal bölüşümü ile ilgili anlaşmaya varabileceklerini öngörür. Boşanma nedenlerinin sıralandığı 24. maddenin 9. fıkrasında ise-, mahkemenin, tarafların mali konulardaki anlaşmalarını uygun bulması gerekir.

Madde 26'nın başlangıç kısmı aynen şöyledir:

"26. Mahkeme, bu Yasanın 24'üncü maddesi uyarınca bir
boşanma kararı verirken tarafların mal bölüşümü
hususunda an-laşmaya varmamaları halinde aşağıdaki
fıkralar uyarınca mal paylaşımına ilişkin karar
verir:

.............."

26. madde açıkça, Aile Mahkemesinin, mal bölüşümünde, tarafların anlaştıkları hususları kabul edebileceğini göstermekte-dir. Mal bölüşümü, taraflardan birinin diğer tarafa para ödemesini de içermektedir. Aile Yasası'nın boşanma nedenlerinin yer aldığı 24. maddenin 9. fıkrasında, boşanmanın mali sonuçlarını mahkemenin uygun bulması gerektiği açıkça yer almaktadır. Diğer boş-anma koşulları ile ilgili fıkralarda, madde 24 (9)'da olduğu gibi açıkça bu husus belirtilmemekle birlikte, her davada olduğu gibi bir boşanma davasında da, mahkemenin, tarafların mutabakata vardıklarını belirtmeleri üzerine, bu mutabakatın yasanın öngördü-ğü düzenleme çerçevesinde olması kaydı ile, tarafların mutabakata serbest rızaları ile vardıklarını görmelidir. Mahkeme, mutabakatta makul olmayan bir koşul bulunması halinde tarafları bu hususta uyarabilir. Aile Mahkemesinin mal bölüşümü ile ilgili bir an-laşmayı kabul edebileceğini kabul ettikten sonra, yukarıda alıntısı yapılan 11 ve 14. maddelerde yer alan hususların, boşanmanın mali sonuçları kapsamına girdiği de kabul edilir. Bu maddeler, tarafların serbest iradeleri ile anlaştıkları hususlardan 2 tane-sidir. Netice itibarıyla, Mahkeme Nizamatının 11 ve 14. maddelerinin Aile Mahkemesi tarafından nizamat olarak kaydedilmesi konusunda Mahkemenin yetkisiz olduğu iddiası kabul edilemez ve Mahkemenin gerek doğal yetkileri, gerekse 1/98 sayılı Aile Yasası'nın -26. maddesi altında mal bölüşümü ile ilgili, Yasa'nın zorunlu kıldığı ve hükümde belirtilmesi gerekli hususlar dışında mahkeme nizamatı kaydetmeye yetkili olduğu kabul edilir.
İstinafa konu davada yer alan Mahkeme Nizamatı kaydının Aile Mahkemesinin ye-tkisi dahilinde olduğuna karar verdikten sonra ve Mahkeme Nizamatı olarak kaydedilen Davacı ile Davalının 24.9.07 tarihinde imzaladıkları protokolde yer alan hususların, taraflar arasında bir anlaşma niteliğinde olduğunu kabul ettikten sonra, Mahkeme Nizam-atında tarafların 11 ve 14. maddeler tahtında, Bidayet Mahkemesinin Davacı lehine hüküm vermemekle hata yapıp yapmadığına karar verilmesi gerekir.
Mahkeme Nizamatının, Davacı ve Davalı arasında bir anlaşma olduğunu kabul ettikten sonra, bu anlaşmanın -ivaz olmadığı nedeniyle geçersiz olduğu iddia ve bulgusunun incelenmesi gerekir.

