Yargıtay Ceza Dairesi Numara 90/2010 Dava No 4/2011 Karar Tarihi 13.04.2011
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 90/2010 Dava No 4/2011 Karar Tarihi 13.04.2011
Numara: 90/2010
Dava No: 4/2011
Taraflar: KKTC Başsavcısı ile Ahmet Durak arasında
Konu: Tebisizlik sonucu ölüme sebebiyet verme suçunda ceza takdiri - Ceza aleyhine istinaf - Cezanın aşırı surette az olduğu gerekçesiyle Savcılığın kararı istinafı - İstinafın kabul edilerek cezanın artırılması.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 13.04.2011

-D.4/2011Yargıtay/Ceza 90/2010
(Gazimağusa Ağır Ceza Dava No:1751/2010)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Mustafa H. Özkök, Narin F. Şefik, Ahmet Kalkan.


İstinaf eden: KKTC Başsavcısı - Lefkoşa

- ile -

Aleyhine istinaf- edilen: Ahmet Durak, Merkezi Cezaevi -
Lefkoşa


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Kıdemli Savcı Cevat Rıza
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Tağmaç Bilgehan.


Gazimağusa Ağır Ceza Mahkemesi Başk-anı Emine Dizdarlı, Kıdemli Yargıç Ömer Güran ve Yargıç Nüvit Gazi'nin 1751/2010 sayılı davada 3.12.2010 tarihinde verdiği karara karşı Başsavcılık tarafından yapılan istinaftır.

-------------------

H Ü K Ü M


Mustafa H. Özkök: Bu istinafta Ma-hkemenin hükmünü Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.

Ahmet Kalkan:Aleyhine İstinaf Edilen/Sanık Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı 1751/2010 sayılı davada aleyhine getirilen tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet verme suçundan 3.12.2010 tar-ihinde 7 ay hapislik cezasına çarptırılmış, 3,4,5 ve 6. davalardan mahkumiyet kaydedilerek, kabul etmediği 2. davadan beraat ettirilmiştir.

İstinaf Eden/İddia Makamı I. davadan verilen 7 ay hapislik cezasının aşırı derecede az olduğu gerekçesi ile veril-en cezaya karşı bu istinafı dosyalamıştır.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

Sanık, olay tarihinde 28 yaşında olup Gardiyandır.

5.7.2009 tarihinde saat 03:15 raddelerinde Mağusa - Karpaz anayolunun 16. ve 17. kilometreleri arasında Sanık yönetimindeki KR -486 plakalı Mercedes marka salon araç ile araçta sol ön koltukta Müteveffa Ahmet Aytül ve arka koltukta Müteveffa Hasan Bardakko yolcu olarak bulunduğu halde, 65 km sürat tahdidi olan yerde 65 km'yi aşkın bir süratle seyrederken Sanığın direksiyon hakimiye-tini kaybedip gidişine göre yolun solundan yoldan çıkıp önce tarla içerisine girip numarasız elektrik direğine çarpması, sonra takla atıp beton havuza çarpması sonucu bir trafik kazası meydana geldi.

Kaza sonucunda araçta yolcu olarak seyreden Ahmet A-ytül ve Hasan Bardakko vefat ettiler. Sanık ise ciddi surette yaralandı.

Olaydan sonra sürdürülen tahkikat neticesinde Sanık aleyhine 6 dava getirildi.

Sanık aleyhine getirilen davalar şöyledir:
Fasıl 154 Ceza Yasasının 210. maddesine aykırı tedbirsi-zlik sonucu ölüme sebebiyet vermek;
48/05 sayılı yasa ile 21/74 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasası madde 9(1)(2) maddelerine aykırı alkollü içki tesiri altında motorlu araç sürmek;
Aynı Yasanın 8 ve 19. maddelerine aykırı dikkatsiz sürüş yapmak;-
Aynı Yasanın 7 ve 19. maddelerine aykırı tehlikeli sürüş yapmak;
Aynı Yasanın 2,6,(1) ve 19. maddelerine aykırı insan hayatını tehlikeye koyabilecek veya herhangi bir şahıs veya malı zarar ve ziyana uğratabilecek bir süratte araç kullanmak;
43/96 ve 26-/99 sayılı yasalar ile tadil edilen 9/88 sayılı Yol Güvenlik Yasasının 15 ve 17. maddelerine aykırı yolcunun emniyet kemeri takmadan seyahat etmesine müsaade etmek.

Sanık aleyhindeki 2. davayı kabul etmedi. Diğer tüm davaları kabul etti.

İddia Makamı 2.- dava ile ilgili olgu ibraz etmedi.

