Yargıtay Ceza Dairesi Numara 82/2008 Dava No 4/2009 Karar Tarihi 27.03.2009
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 82/2008 Dava No 4/2009 Karar Tarihi 27.03.2009
Numara: 82/2008
Dava No: 4/2009
Taraflar: Osman Kırmızı ile Başsavcılık arasında
Konu: Trafik kazası - Ölümle neticelenen trafik kazası
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 27.03.2009

-
D.4/09 Yargıtay/Ceza No: 82/08
(Lefkoşa Ağır Ceza Dava No:477/2008)


YÜKSEK MAHKEM-E HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti : Mustafa H.Özkök, Gönül Erönen, Seyit A.Bensen

İstinaf eden : Osman Kırmızı, Merkezi Cezaevi - Lefkoşa
(Sanık)
-ile -

Aleyhine istinaf edilen : KKTC Başsavcısı - -Lefkoşa

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Mustafa B.Asena
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Sami Erginalp.


Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İlker Sertbay, Kıdemli Yargıç Peri Hakkı ve Yargıç Füsun Cemaller'in 477/2008 sayılı -davada 28/10/2008 tarihinde verdikleri karara karşı Sanık tarafından yapılan istinaftır.

---------------

H Ü K Ü M


Mustafa H.Özkök : Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Seyit A. Bensen okuyacaktır.

Seyit A. Bensen : Lefkoşa- Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda yargılanan Sanık: -

20/2004 sayılı Yasa ile tadil olunan Fasıl 154 Ceza Yasasının 210. maddesine aykırı olarak 14.6.2007 tarihinde Güzelyurt'ta Manisa Bulvarı üzerinde, GS 932 plaka numaralı kapalı kamyonet arabayı sürerken,- cezai suç teşkil edecek ihmal derecesine varmayan tedbirsizlik veya dikkatsiz bir fiil neticesi ve öldürme kastı olmaksızın, yolun sağında banket içerisinde yürüyüş yapmakta olan Güzelyurt'lu Süleyha Bolçocuk'a (k-53) çarpmak suretiyle mezkûr şahsın ölümü-ne sebep olmakla;
58/2005 sayılı Yasa ile tadil edilen 43/91 sayılı Yasanın 6, 9 ve 11. maddelerine ve 48/2005 sayılı Yasa ile tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 7(1) ve 19. maddelerine aykırı olarak birinci davada belirti-len ayni tarih ve mahalde, ihtiyatsızca, acele ile ve halka tehlike teşkil edecek bir şekilde GS 932 plaka numaralı kapalı kamyonet arabayı sürüp bir trafik kazasına sebebiyet vermekle;
58/2005 sayılı Yasa ile tadil edilen 43/91 sayılı Yasanın 9 ve 11. mad-delerine ve 48/2005 sayılı Yasa ile tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 9(1)(2) ve 19. maddelerine aykırı olarak, alkollü içki tesiri altında motorlu araç kullanıp trafik kazasına sebebiyet vermekle;
58/2005 sayılı Yasa ile- tadil edilen 43/91 sayılı Yasanın 9 ve 11. maddelerine ve 43/96,26/99,63/02,21/04 ve 52/05 sayılı Yasalar ile tadil edilen 9/88 sayılı Yol Güvenliği Yasasının 2,5,6(1)(A)(B)(2)(3),10(1)(2)(A) ve 11. maddelerine aykırı olarak birinci davada belirtilen ayni- tarih ve mahalde, verilen nefesindeki alkol miktarı saptanan sınırı 24 miligram yani 50 miligram üzerinde 89 miligram olduğu halde GS 932 plaka numaralı kapalı kamyonet arabayı sürüp bir trafik kazasına sebebiyet vermekle;
58/2005 sayılı Yasa ile tadil e-dilen 43/91 sayılı Yasanın 9 ve 11. maddelerine ve 48/2005 sayılı Yasa ile tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 2,8 ve 19. maddelerine aykırı dikkatsizlik sonucu kazaya sebebiyet vermekle;
58/2005 sayılı Yasa ile tadil edile-n 43/91 sayılı Yasanın 9 ve 11. maddelerine ve 48/2005 sayılı Yasa ile tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 2,6(1) ve 19. maddelerine aykırı süratle motorlu araç kullanıp trafik kazasına sebebiyet vermekle;
58/2005 sayılı Ya-sa ile tadil edilen 43/91 sayılı Yasanın 6,9 ve 11. maddelerine ve 48/2005 sayılı Yasa ile tadil edilen 21/1974 sayılı Yasanın 5 ve 19. maddelerine ve bu Yasanın 5. maddesi altında yapılan 1974 Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğünün 57(ı)(ü) ve 77. maddel-erine aykırı bir viraja girerken aracın süratini salim bir hadde indirmeyi ihmal edip trafik kazasına sebebiyet vermekle;
58/2005 sayılı Yasa ile tadil edilen 43/91 sayılı Yasanın 6,9 ve 11. maddeleri ile 48/2005 sayılı Yasa ile tadil edilen 21/1974 sayıl-ı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 10 ve 19. maddelerine aykırı yorgunluk tesiri altında motorlu araç kullanıp trafik kazasına sebebiyet vermekle;
58/2005 sayılı Yasa ile tadil edilen 43/91 sayılı Yasanın 9 ve 11. maddelerine ve 54/2005 sayılı Yasa- ile tadil edilen Fasıl 333 Motorlu Araçlar (üçüncü şahıs) Sigorta Yasasının 1,2,3 (1)(2). maddelerine aykırı sigorta kapsamaksızın motorlu araç kullanmakla;
58/2005 sayılı Yasa ile tadil edilen 43/91 sayılı Yasanın 9 ve 11. maddelerine ve 48/2005 sayılı -Yasa ile tadil edilen 21/1974 sayılı Yasanın 5 ve 19. maddelerine ve bu Yasanın 5. maddesi altında yapılan 1974 Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğünün 25(1) 32 ve 77. maddelerine aykırı hitam bulmuş sürüş ehliyeti ile motorlu araç kullanmakla itham edildi-.


