Yargıtay Ceza Genel Kurulu 1987/2-412 Esas 1987/639 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1987/2-412
Karar No: 1987/639
Karar Tarihi: 21.12.1987

(647 S. K. m. 4, 6) (765 S. K. m. 456, 457) (CGK. 11.10.1976 T. 1976/367 E. 1976/415 K.)

Dava: Müessir fiilde bulunmak suçundan sanık A.D.'nın mahkumiyetine dair Üsküdar 2. Sulh Ceza Mahkemesinden verilen ... hüküm sanığın temyizi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesince incelenerek bozulmuştur.

İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 19.11.1985 gün ve 85-1654 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C. Savcısı tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olduğundan ... Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Müessir fiilde bulunnmak suçundan sanık A.D.'nın TCK.nun 456/4, 457/1 inci maddeleri gereğince iki ay yirmi gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın suçunu saptırmak için inkara sapması dolayısıyla, mahkeme üzerinde bıraktığı kişisel intibaya göre, sanığa verilen hürriyeti bağlayıcı ceza dolayısıyla 647 sayılı yasanın 4 üncü maddesi gereğince verilen cezanın para cezasına veya bu maddede öngörülen tedbirlere çevrilmesine yer olmadığına; sanığın mahkeme üzerinde bıkaktığı kişisel intibaya göre ve suçunu da saptırmak için inkara kalkışması dolayısıyla bu cezanın çektirilmemesi, ertelenmesi halinde ileride aynı kabilden suçu işlemekten çekineceğine mahkemeye kanaat hasıl etmediğinden cezasının ertelenmesine yer olmadığına ilişkin hükmü, Özel Daire;

(Sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir) Ancak;

Yetersiz ve yasal olmayan gerekçe ile sanığa verilen cezasının ertelenmesine yer olmadığı yolunda hüküm tesisi) isabetsizliğinden bozmuş;

Yerel mahkeme ise;

(Sanığın mahkemede suçunu inkara kalkışması gözönünde tutularak samimi davranmadığı, kendisine verilen bu cezanın ertelenmesi halinde ileride aynı kabilden suçu işlemekten çekineceğine mahkemeye kanaat hasıl etmediği belirtilmiş olmasına göre, erteleme hususunda gösterilen gerekçenin yeterli sayılması gerekirdi) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.

Dosya içeriğine göre;

Sanığın gayriresmi karı koca hayatı yaşadığı (G.R. adlı kadını döverken kendilerini aralamak isteyen M.B.'ya küreğin keskin tarafıyla vurarak yedi gün iş ve gücüne engel olacak şekilde yaraladığı anlaşılmaktadır.

Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 11.10.1976 gün ve 367/415; 6.12.1982 gün ve 388/470; 14.12.1981 gün ve 310/421 sayılı kararlarında ve 7.6.1976 gün 4/3 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında açıklandığı gibi.

Erteleme, doğrudan doğruya cezanın sanığın kişiliğine uydurulmasını öngörülen yargılasal şahsileştirme müessesidir.

"Gerekçe takdirin akla, hukuka ve dosyaya uygun açıklamasıdır.

Gerek Anayasamızda ve gerekse yasalarımızda nelerin gerekçe olabileceği, sınırlı bir şekilde sayılmamıştır. Bununla beraber, erteleme konusunda gösterilecek gerekçenin, sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasakoyucunun amacına uygun olduğu gibi kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etme niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.

Cezaların ertelenip ertelenmemesi konusundaki takdirin mutlaka yasal olması, sanığın kişiliğine dayanması ve olay ile uyumlu bulunması şarttır. Esasen, bu konuda gerekçe gösterilmesi zorunluluğundan güdülen amaç, 647 sayılı yasanın 6 ncı maddesinde yazılı yasal nedenlere dayandırılmış olmakla kayıt ve şartı ile, gerekçede bu konuda gösterilen nedenlerin hakimin, sadece soyut kanılara değil, ölçünün isabetle seçildiğini doğrulayıp, açıklayan ve dosya içeriğine, sanığın duruşma sırasında gözlenen haline uygun bir değerlendirme sonucu, takdir hakkının yerinde kullanılıp kullanılmadığının saptanmasıdır.

647 sayılı yasanın 6 ncı maddesine göre. "sanığın geçmişteki haliyle ahlaki temayüllerine göre cezasının ertelenmesi halinde ileride cürüm işlemekten çekinmesine sebep olacağı hakkında mahkemece kanaat edinilirse bu cezanın ertelenmesine hükmolunabilir".

Maddede cürümler arasında herhangi bir ayırım yapılmadığı halde, yerel mahkemenin "Sanığın aynı kabilden suç işlemekten çekineceğine kanaat hasıl etmediğinden" bahisle cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar vermesi yasaya aykırı olduğundan, Yerel C. Savcısının temyiz isteminin kabulü ile, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki isteme aykırı şekilde, yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına, 21.12.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy