Yargıtay Ceza Dairesi Numara 83/2010 Dava No 3/2011 Karar Tarihi 13.04.2011
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 83/2010 Dava No 3/2011 Karar Tarihi 13.04.2011
Numara: 83/2010
Dava No: 3/2011
Taraflar: KKTC Başsavcısı ile Ahmet Bomboz arasında
Konu: Trafik kazası neticesi olüme neden olma - Ceza aleyhine istinaf - Cezanın alenen az olduğu gerekçesiyle Başsavcılığın isinafı - İstinafın kabul edilerek hapislik cezasının artırılması.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 13.04.2011

-D.3/2011 Yargıtay/Ceza 83/2010
(Gazi Mağusa Ağır Ceza Dava No:1866/2010)


YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Mustafa H.Özkök, Narin F.Şefik,Hüseyin Besimoğlu.


İstinaf eden: KKTC Başsavcısı - Lefkoşa


-ile-
-
Aleyhine istinaf edilen:Ahmet Bomboz, Merkezi Cezaevi-Lefkoşa
(Sanık)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Savcı Cevat Rıza
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Mustafa Şener.


Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı -Emine Dizdarlı, Kıdemli Yargıç Ömer Güran ve Yargıç Nüvit Gazi'nin 1866/2010 sayılı davada 8.11.2010 tarihinde verdikleri karara karşı Başsavcılık tarafından yapılan istinaftır.


-------------------------


H Ü K Ü M


Mustafa H.Özkök: Bu ist-inafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Hüseyin Besimoğlu okuyacaktır.

Hüseyin Besimoğlu: Bu istinaf 1866/2010 sayılı davada Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığa kesmiş olduğu 5 aylık hapislik cezası ile ilgilidir.

Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesinde- görüşülen 1866/2010 sayılı ceza davasında Başsavcılık tarafından Sanık aleyhine aşağıdaki davalar getirilmiştir.

11/97 ve 20/04 sayılı yasalarla tadil edilen Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 210. maddesine aykırı, 30.12.2009 tarihinde Gazimağusa kazasına bağlı -Lefkoşa-Gazimağusa anayolu ve İnönü Nergisli köyleri dört yol kavşağında yönetimindeki JU330 plakalı salon aracı sürdüğü bir esnada tedbirsizlik sonucu veya ağır ihmal teşkil etmeyen aceleci ve dikkatsiz bir eylem sonucu öldürmek kastı olmadan Osman Abatay-'ın ölümüne sebep oldu.
64/88,65702,19704 ve 48/05 sayılı yasalarla tadil edilen 21/74 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 8 ve 19. maddelerine aykırı, birinci davada belirtilen ayni tarih ve yerde, JU 330 plakalı aracı gereken azami dikkat ve i-htimamı göstermeden veya yolu kullanmakta olan öteki şahıslara makul derecede önem vermeden sürerek, yani Lefkoşa - Gazimağusa anayolu ve İnönü-Nergisli köyleri dört yol kavşağında İnönü köyü istikametinden Lefkoşa Gazimağusa ana yoluna geldiğinde, Nergisl-i istikametine gitmek için kavşakta durmadan ana yola çıkış yapması sonucu o esnada anayolda, Lefkoşadan gelip Gazimağusa istikametine doğru sürerek seyreden Osman Abatay yönetimindeki JU438 plakalı salon aracın sağ yan kısmına, JU330 plakalı aracın ön kıs-mı ile çarpması sonucu bir trafik kazası yaptı.
64/88, 65/02, 19/04 ve 48/05 sayılı yasalarla tadil edilen 21/74 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik yasasının 7(1) ve 19. maddelerine aykırı 1.ci davada belirtilen ayni tarih ve yerde JU 330 plakalı aracı a-celeyle ihtiyatsızca ve halka tehlike arzeder bir şekilde sürdü.
64/88, 65/02 ve 48/05 sayılı yasalarla tadil edilen 21/74 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik yasasının 6(1)(2) ve 19. maddelerine aykırı birinci davada belirtilen ayni tarih ve yerde JU330 -plakalı aracı bir yoldaki insan hayatını tehlikeye koyabilecek veya herhangi bir şahıs veya malı zarar ziyana uğratabilecek bir süratte sürdü.
64/88, 65/02 ve 48/05 sayılı yasalarla tadil edilen 21/74 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik yasasının 5(2) mad-desi ile 389/89 sayılı A.E ile tadil edilen 1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik nizamnamesinin 57(ı) (ö)ve 77. maddelerine aykırı birinci davada belirtilen ayni tarih ve yerde JU 330 plakalı aracı anayolda seyreden araçlara öncelik hakkı vermeden sür-dü.
64/88, 65/02 ve 48/05 sayılı yasalarla tadil edilen 21/74 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 5(2) maddesi ile 389/89 sayılı A.E ile tadil edilen 1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik nizamnamesinin 57(ı)(ö) ve 19. maddelerine aykırı bir-inci davada belirtilen ayni tarih ve yerde yönetimindeki JU 330 plakalı araçla seyrettiği bir esnada anayola çıkışda durmadı.
43/96,26/99 ve 52/05 sayılı yasalarla tadil edilen 9/88 sayılı Yol Güvenliği Yasasının 15(1) ve 17(2) maddesine aykırı birinci da-vada belirtilen ayni tarih ve yerde, yönetimindeki JU330plakalı aracı sürerken yanındaki yolcunun emniyet kemeri takmadan seyahat etmesine müsade etti.
43/96, 26/99 ve 52/2005 sayılı yasalarla tadil edilen 9/88 sayılı Yol Güvenliği Yasasının 15(1) ve 17(2)- maddelerine aykırı birinci davada belirtilen ayni tarih ve yerde yönetimindeki JU330 plakalı aracı sürerken emniyet kemerini takmadı.