Aile Mahkemesi Yargıcı, 1/98 sayılı Aile Yasası'nın 26. maddesi altında, tarafların serbest iradeleri ile yaptıkları boşanmanın mali sonuçları ile ilgili bir düzenlem-eyi uygun bulmuş ve bu düzenlemede ve/veya protokolde yer alan hususları Mahkeme Nizamatı olarak kaydetmiştir. Aile Mahkemesinin hükmü ve hüküm sonuna kaydedilen nizamat bir bütündür. Varılan mutabakatın tümü ile yanlış, hatalı veya geçersiz olduğu ileri s-ürülmemektedir. Mahkeme Nizamatı ile protokolde yer alan 11 ve 14. maddeler haricindeki maddelerde yer alan mal bölüşümü ile ilgili hususlar uygulanmış, bu iki madde kısa bir süre uygulandıktan sonra, öngörülen ödemeler Davalı tarafından durdurulmuştur.
-
Mahkeme Nizamatları, Mahkeme hükmünün bir parçası olarak tarafların müracaatları ve kabulleri ışığında kaydedilmiş-lerdir. Mahkeme Nizamatının olduğu şekli ile icrası mümkün değildir. Mahkeme Nizamatına uyulmadığı takdirde, uymayan taraf aleyhin-e dava ikame etme hakkı doğar. Böyle bir davada, nizamatın geçerli bir anlaşma ihtiva edip etmediğine karar verilir. Tarafların mutabakatı ile kaydedilen bir hükmünden istinaf edilemez. Hile ile hükmün elde edildiği, ancak yeni dava ikame edilerek ileri sü-rülebilir. Huzurumuzdaki istinafa konu davada, boşanma hükmünün hile veya yanıltma neticesinde elde edildiği iddiası yoktur. Taraflar boşanma hususunda mutabık kalarak anlaştıkları tüm hususları hükme ve hükme ekli nizamat olarak kaydettirmişler ve bunun n-eticesinde de 1/98 sayılı Aile Yasası'nın 24/6 maddesi altında boşanmışlardır. Bu koşullarda, boşanma hükmüne kaydedilen Mahkeme Nizamatında yer alan anlaşmada ivaz olmadığını söylemek mümkün müdür?

Bromley's Family Law 5th edition sayfa 503'de, -eşlerin nafaka konusunda anlaşmaları ile ilgili şu sözler yer alır:


"In order to be legally enforceable, a maintenance
agreement must constitute a contract between the
parties. Consequently, if it is not under seal, the
party seekin-g to enforce a promise to pay maintenance
must show that she (or he) has furnished consideration.
This will normally not be difficult because the
undertaking will be embodied in a separation agreement
in which each party gives c-onsideration by more
complicated financial transaction involving the division
of property and the compromising of other claims. If
there is no consideration at all, however, a promise not
given under seal will be void."


-(Bir nafaka anlaşmasının hukuken uygulanabilir olması için anlaşmanın iki taraf arasında bir akit oluşturması gerekir. Bu durumda, anlaşmada soğuk mühür bulunmaması halinde, böyle bir anlaşmayı uygulatmak isteyen anlaşmaya ivaz sunduğunu göstermesi gerekir-. Bu genelde zor olmaz çünkü ayrılma anlaşması içerisinde mal paylaşımını oluşturan komplike mali işlemler ve başka mutabakatlarla ivaz verilir. Ancak ivaz bulunmaması halinde, soğuk mühürü bulunmayan bir vaat geçersiz olur.)


Gerek taraflar- arasında imzalanan protokol anlaşması, gerekse aynı maddelerin yer aldığı Mahkeme Nizamatına bakıldığı zaman, burada değişik taşınmaz malların Davalının direktifi ile 3. kişiler veya Davalı tarafından Davacı adına devredilmesinin, yine Davalının Davacıya-, müşterek çocukları için bazı ödemeler yapmasının yer aldığı, Davacının ise 13 ve 15. maddeler altında, Davalıya, makul zaman ve şartlarda , her gün ve ne zaman isterse müşterek çocuklarını görme ve birlikte olma hakkı vererek, yine birbirlerinin huzurun-u bozucu davranışlarda bulunmamayı kabul ederek , bir anlaşmanın geçerli olması için yeterli kabul edilecek ivaz gösterdiği kabul edilmelidir. İvazın var olması yeterlidir. İvazın az olması, ivazın var olduğunu göstermek için yeterlidir. Fasıl 148 madde 25-(3)'de, ivazın yetersiz olması halinde dahi, anlaşmanın geçersiz olmayacağı açıkça yer almaktadır. Bir bütün olarak protokol ve nizamat incelendiğinde, Davacı tarafından, burada yer alan anlaşma için yeterli ivaz sağlandığı kabul edilmelidir.

