Yargıtay Ceza Dairesi Numara 97/2015 Dava No 15/2017 Karar Tarihi 22.11.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 97/2015 Dava No 15/2017 Karar Tarihi 22.11.2017
Numara: 97/2015
Dava No: 15/2017
Taraflar: Mehmet Altunar ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Tuzağa düşürme (entrapment) - Rüşvet alma suçu - Sahte davranış - Olguların geleceği yönelik olamaması
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 22.11.2017

-D.15/2017 Yargıtay/Ceza No: 97/2015
(Gazimağusa Ağır Ceza No :5537/2011)


YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti: Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ


İstinaf eden : Memet Altunar, Merkezi Cezaevi - Lefkoşa.- (Sanık)
ile

Aleyhine istinaf edilen : KKTC Başsavcısı, Lefkoşa.
(Davayı İkame Eden)


A r a s ı n d a.



İstinaf eden hazır. Tarafından Avukat İzzet Erkanlılar hazır
Aleyhine istinaf edileni temsile-n Savcı Ayşe Kaymak hazır.


Gazimağusa Ağır Ceza Mahkemesi Yargıcı Ayşen Toroslu'nun, 5537/2011 sayılı davada, 29.4.2015 tarihinde verdiği karara karşı, Sanık tarafından yapılan istinaftır.

--------------

K A R A R

Ahmet Kalkan : Huzur-umuzdaki istinaf, Sanık tarafından, Gazimağusa Ağır Ceza Mahkemesinin 5537/2011 sayılı davasında, 29.4.2015 tarihinde verilen mahkumiyet ve ceza aleyhine dosyalanmıştır.

Sanık, aleyhine getirilen ithamname tahtında 2 davadan itham edilmiştir.

Sanık, -aleyhindeki 1. davadan, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 101. maddesine aykırı olarak, 12.4.2011 tarihinde, Gazimağusa'da, kamu hizmetinde istihdam edildiği Çalışma Dairesinden, sağlık problemleri nedeniyle nakdi yardım alan Esra Karataş'ın, yılda bir kez gitmesi- gereken Sağlık Kuruluna bir daha gitmemesini sağlayacağı gerekçesiyle, babası olan 1. Tanık Mustafa Karataş'tan, Devletin vermiş olduğu maaş dışında 3000TL rüşvet almak;

2. davada Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 297. ve 298. maddelerine aykırı olarak, birinci- davada belirtilen tarih ve yerde, sağlık problemleri nedeniyle Gazimağusa Çalışma Dairesinden nakdi yardım alan Esra Karataş'ın yılda bir kez girmesi gereken Sağlık Kuruluna bir daha gitmemesini sağlayacağı gerekçesiyle, babası olan 1. Tanık Mustafa Karat-aş'tan dolandırmak kasti ile sahtekarlıkla 3000 TL para temin etmek.

Sanık, aleyhine getirilen davaları kabul etmedi. Yapılan duruşma neticesinde, Alt Mahkeme, Sanığı her iki davadan suçlu bularak mahkum ettikten sonra, Sanığa birlikte çekilmek üzere al-eyhlerindeki 1. davadan 1 yıl, 2. davadan 6 ay hapislik cezası verdi.

İSTİNAFLA İLGİLİ OLGULAR:

Gazimağusa Kaza Mahkemesinin bulgularına göre, dava ile ilgili olgular özetle şöyledir:

Sanık, KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Dairesi Müd-ürlüğü Gazimağusa Şubesinde 16.11.2005 tarihinde istihdam edilmiş ve 12.4.2011 tarihine kadar buradaki görevini sürdürmüştür.

Sanık, Çalışma Dairesi Gazimağusa Bölge Şubesinde, engelli ve/veya özürlü vatandaşların Sağlık Kuruluna sevklerini yapmak ve bu -şahısların önce Sağlık Kurulundan, sonra da 2. Değerlendirme Kurulundan geçmeleri ve nakdi yardım bağlama hakkı kazanmaları halinde, ilgili kişinin evrakını toplayıp dosyasını açmak, işlemlerini tamamlamakla görevli idi.

Müşteki Mustafa Karataş, Taşlıca -sakini olup, evli ve iki çocuk babasıdır.