Sanık, 5.11.2010 tarihinde itham edildi. Sanık, aleyhindeki ithamları kabul ettiği için Ağır Ceza Mahkemesi tarafından s-uçlu bulundu ve 1. davadan 5 ay süre ile hapse mahkum edildi. 2,3,4,5,6,7 ve 8. davalardan ise Sanığa ceza verilmedi.

İddia Makamı Sanığa 1. davadan takdir edilen 5 aylık hapislik cezasının aşikâr surette az olduğunu ileri sürerek bu istinafı dosyaladı.

-İSTİNAF SEBEBLERİ:

Davanın tüm olguları, suçların niteliği, kazanın oluş şekli nazarı itibare alındığı zaman, muhterem Ağır Ceza Mahkemesi, müteveffa Osman Abatay'ın kazanın oluşumundaki katkısal kusuruna Sanık lehine gerektiğinden daha fazla değer verere-k 1.davadan Sanığa 5 ay hapis cezası vermekle suçun vehameti ile orantılı olmayacak şekilde hatalı karar vermiştir ve takdir edilen ceza aşikâr surette azdır.
Muhterem Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığın mahkum olduğu davalardaki suçların güncel ve yaygın suç old-uğu keza, bu tip suçların boyutunun sosyal bir felakete dönüştüğü yönünde bulgu yapmış olmasına rağmen cezanın ibret verici olmasına matuf kamu yararı ilkesine yeterince değer vermeyerek birinci davadan Sanığa 5 ay hapis cezası takdir etmekle hatalı hareke-t etti.
Muhterem Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığın yargılandığı suçların kazanın meydana gelmesindeki ağırlıklı etkilerine yeterli ağırlığı vermeyerek Sanığa, 1. davadan 5 ay gibi az hapislik cezası vermekle hatalı hareket etti.

İSTİNAF KONUSU OLGULAR:

Sanık- 4.10.1988 doğumludur ve İnönü köyünde ikamet etmektedir. Dava konusu kaza ile ilgili tarihlerde, Yakın Doğu Ünüversitesi Beden Eğitimi bölümünde 2.sınıf öğrencisi idi. Sanık, Nergisli köyüne gitmek için, babasına ait JU330 plakalı BMW marka salon aracı, b-abasının izni ile alarak, beraberinde Hüseyin Kasapoğlu isimli şahısla, 30.12.2009 tarihinde İnönü köyünden yola çıktı.

Sanık, saat 15.10 raddelerinde, Lefkoşa Gazi Mağusa ana yoluna doğru 50-60 km süratle seyir halinde iken, Nergisli- İnönü yol kavşağı-na geldiğinde, kavşakta durmayarak, Nergisli istikametine doğru ayni süratle yoluna devam etti, o esnada Lefkoşa istikametinden Gazi Mağusa istikametine doğru seyir halinde olan Osman Fikri Abatay yönetimindeki JU438 plakalı Mitsubishi Colt marka salon ar-acının önünü tıkayarak bu aracın sağ yan kısmına, JU 330 plakalı aracın önü ile çarpmak suretiyle dava konusu kaza meydana geldi.

Kaza sonucu JU 438 plakalı araç sürücüsü 49 yaşındaki Osman Abatay, almış olduğu yaralanmalardan ötürü olay mahallinde vefat- etti. Olay sırasında JU 330 plakalı araçta sürücü olan Sanık ile aynı araçta yolcu olarak bulunan Hüseyin Kasapoğlu, Lefkoşa Devlet Hastahanesi acil servisine kaldırılarak müşahade altına alındı.

Kaza mahalli Lefkoşa - Gazi Mağusa ana yolunun 21-22. kil-ometreleri, İnönü ve Nergisli köyüne dönen yol kavşağıdır. Kaza anında asfalt yol yüzeyi düz, temiz, kuru olup, hava açık ve güneşli idi.

Lefkoşa - Gazi Mağusa anayoluna çıkmadan önce ve çembere girildiğinde, Lefkoşa - Gazi Mağusa anayoluna doğru çıkışt-a solda "Dur" levhaları vardı.

Gazi Mağusa - Lefkoşa anayolu İnönü-Nergisli köyüne dönen dörtyol kavşağına gelmeden önce, hem girişte, hem de çıkışta, 75km sürat levhası vardı.

Kaza mahallinde görüş mesafesi tahmini 150 metre olup yolda, yolun görüşün-ü engelleyecek herhangi bir unsur yoktu.

Müteveffa trafik kazasına bağlı kemik kırıkları ve organ yaralanmasına bağlı gelişen iç kanama nedeni ile vefat etti.

Akciğer zedelenmesi teşhisi ile Lefkoşa Devlet Hastahanesi yoğun bakım servisinde m-üşahade altına alınan Sanık; 4.1.2010 tarihinde yoğun bakımdan çıktı ve 8.1.2010 tarihinde taburcu edildi.

Sanık ve ailesi ile ilgili 4.11.2010 tarihli sosyal tahkikat raporu tanzim edildi. Sanık sabıkasızdır.

TARAFLARIN İDDİALARI VE ARGÜMANLARI:

-Tarafların iddiaları ve argümanları özetle aşağıda olduğu gibidir.

İstinaf eden Başsavcılık adına bulunan Savcı hitabında özetle; Dava konusu kazanın, 31.12.2009 tarihinde, Lefkoşa -
Gazi Mağusa anayolu üzerinde Nergisli-İnönü yol kavşağında meydana gel-diğini, Sanığın, JU330 plakalı aracı ile İnönü köyünden Nergisli köyüne gitmek için Lefkoşa -Gazi Mağusa anayolundaki kavşağa geldiğinde, durmadan yoluna devam ettiğini, Nergisli köyüne geçeceği sırada, o esnada, Lefkoşa istikametinden, Gazi Mağusa istikam-etine doğru, JU438 plakalı aracı ile seyir halinde olan Osman Fikri Abatay'ın, aracının sağ yan orta yerine çarpmak suretiyle dava konusu kazanın meydana geldiğini; kaza sonucu, Osman Fikri Abatay isimli şahsın, aldığı yaralar sonucu olay yerinde vefat ett-iğini, bu tür suçların çok yaygın olduğunu, kamu yararı dikkate alındığında ibret verici bir ceza verilmesi gerektiğini, müteveffanın katkısal kusurunun, Sanığın lehine gerektiğinden fazla değerlendirildiğini, Sanığa 5 aylık hapislik cezası vermekle Ağır C-eza Mahkemesinin hata ettiğini, 5 aylık hapislik cezasının aşikâr suratte az olduğunu ve bu cezanın artırılması gerektiğini ileri sürdü.

Aleyhine istinaf edilen hitabında özetle; Sanığın 5 aylık hapislik cezasını tamamlayıp hapisten çıktığını, Ağır Ceza- Mahkemesi Sanığa ceza takdir ederken Sanığın lehine ve aleyhine olan tüm hususları dikkate aldığını, kazanın oluşumunda müteveffanında katkısal kusuru olduğunu, kaza öncesi müteveffanın 130 km süratle gittiğini, müteveffanın katkısal kusurunu dikkate aldı-ktan sonra bir ceza takdir edildiğini, 5 aylık hapislik cezasının aşikâr derecede az olmadığını, cezasının artırılması halinde Sanığın tekrardan cezalandırılmış olacağını, bunun ise adil olmadığını ve çifte cezalandırıma olduğunu ileri sürüp istinafın redd-ini talep etti.

İSTİNAF SEBEBLERİNİN İNCELENMESİ:

İstinaf eden, 3 istinaf sebebi ileri sürmüş olmakla birlikte, istinaf sırasında istinaf sebepleri birlikte mütalaa edildikleri cihetle bunları bir başlık altında özetleyip ele almayı uygun bulduk. Şöyle -ki:

Sanığın mahkum edildiği davadaki suçun, yaygın bir suç olduğu, cezanın ibret verici olması açısından kamu yararı ilkesine yeterince değer verilmediği, kazanın oluşumunda müteveffanın katkısal kusuruna, Sanık lehine gereğinden fazla değer verilerek, -Sanığa takdir edilen 5 aylık hapislik cezası suçun vehameti ile orantılı değildir, aşikâr surette azdır ve Ağır Ceza Mahkemesi 5 aylık hapislik cezası vermekle hatalı hareket etmiştir.

Ölümle sonuçlanan trafik kazalarının hergeçen gün artarak devam etti-ğini ve bir türlü önüne geçilemediğini devamlı gözlemlemekteyiz.

Birçok içtihadi kararda bu tür suçları işleyenlere etkin ve caydırıcı cezalar verilmesi gerektiği ifade edilmekte ve buna uygun olarak, işlenen suçların vehameti ile orantılı cezalar verilm-esine karşın, maalesef bu tür suçların önüne bir türlü geçilememektedir.

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 210. maddesine aykırı, dikkatsiz araba sürerek ölüme neden olma 7 yıla kadar hapisliği öngörmektedir. Bu nedenle, ölümle sonuçlanan bir trafik kazası ile i-lgili davalarda; davanın olguları büyük bir titizlikle incelenmeli ve kusurlu sürücüye ceza saptarken, kazanın sonuçları ve oluş şekli yanında, kusurlu sürücünün, kazanın meydana gelmesindeki kusuru ve katkısı da dikkate alınmalıdır.
(gör:Y/C 97/2001 D 12-/2001)

Bu tür suçları işleyen kişilere, suçların yaygın olduğunu dikkate alarak, caydırıcı olması açısından; kamu menfaatini dikkate alarak ilgili içtihadi kararlar ışığında hapislik cezası verilmesi kaçınılmazdır. Hapislik cezasının süresi ise- her meselenin kendi özel olguları içinde değerlendirilmelidir.
(gör: Y/C 98/2001 D 13/2001)

Dava konusu zabıtlara göre; Dava konusu kaza, Lefkoşa-Gazi Mağusa çift şeritli anayolunun 21-22. kilometrelerinde İnönü-Nergisli yol kavşağında meydana gelmişti-r.

Sanık, 30.12.2009 tarihinde, JU 330 plakalı aracı ile İnönü köyünden Nergisli köyüne gitmek için, takriben 50-60 km süratle seyrederken, Lefkoşa Gazi Mağusa anayolunda, Nergisli, İnönü yol kavşağına geldiğinde, kavşaktan önceki "dur" levhasına ragme-n durmamış, ayni süratle yoluna devam ederek kavşağa girip, Nergisli köyü istikametine doğru gideceği esnada kavşak içinde bulunan ikinci "dur" levhasına dikkat etmeyerek yoluna ayni süratle devam etmiş ve Nergisli köyüne gideceği esnada Lefkoşa istikame-tinden Gazi Mağusa istikametine doğru JU 438 plakalı aracı ile seyir halinde olan müteveffanın aracının sağ yan kısmına çarpmak suretiyle dava konusu kazanın meydana gelmesine ve müteveffanın ölümüne sebebiyet vermiştir.

Dava ile ilgili olguları, kaz-anın oluş şeklini ve kaza ile ilgili krokiyi incelediğimizde, dava konusu kazanın meydana gelmesinde ve müteveffanın ölümünde, Sanığın çok yüksek oranda bir kusuru olduğu sonucuna vardık. Nitekim; Ağır Ceza Mahkemesi de kararında, bu duruma değinmiş, ancak- müteveffanın aşırı derecede süratli olduğunu dikkate alarak kazanın oluşumunda müteveffanın katkısal kusuru olduğunu da göz önünde bulundurduğunu ifade etmiştir.

