Yargıtay Ceza Dairesi Numara 88/1988 Dava No 22/1988 Karar Tarihi 04.11.1988
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 88/1988 Dava No 22/1988 Karar Tarihi 04.11.1988
Numara: 88/1988
Dava No: 22/1988
Taraflar: Başsavcılık ile Mustafa Abi A r a s ı n d a
Konu: Hırsızlık – Ceza takdiri
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 04.11.1988

-D.22/88 Yargıtay/Ceza 18/88
(Ağır Ceza 165/88, Gazi Mağusa)

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, Niyazi F. Korkut, Celâl Karabacak

İstinaf eden: KKTC Başsa-vcısı
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: Mustafa Abi, Korkuteli
A r a s ı n d a

İstinaf eden namına: Altan Erdağ
Aleyhine istinaf edilen namına: İsail Sağlamer



H Ü K Ü M

Salih S. Dayıoğlu-: İşbu istinaf, Mağusa'da oturum yapan Ağır Ceza Mahkemesinin 2.6.1988 tarihinde kendi ikrarı ile hırsızlık suçundan mahkûm ettiği sanığa (aleyhine istinaf edilene) kestiği 250,000TL para cezasının aşikâr surette az olduğu nedeni ile yapılmış bulunmaktadır-. Olgular hususunda İddia Makamı ile sanık arasında büyük ölçüde görüş ayrılığı yoktur. Olgular aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Sanık 30 yaşında olup, üniversite mezunu bir mühendistir. 1982 yılında Gazi Mağusa'da Kıbrıs Türk Halıcılık Kooperatifi Ltd.'-te sekreter müdür olarak göreve başladı. Görevleri arasında kooperatif üyelerine ait halıları kooperatif adına satına almak ve bunları tesbit edilen fiyatlarda müşterilere satmaktı. Sanık, tarafından halı satın alınırken tediye makbuzu doldurarak ödemede -bulunurdu. Müşterilere satılan halılarda ise tahsilât makbuzu doldurarak satış bedeli alınmaktaydı. Yapılan bu alım ve satım kasa defterine sanık tarafından işlenmekteydi. Sanık 22.5.1986 tarihinde görevinden ayrıldı. Aralık 1986'da kooperatifin hesapları -teftiş edilirken bir takım aksaklıklar göze çarpmış olacak ki sanık da 22.12.1986 tarihinde teftiş yerine davet edildi ve onun huzurunda 14.3.1984 - 27.5.1986 tarihleri arasındaki dönemin hesapları teftişe tabi tutuldu. Bu teftiş esnasında sanık tarafından- tutulmakta olan hesaplarda 3,401,849TL'nın eksik olduğu görüldü. Sanık 9.1.1987 tarihinde Halıcılık Kooperatifinin Yönetim Kuruluna müracaat ederek aleyhine olan bu açığı kabul etti ve bunu taksitlerle ödemeyi teklif etti. Sanığın iddiasına göre bu teklif- Yönetim Kurulu tarafından kabul edildi.

26.1.1987 tarihinde teftiş yapan müfettişin bağlı olduğu Kooperatif İşleri Dairesi, sanığın hesaplarında bulunan bu açığı yazılı olarak Gazi Mağusa Emniyet Müdürlüüne bildirdi. Bunun üzerine sanık 26.1.1987 tarihi-nde derdest edildi. Aynı gün sanıktan alınan gönüllü bir ifadede sanık kendi görevi dönemi esnasında tutulan hesaplarda belirlenenaçığı kabul etti ve bu parayı kışısel amaçları için bu döneem içerisinde harcadığını, bir hata yaptığını, üzerinde bulundurduğ-u 1,000,00TL tutarındaki bir çeki de bu açığın kapanması için kooperatif yetkililerine ödeyeceğini söyledi. Ertesi gün 27.1.1987 tarihinde kendisine polis tarafından okunan hırsızlık davasına sanık cevaben "kabul ederim, özür dilerim. Bu parayı en kısa zam-anda ödeyeceğim" dedi. Davanın Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmasından önce bu para ilgililere sanık tarafından ödendi. Neticede sanık aleyhine 3 dava getirildi. Bunlar özetle Kıbrıs Türk Halıcılık Kooperatifi Ltd.'e ait 3,,401,849TL parayı sirkat etmek, ay-ni parayı emanetçi olarak sirkat etmek ve hesaplarda hile yapmak suçlarıdır.

Sanık 31.5.1988 tarihinde yapılan duruşmada 1. ve 3. davaları kabul etti, 2. davayı kabul etmedi. Mahkeme de sanığı, İddia Makamının bu suça ilişkin şahadet ibraz etmediği gerek-çesi ile, 2. davdan beraat ettirdi.

Gerek İddia Makamının gerekse sanığı temsil eden avukatın hitabelerinden Ağır Ceza Mahkemesi olayın nasıl vukubulduğunu, etraflı bir şekilde anlatmasını müteakip, sanığın genç ve tecrübesiz birisi olduğunu, suçun meyda-na çıkmasına yardımcı olduğunu, Mahkemede suçu kabul ettiğini, "bilhassa muhasebe bilgi ve tekniğinden yoksun olduğunu", bekâr olmasına rağmen ailesine yardımcı olduğunu, işverenin kendisini affettiğini ve çalmış olduğu ithamname konusu paranın tümünü öded-iğini dikkate aldı ve onu 1. davadan 250,000TL para cezasına çarptırdı. Alternatif olduğu gerekçesi ile Mahkeme sanığa 3. davadan ayrıca ceza vermedi. İddia Makamı işbu hükümden istinaf etmiş bulunmaktadır.

Verilen bu cezanın aşikâr surette az olduğu ned-eni ile ceza aleyhine yapılan bu istinafta dosyalanan istinaf ihbarnamesi iki sebep içermektedir. Bunlar özetle;

1. Sanığa kesilen 150,000TL ceza müdahalemizi gerektirecek kadar aşikâr surette azdır. Çünkü bu tip davalarda amme enfaatının ön plânda tutulm-ası gerekirken Ağır Ceza Mahkemesi bunu yapmadı.

2. Ağır Ceza Mahkemesi cezalar arasında olması gerken uyumluluk ilkesini aynı oturumda benzeri bir davada hapis cezası kesmekle ve bu meselede sadece para cezası vermekle ihmal ederek hata etmiştir.

Biz -her iki istinaf sebebini de birlikte ele almayı uygun gördük.

İddia Makamına göre Ağır Ceza Mahkemesinin sanığa sadece 250,000TL para cezası keserken iki nokta üzerinde hata ettiğini iddia etti. Bunlar sanığın muhasebe bilgisinden yoksun olduğu ve paranı-n iade edildiği noktalardır. Gerçekten de Ağır Ceza Mahkemesi sanık lehinde aldığı hafifletici nedenler yanında onun bilhassa muhasebe bilgi ve tekniğinden yoksun olduğunu vurguladı. Kanaatımızca Ağır Ceza Mahkemesinin bu konuya bu denli bir şekilde değer -vermemesi gerekirdi. Sanığın bilhassa bir üniversite mezunu olduğu da dikkate alındığında halı alım ve satımlarından elde edilen paranın doğru dürüst bir şekilde deftere işlenmesi her halde özel bir muhasebe bilgi ve tekniğini gerektirmez. Bu bir yana kend-i ifadesi ile de 1982-1984 dönemi içerisinde yani ayni görevde iken yapılan teftişlerde herhangi bir açığa rastalnmadığı, itham konusu dönemde sanığın açık vermesi muhasebe bilgi ve yekniğine aarfedilebiliyorsa aynı nedenin 1982-1984 dönemine de atfedilmes-i gerekir. Oysa ki daha önce değinildiği gibi bu dönemde sanık herhangibir açık vermemiştir. Bianenaleyh Ağır Ceza Mahkemesinin sanık lehinde dikkate aldığı bu nedende herhangi bir geçerlilik olamaz.

Çalınan parnın sanık tarafından hakiki mal sahibine ia-desi hususuna gelince; elbette ki çalınan eşyanın mal sahibine iadesi sanık lehinde dikkate alınması gereken önemli bir hafifletici nedendir. Böyle bir hareket sadece müştekinin zararını gidermekle kalmaz, ayrıca sanığın nedametini yansıtan somut bir davra-nıştır. Ancak çalınan paranın mal sahibine iadesi keyfiyeti, kendi başına, suçu vahim ve hapis cezası ile cezalandırılması gereken bir suç olma niteliğinden çıkaramaz. Sanığın mahkûm olduğu suç ve cezası Fasıl 154 Ceza Yasasının 255. ve 268. maddelerinde b-elirlenmektedir. 255. madde hırsızlığın tarifinden ibaret olup genel bir maddedir. 268. madde ise memur veya bir müstahdem tarafından işlenen hırsızlık suçu için öngörülen cezayı düzenlemektedir. Buna göre bu tür uçlarda verilecek azami ceza 7 yıldır. İngi-ltere'de de durumun aynı merkezde olduğu gözükmektedir. 6.2.1987 tarih ve 3980/66 sayılı Curnow davasında mahkeme bu hususta şunları söyledi:
"It has never been the law or the practice that restitution in itself entitles an applicant to any particular redu-ction in his sentence. Quite obviously quite substantial restitution ......... is an important factor."