Mustafa Karataş'ın kızı Esra Karataş, Emare No.12 Çalışma Dairesi Kayıt Defterinden ve Emare No.14 Yazıdan anlaşılacağı gibi, Çalışma Dairesi Müdürlüğünden 27.11.2008 tarihinden itibaren nakdi yardım almaya hak k-azanan bir kişidir.

Emare No.14 Yazıya göre, Esra Karataş'ın Sağlık Kurulu Raporu 1 yıllık olup süre sonunda yeniden Kurula girmesi gerekmektedir. Esra Karataş'ın babası Mustafa Karataş Emare No.12 Çalışma Dairesi Sevk Kayıt Defteri ve Emare No.15 ve 16 Y-azılardan görüleceği üzere, 25.2.2011 tarihinden itibaren Çalışma Dairesinden nakdi yardım almaya hak kazanmış biridir.

Mustafa Karataş, kızı Esra Karataş'tan farklı olarak herhangi bir süreye bağlı olmadan sürekli bir şekilde nakdi yardım almaktadır.

-12.4.2011 tarihinde Müşteki Mustafa Karataş, Gazimağusa'ya gelerek Gazimağusa Çalışma Dairesindeki odasında bulunan Sanığa, önceden Emare No.2 Tutanak tahtında P.M.Mehmet Bakır tarafından seri numaraları alınmış ve Emare No.3'de görüldüğü üzere fotokopiler-i çekilmiş 30 adet 100TL'lik banknotları vermiştir.

Sanık aldığı paraları masasının çekmecesine koymuştur.

Sanığın odası aynı tarihte Şube Müdürü Hasan Daniş huzurunda aranarak, Sanığın kullandığı masanın ikinci çekmecesinde paralar tespit edilerek zap-tedilmiştir.

Emare No.1 Fotoğraf Albümünde görüldüğü gibi fotoğraflanan paraların seri numaraları alınarak, tutulan tutanak Şube Müdürü Hasan Daniş tarafından imzalanmıştır(Emare No.4).

Davaya konu tarihlerde Müşteki Mustafa Karataş'ın telefon hattı No-.su 0533 832 21 58, Sanığın ise 0533 860 46 81 idi.

Emare No.6 kayıtlara göre, Mustafa Karataş'ın kullanımındaki cep telefonunun mesajlar bölümünde Sanığın kullanımındaki hattan gelen 8.4.2011 tarihli mesajda "Mustafa Bey, 2 gündür seni ararım, zahmet edi-p cevap vermedin. Ben artık senin işine karışmıyorum, o zaman iyi akşamlar" içerikli bir mesaj bulunmaktadır.

Aynı telefonun gönderilen mesajlar bölümünde Sanığın kullandığı telefon No.suna gönderilen 14.3.2011 tarihli "Esra birinci kuruldan geçti", 5.4.-2011 tarihli "Esra Karataş'ın 20 Nisan da mı Kurulu" ve 10.4.2011 tarihli "Konuştuğumuz emaneti hazırladım borçlanarak, Salı günü yanındayım, cevap veremedim özür dilerim" içerekli mesajlar bulunmaktadır.

Sanık tutuklandıktan sonra, 12.4.2011 tarihinde E-mare No.9 Gönüllü İfadeyi verdi.

Sanık, bu meselede Müşteki Mustafa Karataş'tan 3000TL aldığını kabul etmektedir.

İddia Makamı, Sanığın bu parayı rüşvet olarak aldığını ve sahtekarlıkla para temin ettiğini ileri sürmektedir.

Sanık ise, konu meblağı, -Müştekiden satın alacağı 10 adet koyun için beher adeti 300TL'den olmak üzere satın alacağı hayvanlar için ödediğini, Müştekinin hayvanları satmaktan vazgeçmesi üzerine kendisine iade ettiğini, kendi parası olduğunu iddia etmektedir.

