Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2013/411
Karar No: 2014/274
Karar Tarihi: 20.05.2014
Ceza Genel Kurulu 2013/411 E. , 2014/274 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ÜSKÜDAR Çocuk Ağır Ceza
Günü : 17.07.2007
Sayısı : 13-201
Çocukların cinsel istismarı suçundan sanık S.. A..'ın 5237 sayılı TCK’nun 103/2, 103/6, 43, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Üsküdar Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17.07.2007 gün ve 13-201 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 29.05.2008 gün ve 1607-5455 sayı ile;
" Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın zincirleme biçiminde kasten işlediği cinsel istismar suçunun neticesi sonucu gerçekleşen ve sorumluluğu için en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması gereken 5237 sayılı TCK'nun 103. maddesinin 6. fıkrasındaki suçun ağırlaşmış halinin teselsül edemeyeceği, aynı Kanunun 61. madde hükmüne uygun olarak 103/2-6. maddelerinin tatbiki ile ceza tayin edildikten sonra, 43. madde uyarınca yapılacak arttırımın 103/2. maddesi ile belirlenen ceza üzerinden hesaplanarak 103/6. madde ile verilen cezaya ilave edilmesi suretiyle uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nun 321. maddesi uyarınca bozulmasına, ancak bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye göre düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, sanığa 5237 sayılı Kanunun 103/2-6. maddeleri uyarınca tayin olunan 15 yıl hapis cezasına, mahkemenin taktirine uygun biçimde 43. madde uyarınca 2 yıl ilave edilerek 31/3. madde uyarınca 11 yıl 4 ay hapse ve bilahare 62. maddenin tatbiki ile sonuç cezanın 9 yıl 5 ay 10 gün hapis olarak belirlenmesi suretiyle sair usul yönleri usul yasaya uygun olan hükmün düzeltilerek onanmasına" karar verilmiş,
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 05.12.2012 gün ve 292257 sayı ile;
“... 2659 Sayılı Adli Tıp Kanunun 19.02.2003 Tarih ve 4810 sayılı Kanununla değişik 16, 7/f ve 23/B maddelerinin birlikte değerlendirildiğinde, mağdurlarla ilgili olarak basit yada nitelikli cinsel istismar eylemleri sonucunda ruh sağlığında 5237 sayılı TCK'nun 103/6. maddesi kapsamında bir bozulma olup olmadığının tespiti görevinin Adli Tıp 6. İhtisas Kurulunun görevi dahilinde olup, kurulun bir başkan ve adli tıp uzmanı iki üye ile birlikte, tetkik edilecek konunun uzmanı Çocuk Psikiyatrisi bir üye olmak üzere en az dört üyenin iştirakiyle karar vermesi gerektiği halde, Adli Tıp Kanunun 23. maddesinin B bendinin 2. fıkrasının son cümlesindeki 'Şu kadar ki tetkik edilecek konu, ilgili uzman üye hazır bulunmadıkça müzakere edilemez' hükmüne aykırı olarak Çocuk Psikiyatrisi bir üye heyete iştirak etmeksizin veya 2659 sayılı Adli Tıp Kanunun 4810 sayılı Kanununla değişik 24/1. maddesi gereğince çocuk psikiyatrisi bir uzman bilirkişi görevlendirilip olay nedeniyle mağdurun ruh sağlığında bir bozulma olup olmadığı konusunda rapor almadan, yada çocuk psikiyatrisi uzmanının da olduğu bir rapora dayanılmadan, Ergen Psikyatri uzmanı olan başkan ile iki Adli Tıp Uzmanı ile birlikte Kadın Hastalıkları Doğum Uzmanı, Radyoloji Uzmanı, Ergen Ruh Sağlığı Uzmanı ve Çocuk Cerrahisi Uzmanının iştirakiyle 26.03.2007 tarih ve 1049 sayılı 'olaya bağlı olarak mağdurun ruh sağlığının bozulduğu, durumunun TCK'nın 103/6. maddesine mümas bulunduğuna' dair mütalaasına dayanılarak yazılı şekilde mahkemece hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bu yönden mahkeme hükmünün bozulması, bu nedenle de yapılan itirazın kabulü ile dairenin onama kararının kaldırılması gerekmektedir.
Diğer yandan,mağdurenin olay nedeniyle ruh sağlığının bozulmuş olması halinde bu ruh sağlığı bozulmasının sürekli ve kalıcı nitelikte olup olmadığının alınan mütalaada belirtilmesi gerektiği hususudur.
Gerek Adli Tıp İhtisas Kurulu gerekse Genel Kurul kararları ile bunları da değerlendiren Yüksek 5.Ceza Dairesinin ve Yüksek Ceza Genel Kurulunun 5237 Sayılı TCK'nun da düzenlenen 103/6. maddesindeki, görünüşte neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç halinin söz konusu olduğu hallerde mağdurun ruh veya beden sağlığının bozulmasının artırım nedeni olabilmesi için, sürekli ve kalıcı bir hasarın varlığı gerekmektedir. Bu hasarın varlığı ise, doktor raporu ile belirlenecektir. Dolayısıyla bu hususu içermeyen Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu’nun 22.08.2007 tarih ve 3393 sayılı 'mağdurun ruh sağlığının bozulduğu, durumunun TCK'nın 103/6. maddesine mümas b