Yargıtay Ceza Dairesi Numara 91/2014 Dava No 9/2016 Karar Tarihi 27.04.2016
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 91/2014 Dava No 9/2016 Karar Tarihi 27.04.2016
Numara: 91/2014
Dava No: 9/2016
Taraflar: KKTC Başsavcısı ile Metin Kuşçu arasında
Konu: Vahim zarar ve darp - Tahrik -Ceza aleyhine istinaf - Cezalandırma prensipleri - Yargıtayın müdahale edebileceği haller.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 27.04.2016

-D. 9/2016 Yargıtay/Ceza No: 91/2014
(Güzelyurt Ağır Ceza Dava No:350/2014)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı - Lefkoşa
- (Davayı ikame eden)
ile

Aleyhine istinaf edilen: Metin Kuşçu, Fevzi Çakmak Sokak No. 44, Güzelyurt
(Sanık)
A r a s ı n- d a.

İstinaf eden namına: Kıdemli Savcı Ahmet Varol
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Mehmet Bilimer

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ömer Güran, Kıdemli Yargıç Melek Esendağlı ve Yargıç Alev Ulunay'ın, 26/9/2014 tarihinde, 350/2014 sayılı dav-ada verdiği karara karşı, Davayı ikame eden tarafından yapılan istinaftır.

------------

K A R A R

Ahmet Kalkan: Bu istinafta, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Bertan Özerdağ okuyacaktır.

Bertan Özerdağ: İddia Makamı tarafından dosyalanan istinaf-, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinin 26.9.2014 tarihinde, Sanık aleyhine verdiği hükümden yapılmıştır.

Sanık aleyhine İddia Makamı tarafından 2 dava getiril-miştir. İddianamede Sanık tafsilatı aşağıda verildiği şekilde itham edilmiştir:
"İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
1-. Dava
Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 4. ve 231. maddeleri-ne aykırı vahim zarar.

SUÇUN TAFSİLATI
Sanık, 2.4.2013 tarihinde Güzelyurt'da, Ecevit Caddesi üzerinde Fehmi DEMİR'in vücudunun muh-telif yerlerine elleri ve ayakları ile vurup ön dişlerinin kırılıp sö-külmesine sebep olmak suretiyle mezkûr şahsa gayrikanuni vahim zarar yaptı.

İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
2. Dava
Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 243. maddesine aykırı ciddi darp.

SUÇUN TAFSİLATI
Sanık, birinci davada belirtilen tarih ve mahalde, Fehmi DEMİR'in vücudunun- muhtelif yerlerine elleri ve ayakları ile vurmak suretiyle mezkûr şahsın hakiki bedensel incinmesine sebep oldu."

Sanık, aleyhine getirilen davaları kabul etmiştir. Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi, Sanık aleyhine getirilen davalardan:
1. davadan 5,000 TL par-a cezası vermiş;
2. davadan mahkumiyet kaydetmiştir.

Mahkeme, para cezasının derhal ödenmesine, aksi takdirde Sanığın 1 ay hapis yatmasına emir vermiştir.

İddia Makamı, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinin, Sanık aleyhine getirilen 1. davadan 5,000 TL para ce-zasına ve 2. davadan ise mahkumiyet kaydedilmesine mütedair vermiş olduğu hükümden işbu istinafı dosyalamıştır.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR

Sanık 2.4.2013 tarihinde Güzelyurt'da Ecevit Caddesinde, müşteki Tanık No. 1 Fehmi Demir'in yüzüne yumruk atıp o-nun yere düşmesine sebep olduktan sonra, yerde iken müştekinin yüzüne tekme vurarak ciddi şekilde darp edilmesine ve 2 dişinin yerinden sökülüp ön üst dişlerinin kırılarak vahim zarara uğramasına sebep olmuştur.

Müştekinin Sanık aleyhinde şikayette bul-unması üzerine başlatılan soruşturmada, Mahkemeden Sanık ile ilgili tutuk-luluk emri alınmış ve Sanık tutuklanarak Güzelyurt Polis Müdürlüğü Adli Şubeye getirilmiştir. Sanığa kanuni ihtarda bulunularak işlemiş olduğu suç kendisine izah edilmesi üzeri-ne, S-anık "ben vurmadım, suçsuzum" cevabını vermiştir. Sanığın bilahare gönüllü ifade vermek istemesi üzerine, 4.4.2013 tari-hinde gönüllü ifadesi alınmıştır. Sanık gönüllü ifadesinde suçunu itiraf etmiş ve aynı gün yapılan yazılı dava tebliğini ise "kabul eder-im" diye cevaplandırarak, imzalamıştır.
Sanık, Güzelyurt Kaza Mahkemesi tarafından ilk tahkikat aşamasında yargılanmak üzere Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesine havale edilmiş ve Ağır Ceza Mahkemesinde aleyhine getirilen davaları kabul etmiştir.

