Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2013/464
Karar No: 2015/132
Karar Tarihi: 28.04.2015
Ceza Genel Kurulu 2013/464 E. , 2015/132 K.
"İçtihat Metni"
İtirazname :2009/16586
Mahkemesi : VAN 3. Ağır Ceza
Günü : 10.07.2008
Sayısı : 28-327
Sanık İ.. K.. hakkında terör örgütüne silah sağlama suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda eylemin bireysel silah ticareti suçunu oluşturduğu kabul edilerek 6136 sayılı Kanunun 12/1, 765 sayılı TCK’nun 59/2, 5237 sayılı TCK’nun 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 375 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 10.07.2008 gün ve 28-327 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 09.01.2012 gün ve 22094-394 sayı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 19.03.2012 gün ve 16586 sayı ile;
“Bireysel mermi ticareti yapmak suçu 6136 sayılı Kanunun 12. maddesinde 'Her kim bu Kanunun kapsamına giren ateşli silahlarla bunlara ait mermileri ülkeye sokar veya sokmaya kalkışır veya bunların ülkeye sokulmasına aracılık eder veya bunları 29.6.2004 tarihli ve 5201 sayılı Harp Araç ve Gereçleri ile Silâh, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Kanun hükümleri dışında ülkede yapar veya bu suretle ülkeye sokulmuş ve ülkede yapılmış olan ateşli silahları veya mermileri bir yerden diğer bir yere taşır veya yollar veya taşımaya bilerek aracılık eder, satar veya satmaya aracılık ederse veya bu amaçla bulundurursa beş yıldan on iki yıla kadar hapis ve beş yüz günden beş bin güne kadar adlî para edasıyla cezalandırılır' şeklinde, yasak mermi bulundurmak suçu ise aynı Kanunun 13. maddesinde 'Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satın alan veya taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur' şeklinde düzenlenmiş olup maddenin 3. fıkrasında 'Bu Kanunun 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasında sayılanlar dışındaki ateşli silahın bir adet olması ve mutat sayıdaki mermilerinin ev veya işyerinde bulundurulması halinde verilecek ceza bir yıldan iki yıla kadar hapis ve yirmibeş günden yüz güne kadar adlî para cezasıdır' şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
6136 sayılı Kanunda yasak silahlar bakımından sayısal ve nitelik itibariyle, yasak mermiler bakımından ise sadece sayısal vahamet hali düzenlenmiş olduğundan ele geçen mermilerin niteliği ile çeşitliliğinin suç vasfının belirlenmesi yönünden bir önemi bulunmamaktadır. Nitekim Yüksek Yargıtay 8. Ceza Dairesinin konu ile ilgili uygulamaya yön veren içtihatlarında da, 6136 sayılı Kanunun 12/1. maddesinde yazılı olan bireysel mermi ticareti yapmak suçu yönünden mermi sayısının öneminin bulunmadığı, ticaret maksadıyla hareket edilmesi koşulunun arandığı, silah ticareti hedef alındığından, sanığın amacı silah ticaretine yönelik olmadıkça bu maddenin değil aynı kanunun 13. maddesinin uygulanacağının, ele geçen mermi sayısının ticaret yapmak kastına delalet eden bir unsur olmayıp 13. maddenin hangi fıkrasının uygulanacağını belirlemek bakımından esas alındığı, uygulamada suça konu mermi sayısının 51 ila 250 adet arasında olması durumunda, sayı mutad kabul edilerek eylemin 6136 sayılı Kanunun 13. maddenin 3. fıkrası kapsamında kabul edildiği görülmüştür.