Olgulara göre; müteveffanın, kaza sırasında JU438 plakalı aracını, 75 km sürat tahdid-i olan bir yerde 130 km hızla kullandığı ihtilafsız bir olgu olarak görülmektedir.

Ağır Ceza Mahkemesi, kazanın meydana gelmesinde Sanığın önemli kusuru olduğunu vurguladıktan sonra, müteveffanın,
JU 438 Plakalı aracının süratini dikkate alarak, ka-zanın oluşumunda müteveffanın katkısal kusuru olduğu bulgusuna varmıştır.

Ağır Ceza Mahkemesi Kaza ile ilgili tüm gerçekleri, Sanığın yaşını, sosyal durumunu, sabıkasız oluşunu, suçun işleniş şeklini ve vehametini, suçun işlenişinde Sanığın büyük ora-nda kusurunu ve müteveffanın katkısal kusurunu değerlendirdikten sonra, kamu menfatini göz önünde bulundurarak, Sanığı 1. davadan 5 ay süreyle hapis cezasına çarptırmıştır.

Ağır Ceza Mahkemesi tarafından saptanan 5 aylık hapislik cezası suçun vehameti il-e orantılı bir ceza mıdır?

İstinaf eden Başsavcılığa göre; Ağır Ceza Mahkemesi cezayı saptarken müteveffanın katkısal kusurunu Sanık lehine gereğinden fazla dikkate almış, suçun vehameti ile orantılı olmayan, kısa süreli bir hapislik cezası takdir etmek-le hatalı hareket etmiştir. Takdir edilen 5 aylık hapislik cezası aşikâr surette az olduğu için cezanın artırılması gerekmektedir.

Sanık avukatı ise 5 aylık hapislik cezasının yeterli olduğunu, Sanığın hapislik cezasını çektiğini ve Merkezi
Cezaevin-den tahliye olduğunu, Sanığın cezasının yükseltilmesi halinde büyük bir adaletsizlik yapılacağını ve Sanığın ikinci kez cezalandırılacağını ileri sürmüştür.

Bir Sanığa mahkum olduğu suçtan ne tür bir ceza verileceği, davayı dinleyen Ağır Ceza Mahkem-esinin takdirindedir. Ağır Ceza Mahkemesinin ceza saptarken dikkate alması gereken bir hususu dikkate almadığı veya dikkate almaması gereken bir hususu dikkate aldığı durumlar dışında Yargıtay, kolay kolay Ağır Ceza Mahkemesinin ceza takdirine müdahale etm-ez, ancak Ağır Ceza Mahkemesi cezalandırmada doğru ilkeleri dikkate aldığını ifade etmesine rağmen cezanın aşikâr surette fahiş veya aşikâr surette yetersiz görüldüğü durumlarda Yargıtay cezaya müdahale etmekten kaçınmaz.
(gör: Y/C 65/2005 D.7/2007 ; Y/C 6-5/80 D.1/81 )

Müteveffanın 75 km sürat tahdidi olan bir yerde 130 km süratle gitmesi pek tabii ki kazanın meydana gelmesine ve müteveffanın ölümünde bir katkısı olabilir. Müteveffanın kazaya olan katkısının derecesi ve Sanığın, kazanın oluşumundaki kusur-unun ağırlığı ceza takdirinde önemli bir etkendir. Bu hususun esaslı bir şekilde incelenmesi ve ceza takdir edilirken göz önünde bulundurulması gerekir.

Dava konusu kazanın meydana geldiği yerde 75 Km sürat tahdidine rağmen müteveffanın 130 Km süratle g-ittiğini dikkate alan Ağır Ceza Mahkemesi kazanın oluşumunda müteveffanın katkısı olduğu bulgusunu yapmakla doğru haraket etmiştir.

Ancak, Ağır Ceza Mahkemesinin kararı incelendiğinde, Ağır Ceza Mahkemesinin, müteveffanın katkısal kusuruna ne oranda -değer verdiği konusunda bir bulgusu olmadığı anlaşılır.
Müteveffanın katkısal kusurunun dava konusu kazanın meydana gelmesindeki derecesini tezekkür ederken, kazanın meydana gelmesinde Sanığın katkısının derecesi de önemli bir olgu olarak karşımıza çı-kmaktadır. Bu hususu saptamak için kazanın oluş şeklini incelemek gerekir.

