Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/10-133 Esas 2005/125 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2005/10-133
Karar No: 2005/125
Karar Tarihi: 15.11.2005

(765 S. K. m. 29, 493, 522) (5237 S. K. m. 142, 143, 145)

Hırsızlık suçundan sanık A. Yazıcı'nın TCY. nın 493/2 ve 522. maddeleri uyarınca sonuçta 2 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Erzincan 1. Asliye Ceza Mahkemesince 08.09.2004 gün ve 667-797 sayı ile verilen kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 31.01.2005 gün ve 21111-597 sayı ile;

1- Mahkemece ceza tayin edilirken, cezanın maddede yazılı alt sınırı üzerinde belirlenmesi halinde Anayasanın 141/3 ve CMUK. nun 32. maddesi gereğince gösterilecek gerekçenin, TCK. nun 29. maddesinde belirtildiği şekilde, sanığın kişiliği, suçun işleniş biçimi, nedeni ve işlenmesindeki özellikler ile zarar ya da tehlikenin ağırlığı, kastın veya taksirin yoğunluğu ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olması gerekir.

Gerekçenin bu niteliği kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek özelliklerini taşıması yanında, hakimin takdir yetkisini kullanırken TCK. nun 29. maddesinde düzenlenen kuralın dışına çıkıp çıkmadığının Yargıtay'ca değerlendirileceğini göstermektedir. Yargıtay'ın görevi yasaların Türkiye genelinde hukuka uygun olarak uygulanıp uygulanmadığını denetlemek, içtihatları ile ülkede yasaların ve hukuk kurallarının uygulanmasındaki birliği sağlamaktır.

Sanığın, 20.000.000-30.000.000 TL. bozuk paraları çalmaktan ibaret eyleminden dolayı;

Türkiye genelinde zaman zaman değeri trilyonları bulan eşyaları çalan sanıkların hırsızlık suçlarından yargılandıkları bilinen bir gerçek iken, Hak ve Nesafet Kuralları, emsal dosyalar nazara alınmadan, salt yasadaki kelimelerin tekrarı ile (sanığın kişiliği, geçmişi, suçun işleniş biçimi, zararın ağırlığı gerekçe yapılarak) temel cezanın en üst sınırdan tayin edilmesi,

2- Sanığa temel ceza tayin edilirken uygulanan yasa maddesinin fıkra numarasının hüküm kısmında yanlış gösterilmesi isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme 03.06.2005 gün ve 314-144 sayı ile; 2 nolu bozma nedenine uymuş, 1 nolu bozma nedeni yönünden ise;

Mahkememizin kararının gerekçe bölümünün son paragrafında olaya ve sanığa özgü gerekçe gösterilmiş olduğundan bozma ilamındaki düşünceye katılmak mümkün olmamıştır.

Öte yandan mala karşı suçlarda malın değeri veya zararın miktarı 522. maddede ayrıca düzenlenerek artırma ya da indirme sebebi olarak belirlenmiştir. Bu durumda TCY. nın 29. maddesinde sayılan sebeplerden olan suç konusunun önem ve değeri, zararın veya tehlikenin ağırlığı gibi gerekçeler cezanın bireyselleştirilmesi ve ceza adaletinin sağlanmasında ancak ikincil olarak dikkate alınabilir.

Olayımızda sanığın bulabildiği kadar para çaldığı, başka bir şey çalmaya fırsat bulamadan birilerinin gelmesi üzerine kaçmak zorunda kaldığı ve yasanın bu suçlar için getirdiği sistem dikkate alındığında bu eleştiri tarzı uygun değildir. Sanık içeride bulduğu milyarlarca liranın içinden sadece bozuk paraları tercih etmiş değildir. Ne bulmuşsa onu almıştır. Mahkememiz 29. madde gereğince sanığın cezasını 8 yıl hapis olarak belirlemiş ve çalınan para miktarının azlığını dikkate alarak 522. madde gereğince üst had olan 273 oranında indirim yaparak 2 yıl 8 aya indirmiştir. Yani para miktarının azlığını sanığın en lehine olacak şekilde değerlendirmiştir. gerekçesiyle önceki hükümde direndiğini bildirmiş, bu kez hüküm tarihi itibariyle sanık hakkında lehe olduğunu kabul ettiği 5237 sayılı TCY. değişikliklerini de uygulamak suretiyle 142/1-b. maddesi uyarınca sanığın takdiren ve teştiden 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın eylemi gece vakti işlemesi dikkate alınarak, 143. madde uyarınca cezanın 1/3 oranında artırılarak 6 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, çalınan şeyin değerinin azlığı dikkate alınarak 145. madde uyarınca 2/3 oranında indirim yapılarak sonuçta 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.

Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istekli 13.10.2005 günlü tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanığın hırsızlık suçundan cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki hukuki uyuşmazlık, sanık hakkında alt sınırdan ayrılarak ceza verilirken gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olup olmadığı, buna bağlı olarak da sanık hakkında fazla ceza tayin edilip edilmediğine ilişkindir.

Ancak, incelenen dosya içeriğine göre, bozma kararından sonra yapılan yargılama sırasında, 01.06.2005 tarihinde 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının yürürlüğe girmesi üzerine, Yerel Mahkemece sanık hakkında bu Yasa hükümlerinin lehe uygulanması gerektiği kanaatine varılarak, hüküm de bu Yasa normları uygulanmak suretiyle kurulmuştur.

Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamalarına göre; bozmadan sonra yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan kanıtlara, yeni ve değişik açıklama ve gerekçelere dayanılarak verilen hükümlerle sonradan yürürlüğe giren ve lehte hüküm içerdiğinden uygulanan yasaya dayalı hüküm türleri şeklen ısrar gibi görünse ve bu ibareyi taşısa da, özde direnme kararı olmayıp yeni bir karardır. Bu nitelikte bulunan ve direnildiği ifade edilen karardan farklılık arzeden hükmün temyiz edilmesi halinde incelemenin Özel Dairece yapılması gerekecektir.

Özel Dairenin görüşünün belli olduğu, tekrar inceleme yapılmasının davayı uzatacağı gibi bir görüş de ileri sürülemez. Çünkü Özel Dairenin görüşünde her zaman değişiklik olabileceği gibi davaların uzamasını önlemek amacıyla da olsa Yargılama Yasasının buyurucu nitelikteki hükümleri gözardı edilemez.

İncelenen dosyada, direnme adı altında 5237 sayılı TCY. normları uygulanmak suretiyle kurulan ve öncekinden bu itibarla farklılık arzeden yeni hüküm Özel Dairece denetlenmemiş, bu husustaki görüş ortaya konulmamıştır. Özel Dairece incelenmeyen bir hususun doğrudan doğruya ve ilk kez Ceza Genel Kurulunca ele alınması olanaksızdır. Bu itibarla hukuken yeni olan hükmün incelenmesi için, dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle;

Yerel Mahkemenin son kararı hukuken yeni hüküm niteliğinde olduğundan dosyanın, temyiz incelemesi yapılmak üzere, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 31.01.2005 gün ve 1 sayılı kararı ve tebliğname tarihi de nazara alınarak Yargıtay 6. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE,

Dosyanın bu Daireye gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 15.11.2005 günü oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy