Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/446 Esas 2012/206 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/446
Karar No: 2012/206
Karar Tarihi: 22.05.2012

Ceza Genel Kurulu         2012/1-446 E.  ,  2012/206 K.YEREL MAHKEMENİN ŞEKLEN ISRAR KARARI VERMESİYEREL MAHKEMENİN BOZMAYA EYLEMLİ UYMASITÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 39
"İçtihat Metni"

Sanık Cengiz hakkında kasten öldürme suçuna yardım etmekten açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanık Cengiz’in inceleme dışı olan sanık Zülküf ile birlikte Yavuz’u öldürdüğü kabul edilerek, eylemine uyan 5237 sayılı TCY’nın 37/1. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 81/1 ve 62. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 23.11.2009 gün ve 253-380 sayılı resen temyize tabi olan hükmün, sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 31.03.2011 gün ve 5798-1924 sayı ile;

           “…B) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Zülküf'ün öldürme ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanık Cengiz'in öldürme suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri, düzeltme ve bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık Zülküf ve Cengiz müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ve duruşmalı incelemede eksik incelemeye, sübuta, meşru savunmaya, haksız tahrikin varlığına vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,

                2) Sanık Cengiz'in kasten öldürme suçu yönünden;

                a) Sanık Cengiz'in, maktul Yavuz'un öldürülmesi konusunda sanık Zülküf'ü azmettirdiğine dair delillerin neler olduğunun gerekçede denetime elverişli şekilde gösterilip tartışılmadan azmettirmenin kabulü ile buna göre uygulama yapılması; sanık Cengiz'in, sanık Zülküf'ün maktulü öldürdüğü sırada yanında yer almak suretiyle manevi yönden maktulün karşı koyma gücünü kırdığı belirtildiği ve böylece 5237 sayılı TCK.nun 39/1. maddesinde düzenlenen suça yardım etme tarif edildiği halde, aynı Yasanın 37/1. maddesi ile uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayini,

                b) Sanık Cengiz hakkında kurulan hükümde, takdiri indirim yapılırken uygulama maddesinin hükümde gösterilmemesi” isabetsizliklerinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesince 09.06.2011 gün ve 179-143 sayı ile;    

“…maktulun verilen karar doğrultusunda sanık Cengiz’in azmettirmesi ile hakkında hüküm kesinleşen Zülküf tarafından kasten öldürüldüğü, savunmalar doğrultusunda ani gelişen bir olay sonucu eylemi gerçekleştirdikleri hususunun dosya kapsamına göre kabulünün mümkün bulunmadığı, olayın önceden verilen karar çerçevesinde sanık Zülküf’ün maktul Yavuz’u öldürme fiilinin sanık Cengiz’ın azmettirmesi ile işlemiş olacağının kabulünün gerekeceği kanaatine ulaşıldığından” gerekçesiyle önceki hükümde direnildiği belirtilerek, sanığın 5237 sayılı TCY’nın 38. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 81/1 ve 62. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Resen temyize tabi olan bu hükmün de sanık ve müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının “onama” istekli 01.03.2012 gün ve 328961 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık Cengiz’ın öldürme eylemine iştirak şeklinin belirlenmesine ilişkin ise de; yerel mahkemece usulüne uygun olarak direnme kararı verilip verilmediği hususu Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınarak öncelikle değerlendirilmelidir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış kararlarında vurgulandığı üzere, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;

a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,                                                                

b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,                                                   

c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,

d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,                                                                                                                                                  

suretiyle verilen hüküm; özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.

Yerel mahkemece 23.11.2009 günlü ilk hükmün gerekçesinde “…Bu nedenle Cengiz maktulu öldürmesi için Zülküf’ü azmettirmiş ve yukarıda kabul bölümünde açıklandığı üzere öldürme olayı meydana geldiği anlaşıldığından, sanıkların aksi yöndeki savunmalarına itibar edilememiştir. Sanık Cengiz, sanık Zülküf’ün maktulu öldürdüğü sırada sanık Zülküf’ün yanında yer almak suretiyle manevi yönden maktulun karşı koyma gücünü kırmıştır. Aynı zamanda Zülküf’ü suça azmettirmiştir. Sanıkların birlikte maktulu kasten öldürdükleri sonucuna varılmıştır” denilmesine rağmen, sanık Cengiz’in inceleme dışı olan sanık Zülküf ile birlikte sanığı öldürdüğü kabul edilerek, 5237 sayılı TCY’nın 37. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 81/1 ve 62. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş,

İlk hükmün Özel Daire tarafından “Sanık Cengiz'in, maktul Yavuz'un öldürülmesi konusunda sanık Zülküf'ü azmettirdiğine dair delillerin neler olduğunun gerekçede denetime elverişli şekilde gösterilip tartışılmadan azmettirmenin kabulü ile buna göre uygulama yapılması; sanık Cengiz'in, sanık Zülküf'ün maktulü öldürdüğü sırada yanında yer almak suretiyle manevi yönden maktulün karşı koyma gücünü kırdığı belirtildiği ve böylece 5237 sayılı TCY’nın 39/1. maddesinde düzenlenen suça yardım etme tarif edildiği halde, aynı Yasanın 37/1. maddesi ile uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayini” şeklinde olmak üzere, sanığın kasten öldürme eylemine iştirakinin azmettiren mi, suçu birlikte işleyen mi, yoksa yardım eden mi olduğunun belirlenmesi gerektiğinden bahisle bozulması üzerine,  yerel mahkeme tarafından bozma doğrultusunda iştirak şekli tartışılarak, sonuç olarak sanığın kasten öldürme eylemine iştirakinin azmettiren şeklinde gerçekleştiğinin kabulü ile buna göre uygulama yapılmıştır.

Görüldüğü gibi, ilk hükümde sanık Cengiz’in kasten öldürme eylemine iştirakini net olarak belirleyemeyen yerel mahkemenin, bozmadan sonraki yargılama sürecinde bozma kararında belirtilen hususları tartışmak suretiyle bozma ilamının gereğini eylemli olarak yerine getirmiş bulunması karşısında, verilen kararın direnme hükmü niteliğinde olduğunun kabulü olanaksızdır.

Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm niteliğinde olduğundan, Ceza Genel Kurulunca uyuşmazlık konusunda herhangi bir değerlendirme yapılması olanaklı görülmediğinden,  dosyanın eylemli uyma nedeniyle temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 09.06.2011 gün ve 179-143 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.05.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy