Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/120 Esas 2010/137 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2010/120
Karar No: 2010/137
Karar Tarihi: 08.06.2010

Ceza Genel Kurulu         2010/9-120 E.  ,  2010/137 K.
"İçtihat Metni"


İtirazname :    2007/45705
Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
Mahkemesi      : SAMSUN 3. Asliye Ceza
Günü          : 28.11.2006
Sayısı          : 558-814

 Sanık Ş..S..’ın, tehdit suçundan beraatına, sanık hakkında hakaret ve mala zarar verme suçlarından açılan kamu davalarının şikayetten vazgeçme nedeniyle 765 sayılı TCY’nın 489 ve 99. maddeleri uyarınca düşmesine, sarhoşluk kabahatinden ise 5236 sayılı Yasanın 35. maddesi uyarınca 50 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Samsun 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 28.11.2006 gün ve 558-814 sayılı hükmün, sanık tarafından 04.01.2007 tarihinde temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 07.04.2010 gün ve 10559-3984 sayı ile; “Sanığın süreden sonra olan temyiz isteminin CMUK’nun 317. maddesi uyarınca reddine” karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 24.05.2010 gün ve 45705 sayı ile;
 “… Sanığın yokluğunda verilen hükmün, sanığa 25.12.2006 tarihinde tebliğ edildiği ve sanık tarafından 04.01.2007 tarihinde temyiz edildiği, 1 haftalık temyiz süresinin son günü olan 01.01.2007 tarihinin, resmi tatil olan kurban bayramına isabet etmesi nedeniyle bayram sonu 04.01.2007 tarihinde yapılan temyizin süresinde olduğu, dolayısıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 07.04.2010 tarih ve 10559-3984 sayılı temyiz isteminin reddine dair kararının yerinde olmadığı” gerekçesi ile itiraz yasa yoluna başvurularak, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılması için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesi isteminde bulunulmuştur. 
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık Ş.S.’ın, 27.12.2004 tarihinde, sarhoşluğun etkisiyle ayrı yaşadığı eşi G. S.’ı tehdit ettiği, ona yönelik olarak hakarette bulunduğu ve mala zarar verdiği iddiasıyla açılan kamu davalarının yapılan yargılaması sonunda, sanığın tehdit suçundan beraatına, sanık hakkında hakaret ve mala zarar verme suçlarından açılmış bulunan kamu davalarının şikayetten vazgeçme nedeniyle düşürülmesine, sarhoşluk kabahatinden ise 50 YTL idari para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği olayda; Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, hükmün sanık tarafından süresi içerisinde temyiz edilip edilmediğinin belirlenmesine ilişkindir. 
Dosya incelendiğinde;
 Yerel mahkemece 28.11.2006 tarihinde gıyapta tefhim edilen hükmün, sanığa 25.12.2006 tarihinde tebliğ edildiği,
 Sanığın, 28.12.2006 tarihinde postaya verdiği temyiz dilekçesinin ise mahkemeye 04.01.2007 tarihinde ulaşıp bu tarihte havale edilerek temyiz defterine kaydedildiği,
 Görülmektedir.
 Yargıtay’ın duraksamasız içtihatlarına göre, temyiz yoluna posta marifetiyle gönderilen bir dilekçe ile de başvurulması olanaklı ise de, temyiz tarihi dilekçenin postaya verildiği tarih değil, mahkemeye ulaştığı tarihtir.
 Buna göre, incelenmesi gereken husus; dilekçenin mahkemeye ulaştığı 04.01.2007 tarihi itibarıyla temyiz süresinin dolup dolmadığıyla ilgilidir.
 Yapılan incelemede, 30.12.2006 tarihinin kurban bayramı arefesi, 31.12.2006 tarihinin kurban bayramının 1. günü, dolayısıyla 03.01.2007 tarihinin de kurban bayramının 4. günü olduğu anlaşılmaktadır.
 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 310. maddesinin 1. fıkrası uyarınca; temyiz talebi hükmün tefhiminden bir hafta içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine yapılacak beyanla olur, beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hakime tastik ettirilir, 2. fıkra uyarınca da hükmün tefhimi sanığın yokluğunda olmuşsa, bu süre tebliğ tarihinden başlar.
 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun’un 2. maddesinin ilk cümlesinde genel tatil günlerinden birisi olduğu açıkça ifade edilen kurban bayramı, aynı Yasanın B/2 paragraf ve bendine göre; arefe günü saat 13.00’ten itibaren dört buçuk gündür.
 5271 sayılı CYY’nın 39. maddesinin 4. fıkrasında da, son günün bir tatile rastlaması durumunda sürenin tatilin ertesi günü biteceği düzenlenmiştir.  
 Tüm bu yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; yokluğunda tefhim edilen hükmün, sanığa 25.12.2006 tarihinde tebliğ edildiği somut olayda, bir haftalık temyiz süresinin son günü olan 01.01.2007 tarihinin resmi tatil günleri arasında sayılan kurban bayramına isabet etmesi nedeniyle, 03.01.2007 tarihinde sona eren kurban bayramının ertesi günü olan 04.01.2007 tarihinde mahkemeye ulaşan temyiz dilekçesinin süresinde verilmiş bulunduğunun kabulü gerekir.
 Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin “temyiz isteminin reddine ilişkin” kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılması için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir. 
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 07.04.2010 gün ve 10559-3984 sayılı “temyiz isteminin reddine dair” kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2010 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

.

 

.

Full & Egal Universal Law Academy