Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2014/14-426
Karar No: 2014/424
Karar Tarihi: 14.10.2014
(5237 S. K. m. 43, 53, 58, 103)
Dava: Çocukların cinsel istismarı suçundan sanık Y.E.S.'in 5237 sayılı TCK'nun 103/2, 103/6, 43/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 17 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, Iğdır Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14.08.2012 gün ve 123-146 sayılı resen temyize tabi bulunan hükmün, sanık ve müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 21.11.2013 gün ve 3337-11963 sayı ile;
"... Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya kapsamından; sanığın, suç tarihinde 15 yaşını tamamlamasına birkaç hafta kalan mağdurenin rızası ile cinsel ilişkiye girdikleri, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 30.01.2012 tarihli raporu içeriğinden mağdurenin muayene esnasında sanıktan hoşlandığını, zorlama olmadığını, evlenme vaadiyle kandırıldığını daha sonra sanığın kendisini istemediğini anlayınca şikayetçi olduğunu ve olaydan sonra defalarca intihar girişiminde bulunduğunu ifade etmesi, mağdurun ruh sağlığındaki bozulmanın mağdurenin erken yaşta cinsel deneyim yaşamasına bağlı olabileceği gibi olay sonrası gelişen psikososyal çatışmalar nedeni ile de ortaya çıkabileceğinin belirtilmiş olması karşısında, ruh sağlığındaki bozulmanın cinsel istismar eyleminden sonraki süreçte sanığın mağdureyi istememesinden ve olay sonrası gelişen psikososyal çatışmalardan kaynaklanmış olabileceği hususunda şüphe oluştuğundan, şüphe sanık lehine değerlendirilerek TCK'nın 103/6. maddesinin tatbik imkanı bulunmadığı gözetilmeden hüküm kurulması...",
İsabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Iğdır Ağır Ceza Mahkemesi ise 25.03.2014 gün ve 44-82 sayı ile;
"... Adalet Bakanlığı İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 30.01.2012 tarih ve 0259 karar sayılı raporunda mağdurun bulunduğu olaydan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan subklinik belirtilerle devam eden Post Travmatik Stres Bozukluğu ve Depresyon tespit edildiği, ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan bu tablonun iddia edildiği gibi cinsel istismara bağlı ortaya çıkabileceği; ancak bu psikiyatrik tablonun mağdurun hile, şiddet veya zorlama olmaksızın erken yaşta cinsel deneyim yaşamasına bağlı olabileceği gibi olay sonrası gelişen psikososyal stres ve çatışmalar nedeniyle de ortaya çıkabileceği, bunlar arasında tıbben ayrım yapılamayacağı bildirilmiştir. Her ne kadar raporda küçük yaşta cinsel deneyim yaşamasına bağlı olabileceği gibi olay sonrası gelişen psikososyal stres ve çatışmalar nedeniyle de ortaya çıkabileceği, bunlar arasında tıbben ayrım yapılamayacağı bildirilmiş ise de mahkememizce yukarıda anlatılan nedenlerle sanığın mağdura rızası dahilinde vücuda organ sokmak suretiyle cinsel istismar eyleminde bulunduğu kabul edildiğinden mağdurun ruh sağlığındaki bozulmaya neden olabilecek erken yaşta cinsel deneyim ya da olay sonrası gelişen psikososyal stres ve çatışmalarda olsa her iki durumda da mağdurun ruh sağlığındaki bozulma doğrudan sanığın cinsel istismar eyleminden meydana geldiği mahkememizce kabul edilmiştir. Sanığın eylemi neticesinde mağdur erken yaşta cinsel deneyim yaşamıştır, yine sanığın eylemi neticesinde mağdurda olay sonrası gelişen psikososyal stres bozukluğu ve çatışmalar olmuştur. Bu nedenlerle kurul tarafından ikisi arasında bir ayrım yapılamamış ise de TCK'nun 103/6. maddesi gereğince suçun sonucunda mağdurun ruh sağlığının bozulup bozulmadığı önem arz etmekte olup yukarıda açıklanan nedenlerle de sanığın eylemi yani suçun sonucunda mağdurun ruh sağlığının bozulduğu kabul edilmiştir...",
Gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Resen temyize tabi olan bu hükmün de sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "onama" istekli 11.06.2014 gün ve 206599 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır:
Karar: Sanığın çocukların cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nun 103/6. maddesinin uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Adliyede emanet memuru olarak görev yapan sanığın, suç tarihinde 15 yaşından küçük olan mağdure ile rızasıyla Adliye lojmanının bodrum katında ve kendisine ait arabada birden fazla, anal yoldan ve fiili livata yoluyla cinsel ilişkiye girdiği, olayın üzerinden yaklaşık 4-5 ay geçtikten sonra mağdurenin olayı annesine anlattığı ve annesi ile birlikte Cumhuriyet savcılığına giderek şikayetçi oldukları,
Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 30.01.2012 tarihli raporunun (4) numaralı m