Huzurundaki şahadet -ve delilleri değerlendiren Alt Mahkeme, İddia Makamının inanıp itibar ettiği tanıklarının şahadetleri doğrultusunda, Sanığın Müşteki Mustafa Karataş'tan kızı Esra Karataş'ın sürekli özürlü ödeneği almasını sağlayacağı vaadiyle ve aslında böyle bir yetkisi -yok iken 3000TL talep ettiğine, Sanığın kamu görevi ifa ettiğine, kişilerin engelli ödeneği almasını sağlamaya yetkisi olmadığına, ancak görevi gereği sevk işlemlerini yapan ve/veya ilk işlem başlatacak olan kişilerin nakdi yardım alabilmeleri için gerekli- işlemlerin yapılmasını sağlayan ve gerekli evrakın toplanması için müşteki konumundaki kişileri yönlendiren, bu görevi yapan bir memur olduğuna, Müştekiden parayı Kurula sevk aşamasında talep ettiğine, 3000TL'yi bu maksatla aldığına, bunun sonucu olarak 1-. davanın makul şüpheden ari bir şekilde ispat edildiğine, inandığı şahadette göre, Sanığın Müştekiye karşı sahte davranışta bulunarak, yetkisi olmadığı halde Esra Karataş'ı Kuruldan geçireceğine inandırarak, almaya yetkili olmadığı 3000TL'yi talep ettiğin-e, bu miktarı aldığına, İddia Makamının 2. davayı makul şüpheden ari olarak ispat ettiğine bulgu yaparak, Sanığı aleyhindeki her iki davadan suçlu bularak mahkum etti.




İSTİNAF SEBEPLERİ:

Sanığın, Avukatı vasıtasıyla dosyaladığı istinaf ihbarnamesind-e 5. istinaf sebebi mevcuttur.

Nitelikleri itibarıyla farklı farklı olan bu istinaf sebeplerini 2 başlık altında toplamak mümkündür. Buna göre:

Muhterem Alt Mahkeme, Sanığı aleyhindeki davalardan suçlu bulup mahkum etmekle hata etti.

Muhterem Alt Ma-hkemenin Sanığa takdir ettiği ceza müdahaleyi gerektirecek kadar fahiştir.


TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Sanık Avukatı hitabında, özetle: Sanığın ithamnameye konu suçları işlemeden Müşteki ile polisin işbirliği içerisinde hareket ederek, maksatl-ı bir senaryo çizdiklerini, suç işlenmeden, ortada hiçbir şey yokken, polisin Müşteki ile birlikte Sanığın iş yerine gittiğini; Müştekinin parayı polisin talimatı ile verdiğini; hayvan alımı satımından kaynaklanan paranın rüşvete dönüştürülerek Sanığa tuza-k kurulduğunu; Sanığın masum olduğunu; Alt Mahkemenin baştan sona çelişkili şahadet veren Müştekiye inanmasının hata olduğunu; Sanığın hiçbir zaman rüşvet almadığını; Alt Mahkemenin Sanığın söylediklerine itibar etmemekle hata ettiğini; 2. davanın unsurlar-ının ispatlanamadığını; ileriye dönük bir vaadin 2. suçun ispatı bakımından mümkün olmadığını; sahte davranışın geçmiş veya şimdiki zaman içinde gerçekleşmesi gerektiğini; Sanığın 2. davadan mahkum edilemeyeceğini; Sanığa takdir edilen cezanın bir çocuk ba-bası Sanık için aşikar surette fazla oduğunu; Sanığın geçmişinin dikkate alınmadığını ileri sürerek, istinafın kabulünü talep etti.

İddia Makamı hitabında, özetle: Alt Mahkemenin mahkumiyet ve ceza kararında hata olmadığını; kamu menfaatinin korunması iç-in polisin Müşteki ile birlikte hareket ettiğini; ortada herhangi bir tuzak olmadığını; tüm şahadet incelendiğinde, suçun işlendiğinin makul şüpheden ari bir şekilde ispatlandığının anlaşılacağını; Sanığın davranışlarının, mesajlarının ve diğer şahadetin İ-ddia Makamının iddialarını desteklediğini, çelişkili veya inanılmaz nitelikte şahadet bulunmadığını; 2. davadan verilen mahkumiyet kararının doğru olduğunu; ortada gerçekleşmesi mümkün olmayan bir vaadla alınmış para bulunduğunu; ortada bir hata olmadığını-; Sanığa verilen cezanın uygun ve adil olduğunu ileri sürerek istinafın reddini talep etti.

İNCELEME :

İstinaf sebeplerini, tarafların iddia ve argümanlarını, Alt Mahkeme huzuruna sunulan şahadeti ve emareleri inceleyip değerlendirdik.

Öncelikle I. -başlık altında mahkumiyet ile ilgili istinaf sebeplerini incelememiz gerekmektedir.

Muhterem Alt Mahkeme, Sanığı aleyhindeki davalardan suçlu bulup mahkum etmekle hata etti.

Sanık tarafından dosyalanan istinaf ihbarnamesindeki 5. istinaf sebebi hariç, -tümü mahkumiyet ile ilgilidir.

Sanık Avukatı istinaf duruşmasında, Alt Mahkemenin Sanığın amme hizmetinde olduğuna dair bulgusuna karşı dosyaladığı 3. istinaf sebebini geri çekmiştir.

Bu durumda I. ana başlık altında inceleyeceğimiz istinaf
sebeplerin-i 3 alt başlık altında ele almamız gerekmektedir.

Buna göre:

Sanığın Alt Mahkemeye sunduğu şahadet ve Emare No.9 Gönüllü İfade bire bir örtüşmekle birlikte, Sanığın, Tanık No.1 Mustafa Karataş'tan kızı Esra Karataş'ı Sağlık Kurulundan geçirmek maksadıy-la 3000TL aldığına bulgu yapılması hatalıdır.
Sanığın polis tarafından tuzağa düşürüldüğü dikkate alınmamakla hata yapıldı.
(İstinaf ihbarnamesinde 4. istinaf sebebi) İthamnamedeki 2. davanın unsurları dikkate alınmadı. İstikbale yönelik söylem ve ivaz, -2. davanın unsuru olarak kabul edilmek suretiyle 2. davadan hatalı mahkumiyet kararı verildi.

Bu istinaf maksatları bakımından öncelikle 2. istinaf sebebine konu tuzak iddialarını incelemeyi uygun bulduk.

Tuzağa düşürme (entrapment) ceza yargılamasında- çok önem arz eden bir konudur. Huzurumuzdaki mesele, bu konu hakkında kesin prensipler konmasını gerektirecek olgular içermemektedir. Huzurumuzdaki meselede tuzağa düşürmenin tanımına uygun bir şekilde, herhangi bir kimsenin işlemiş olduğu bir suçun tespi-t edilebilmesi için başka bir kimsenin suç işlemek veya işletmek için görevlendirilmesi durumu bulunmamaktadır. Bizim bağlı olduğumuz mehaz hukukta son derece tartışmalı olan "tuzağa düşürme" konusu başlangıçta müdafaa olarak kabul edilmezken, geliştirilen- prensipler çerçevesinde ve özellikle adil yargılamaya etkileri bakımından değerlendirilmeye değer bulunmuş ve bu konuda esas alınması gereken prensipler bazı davalarda açıkça belirtilmiştir. Bu konudaki tartışmalar bakımından ayrıntılara girmeden Rv.Sang -(1980) A.C 402.HL ve Rv.Looseley v AH.Gen's [2002] 2 Cr. App. R.29 davalarına atıfta bulunuruz.

Konuyu incelemeye geçmeden önce, yukarıda referansını verdiğimiz ve tuzağa düşürme bakımından çok önemli bir dava olan Rv Looseley davasında belirtilen bir hus-usa temas etmeyi uygun bulduk. İlgili kısım şöyledir:

"The only proper purpose of police participation is to
obtain evidence of criminal acts which they suspect some one is about to commit or in which he is already engaged. It is not to tempt people to- commit crimes 15 order to expose their bad characters and punish them."


İktibas edilen bölümde belirtilenlere göre, polisin katılımındaki yegane doğru amaç, suça konu eylemler ile ilgili delil elde etmektir. Suç işlediğinden şüphelenilen kişilerin kötü -karakterini ortaya çıkarmak ve kişileri cezalandırmak amaç olmamalıdır.

Buradan çıkan netice, emarelerin kurgu ürünü olmaması gerektiğidir.

Huzurumuzdaki meselede aşağıda belirttiğimiz nedenlerle tuzağa düşürme anlamında bir polis katılımı veya kurgusu -olmadığına kanaat getirdiğimizden, tuzağa düşürmenin (entrapment) hukuki tanımı üzerinde daha fazla durmayı gereksiz gördük.

Dosyada bulunan şahadet zabıtlarına göre, polis sadece Müştekinin Sanığa vermek üzere yanına aldığı paraların fotokopisini çekmi-ş ve seri No.larını almıştır. Bunun dışında olayı kurgulamamış; Müştekiye ne şekilde davranacağına dair senaryo belirlememiştir.