Sanık aleyhine getirilen suçları kabul etmesi üzerine, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığa beraber çekilmek üzere 1. davadan 3 yıl, 9. davadan 10 gün ve 10. davadan 10 gün hapis cezaları vermiştir. 2,3,4,5,6,7, ve 8. davalardan, 1. davanın olgularında-n neşet ettiği cihetle sadece mahkûmiyet kararı kaydetti; ayrıca ceza vermedi.

Sanık, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinin 1. davadan kendisine vermiş olduğu 3 yıl hapislik cezası aleyhine istinaf etmiştir.

İstinaf ihbarnamesi 8 istinaf sebebi içermekle birl-ikte istinaf eden sanık avukatı, istinaf sebeplerini bir başlık altında toplayarak özetle, Sanık tarafından ileri sürülen hafifletici sebepler dikkate alındığında verilen 3 yıl hapislik cezasının belirgin bir şekilde fahiş olduğunu ileri sürerek Yargıtayın- müdahalesini talep etmiştir.

Davanın olguları özetle şöyledir: 25 yaşında bir genç olan Sanık, 14.6.2007 tarihinde arkadaşları ile birlikte Girne'de bir marketten kuruyemiş ve alkollü içki alıp Kaçkar Restorant'ın yanında bulunan deniz kenarına gittile-r. Sabah saat 04.30'a kadar hep beraber orada yiyip içtikten sonra saat 04.30'da GS 932 plakalı aracı ile oradan ayrılıp arkadaşlarını otele bıraktıktan sonra evlerine gitmek için arkadaşı olan Ahmet ile arkalı önlü arabalarıyla hareket ettiler ve bu şekil-de Kalkanlı'ya kadar gittiler. Sanık GS 932 plakalı aracı ile Kalkanlı'ya vardıktan sonra önünde giden arkadaşı Ahmet'i geçti ve Güzelyurt'a gittiğinde çemberden sola dönüp kestirme olan çevre yolundan Güzelyurt - Lefkoşa ana yolu istikametine gitmek için -Güzelyurt'ta Manisa Bulvarı üzerinde bulunan Mevlevi yol kavşağını geçtikten sonra yolun sağa meyilli virajına geldiğinde aşırı süratli olduğundan direksiyon hakimiyetini kaybetti ve saat 05.30 raddelerinde yolun sağında banket içerisinde ayni istikamete d-oğru yürüyüş yapmakta olan Birsen Yarkın'ın yanında yürüyen Süleyha Bolçocuk ve Nermin Ersoy'a çarpmıştır. Çarpma sonucu Süleyha Bolçocuk kaza mahallinde vefat etmiştir. Nermin Ersoy isimli şahsın ise sağ ayak bileği kırılmış ve bunun için Cengiz Topel Has-tahanesine sevkedilmiştir.

Kazanın polise bildirilmesi üzerine saat 05.40 raddelerinde olay yerine gelen polis ekibinden Pç.Tuncer Tayançlı, kaza yerine gelen Acil Servis görevlisinden Süleyha Bolçocuk'un vefat ettiğini öğrenmiş ve Sanığa kazanın nasıl o-lduğunu sorduğunda Sanık cevap olarak "Gaçtı bana, araba gaçtı." demiştir.

Meselenin tahkikatını üstlenen Tahkikat Memuru Müfettiş Muavini Serdar Karpuzcu kaza mahallinde yapmış olduğu inceleme neticesinde, Lefkoşa ana yolu istikametine göre yolun solund-an sağına doğru ilk sürüklenme izi olduğunu görüp yayaların yürüyüş yaptığı sağ banket içerisinde kaza vuruş noktasını "x" olarak işaretlemiş ve kazanın kaba taslak bir krokisini çizmiştir. Bu arada Sanık tutuklanmış ve Trafik Şubesine sevk edilmiştir. San-ığa saat 06.05'de alkolmetre cihazı ile yapılan alkol testi neticesinde kanındaki alkol miktarının 89 miligram olduğu tesbit edilmiştir. Sanığın kullandığı araçta yapılan mekanik testlerde kazaya sebebiyet verecek herhangi bir mekanik arıza tesbit edilemem-iştir. Trafik Şubesinde tutuklu bulunan Sanık gönüllü ifade vermek istediğini beyan etmesi üzerine ayni gün gönüllü ifadesi alınmıştır. Sanık verdiği gönüllü ifadesinde kazanın oluşu ile ilgili şöyle demektedir:

"Arkadaşımın annesi olan Dervişe abla-yı otele bıraktıktan
sonra yine arkalı önlü ismini hatırlayamadığım Girne'
deki bir markette durup kuruyemiş ve alkollü içki alıp Kaçkar Restorant'ın yanında bulunan deniz kenarına gittik. Sabah saat 04.30'a kadar hep beraber orada yedik içtik ve sohb-et ettik. Saat 04.30'da ordan ayrılıp kızları otele bıraktık ve yine Ahmet ile arkalı önlü hareket ettik, bu şekilde Kalkanlı'ya kadar geldik. Kalkanlı'da ben önümde giden Ahmet'i geçtim ve Güzelyurt'a geldiğimde çemberden sola dönüp kestirme olan bu çevre- yolundan evime gitmek için seyrederken bu yol üzerinde bulunan Mevlevi kavşağını geçtikten sonraki viraja geldiğimde aşırı süratli olduğumdan direksiyon hakimiyetini kaybettim. Bu esnada yolun benim gidiş istikametine göre yolun sağ tarafındaki banket içe-risinde benimle ayni istikamete yürüyen tanımadığım üç bayandan bir tanesine aracımla çarptım. Tahminime göre ben bu kazayı alkollü, uykusuz ve yorgun olduğum ayrıca 65 kilometre sürat tahdidi olan bu yolda saatte 100 kilometre süratle gittiğim için kaza y-aptım. Pişmanım, herkesten özür dilerim. Böyle bir şey olmasını
istemezdim. Ailesine başsağlığı dilerim."


Sanığın sürüş ehliyetinde yapılan kontrollerde Sanığın sürüş ehliyetinin 5.6.2007 tarihine kadar geçerli olduğu, kaza tarihinde ise hitam bulduğu -tesbit edilmiştir. Yine yapılan evrak kontolünde Sanığın bu kazayı yaptığı sırada sigortanın kendisini kapsamadığı da tesbit edilmiştir.

İddia Makamı meselenin olgularını yukarıdaki şekilde özetledikten sonra, söz alan Sanık avukatı, Sanığın 25 yaşında,- Üniversite mezunu, disiplinli, çalışkan, çevresinde sevilen sayılan başarılı bir genç olduğunu, kaza tarihinde öğrenci olduğu bölümü başarı ile tamamladığını ve Yedek Subay olarak askerlik görevini yaptığını, Sanığın kazayı önlemek için manevra yapıp bank-ette en içte yürüyen yani yoldan en uzak olan müteveffiyeye çarptığını, mesele ile ilgili 4 gün tutuklu kaldığını ve bu süre zarfında alkollü ve süratli araç kullandığını kabul etmekle polise yardımcı olduğunu, kaza neticesinde şok yaşadığını, sürüş ehliye-tinin süresinin 5.6.2007 tarihinde dolduğunu, aracı da babasının yeni almasından dolayı sigortanın adına geçmediğini, pişman olup mahkemeden özür dilediğini beyan etmiştir. Sanık avukatı ayrıca Sanığın müteveffiyenin ailesini tazmin ettiklerini ve onların -da Sanığı affettiklerini ve şikayetlerinin olmadığını gösteren belgeyi de Mahkemeye emare 9 olarak ibraz etmiştir.

Davayı dinleyen Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığı aleyhine getirilen davalardan suçlu bulup mahkum etti. Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığın işlemiş old-uğu suçun 7 yıla kadar hapis cezası veya 5,000.YTL'ye kadar para cezası veya her iki cezayı öngördüğünü belirttikten sonra Sanığa mahkûm edildiği davalardan nasıl bir ceza takdir edileceğini tesbit ederken cezalandırma ilke ve prensiplerini, Yargıtay/Ceza -8-9/75, Yargıtay/Ceza 7/91 ve 12/91 (D.4/91) Yargıtay/Ceza 60/2000 (D.3/01), Yargıtay/Ceza 97/01 (D.12/01) ve Yargıtay/Ceza 98/01 (D.13/01) sayılı istinaf kararlarına atıfta bulunarak, keza yasal mevzuatı, İddia Makamı tarafından sunulan ve ihtilâfsız olan- olguları, emareleri, Sanık avukatının Sanık lehine ileri sürdüğü tüm hafifletici sebepleri dikkate aldıktan sonra dava konusu kazanın Sanığın alkol tesiri altında, süratli araç kullanarak yolun sağında banket içerisinde yürümekte olan müteveffiyeye çarpma-sı neticesinde meydana geldiğini, bu kazanın tamamen Sanığın kusurlu sürüşü neticesinde meydana geldiğini, sorumsuzca hareket eden Sanığın hiçbir suçu olmayan müteveffiyenin ölümüne sebebiyet verdiği kanaatine vardı ve alkol tesiri altında süratli, dikkats-iz ve tedbirsiz araç kullanması ve yolun sağına geçerek müteveffiyeye banket içerisinde çarpan Sanığa hapislik dışında bir ceza takdir etmelerine olanak olmadığı kararına vardı.

Ağır Ceza Mahkemesi Sanığın yaşı, benzeri sabıkasının olmayışı, emare 9 beyan-name ve suçunu kabul etmesini dikkate alarak Sanığın alkol tesiri altında süratli araç kullanması ve yolun sağına geçerek banket içerisinde yürümekte olan müteveffiyeye çarpmasının ağırlaştırıcı faktörler olduğu kanaatini izhar edip Sanığa caydırıcı, ibret- verici ceza verilmesi prensibini ve kamu menfaatini ön planda tutarak uzun süreli bir hapislik cezası vermeyi uygun görmüş ve netice itibarıyle Sanığı mahkum olduğu 1. davadan 3 yıl, 9. ve 10. davalardan 10'ar gün hapislik cezasına çarptırmıştır. 2,3,4,5,-6,7 ve 8. davalardan 1. davanın olgularından neşet ettiği cihetle mahkumiyet kaydetti, ayrıca ceza vermedi.

Sanık 1. davadan verilen 3 yıl hapislik cezasının fahiş olduğunu ileri sürerek bu karardan istinaf etmiştir.

Olgulardan görüleceği üzere Sanık -aleyhine getirilen 1.
ve en önemli dava, Fasıl 154, Ceza Yasasının 210. maddesine aykırı arabasını sürerken tedbirsiz veya dikkatsiz bir fiil sonucu yolun sağında banket içerisinde yürüyüş yapmakta olan Süleyha Bolçocuk isimli kadına çarpmak suretiyle ölü-müne neden olmaktır. Sanık aleyhindeki diğer davalar ise ihtiyatsızca, acele ve halka tehlike teşkil edecek bir şekilde motorlu araç kullanıp kazaya sebebiyet vermek, alkollü içki tesiri altında motorlu araç kullanıp kazaya sebebiyet vermek, dikkatsizlik s-onucu kazaya sebebiyet vermek v.s davalardır.

Önümüzdeki davada Sanık, 65 kilometre sürat tahdidi olan meskûn bir mahalde, saatte 100 kilometre süratle süratli araba kullanmıştır ve süratli araba kullanması kazanın meydana gelmesinde etken olmuştur.Sanık-, keza alkollü içki tesiri altında araba kullanmıştır. Sanığın kanında 100 mililitre kanda yasal sınır olan 50 miligramın üzerinde 89 miligram etil alkol varlığı saptandı. Sanığın bu kusurları cezayı ağırlaştırıcı etkenlerdir. Alkol alıp sürücü koltuğuna- oturanlara, meskûn mahallerde süratli araba kullananlara dikkatsizlik veya tedbirsizlik nedeniyle bir başkasının hayatını kaybetmesine sebep olduklarında, kamu yararı gereği caydırıcı, etkili cezalar verilmelidir. Fasıl 154, Ceza Yasasının 210. maddesi te-dbirsizlik veya dikkatsizlik sonucu başka birinin ölümüne neden olan bir kişiye 7 yıla kadar hapis cezasına veya 5,000.YTL'ye kadar para cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılmasını öngörmektedir. Mahkeme ayrıca belirtilen cezalara ek olarak araç sü-rücüsünü belli bir süreyle veya süresiz olarak sürüş ehliyeti sahibi olmaktan men edebilir.

Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığa aleyhindeki 1. davadan, yani Fasıl 154 Ceza Yasasının 210. maddesine aykırı arabasını sürerken tedbirsizlik veya dikkatsizlik sonucu -Süleyha Bolçocuk isimli kadının ölümüne neden olmaktan 3 yıl hapislik cezası takdir etti.

Sanık avukatı, Ağır Ceza Mahkemesinin davanın olgularını ve hafifletici sebepleri yeterince dikkate almadığı ve 1. davadan takdir ettiği 3 yıl hapislik cezasının su-çun vehameti ile orantılı olmayıp aşikâr surette fahiş olduğunu iddia etti.

Bir Sanığa mahkûm olduğu suçtan ne ceza verileceği davayı dinleyen İlk Mahkemenin takdirindedir. İlk Mahkemenin ceza saptarken dikkate alması gereken bir hususu dikkate almadığı -veya dikkate almaması gereken bir hususu dikkate aldığı durumlar dışında Yargıtay kolay kolay İlk Mahkemenin ceza takdirine müdahale etmez; ancak, İlk Mahkeme cezalandırmada
doğru ilkeleri dikkate aldığını ifade etmesine rağmen, cezanın aşikâr surette fa-hiş veya aşikâr surette yetersiz görüldüğü durumlarda Yargıtay cezaya müdahale etmekten de kaçınmaz.

Önümüzdeki davada Sanığa Ağır Ceza Mahkemesi tarafından takdir edilen 3 yıl hapislik cezası, davanın olguları, özellikle ağırlaştırıcı faktör olan Sanığı-n alkollü içki tesiri altında araba kullandığı dikkate alındığında aşikâr surette fahiş mi?

Huzurumuzdaki istinafta incelenmesi gereken husus Sanığa verilen cezanın aşikâr surette fahiş olup olmadığıdır.

İstinafın duruşmasında Sanık avukatı özetle; S-anığın 25 yaşında, Üniversite mezunu, disiplinli, çalışkan, çevresinde sevilen sayılan bir genç olduğunu, kaza tarihinde öğrenci olduğu bölümü başarı ile tamamladığını ve yedek subay olarak askerlik görevini yaptığını, mesele ile ilgili 4 gün tutuklu kaldı-ğını ve bu süre zarfında alkollü ve süratli araç kullandığını ifadesinde kabul etmekle polise yardımcı olduğunu, kaza neticesinde şok yaşadığını, pişman
olup Mahkemeden özür dilediğini beyan etmiştir. Sanık avukatı ayrıca müteveffiyenin ailesini tazmin et-tiklerini ve onların da Sanığı affettiklerini ve şikayetlerinin olmadığını gösteren belgeyi de Mahkemeye emare 9 olarak ibraz ettiklerini beyan etti.

İstinafın duruşmasında Sanık avukatı, ayrıca, Sanığın alkollü olduğu bu meselede viraja girdiğini ve vi-rajı alamayarak savrulduğunu ve sağ bankette giden 3 kişiden en kenarındakine çarparak müteveffiyenin ölümüne sebep olduğunu, Sanık alkollü olmakla birlikte, alkolü çok sık almadığını, alkollü olan Sanığa alkolmetre cihazı ile test yapıldığını ve neticenin- emare 1 olarak Mahkemeye ibraz edildiğini, emare 1 belgede Sanığın kanındaki alkol miktarının 89 miligram gösterdiğini, esas resmi belgenin de emare 1 belge olduğunu, halbuki Mahkemenin mavi 30'da Sanığın kanındaki alkol miktarını 89 değil de 114 olarak d-eğerlendirdiğini, bu değerlendirmenin hatalı olduğunu, keza Sanığın bankette yaya olarak yürüyüş yapmakta olan 3 kişiyi birden çiğnememek için bir manevra yaptığını yani kazayı önlemek için gayret sarfettiğini, Mahkemenin ise bu manevra durumunu dikkate al-madığını ve dikkate almamakla Mahkemenin hata yaptığını ileri sürmüştür. Hemen belirtmeliyiz ki, kazayı önlemek için manevra yapıldığı hususu davanın olgularında görülmesi gerekir. Halbuki Sanık gönüllü ifadesinde bu manevra durumundan hiç bahsetmemiştir. -Bu durumda Mahkemenin manevra durumunu dikkate almamakla hata ettiği söylenemez.

İstinaf Edenin avukatı ayrıca Sanığın, kaza neticesinde ölen müteveffiyenin çok yakın arkadaşının annesi olduğundan çok büyük vicdan azabı çektiğini, müteveffiyenin terekes-inin tazmin edildiğini ve müteveffiyenin Tereke İdare Memuru olan ve ayni zamanda müteveffiyenin oğlu tarafından affedildiği ve herhangi bir şikayetlerinin olmadığı hususlarının yeterince dikkate alınmadığını, bu nedenlerle Sanığa 3 yıl hapislik cezası ve-rmekle Mahkemenin fahiş bir ceza verdiğini ileri sürerek cezanın indirilmesini talep etmiştir.

Öte yandan Savcı ise, Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığa ceza takdir ederken, suçun işleniş tarzını, Sanık lehine olan tüm hafifletici sebepleri, sabıkasız olduğunu- ve tüm söylenenleri dikkate alarak Sanığa 3 yıl hapislik cezası kestiğini ve verilen cezanın fahiş olmadığını ileri sürerek istinafın reddini talep etmiştir.

Savcı tarafından Mahkemeye izah edilen olgularda müteveffiyenin ölümüne neden olan kazanın 14.-6.2007 tarihinde saat 05.30'da meydana geldiği açıklıkla görülmektedir. Emare 1 belgeye göre Sanığa alkolmetre cihazı ile yapılan alkol testi neticesinde kanındaki alkol miktarının 89 miligram olduğu tesbit edilmiştir. Yine ithamnamenin 4. davasından görül-eceği gibi Sanığın alkol miktarının 89 miligram olduğu iddia edilmiştir. Halbuki Mahkeme zabıtlarının mavi 30'da şöyle denmektedir.

"Bu arada trafik şubesine götürülen Sanığa alkolmetre
cihazı ile 05.55'de yapılan ilk alkol testi neticesinde nefesinde- %114, 06.05'de yapılan son teste ise %89 alkol tesbit edilmiştir."


İstinafın duruşması sırasında da İstinaf Eden Sanık avukatı Mahkemeye hitabında bu çelişkiye dikkatimizi çekmiş ve Mahkemenin Sanığın kanındaki alkol miktarının 89 değil de 114 miligram- olarak bulgu yaptığını ve bu bulguya dayanarak Sanığı cezalandırdığını, Mahkeme bu hatalı bulgulara bu kadar önem vermese idi keseceği cezanın muhtemelen daha farklı olabileceğini belirtti.

Sanığın işlemiş olduğu suçlar, Ağır Ceza Mahkemesinin de belir-ttiği gibi, ciddi suçlar olup amme menfaatı icabı bu tür suçları işleyenlere caydırıcı ve etkin cezalar verilmesi gerekmektedir. Ancak bu istinaftaki Sanık 25 yaşında, Üniversite mezunu ve askerliğini yedek subay olarak yapan
genç bir suçludur. Sanığın ka-nında saptanan etil alkolün 100 mililitre kanda yasal sınır olan 50 miligramın üzerinde 89 miligramdır. Halbuki Mahkeme Sanığın kanındaki alkol miktarını 89 değil de 114 miligram olarak bulgu yapıp hatalı değerlendirmiştir. Ayrıca müteveffiyenin ailesinin -zararlarının tazmin edilmiş olması ve onların da Sanığı affetmiş olmaları ve Sanık'tan şikayetçi olmadıklarını, beyan etmeleri hususları Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yeterince dikkate alınmamıştır. Sanığın suçunu kabul ettiğini, işlemiş olduğu suçtan piş-man ve nadim olduğunu, sabıkası da olmadığı hususlarını nazarı dikkate aldığımızda Ağır Ceza Mahkemesinin ceza saptarken bu davada cezayı hafifletici etkenleri yeterince değerlendirmediği ve Sanığa verilen 3 yıl hapislik cezasının aşikâr surette fahiş old-uğu kanısındayız ve Sanığa 1. davadan verilen hapislik cezasının mahkûmiyet tarihinden itibaren 2 yıla indirilmesinin uygun olacağı kanaatindeyiz.

Sırası gelmişken bir hususa, İlk Mahkemelerin dikkatlerini çekmek isteriz. Bir trafik suçundan ötürü Sanığ-ın Fasıl 154 Ceza Yasasının 210. maddesi altında suçlu bulunması halinde verilecek cezaya ek olarak Sanığın belli bir süreyle veya süresiz olarak sürüş ehliyeti sahibi olmaktan men edilmesi üzerinde ciddiyetle durulması gerekir. Bu meselede gerek İlk Mahk-emede gerekse Yargıtay'da bu konuya herhangi bir şekilde değinilmediği cihetle bu konuda daha fazla bir işlemin yapılmamasının uygun olacağı görüşündeyiz.

Sonuç olarak, istinaf kabul edilir ve İstinaf Eden Sanığa 1. davadan kesilen 3 yıl hapislik cezası- mahkumiyet tarihinden başlamak üzere 2 yıla indirilir. Bu hapislik cezası diğer hapis cezaları ile birlikte çekilecektir.




Mustafa H.Özkök Gönül Erönen Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç



27 Mart, 2009

-



13






Full & Egal Universal Law Academy