Sanığın kabul ettiği davaların olguları Mahkemeye sunulduktan ve Sanık Avukatı hafifletici sebepleri sunduktan sonra Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi 3.12.2010 tarihinde Sanık I. davadan 7 ay hapis cezasına çarptırılara-k, 3,4,5 ve 6. davalardan mahkumiyet kaydetti.

Sanık kabul etmediği 2. davadan beraat ettirildi.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

İddia Makamı istinaf ihbarnamesinde 6 sebep sunmuştur.

İddia Makamının istinafı esas itibarı ile kesilen cezaya olup bu istinaf seb-eplerini tek başlık altında toplamak mümkündür. Buna göre;

Muhterem Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığa I. davadan verdiği 7 ay hapislik cezası aşırı derecede azdır.
Muhterem İlk Mahkeme kazanın bir anlık dikkatsizlikten meydana geldiği bulgusunu -yapmakla hata etti.
Muhterem İlk Mahkeme kazanın süratten meydana geldiğine yeterince önem vermedi.
Muhterem İlk Mahkeme sadece kazanın sonucunda 2 kişinin ölümünü dikkate alarak 7 ay hapislik cezası verdi.
Muhterem İlk Mahkeme trafik kazalarının ülkemiz-de yarattığı toplumsal acı ve tedirginliği dikkate almadı ve kamu yararını ceza verirken yeterince dikkate almadı.
Muhterem İlk Mahkeme Sanık leyhine aldığı hafifletici sebeplere gereğinden fazla ağırlık verdi.

TARAFLARIN İDDİALARI:

İddia Makamı tüm is-tinaf sebeplerini toparlayarak tek başlık altında hitap etmiştir.

Hitabında özetle; Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığa ceza takdir ederken kazanın süratten meydana geldiğine önem vermediğini iddia ederek Emare krokiden olay mahallindeki izlerden- aracın süratinin fazla olduğunun aşikar surette ortada olduğunu, bu meselede kazanın süratten meydana geldiğine daha fazla önem vererek ülkemizde trafik kazalarının aldığı korkutucu artış karşısında amme menfaatinin öne çıkarılacak cezanın caydırıcı olmas-ı gerektiğini, kazanın sonucunda iki insanın öldüğünü, kazanın en ağır şekilde sonuçlandığını bu hususlara yeterince değer verilmediğini, Sanığın kişisel durumunu ve hafifletici nedenlere gereğinden fazla önem verilmek suretiyle kamu vicdanını rahatsız edi-ci bir ceza verildiğini ileri sürerek cezanın artırılmasını istemiştir.

Sanık Avukatı ise İlk Mahkemenin tüm hususları değerlendirdiğini, kazanın kendi başına meydana geldiğini, süratin dikkate alınarak 7 ay hapislik cezası verildiğini, Sanığın yeğenini -ve çocukluk arkadaşının ölümüne sebep olmakla en büyük cezayı aldığını, yeğeninin ailesinin Sanığı affettiğini, suçun olgularından Sanığın bankete düştükten sonra aracı kurtarmaya çalışırken direğe çarptığını bunun anlık bir kaza olduğunu, Sanığa 1 yılın ü-zerinde ceza verilirse işini kaybedeceğini bunun ikinci bir ceza olacağını ve cezanın ıslah edici unsurunun ortadan kalkacağını belirterek cezanın yeterli olduğunu ve müdahale edilmemesi gerektiğini savunmuştur.

İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ:

İstin-af Eden/İddia Makamı hitabında istinaf sebeplerini tek başlık altında toplayıp Mahkemeye hitap ettiği cihetle, bizler de istinaf sebeplerini tek başlık altında ele alıp tarafların iddialarını değerlendireceğiz.

İnsanların yollarda hayatlarını kaybetmeler-i modern yaşamın en trajik ve mutlaka önlenmesi gereken olgusudur. Günümüzde sürücülerin dikkatsiz sürüşlerinden ihmâlkar davranışlarından sık sık insanlar ölmekte tarifi imkansız acılar ve büyük kayıplar meydana gelmektedir.

Mahkemeler bu korkunç acılar- karşısında seslerini yükseltmekte, ciddi cezalar vermekte ve kendi üzerine düşeni yapmaya çalışmaktadır.

Ülkemizde trafik kazalarındaki artış halkı ciddi surette tedirgin edecek boyuta ulaşmıştır. Küçücük ülkemizin yaşamı bu nedenle travmatik bir hal al-arak insanları derin endişeye sevketmektedir.

Bu gerçekten hareket ederek bu tür suçlarda ceza verirken amme menfaatinin korunmasına ve caydırıcılığa önem verilmesi gerektiği bir çok içtihat kararında açıkca ifade edilmiştir.

Bu nedenle tedbirsizlik, d-ikkatsizlik ve ihtiyatsızlık sonucu ölümle neticelenen davalarda genel olarak hapislik cezaları verilmektedir.