Sanığın kabul ettiği olgu, Müştekiyi 12.4.2011 tarihinde kendisine para getirmesi için beklediğidir. Müşteki ile Sanık arasın-daki pazarlıkta veya görüşmelerde polisin rolü olduğuna dair şahadet ibraz edilmediği gibi, olay günü olay mahalline gelen polis, Sanığı, odasının dışında merdiven başında bulmuş ve hakkında olan şikayet nedeniyle polise sevketmiştir. Sanığın odası, amiri -pozisyonunda bulunan Müdür Hasan Daniş huzurunda aranmış ve çekmecesinde bulunan paralar zaptedilmiştir. Sanık paraları aldığını kabul etmiş; polis Sanığın verdiği gönüllü ifadeyi temin ederek, Sanığın kendi iddialarını içeren bu ifadeyi itirazsız olarak m-ahkemeye sunmuştur.

Görüleceği gibi, polisin olaya katılımı sadece Sanığa verilen paranın tespitinde olmuştur. Sanık ise bu parayı aldığını inkar etmemiştir. Mevcut olgularla Sanığın suçlu çıkarılması amacına yönelik polisin tuzak kurduğu bulgusuna varı-lması olanağı olmadığından, Alt Mahkemenin Sanığın tuzak iddialarını reddetmesinde hata yoktur.

Bu sonuçtan hareketle, Sanığın istinaf ihbarnamesindeki 2. istinaf sebebini reddederiz.

Sanık, 1. istinaf sebebinde, Alt Mahkemeye sunduğu şahadet ile Emare- No.9 Gönüllü İfade bire bir örtüşmesine rağmen, parayı Müştekinin kızı Esra Karataş'ı Sağlık Kurulundan geçirmek gayesiyle, rüşvet maksatlı aldığına bulgu yapılmasının hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Daha önce belirttiğimiz gibi, Sanığın, Müşteki Musta-fa Karataş'tan 12.4.2011 tarihinde 3000TL aldığını kabul ettiği bu meselede, İddia Makamı, bu paranın rüşvet ve görevi suistimal maksatlı alındığını, Sanık ise Müştekiden satın alacağı 10 adet koyun için beheri 300 TL'den olmak üzere satın alacağı hayvanla-r için Müştekiye para ödediğini ancak Müştekinin hayvanları satmaktan pişman olduğu için iade ettiği paranın kendi parası olduğunu iddia etmektedir. Hangisinin doğru olduğunu tespit için öncelikle suçun unsurlarını belirlememiz gerekmektedir.

Sanığın ith-am edildiği 1. davaya konu kamu görevlisinin rüşvet alması suçunu içeren Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 101. maddesinin Türkçe ve orjinal İngilizce metni şöyledir:

"101.Kamu hizmetinde istihdam edilen herhangi bir kişi,
görevini yapmak için herhangi bir kiş-iden normal maaş ve ödeneği dışında herhangi bir ödül alır veya kabul ederse veya bu tür herhangi bir ödül vaadini kabul ederse, hafif bir suç işlemiş olur ve üç yıla kadar hapis cezasına ve ayrıca para cezasına çarptırılabilir."

"101.Any person who, bei-ng employed in the public service,
takes or accepts from any person for the performance of his duty as such officer, any reward beyond his proper pay and emolument or any promise of such reward is guilty of a misdemeanour, and is liable to imprisonment f-or three years, and also to a fine."


Her iki metine göre suçun unsurları aşağıdaki gibidir:

Buna göre,

"a. Kamu hizmetinde istihdam edilen herhangi bir kişi (Any
person who, being employed in the public service),
b. görevini yapmak iç-in (for the performance of his duty
as such officer)
c. herhangi bir kişiden normal maaş ve ödeneği dışında
herhangi bir ödül alır veya kabul ederse veya bu tür
herhangi bir ödül vaadini kabul ederse (takes or
acce-pts from any person ..., any reward beyond his
proper pay and emolument or any promise of such
reward is)

rüşvet alma suçunu işlemiş olur.

Alt Mahkeme, Sanığın kamu görevinde olduğuna bulgu yapmıştır. Sanık Avukatı, bu bulgu ile -ilgili istinaf ihbarnamesindeki 3. istinaf sebebini geri çekmiştir.


