Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/6-346 Esas 2008/25 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2006/6-346
Karar No: 2008/25
Karar Tarihi: 19.02.2008

(765 S. K. m. 59, 72, 80, 95, 203, 219, 230, 240, 339) (647 S. K. m. 4, 5, 6) (5252 S. K. m. 9) (1086 S. K. m. 295, 364, 388) (4562 S. K. Geç. m. 6) (5395 S. K. m. 23) (5271 S. K. m. 231, 223) (2709 S. K. m. 174) (5352 S. K. m. 9) (1587 S. K. m. 46) (5490 S. K. m. 36) (YCGK 24.11.1998 T. 1998/6-280 E. 1998/359 K.)

Sanık hakkında, 765 sayılı TCY'nın 240, 80, 230, 80, 339/1, 80, 203/1 ve 219/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında; yargılama yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 18.10.2006 gün ve 4862-9930 sayı ile;

Baktığı davalarda çıkar sağladığı konusunda yaygın söylenti olduğu ve bunu doğrulayacak şekilde usulsüz karar verdiğine ilişkin 2001/974, 975, 976, 977, 978 esas sayılı dosyalarda 4562 sayılı Yasanın Geçici 6. maddesi çerçevesinde araştırma yapmadan davanın kabulüne hükmedilmesi,

1999/784, 914, 2000/238, 377, 487, 804, 999, 2001/171, 461, 503, 673, 702 esas sayılı dosyalarda evlilikleri bir yıldan az süren anlaşmalı boşanma talepleri ve 1999/677, 762, 830, 956, 1003, 1018, 1040, 1078, 1093, 1154, 1193, 1207, 1223, 2000/50, 66, 101, 166, 175, 210, 215, 410, 486, 488, 505, 617, 786, 803, 885, 890, 1099, 1348, 2001/90, 95, 121, 160, 335, 695, 705 esas numaralı boşanma davalarında taraflardan birini, bazen ikisini dinlemeksizin vekillerinin beyanları doğrultusunda hüküm kurulması,

2000/615, 2001/90, 91, 501, 802, 1099, 117 esas sayılı boşanma davalarında aile nüfus tablosunu getirmeden karara bağlayıp gerekçeli kararın yazım aşamasında ilgili kayıtları temin etmeye yöneldiğine ilişkin ve tevzi dışı kayda alındığı saptanamayan 2000/238, 2001/171, 503, 702, 879, 1039, 1129, 114 esas nolu dosyaların da istemler üzerine sanık tarafından yapılan işlemlerin tümünün yargılama yetkisi ve takdir hakkı kapsamında bulunduğu, sanığın üzerine atılı görevini kötüye kullandığı iddiasının bu suçlar yönünden sübuta ermediği ve yasal öğeleri oluşmadığı gerekçesiyle beraatine,

Yargıtay'a yollanan bir kısım dosyalarda vezneden çekilen miktar ile gönderme masrafı arasında ayrıca tebligat bedellerinin sarf edilmesi yolunda Yazı İşleri Müdürünün zimmetine para geçirmesine neden ve zemin hazırladığı yönünde iddia dışında yeterli, inandırıcı kanıt elde edilemediği ve atılı suçun sübuta ermediği gerekçesiyle beraatine,

Sanık Hâkim İ..... K.....'ın Bursa 3. Asliye Hukuk Hakimi olarak çalıştığı dönemde;

aa) Denetimin başladığı 20/11/2001 günü itibariyle (5-6-7). aylardan kalma toplam 119 adet dava dosyasının gerekçeli kararlarını yazmadığı gibi, 2000/1290 ve 2000/1250 esas sayılı dosyalarda ise kararı belirlemeden hükmün niteliğini meçhul bırakarak HUMY'nun 388. maddesine aykırı davranmak,