Ancak bir ceza davasının her aşamasında akılda tutulması gereken prensip cezalandırmanın öç alma saiki ile yapılamayacağı ve sadece suçun sonuç-larından hareketle ceza verme yönüne gidilemeyeceğidir.

Bu tür suçların önlenmesi, azaltılması için caydırıcılık kamu menfaati bakımından ne kadar önemli ise ceza saptanırken Sanığın, kazaya olan katkısı, kusuru ve kişisel durumunun dikkate alınması da o- nispette önemlidir.

Bu esastan hareket ettiğimizde Yargıtay/Ceza 12/96 sayılı davada belirtildiği gibi her davanın kendi olgularına ve dikkatsizlik derecesine göre, davaların kişiselliğini gözeterek trafik kurallarının ciddi ihlâlleri neticesi ve özelli-kle insan hayatının son bulması ile sonuçlanan davalarda caydırıcı cezalar verilmesi yönüne gidilmelidir.

Yukarıda bahsettiğimiz karardan da anlaşılacağı üzere ceza davalarında her meseleyi kendi olguları içerisinde değerlendirmeli ancak benzer olgulu da-valar arasında nispetsizlik yaratılmamasına özen gösterilmelidir.
Özellikle Sanığa hapislik cezasının verilmesine karar verilen davalarda hapisliğin süresi meselenin olgularına ve kişisel durumuna göre değerlendirilmelidir. (Gör. Mustafa Aras v.Police 196-8 2 CLR 13. ve Sentencing in Cyprus By G.M.Pikis sayfa 114)

Tarafların hitaplarında bahsettikleri Yargıtay/Ceza 97/2001 sayılı davanın kararında belirtilen hususlar cezalandırmada büyük önem arzetmektedir. Buna göre ölümle neticelenen trafik kazalarında -davanın olguları büyük bir titizlikle incelenmelidir. Anlık bir dikkatsizlik sonucu meydana gelen kazanın sonucunda birilerinin ölmesi mutlaka o sanığa hapislik cezası verilmesini gerektirmeyebilir. Dolayısıyle suçun sonuçlarının yanında kusurlu sürücünün -kazanın meydana gelmesindeki kusuru da büyük önem arzetmektedir.

Huzurumuzdaki meselede İlk Mahkeme Sanığa hapislik cezası verdiğine göre amme menfaatinin korunması açısından caydırıcılık unsurunun öne çıkarılmasını uygun gördüğü anlaşılmaktadır.

Bu -meselede önemli olan hapislik süresinin tayininde gözönünde tutulan ya da dikkate alınan faktörlerin doğru değerlendirilip değerlendirilmediğidir.

İlk Mahkeme kararında "Sanığın trafik canavarı gibi kuralları ihlâl etmediğini ancak süratli, dikkatsiz ve- ihmalkar şekilde araç kullandığı da ortadadır." şeklinde bulgu yaptıktan sonra hukukun gündelik hayatta bir insan hareketinin bütün neticelerini inceden inceye hesaplanmasını kişilere yükleyemeyeceğini belirterek Sanığın kazayı öngörebilmesi oranında ceza-landırılması gerektiği sonucuna varmıştır.
(Mavi 34)

İlk Mahkeme kararında devamla Yargıtay/Ceza 97/01 (D.12/01) sayılı davanın kararına atıfta bulunarak, yollarımızdaki yoğun trafik ve sürücülerin, trafik kurallarına uymamaları nedeni ile yollarımızın -güvenli olmadığı ve bu nedenle kusurlu olan sürücüye caydırıcı cezalar verilmesi gerektiği prensibini hatırlattıktan sonra (mavi 34-35) Sanığın 65 km sürat tahdidinin ne kadar üzerinde hız yaptığına dair herhangi bir argüman veya emare olmadığını belirtmiş-tir.
(Mavi 36)

İlk Mahkeme sonuçta kazanın Sanığın bir anlık dikkatsizliğinden kaynaklandığını ancak iki kişinin öldüğünü dikkate alarak hafifletici sebepler ışığında Sanığa 7 ay hapislik cezası vermiştir. (Mavi 36-37)

Yukarıda belirttiğimiz İlk Mahk-emenin görüş ve bulgularından Sanığa ceza verirken Sanığın süratli olduğu bulgusunu yapmasına rağmen, sürat tahdidinin ne kadar üzerinde hız yapıldığına dair emare olmadığı sonucuna vararak sürati yeterince dikkate almadığı ve Sanığın kusurunu bir anlık di-kkatsizlik olarak değerlendirmek suretiyle sadece iki kişinin ölümünü önemli ağırlaştırıcı sebep saydığı anlaşılmaktadır.