Bu meselede, Sanığın istinaf sebepleri bakımından yegane iddiası, konu paranın hayvan satışı nedeniyle kendisine iade edilen kendi parası olduğudur. Sanığın bu iddiasının kabul edilmesi- halinde, suçun diğer unsurları bakımından, Alt Mahkemenin hata yaptığına ilişkin herhangi bir iddia veya istinaf sebebi ileri sürülmemiştir.

Bu noktadan hareketle, Sanığın parayı ne maksatla aldığı konusunun bu istinafın esası olduğunu söyleyebiliriz.
-
Ceza hukukunda bilinen ve esas kabul edilen ispat şartı prensiplerine detaylı bir şekilde temas edecek değiliz. Ancak belirtmeden geçemeyeceğimiz husus, iddia makamının iddialarını makul şüpheden ari olarak ispat etmesi, sanığın iddialarının gerçek olma o-lasılığının ise ihtimaller dengesi prensipleri çerçevesinde değerlendirilmesinin gerektiğidir.

Alt Mahkemenin kararı incelendiğinde, ceza davalarındaki ispat koşulları, gönüllü ifadelerin makuliyet testine tabi tutulması, tanıklara inanıp inanmamak ile i-lgili prensipleri doğru bir şekilde kararına aktardığı görülmektedir.

Her ceza davası bakımından göz ardı edilmemesi gereken bir husus da, hayalden veya sınırsız ihtimalden müdafaa yaratılmayacağı ve bu anlamda oluşacak şüphenin makul şüphe sayılamayacağ-ıdır.

Bu prensibi bu mesele açısından örnekleyecek olursak, ne kamu görevlisi olan Sanık, salt Müştekiden para aldı diye rüşvetten mahkum edilebilir, ne de Sanık para aldığı Müşteki
hayvancılık ile iştigal ettiği için parayı hayvan satışından aldığı ihti-mali ile beraat ettirilebilir.

Bütün bu iddiaların ispatlanabilmesinin koşulu değer ifade eden şahadetin Mahkeme huzurunda olması ve İddia Makamı bakımından makul şüphenin ötesinde, Sanık bakımından ihtimaller dengesi ölçütünde gerçek olabilme ihtimalini-n Mahkeme tarafından değerlendirilmesidir.

Alt Mahkeme tüm şahadet ve emareleri inceledikten sonra Sanığın, kendisine verilen paranın koyun satışından kaynaklandığı iddiasına itibar etmedi.

Alt Mahkeme, huzurundaki şahadeti değerlendirdikten sonra kamu- görevi ifa eden Sanığın, Müşteki ve kızı konumundaki kişilerin nakdi yardım alabilmesi için gerekli işlemlerin yapılmasını sağlayan ve gerekli evrakın toplanması için Müşteki konumundaki kişileri yönlendiren kişi olduğuna, Müştekiden kızı Esra Karataş'ın -yenilenecek olan işlemleri ve Kurula sevki için gerekli adımların atılacağı safhada 3000TL'yi talep ettiğine, Emare No.6 Cep Telefonu mesajlarının bu amaca yönelik gönderildiğine, Sanığın Sağlık Kurulu 2. Değerlendirme Kurulunun kararlarını müteakiben ilgi-li evrakları toplayıp ilgili kişilere ödenme aşamasına getiren kişi olduğuna bulgu yaptıktan sonra, Sanığı aleyhindeki 1. davadan suçlu bularak mahkum etmiştir.

Sanık Avukatı ise, Sanığın şahadetinde söyledikleri ile Emare No.9 Gönüllü İfadesinde söyledi-klerinin tamamen örtüşmesine rağmen, Alt Mahkemenin tenakuz dahi kabul edilemeyecek hususları dikkate alarak, Sanığın söylediklerine itibar etmemesinin hata olduğu üzerinde durmuştur.

Sanığın şahadetinde söyledikleri ve gönüllü ifadesinde söylediklerinin- örtüşmesi, söylenenlerin gerçek olabilme ihtimalini tek başına ortaya koymaya yeterli değildir.

Burada dikkatle değerlendirilmesi gereken husus, Sanığın söylediklerinin gerçek olma ihtimalini ortaya koyabilecek şahadet ve emareleri tespit etmektir.