Bu açıklamalar ve konu ile ilgili yasal düzenlemeler ve yargısal içtihatlar karşısında; somut olayda, yasadışı silahlı terör örgütü ile bağlantısı olduğuna ve mermi ticareti yaptığına dair aleyhine herhangi bir delil elde edilmeyen sanığın, dosya kapsamındaki delillerle sabit olan 228 adet yasak mermiyi evinde bulundurmaktan ibaret eyleminin, ele geçen mermilerin sayısı itibariyle 6136 sayılı Kanunun 13. .maddesinin 3. fıkrasında yazılı suç tipine uyduğu halde evinde ele geçen mermilerin sayısı düşünüldüğünde bunu ancak ticaretini yapmak için bulundurduğu kanaatiyle, salt varsayıma dayalı olarak mermi ticareti yapmak suçundan 6136 sayılı Kanunun 12/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.02.2005 tarih ve 193-2 sayılı kararında belirtilen 'Şüphe ve aydınlatılmamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilmez. Ceza mahkumiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorik de olsa hiç bir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek dahi olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir, o halde ceza yargılamasında mahkûmiyet büyük veya küçük bir ihtimale değil kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır' şeklindeki temel hukuk prensiplerine de aykırı olup bu nedenlerle hükmün bozulması germektedir” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Dairesince 09.04.2013 gün ve 8270-5460 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilerek açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın sabit kabul edilen 6136 sayılı Kanuna muhalefet eyleminin anılan kanunun 12/1. maddesi kapsamında mı yoksa 13/3. maddesi kapsamında mı kaldığının belirlenmesine ilişkin ise de; Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümünün 07.03.2015 gün ve 292288 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan 19.11.2014 gün ve 2013/6183 Başvuru numaralı kararı karşısında, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca sanığın konutunda 5271 sayılı CMK’nun 119/4. maddesine aykırı davranılarak o yer ihtiyar heyetinden veya komşularından iki kişi hazır bulundurulmaksızın yapılan arama neticesinde elde edilen delillerin “hukuka aykırı delil” olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, hukuka aykırı delil olduğu sonucuna ulaşılması durumunda ise aramada elde edilen maddi deliller dışında dosyada yer alan diğer delillerin sanığın mahkûmiyeti için yeterli olup olmadığı hususlarının öncelikle ele alınması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
25.12.2005 Pazar günü akşam saatlerinde Van Emniyet Müdürlüğü 155 polis imdat hattını arayan erkek bir şahsın; “K........... evde PKK terör örgütü patlayıcı saklıyor ve valiye suikast düzenleyecekler, bunu eşim bizzat kendisi bayanlar konuşurken duymuş ve ben de bu evin çok yakınında ikamet ediyorum” şeklinde bir ihbarda bulunması üzerine kolluk görevlilerince durumun CMK'nun 250. maddesi ile yetkili Van nöbetçi Cumhuriyet savcısına bildirildiği,
Cumhuriyet savcısı tarafından aynı gün saat 20.00’de gecikmesinde sakınca bulunan hal nedeniyle hâkim kararı alınmadan belirtilen adreste arama yapılmasına yazılı emir verildiği,