İlk Mahkemenin kararında alıntı yaptığı Yargıtay/Ceza 97/01 sayılı kararda çok açık şekilde sair şartlar yanında sürücülerin trafik- kurallarına uymamaları nedeniyle yollarımızın güvenli olmaktan çıktığı belirtilmiştir.

Bir sürücü trafik kural ve işaretlerine uymakla yükümlüdür. Sürücülerin trafik kurallarına riayet etmeyerek kendilerine, arabalarının içerisinde yolcu olarak seyahat- edenlere ve karşı araç sürücülerine karşı tehlike oluşturması bir anlık dikkatsizlik olarak değerlendirilemez.

Bu meselede Sanık süratli araç kullandığını kabul etmiştir. Kaza Sanığın kendi kusurundan meydana gelmiştir. Sabaha yakın bir saatte trafik ku-ral ve işaretlerine uymadan süratli, dikkatsiz ve tehlikeli araç kullanılmasından meydana gelen bu kazada İlk Mahkeme bir anlık dikkatsizliğinin ne olduğunu izah etmemiştir.

Sürat ile ilgili suçlarda sürat tek başına cezanın bir kriteri değildir. Mahkeme- sürat limitinin aşıldığı hallerde özellikle tüm şartları dikkate alarak süratin meseleye olan etkisini ve yarattığı tehlikeyi değerlendirmesi gerekmektedir.

Bu konuda Pikis'in Sentencing in Cyprus adlı kitabının 113. sayfasında şöyle denmektedir.

"In -speeding offences speed is not the only criterion for punishment; the court must examine the implications of exceeding the speed limit in the context of the circumstances of each case, particularly the nature and extent of the danger created on the road by- driving at an excessive speed."


Huzurumuzdaki davada kazanın meydana gelmesine Sanığın trafik kurallarına uymayarak insan hayatını tehlikeye koyabilecek veya herhangi bir şahıs veya malı zarar ziyana uğratabilecek bir süratle sürmesinin yol açtığı, kaz-anın münhasıran Sanığın kusurundan meydana geldiği sunulan olgulardan açık surette anlaşılmaktadır.

İlk Mahkeme Sanığın süratinin ne olduğunun yeterince ortaya konamadığı bulgusunu yaparak süratin kazaya olan etkisini önemsizleştirmiştir.

Sanık 65 km- sürat tahdidi olan bir yolda 65 km sürati aşkın bir süratle sürdüğünü ve kaza yaptığını kabul ettiğine göre kazanın neticesini süratten soyutlamak imkanı yoktur. Buna göre kazaya etken en önemli faktör trafik kurallarına uyulmadan gerçekleştirilen süratin- önemli rol oynadığı açıktır. İlk Mahkeme sürate yeterince önem vermemekle hata etmiştir.

İlk Mahkemenin ceza verirken cezayı ağırlaştırıcı faktörleri yeterince dikkate almadığı sonucundan hareketle Sanığa verilen 7 ay hapislik cezasının müdahaleyi gere-ktirecek kadar az olduğu ve yükseltilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Temel prensip Yargıtayın İlk Mahkeme yerine geçip yeniden ceza saptama yönüne gitmeyeceğidir. Bu nedenle ceza artırımına giderken Yargıtay olarak oturum yapacak olsak ne ceza vereceğimiz -değil İlk Mahkemenin tüm cezalandırma faktörleri ve meseleye has olguları dikkate alırken hata yapıp yapmadığını belirlemektir.

İlk Mahkeme kararında Sanık leyhindeki hafifletici sebepleri değerlendirirken Sanığın kişisel durumuna ağırlık verdiği ve Sanı-ğın kendi dikkatsizliği nedeniyle çocukluk arkadaşını ve yeğenini kaybettiğini, bunun acısını ömür boyu çekeceğini dikkate alarak Sanığa sosyal durumunu olumsuz etkileyecek mahvedici bir ceza verme yönüne gitmediği görülmektedir.

İlk Mahkemenin hafifleti-ci nedenleri hatalı değerlendirdiğine ikna olmadık.

Benzeri davalarda daha ağır cezalar verilebileceği kanaatinde olmakla beraber bu meseleye has olguları ve İlk Mahkemenin hafifletici neden olarak dikkate aldığı hususlarda hata yapmadığını dikkate aldık-tan sonra İlk Mahkemenin takdir ettiği 7 aylık hapislik cezasını 11 ay hapislik cezasına yükseltmenin uygun ve adil olacağı sonucuna ulaştık.

SONUÇ:

Tüm yukarıdakiler ışığında;
Sanık aleyhindeki 7 ay hapislik cezası 11 aya yükseltilir. Cezanın süres-i mahkumiyet tarihinden itibaren başlayacaktır.



Mustafa H. Özkök Narin F.Şefik Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç


13 Nisan, 2011









11






Full & Egal Universal Law Academy