bb) Kalem denetiminde gerekli özen ve titizliği göstermemesi sonucu bazı dosyaların işlemsiz kalması, bazı tutanaklar ve kararların sahte imzalar ile tamamlanmasına zemin hazırlamak eylemlerinin, zincirleme şekilde görevi ihmal suçunu oluşturduğu gerekçesiyle lehe olan 765 sayılı TCY'nın 230. maddesinin 1.fıkrası, 80, 59/2, 647 sayılı Yasanın 4/1 ve TCY'nın 72. maddeleri uyarınca sonuç olarak (484) dörtyüzseksendört YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına,

a) Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1073, 752, 888, 1053, 1072 esas sayılı yaş tashihi davalarında, haber vermeden duruşmaları icra ettiği, duruşmalara katılmayan C. Savcıları E.... Ö.... ve N... Y...... adına mütalaa yazdırıp aynı doğrultuda hüküm kurmak,

b) Keşfe gitmediği halde gitmiş gibi tutanak düzenlediği ve yol tazminatı almak, eylemlerinin zincirleme şekilde görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçunu oluşturduğu gerekçesiyle lehe olan 765 sayılı TCY'nın 240/1, 80, 59/2, 647 sayılı Yasanın 4/1 ve TCY'nın 72. maddeleri uyarınca (1.536) YTL. Adli para cezası ve (2 ay 27 gün) süreyle memurluktan yoksun bırakma cezasıyla cezalandırılmasına,

Hükmolunan para cezalarının 765 sayılı TCY'nın 72. maddesi uyarınca toplanarak ikibinyirmi YTL adli para cezası ve iki ay yirmiyedi gün memurluktan yoksun bırakılması cezasıyla cezalandırılmasına, para cezasının 647 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca takdiren birer ay arayla 10 eşit taksitle alınmasına ve cezalarının 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilmiş,

Yargıtay C.Başsavcılığınca hüküm,

1- Sanığın Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1073, 752, 888, 1053 ve 1072 esas sayılı yaş düzeltme davalarında C.Savcısına haber vermeden duruşmaları icra etmesi, ayrıca keşfe gitmediği halde gitmiş gibi tutanak düzenlemesi ve yol tazminatı alması eylemlerinin resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturacağı,

2- Anılan eylemlerin ayrı ayrı suçları oluşturduğu,

3- Sanığın baktığı 2001/974, 975, 976, 977, 978 esas sayılı dosyalarda, 4562 sayılı Organize Sanayi Bilgeleri Kanununun Geçici 6. maddesi çerçevesinde araştırma yapmadan ve bu hüküm gereğince davalara konu taşınmazların tamamının tapu kayıtlarına anılan Yasanın 6. maddesi doğrultusunda Dosap Müteşebbüs Teşekkül Başkanlığının onayı olmadan temlik edilemez şerhi konulduğu halde davacı ile davalının anlaştığından söz edilerek davayı kabul etmesinin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gerekçeleriyle temyiz edilmiştir.

Yargıtay C. Başsavcılığının bozma istekli 28.12.2006 gün ve 52441 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanık hakkında resmi evrakta sahtecilik, görevde yetkiyi kötüye kullanmak, görevi ihmal ve zimmete neden olmak suçlarından açılan kamu davalarında, keşfe gitmediği halde gitmiş gibi tutanak düzenleyerek yol tazminatı almak, yaş tashihi davalarında, C.Savcısına haber vermeden duruşmaları icra etmek ve duruşmalara katılmayan C. Savcıları adına mütalaa yazdırıp aynı doğrultuda hüküm kurmak eylemlerinin zincirleme şekilde görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçlarını, gerekçeli kararları süresinde yazmamak ve bir kısım dosyalarda, hükmün niteliğini meçhul bırakmak, kalem denetiminde gerekli özen ve titizliği göstermemesi sonucu bazı dosyaların işlemsiz kalması, bazı tutanaklar ve kararların sahte imzalar ile tamamlanmasına neden olmak eylemlerinin zincirleme şekilde görevi ihmal suçlarını oluşturduğu ve 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca yapılan karşılaştırmada 765 sayılı TCY hükümlerinin her iki suç yönünden de bütünüyle sanık lehine olduğu kabul edilerek, sanığın 765 sayılı TCY'nın 240/1, 80, 59/2, 647 sayılı Yasanın 4/1 ve TCY'nın 72, 230/1, 80, 59/2, 647 sayılı Yasanın 4/1 ve TCY'nın 72, 647 sayılı Yasanın 5 ve 6. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, diğer eylemlerden ise beraatine karar verilen somut olayda;

Yargıtay C.Başsavcılığının temyiz istemi ve dolayısıyla temyizin kapsamı;

1- a) Yaş düzeltme davalarında C.Savcısını haberdar etmeden duruşma icra etmek,

b) Keşfe gitmediği halde gitmiş gibi tutanak düzenleyerek yol tazminatı almak,

Eylemlerinin, görevde kötüyü kullanma suçunu değil, resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturacağı,

2- Olayda zincirleme suç hükümlerinin koşulları bulunmayıp, sanığın eylemlerinin ayrı ayrı suçlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği,

3- 4562 sayılı Yasanın Geçici 6. maddesi uyarınca gerekli araştırma yapmadan karar verilmesi eylemlerinin görevde yetkiyi kötüye kullanma suçlarını oluşturacağı,

Konularına inhisar etmekte olup, diğer eylemlerle ilgili verilen hükümler temyiz edilmeksizin kesinleşmiş bulunduğundan, temyiz kapsamıyla sınırlı olarak yapılan incelemede aşağıdaki hususlar saptanmıştır:

1- a) Yaş tashihi davalarında C.Savcılarının katılımı olmaksızın duruşma icra edip, onlar adına mütalaa yazdırıp, aynı doğrultuda hüküm kurmak iddiası;

Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1073, 752, 888, 1053, 1072 esas sayılı yaş tashihi davalarında, C.Savcılarını duruşma gününden haberdar etmeden duruşmaları icra ettiği, duruşmalara katılmayan C.Savcıları E.... Ö... ve N... Y...... adına mütalaa yazdırıp aynı doğrultuda hüküm kurduğu, tanık anlatımları, dosya inceleme tutanakları, 2001/888, 752, 1053, 1072 esas sayılı dosya asılları, 1073 sayılı dosya fotokopisi örneği ve C.Savcılığından alınan kayıt düzeltme davalarında görevli C.Savcıları listesi ile sabittir.

Mülga 1587 sayılı Nüfus Yasası'nın 46 ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddeleri uyarınca nüfus kayıt ve düzeltim davalarının, kamu adına iddia makamını temsilen C.Savcısının katılımı ile yürütülmesi zorunludur.

Sahtecilik suçlarının hukuki konusu kamunun güvenidir. Belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi, gerçek bir belgeye eklemeler yapılması, tamamen veya kısmen değiştirilmesi eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek suç sayılıp, yaptırıma bağlanmıştır.

Sahteciliğin, sahteliği ispat edilmedikçe geçerli bir resmi evrak üzerinde yapılması halinde eylem TCY'nın 339 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesindeki suçu oluşturacaktır.

Somut olayda sanık, duruşmaya katılmalarında yasal zorunluluk bulunan C.Savcılarını, bulunmadıkları halde duruşmada var göstermek ve adlarına mütalaa yazdırmak suretiyle mütalaa doğrultusunda hüküm tesis etmek suretiyle sahte mahkeme ilamı oluşturmuş ve bu sahte kayıtlara dayanılarak, anılan davalardaki ilgililerinin şahsi sicil veya aile nüfus kayıtları yeniden düzenlenmiştir.

1086 sayılı HUMY'nın 295. maddesi uyarınca, mahkeme ilamları sahteliği ispat edilmedikçe geçerli evrak niteliğinde olup, sanığın sabit olan eylemleri, sahteliği ispat edilmedikçe geçerli evrakta sahtecilik suçuna uymakta ve 765 sayılı TCY'nın 339. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesindeki suçu oluşturmaktadır.

