Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2005/97
Karar No: 2005/111
Karar Tarihi: 11.10.2005
Ceza Genel Kurulu 2005/3-97 E., 2005/111 K. FAİLİ BELİRSİZ BİÇİMDE YARALAMA LEHE OLAN KÜKÜMLERİN UYGULANMASI YASA YARARINA BOZMA
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 7 ] 5252 S. TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ ... [ Madde 9 ] 5252 S. TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ ... [ Madde 12 ] 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 309 ] 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 310 ] 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 223 ] 5320 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ... [ Madde 18 ] 647 S. CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN (MÜLGA) [ Madde 6 ] 647 S. CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN (MÜLGA) [ Madde 4 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 2 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 457 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 463 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 51 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 55 ] 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 322 ]
"İçtihat Metni"
Asli maddi faili belirsiz biçimde yaralama suçundan sanık ..... .......'ın 765 sayılı TCY'nın 456/2, 457/1, 463, 51 ve 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri uyarınca 1.731.925.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve ertelemeye ilişkin olarak Gaziantep 4.Asliye Ceza Mahkemesinden verilip temyiz edilmeksizin kesinleşen 04.11.2004 gün ve 361-1647 sayılı hükme karşı Adalet Bakanının 22.6.2005 gün ve 27370 sayılı yazı ile, "kayden 19.4.1983 doğumlu olup, suçun işlendiği 11.3.2001 tarihi itibariyle 18 yaşını tamamladığı anlaşılan sanık hakkında tayin olunan cezadan 765 sayılı TCK.nun 55/3. maddesi uyarınca indirim yapılmamasında isabet görülmediğinden bahisle" yasa yararına bozma isteminde bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 7.7.2005 gün ve 124223 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay 3.Ceza Dairesine gönderilen dosyayı inceleyen Özel Daire 13.07.2005 gün ve 9266-10030 sayı ile;
"İhbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden, Gaziantep 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 4.11.2004 gün ve 2001/361 esas, 2004/1647 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Yargılama Yasasının 309. maddesi uyarınca bozulmasına;
Ancak;
5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 7. maddesinde "zaman bakımından uygulama" 5252 sayılı Türk Ceza Yasasının Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 9. maddesinde ise, "lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul" kurallarının düzenlenmesi, ayrıca 5252 sayılı Yasanın 12. maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Yasasının yürürlükten kaldırılması, 5271 sayılı Ceza Yargılama Yasası ve Yasaların hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunması karşısında;
5237 sayılı Yasanın 7. ve 5252 sayılı Yasanın 9. maddeleri uyarınca, sanığın hukuki durumunun 5271 sayılı Ceza Yargılama Yasası hükümleri de nazara alınarak yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle dosyanın yerel mahkemesince takdir ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, " karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise bu karara karşı 03.08.2005 gün ve 124223 sayı ile;
"Özel Dairenin hükmü yasa yararına bozduktan sonra, 5271 sayılı Yasanın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca uygulama yaparak daha hafif bir cezaya hükmet-mesi gerekirken, 5237 sayılı Yasanın 7 ve 5252 sayılı Yasanın 9. maddeleri uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi için dosyayı yerel mahkemeye göndermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu," görüşü ile itiraz yasayoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararından "....5237 sayılı TCK'nun 7. ve 5252 sayılı Yasanın 9. maddeleri uyarınca sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi için dosyanın Yerel Mahkemesine gönderilmesi......" ibaresinin çıkartılmasına ve hükümlü hakkında uygulanması gereken cezanın karara bağlanması için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, hükümlü hakkında verilen ve Yargıtay incelemesinden geçmeksizin kesinleşen mahkûmiyet kararının daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiren bir nedenden dolayı bozulması halinde, hükümlü hakkında daha hafif bir cezaya hükmedilmesi yerine, kesinleşme tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişiklikleri nazara alınarak, hükümlünün hukuki durumunun bu yasalar çerçevesinde değerlendirilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmesine karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusunda sağlıklı bir çözüme ulaşmak için 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CYY'ndaki düzenleme ışığında "yasa yararına bozma" kurumu ile hükmün kesinleşmesinden sonra gerçekleşen yasa değişiklikleri nedeniyle hükümlülerin hukuki durumlarının değerlendirilmesine ilişkin yöntem ve koşulların belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Öğretide "olağanüstü temyiz" denilen, 23.3.2005 gün ve 5320 sayılı Ceza Yargılama Yasasının Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasa'nın 18. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 1412 sayılı CYUY'nda "yazılı emir" olarak adlandırılan bu olağanüstü yasayolu, 5271 sayılı CYY'nın 309 ve 310. maddelerinde de "yasa yararına bozma" ismiyle düzenlenmiştir.
5271 sayılı Yasanın 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanı, o karar veya hükmün Yargıtay'ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay'ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Bozma sonrası yapılacak işlemler ve bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ile bozma kararının etkileri bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak maddenin 4. fıkrasında ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup;
Bozma nedenlerinin;
5271 sayılı Yasanın 223 üncü maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin olması halinde, 309. maddesinin 4.fıkrasının (a) bendi uyarınca; kararı veren hâkim veya mahkemece gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığından verilecek hüküm veya kararda, lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir.
Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin olması halinde ise, anılan fıkranın (b) bendi uyarınca kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilecek, ancak bu halde verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacaktır.
Davanın esasını çö