Dava konusu zabıtlara göre; Dava konusu kaza, Lefkoşa -Gazi Mağusa anayolunun 21-22. kilometrelerinde Nergisli-İnönü yol kavşağında meydana gelmiştir. Dava konusu olgular ve Sa-nığın ifadesine göre; Sanık, Lefkoşa - Gazi Mağusa, Nergisli-İnönü yol kavşağına yanaştığında takriben 50-60 kilometre süratte gitmekte idi. Sanık kavşakta "dur" levhasına rağmen durmamış, süratini azaltmamış ve ayni süratle yoluna devam ederek, Nergisli -istikametine doğru gitmek için kavşağa girmiş, kavşaktaki "dur" levhasına da aldırış etmeyerek yoluna devam etmiştir. Sanık, ayni süratle kavşakta durmadan ve anayolda gelmesi muhtemel araçları dikkate almadan Nergisli Köyüne doğru gitmek için yoluna dev-am etmiş ve o esnada Lefkoşa istikametinden gelip Gazi Mağusa istikametine doğru gitmekte olan Müteveffanın aracının önünü tıkayarak, kendi aracının ön kısmı ile müteveffanın aracının sağ yan kısmına çarparak dava konusu kazanın meydana gelmesine ve mütev-effanın ölmesine sebebiyet vermiştir.

Dava konusu kazanın oluş şeklini dikkate aldığımızda; Sanığın, yol kavşağındaki tehlike ve ikaz levhalarına rağmen durmaması, anayolda seyir halinde olan araçlara hiç önem vermeden 50-60 Km süratle kavşağa girmesi- ve kavşakta durmaması, karşı yola geçmek için ayni süratle yoluna devam etmesi, anayolda seyir halinde olan araçlar için çok büyük bir tehlike arzettiği gibi hafife alınmayacak derecede büyük bir ihmâlkârlıktır.

Tüm gerçekler ışığında dava konusu k-azanın meydana gelmesinde; Sanığın kusurunun, müteveffanın kusuruna göre, hafife alınamayacak kadar fazla olduğu görüşündeyiz.

Sanığın, kazanın oluşumundaki ağır kusuruna rağmen, Ağır Ceza Mahkemesi, müteveffanın katkısal kusurunu dikkate alarak Sanı-ğa 5 aylık bir hapislik cezası öngörmüştür.

Dava konusu kazanın nerede, nasıl ve ne şekilde meydana geldiğini, bu kazanın meydana gelmesi ile ilgili Sanığın ağır ihmalini gözönünde bulundurduğumuzda; Ağır Ceza Mahkemesinin müteveffanın dava konusu k-azadaki katkısal kusurunu, Sanık lehine gereğinden fazla değerlendirdiği ve bu durumu dikkate alarak Sanığa az bir ceza takdir ettiği ve hatalı davrandığı sonucuna varırız.

Ölümle sonuçlanan trafik kazalarında, suç işleyen kişilere kamu yararını dikk-ate alarak, başkalarına da ibret verici olması açısından hapislik cezası verilmesi gerektiği birçok içtihadi kararda ifade edilmiştir.(gör:Y/C 60/200 D.3/2001; Y/C 98/2001 D.13/2001; Y/C 97/2001 D.12/201; Y/C 32/2006 D.1/2008)

Dava konusu kazanın meyd-ana geldiği yer emare 1 krokide gösterildiği gibi çift şeritli bir yoldur. Bu krokiye göre Nergisli -İnönü kavşağına girmeden önce yolun solunda "dur" levhası, Yolu geçip kavşağa girildiğinde ise 19 metre 80 cm çapında bir çember ve çemberin solunda ise y-ine anayola çıkmadan önce solda "dur" levhası bulunmaktadır. Bu "dur" levhasının tam karşısında ise Nergisli yolu vardır. Krokide "x" olarak işaretli kaza vuruş yerinin Sanığın gidiş istikametine doğru Nergisli yolunun hemen önündedir. Sanığın kullandığı J-U 330 plakalı aracı ile müteveffanın JU 438 plakalı aracına çarpması sonucu JU 438 plakalı araç takla atarak yoldan çıkmış ve 37.70 metre ileride durabilmiştir. Her iki aracın emare 17 fotoğraf albümündeki durumları kazanın ne derece vahim olduğuna tanıklı-k etmektedir.

Dava konusu kazanın nasıl, ne şekilde ve nerede meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde Sanığın dikkatsizliğinin ve ihmâlkârlığının çok ağır olduğunu, müteveffanın kazanın meydana gelmesindeki katkısal kusurunun Sanığın kusuruna ra-ğmen çok az olduğunu dikkate aldığımızda Sanığa takdir edilen 5 aylık hapislik cezası, suçun vehameti ile orantılı değildir ve aşikâr surette azdır.

Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığın ağır kusuruna rağmen müteveffanın katkısal kusurunu dikkate alarak, San-ığa 5 aylık hapislik cezası takdir etmekle hatalı davranmıştır.

Sanığa takdir edilen 5 aylık hapislik cezası aşikâr surette az olduğuna göre Sanığa takdir edilmesi gereken hapislik cezası ne olmalıdır?

İlgili içtihadi kararlar dikkate alındı-ğında Sanığa takdir edilmesi gereken hapislik cezası, suçun işleniş şekli ile orantılı ve kamu menfaatini dikkate alarak başkalarına da ibret verici olması bakımından caydırıcı bir ceza olmalıdır.

İstinaf duruşması sırasında Sanık, Ağır Ceza Mahkemesi-nin takdir ettiği 5 aylık hapislik cezasını tamamlayıp hapisten tahliye edilmiştir.

Sanık avukatı, cezanın artırılması halinde Sanığın ikinci kez cezalandırılacağını, çifte cezalandırma olacağı için bunun adil olmadığını ileri sürmüştür.

Sanık,- Ağır Ceza Mahkemesi tarafında yargılanmış ve neticede aleyhindeki davaları kabul ettiği için Sanık suçlu bulunarak mahkum edilmiş ve 5 ay süre ile hapis cezasına çarptırılmıştır. İstinaf duruşması sırasında ise Sanık hapisten tahliye edilmiştir.

Bi-r kimsenin, işlendiği zaman yasaca suç teşkil etmeyen bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu sayılamayacağı; herhangi bir suç için, işlendiği zaman yasanın bu suç için koyduğu cezadan daha ağır bir cezaya çarptırılamayacağı, bir suçtan dolayı beraat eden vey-a hüküm giyen bir kişinin, aynı suçtan dolayı tekrar yargılanamayacağı, aynı eylem veya ihmalden dolayı, bu eylem veya ihmal ile ölüme sebebiyet verilmiş olmadıkça, iki defa cezalandırılamayacağı KKTC Anayasasının 18.maddesi altında güvence altına alnmıştı-r.

Sanık bu güvence altında yargılanarak mahkum edilmiş ve 5 aylık hapis cezasına çarptırılmıştır. İstinaf duruşması , ilgili mevzuat ışığında, Sanığın adil yargılanmasının bir devamıdır. İstinaf duruşmasının, Sanığın tahliyesinden sonra devam etmesi,- Sanığın, ayni suçtan dolayı tekrardan yargılandığı yeni bir yargılanma süreci değildir ve cezanın artırılması da Sanığın ayni suçtan iki defa cezalandırılacağı şeklinde telekki edilemez.

Bazı nedenlerden ötürü istinaf dinlenene kadar Sanık 5 a-ylık hapislik cezasını tamamlayıp tahliye edilmiştir. Bu gibi durumlarda cezanın artırılması düşünüldüğünde, Sanığın be tekrar özgürlüğünün kısıtlanacağı dikkate alınarak daha mülâyim davranılması gerektiği görüşünde olduğumuzu ve bu özel durumu dikkate a-ldığımızı belirtmek isteriz.(gör:Y/C 97/01 D.12/2001)

Tüm bu gerçekler ışığında, Sanığa takdir edilen 5 aylık hapislik cezası az olduğu cihetle ilgili içtihadi kararlar ışığında artırılması gerekir.

Sanık, 26 yaşında üniversite öğrencisidir ve s-abıkası yoktur. Sanığın 5 aylık hapislik cezasını tamamlayıp tahliye olduğunu, özgürlüğüne kavuştuktan sonra tekrardan hapse girmesinin Sanık üzerinde yaratacağı olumsuzlukları, kazanın oluş şeklini, Sanığın ağır kusurunu ve müteveffanın katkısal kusurunu -dikkate aldığımızda Sanığın 5 aylık hapislik cezası 10 ay hapis cezasına yükseltilir.

Hapislik cezası Ağır Ceza Mahkemesinin mahkumiyet tarihinden itibaren başlayacaktır.




Mustafa H. Özkök Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu
-Yargıç Yargıç Yargıç




13 Nisan, 2011
















11






Full & Egal Universal Law Academy