Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2011/14
Karar No: 2011/121
Karar Tarihi: 14.06.2011
Ceza Genel Kurulu 2011/5.MD-14 E. , 2011/121 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname 2009/52780
Yargıtay Dairesi : Ceza Genel Kurulu
Mahkemesi : YARGITAY 5. Ceza Dairesi
Günü : 24.09.2010
Sayısı : 4-3
Hizmet nedeniyle zincirleme şekilde güveni kötüye kullanma suçundan sanık H. H. B..’ın, 5237 sayılı TCY’nın 155/2, 43, 62/1, 52/2 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis ve 100 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve aynı Yasanın 51/1. maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine ilişkin, Yargıtay 5. Ceza Dairesince verilen 24.09.2010 gün ve 4-3 sayılı hüküm, sanığın beraatına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “bozma” istemli 30.12.2010 gün ve 52780 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilen somut olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, Konya Bölge İdare Mahkemesi Başkanı olarak görev yapan sanığın, Adliye çalışanlarının maaş ve diğer ödemelerinin bankaya yatırılması karşılığında yapılan protokol üzerine, kurum adına açılan ve kendisine tasarruf yetkisi tanınan hesaba yatırılan promosyon gelirlerini bankadan çekerek, bir kısmını üzerinde bulundurma, bir kısmını usulsüz harcama, bazı harcamalarını da belgelendirememe şeklindeki eylemlerinin; öncelikle suç teşkil edip etmeyeceği, suç teşkil edeceğinin kabulü halinde ise, hangi suçu oluşturacağının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Sanık H. H.B.’ın suç tarihinde Konya Bölge İdare Mahkemesi Başkanı olarak görev yaptığı, halen de İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Üyesi olduğu,
İş Bankası Konya Şubesi ile Konya Bölge İdare Mahkemesi arasında imzalanan 10.09.2002 tarihli protokolün, süresinin dolması nedeniyle 17.11.2004 tarihinde, sanığın istemi üzerine 10.09.2004 ila 10.09.2006 tarihleri arasında geçerli olmak üzere yenilendiği,
Bu protokole göre;
İş Bankası Konya Şubesi tarafından, adı geçen mahkeme adına açılan hesaba 6.000 TL yatırıldığı ve bu paranın 22.11.2004 tarihinde sanık tarafından çekildiği, söz konusu paranın nasıl kullanılacağına ilişkin protokolde herhangi bir düzenleme bulunmadığı,
Akbank Konya Mevlana Şubesi Yetkilileri ile Konya Bölge İdare Mahkemesi Başkanı H. H. B..tarafından imzalanan 28.09.2006 tarihli protokole göre; Akbank Konya Mevlana Şubesi tarafından adı geçen mahkeme adına açılan ve sanığa da tasarruf yetkisi tanınan hesaba 9.000 TL yatırıldığı, 30.10.2006 tarihinde sanık tarafından bankadan çekildiği, bu paranın nasıl kullanılacağına ilişkin protokole herhangi bir hüküm yazılmadığı,
Adalet Müfettişliği tarafından yapılan olağan teftiş sonucu düzenlenen rapora dayalı olarak, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 08.09.2008 gün ve 9646 sayılı yazıları ile soruşturma başlatan Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 17.10.2008 gün ve 2103 sayılı iddianamesi üzerine, Karaman Ağır Ceza Mahkemesi’nce 22.12.2008 gün ve 181–280 sayı ile;
“5237 sayılı TCK’nın 257/1 ve 53/1–2. maddelerince yargılanmasının temini için son soruşturmanın yetkili ve görevli Yargıtay ilgili Ceza Dairesi’nde açılmasına” karar verildiği,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 4. Ceza Dairesince 14.04.2009 gün ve 19–6 sayı ile;
Sanığın eyleminin zimmet suçunu oluşturabileceği gerekçesi ile görevsizlik kararı ve¬rilerek, dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesince de, 12.05.2010 gün ve 4–3 sayı ile;