Tarafla-r arasındaki protokol anlaşması ve nizamatta yeterli ivaz bulunduğunu kabul ettikten sonra, Davalının 11. madde altında Davacıya ayda 11,600 USD ödeme mükellefiyeti bulunduğu ve taraflar arasında bu husus ile ilgili geçerli bir anlaşma olduğu kabul edilmel-idir. Bu durumda, Bidayet Mahkemesinin Talep Takririnde yer alan Davacı lehine ve Davalı aleyhine, Eylül ve Ekim 2008 ayları için 11,600'er USD, toplamda 23,200 USD meblağ için hüküm vermemekle hata yaptığı kabul edilmelidir.

14. madde, tamamen tara-fların mutabakatına dayalı bir maddedir. Bu madde altında Davalı, üzerinde mutabık olduğu, çocuğunun gereksinim ve harcamalarını Davacıya ödemekle mükelleftir. Davacı, Talep Takririnde, Şubat- Ağustos ayları için, Davacı ve Davalının müşterek çocuklarının -harcamalarının ödenmesini talep etmektedir. 14. maddeye bakıldığı zaman, bu ödemelerin ancak, Davalı tarafından kabul edilmesi halinde, Davalı tarafından Davacıya ödeneceği açıkça belirtilmektedir. Çocuğun ihtiyaçlarının 3. bir kişi tarafından tespiti öng-örülmüş değildir. Bu nedenle, 14. madde altında Davalının mutabakatı tespit edilmeden, karar üretilmesine imkan yoktur. Mavi 62'de görüldüğü gibi, Davalı, Davacının bu başlık altındaki talebini içeren listeyi inceleyip uygun bulduğu takdirde imzalamakta v-e ona göre ödeme yapmaktaydı. Bu koşullarda, gerekçeleri yanlış da olsa, Bidayet Mahkemesi, Davacı lehine, Talep Takririnin 14 b,c ve d fıkraları altında hüküm vermemekle hata yapmış değildir.

Mahkeme nizamatı olarak kaydedilen anlaşmanın geçerliliği- veya iptali için açılan bir davanın, mahkeme nizamatının kaydını yapan mahkemeden bir istinaf veya mahkemenin kararının düzeltilmesi olarak görülmesi yanlıştır. Anlaşma olarak kabul edilen mahkeme nizamatı ile ilgili bir davanın, normal herhangi bir dava -gibi kaza mahkemesinde ikame edilmesinde bir hata yoktur. Mutabakat neticesinde kaydedilen mahkeme nizamatının içeriği, tarafların anlaşmasını gösterdiği için, bu anlaşma üzerine aynı seviyedeki bir mahkemede dava açılabilir ve bu davanın ikame edildiği ma-hkeme, mahkeme nizamatında yer alan anlaşma ile ilgili karar üretebilir.
Netice itibarıyla, Davacı/İstinaf Eden istinafında kısmen başarılı olur. Bidayet Mahkemesinin 21.12.09 tarihli kararı iptal edilerek, şu şekilde değiştirilir:

"Davacı lehine v-e Davalı aleyhine 23,200 USD için hüküm verilir. Davacının bu meblağ üzerinden hüküm tarihi itibarı ile yasal faiz ödemesine emir verilir. Dava masrafları davacı lehine verilir."


İstinaf masrafları, İstinaf Eden lehine verilir.





Şafak Öneri - Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu
Yargıç Yargıç Yargıç



10 Mayıs 2013




-



















-










20



-


Full & Egal Universal Law Academy