Sanığın,- aleyhine getirilen davaları kabul etmesi üzerine İddia Makamı, Sanık ve suçla ilgili olguları Mahkemeye sunmuş-tur. İddia Makamının sunmuş olduğu olgulara göre, Sanığın ben-zer sabıkları da bulunmaktadır.

Sanık Avukatı ise Sanık lehine hafifletici unsu-r olarak dikkate alınması gereken olguları Mahkemeye sunarak, Sanığa bir fırsat verilmesini talep etmiştir.

Sunulan olguları dikkate alan Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi, işlenen suçların ciddi ve vahim suçlar olduğunu belirttikten sonra, sadece suçun ağırl-ığına ve mahiyetine bakarak ceza takdir etmenin doğru bir yaklaşım olmadığını, Sanığın evli ve 3 çocuk babası olduğunu, Sanığın uyuşturucu tedavisi görmüş ve uyuşturucudan kurtulmuş bir kişi olduğunu, bu nedenle bir kaç kez cezaevine girip çıkmış olmasına -karşın ailesi ile barıştı-ğını, yeni bir işe girdiğini ve kendisini düzelterek yeni bir hayat kurduğunu ve suçunu kabul ederek adaletin erken tecelli-sine katkıda bulunduğunu hafifletici unsur olarak dikkate alarak, istinafa konu kararı vermiştir.

Mahke-me, Sanığın müştekinin tahrik edici davranışları neticesinde bu suçu işlediğini belirterek, bu hususu da ceza takdir ederken, Sanık lehine hafifletici bir sebep olarak dikkate almıştır.



TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

İddia Makamını temsilen Savcı- istinafında, özetle: Sanığı, suçunu kabul edip mahkum olduğu davadan para cezası ile ceza-landıran Alt Mahkemenin hatalı bir karar verdiğini, Sanığın benzer sabıkaları olduğunu, müştekiyi tazmin etmediğini, özür dilemediğini, müştekinin şikayetçi olmadığı- hususunda Mahkeme-ye herhangi bir beyan veya emare sunulmadığını, Alt Mahkemenin kararında müştekinin Sanığı tahrik etmesi sonucu suçun işlen-diği bulgusunun hatalı olduğunu, belirtilen olgular ışığında Sanığa verilmesi gereken cezanın nevinin hürriyeti b-ağlayıcı bir ceza olması gerektiğini iddia ederek, istinafında talep ettiği gibi hürriyeti bağlayıcı bir ceza takdir edilmesini talep etmiştir. İddia Makamı ayrıca, müsadere emrinin de hatalı olduğunu iddia etmiştir.

Sanık Avukatı ise hitabında, özetle-: Sanık lehine sunulan olgular, müştekinin Sanığı tahrik etmiş olması, Sanığın evli ve 3 çocuk sahibi bir baba olması, Sanığın ıslah edilerek topluma kazandırılması amacının güdülmesi nedenleriyle Sanığa Alt Mahkeme tarafından bir fırsat verildiğini, kamu -menfaati için Sanığın ıslah edilerek topluma kazandırılması gerektiğini ve suçun işleniş zamanından ve cezanın tevdiinden uzunca bir süre geçmesine binaen Sanığa verilen cezanın değiştirilmesinin kamu menfaatine uygun olmadığını ileri sürmüştür. Sanık Avuk-atı, Alt Mahkemenin kararının doğru olduğunu beyan ve iddia etmiş ve istinafın reddini talep etmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ

İddia Makamı istinafında 3 istinaf sebebi ileri sürmesine rağmen, istinafını iki başlık altında toplamıştır. İddia Makamının istina-fı tarafımızdan şöyle özetlenmiştir:
"1. Muhterem Bidayet Mahkemesi, davanın tüm olgularını, suçun niteliğini, suçun mağdura yarattığı neticeleri, Sanığın benzer sabıkasının oluşunu, müştekinin şikayetini geri çekmediğini ve tazmin edilmediğini, bu konu il-e bağlantılı içtihat kararlarını dikkate almayarak Sanığa hürriyetini bağlayıcı bir ceza vermek yerine para cezası ile cezalandırmakla hata yapmıştır.