Sanığın, 5237 sayılı TCY’nın 155/2, 43 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis ve 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, gün karşılığı verilen adli para cezasının, aynı Yasanın 52/2. maddesi uyarınca bir günü 20 Liradan hesaplanmak suretiyle 100 Lira adli para cezasına çevrilmesine, anılan Yasanın 53/1–2–3. maddeleri uyarınca hak yoksunluğuna ve 5271 sayılı CYY’nın 231/6. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Sanık müdafiinin anılan hükme yönelik itirazının, Yargıtay 5. Ceza Dairesince; 5271 sayılı CYY’nın 268/2. maddesi uyarınca reddedildiği ve dosyanın, Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderildiği,
Yargıtay 6. Ceza Dairesince, 08.07.2010 gün ve 2 sayılı karar ile itirazın reddedildiği ve hükmün bu şekilde kesinleştiği,
Sanık müdafiinin, 25.07.2010 gün ve 27652 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasa uyarınca yeniden değerlendirme yapılması istemi üzerine dosyayı ele alan Yargıtay 5. Ceza Dairesince, 24.09.2010 gün ve 4–3 sayılı ek karar ile; sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı geri alınarak sanığın, 5237 sayılı TCY’nın 155/2, 43, 62/1, ve 52/2. maddeleri uyarınca sonuç olarak 1 yıl 15 gün hapis ve 100 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve aynı Yasanın 51/1. maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Tanık F.S.., 02.10.2009 günlü duruşmada alınan beyanında, önceki beyanlarını tekrarla; “Ben 2003 yılı Temmuz ayından 2008 yılı Ekim ayına kadar Konya Bölge İdare Mahkemesinde hâkim olarak görev yaptım. Dolayısıyla Hacı Hasan Beşpınar’la birlikte çalıştık. Maaşların bir bankaya yatırılması karşılığında promosyon olarak bir meblağın tahsis edildiğinden ilk etapta haberim olmadı. Hacı H.B..’ın İstanbul Bölge İdare Mahkemesi üyeliğine atanmasını takiben O.Y.. isimli yeni başkan göreve başladığında bize, maaş promosyonu olarak Akbank Şubesi’nden 9.000 TL para alındığını, bu paranın tamamının giden başkan tarafından harcandığını, elimizde hiç para bulunmadığını, zorunlu ihtiyaçları bile karşılayamayacak durumda olduğunu söyledi. Danıştay 11. Daire Başkanı İ..’in bir yakını vefat etmişti. Ben o tarihte izindeydim. Döndüğümde cenazeye gelen şahıslara şarap armağan edildiğini mahkemedeki diğer arkadaşlarımdan duymuştum. 2006 yılı Temmuz ayında kura ile mahkememize tayin edilen hâkimlere topluca bir hoş geldin yemeği verildi. Bunu net olarak hatırlıyorum. Bu yemeğin parasını yemeğe katılan hâkimlerin kendileri ve ben verdik. Ancak 31.10.2006 tarihinde Aksaray İdare Mahkemesine yeni atanan hâkimler ile 12.12.2006 tarihinde Adli Yargıya denetime gelen Adalet Müfettişlerine verilen yemeklere katılmama rağmen ücretin tarafımdan ödenip ödenmediğini hatırlamıyorum. Çünkü aradan çok uzun bir süre geçti. Ancak bir yemeğe bir hâkim arkadaş dört kişi olarak katılmıştı ve ücreti fazla bulduğunu aramızda konuşmuştuk. Bölge İdare Mahkemesine gelen ziyaretçiler ile ilgili pek fazla bilgim yoktur. Zaten birçok etkinliğe şahsen katılmadım. Daha doğrusu bu üç etkinliğin haricinde toplu yemek yeme olayı olmadı. Alman Heyeti Konya Bölge İdare Mahkemesini ziyarete geldiğinde Başkan H.H.B..Antalya’daydı. Yani Konya dışındaydı. Bölge İdare Mahkemesine Yargıtay ve Danıştay Başkanı ziyarete geldiler. Ancak bunların ağırlanması etkinliklerine katılmadım. Ayrıca Adalet Bakanlığı Müsteşarı ile Kurul Üyelerinin ziyarete gelip gelmediklerini hatırlamıyorum. Bölge İdare Mahkemesinde görevli hâkimlere promosyondan hiç para dağıtılmadı. Ben üye hâkim olduğum için harcamalarla ilgili ihtiyaca bağlı doğrudan herhangi bir talebim olmamıştır. Bu konuda mahkeme başkanları gerekli girişimleri yaparlar”,