Özel Dairece, C.Savcıları katılmış olsa da, farklı bir mütalaanın ve değişik bir hükmün verilemeyeceği, dolayısıyla sanıkta sahtecilik kastının bulunmadığına ilişkin değerlendirmesi, sahtecilik suçlarıyla korunan hukuki yarar gözetildiğinde isabetli bulunmayıp, Yargıtay C.Başsavcılığının bu eylemler yönünden suç niteliğine yönelik temyiz istemi, atılı eylemlerin resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturması nedeniyle yerindedir.

Bu temyiz nedeni yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Başkanı O.Şirin ve beş Kurul Üyesi;

Nüfus kayıt düzeltim davalarının kamu adına iddia makamını temsilen C.Savcısının katılımı ile yürütülmesi zorunlu ise de, sanık Hakimin, 2001/888, 2001/1072, 2001/752 esas sayılı dosyalarda C.Savcısı gerçekte hazır bulunsa bile daha farklı bir mütalaayı bu dosyalarda veremeyeceği dolayısıyla da verilen kararların daha farklı olamayacağı ve sonucun değişmeyeceği dikkate alındığında, sanığın sahtecilik kastının bulunmadığı, 2001/1053 esas sayılı dosyada ise küçüğün nüfus kayıt ve tesciline dayanak belge ile davaya esas alınan belgenin birbiri ile çelişen özelliği dikkate alınıp resen araştırılması gerektiği halde yerine getirilmemesi ve C.Savcısı katılımı sağlanmadan var gösterilip onun ağzından esas hakkında düşünceyi içeren görüşü davanın diğer tarafları huzurunda tutanağa yazdırıp, tanık dinlemesi ile açık yargılama faaliyeti şeklinde gelişen eyleminde de sanığın sahtecilik kastı ile hareket ettiğinin kabul edilemeyeceği, anılan eylemlerinin yargılama yetkisinin yasaya aykırı olarak kullanılması suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, Özel Daire kabul ve uygulamasının isabetli olduğu ve Yargıtay C.Başsavcılığının suç niteliğine yönelik temyiz isteminin yerinde olmadığı görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.

b) Keşfe gitmediği halde gitmiş gibi tutanak düzenlemek iddiası;

Keşif, yargılama faaliyetinin bir parçası ve devamıdır, bu nedenle Hâkim, mahallen yapılan keşfin belli bir düzen içinde yürütülmesi ve teknik bilgi gerektiren hallerde bilirkişi düşüncesini alıp, bilirkişilerce düzenlenen raporların sorun ile bağlantısını ve yeterliliğini denetleyebilmek için keşfe katılmak zorunda olup, HUMY'nın 364. maddesinde de keşfin hakim tarafından yapılacağı belirtilmiştir. Keşif kararı verme ve yerine getirilmesi Hâkimin asli görevi olup, bunun devri veya terki düşünülemez.

Somut olayda, sanık Hâkimin tanık dinlenmeyen kamulaştırma bedelinin arttırılması davalarında keşif mahalline gitmeden, işlem ve tutanakları bilirkişiler, taraf vekilleri, kalem personelinin inisiyatifine bıraktığı sabit ise de, kamu davasına konu edilen keşif tutanaklarının Hakim ve keşfe katılanlarca ya kısmen imzalandığı veya hiç düzenlenmediği, bu nitelikleri itibariyle keşif tutanaklarının belge niteliğine haiz olmadığı, sanığın işlemleri daha sonra tekemmül etme yönündeki iradesi de dikkate alındığında, sahtecilik kastının da bulunmadığı, ancak kendisine ait olan hakimlik görevini yasa ve yasa disiplinine aykırı ve duraksamaya yer bırakmayacak bir şekilde üçüncü kişiler eliyle yerine getirilmesine zemin hazırlamak, anılan keşif paralarının ödenmesi için tahsilat makbuzlarını imzalayıp sonrada yol tazminatını almak eylemlerinin bütünüyle görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı saptanmış olup, Özel Daire kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından, Yargıtay C.Başsavcılığının bu suç yönünden temyiz istemi yerinde değildir.