-Principles of Sentencing, D.A. Thomas, 1970 bası sayfa 197'de yukarıda alıntısı yapılan Mahkeme kararınaki pasaj için şu görüşlere yer verildi:
-
"This passage apperas to mean that restitution is treated as any mitigat- ing factor, and its effect in any given case is in the dicreion of the Court; the offender cannot as it were buy reduction in sentence. The Court will often make some allowance for -restitution as an aspect of remorse, particularly where there are nitigating factors. ....."

Aynı Ceza Yasasının uygulandığı Güney Kıbrıs'ta da çalınan malın iadesinin veya mağdurun tazmin edilişinin sadece tahfif edici bir nedenl olarak görülebileceği v-urgulanmaktadır. Gör.-A-G v. Mavrokefalos 1966 2 CLR s.93 ve Leandrou v. The Police 1971 JSCC Part 3 s.270. Özellikle son kararda sanığın müstahdem olarak sadece 24,453KL çalmak suçundan, hakkında askıda bulunan ve 7,075 mil ederinde 50 paket sigara hırsız-lığı suçunun da nazarı itibara alınarak mağdurların tazmin edilmelerine rağmen sanığa kesilen 18 ay hapis cezasına İstinaf Mahkemesinin müdahalede bulunmadığı görülmektedir.

Hırsızlık vahim ve yüz kızartıcı bir suçtur. Böyle bir suçun, güven duyulması do-ğal olan bir müstahdem tarafından işlenmesi vehametini daha da artırmaktadır. İtimadın önemli olduğu durumlarda bunun suistimal edilmesi cezanın caydırıcı olmasını gerektirir. Principles of Sentencing D.A. Thomas 1970 bası sayfa 45'de bu konuda şöyle denme-ktedir:

"The second group of offences of theft which tend to attract a deterrent sentence are those involving the theft by an employee of property belonging to his employers ..................

The elements of organization or breach of trust, which incli-ne the Court towards deterrent sentence are also aggravvating factors within the tariff ......."

-Önümüzdeki meselede de sanık halka açık bir kooperatifin sekreter müdürü idi. En azından ilgili kooperatifin üyeleri ona güveniyorlardı. İki yıl süreyle kooperatife ait paraları kişisel amaçla zimmetine geçirmek suretiyle bu üyelerin itimadını kötüye kull-andı. Çaaldığı para ise 3,401,849TL gibi hiç de küçümsenemeyecek bir miktardır.
-
Sanığın 22.5.1986'da görevinden istifa ettiği zaman zimmetine geçirdiği parayı iade etmesi için hemen girişimde bulunmaması herhalde lehine alınacak bir husus değildir. Sanığın zimmetine geçirdiği parayı iade etmek üzere kooperatif yetkilileri ile temasa- geçmesi ancak defterin teftişinden yani suçu sabit olduktan sonra gerçekleşti. Bu durumda suçun meydana çıkmasınd sanığın yardımcı olduğu söylenemez.

İddia Makamının 2. istinaf sebebinde esaslı bir haklılık payı görmedik. cezalar arasında dengesizlik ge-nelde aynı davada yer alan sanıklara verilen cezalar veya ayrı davada ayrı sanık olmakla birlikte aynı veya çok ilişili olayın söz konusu odluğu hallerde konu edilebilir. İddia Makamının mahkemeye ibraz ettiği dava notları, bu istinaf konusu olay ile yakın-dan ve uzaktan hiçbir ilgisi yoktur. Tek benzer yanı her iki davada sanıkların aleyhlerine aynı tür davaların getirilişidir. Bu nedenle bu istinag sebebinde herhangi bir mesnet görmüyoruz.

Özetlemek gerekirse, sanık, tahsilli ve ne yaptığını bilen birisi- olduğu halde 1984-1986 yılları arasında 3,401,849TL'nı sekreter müdür olduğu Kıbrıs Türk Halıcılık Kooperatifi Ltd.'ten sirkat etti. Yaşının 30 oluşu, ailesine yardım etmesi, çalıp zimmetine geçirdiği tüm parayı mal sahibine geri ödemesi, İlk Mahkemede su-çunu kabul etmesi lehinde alınması gereklii ve nitekim lehinde alınan hafifletici sebeplerdir. Bunlara rağemn bu tür suçların cezalandırılmasında kamu yararının öncelikle gözetilmesi gerektiği inancındayız. Bu da bu meselede kısa süreli bir hapis cezasıyla- yerine getirilebilir.

Sonuç olarak istinaf kabul edilir ve Ağır Ceza Mahkemesinin sanığa kestiği para cezası hükmü iptal edilir. Sanık bugünden itibaren üç ay hapis cezasına çarptırılır. Para ceasının, tahsil edilmise, sanığa iadesi emraolunur.


(Salih- S. Dayıoğlu) (Niyazi F. Korkut) (Celâl Karabacak)
Yargıç Yargıç Yargıç

4 Kasım 1988


-


-5-



-


Full & Egal Universal Law Academy