Tanık F. K.. 04.11.2009 günlü talimat duruşmasında alınan beyanında önceki ifadelerini tekrarla; “Olay tarihinde Bölge İdare Mahkemesi Başkanı H. H.B..’ın makam şoförlüğünü yapıyordum. Bu nedenle yapmış olduğu harcamaların bir bölümünü iyi biliyorum. Bu harcamalar genelde Danıştay ve diğer Yüksek Yargı makamlarından gelen misafirlerin ağırlanması, müsteşarın ziyareti, hâkim atamalarında yemek organizasyonlarının yapılması gibi harcamalardı. Ancak bu harcamalardan hangilerinin şahsen, hangilerinin ödenekten karşılandığını bilmiyorum. Bazı harcamalarda fatura alıp mutemede veriyordum. Daha sonra, mesela hâkim atamalarıyla ilgili düzenlenen yemeklerin paralarının yemeğe katılanlardan toplandığını biliyorum”,
Tanık E. T.K., 22.01.2010 günlü talimat duruşmasında alınan beyanında önceki ifadesini tekrarla; “Konya Bölge İdare Mahkemesi Başkanı’nın makam sekreteri idim. Akbank ile yapılan protokol miktarını Başkan Bey’in tayini çıktıktan sonra duydum. 9.000 TL için bankada hesap açtırılmadı. İdari işlere bakan A... ile bana yetkili olduğumuz için Başkan Bey 4.000 TL vererek, 50’şer lira olmak üzere kâtiplerin hesaplarına yatırılmasını A..’a söylemiş. Biz de bunun üzerine tüm kâtiplerin maaş hesabına 50’şer lira olmak üzere toplam 2.000 TL dağıttık. Kalan 2.000 TL’yi temsil harcamaları olan çiçek, şeker, kolonya gibi kalemlere harcamak üzere ayırdık ve bu para kullanıldı. Bununla ilgili dökümler mevcuttur. Kalan paranın ne olduğuna dair bir bilgim yoktur. Ben bu 9.000 TL’den sadece 4.000 TL’sinin bu şekilde sarf edildiğini biliyorum. Kalan kısmını bilmiyorum. Daha sonra müfettiş incelemesinde ‘şarap alındığı, bu konuda bilgi sahibi olup olmadığım’ sorulunca ben de; bilgimi anlattım. Başkan Bey gelen misafirlerin yüzde doksanına şarap hediye ederdi. Bunu şoför bey sekreter odasında paketlerdi, ben de görürdüm. Başkan Bey de bu paketten şarapları misafirlere takdim ederdi. Kendisi de ziyaretlere gittiğinde bu şekilde hediye götürürdü. ....Çiçekçilik devamlı alışveriş yaptığımız bir yerdi. Biz fatura karşılığı buradan çiçek alırdık. Hatırladığım kadarı ile şoför beyin kayınpederi vefat edince Başkan Bey mahkeme adına 150–200 TL’lik bir çelenk yaptırmıştı. Bunu müfettişin sorması üzerine açıklamıştım. Müfettiş Bey’in sorması üzerine, Başkan Bey’in yemek için dışarı çıkmadığını anlattım. Genellikle yemeğini odasına getirirdi. Nadiren arkadaşları geldiğinde odasına yemek söylerdi. Nöbetçi bekleyen hizmetli veya şoförüne de kendilerine yemek söylemelerini söylerdi” şeklinde anlatımda bulunmuşlardır.
Sanık, 02.10.2009 günlü duruşmada alınan savunmasında; “Ben üç yıllık görev sürem içerisinde iki ayrı bankadan personel maaşının bu bankalara yatırılması karşılığı birisinden 9.000 TL, birisinden de 6.000 TL olmak üzere toplam 15.000 TL promosyon adı altında mahkememe para aldım. Bu promosyon şeklinde alınan paraların ne şekilde harcanacağına dair yasal bir düzenleme, bu dönem için mevcut değildi. Daha sonra konuyla ilgili olarak Başbakanlığın iki genelgesi söz konusu oldu. Bu genelgelerin tetkikinden, yapmış olduğum harcamaların bu genelgelere uygun olduğu görülmektedir. Konya turistik ve tarihi özelliği olan bir kenttir. O nedenle bizi de yakinen ilgilendiren birçok kişinin ziyareti sözkonusudur. Ayrıca bu üç yıllık dönem içerisinde promosyon haricinde Bakanlıktan herhangi bir şekilde Konya’nın bu özelliğine rağmen şahsıma temsil ödeneği gönderilmemiştir. Ancak bu arada UYAP uygulaması ile ilgili olarak Bakanlıktan mahkememize gönderilen yazıda; çalışmalarla ilgili olarak bütün görevlilerin herhangi bir kısıtlamaya tabi olmaksızın maddi yönden desteklenmesi gerektiği, yanlış anlaşılmasın her türlü ihtiyaçlarının giderilmesi yönünde harcama yapılması yönündedir. Ben bu yazıyı henüz temin edemedim. Temin edip Yüksek Daireye ibraz etmek istiyorum. Ancak benim şahsi gayretlerimle bunu temin etmem mümkün değildir. Resmi olarak Bakanlıktan sorulduğunda bu durum tespit edilebilir. Dışa