Özel Harekât Şube Müdürlüğü ekiplerince saat 22.00’de arama yapılacak yere gidilip kapının çalındığı, 5-7 dakika sonra kapının açıldığı, içeride bulunan inceleme dışı sanıklar S.. K.., L.. U.., A.. K.., A.. U.. ve H.. K..’ın yakalandıkları, gerekli güvenlik önlemleri alındıktan sonra saat 22.30’da terörle mücadele şube görevlilerince o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulmaksızın aramaya başlandığı, evin giriş bölümüne göre sağdan ikinci sırada bulunan odada sandık içerisinde beze sarılmış vaziyette menşei belli olmayan Kaleşnikof marka uzun namlulu silaha ait 55 adet dolu fişek, aynı odada girişin hemen karşısında bulunan karyolanın altındaki tahta kutu içerisinde 1 çift yeni kahve renkli tabanca kabzası ve siyah deri kap içerisinde 1 adet kelepçe, evin banyo bölümünde naylon bidon içerisinde siyah bir poşetin içerisine bırakılmış vaziyette menşei belli olmayan Bixi olarak tabir edilen tam otomatik uzun namlulu silahta ve Kanas tabir edilen suikast silahında kullanılan 170 adet dolu fişek ve 3 adet menşei belli olmayan 7.65 çaplı dolu fişek, evin bodrum bölümünde yapılan aramada sarı renkli bir sırt çantası içerisinde serum şişesine konulmuş siyah renkli toz bir madde, L.. U..’ın üst aramasında ise bel kısmında beyaz naylona sarılmış vaziyette 1 adet 7.65 mm. çapında üzerinde ............ibareleri bulunan tabanca, şarjör ve şarjör içerisinde 7 adet üzerinde SB 7.65 ibaresi bulunan dolu fişeğin ele geçirilip zapt edildiği,
Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimliğince 26.12.2005 gün ve 558 müteferrik sayı ile arama ve el koyma işleminin onaylanmasına karar verildiği,
Van Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğünce ele geçen tabanca, şarjör, fişekler ve şeffaf naylon poşet parçası üzerinde yapılan incelemede herhangi bir parmak izi tespit edilemediği,
Jandarma Genel Komutanlığı Van Bölge Kriminal Laboratuvar Amirliği Balistik İnceleme Şube Müdürlüğünce düzenlenen 03.01.2006 tarihli ekspertiz raporuna göre; ele geçen silahın, sağ yan yüzeyinde "...........", namlusunda "...." numaraları bulunan, 7.65 mm. çapında Brovning tipi fişek istimal eden, Çekoslovakya yapısı, Vzör marka, yarı otomatik çalışma sistemine sahip bir tabanca olduğu, yapılan teknik kontrol ve muayenesinde emniyet mandalının sağlam ve işler durumda bulunduğu, atışına mani veya kendiliğinden ateş almasına sebep olabilecek mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı, deneme ve mukayese atışlarında çap ve tipine uygun fişekleri patlattığı, ele geçen toplam 235 adet fişekten 170 adedinin 7.62x54 mm. çapında, 55 adedinin 7.62x39 mm. çapında, 10 adedinin ise 7.65 mm. çapında olup, çap ve tiplerine uygun silahlarda kullanılmak üzere imal edildikleri, 7.65 çaplı fişeklerden tabancanın şarjöründen çıkan 7 adedinin üzerinde S&B 7.65B, banyodaki bidon içerisinde bulunan poşetten çıkan fişeklerin 2 tanesinin üzerinde 80 7.65, bir tanesinin üzerinde ise Geco ibarelerinin yazılı bulunduğu, ele geçen fişeklerden 10 adet 7.65 mm. çapında olanların tamamının inceleme konusu silahla, 170 adet 7.62x54 mm ve 55 adet 7.62x39 mm. çapında olanların ise içerisinden rastgele seçilen yirmişer adedinin laboratuvarda bulunan çap ve tiplerine uygun silahlarla yapılan deneme ve mukayese atışlarında patladıkları, bu itibarla söz konusu tabanca ve fişeklerin 6136 sayılı Kanuna göre atışa elverişli ve yasak niteliğe haiz vahim nitelikte olmayan ateşli silah ve fişeklerden oldukları, 7.65 mm. çapında Browning tipi mukayese kovanları ile atıldığı silahı tespit edilemeyen olaylar arşivinde mevcut aynı çaptaki suç konusu kovanların mikroskopta yapılan karşılaştırılmaları neticesinde mevcut genel izlere atfen, aralarında bir ilişkinin bulunmadığı,