Me-vcut şahadete göre, Sanık, 12.4.2011 tarihinde Müştekinin kendisine para getirmesini beklemekteydi. Sanığın içeriğini kabul ettiği kararımızın "OLGULAR" bölümünde belirttiğimiz Emare No.6 Cep Telefonu Mesajlarının kronolojik sırası ve içerikleri Alt Mahkem-enin kabul ettiği gibi başından sonuna kadar Esra Karataş'ın işleri ile ilgilidir(Mavi 264). Son iki mesajın önemi açısından bu mesajları belirtmeyi gerekli gördük.

8.4.2011 tarihinde Sanık, Mustafa Karataş'ın olgular bölümünde belirttiğimiz telefonuna g-önderdiği mesajda şöyle demiştir:

"Mustafa Bey, 2 gündür seni ararım, zahmet edip cevap
vermedin. Ben artık senin işine karışmıyorum, o zaman iyi
akşamlar."

Müstedi Mustafa Karataş'ın 10.4.2011 tarihinde bu mesaja gönderdiği cevap şöyledir:

"Kon-uştuğumuz emaneti hazırladım borçlanarak, Salı günü
yanındayım, cevap veremedim özür dilerim."

Bu mesajdan iki gün sonra, 12.4.2011 tarihinde Müşteki Sanığın çalıştığı yere gitti ve 3000TL verdi.

Mahkeme huzurundaki şahadete göre, Mustafa Karataş'-ın Sanık önündeki işi, kızı Esra Karataş'ın Kuruldan geçirilmesi işidir. Bunun dışında, Sanık ile Müşteki arasında Sanığın "karışmaktan vazgeçeceği" bir işi yoktur. Yazışmaların hiçbirinde hayvan satışından bahsedilmemektedir. Sanık Müştekiye 8.4.2011 tari-hinde gönderdiği, "işine karışmıyorum" mesajından sonra, Müştekiden 3000TL para almıştır. Sanık, duruşmadaki şahadetinde mesajında geçen, "işine karışmıyorum"un anlamını izah ederken, kendi parasını ödemediği için Müştekiye koyunlarını satmasına yardımcı -olmayacağı şeklinde izah etmiştir. Alt Mahkemenin bu izahı kabul etmemesinde hata yoktur. Çünkü Mahkeme huzurunda Sanık ile Müşteki arasında hayvan satışına yardım işi olduğuna veya Sanığın Müştekiye hayvan satışında yardım ettiğine veya Sanığın işi dışınd-a hayvan alım-satımı ile uğraştığına ilişkin kabul edilebilir şahadet bulunmamaktadır.

Mahkeme huzurundaki tüm şahadet değerlendirildiğinde, Sanığın söylediklerinin gerçek olabilme ihtimali bulunduğuna, istinaf maksatları bakımından ikna olmadık.

Alt M-ahkeme, huzurundaki şahadet ve emareleri değerlendirdikten sonra, Sanığın hayvan satışı ile ilgili izahına itibar etmemek ve Sanığı aleyhindeki 1. davadan mahkum etmekle hata yapmadı.

Bu sonuçtan hareketle istinaf ihbarnamesindeki 1. istinaf sebebini red-dederiz.

Sanık, istinaf ihbarnamesindeki 4. istinaf sebebinde, Alt Mahkemenin suçun unsurları oluşmadığı halde Sanığı aleyhindeki 2. davadan mahkum etmekle hata ettiğini ileri sürmüştür.

Sanığın aleyhine getirilen, 297. ve 298. maddeler aynen şöyledir:-

"297. Gerek geçmişteki gerek şimdiki bir konu ilgili
olarak sözle, yazı ile veya davranışla yapılan
aslında yalan olan ve yapan kişinin yalan olduğunu
bildiği veya doğru olduğuna inanmadığı bir davranışa
sahte davranış- denir.
298. Sahte bir davranışla ve dolandırmak niyetiyle başka
herhangi bir kişiden çalınabilecek herhangi bir eşya
alan veya başka bir kişiyi, çalınabilecek herhangi
bir eşyayı herhangi bir kişiye vermeye teşvik eden
herhangi bir kişi, hafi-f bir suç ilemiş olur ve üç
yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir."