2. Muhterem Bidayet Mahkemesi, emare olan müştekinin kırılan dişlerinin müştekiye iadesine emir vermemek-le ve/veya müsadaresine emir vermekle hata yapmıştır."

İNCELEME

İddia Makamının 1.istinaf sebebi aşağıda incelenmektedir:

"1. Muhterem Bidayet Mahkemesi, davanın tüm olgularını, suçun niteliğini, suçun mağdura yarattığı netieceleri, Sanığın benzer sabı-kasının oluşunu, müştekinin şikayetini geri çekmediğini ve tazmin edilmediğini, bu konu ile bağlantılı içtihat kararlarını dikkate almayarak Sanığa hürriyetini bağlayıcı bir ceza vermek yerine para cezası ile cezalandırmakla hata yapmıştır."

İstinafı ile-, Sanığa verilen cezanın nevinin para cezası olması ve Alt Mahkemenin hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile Sanığı mahkum etmemesi nedenleriyle hata yapmış olduğunu iddia eden İddia Makamı, Sanığa verilen para cezasının değiştirile-rek Sanığın hürriyeti bağlayı-cı bir ceza ile cezalandırıl-masını talep etmiştir.
İddia Makamı istinafında, Alt Mahkemenin Sanığa ceza takdir ederken, müşteki Fehmi Demir'in Sanığı tahrik ettiği olgusunu dikkate almakla hata ettiğini iddia etmektedir.

İddia Makamının istinaftaki hi-tabında ileri sürmüş olduğu argüman Alt Mahkemenin tahrik unsurunu doğru şekilde inceleyip incelemediği veya gereğinden fazla değer verdiği hususunda olmayıp, Mahkemenin tahrik unsurunu hafifletici faktör olarak hiç dikkate almaması gerektiği yönündedir. -

İddia Makamının istinafında, bu nedene dayanan bir istinaf sebebi bulunmadığı cihetle, bu olguyu dikkate almakla Alt Mahkemenin hata yapıp yapmadığını inceleme imkanı yoktur.

Bu hususta istinaf sebebi olmamasına ilaveten Sanığın suçu işlemesi esnasında- müşteki tarafından tahrik edildiği hususu Alt Mahkemede Sanık Avukatı tarafından hafifletici olgu olarak sunulurken, İddia Makamı bu olguya itiraz etmiş, Mahkemenin olgularda "Hal ve tavırları ile Sanığı tahrik edici davranışta bulunur" şeklinde tahrik u-nsurunun var olduğunu beyan etmesi üzerine ise "Onu söylüyorum zaten. Onu yapsın ben şey etmiyo-rum. Ayrıntıya girmesin diyorum." cevabını vererek, itirazının tahrik unsuruna yönelik olmadığını ve tahrikin olgularına yönelik olduğunu ortaya koymuştur(Mavi -12). Özetle, yukarıda alıntı yapılan beyanlardan, İddia Makamının itirazının tahri-kin olmadığına değil, tahrikin ne şekilde yapıldığına yönelik-tir. Neticede Sanık Avukatı, Alt Mahkemede tahrik unsurunu ileri sürmüş ve Alt Mahkeme de bu olguyu dikkate ala-rak kararını vermiştir.

Yargıtayın hangi olguları dikkate alması gerektiği hususundaki prensip, The Attorney-General v. Kyriacos N. Kouppis and Others (1961) C.L.R. 188, s.196'da Hakim Zeka Bey tarafından belirtilmiştir:

"A distinction has to be drawn b-etween what can be stated before a trial court and a Court of Appeal. Generally facts relevant to the charge to which a plea of guilty has been made can be put before a trial court. The prosecution can state mitigating as well as aggravating facts which ar-e not irrelevant to the charge pleaded guilty to. But when the case comes before this Court then we have to confine ourselves to the statement of facts made in the court below. In considering the adequacy or inadequacy of the punishment we have to confine -ourselves to the facts stated at the trial otherwise it may turn to be unfair to the parties of the case to introduce new facts."

(Alt mahkemede hangi olguların belirtilebileceği ile Yargıtayda hangi olguların belirtilebileceği arasında bir ayırım yapılma-sı gerekir. Genelde, kabul edilen suçla bağlantılı olan olgular yargılamayı yapacak alt mahkemeye sunulabilir. İddia makamı, kabul edilen suçla ilgili olmayan hafifletici ve ağırlatıcı faktörleri de alt mahkemeye sunabilir. Fakat dava Yargıtaya geldiği zam-an, kendimizi alt mahkemede sunulan olgularla sınırlamamız gerekir. Verilen cezanın uygun olup olmadığını değerlendirirken, yargılamada sunulan olgularla kendimizi sınırlandırmamız gerekir, aksi takdirde yeni olguların sunulması ile yargılamanın tarafların-a adaletsizlik yapılmış olur.)