Jandarma Genel Komutanlığı Van Bölge Kriminal Laboratuvar Amirliği Balistik İnceleme Şube Müdürlüğünce düzenlenen 30.01.2006 tarihli ekspertiz raporuna göre de; inceleme konusu tabancanın sürgüsünün sol yan yüzeyinde bulunan "67" rakamından 1967 yılında imal edildiği, bu nedenle değerli belli bir özelliği bulunmadığı ve benzerlerine çok miktarda rastlanıldığından mevcut durumu itibarıyla 6136 sayılı Kanunun 11. maddesinin son fıkrasında belirtilen antika vasıflı silahlardan sayılmayacağı,
Jandarma Genel Komutanlığı Van Bölge Kriminal Laboratuvar Amirliği Kimya İnceleme Şube Müdürlüğünce düzenlenen 03.01.2006 tarihli ekspertiz raporuna göre; serum içerisinde ele geçen toz maddede uyuşturucu, uyarıcı, patlayıcı ve toksik özellikte bir maddeye rastlanılmadığı, ne olduğunun belirlenmesi için daha geniş donanımlı bir araştırma merkezinde incelenmesi gerektiği, Cumhuriyet savcılığınca bu maddenin beyanlarda geçtiği gibi kökboyası olduğu kabul edilerek şüphelilere iade edildiği,
Şüphelilerin ifadelerinde ele geçen mermilerin evde olmadıkları bir zamanda başkası tarafından konulduğunu ve şüpheli A.. K..’ın evde kaldığı bölümün giriş kısmı farklı bağımsız bir bölüm olduğunu beyan etmeleri üzerine Cumhuriyet savcısının talimatı ile olay yeri inceleme ekiplerinde 27.12.2005 günü saat 15.30’da suça konu yerde yapılan incelemede; bahse konu evin 3 oda 1 salon, mutfak, banyo ve tuvaletten oluştuğu, odalarda herhangi bir dağınıklığın olmadığı, eve 3 ayrı kapıdan girilebildiği, kapıların ahşaptan imal edildiği, pencerelerin demir parmaklıklarla muhafaza edildiği, kapılar ve pencereler üzerinde yapılan incelemede her hangi bir zorlama veya kırılma izine rastlanılmadığı, suç aletlerinin taşınmazın hangi bölümünde ele geçirildiğini gösterecek biçimde evin krokisinin çizilip kapı, pencere ve odaların fotoğraflarının çekildiği,
GBT ve arşiv kayıtlarından sanıkların daha önceden gerçekleştirdikleri herhangi bir yasadışı eylemlerinin tespit edilemediği, PKK terör örgütüyle bağlantılı olup olmadıkları ve bağlantılı iseler örgütsel konumlarıyla ilgili olarak aramanın yapıldığı ve nüfusa kayıtlı oldukları emniyet müdürlükleri ve jandarma komutanlıklarına yazılan müzekkerelere sanıklar hakkında belirtilen konularla ilgili bir arşiv kaydının bulunmadığı cevaplarının verildiği,
Van Cumhuriyet savcılığınca şüphelilerin savunmalarında bahsi geçen H....in şüpheliler Karşıyaka Mahallesinde oturdukları halde ve bu kişinin köylüleri olduklarını söylemelerine rağmen Van Merkez H.....muhtarından sorulup tanınmadığı şeklinde cevap alındığı,
Anlaşılmaktadır.
Hakkında verilen beraat kararı kesinleşen, sanığın eşi S.. K.. aşamalarda özetle; evde eşi, çocukları, kız kardeşi Lalihan ve kayınbiraderi Abdurrahman ile birlikte kaldıklarını, eşi İ.. K..’ın köyde çobanlık yaptığı için olay anında evde olmadığını, olay günü kız kardeşi Lalihan ile birlikte bir akrabalarını ziyarete gittiklerini, akşam vakti karanlık çöktüğünde eve döndüklerini, geldiklerinde kapının açık olduğunu fark ettiklerini, giderken kapıyı kilitleyip kilitlemediklerini hatırlamadığını, eve dönmelerinden hemen sonra diğer sanıklar A.... ile A...., onlardan kısa bir süre sonra da polislerin eve geldiğini, Van Valisine yönelik suikast yapacakları ve bu suikastın evlerinde ele geçirilen mühimmatla yapılacağı iddiasını kabul etmediğini, kendisinin ve ailesinin bu iddia ile en ufak bir alakasının olmadığını, kardeşi L......ın üzerinde ele geçen tabancanın kocası Hacı A.. K..'a ait olduğunu bildiğini ancak mermilerle alakalarıolmadığını, kim tarafından ve ne amaçla evlerine konulduğunu bilmediğini, kendilerini ihbar eden kişi tarafından kasıtlı olarak konulduğunu düşündüğünü, tabanca kabzası ve kelepçenin ise oğlu Mehmet tarafından yıllar önce çöplükte bulunduğunu, uzun zamandır evlerinde durduğunu, serum şişesindeki toz maddenin yün boyamada kullanılan kökboyası olduğunu, mermilerin bulunduğu odanın eşi sanık İbrahim ile birlikte kullandıkları yatak odaları olduğunu, kayınbiraderi A.. K..’ın odasının ayrı olduğunu, bu odanın balkonundan dışarı açılan ayrı kapısı bulunduğunu, mermilerin ele geçirildiği diğer bir yer olan banyoyu ise ortak kullandıklarını söylemiş,