298. maddeye konu sahtekarlıkla para temini suçunun unsurları şöyledir:

"a. Sahte bir davranışla ve,
b. dolandırmak niyetiyle,
c. başka herhangi bir kişiden çalınabilecek he-rhangi bir
eşya alan veya başka bir kişiyi, çalınabilecek
herhangi bir eşyayı herhangi bir kişiye vermeye teşvik
etmek."

Sanık Avukatının 2. dava ile ilgili iddiası, 297. maddede yer alan sahte davranışın geçmiş ve şimdiki (past or pre-sent) zamana ait bir konu ile ilgili olması gerektiği, bu meseledeki gibi vaadin ileriye dönük olması nedeniyle Sanığın 2. davadan mahkum edilemeyeceğidir. Sanık Avukatı, bu konuda Yargıtay/Ceza 15/1991 D.13/1991 sayılı KKTC Başsavcısı ile Oğuz Başak ve di-ğeri davasına atıfta bulunmuştur.

Sanık Avukatının belirttiği gibi, sahte davranışın 297. madde altında oluşabilmesi için, geçmiş ve şimdiki zamanı ilgilendirmesi ve geleceğe yönelik olmaması gerekir. Bu konuda, çok eski ve bilinen Rv.Lee davasında şöyle- denmiştir:

"Must be wholly or in part of an existing fact. Must
relate to the past or the present, not to the future."
(1863 9 COX 304)


Buna göre, mevcut olguların tümü veya bir kısmı, geçmiş veya şimdiki zamanla bağlantılı olmalı, geleceğe yöne-lik olmamalıdır.

Sanık Avukatının iddialarına dayanak olarak gösterdiği Oğuz Başak davasının olgularının tamamen farklı olduğunu; mezkur meselede, sanıkların satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz malı ilerdeki bir tarihte devredebilecek durumda olup olm-ayacakları fiilen ve yasal olarak belli olmadığından, sanıkların beraat ettiklerini belirtmek isteriz.

Huzurumuzdaki meselenin olguları incelendiğinde, Sanığın Müştekiden parayı aldığı tarihte, Müştekinin kızı Esra Karataş müracaatını fiilen yapmış ve mü-racaatı işlem görmeye başlamıştı. Dolayısıyla, Sanığın vaat karşılığı para aldığı konu müracaat şimdiki zaman ile ilgili olup, bu anlamda kararın henüz alınmamış olması, konuyu gelecek zamana ait hale getirmez. Unutulmaması gereken husus, Sanığın, kendisin-in karar vermeye yetkili olmadığı bir konuda, Müştekinin kızının yürürlükteki müracaatının neticelendirilmesi ile ilgili Müştekiden para almasıdır. Bunun 297. ve 298. maddelerindeki anlamı sahtekarlıkla para teminidir.

Alt Mahkeme Sanığı 2. davadan mahku-m etmekle hata etmedi.

Bu sonuçtan hareketle I. istinaf başlığı altındaki istinaf sebepleri reddedilir.

Muhterem Alt Mahkemenin Sanığa takdir ettiği ceza
müdahaleyi gerektirecek kadar fazladır.

Alt Mahkemenin kararı incelendiğinde, tüm ce-zalandırma prensiplerini dikkate aldığı, hafifletici ve ağırlaştırıcı sebepler ile Sanığın kişisel durumunu değerlendirdiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere Yargıtay, verilen cezaları değerlendirirken, Yargıtay ceza verecek olsaydı ne kadar verecekti ölç-ütünü kullanmaz. Bu nedenle Alt Mahkemenin prensipleri doğru bir şekilde uygulayıp uygulamadığını, cezaya müdahale etmeyi gerektirecek bir durumu olup olmadığını belirlememiz gerekir.

Alt Mahkemenin meselenin ciddiyetini, Sanığın sosyal ve kişisel durum-unu doğru değerlendirdiğine, hafifletici sebepleri Sanık lehinde önemli oranda kullandığına, cezayı tespit ederken adil davranmaya çalıştığına ikna olduğumuzdan, Sanığa verilen cezaya müdahale etmemeyi uygun ve adil bulduk.

Sanığın II. başlık altındaki i-stinaf sebebini reddederiz.

NETİCE:

Tüm yukarıdakiler ışığında istinaf reddedilir.

Ceza mahkumiyet tarihinden itibaren çekilecektir.



Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç Yargıç Yarg-ıç


22 Kasım,2017











18






Full & Egal Universal Law Academy