Bu temyiz nedeni yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan yedi Kurul Üyesi;

Sanık hakimin keşfe katılmadığı sabittir. Keşif tutanakları hakim ve bir kısım diğer ilgililerin imzasını taşımamakta ise de, bu tutanaklara dayanılarak düzenlenen sarf kararıyla ilgililere ve bu kapsamda sanık hakime ödeme yapılmış ayrıca keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm tesis edilmiştir, bu nedenle sanığın eylemi 765 sayılı TCY'nın 339. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenmiş bulunan resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturmaktadır, görüşüyle oy kullanmışlardır.

2- Zincirleme (müteselsil) suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı;

Zincirleme (müteselsil) suç, 765 sayılı TCY.nın 80. maddesinde; Bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak kanunun aynı hükmünün birkaç defa ihlâl edilmesi, muhtelif zamanlarda vaki olsa bile bir suç sayılır. denilerek tarif edilmiş, bu durumda faile verilen cezanın belli oranda artırılması öngörülmüştür.

Bu tanımdan yola çıkıldığında, zincirleme suçun varlığının kabulü bakımından gerekli birinci koşul; farklı zamanlarda işlenmiş olsalar dahi ortada birden çok suçun olması, ikinci koşul; bu suçların yasanın aynı hükmünü ihlâl etmesi ve nihayet üçüncü koşul da; suç işleme kararında birlik bulunmasıdır.

Bunlardan en önemlisi, Yasada suç işleme kararında birlik şeklinde ifadesini bulan, sübjektif koşuldur. Muhtelif suçları birbirine bağlayan, birleştiren ve müteselsil suçu yapısal olarak cezaların içtimaından ayıran da bu koşuldur. (Türkân Yalçın Sancar, Müteselsil Suç, Ankara-1995, s.86.) Bu sübjektif koşul, aynı suç kasdı olarak anlaşılmamalıdır. Nitekim 80. maddenin ilk halinde kullanılan kasdı cürmî deyimi karışıklıklara yol açtığından dolayı daha sonra değiştirilmiş ve madde günümüzdeki şeklini almıştır. Bu bakımdan, her biri bağımsız olan ve ayrı ayrı kastlarla işlenen bu suçların, aynı kastın ürünü olduklarını söylemek, Yasanın lafzına da uygun olmayacaktır. (Uğur Alacakaptan, Suçun Unsurları, Ankara-1973, s.56.)

Aynı ve tek olan şey, bu bağımsız kastları birleştiren ve bu sebeple kasttan başka bir anlam ifade etmek zorunda bulunan suç işleme kararıdır. Suç işleme kararından, kanunun aynı hükmünü birkaç defa ihlal etmek hususunda önceden kurulan bir plân, genel bir niyet anlaşılır. Fail, önceden böyle bir plân veya niyet tespit etmiş, bunu bir defada gerçekleştirecek yerde, kısımlara bölmeyi ve o suretle gerçekleştirmeyi daha uygun görmüş ve bu plâna göre hareket etmiş olduğu içindir ki, birden fazla olan kısımlar, tek bir müteselsil suç meydana getirirler. (Sulhi Dönmezer-Sahir Erman, Nazarî ve Tatbikî Ceza Hukuku, Cilt I, 14. bası, s.398)

Ceza Genel Kurulunun 24.11.1998 gün ve 6-280-359 sayılı kararında vurgulanan ölçüte göre de; kesin, belirli, somut suçların maddi ve sübjektif öğel

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Üyelik

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
500
349
Kazancınız 151₺
Aboneliği Başlat Şimdi abone olmanız halinde indirimli paket ile özel fiyatımızdan sürekli yararlanırsınız.