Hakkında verilen beraat kararı kesinleşen, üzerinde tabanca bulunan, sanığın üvey annesi aynı zamanda eşi Siyahal’ın kız kardeşi L.. U.. aşamalarda özetle; aramanın yapıldığı ve mermilerin ele geçirildiği eve yaklaşık üç ay kadar önce taşındıklarını, bu evde üvey oğlu İbrahim ve onun eşi aynı zamanda kız kardeşi olan Siyahal ve üvey oğlu Abdurrahman ile birlikte yaşadıklarını, Abdurrahman’ın kaldığı yerin ayrı girişi bulunan bağımsız bir bölüm olduğunu, mermilerin ele geçtiği odayı sanık İbrahim ile Siyahal’ın kullandıklarını, olay günü Siyahal ile birlikte bir akrabalarını ziyarete gittiklerini, akşam karanlık çökünce eve döndüklerini, giderken kapıyı kilitleyip anahtarı yanlarına aldıklarını, geldiklerinde evin giriş kapısının açık olduğunu fark ettiklerini, kapının açık olmasından şüphelendiklerini, eve girdikten kısa bir süre sonra polislerin gelip arama yaptıklarını, polisleri görünce sandık içinde bulunan kocası Hacı Ali’ye ait tabancayı alarak eteğinin arasına saklamaya çalıştığını, üzerini arayan polislerin tabancayı bulduklarını, ele geçen diğer malzemelerin nerede ve nasıl bulunduğunu bilmediğini, mermilerden haberi olmadığını, husumetli oldukları köylüleri Hacı Şimşek adlı kişinin eve koymuş olabileceğinden şüphelendiğini, aramada ele geçen toz maddenin yün boyama işinde kullandıkları kökboyası olduğunu, PKK ile bir bağlantıları olmadığını anlatmış,
Hakkında verilen beraat kararı kesinleşen ve sanıkla birlikte aynı evde kalan erkek kardeşi A.. K.. aşamalarda özetle; arama yapılan evde ağabeyi sanık İ.. K.. ve ailesi birlikte yaşadığını ancak kendisinin evin sadece bir odasını kullandığını, olay günü Abdulhalik ile birlikte sinemaya gittiklerini, saat 19.00 sıralarında döndüklerini, eve geldiklerinde yengesi Siyahal ve üvey annesi Lalihan’ın evde olduğunu, eşi ile birlikte kendi odasında istirahate çekildiğini, saat 21.00 sıralarında polislerin gelip arama yaptıklarını, kaldığı odada herhangi bir suç unsuru bulunmadığını, mermilerin ele geçtiği odayı abisi İbrahim ve yengesi Siyahal’ın kullandığını, ele geçen mermilerle ve diğer malzemelerle ilgilisinin olmadığını, PKK terör örgütü ile bağlantısının bulunmadığını, ihbar konusundan polisler bahsedince haberdar olduğunu, kendilerine iftirada bulunulduğunu ifade etmiş,
Hakkında verilen beraat kararı kesinleşen ve olay günü arama yapılan evde misafir olarak kaldığı anlaşılan A.. U.. aşamalarda özetle; olay günü iş bulmak amacıyla geldiği Van’da teyzeleri Siyahal ve Lalihan’ın evinde misafir olarak kaldığını, Abdurrahman ile birlikte sinemaya gittiklerini, saat 19.00 sıralarında döndüklerinde teyzelerinin evde olduğunu, 1-1,5 saat birlikte oturduklarını, saat 21.00 sıralarında polislerin eve gelip arama yaptıklarını, evin farklı bölümlerinde mermilerin ele geçirildiğini, daha önce bu mermileri hiç görmediğini, terör örgütü ile bağlantısının olmadığını dile getirmiş,
Hakkında verilen beraat kararı kesinleşen sanığın öz oğlu H.. K.. aşamalarda özetle; aramada ele geçen me