Alt mahkemede tahrik unsurunun sunulmasına istinaden, Yargıtay alt mahkemede sunulan olguların çizdiği sınırlar içerisinde karar vermekle yükümlü olduğundan hareketle, alt mahkemede sunulan bu olgunun Yargıtayda da sunulması-na ve/veya Yargıtay tarafından da dikkate alınmasına bir engel yoktur.

Sanık, Mahkemede aleyhine getirilen ve yukarıda belirtilen 1. ve 2. davaları kabul (plea of guilty) beyanında bulunmuş-tur. Sanığın kabul beyanından sonra, İddia Makamı, Sanığın işl-emiş olduğu suçla ilgili olguları ve Sanığın benzer sabıklarını Mahkemeye sunmuştur.

Bu olgulara göre özetle: Sanık alkollü olduğu bir esnada umumi bir yerde müşteki ile aralarında başlayan sözlü tartışma sonrasında, müştekinin yüzüne yumruk vurup onu -yere düşürmüş ve müştekinin yere düşmesi sonrasında yüzüne tekme atmak sure-tiyle ciddi şekilde darp ederek, Sanığın 2 dişinin yerinden sökülmesine, ön üst dişlerinin kırılmasına ve böylelikle vahim zarara uğramasına sebep olmuştur.

Sanık mezkur olaydan- sonra müştekiden özür dilememiş ve bu hususta müştekinin kendisini affettiği hususunda Mahkemeye bir belge veya beyan sunmamıştır.

Sanık tahkikat aşamasında suçunu kabul etmemiş, kanuni ihtar sonrasında ise "ben vurmadım, suçsuzum" cevabını tevdi etmiş-tir. Bilahare Sanık yazılı dava tebliğine cevaben, "kabul ederim" cevabını vermiştir.

İddia Makamı son olarak, Sanığın 10.09.2003 tarihinde 2 adet ciddi darp suçundan mahkum edilerek para cezasına çarptırıldığı, Güzelyurt Kaza Mahkemesinde 201/2003 say-ılı davada 15.5.2004 tarihinde vahim zarar ve ciddi darp suçundan mahkum olduğu ve para cezası ile cezalandırıldığı, Güzelyurt Kaza Mahkemesinde 89/2003 sayılı dava altında 30.6.2004 tarihinde 3 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı ciddi darp davasından ma-hkumiyeti bulunduğu, yine Güzelyurt Kaza Mahkemesinde 137/2004 sayılı ciddi darp davasında ise mezkur davanın başka bir davada nazar-ı dikkate alınması ile mahkumiyet kaydedildiği, son olarak Güzelyurt Kaza Mahkemesinin 169/2005 sayılı vahim zarar davasınd-a ise 15.1.2007 tarihinde mahkum olarak 500 TL para cezasına çarptırıldığı ile ilgili sabıkaları Mahkemeye sunmuştur.

Bir ceza davasında bir sanık mahkum olduktan sonra sanığa verilecek cezayı takdir ederken, suçun nevine, suçun işleniş tarzına, kamu me-nfaatine, Sanık lehine ve aleyhine dikkate alınacak olgulara ve diğer faktörlere bakılarak karar verilmelidir.

Yargıtay genel ilke olarak, alt mahkemelerin ceza takdirlerine müdahale etmekten kaçınmaktadır. Bu genel ilkeye rağmen, Yargıtay, alt mahkemeni-n ceza takdirinde dikkate al-ması gereken faktörleri dikkate almaması veya dikkate almaması gereken faktörleri ise dikkate alması halinde veya takdir edi-len cezanın aşikar surette yüksek veya çok az olması durumunda alt mahkemelerin ceza takdirine müdahal-e edebilmektedir.

Birçok Yargıtay içtihatında, vahim zarar ve ciddi darp gibi müştekilerin bedensel ezgi ve zarara uğradığı davalarda, zarara uğrayan müşteki tarafından sanığın affedilmesi ve sanığın müştekiden özür dilemesi sanığa verilecek cezanı-n nevinin belirlenmesinde büyük önem arz ettiği belirtilmiştir.

Bunun yanında sanığın, söz konusu mahkûmiyetten önce benzer sabıklarının bulunması ve daha önce de vahim zarar ve ciddi darp eylemlerinde bulunarak benzer suçlardan mahkum olması, sanığa v-erilecek cezanın nevinin belirlenmesinde önem arz eden bir diğer husustur.

Cezayı takdir edecek mahkemenin topluma kazandırmak ve ıslah etmek amacıyla fırsat verilen ve hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile cezalandırılmayan bir sanığın bu fırsatı nasıl değe-rlendirdiği, iyi değerlendirip değerlendirmediği olgusu da diğer olgularla birlikte değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.

Tüm söylenenlere ilaveten hiç şüphesiz ki bir sanığa verilecek cezanın nevini tespit ederken, olayın işlenişinde tahrik unsurunun var- olması ve sanığın suçu müştekinin tahriki altında işlemesi, sanık lehine dikkate alınabilecek en önemli hafifletici olguların başında gelir.

Alt Mahkeme bu meselede yukarıda belirtilen tüm hususları göz önünde bulundurarak, suçun işlenmesinde müştekinin- Sanığı tahrik ettiği olgusunu Sanık lehine dikkate alarak, Sanığı hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile cezalandırmamayı ve para cezası ile cezalandırmayı uygun görmüştür.

İddia Makamı dosyaladığı istinafının birinci istinaf sebebi altında, Alt Mahkemenin ka-rarının değiştirilmesine yönelik olarak üzerinde durduğu yegane gerekçe, Alt Mahkemenin tahrik unsurunu dikkate almakla hata yaptığı ve Alt Mahkemenin dikkate almaması gereken bir olguyu (tahrik) dikkate almakla yapmış olduğu hataya istinaden takdir edilen- cezanın değişti-rilmesi gerektiğidir. Kararın önceki safhasında belirtilen prensipler uyarınca, tahrik olgusunun Alt Mahkemede sunulma-sına rağmen, İddia Makamı bu olgunun sunulmasına itiraz etme-diği gibi, bu olgunun dikkate alınmaması gerekirken alındığ-ı ve hata yapıldığı hususunda bir istinafının bulunmadığı cihetle, tahrik olgusunun Alt Mahkemede sunulmasıyla olgularla ilgili çizilen çerçeveden çıkılarak yeni olgular sunulacak şekilde (tahrikin olmadığı) suçun işlenmesinde tahrikin olma-dığı olgusunun,- Alt Mahkeme tarafından Sanık aleyhine dikkate alınması mümkün değildir.

Sunulan bu olguları nazara alan Alt Mahkeme, Sanığı para cezası ile cezalandırarak hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile cezalandırmamakla, Yargıtayın müdahalesini gerektirecek nispette ç-ok az bir ceza vermemiş, dolayısıyla dikkate almaması gereken bir olguyu dikkate alma yönünde bir hata da yapmamıştır.

Bu nedenle, huzurumuzda istinaf konusu yapılmamış olan Alt Mahkemeye sunulan ve Alt Mahkeme tarafından dikkate alınan tahrik olgusunu d-ikkate alarak Sanığı para cezası ile cezalandıran Alt Mahkeme, Sanık aleyhine tüm ağırlatıcı faktörleri de doğru bir şekilde dikkate alarak bu karara ulaşmış ve bunu yaparken de hata yapmamıştır.

Belirtilenlerle İddia Makamının istinafının reddedilmesi -gerekmektedir.

İddia Makamının 2. istinaf sebebi aşağıda incelenir:

2. Muhterem Bidayet Mahkemesi, emare olan müştekinin kırılan dişlerinin müştekiye iadesine emir vermemekle ve/veya müsadaresine emir vermekle hata yapmıştır."

Alt Mahkeme müştekinin -dişlerinin de aralarında yer aldığı emarelerin müsaderesine yönelik de emir vermiş, İddia Makamı da bu emri istinaf konusu yapmıştır. Alt Mahkemenin müştekiye ait emare olan 2 adet dişi müsadaresine emir vermekle hata yaptığı aşikardır. Alt Mahkemenin müşt-ekinin dişlerinin müsaderesine yönelik vermiş olduğu emir iptal edilir.

İddia Makamı 2. istinaf sebebinde başarılı olmuştur.


SONUÇ

İddia Makamı istinafında kısmen başarılı olmuştur:

İddia Makamının Alt Mahkemenin ceza takdiri ile ilgili istinafı- reddedilir.

Alt Mahkemenin müştekiye ait emare olan 2 adet dişin müsaderesine yönelik emri iptal edilir.




Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç Yargıç Yargıç

27 Nisan 2016






-

2






Full & Egal Universal Law Academy